Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aile Konutu (Kat Mülkiyetine Tabi Olmayan Fiilen İki Ayrı Daireden İbaret Taşınmazda)

Yanıt
Old 15-02-2007, 16:44   #1
kubilay

 
Varsayılan Aile Konutu (Kat Mülkiyetine Tabi Olmayan Fiilen İki Ayrı Daireden İbaret Taşınmazda)

Sayın Meslektaşlarım.
Sağ kalan eş için murise ait tapuda iki katlı müstakil ev olarak kayıtlı bulunan ve her katının ayrı bir girişi olan taşınmazın tamamının aile konutu olarak tespiti için dava açtık.Dava murisin sağ kalan eşten olan 4 çocuğu ile murisin daha önceki eşinden olan 2 çocuğu aleyhine açıldı. Sağ kalan eşin çocukları taşınmazın tamamının aile konutu olarak tespitini yazılı olarak kabul ettiler ve davanın kabulünü istediler. Diğer 2 cocuk işe davanın reddini istedi. Dava devam ederken mahkeme söz konusu taşınmazın kat mülkiyetine geçirilmesi gerektiği konusunda davacıya süre verdi. Diğer iki kardeş kat mülkiyetine geçirilmesine yanaşmadılar.Dava devam ederken sağ kalan eşin avukatı davanın reddedilmemesi için bilirkişi raporunda belirtildiği için ailenin birlikte oturdukları 2.katın aile konutu olarak tespitini yazılı olarak mahkemeden istedi. Bu rağmen mahkeme,nihai kararında "Davacı A... ile muris eşi K. nın sağlığında davaya konu iki kattan oluşan taşınmazın yalnızca üst katını konut olarak fiilen kullandıkları anlaşılmıştır.Davaya konu taşınmazın birinci katını ise kiralanmak suretiyle kullandırıldığı ve katların taşınmaz içerisinde ayrı kapılarla ayrılmalarına rağmen taşınmazda kat mülkiyeti kurulmadığı tespit edilmiştir.Taşınmaz bütün olarak davacı A.. nın ihtiyacını karşılamaktan çok fazladır.Davacı tarafça kat mülkiyeti kurulamayacağı beyan edilmiştir. Tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. " şeklinde bir karar ile aile konutu tespiti davası reddedilmiştir.
Yukarıda belirtiğim husus hakkında görüş ve kanaati olan, ve ayrıca emsal mahkeme yada yargıtay kararı olan arkadaşların yardımlarını rica ediyorum.
KUBİLAY KOLSAN
0532 266 11 27
Old 15-02-2007, 17:03   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/4553
K. 2005/7237
T. 3.5.2005
• AİLE KONUTU ŞERHİ ( Taşınmazın Üzerinde Eylemli Olarak Binanın Mevcut Olduğu Aile Konutu Olarak Kullanıldığının Tesbit Edilmesi - Tapuda Cinsinin Arsa Olarak Gösterilmiş Olmasının Şerhe Engel Olmayacağı )
• TAPUDA ARSA OLARAK GÖSTERİLEN TAŞINMAZ ( Aile Konutu Şerhi Konulmasına Engel Olmadığı - Üzerinde Eylemli Olarak Binanın Mevcut Olduğu Aile Konutu Olarak Kullanıldığının Tesbit Edilmesi )
• ARSAYA AİLE KONUTU ŞERHİ KONULMASI ( Üzerinde Eylemli Olarak Binanın Mevcut Olduğu Aile Konutu Olarak Kullanıldığının Tesbit Edilmesi - Tapuda Cinsinin Arsa Olarak Gösterilmiş Olmasının Şerhe Engel Olmayacağı )

