Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islahtan sonra arabuluculuğa başvuru

Yanıt
Old 11-05-2022, 16:11   #1
Mosyo

 
Önemli Islahtan sonra arabuluculuğa başvuru

Saygıdeğer meslektaşlar merhaba, Tüketici mahkemesinde 10.000 tl’nin Altında kısmi dava açtık. Yargıtay içtihatları uyarınca kısmi davanın söz konusu olduğu durumlarda tüketici hakem heyetine gitmeden,tüketici mahkemesinde kısmi ve belirsiz alacak tespit davası açılabiliyor. Ancak şöyle bi problem var. 10.000 TL nin üzerinde ki davalar arabulucuğa tabi. Sizlere sorum dava sürecinde kısmi davamızı 10.000 tlnin üzerinde bir miktara ıslah ettiğimiz zaman dava arabulucuk şartına tabi olurmu, olursa usülden ret mi olur yoksa arabuluculuk şartı tamamlanması mı beklenir ?
Old 27-05-2022, 15:44   #2
Av. Yakup AYDIN

 
Varsayılan

Merhaba.

1.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
2017/2234 E. - 2021/830 K. - 24.06.2021 T.

Tüketici gerek dava açarken (HMK, m.119/1-d) gerekse tüketici hakem heyetlerine başvururken (Yön. m. 22) talep sonucunun değerini göstermek zorundadır. Ancak iddia konusu alacak değerinin dava veya başvuru sırasında belirlenmesi mümkün değilse yahut alacaklıdan bunu belirlemesinin beklenemeyeceği bir hâl söz konusu ise dava/başvuru belirlenebilen asgari bir miktar üzerinden yapılacaktır. Tüketicinin belirleyebildiği ve bu suretle dilekçesinde gösterdiği asgari miktar TKHK’nın 68., ilgili Yönetmelik’in 6. maddesinde düzenlenen parasal sınır dâhilindeyse başvurunun kanunun amacına uygun şekilde öncelikle tüketici hakem heyetleri nezdinde yapılması gerekir. Aksi yönde bir kabul, kanun koyucunun belli parasal sınırlar için zorunlu çözüm yeri olarak öngördüğü tüketici hakem heyetlerini işlevsiz hâle getirerek, belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilen her ihtilâfın mahkemeler önüne getirilmesine ve bu suretle kanun koyucunun amacına aykırı şekilde mahkemelerin iş yükünün artmasına, uyuşmazlıkların daha geç çözümlenmesine yol açacaktır. Nitekim bu husus Kanun’un 72. ve 84. maddelerine dayanılarak tüketici hakem heyetlerinin usul ve esaslarına ilişkin yönetmeliğin hazırlanması sırasında da dikkate alınmış ve 22. maddede açıkça düzenlenmiştir.

Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürülen alacak isteminde, talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde bir dava değeri gösterilmiş olup bu hâlde öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gereklidir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2020 tarihli, 2017/13-551 E., 2010/239 K. sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir.

Mahkemece direnme gerekçesinde bu yöne ilişkin yapılan değerlendirme yerinde ise de mahkeme niteliğini haiz olmayan tüketici hakem heyetleri ile tüketici mahkemeleri arasında görev ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceğinden, davanın görevsizlik nedeniyle değil, tüketici hakem heyetine zorunlu başvurunun sağlanmasına ilişkin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Bu yanılgı dışında direnme kararı vardığı sonuç itibariyle haklı ve yerindedir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında HMK’nın 107. maddesine göre açılmış bir davada mahkemenin görevli olup olmadığını dava dilekçesinde gösterilen miktara göre değil, yapacağı tahkikat sonucunda tespit edeceği değere göre belirlemesi gerektiği, bu sebeple doğrudan davanın usul yönünden reddedilmesinin hatalı olduğu, direnme kararının Özel Daire bozma kararında belirtilen işin esasına girilmesi yönündeki gerekçeler ve alacak miktarının yapılacak yargılama neticesinde tespit olunan değerin tüketici hakem heyetlerinin görev sınırında olduğunun anlaşılması hâlinde ise dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki genişletilmiş gerekçelerle bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

2. Aynı yönde: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/551 E. - 2020/239 K. - 04.03.2020 T.

3. Kararlarda yukarıda bahsedilen hususlara katılmayan üyelerin karşı oy gerekçeleri de bulunmaktadır. Hem kararın hem karşı oyların tamamının okunmasında fayda var.

4. Davanın niteliği ve değeri dikkate alındığında zorunlu arabuluculuk kapsamında kalmaktadır.

5. Somut durumda davanın kısmi olarak açılması nedeniyle hakem heyetine başvurmama ve sonradan değerin artması nedeniyle arabuluculuğa başvurmama durumları birlikte değerlendirildiğinde her iki alternatif uyuşmazlık çözüm yolunu da atlatarak yargılama yapılması gibi bir durum oluşacaktır. Bu durumda alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının mevcudiyeti ve zorunluluğunun bir anlamı kalmayacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Haksız Eylem Nedeniyle Açılacak İtirazın İptali Davası Öncesi Arabuluculuğa Başvuru abuj Meslektaşların Soruları 4 21-02-2022 13:02
Islahtan Sonra Dava Değeri Arttirilabilir Mi? nesrintat Meslektaşların Soruları 2 01-07-2013 17:07
Islahtan Sonra Yeni Bir Dava condictio_certi Meslektaşların Soruları 4 29-05-2013 09:35
Islahtan Sonra Ek Dava AÇilmasi Mehmet Taşcı Meslektaşların Soruları 0 16-12-2009 13:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04316807 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.