Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Avukata Tazminat Davasında dava açma ve zamanaşımı süresi

Yanıt
Old 05-06-2010, 12:03   #1
furugferruhzad

 
Varsayılan Avukata Tazminat Davasında dava açma ve zamanaşımı süresi

Temyiz etmeme sebebi ile avukat aleyhine açılacak tazminat davalarında dava açma da zamanaşımı süresi nedir?
Old 05-06-2010, 12:18   #2
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Avukatla müvekkili arasındaki ilişki, vekalet ilişkisidir. Bu sebeple Borçlar Kanunu'nun 126/4. Maddesi gereğince zamanaşımı süresi 5 yıldır.
Old 05-06-2010, 12:30   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın furugferruhzad;

Borçlar Kanunu'nun "MÜRURU ZAMAN" başlığı altında düzenlenen 60. maddesine göre; "Zarar ve ziyan yahut yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur. Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir."

Düzenleme uyarınca zamanaşımı süresi, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve zararın gerçekleşmsi tarihinden itibaren (belirttiğiniz durumda zarar, temyiz süresinin geçmesiyle ortaya çıkar) 10 yıldır.Ancak, avukat aleyhine tazminat davası açılabilmesinin koşullarının gerçekleşmesi gerekir. Sunduğum linkler ve yargıtay kararı size fikir verebilir. Saygılarımla..

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=26873

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=15460

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=853

--------------------------------------------------------------------------

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/6495
K. 2004/14240
T. 12.10.2004
• AVUKATIN GÖREVİNİ İHMAL ETMESİ ( Kaybettiği Davayı Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Yol Açan Avukattan Maddi ve Manevi Tazminat Talebi )
• GÖREVİ İHMAL EDEN AVUKAT ( Kaybettiği Davayı Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Yol Açan Avukattan Maddi ve Manevi Tazminat Talebi )
• MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEMEMESİ ( Avukatın Kaybettiği Davayı Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Sebep Olması )
• TEMYİZ EDİLMEYEN KARARIN KESİNLEŞMESİ ( Müvekkilin Avukattan Maddi ve Manevi Tazminat Talebi )
• MÜVEKKİLİN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Aleyhe Mahkeme Kararını Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Sebep Olan Avukat Aleyhine - Maddi ve Manevi Tazminatın Şartları )
• TAZMİNAT TALEBİ ( Aleyhe Mahkeme Kararını Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Sebep Olan Avukattan - Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesinin Şartları )
• KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLUŞMAMASI ( Avukatın Görevini İhmal Ederek Aleyhe Hükmün Kesinleşmesine Sebep Olması - Manevi Tazminat Talebinin Reddi Gereği )
818/m.41,49
ÖZET : Davacı, avukat olan davalıya dava dışı S. E. aleyhine tazminat davası açması için vekalet verdiğini, davalının vekil olarak davayı açıp yürüttüğünü, davayı takipteki zaafları ve karara bağlanınca da red kararını temyiz etmeyerek kesinleştirmesi nedeniyle zarara uğradığını, Bergama Ağır Ceza Mahkemesince de davalı hakkında görevi ihmal suçundan mahkumiyet kararı verildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamına ve kararın gerekçesine göre, kararın temyiz edilmemesinde davacının bir zararı yoktur. Bir başka deyişle mevcut delil durumuna göre davacı vekili kararı temyiz etseydi de sonuç değişmeyecek durumdadır. Böyle olunca davacının maddi tazminat talebinin reddi gerekir. Manevi tazminat talebine gelince, B.K. 49. maddesine göre manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına saldırıda bulunulması gerekir ki, davalının görevini ihmal etmesi, davacı aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi kişilik haklarına saldırı sayılamaz. Bu talebinde reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR : Davacı, avukat olan davalıya dava dışı S. E. aleyhine tazminat davası açması için vekalet verdiğini, davalının vekil olarak davayı açıp yürüttüğünü, davayı takipteki zaafları ve karara bağlanınca da red kararını temyiz etmeyerek kesinleştirmesi nedeniyle zarara uğradığını, Bergama Ağır Ceza Mahkemesince de davalı hakkında görevi ihmal suçundan mahkumiyet kararı verildiğini belirterek 3.000.000.000 TL. maddi, 5.000.000.000 TL manevi tazminatın faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, davacı aleyhine verilen kararı davacının menfaati gereği temyiz etmediğini, bu sebeple davacının bir zararı olmadığını, doğru hasıma dava açmayı düşündüğünü belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne 3.000.000.000 TL. maddi, 1.000.000.000 TL. manevi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı, avukat olan davalını kendisini vekil sıfatıyla temsil ederek takip ettiği davada görevini ihmal etmesi sebebiyle davayı kaybettiğini ve red kararını temyiz etmeyerek kesinleşmesine sebep olduğunu belirterek o davada talep ettiği 3.000.000.000 TL'nin maddi tazminat olarak tazminini talep etmiştir. Bergama Ağır Ceza Mahkemesince davalının davacının muvafakatı olmadan kararın kesinleşmesine sebep olduğu gerekçesi ile görevi ihmal suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Davalının aleyhine verilen bu ceza kararı davacının zarara uğradığını göstermez. Davalının davacının vekili olduğu Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/147 esas 2000/60 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı ile Servet Eyüpgiller arasında yöneticisi olduğu kooperatif nedeniyle aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle 500.000.000 TL. maddi, 2.500.000.000 TL. manevi tazminat talep edildiği, davacının maddi zararını belgelendiremediği, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, davalı avukat tarafından bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Dosya kapsamına ve kararın gerekçesine göre kararın temyiz edilmemesinde davacının bir zararı yoktur. Bir başka deyişle mevcut delil durumuna göre davacı vekili kararı temyiz etseydi de sonuç değişmeyecek durumdadır. Böyle olunca davacının maddi tazminat talebinin reddi gerekir.

