Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kira sözleşmesi gecikme cezası

Yanıt
Old 03-04-2009, 10:04   #1
ada26

 
Varsayılan kira sözleşmesi gecikme cezası

Kira sözleşmesi özel maddelerinde ,kira zamanındda ödenmediğinde %10 gecikme cezası ödenir hükmü var şimdi,yapacağımız ,
1-/ödenmemmiş kira bedelleri ile ilgili takipte,takibe kadar ki gecikme zammı ve yasal faizi aynı anda talepe debilir miyiz?yoksa sadece birini mi talep edebilirizi aynı anda?
2-/takipten sonrada gecikme cezası ve yasal fazi talep edilebilir mi aynı şekilde ?yoksa arada bi nüans var mı ?
Old 12-04-2009, 21:52   #2
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Aşağıdaki içtihada konu olayda, konu kira sözleşmesi açısından değerlendirilmemekle birlikte, sözleşmeyle öngörülen gecikme tazminatı ve faiz konularının birlikte ele alındığı görülmektedir. İçtihada göre, ayrık haller hariç, kural olarak her ikisinin birlikte istenmesine engel olmadığı düşünülmektedir.

Saygılarımla.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 1990/4196
Karar: 1990/9072
Karar Tarihi: 21.12.1990

ÖZET: Para borçlarında temerrüde düşen borçlu faiz ödemek zorundadır. Temerrüt faizi anlaşmaya gerek olmadan doğrudan doğruya kanundan doğar. Temerrüt faizi temerrüdün doğrudan doğruya sonucu olup bunun ödenmesi için alacaklının zarara uğraması şart olmadığı gibi, borçlunun kusurlu olması da şart değildir. Bu nedenle gecikme cezası ile faiz birbirinden farklı şeylerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararında da gecikme zammı temerrüt faizine benzetilerek aynı hukuki sonuca tabi tutulmamalıdır.

(818 S. K. m. 103)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali ve takibin devamı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı kurum, davalının elektrik abonesi olduğunu, tükettiği elektrik borcundan dolayı davalı hakkında yapılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek haksız itirazın iptali ile % 15 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı istenen paranın tarifelere göre yanlış hesaplandığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, hem gecikme cezası ve hem de temerrüt faizinin birlikte talep edilemeyeceği gerekçesiyle ödenmeyen 899.260 lira ana borç ile 2.039.606 lira gecikme zammı turarı 2.898.866 lira üzerinden itirazın iptali ile faizle talebin reddine karar verilmiş ve hükmü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki abonman sözleşmesine göre ücretlere yetkili mercilerce kabul olunan tarifeler uyarınca tahakkuk ettirilmektedir(mad.24) Olaya uygulanan satış tarifeleri gereğince sunuluşundan itibaren 15 gün içinde ödenmeyen faturalara gecikme zammı uygulanacağı bildirilmektedir. Sözleşme ile kararlaştırılan bu hüküm Borçlar Kanunu'nun 158/11. maddesindeki ifaya eklenen cezai şart niteliğindedir. Alacaklı hem borcun hem de cezanın ödenmesini talep edebilir. Faiz ise kısaca paranın kirasıdır. Yani alacaklının bir miktar paradan mahrum kalmasına mukabil mahrum kaldığı müddet için kendisine verilen bir ivaz karşılığıdır.

Borçlar Kanunu'nun 103. maddesine göre para borçlarında temerrüde düşen borçlu faiz ödemek zorundadır. Temerrüt faizi anlaşmaya gerek olmadan doğrudan doğruya kanundan doğar. Temerrüt faizi temerrüdün doğrudan doğruya sonucu olup bunun ödenmesi için alacaklının zarara uğraması şart olmadığı gibi, borçlunun kusurlu olması da şart değildir. Bu nedenle gecikme cezası ile faiz birbirinden farklı şeylerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1988/11-706, 1989/661 sayılı kararında da gecikme zammı temerrüt faizine benzetilerek aynı hukuki sonuca tabi tutulmamalıdır." Görüşüne yer verilmek suretiyle bu düşüncenin istikrar kazandığına değinilmiştir. Bu bakımdan davacı hem cezayı hem de faizi talep etmekte haklıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden varsayıma dayalı bilirkişi görüşüne itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 21.12.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 16-08-2018, 13:38   #3
Av. Ayşe Yasemin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ö.Erol Yavuz
Aşağıdaki içtihada konu olayda, konu kira sözleşmesi açısından değerlendirilmemekle birlikte, sözleşmeyle öngörülen gecikme tazminatı ve faiz konularının birlikte ele alındığı görülmektedir. İçtihada göre, ayrık haller hariç, kural olarak her ikisinin birlikte istenmesine engel olmadığı düşünülmektedir.

