dava dilekçesinin davalı asile tebliği zorunlumudur?

Sayın Meslektaşlarım,Eşler yurtdışında yaşıyorlar.Davacı ve davalı vekalet gönderseler,dava dilekçesi davalı asile tebliğ edilmeden doğrudan vekiline tebliğ edilebir mi? Anlaşmalı boşanma için hakimler eşleri bizzat dinliyorlar.TMK 166/1 de dava açılsa tanık beyanı ile vekiller huzurunda sonuç alabilirmiyiz.Uygulamada örnekleri varmı?
Saygılarımla...

Talep etmesi halinde dava dilekçesinin vekaletname ibraz eden vekile tebliğ edilmesi mümkündür.

Anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesi için asillerin bizzat hakim huzurunda beyanda bulunmaları gerekir. Vekillerin beyanına göre anlaşmalı boşanmaya karar verilemez. Dava taraf delillerin toplanması ile TMK.nun 166/1,2 maddesine göre görülür.
Diye düşünüyorum.

Yücel Beye katılıyorum çünkü hakimin tarafları dinlemesi,tarafların anlaşmaya serbest rızaları sonucu vardıklarını görmesi içindir.Madde metninde de açıkça belirtilmiştir; "hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.Yetkili makamların aracı kılınması belki mümkün olabilir mesela istinabe yoluyla.Saygılarımla...

Sn Law in Law, eşlerden biri çekişmeli boşanma davası açar, diğer tarafın vekiline tebliğ yapılıp duruşma günü tanık da hazır edilirse, karşı tarafın açılan davayı kabul etmesi ile yine boşanma bir celsede biter.

Asile tebligat yapılması zorunludur. Vekilin, müvekkilinin kendisinde vekaletinin bulunduğunu belirterek dava dilekçesini tebliğ alması olanaklı değildir. Çünkü açılan davada, mahkemece, vekilin vekaleten davayı takip etmesine karar verilmiş değildir. Kaldı ki vekil ancak asile tebligat yapıldıktan sonra vekaleten davaya katılmaktadır. Mahkemece vekilin davaya katılmasına katılmasına karar verildikten sonra tebligatlar vekile yapılır. Kısaca vekaletin olması vekilin dava dilekçesini asil adına tebliğ alması yeterli değildir. Usul hukukuna da aykırıdır. Vekilin asil adına dava dilekçesini alması esası kabul edilirse, bu durumda asilin bilgisi dışında asil aleyhine bir sürü davanın açılmasına, hatta giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verilmiş olur.
Bununla birlikte Yargıtay'ın son kararlarında belirttiği ve MK nun ilgili maddesinde belirtildiği üzere, anlaşmalı boşanmada asillerin dinlenmesi zorunludur. Eski MK'nun döneminde vekilerin beyanları yeterli iken yeni MK'nunda bu durum kaldırılmıştır. Böylece, tarafların boşanma konusundaki anlaşma iradesinin mahkemece görülerek değerlendirilmesi öngörülmüştür. Bu durum dikkate alındığında asile tebliğ zorunluluğu olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak şöyle bir yol izlenebilir:
Taraflardan birisi vekili aracılığı ile çekişmeli boşanma davasını açar. Diğer tarafın Türkiye'deki adresine dava dilekçesi tebliğe çıkartılır. Davalının akrabalarına tebligat yapılır. Böylece asile tebligat zorunluluğu aşılmış olur. Duruşmaya davalının vekili de katılır. Duruşmada vereceği dilekçe ile açılan davayı kabul eder ve iki de tanık dinletilir. Mahkeme yargılama sonrasında tarafların boşanmasına karar verir. İyi çalışmalar diliyorum.

Boşanma davası için zaten özel vekalet gerekmiyormu? Vekilliğe karar verilmesi usulü bir ara kararmıdır?Hakim vekilliğe kabul etmese vekil olunmuyormu? Bence geçerli vekaleti sunan vekil olmuştur.HUMK ve Baki Kuru içtihatlarını araştırmak lazım...
Yabancı mahkeme ilamlarında gördüğüm kadarıyla iki tarafın vekili huzurunda duruşma bitirliyor.Sayın Yücel Kocabaş gibi düşünüyorum.Anlaşmalı boşanma olmaz ama çekişmeli boşanma davası görülebilir.