ÖZET : Taşınmazın üzerinde eylemli olarak binanın mevcut olduğu belirlendiğine ve bu binanın aile konutu olarak kullanıldığı tesbit edildiğine göre, tapuda cinsinin "arsa" olarak gösterilmiş olması, Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesi anlamında aile konutu şerhi verilmesine engel değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, mülkiyeti davalı eşine ait olan ( 23 ) parsel de kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi verilmesini istemiştir. İstek, Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesine dayalıdır. Türk Medeni Kanununun 199. maddesinde yer alan tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına yönelik bir dava bulunmamaktadır. Yapılan keşifte, taşınmaz tapu sicilinde "arsa" olarak kayıtlı olmakla birlikte zemininde dubleks bir konutun mevcut olduğu, bu evde davacı ve çocuklarının kaldığı, taraflar birlikte yaşarlarken bu evde oturuyor oldukları, davalının üç yıldır ayrı yaşadığı, konutun aile konutu olduğu belirlenmiştir. Taşınmazın üzerinde eylemli olarak binanın mevcut olduğu belirlendiğine ve bu binanın aile konutu olarak kullanıldığı tesbit edildiğine göre, tapuda cinsinin "arsa" olarak gösterilmiş olması, Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesi anlamında aile konutu şerhi verilmesine engel değildir. Bu bakımdan istek çerçevesinde karar verilmesi gerekirken isteğin aşılması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.05.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 16-02-2007, 00:12   #3
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Aİle Konutu

Arkadaşlar öncelikle aile konutu kavramını ve bu önlem (tedbir)in neden getirildiğini tartışalım.

Yasanın metnine ve gerekçesine baktığımızda aile konutu önleminin eşlerden birinin diğerinin onamı olamksızın işlem yapmasına engel olmak üzere getirilmiş bir önlem olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ölen eşin hukuki işlem yapması olanaksız olduğuna göre böyle bir önlem de anlamsızdır.

Aile yasada tanımlanmıştır. Aile konutu özgülemesinin de aile birliğinin sona ermesi ile son bulacağı kabul edilmiştir. Ölüm de aile birliğini sona erdiren nedenlerden birisidir.

Bu çerçevede SAĞ KALAN EŞİN AKTİF TARAF EHLİYETİ YOKTUR. Dava husumetten reddedilmelidir.(YKD 2007/1. sayda açık olmasa da bir karar var)

Konu ile ilgili olarak çalışma grubuna başvurursanız orada bu konuda kitabı da olan bir arkadaşımızın görüşlerinden de yararlanabilirsiniz.

Belleğim beni aldatmıyor ise burada, aldatıyor ise adalet.org da yazıyordur

Saygılar
Old 16-02-2007, 13:47   #4
Gamze Dülger

 
Varsayılan


Sayın Meslektaşım,
Aynı davada Mk 240 düzenlemesini de gözönüne almak gerektiğini düşünüyorum.
Saygılarımla


2. Aile konutu ve ev eşyası
MADDE 240.- Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.
Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/3897

K. 2004/4674

T. 13.4.2004

• MURİSTEN KALAN TAŞINMAZIN AİLE KONUTU OLDUĞUNUN TESPİTİ ( Sağ Kalan Eşin Miras Hakına Mahsuben Birlikte Oturulan Ev Üzerinde Kendisine Mülkiyet Hakkı Tanınmasını İsteyebileceği )

• AİLE KONUTU ( Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Sağ Kalan Eşin Miras Hakına Mahsuben Birlikte Oturulan Ev Üzerinde Kendisine Mülkiyet Hakkı Tanınmasını İsteyebileceği )

4722/m.17

4721/m.652,240


ÖZET : Davacı dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesini istemiştir. Aile Mahkemesince yapılacak iş tarafların delillerini toplayıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını belirlemekten ibarettir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. ( 4722 S.K. md.17 )
Muris Yahya 11.02.2002'de ölmüştür.
Medeni Kanunun 652. maddesi; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır.
Davacı dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun belirlenmesini istemiştir. Aile Mahkemesince yapılacak iş tarafların delillerini toplayıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını belirlemekten ibarettir. Açıklanan husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ( MK. Md. 240 )
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, ***ma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 13.04.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Old 16-02-2007, 16:55   #5
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Aİle Konutu (kat MÜlkİyetİne Tabİ Olmayan Fİİlen İkİ Ayri Daİreden İbaret TaŞinmazda)