Manevi tazminat talebine gelince, B.K. 49. maddesine göre manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına saldırıda bulunulması gerekir ki, davalının görevini ihmal etmesi, davacı aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi kişilik haklarına saldırı sayılamaz. Bu talebin de reddi gerekir.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-06-2010, 11:45   #4
furugferruhzad

 
Varsayılan

Görevi ihmal oluşturuyorsa uzamış zamanaşımına tabi değil mi? Örneğin görevi ihmalde 8 yıl.Neden 5 yıl ya da 1 yıl olsun anlayamadım.
Old 06-06-2010, 11:46   #5
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Engin
Sayın furugferruhzad;

Borçlar Kanunu'nun "MÜRURU ZAMAN" başlığı altında düzenlenen 60. maddesine göre; "Zarar ve ziyan yahut yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur. Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir."

Düzenleme uyarınca zamanaşımı süresi, zararın öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve zararın gerçekleşmsi tarihinden itibaren (belirttiğiniz durumda zarar, temyiz süresinin geçmesiyle ortaya çıkar) 10 yıldır.Ancak, avukat aleyhine tazminat davası açılabilmesinin koşullarının gerçekleşmesi gerekir. Sunduğum linkler ve yargıtay kararı size fikir verebilir. Saygılarımla..

