Kmsi düşürülmüş araç

Sevgili Meslektaşlarım, tavsiyelerinize ihtiyacım var.

Şimdi müvekkil, şahıstan bir araç satın alırken araç 100.000 km olarak görülüyor ve satıcı bunu teyit ediyor. 30.000 Tl ye satış gerçekleşiyor.
Müvekkil, aracı kullanırken TÜEV kontrollerine sokuyor ve aracın kilometresi aslında 200.000 olduğu ortaya çıkıyor.
Müvekkil bunu öğrenince hemen aracı başkasına satıyor. Müvekkilin sattığı tutar ise 50.000 TL
Her ne kadar alış-satış arasında müvekkilin bir zararı olmasa da,, kmsi düşürülmüş olmasaydı araç ayıplı olmayacak belki daha yüksek bedelle satılacaktı.

Şimdi ben, müvekkilin sattığı kişiden, aracın durumunu bildiğine dair yazı aldım. Ancak şuan müvekkile aracı satan kişiye başvurup, müvekkilin zararını talep etmek istiyorum

Ben gizli ayıptan dolayı tazminata mı gitmeliyim yoksa alacak davası şeklinde mi olmalı ? Alacak davasında da hangi sebebe dayanmalıyımm? Ayrıca görevli mahkeme tüketici midir yoksa asliye hukuk mu ?

Tavsiyeleriniz için şimdiden teşekkürler

Burada açılacak dava, önceki sorunuzdaki cevaplarda geçtiği gibi gizli ayıba dayalı alacak davasıdır. Olaya uyan özel dava sebebi mevcut olduğundan genel alacak davası açılması düşünülemez.

Gizli ayıbın ortaya çıkmasını takiben makul süre içinde keyfiyetin satıcıya ihbarı gerekir. Araç satıldığı için TBK.m. 227 ve TKHK.m.11' deki seçimlik haklardan ancak satım bedelinin indirilmesi şıkkı tercih edilebilir.

Aracın bugünkü durum ve şartları değil, satış tarihindeki durumu esas alınacağından ve bedel indirimi davasında aracın iadesi söz konusu olmadığından ,aracın satılmış olması bence açılacak davaya engel teşkil etmez.

Zararın hesabında " nispi hesaplama" metodu uygulanır. Bunun için bilirkişi aracın satış tarihindeki rayiç değerlere göre " ayıplı ve ayıpsız değerlerini" tespit ederek zararı aşağıdaki formüle göre hesaplar;

Satış bedeli - (satış bedeli x ayıplı değeri) / ayıpsız değeri= alacak miktarı (Görülüyor ki bu formülde aracın sonraki satış değeri etkili değildir. )

Satıcı, galerici gibi araç satışını meslek edinmiş kişi ise dava Tüketici Mahkemesinde, değilse Asliye Hukuk'ta açılır.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş Burada açılacak dava, önceki sorunuzdaki cevaplarda geçtiği gibi gizli ayıba dayalı alacak davasıdır. Olaya uyan özel dava sebebi mevcut olduğundan genel alacak davası açılması düşünülemez. Gizli ayıbın ortaya çıkmasını takiben makul süre içinde keyfiyetin satıcıya ihbarı gerekir. Araç satıldığı için TBK.m. 227 ve TKHK.m.11' deki seçimlik haklardan ancak satım bedelinin indirilmesi şıkkı tercih edilebilir. Aracın bugünkü durum ve şartları değil, satış tarihindeki durumu esas alınacağından ve bedel indirimi davasında aracın iadesi söz konusu olmadığından ,aracın satılmış olması bence açılacak davaya engel teşkil etmez. Zararın hesabında " nispi hesaplama" metodu uygulanır. Bunun için bilirkişi aracın satış tarihindeki rayiç değerlere göre " ayıplı ve ayıpsız değerlerini" tespit ederek zararı aşağıdaki formüle göre hesaplar; Satış bedeli - (satış bedeli x ayıplı değeri) / ayıpsız değeri= alacak miktarı (Görülüyor ki bu formülde aracın sonraki satış değeri etkili değildir. ) Satıcı, galerici gibi araç satışını meslek edinmiş kişi ise dava Tüketici Mahkemesinde, değilse Asliye Hukuk'ta açılır.

Cevabınız için çok teşekkür ederim. Sizin bahsettiğiniz dava gizli ayıba dayanan maddi tazminat talebi midir ?
Peki ceza davası açsam, orada zararımı talep etsem, zararımı da ayıpsız olsaydı daha fazla bir miktara satacağım için tahmini bir tutar belirlesem olmaz mı ?

Ayrıca gizli ayıba dayandığımız için aracın satışından sonra 1 sene geçmiş ve ihbar edilmemiş, bu süre makul süreyi aşar ve dava reddedilir diye düşündüğümden genel anlamda bir alacak davası açmayı düşündüm

Alıntı: Yazan duyguuozcann Sizin bahsettiğiniz dava gizli ayıba dayanan maddi tazminat talebi midir ? Peki ceza davası açsam, orada zararımı talep etsem, zararımı da ayıpsız olsaydı daha fazla bir miktara satacağım için tahmini bir tutar belirlesem olmaz mı ? Ayrıca gizli ayıba dayandığımız için aracın satışından sonra 1 sene geçmiş ve ihbar edilmemiş, bu süre makul süreyi aşar ve dava reddedilir diye düşündüğümden genel anlamda bir alacak davası açmayı düşündüm

CMK nun 237 m.sindeki katılanın hakları arasında tazminat talebi yer almamıştır. Bu yönden hukuki bir ilişkiden doğan alacağın hukuk mahkemesinden talep edilmesi gerekir.

Bir yıllık ihbar süresi tabii ki fazladır. Ancak ihbar keyfiyeti satıştan değil gizli ayıbın ortaya çıktığı örneğin TÜEV incelemesi tarihinden başlar. Gizli ayıpta ihbar dava şartıdır.

Evet, benim sözünü ettiğim "gizli ayıp nedeniyle maddi tazminat" talebidir .Özel dava sebebi varken genel alacak nedenini de dayanılamaz. Hukuk mahkemesinden başka mecii de gitseniz bilirkişi aynı kurala göre hesaplama yapacaktır.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş CMK nun 237 m.sindeki katılanın hakları arasında tazminat talebi yer almamıştır. Bu yönden hukuki bir ilişkiden doğan alacağın hukuk mahkemesinden talep edilmesi gerekir. Bir yıllık ihbar süresi tabii ki fazladır. Ancak ihbar keyfiyeti satıştan değil gizli ayıbın ortaya çıktığı örneğin TÜEV incelemesi tarihinden başlar. Gizli ayıpta ihbar dava şartıdır. Evet, benim sözünü ettiğim "gizli ayıp nedeniyle maddi tazminat" talebidir .Özel dava sebebi varken genel alacak nedenini de dayanılamaz. Hukuk mahkemesinden başka mecii de gitseniz bilirkişi aynı kurala göre hesaplama yapacaktır.

Benim durumumda makul sürede ihbar olmadığından kesin reddedilir. Peki böyle olursa başka bir çözüm yolu yok mudur ?
Kusura bakmayın gerçekten çok soru sordum.

Fazla soru sormanın bence sakıncalı bir yanı yok.
"Km.si düşürülmüş araç" denilince akla gelen husus "gizli ayıp" nedeniyle tazminat/alacak davasıdır. Bu davanın şartlarını da önceki cevabımda yazdım. Başka bir çözüm şahsen bilgim dahilinde değil.