Saygılarımla.

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 1990/4196
Karar: 1990/9072
Karar Tarihi: 21.12.1990

ÖZET: Para borçlarında temerrüde düşen borçlu faiz ödemek zorundadır. Temerrüt faizi anlaşmaya gerek olmadan doğrudan doğruya kanundan doğar. Temerrüt faizi temerrüdün doğrudan doğruya sonucu olup bunun ödenmesi için alacaklının zarara uğraması şart olmadığı gibi, borçlunun kusurlu olması da şart değildir. Bu nedenle gecikme cezası ile faiz birbirinden farklı şeylerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararında da gecikme zammı temerrüt faizine benzetilerek aynı hukuki sonuca tabi tutulmamalıdır.

(818 S. K. m. 103)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali ve takibin devamı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı kurum, davalının elektrik abonesi olduğunu, tükettiği elektrik borcundan dolayı davalı hakkında yapılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek haksız itirazın iptali ile % 15 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı istenen paranın tarifelere göre yanlış hesaplandığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, hem gecikme cezası ve hem de temerrüt faizinin birlikte talep edilemeyeceği gerekçesiyle ödenmeyen 899.260 lira ana borç ile 2.039.606 lira gecikme zammı turarı 2.898.866 lira üzerinden itirazın iptali ile faizle talebin reddine karar verilmiş ve hükmü davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki abonman sözleşmesine göre ücretlere yetkili mercilerce kabul olunan tarifeler uyarınca tahakkuk ettirilmektedir(mad.24) Olaya uygulanan satış tarifeleri gereğince sunuluşundan itibaren 15 gün içinde ödenmeyen faturalara gecikme zammı uygulanacağı bildirilmektedir. Sözleşme ile kararlaştırılan bu hüküm Borçlar Kanunu'nun 158/11. maddesindeki ifaya eklenen cezai şart niteliğindedir. Alacaklı hem borcun hem de cezanın ödenmesini talep edebilir. Faiz ise kısaca paranın kirasıdır. Yani alacaklının bir miktar paradan mahrum kalmasına mukabil mahrum kaldığı müddet için kendisine verilen bir ivaz karşılığıdır.

Borçlar Kanunu'nun 103. maddesine göre para borçlarında temerrüde düşen borçlu faiz ödemek zorundadır. Temerrüt faizi anlaşmaya gerek olmadan doğrudan doğruya kanundan doğar. Temerrüt faizi temerrüdün doğrudan doğruya sonucu olup bunun ödenmesi için alacaklının zarara uğraması şart olmadığı gibi, borçlunun kusurlu olması da şart değildir. Bu nedenle gecikme cezası ile faiz birbirinden farklı şeylerdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1988/11-706, 1989/661 sayılı kararında da gecikme zammı temerrüt faizine benzetilerek aynı hukuki sonuca tabi tutulmamalıdır." Görüşüne yer verilmek suretiyle bu düşüncenin istikrar kazandığına değinilmiştir. Bu bakımdan davacı hem cezayı hem de faizi talep etmekte haklıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden varsayıma dayalı bilirkişi görüşüne itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA 21.12.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları


Üstadım, elimdeki kira sözleşmesinde "kira parası zamanında ödenmediği taktirde kiracı %.. gecikme cezası ödemeyi kabul ve taahhüt eder" şeklinde bir hüküm bulunmakta. Bir oran belirtilmemesi dolayısıyla bu hüküm yok mu sayılacak yoksa gecikme cezası için makul örneğin yasal faiz oranı kullanılabilir mi? Yahut hangi oran kullanılacak? Yani bu gecikme cezasının da sözleşme serbestisi dışında ayrıca bir yasal düzenlemesi var mıdır? Başlatacağım takipte hem yasal faiz hem de gecikme cezası isteyebilir miyim acaba diye düşünüyorum ve araştırmalarım sonucunda bu sorulara cevap bulamadım. Yardımcı olursanız sevinirim
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira Gecikme Faizi Aylık Ne Kadar köktaş Meslektaşların Soruları 5 09-09-2011 16:02
Gecikme cezası KAANKAL Meslektaşların Soruları 1 08-01-2009 15:50
sözlü kira sözleşmesi,kira alacağı,kira bedelinin tespiti Av.Doğuhan Meslektaşların Soruları 14 18-12-2008 17:33
Kira sözleşmesi olmaması nhedeniyle kira tesp. davasında kira başlangıç tarihi sorunu Av. Mehmet Söylemez Meslektaşların Soruları 1 14-11-2007 12:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02451396 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.