Benim tebligat konusundaki önerim ve uygulamada yaptığım vekaletnameye "Adıma yapılacak boşanma davası tebligatlarını almaya" ibaresinin yazdırılmasıdır. Bu sayede vekil dava dilekçesini kalemde elden tebliğ alabilir.

Alıntı: Yazan avaarslan Asile tebligat yapılması zorunludur. Vekilin, müvekkilinin kendisinde vekaletinin bulunduğunu belirterek dava dilekçesini tebliğ alması olanaklı değildir. Çünkü açılan davada, mahkemece, vekilin vekaleten davayı takip etmesine karar verilmiş değildir. Kaldı ki vekil ancak asile tebligat yapıldıktan sonra vekaleten davaya katılmaktadır. Mahkemece vekilin davaya katılmasına katılmasına karar verildikten sonra tebligatlar vekile yapılır. Kısaca vekaletin olması vekilin dava dilekçesini asil adına tebliğ alması yeterli değildir. Usul hukukuna da aykırıdır. Vekilin asil adına dava dilekçesini alması esası kabul edilirse, bu durumda asilin bilgisi dışında asil aleyhine bir sürü davanın açılmasına, hatta giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verilmiş olur. Bununla birlikte Yargıtay'ın son kararlarında belirttiği ve MK nun ilgili maddesinde belirtildiği üzere, anlaşmalı boşanmada asillerin dinlenmesi zorunludur. Eski MK'nun döneminde vekilerin beyanları yeterli iken yeni MK'nunda bu durum kaldırılmıştır. Böylece, tarafların boşanma konusundaki anlaşma iradesinin mahkemece görülerek değerlendirilmesi öngörülmüştür. Bu durum dikkate alındığında asile tebliğ zorunluluğu olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak şöyle bir yol izlenebilir: Taraflardan birisi vekili aracılığı ile çekişmeli boşanma davasını açar. Diğer tarafın Türkiye'deki adresine dava dilekçesi tebliğe çıkartılır. Davalının akrabalarına tebligat yapılır. Böylece asile tebligat zorunluluğu aşılmış olur. Duruşmaya davalının vekili de katılır. Duruşmada vereceği dilekçe ile açılan davayı kabul eder ve iki de tanık dinletilir. Mahkeme yargılama sonrasında tarafların boşanmasına karar verir. İyi çalışmalar diliyorum.

Meslektaşımın bu görüşü, bazı hmahkemelerin yanlış bir uygulamasına dayanmaktadır. Vekaletname ibraz eden avukatın, davaya taraf vekili olarak kabulüne karar veren bazı mahkemeler, yetki ve saygı sınırını aşmaktadır. Çünkü, vekaletname ibraz eden avukatın artık davada görevi fiilen başlamış ve vekaletname ibrazına bağlanan hak ve yetkilerin tamamını o andan itibaren kullanmaya hak kazanmıştır. Şu temel soruya verilecek cevap konuya ışık tutacaktır sanırım. Vekaletname ibraz eden avukatı, mahkemenin duruşmalara kabul etmeme gibi bir şansı var mıdır?

Burada mahkemece verilen karar vekaletnamenin geçerli olup olmaması ile ilgili bir durum değildir. Elbette ki geçerli bir vekaletname sunan avukat davayı takipte yetkili olacaktır. Mahkemenin verdiği karar; avukatın usulüne uygun vekalete dayanarak o celseden itibaren davaya dahil edilmesine ilişkindir. Yani bir anlamda avukatın davayı vekil sıfatı ile davaya dahil olduğunun zapt altına alınmasıdır.
Bir an için bu karara gerek olmadığı düşünülse bile, yine dava dilekçesinin asile tebliği zorunludur. Dava dilekçesi asile tebliğ edilmeden vekilin, vekaletnameye özel bir ibare konularak dava dilekçesini tebliğ alması olanaklı değildir. Bunun sakıncaları önceki yazımızda anlatılmıştı. Kaldı ki boşanma davaları kamu düzenine ilişkin davalardır ve özel vekaletname gerektiren davalardır.
Türk Hukuk Sisteminde boşanma davalarında asillerin hakim tarafından dinlenmesi zorunludur. Ekleyeceğim Yargıtay Kararı bu durumu net şekilde ortaya koymaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:

Esas No : 2006/12012

KararNo : 2006/18557

İncelenen Kararın:

Mahkemesi : Bala A.H.

