Usta öğretici, sıfırlanmamış kıdem-iş sonu tazminatı, görevli mahkeme sorunu

Merhabalar,
Mesleğe yeni başlamış bir meslektaşınızım, değerli görüşlerinizi almak benim için önemli.

Müvekkilim 1989 yılından beri usta öğretici-ücretli öğretmen sıfatıyla Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışmış olup kendisinin her yıl Mayıs ayında çıkışı yapılıp dönem başlayınca tekrar girişi yapılmış. Kendisine 15.07.2019 tarihinde emekli aylığı bağlanmış fakat emeklilik nedeniyle kıdem tazminatını almayarak aynı şekilde çalışmaya devam etmiş. Son olarak Nisan 2020'de çıkışı yapılmış.

06.06.1978 tarihli Sözleşmeli personelin çalıştırılmasına ilişkin esasların 7. maddesine göre iş sonu tazminatını alabileceği düşüncesindeyim.

1-Fiilen emekliye ayrılmak istemesiyle ilgili olarak kuruma dilekçe vermem gerekir mi?

2-Dava dilekçemde, emekli olduğu tarihe kadar olan kıdemini mi yoksa son olarak çıkışının yapıldığı Nisan 2020 tarihine kadar olan kıdemini mi talep etmeliyim?

3- Konuyla ilgili Uyuşmazlık Mahkemesinin uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğuna dair 2019/448 nolu kararı olup, davamı İş Mahkemesinde mi açmalıyım?

Teşekkürler...

Merhaba meslektaşım.
1- Öncelikle görevli mahkeme İş mahkemeleridir.
2- Hukukumuzda "fiilen emekliye ayrılmak" diye bir kavram yoktur. Hiçbir yere bu konuda dilekçe vermeniz gerekmez.
3- Gelelim asıl önemli kısıma. Emeklilik sebebiyle hizmet sözleşmesini fesh ederek kıdem tazminatı almak isteyen işçi, SGK'ya başvurarak emekli olmak istediğini bildirir, SGK'dan alacağı "emekli olmaya hak kazanmıştır" şeklindeki yazıyı işverene verir. işveren de işçinin çıkışını yapar ve kıdem tazminatını öder. İşçi emekli olmasına rağmen çalışmaya devam etmek isterse, yeniden işe girişi yapılır ve bu tarihten itibaren yeniden kıdem tazminatı işlemeye başlar.
Yargıtay uygulamasında işçinin emekli olmasına rağmen işe devam etmesi ve kıdem tazminatını almaması veya eksik alması durumunda, emeklilik öncesi ve emeklilik sonrası dönemler ayrı değerlendirilmektedir. Emeklilik öncesi dönemde almadığı veya eksik aldığı kıdem tazminatı, emeklilik tarihine göre, emeklilikten sonraki dönemlerde hak edilmiş kıdem tazminatı ise emeklilik tarihinden sonraki döneme göre hesaplanır. ANCAK İŞÇİ EMEKLİ OLDUĞU TARİHTEN SONRA HİÇ ARA VERMEDEN ÇALIŞMAYA DEVAM FİİLEN DEVAM ETTİYSE, TÜM ÇALIŞMA SÜRELERİ TEK DÖNEM OLARAK KABUL EDİLİR.
Sizin yapmanız gereken tüm hizmet dönemine ilişkin olarak kıdem tazmınatını talep edin. Tabi ki diğer işçilik alacaklarını da talep etmeyi unutmayın. Her bir işçilik alacağı için sembolik bir miktar talep edip, fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tutun. (BELİRSİZ ALACAK DAVASI VE KISMI DAVA KONUMUZ DIŞINDA. BUNU DA ARAŞTIRIN).
Önemli bir konu da şudur, pek bilinmez. İşçi eğer SGK'dan aldığı emekliliğe hak kazandığına ilişkin yazıyı işverene vermemişse (vermiş ancak verdiğini ispatlayamıyorsa) bu takdirde faiz, fesih tarihinden değil, dava tarihinden itibaren işletilir.
Kolay gelsin.

Saygıdeğer Meslektaşım Ahmet Güngör öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim .

Benim konuyla ilgili kafamı karıştıran husus şu: Eğer müvekkilimi işçi olarak değerlendirirsek dediğiniz gibi yaşlılık aylığı aldığından dolayı tahsis yazısını işverene tebliğ etmeli ve sözleşmeyi feshetmeliydik fakat müvekkil emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmiş ve İşveren de şuan zaten belirli süreli sözleşmenin sona ermesi nedeniyle sözleşmeyi sona erdirmiş durumda. Eğitim dönemi başlamadığı için sözleşme askıda olarak değerlendirilebilir. Biz işverene emeklilik nedeniyle fesih içerikli bildirim yapmadan davayı açarsak dava reddedilir mi diye endişe ediyorum, arabuluculuk aşamasını da geçmiştik.

Eğer müvekkilimi sözleşmeli personel olarak değerlendirecek olursak sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esasların ek6. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması durumunda sözleşme kendiliğinden sona ermiş oluyor bu durumda sözleşmeyi yenilememe hakkımız her zaman olduğu için emeklilik nedeniyle fesih içerikli bir bildirim yapmadan davayı açabiliriz diye düşünüyorum.