muvazaa ve hak düşürücü süre

Merhaba, herkese iyi çalışmalar.Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali konusunda bir sorum olacak.Şimdiden çok teşekkürler.Konu şöyle,muris 1941 yılında 3 parça taşınmazını askerden yeni gelen ve henüz 21 yaşında maddi gücü olmayan oğluna devrediyor.Söz konusu yerden 1975 yılında kadastro geçiyor.kadastro geçtiği esnada şuan dava açmaya hazırlanan mirasçılardan bir kısmı henüz çocuk yaşta ve ebeveynini kaybetmiş,bir kısmı 35yaşlarında,bir kısmının ise ebeveyni sağ olup kadastrodan sonra vefat etmiş.Bu durumda hak düşürücü süre nasıl işleyecek? Ebeveyni kadasrodan sonra vefat eden mirasçı için,ebeveyn dava açma hakkından feragat etmeden öldüğüne göre ve kadastrodan sonra öldüğüne göre hak düşürücü süreden bahsedilebilirmi?Diğerleri için davanın süre açısından durumu ne olur?teşekkürler..

muvazaaya dayalı davalar için zamanaşımı yoktur..hak düşürücü süre de muvazaa için söz konusu değildir.

Sn av.bengü bulut

Muris muvazaası ile ilgili davalar hiçbir süreye bağlı değildir. Miras bırakan tarafından yapılan muvazaalı temlikten sonra o bölgeye kadastro girmiş, taşınmazı devralan kişi üzerine tespit ve tescil etmiş, miras bırakanda tapulama tespitinden önce ölmüşse, mirasçının dava açma hakkı tapulama tespitinden önce doğduğundan, davacının muris muvazaasına dayalı davası tapulama öncesi sebebe dayanır. Bu nedenle mirasçı, davanın tespit tutanağının kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/c md uyarınca, 10 yıllık hak düşürücü süresi içinde açmalıdır. Miras bırakan tapulama tespitinden sonra ölmüşse mirasçının davası tapulama tespitinden sonra doğan bir hak (bir sebep) olduğundan açılacak dava hiç bir süreyle sınırlı değildir.
konuya ilişkin emsal yargıtay kararları isterseniz onuda ekleyebilirim...
iyi çalışmalar kolaylıklar diliyorum

teşekkür ederim.Yalnız,burada bir özellik var.Mirasçılar mirasbırakanın torunları.Torunların kimisi reşit değil.Kimisinin ise annesi sağ.Annesi kadastrodan 2 yıl sonra ölen ve kadastrodan sonra reşit olan mirasçılar için durum karışık galiba.burda zamanaşımı reşit olduktan itibaren 10 yıl mı olur

Sn av.bengü bulut
Benzer bir dosya bende vardı mirasbırakan kadastro esnasında mirasçılarından birine muvafakat verip taşınmazın onun adına tescil edilmesini sağlamıştı, ve mirasbırakan kadastrodan sonra vefat etmiş. Biz dava hakkının kadastrodan sonra dogan bir hak oldugundan bahisle ve yine Genel Kural olarak muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil davalarında kadastro kanunu 12/c de belirtilen hak düşürücü zamanaşımına ilişkin süreler uygulanmaz diye savunmalar yaptık mahkeme ve yargıtayca kabul edildi. emsal genel kurul kararları vardır.

benim dosyamda mirasbırakan kadastrodan önce vefat etmiş.dava açmaya hazırlanan mirasçılar ise torunlar.onlar iççn umarım hak düşşürücü süre sorunu karşıma çıkmaz.

Süre aşımları hakkın muaccel dava edilebilir hale gelmesinden itibaren işlemeye başlar. (BK.128. m) Mirasçıların ise muris muvazaasında murisin ölümünden önce böyle bir dava açmaya hakkı yoktur. ( 1.HD.04.06.1982 T., 7168 E.,7427 K.,Turgut Uygur Syf 824) Bu bakımdan KK. 12 m. Muris muvazaalarına uygulansa bile sürenin murisin ölümünden önce başlaması mümkün olmadığından muvazaa davalarında hak düşürücü ve zamanaşımına yönelik sürelerin uygulanmayacağını düşünüyorum

Sayın meslektaşlarım merhabalar, konuyu tekrar gündeme alıyorum ama tüm araştırmalarıma rağmen bir çıkış yolu bulmadım.

Müvekkillerin miras bırakanı vefat etmeden kadastro geçiyor ve arsalar oğlu adına kaydediliyor. Üzerinden de 10 yıldan fazla bir süre geçti. Miras bırakan kadastro yapıldıktan, tapular oğlu adına çıktıktan sonra vefat ediyor. Bu olayda muris muvazaasına dayalı olarak KK.dan kaynaklı 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olunmadığına dair Yargıtay kararı varsa elinizde iletebilir misiniz?

Konuyla ilgili yardımlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum, iyi çalışmalar.

İyi de Yüksek Yargıtay, muris muvazaası hakkındaki son görüş ve kararlarında "muris muvazaası sebebiyle iptal dâvası" murisin, ancak, tapudan devrettiği, tapuya kayıtlı malları için söz konusu olur demektedir. Yanılıyor muyum acaba? Kolay gelsin.

konu ile alakalı ancak tenkis davası (süre sıkıntısı yoksa) açılabilir. Zira ortada muris tarafından yapılan bir taşınmaz devri mevcut değil.

Merhaba bir müvekkilim kardeşine ev satıyor ama aslında bağış bu şekilde hareket etmelerinin sebebi Kardeşi müvekkile miras kalacak evden payını verecek bu evin yarısı müvekkile ait olduğu İçin kardeşi de yarısını verince tamamı müvekkile ait olacak miras olan evin ama sonrasında müvekkil evi vermesine rağmen kardeşi diğer evdeki payını vermiyor. Sizce ne yapılabilir.

Alıntı: Yazan Av.Serkan Canbazoğlu Merhaba bir müvekkilim kardeşine ev satıyor ama aslında bağış bu şekilde hareket etmelerinin sebebi Kardeşi müvekkile miras kalacak evden payını verecek bu evin yarısı müvekkile ait olduğu İçin kardeşi de yarısını verince tamamı müvekkile ait olacak miras olan evin ama sonrasında müvekkil evi vermesine rağmen kardeşi diğer evdeki payını vermiyor. Sizce ne yapılabilir.

İnanç sözleşmesi... Kardeşler arasında olsa dahi, yazılı delil veya karşı tarafın sadrından doğmuş mukaddime-i beyyine yani delil başlangıcı gerekir. Kolay gelsin...

Kişi tapuda satış olan işlemi aslında bağış olduğunu ileriye sürerek kendi muvazaasına dayanamaz. Tapulu taşınmazların devir ve temliki resmi şekle tabidir. Satış vaadi ise ancak Noterde yapılabilir. Karşı yanın harici vaatte bulunmasının geçerliliği yoktur. Miras paylaşım sözleşmesi desek onunda tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılması gerekir. Dolayısı ile müvekkilin iddiası ümitsiz vaka gibi duruyor. Müvekkil aslında şartlı bağış ile temlik yapmış olsa idi durumu kurtarabilirdi. Bununla beraber şartları uyuyorsa ancak yanılma, aldatma gibi iradeyi sakatlayıcı nedenlere dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açılarak verdiği taşınmazın iadesi istenebilir.