Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Duruşma Sırasında Hakimin Avukatlara Karşı Davranışları...

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-02-2008, 22:13   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Duruşma Sırasında Hakimin Avukatlara Karşı Davranışları...

X adliyesinin Y mahkemesi;

Duruşma biterken hakim gelecek duruşma tarihi olarak sadece iki seçenek sunar.İki avukatla temsil edilen davalı taraf vekilleri bu tarihlerin ve saatlerin kendileri için uygun olmadığını söyler. fakat davalı taraftaki her iki avukatın da katılmasının mümkün olmadığı/olamayacağı bir tarih ve saate duruşmayı erteler.Esasen avukatlara uygun gün vermek zorunda olmadıklarını da belirtir.
Her iki avukatın da belirlenen tarihte daha önceden kararlaştırılmış duruşmaları vardır ve iki ayrı ilçede olan duruşmaların arasında sadece 15 dakikalık süre bulunmaktadır.

Siz olsanız ne yapardınız?
Old 07-02-2008, 23:37   #2
av.ozancelik

 
Varsayılan

Davanın ceza davası mı yoksa hukuk davası mı olduğuna göre verilecek cevaplar değişir mi diye bende soru eklemek istedim...
Old 07-02-2008, 23:58   #3
Av.Barış

 
Varsayılan

Bizim burada genelde hakimler 1-2 tanesi hariç bize "Avukat bey bu gün uygun mu?" şeklinde soruyorlar.Ama dediğim bazı hakimler malesef sormadan direk gün veriyor.
Yapılacak birşey yok malesef.Önem sırasını belirleyip daha az önemli olan duruşmaya mazeret vermeniz gerekecek.
İşi biraz ileriye götürüsek mazeret dilekçenize "Uygun gün verilmediğinden ötürü duruşmaya katılamıyorum" şeklinde ibarede konulabilir.
Karar sizin...
Old 08-02-2008, 16:09   #4
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Merhaba
Konu gerçekten çok sıkça karşılaştığımız konulardan biri bu durumda yapılabilecek pek fazla bişey yok ancak duruşmanın belirli bir saate ertelenmesini gelememeniz durumunda başka güne bırakılmasına karar verilmesini isteyebilirsiniz.
Old 08-02-2008, 16:20   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

Bu konuda elbette mazeret dilekçesi vermek,bir başka avukata yetki belgesi düzenlemek seçenekleri bulunmaktadır.

Benim asıl tartışmak istediğim şey, savunmanın görevini yapamayacağı bir tarihi seçme konusunda hakimin tutumunun yanlış olduğu,mesleki nezakete ve dahası savunma hakkına aykırı bir durum oluştuğudur.

Avukat ve müvekkil aynı şeyi ister.Avukat duruşmada bulunmak ister,müvekkil duruşmasında bulunan vekili olsun ister.

Ayrıca mazeret bildirmek,sonraki duruşmanın tarihinin de olanaksız olma ihtimali taşıyacaktır.

Sonuç olarak duruşma hakiminin, vekillere uygun olmayan bir gün tayin etme keyfiyetlerinin olmaması gerektiğini düşünüyorum.
Old 08-02-2008, 17:25   #6
av.zuhala

 
Varsayılan

Sayın Kayar ; geçen yıl Ankarada benzer bir olay başıma geldi.Hakim duruşma günü belirledi.İstanbuldan geldiğim ve aynı gün bir duruşmam olduğu için kibarca "hakim bey başka bir gün olabilirmi?" dedim.Davalı taraftım ve hakim duruşmayı uzatma niyetinde olduğumu düşündü sanırım. Davacı avukat arkadaşım kabul etmesine rağmen hakim bey beni azarlayarak "O güne dek bilirkişi raporu gelmiş olacak ve ben karar vereceğim keyfinizi bekleyemem,ister buraya gelin ister diğer duruşmaya gidin "dedi.Bende çaresiz o gün diğer duruşmaya mazaret verip Ankara gittim.Bilirkişi raporu gelmemişti Tabii hakim yeni duruşma günü verdi.Ancak ben duruşma zaptını alırken "Hakim bey bugünü verirken başka bir duruşmam olduğunu söylemiştim ama siz bilirkişi raporu gelir diye bugünü verdiniz ve beni azarladınız "dedim. "Özür dilerim avukat hanım bizlerde yanılıyoruz bazen "dedi.Olayı uzatmadım ama bayağı sinirlenmiştim o gün.Bence sadece hakimin avukatlara uygun duruşma günü belirlemesi gerekir.Bizler yargılamanın vazgeçilmez unsurlarıyız.
Old 08-02-2008, 20:12   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Amaç, adaletli bir karar tesis etmek ise ve bunun ancak hukukçuların katılımı ile mümkün olabileceği bir gerçek ise; hakimlerin mahkemede taraf avukatlarının da bulunmasını tercih etmesi ve önceliğini buna vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Eğer, avukat olsa da olur olmasa da deniliyorsa ve yine önemli olan, hakimin kararını vermesidir düşüncesi hakim ise, hakimlerin bu tür bir zorunluluğunun olmadığı savını, kabul etmek gerekir.