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=26873

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=15460

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=853

--------------------------------------------------------------------------

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/6495
K. 2004/14240
T. 12.10.2004
• AVUKATIN GÖREVİNİ İHMAL ETMESİ ( Kaybettiği Davayı Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Yol Açan Avukattan Maddi ve Manevi Tazminat Talebi )
• GÖREVİ İHMAL EDEN AVUKAT ( Kaybettiği Davayı Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Yol Açan Avukattan Maddi ve Manevi Tazminat Talebi )
• MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDİLEMEMESİ ( Avukatın Kaybettiği Davayı Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Sebep Olması )
• TEMYİZ EDİLMEYEN KARARIN KESİNLEŞMESİ ( Müvekkilin Avukattan Maddi ve Manevi Tazminat Talebi )
• MÜVEKKİLİN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Aleyhe Mahkeme Kararını Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Sebep Olan Avukat Aleyhine - Maddi ve Manevi Tazminatın Şartları )
• TAZMİNAT TALEBİ ( Aleyhe Mahkeme Kararını Temyiz Etmeyerek Kesinleşmesine Sebep Olan Avukattan - Maddi ve Manevi Tazminata Hükmedilmesinin Şartları )
• KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLUŞMAMASI ( Avukatın Görevini İhmal Ederek Aleyhe Hükmün Kesinleşmesine Sebep Olması - Manevi Tazminat Talebinin Reddi Gereği )
818/m.41,49
ÖZET : Davacı, avukat olan davalıya dava dışı S. E. aleyhine tazminat davası açması için vekalet verdiğini, davalının vekil olarak davayı açıp yürüttüğünü, davayı takipteki zaafları ve karara bağlanınca da red kararını temyiz etmeyerek kesinleştirmesi nedeniyle zarara uğradığını, Bergama Ağır Ceza Mahkemesince de davalı hakkında görevi ihmal suçundan mahkumiyet kararı verildiğini belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamına ve kararın gerekçesine göre, kararın temyiz edilmemesinde davacının bir zararı yoktur. Bir başka deyişle mevcut delil durumuna göre davacı vekili kararı temyiz etseydi de sonuç değişmeyecek durumdadır. Böyle olunca davacının maddi tazminat talebinin reddi gerekir. Manevi tazminat talebine gelince, B.K. 49. maddesine göre manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına saldırıda bulunulması gerekir ki, davalının görevini ihmal etmesi, davacı aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi kişilik haklarına saldırı sayılamaz. Bu talebinde reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

KARAR : Davacı, avukat olan davalıya dava dışı S. E. aleyhine tazminat davası açması için vekalet verdiğini, davalının vekil olarak davayı açıp yürüttüğünü, davayı takipteki zaafları ve karara bağlanınca da red kararını temyiz etmeyerek kesinleştirmesi nedeniyle zarara uğradığını, Bergama Ağır Ceza Mahkemesince de davalı hakkında görevi ihmal suçundan mahkumiyet kararı verildiğini belirterek 3.000.000.000 TL. maddi, 5.000.000.000 TL manevi tazminatın faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, davacı aleyhine verilen kararı davacının menfaati gereği temyiz etmediğini, bu sebeple davacının bir zararı olmadığını, doğru hasıma dava açmayı düşündüğünü belirterek davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne 3.000.000.000 TL. maddi, 1.000.000.000 TL. manevi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı, avukat olan davalını kendisini vekil sıfatıyla temsil ederek takip ettiği davada görevini ihmal etmesi sebebiyle davayı kaybettiğini ve red kararını temyiz etmeyerek kesinleşmesine sebep olduğunu belirterek o davada talep ettiği 3.000.000.000 TL'nin maddi tazminat olarak tazminini talep etmiştir. Bergama Ağır Ceza Mahkemesince davalının davacının muvafakatı olmadan kararın kesinleşmesine sebep olduğu gerekçesi ile görevi ihmal suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Davalının aleyhine verilen bu ceza kararı davacının zarara uğradığını göstermez. Davalının davacının vekili olduğu Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/147 esas 2000/60 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı ile Servet Eyüpgiller arasında yöneticisi olduğu kooperatif nedeniyle aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle 500.000.000 TL. maddi, 2.500.000.000 TL. manevi tazminat talep edildiği, davacının maddi zararını belgelendiremediği, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, davalı avukat tarafından bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Dosya kapsamına ve kararın gerekçesine göre kararın temyiz edilmemesinde davacının bir zararı yoktur. Bir başka deyişle mevcut delil durumuna göre davacı vekili kararı temyiz etseydi de sonuç değişmeyecek durumdadır. Böyle olunca davacının maddi tazminat talebinin reddi gerekir.

