karardan sonra mahkeme dışı sulh

müvekkil aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasına karşı temliken tesçil talepli dava açtık ve davalar birleştirildi..ardından karşı tarafın açtığı dava reddedildi ve bizim açtığımız dava kabul edildi.gerekçeli karar yazılmış durumda ancak henüz karar tebliğe çıkarılmadı dolayısıyla temyizde yok.Ancak bu arada müvekkil karşı tarafla anlaştı elatılan arsa müvekkile tapudan bedeli karşılığı tesçil edilecek.Sormak istediğim mahkeme aşamasında tapu kaydına davalıdır şerhi konan arsanın bu şerhini nasıl kaldırabiliriz?Mahkeme talep halinde bu şerhi kaldırabilir mi?

Alıntı: Yazan aes müvekkil aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasına karşı temliken tesçil talepli dava açtık ve davalar birleştirildi..ardından karşı tarafın açtığı dava reddedildi ve bizim açtığımız dava kabul edildi.gerekçeli karar yazılmış durumda ancak henüz karar tebliğe çıkarılmadı dolayısıyla temyizde yok.Ancak bu arada müvekkil karşı tarafla anlaştı elatılan arsa müvekkile tapudan bedeli karşılığı tesçil edilecek.Sormak istediğim mahkeme aşamasında tapu kaydına davalıdır şerhi konan arsanın bu şerhini nasıl kaldırabiliriz?Mahkeme talep halinde bu şerhi kaldırabilir mi?

"Davalıdır" şerhinden kastınız sanıyorum "İhtiyati tedbir" kararı olmalıdır. Bilindiği gibi kararın kesinleşmesi ile birlikte bu tedbir kalkar. Kararı kesinleştirdikten sonra mahkemeden talep ederseniz size bir tezkere verirler. Onu tapuya teslim edersiniz. Şerh kaldırılır. Karar kesinleşmedikçe, karar vermek suretieyle "dosyadan el çeken" mahkemenin tapuya tezkere yazması mümkün değildir.

Taraflar sulh olduğundan karar veren mahkemeye başvurarak bu sulhü hüküm altına aldırıp tedbirin kaldırılması isteyebilirler diye düşünüyorum.Çünkü HUMK'un sistemi dava konusu hakkında tarafların serbestçe tasarrufu üzerine kuruludur ve hüküm verilmesi tarafların bu tasarruf yetkisinin kaldırılması olarak değerlendirilemez.Çünkü bu tasarruf yetkisinin zaman bakımından sınırlaması demektir ki kanunda bu yönde bir ifade yoktur.

Alıntı: Yazan Hasan Coşkun Taraflar sulh olduğundan karar veren mahkemeye başvurarak bu sulhü hüküm altına aldırıp tedbirin kaldırılması isteyebilirler diye düşünüyorum.Çünkü HUMK'un sistemi dava konusu hakkında tarafların serbestçe tasarrufu üzerine kuruludur ve hüküm verilmesi tarafların bu tasarruf yetkisinin kaldırılması olarak değerlendirilemez.Çünkü bu tasarruf yetkisinin zaman bakımından sınırlaması demektir ki kanunda bu yönde bir ifade yoktur.

Hasan Bey,

yerel mahkeme karar vererek dosyadan el çekmiştir. Tekrar dosyaya el atamaz.

Karar kesinleştiği takdirde elbetteki bu yönde tezkere yazılır.

Alıntı: Yazan aes müvekkil aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasına karşı temliken tesçil talepli dava açtık ve davalar birleştirildi..ardından karşı tarafın açtığı dava reddedildi ve bizim açtığımız dava kabul edildi.gerekçeli karar yazılmış durumda ancak henüz karar tebliğe çıkarılmadı dolayısıyla temyizde yok.Ancak bu arada müvekkil karşı tarafla anlaştı elatılan arsa müvekkile tapudan bedeli karşılığı tesçil edilecek.Sormak istediğim mahkeme aşamasında tapu kaydına davalıdır şerhi konan arsanın bu şerhini nasıl kaldırabiliriz?Mahkeme talep halinde bu şerhi kaldırabilir mi?