Takdir yüce yargınındır.
Old 08-02-2008, 21:03   #8
FYLOZOF

 
Varsayılan

Biz avukatlar olarak, avukatlık yasasını çok çok iyi okumalıyız ceza yada hukuk davalarında usulu çok iyi bilmeliyiz kanaatindeyim.
arkadaşımızın sorusuna gelince,Hakimlerin duruşma gününü avukatlar açısından müsait bir güne tehir edeceğine ilişkin yasal bir düenleme hatırlamıyorum, ancak genelde avukatların , verilen duruşma günüyle ilgili itirazlarını dikkate alıyorlar, ama birazda bu husus hakimin takdirinde olduğu için ,hakimin kişiliği ve avukatlara bakışı ile alakalı diye düşünüyorum.av.zuhal arkadaşımız hakimin kendisini azarladığını söylemiş, hiç bir hakim in avukatı azarlamaya hakkı yok, azarlayamaz, sayın meslektaşımızın orda tavrını ortaya koyması gerekirdi ve eminim hakim arkadaş hemen sizen özür dilemek zorunda kalırdı. saygılar..
Old 09-02-2008, 21:51   #9
pir_i fani

 
Varsayılan

kötümser olmamak lazım, iki seçenek verilmiş.Her zaman insanları memnun etmek mümkün olmayabilir.Görevinin insanları memnun etmek olmadığı, hakimin de kendine göre zamanlayacağı mahkemeleri olabilir.Saygı duymak ve çare aramak lazım.Ben bir hata göremedim.
Old 09-02-2008, 21:54   #10
witch-wizard

 
Varsayılan

keşke avukatlık yasasını okumakla herşey bitseydi sayın fylozof,genç bir meslektaşımın ara kararın yerine getirilmesi hususunda hakime danışmak niyetiyle girdiği odadan ağlayarak çıktığını ve sen avukat mısın?? lafını yediğini hatırlıyorum...çünkü küçük dağları onlar yaratıyor..ve biz ses çıkaramıyoruz..
Old 09-02-2008, 22:13   #11
İlknur Adiller

 
Varsayılan

Yargıç yargılamayı tek başına değil, tarafların katılımı ve katkısıyla yapar. Dolayısıyla yasada açık olarak duruşma gününün tayin usulü kurala bağlanmamış ise de her iki taraf vekilinin müsait olmadığı güne keyfi olarak duruşma günü veremez, vermemelidir.Taraf vekillerinden biri uygun olsa ve sunulan 3- 4 seçenekte anlaşamasalar hakim aralarından bir güne duruşmayaı erteleyebilir.Fakat, her iki tarafa uygun olmayan gün tayini gibi bir dayatma karşısında kalsam,her ne kadar ''gereği düşünüldü ''denmiş ve arar kararların sonuna gelinmiş olsa da '' karşı taraf meslekdaşım dahil müsait olmadığımızın'' zapta geçirilmesini talep eder, taraf vekillerinin uygun olmamasına rağmen duruşma gününün tarihinin belirlendiğini son numaralı ara karar olarak yazılmasını sağlamaya çalışırdım. Akabinde de o celseye mazeret bırakır, meslektaşımdan da aynı şeyi rica eder,hakimin işini uzatırdım. Yokluğumda yapılan celsedeki işlemlere de bu gerekçe ile itiraz ederdim.
Old 17-02-2008, 10:31   #12
polat_ksk