Sayın Dülger;
Md. 240 katılım paylı mal rejimine ilişkin olarak eşlerin miras ilişkilerini düzenler. Dikkat ederseniz benzer düzenlemeler diğer mal rejimleri için de Örn Md. 255, 279 ve 652 de benzer düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelerin ortak yanı MİRAS PAYINA YETMEZ İSE ÜZERİNE BEDEL ÖDEYEREK konutun mülkiyetinin kazanılmasını düzenler. Bu aile konutu düzenlemesi ile ilgili olmskla birlikte doğrudan sonucu değildir.

Yukarıda da açıkladığım gibi aile konutu olarak saptamanın amacı eşlerden birinin diğer eşin zararına tasarrufta bulunmasını engellemektir. Bu amaçla eşlerden birinin tasarruf yetkisi kısıtlanmaktadır.

Olayımızda ölen eşin tasarruf şansı olmadığından böyle bir önleme başvurulmasının gereği yoktur.

Öte yandan miras hukukuna ilişkin bu hükümleri sadece aile konutu olarak saptanmış evler açısından değil evlilik sırasında birlikte yaşanan konut olarak anlamak daha doğru olacaktır. Burada ölümden önce aile konutu olarak saptamanmış veya özgülemenmiş olmasının çok fazla önemi yoktur.

Benim görüşüm bu şekildedir.

2. HD. 06/6016-14210, 18.10.2006

...
1- Davacı vekili 10.11.2005 tarihli dava dilekçesinde MÜVEKKİLİNİN EŞİNİN .. TAR. VEFAT ETTİĞİNİ MURİS ADINA ... MESKENİN AİLE KONUTU OLDUĞUNUN TESPİTİNE karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece ... talep aşılarak tespiti ile yetinilmesi gerekirken özgülenmeye karar verilmesi..,

2- Müşterek konutun aile konutu olduğunun tepiti istemi eşlere tanınmış bir hak olup, davacı Ceyda'nın AKTİF HUSUMET EHLİYETİ BULUNMADIĞINDAN, Ceydanın davasının husumetten reddi gerekirken...

YKD. Ocak 2007 Sh. 41

Kararda çok açık şekilde anlatılmamakla birlikte sağ kalan eşin açtığı dava ile birlikte yaşanılan konutun aile konutu olarak tepiti istediği anlaşılmaktadır. 2. buzma gerekçesi de benim düşüncemi doğrular niteliktedir.

Bazı arkadaşlar benim Yargıtay kararlarını sevmediğimi düşünüyorlar. Ama sadece Yargıtay kararına dayanarak biçimlenmenin bu tür sakıncaları var. Olay tümü ile aktarılmadığı için yanlış yönlenmemize neden olabilecek bir eksiklik ortaya çıkıyor.

Saygılarımla.
Old 20-02-2007, 20:33   #6
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Aİle Konutu (kat MÜlkİyetİne Tabİ Olmayan Fİİlen İkİ Ayri Daİreden İbaret TaŞinmazda

Daha sonra yaptığım araştıramalar ile vardığım sonuç:

1- Yargıtay yaşanılan yerin aile konutu olup olmadığı konusunda araştırma yetkisini aile mahkemesine veriyor.

Bu hangi koşullarda ortaya çıkar?

Örneğin aile Ankarada 2 oda bir salon bir evde yaşar iken ve aileye (veya ölen eşe) ait boğazda bir yalı var. Sağ kalan eş yalıyı aile konutu olarak gösterdi, diğerleri de itiraz etti.

Burada aile konutunun saptanması konusunda bir hukuki yarar vardır. Bu da yasa gereği aile mahkemesinin görevine girer.

Ama birden çok bağımsız bölüm veya yer aile konutu olarak gösterilemez.