Kararda, "Tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına" şeklinde bir hüküm yoksa HUMK 112 inci madde gereğince tedbir kendiliğinden mürtefi olur. Dolayısıyla bir dilekçe ile mahkemeye müracaat ederek, tedbirin yasa gereği kalkmış olduğu; tapuya buna dair müzekkere yazılması talep olunabilir.

Merhaba Değerli Meslektaşlarım,
Önümüze gelen bir dosyada ,davacının eski vekili yerel mahkeme kararını verdikten sonra, dosya temyiz aşamasındayken , davacı ve davalı arasında imzalanmış bir sulh sözleşmesi olmadan, kendiliğinden ,dava konusu taşınmazlar üzerindeki tedbirlerin haricen sulh olunması nedeniyle kaldırılmasını talep etmiştir. mahkeme de bu talebi kabul etmiştir. ancak davacı müvekkilin bu durumdan haberi olmamıştır.
bu durumda meslektaşımızın sorduğu soruya verilen cevap bizim için de geçerli olacak mıdır?
yani hakimin dosyadan el çekmesi halinde tedbir kararının kaldırılması kararı veremeyeceği hususu burada da geçerli olacak mıdır?

Alıntı: Yazan BURCUKK Merhaba Değerli Meslektaşlarım, Önümüze gelen bir dosyada ,davacının eski vekili yerel mahkeme kararını verdikten sonra, dosya temyiz aşamasındayken , davacı ve davalı arasında imzalanmış bir sulh sözleşmesi olmadan, kendiliğinden ,dava konusu taşınmazlar üzerindeki tedbirlerin haricen sulh olunması nedeniyle kaldırılmasını talep etmiştir. mahkeme de bu talebi kabul etmiştir. ancak davacı müvekkilin bu durumdan haberi olmamıştır. bu durumda meslektaşımızın sorduğu soruya verilen cevap bizim için de geçerli olacak mıdır? yani hakimin dosyadan el çekmesi halinde tedbir kararının kaldırılması kararı veremeyeceği hususu burada da geçerli olacak mıdır?

Kararla birlikte "tedbirin devamına" denilmediyse, tedbirin kalkması yönündeki karar doğrudur. İlk kararda "tedbirin devamına" denildiyse son karar yanlıştır. Hakim dosyadan elini çekmiştir.

yanıtınız için çok teşekkürler.
peki avukatın müvekkilinin haberi olmadan ve sulh sözleşmesi olmaksızın bu tedbirlerin kaldırılmasını talep etmesi doğru mudur?
bu arada dosya temyizden lehimize onanarak döndü ama tedbirler kaldırıldığı için taşınmazlar çoktan 3. kişilere satılmıştı.

Alıntı: Yazan BURCUKK yanıtınız için çok teşekkürler. peki avukatın müvekkilinin haberi olmadan ve sulh sözleşmesi olmaksızın bu tedbirlerin kaldırılmasını talep etmesi doğru mudur? bu arada dosya temyizden lehimize onanarak döndü ama tedbirler kaldırıldığı için taşınmazlar çoktan 3. kişilere satılmıştı.

Yazdığınız gibiyse hem hukuki hem cezai sorumluluğu bulunmaktadır.

Sayın BURCUKK'un dava içeriğini bilmemekle beraber şayet takibe konu bir durum varsa takip sonunda alınacak aciz vesikasına binaen tasarrufun iptali istenebilir diye düşünüyorum.

" Davalıdır şerhi ", ihityati tedbirden farklı. Medeni Yasa'nın şerhlerle ilgili bölümünde düzenlenmiştir. HUMK. m.112 , davalıdır şerhinin değil ihtiyati tedbirin kaldırılması ile ilgilidir.
Soruya dönersek, " davalıdır şerhi ", tapuda işlem yapmaya engel değildir. Satış 3. kişilere yapılırsa bu şerh nedeniyle 3. kişi iyi niyet iddiasında bulunamaz. Şerhin yararı budur.
Saygılar.