 
Varsayılan

ben 9 eylül hukuk 1.sınıf öğrencisiyim. ilk dönem bize hukuk başlangıcı dersinde adliye inceleme raporu verildi ve izmir bayraklı adliyesine gittim. Orada gördüğüm tablo karşısında bakakaldım. Ağır ceza mahkemesi hakimlerinden biri avukata duruşma sırasında çocuk azarlar gibi azarladı. Ve aynı zamanda araştırmalarıma göre ikisi de aynı fakülteden mezun olmuşlar fakat sadece seçtikleri meslekler farklı. avukatlığı seçen şahıs sürekli hakim karşısında ezilmesi ne kadar doğru bir davranış. Bu sene öğrendiğimiz ifadeyle hakkaniyete uygun mu?
Old 18-02-2008, 16:45   #13
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan Avukat Yargının temel unsurlarından ,Bağımsız savunmayı temsil eder!!!

Alıntı:
keşke avukatlık yasasını okumakla herşey bitseydi sayın fylozof,genç bir meslektaşımın ara kararın yerine getirilmesi hususunda hakime danışmak niyetiyle girdiği odadan ağlayarak çıktığını ve sen avukat mısın?? lafını yediğini hatırlıyorum...çünkü küçük dağları onlar yaratıyor..ve biz ses çıkaramıyoruz..

Sayın meslektaşım

Bence herşey kişiye göre değişir!!!

Neden hakime danışmaya gidiyor ki hakim uygulamayı iyi bildiği için mi !!!

Herkes görevini yapsın Avukat kanun ya da içtihatlar doğrultusunda talep etsin, hakim de kanun gereğince karar versin.

Hakim de aynen bizler gibi hukuk Fakültesini bitirmemiş mi;???

Meslek kuralları:,

Avukat ile hakim hizmetin özelliklerinden gelen ölçülere uygun davranmak zorundadır.Bu ilişkilerde karşılıklı saygı esastır.

Avukat olarak bize karşı herhangi bir kurumdan herhangi bir saygısızlık olması durumunda ;bağlı bunulan baroya bilgi verilir ve gerekli yerlere şikayet dahi tüm işlemlerin takibi gereklidir.

Görevi hukukun uygulanmasına yardımcı olmak olan ve hak savunuculuğu olan avukatlar kendi haklarını da mesleğine karşı olan saldırıyı da bertaraf edebilmelidir.

BİRLİK OLMALIYIZ.


Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

MOLİERAC



SAYGILARIMLA
Old 20-02-2008, 00:28   #14
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

MOLİERAC


Ama bunu Hakimlere söylemiyorsunuz ya da söyleyemiyorsunuz. Onlara olması gerekenden fazla saygı gösteriyorsunuz. Madem Avukatın astı ya da üstü yok, neden sadece Adliye Personeline ve Polislere bunu ispatlıyorsunuz da Hakimlere ispatlayamıyorsunuz. Mahkeme Kaleminde sesini yükselten bir Avukatı ertesi gün duruşma salonunda tanıyamıyorum. Bu o dün kaleme gelip "Ben Avukatım işlerinizin yoğunluğu ve personelin azlığı beni ilgilendirmez Dosyamı çıkartın" diyen Avukat değilmi. Ama bugün duruşma da Hakimden fırça yiyor ve hiç sesi çıkmıyor. Bir Hakim, makamını kullanıp bir Avukata bağıramaz. talebini yazdırır reddeder. Bir Avukatın,Hakime saygısı ayrı, kendine saygısı ayrıdır. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, ben yüzlerce duruşmaya girdim ve 100 den fazla Avukata bağırma, fırça atma olaylarına şahit oldum. Ama Hakime çıkıpta benimle böyle konuşamazsınız diyen iki yada üç Avukat gördüm. Bir katibin Avukata bağırdığını düşünsenize, vay o katibin haline. Ne nameler dökülür hemen.Hukukçuluk namına bir sürü kitap yazılır hemen. Yok yok, ben gördüklerimden sonra kusura bakmayın ama ben Molierac ın sözüne katılamayacağım.