Yani ölümden sonra da böyle bir dava açılabilir. Ama sadece tespit davası, özgüleme istenemez.

Bu düşünce gene benim verdiğim kararın 2 bendi ile çelişiyor. Ama somut olayı bilmediğimiz için bu çelişkiyi çözmek olanağından yoksunum.

2- Soru özgülenme isteği gibi anlaşılıyor. Sadece tespit amacı ile açıldı ise 2. kat miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe tahsis edilebilecektir (MK 652)(miras payı ile gayrimenkulün değeri arasındaki farkı ödemek koşulu ile). Bu davanın da aile mahkemesinde değil MK 658 gereğince sulh hukuk mahkemesinde açılması gerekir. Yani olayda biarz aksaklık var:

1- dava aile konutu olarak özgülenmesi davası ise reddedilmelidir.
2- Dava aile konutunun tespiti davası ise (koşulları var ise)anlatılanlara göre 2. katın aile konutu olarak tespiti gerekmektedir.
3- Sağ kalan eş MK 652 ye göre birlikte yaşadıkları evin kendisine tahsisini istemişse dava MK 658 gereği sulh hukuk mahkemesinde açılmalı ve sağ kalan eş miras payı ile evin değeri arasındaki farkı diğer mirasçılara ödemelidir.
4- Doğrudan sağ kalan eş miras hakkına mahsuben konutun mülkiyetini istemiş ve karşı taraf aile konutu olduğuna itiraz etmiş ise davanın açıldığı sulh hukuk mahkemesi aile mahkemesinin aile konutu olup olmadığı konusunda vereceği kararı bekletici mesele yapması gerektiği düşüncesindeyim

Yani bir anlaşmazlık var.

Bir yanlış anlamaya neden olmamak için.

Saygılarımla.
Old 09-02-2010, 17:59   #7
AV. NURAN

 
Varsayılan

Konuyla ilgili ve yararlı olabaileceğini düşündüğüm bir karar paylaşmak istedim. İyi çalışmalar....
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Tarih : 26.06.2006
Esas No : 2006/3284
Karar No : 2006/10109


4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 240

ÖZET : DAVA TÜRK MEDENİ KANUNUN 240. MADDE VE 652. MADDESİNDEN KAYNAKLANMAKTADIR. AİLE KONUTU OLUP OLMADIĞININ TESBİTİ, AİLE MAHKEMESİNİN GÖREVİNE, ÖZGÜLENME GÖREVİ İSE SULH HUKUK MAHKEMESİNE AİTTİR. O HALDE, MAHKEMECE ÖZGÜLENME KONUSUNDA TEFRİK KARARI VERİLEREK BU TALEPLE İLGİLİ İSTEMİN SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİ, AİLE KONUTU İLE İLGİLİ İSTEMİN TESBİTİ KONUSUNDA TARAFLARA DELİLLERİNİN SORULUP TOPLANMASI DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUCU İTİBARİYLE KARAR VERİLMESİ GEREKİR.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava Türk Medeni Kanunun 240 ıncı madde ve 652 nci maddesinden kaynaklanmaktadır.

Aile konutu olup olmadığının tesbiti ( TMK.mad.240 ) Aile Mahkemesinin görevine, özgülenme görevi ise ( TMK.mad.652 ) Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. O halde, mahkemece özgülenme konusunda tefrik kararı verilerek bu taleple ilgili istemin Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, aile konutu ile ilgili istemin tesbiti konusunda taraflara delillerinin sorulup toplanması değerlendirilmesi ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde aile konutunun tesbiti konusunda da görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aile Konutu Şerhi berrin leyla Meslektaşların Soruları 21 05-03-2015 16:18
Aile Konutu - Hükmün İşleyişi Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 12 30-03-2012 12:06
Aile Konutu Şerhi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 8 17-07-2009 12:38
Aile Konutu Şerhi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 9 20-02-2007 22:49
aile konutu- hisseli gm Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 2 01-02-2007 10:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05835009 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.