Tarihi : 6/5/2003

Numarası : 2003/51-128

Davacı : Vedat Erel

Davalı : Serap Erel

Dava Türü : Boşanma

Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı Vedat Erel vekili tarafından davalı Serap Erel aleyhine 25/3/2003 tarihinde açılan boşanma davasında, tarafların boşanma ve mali sonuçları konusunda anlaştıklarına dair davacı vekilinin ve davalının beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde dahi boşanmaya karar verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.

Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının anılan Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı asil dinlenilmeksizin davacı vekili ve davalının beyanı ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 28/12/2006



Aksi durumda verilecek boşanma kararı Yargıtay tarafından bozularak geri çevrilecektir. Zaten diğer usulü yöntemide önceki yazımda belirtmiştim.

Cevap veren herkese teşekkür ederim.
Özel vekalet ile dava açarken dava dilekçesinde davalının adresini yazmadan davalı vekilinin adresini yazarak bir dava açsam. Mahkeme asile tebliğ için adres bildirilmesi ara kararı oluştursa ,ben de ara kararı yerine getirmek istemesem kesin süre verilir mi?
Karşı tarafın vekili ilk duruşmayı haricen öğrense katılsa mahkeme usulüne uygun vekalet var ancak duruşmaya kabul etmiyorum diyebilir mi?.
Herkese saygı ve selamlar

"Dava dilekçesi asile tebliğ edilmeden vekilin, vekaletnameye özel bir ibare konularak dava dilekçesini tebliğ alması olanaklı değildir."

Avukata vekalet veren şahsın aynı şekilde belli ve muhtemel bir dava veya uyuşmazlık hakkında yapılacak tebligatları almaya da avukatını yetkili kılmasında ve avukatın bu açık yetkiye istinaden tebligatı almasında yasal engel olmadığı düşüncesindeyim. Anlaşmalı boşanma gibi bir kısım davalara tarafların bizzat katılmak zorunda olmasının tebligat konusuyla bir ilgisi de yoktur.

"7201 sayılı Kanun md 10/2 - Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. " hükmü bence muhatabın rızasını beyan ettiği bu tür bir tebiğ işlemini geçerli kılmaktadır.

Asile tebligat yapılmadan vekilin duruşmaya katılamaması ve taraf teşkili sağlanamaması gerektiği çünkü aksi halde asilin sorun yaşayabileceği, vekaletin kötüye kullanılabileceği görüşüne katılmam. Vekaletin kötüye kullanılması her zaman söz konusu olabilir. Her şeyin denetimini yapamaz önlemini alamazsınız. Nasıl ki davada avukatın dilekçesinde yazanlar için hakim " acaba avukat asilin talebine aykırı mı dilekçe yazmış " diyemezse...

Vekalet varken Japonya' daki davalının kendisine tebliğ için aylarca uğraşıp masraf yapmanın gerekçesi olamaz. Feragat yetkisi bile olan avukatın davaya dahil olamaması taraf teşkili sağlanamaması hem mantığa hem de usul ekonomisine aykırıdır kanaatindeyim.

Alıntı: Yazan law in law Cevap veren herkese teşekkür ederim. Özel vekalet ile dava açarken dava dilekçesinde davalının adresini yazmadan davalı vekilinin adresini yazarak bir dava açsam. Mahkeme asile tebliğ için adres bildirilmesi ara kararı oluştursa ,ben de ara kararı yerine getirmek istemesem kesin süre verilir mi? Karşı tarafın vekili ilk duruşmayı haricen öğrense katılsa mahkeme usulüne uygun vekalet var ancak duruşmaya kabul etmiyorum diyebilir mi?. Herkese saygı ve selamlar

Sevgili meslektaşım sorun çok basit. Siz davalının adresini yazın tebligat çıkarttırın. Yurt dışı adresi var ise zaten belirli harçları yatırmanız gerekeceğinden hemen tebligat yollanmayacaktır. Bu arada da vekil var ise tebligat yapılmasa dahi yetkili avukat vekil davaya katılabilir. Benim vekil olarak takip ettiğim bir dosyada öyle yapmıştım. Anlaşmalı boşanma kısmınına gelince hakim her iki tarafıda dinlemek zorundadır. Ancak taraflar yurt dışında anlaşmalı yada çekişmeli boşanma yapmışlarsa burada tanımasını ve tenfizini asil taraflar olmadan yapabilirsiniz.