Duruşma günlerinin verilmesine gelince, o konuda sizlere katılıyorum. Sizi tercih yapmaya zorlayan (buna mazeret vereyim öbürüne gireyim şeklinde) bu uygulamalar çok can sıkıcı durumları netice verebiliyor. Bence Baroların bu tür konularda Bir şeyler yapması lazım. Mesela, 3 er Avukattan oluşan bir temsilci heyet gönderip, Hakimlerle görüşülebilir. Aksi takdirde Hakimlerle çok sık tartışmalar yaşarsınız. Hakimlerde duruşmada kendi otoritesini bozmamak için talebinizi reddedip, belki de bağırıp çağırıp canınızı sıkacak ve sonuç değişmeyecek.
Old 21-02-2008, 19:10   #15
efekankaptan

 
Varsayılan

Aynı fakülteden mevzun olmuş ve aynı eğitimi almış aynı sıralara oturmuş kişilerin sadece sıfatlarındaki değişiklik onların bir birine bu denli davranışlarını ne kadar etkilemeli. Bir hocamızın söylediği laf çok hoşuma gitmişti: "Duruşma salonunda hakim ve savcıların avukatlardan yüksekte oturmaları marangozun yaptığı hatadan kaynaklanır."
Old 22-02-2008, 13:06   #16
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

1-Bir Hakim veya Savcı duruşma sırasında Avukatı azarlarsa, Avukata bağrırsa Avukat sesini çıkarmazsa, meslektaşları da onu savunmazsa o Avukata, duruşmaya çıkan memurun (katibin) ve mübaşirin saygısı olur mu ?.
2-Yine olay yerinde keşif yapıldığı sırada Vatandaşların içinde yine bir Hakim, bir avukata yukarıda belirttiğim şekilde muamele ederse, Avukat da yine sessiz kalırsa, orada bulunan vatandaşlar Avukat ı takar mı ?
3-Ya da İki Avukat polislerin önünde birbirlerine hakaret ederlerse o polisler o Avukatlara saygı duyar mı ?
4-Bir katip veya mübaşir kendisine hakaret eden Hakim hakkında Avukatlardan tanıklık isteyince Avukat da "Git işine" derse o Avukata memurun bakışı nasıl olur.

Avukatları kimsenin küçük gördüğü ya da adam yerine koymadığı diye bir şey yok. "İnsanları kimse küçük görmez, İnsanlar kendilerini küçük gösterirler"

Bunları yazdım diye bana kızmayın yoksa sizleri amcama (Hakime) ve Dayıma (Savcıya) söylerim.

Tabi ki bu işin şaka tarafı ama yukarıda saydığım 4 hareket ve daha fazlası Adliyelerde çok rastlanan olaylardan. Siz Avukatlar her ne kadar toplumca yanlış tanınsanızda yine sizsiz yapamıyorlar. Sizleri eleştiren Vatandaşlar çok mu masumlar sanki. Siz onların beyanına göre dava açıyor ya da savunma yapıyorsunuz. Önce kendilerine baksınlar. Benim ve benim gibi düşünen bir çok insan var ve sizlere saygı duyuyoruz. Ama sorun sizlere duyulan saygı ya da kin değil. Sorun Sizlerin birbirinize destek çıkmamamınız. birbirinizi hukukçu olarak değil de rakip olarak görüyorsunuz.

Ayrıca Bir hukukçu yalnızca kendisine müvekkillik için gelen insanlarla ilgilenmemeli. Gördüğü haksızlıklara müdahele etmeli, Örneğin Hakimlerinden hakaret üstüne hakaret yiyen memurlara hukuk ve insanlık namına sahip çıkması lazım. Sigara içilmesi yasak olan bir yerde meslektaşı dahi olsa sigara içen kişiyi uyarması lazım. vs gibi birçok örnek verilecek olay var.

Ayrıca beni rahatsız eden olaylardan en önemlisini söyleyeyim.
Biz katipler ve Mübaşirler Avukatlarla Hakimler arasında arada kalıyoruz.
Örneğin; Ağır Ceza Mahkemesinde bir duruşmada Resi Bey, mübaşirine kendisine göre duruşmanın adabını bozan Avukatı duruşma salonundan çıkarmasını istiyor. Mübaşir Avukata çıkmasını rica ediyor. Avukat çıkmayınca, Reis Bu sefer ileri giderek "kolundan tut çıkar" diyor. Mübaşir "Efendim ben böyle bir şey yapamam" diyor. Reis bunun üzerine "Seni içeri atarım" diyor. Mübaşir korkusundan Avukatı zorla dışarı atıyor. sonunda ne mi oluyor. Hukukçu olduğunu zanneden Avukat arkadaşınız mübaşiri şikayet ediyor, bir kaç arkadaşınında imzasını alıyor ve durumu Savcılığa bildiriyor. Mübaşir cezalandırılıyor. ve Başka Mahkemeye gönderiliyor. (Tabi önce başka bir şehre sürülmesine uğraşılmış, ancak bazı Avukatların yani Gerçek Hukukçuların müdahelesiyle yalnızca Mahkemesi değişiyor.) Katip arkadışımızdan duyduğuma göre o Avukat (mübaşiri şikayet eden) Adliyenin çay bahçesinde daha sonra Reis le çay içip muhabbet etmişler. Daha bir çok örnek var mesela, Hakim kaleme talimat veriyor, Avukat böyle olmaz ben şöyle yapacam diyor. bizimle tartışıyor. ama çıkıpta Hakimle konuşmuyor. Sanki muhatabı benim yada diğer kalem arkadaşlarım. O yüzden suçu katibe, mübaşire, meslektaşınıza yada marangozun üzerine atmayın.

Old 22-02-2008, 18:54   #17
Av.Barış

 
Varsayılan

Ahmet bey burada haklı.Biz bir türlü birbirimize destek olamıyoruz.Bu gerçektende üzerinde önemle durulması gereken bir konu.
Duruşma çıkışında hakime "İyi çalışmalar" yada "İyi günler"
deyip orada bulunan meslektaşlara hiçbir şey demeden giden bir çok Avukat tanıyorum.
Yine baro odasına girip selam vermeyen arkadaşlarımız duruşmaya girerken ya da kaleme girdiklerinde herkese selam veriyor.Ama orada bulunan meslektaşlara selam vermiyor.
Malesef öyle.Biz birbirimizi meslektaş olarak değil genelde rakip olarak gördüğümüz için belkide bugün bu noktadayız.
Old 23-02-2008, 02:26   #18
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AHMET ŞEREMET
Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

MOLİERAC


Ama bunu Hakimlere söylemiyorsunuz ya da söyleyemiyorsunuz. Onlara olması gerekenden fazla saygı gösteriyorsunuz. Madem Avukatın astı ya da üstü yok, neden sadece Adliye Personeline ve Polislere bunu ispatlıyorsunuz da Hakimlere ispatlayamıyorsunuz. Mahkeme Kaleminde sesini yükselten bir Avukatı ertesi gün duruşma salonunda tanıyamıyorum. Bu o dün kaleme gelip "Ben Avukatım işlerinizin yoğunluğu ve personelin azlığı beni ilgilendirmez Dosyamı çıkartın" diyen Avukat değilmi. Ama bugün duruşma da Hakimden fırça yiyor ve hiç sesi çıkmıyor. Bir Hakim, makamını kullanıp bir Avukata bağıramaz. talebini yazdırır reddeder. Bir Avukatın,Hakime saygısı ayrı, kendine saygısı ayrıdır. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, ben yüzlerce duruşmaya girdim ve 100 den fazla Avukata bağırma, fırça atma olaylarına şahit oldum. Ama Hakime çıkıpta benimle böyle konuşamazsınız diyen iki yada üç Avukat gördüm. Bir katibin Avukata bağırdığını düşünsenize, vay o katibin haline. Ne nameler dökülür hemen.Hukukçuluk namına bir sürü kitap yazılır hemen. Yok yok, ben gördüklerimden sonra kusura bakmayın ama ben Molierac ın sözüne katılamayacağım.

.

Yukarıda yazılanlara maalesef aynen katılıyorum.

Saygılarımla
Old 23-02-2008, 11:37   #19
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

*Avukatların ,duruşma sırasında hakimlerin olumsuz tutumlarına maruz kalmaları ve buna tepki göstermemelerinin arkadaki sebep,muhtemelen müvekkilin çıkarlarının olumsuz etkileneceği kaygısıdır.

Bu düşünce bence yerinde değildir.Hakimin olumsuz tutumlarına itiraz etmek ,yargılama sonucunun olumsuzluğunu belirleyecek bir etken olarak düşünülemez,düşünülmemelidir.

*İlk mesajın yayınlanmasına sebep olan olay sırasında hakim,duruşmada avukatlara saygı ve nezaket sınırlarının dışında kalan sözler sarfetmiş,avukat bu tutuma tepki göstermiştir.

Duruşmada hazır bulunan asil,vekilinin hakime itiraz etmesi nedeniyle kaygılar yaşamış ve duruşma sonrasında avukatın ,hakime itiraz etmekten ve şikayetten vazgeçmesini ısrarla rica etmiştir.Avukat'ın müvekkiline vermiş olduğu yanıt ;

"Mesleki ve şahsi onurunu yargılama sırasında koruyamayan avukat,müvekkilini hiç koruyamaz.
Doğru bildiğini müvekkiline karşı savunamayan avukat ise ,bunu hakim karşısında hiç yapamaz.Kaygılar yaşıyorsanız vekilliğinizden çekilmeye hazırım"

*Anlatılan ve başkaca buna benzeyen olaylara tanık olan adliye çalışanlarının ,önceki mesajda olduğu gibi,hakime itiraz etmiyorsunuz,bize de itiraz etmeyin şeklinde anlaşılabilecek mesajlar yazmaları her ne kadar şaşırtıcı değilse de haklı ve yerinde değildir.

*Avukatlar da ;duruşma sırasında duruşma zaptını yazan memurlara ,hakimin yüksek sesle azarlayıcı tutumlarına tanık olmaktadır.

Konu kimin kime yüksek sesle bağırdığı,azarladığı değil,herkesçe aynı biçimde algılanması gereken mesleki saygı davranışlarıdır.
Old 24-02-2008, 00:18   #20
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Açık teşekkür

Alıntı:
Yazan Av.Habibe Yılmaz Kayar
Merhaba

*Avukatların ,duruşma sırasında hakimlerin olumsuz tutumlarına maruz kalmaları ve buna tepki göstermemelerinin arkadaki sebep,muhtemelen müvekkilin çıkarlarının olumsuz etkileneceği kaygısıdır.

Bu düşünce bence yerinde değildir.Hakimin olumsuz tutumlarına itiraz etmek ,yargılama sonucunun olumsuzluğunu belirleyecek bir etken olarak düşünülemez,düşünülmemelidir.

*İlk mesajın yayınlanmasına sebep olan olay sırasında hakim,duruşmada avukatlara saygı ve nezaket sınırlarının dışında kalan sözler sarfetmiş,avukat bu tutuma tepki göstermiştir.

Duruşmada hazır bulunan asil,vekilinin hakime itiraz etmesi nedeniyle kaygılar yaşamış ve duruşma sonrasında avukatın ,hakime itiraz etmekten ve şikayetten vazgeçmesini ısrarla rica etmiştir.Avukat'ın müvekkiline vermiş olduğu yanıt ;

" Mesleki ve şahsi onurunu yargılama sırasında koruyamayan avukat,müvekkilini hiç koruyamaz.
Doğru bildiğini müvekkiline karşı savunamayan avukat ise, bunu hakim karşısında hiç yapamaz.Kaygılar yaşıyorsanız vekilliğinizden çekilmeye hazırım "


*Anlatılan ve başkaca buna benzeyen olaylara tanık olan adliye çalışanlarının ,önceki mesajda olduğu gibi,hakime itiraz etmiyorsunuz,bize de itiraz etmeyin şeklinde anlaşılabilecek mesajlar yazmaları her ne kadar şaşırtıcı değilse de haklı ve yerinde değildir.

*Avukatlar da ;duruşma sırasında duruşma zaptını yazan memurlara, hakimin yüksek sesle azarlayıcı tutumlarına tanık olmaktadır.

Konu kimin kime yüksek sesle bağırdığı,azarladığı değil,herkesçe aynı biçimde algılanması gereken mesleki saygı davranışlarıdır.

Sayın Habibe Yılmaz KAYAR'a avukatlık hukukunu söylemek ve uygulamak konularındaki tutumuna teşekkür ederim.

Ömer KAVİLİ
Old 06-06-2008, 19:24   #21
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Sayın Av.Habibe YILMAZ KAYAR


öncelikle yazdığım mesajda hakimlere karşı nasılsanız bize de öyle olun diye bir anlam nasıl çıkarıldığını anlayamadım doğrusu.

ikinci olarak da bir hakim adliye personeline hakaret edip azarlıyorsa bu yine avukatların suçudur. çünkü hakimler ve savcılar, bir çok avukatın kendilerine karşı tanıklık yapmayacaklarını iyi bilirler.

Adliyedeki rüşveti, hakimlerin personelini aşağılaması ve hakaret etmesi, yine Hakimlerin Avukatları azarlaması gibi hadiseleri ve bir çok olumsuzlukları Sadece Hukukçuluğun olmazsa olmazı olan Siz Avukatlar ortadan kaldırabilirsiniz ya da azaltabilirsiniz

Saygılar,
Old 07-06-2008, 19:14   #22
üye14540

 
Varsayılan

"Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı

MOLİERAC"

Olması gerekeni anlatan bu söz ülkemiz açısından çok iddialı bir söz! Keşke bu veciz söz ülkemizde gerektiği gibi uygulansa, ama ne yazık ki uygulamada bu veciz sözün çok gerisindeyiz. Sayın Barış ben de duruşma günü verirken avukatlara sorarım şu gün sizin için uygun mu diye, çoğu zaman evet derler, uymazsa başka güne veririm, hatta saatlerini bile ayarlarım, ama ne yazık ki arkadaşların çoğunluğu duruşmalarını takip etmezler,hatta öyle ilginç gerekçelerle mazeret dilekçeleri gördüm ki inanamadım, çoğu kez mazeret dilekçesi bile vermeye üşenen meslektaşlar var, bu durumda hemen gerekli işlemi yapan mahkemelere avukatların katılımı daha çok, yani illa ki duruşmaya katılım için yasal işlem mi yapmak gerek, değerli meslektaşlar, hakimler bakımından bazı sızlanmalarınıza katılıyorum, ama sorun hakim ya da savcı ve avukat sorunu değil, bence sorun sorumluluk bilincidir. Ben duruşma sırasında avukat arkadaşlara meslektaş gibi davranmışımdır ve gerekli nezaketi de göstermişimdir, ancak yine de duruşmaları takip sorumluluğunu sağlayamadım, bu nedenle kararlık dosyayı 3-4 kez ertelediğim durumlar çok oldu, avukat meslektaşlar savunma için mehil istiyorlar, mehili veriyoruz, duruşma günü ve saatini müdafiinin uygun gün ve saatine erteliyoruz, ama bir bakıyorum mazeret dilekçesi, bilmem nerenin mahkemesinde duruşması varmış,bazen mazeret dilekçesi verme zahmetine bile katlanmıyor arkadaşlar. Yine de elimden gelen kolaylığı yapmaya çalışıyorum, ama bazen iyi mi yapıyorum diye düşünmeden de edemiyorum. Hakimlerin avukatlardan, avukatların hakimlerden şikayetçi olmadığı bir yargılama süreci dileği ile, saygılarımı sunarım.
Old 08-06-2008, 16:57   #23
av.ayşegül ergan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım,

Hakimlerin bu tür keyfi usuli uygulamalarına karşın bir çoğumuz her ne kadar kendimizi savunma durumunda da bırakılsak,uğrayacağımız hak kayıpları ve doğacak zararlara karşı itiraz yollarını sonuna kadar kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.. Adalet Bakanlığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığının aynı zamanda ilgili bir şikayet makamı olduğu unutulmamalıdır.Saygılar...

AVUKAT
Ayşegül ERGAN
Old 11-06-2008, 23:27   #24
wellan

 
Varsayılan uygun gün vermek ...

Öncelikle bu sorunu hukuk ve ceza davası olarak iki şekilde incelememiz mümkündür.Ceza davalarında CMK.150 gereğince avukatla temsilin zorunlu olduğu durumlarda erteleme durumunda mutlaka uygun saat verilmek zorunda yoksa kanuna aykırılık meydana gelir fakat bunun dışındaki durumlarda ise durum hakimin takdirine bağlı bir durumdur fakat duruşmaların yürümesi yani müdafa makamının kendisinden beklenen etkiyi göstermesi için uygun süre verilmesi lazımdır diye düşünüyorum...
Old 12-06-2008, 11:48   #25
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

Birkaç ay önce,bir meslektaşla karşılıklı olarak duruşmaya girdik,hakim gereği düşünüldü ve duruşmanın .../.../.. tarihine bırakılmasına derken,davacı meslektaş söz alarak;"hakim bey/hanım benim o gün düğünüm var,mümkünse size de uygun olan bir başka gün verebilir misiniz" şeklinde ricada bulundu.Gelen cevap inanılmazdı.
-"Olabilir,benim o gün düğünüm yok"

Halbuki;
-"Avukat hanım/bey,başka müsait gün yok" dense,hem daha kibar,hem daha etik olurdu.
Bu cevabın üzerine meslaktaşım neye uğradığını anlamadan ve bir süre yüzüme şaşkın bir halde baktı ve salonu terkettik.

SAYGILARIMLA...
Old 19-06-2012, 14:46   #26
hülya er

 
Varsayılan

Hakimin avukata karşı olumsuz bir tutumunda şikayet merci yalnızca HSYK mıdır? Başka bir merci var mıdır?
Old 19-06-2012, 15:26   #27
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hülya er
Hakimin avukata karşı olumsuz bir tutumunda şikayet merci yalnızca HSYK mıdır? Başka bir merci var mıdır?

Vardır. Allah'a havale etmek.
Old 10-11-2014, 00:16   #28
milatsu

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşlarım; ben daha altı ay önce ruhsatımı aldım...sizler kadar tecrübeli değilim. Lakin ben de hakimlerin sadece duruşma günü verirken değil genel olarak tutuma ve davranışlarını beğenmiyorum. Tabi bahsettiğim genelde ceza hakimleri. Duruşmaların 3-4 saat öteye sarkması bile savunma enerjimizi elimizden alırken bir de duruşma esnasında bir soru sormak istesek tanık ya da sanığa bildiğiniz küçük bir çocuğu azarlar gibi azarlıyorlar. daha doğrusu eziyorlar. Kibar olanlara da denk gelmedim değil ancak hepsinin bence kibar olmak daha doğrusu mesleki etiğe uygun davranma zorunlulukları var.
Ve maalesef ne avukat hakları merkezi ne de adalet komisyonu bizi teselli etmekten ve tutanak tutulacak demekten başka bişey yapmıyorlar.
Bu şekilde davrandıklarında yetişkin bir insan olarak azarlandığınız için bocalamanız bir yana müvekkilin karşısın da da saygınlığımızı yitiriyoruz.Kesinlikle yaptırım uygulanmalı. Nihayetin de biz de hukuçuyuz onlar da...
Old 12-11-2014, 11:27   #29
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan milatsu
Saygıdeğer meslektaşlarım; ben daha altı ay önce ruhsatımı aldım...sizler kadar tecrübeli değilim. Lakin ben de hakimlerin sadece duruşma günü verirken değil genel olarak tutuma ve davranışlarını beğenmiyorum. Tabi bahsettiğim genelde ceza hakimleri. Duruşmaların 3-4 saat öteye sarkması bile savunma enerjimizi elimizden alırken bir de duruşma esnasında bir soru sormak istesek tanık ya da sanığa bildiğiniz küçük bir çocuğu azarlar gibi azarlıyorlar. daha doğrusu eziyorlar. Kibar olanlara da denk gelmedim değil ancak hepsinin bence kibar olmak daha doğrusu mesleki etiğe uygun davranma zorunlulukları var.
Ve maalesef ne avukat hakları merkezi ne de adalet komisyonu bizi teselli etmekten ve tutanak tutulacak demekten başka bişey yapmıyorlar.
Bu şekilde davrandıklarında yetişkin bir insan olarak azarlandığınız için bocalamanız bir yana müvekkilin karşısın da da saygınlığımızı yitiriyoruz.Kesinlikle yaptırım uygulanmalı. Nihayetin de biz de hukuçuyuz onlar da...

Meslektaşım bu noktada görev size bize düşüyor, kaba olduklarında gerekli cevabı vermeliyiz. Rahat olun size kabalık yapan bir hakimi uyardığınızda ne olabilir ki? Eş soru ile size ne yapabilir ki? Hatta gerekli uyarıyı yaptığınızda o sizden çekinmeye başlayacaktır...

Ancak avukat hakları merkezi için beyan ettiğiniz görüşlerinize katılmıyorum. Merkeze bağlı avukatlar gönüllü olarak orada bulunuyorlar ve hemen hemen her olayda çok ciddi katkıları olduğunu gördüm...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Duruşma Sırasında yazdırılan Tutanağı Avukatlar Da İzleyebilecek Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Haberleri 19 02-03-2008 23:20
Boşanma Davası Açılınca Duruşma Günü Ne zaman Belirlenir,Duruşma Ne Zaman Yapılır? konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 05-12-2007 16:15
mala karşı işlenen suçlarda zararın karşı tarafa ödettirilmesi için izlenecek yol ? av.nihansarac Meslektaşların Soruları 6 29-08-2007 17:14
Duruşma Sırasında Savcılar!!!!! ekremauysal Meslektaşların Soruları 0 31-07-2004 15:51
Avukatlara Karşı Açılan Tazminat Davaları Acil Durum Hukuk Soruları Arşivi 3 25-02-2002 10:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08772898 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.