Manevi tazminat talebine gelince, B.K. 49. maddesine göre manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarına saldırıda bulunulması gerekir ki, davalının görevini ihmal etmesi, davacı aleyhine verilen kararı temyiz etmemesi kişilik haklarına saldırı sayılamaz. Bu talebin de reddi gerekir.

Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Uzamış zamanaşımına tabi değil mi? Fiil aynı zamanda cezayı gerektiren bir eylemse örneğin görevi ihmal 8 yıl olamaz mı?
Old 06-06-2010, 14:20   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan furugferruhzad
Uzamış zamanaşımına tabi değil mi? Fiil aynı zamanda cezayı gerektiren bir eylemse örneğin görevi ihmal 8 yıl olamaz mı?

Bence de, uzamış ceza zamanaşımı uygulanması gerekir. Ayrıca öğrenme tarihi de önem arz etmektedir.Müvekkiliniz ne şekilde ve ne zaman öğrenmiştir? Azilname veya avukatın istifası var mı?
Old 06-06-2010, 14:47   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan furugferruhzad
Temyiz etmeme sebebi ile avukat aleyhine açılacak tazminat davalarında dava açma da zamanaşımı süresi nedir?

Bir not olarak belirtmek istiyorum: Avukatın takip ettiği davanın ceza mı hukuk davası mı olduğunu belirtmemişsiniz.

Eğer ceza davası ie; ceza davaları bakımından Zorunlu müdafiilik ile ilgili yönetmelikteki değişiklik öncesinde müdafiin görevi hükmün verilmesi ile bitiyordu. dolayısıyla o dönemde temyiz etmemek ihmal veya kötüye kullanma sayılmıyordu. Yönetmelik değişikliği ile artık kesinleşene kadar avukat görevini yapmak ve bu arada temyiz etmek zorundadır.

Bu itibarla eğer avukatın takip ettiği dosya zorunlu müdafilik ile ilgili ise ve dönemi de yönetmelikteki değişiklik öncesine denk geliyorsa temyiz edilmemesi nedeniyle kötüye kullanma söz konusu olamayacaktır.

Bunun dışındaki hallerde ise ceza zamanaşımı süresi daha uzun ise o süre dikkate alınacaktır.
Old 06-06-2010, 16:40   #8
üye14072

 
Varsayılan

neden temyiz etmemiş
ve kendisini nasıl savunuyor

bunu da tetkik emek gerekir.

avukat aleyhine tazminat davası açmak
parlak bir gibi fikir göründüğü zamanlar
gerisinde davacı aleyhine büyük sıkıntılara da sebep olabilir,

mesleğin başlarında böyle bir dava açtım,
tabii davalı avukat başka bir sorundan dolayı alacağı sebebi ile müvekkilin kapısına dayandı,

iyice tetkik etmek gerekir.

ayrıca kişisel kanaatim şudur ki,

ilk bakışta ve açıkça, ve ayan beyan bir ihmal veya suistimal yoksa açmamak gerekir


şunu da sarahaten ifade etmek isterim ki

bir avukat,
ve/veya noter,

üzerinde mal mülk bulunduramaz,
bulundurmamalıdır,

meslek sigortası için geçen gün geldiler, tanıtım yapacaklar

iki soru sordum,
kaçmak için kapıyı zor buldular,

bu meslek sigortasını yaptıran var mı içimizde,

bu işin gelişmesi gerekli

saygılar
Old 07-06-2010, 08:21   #9
caner87

 
Varsayılan

Merhabalar,
Niçin mal mülk bulundurmuyoruz, korkularla mı yaşamalıyız ve ne sordunuz sigortacılara, teşekkürler
Old 07-06-2010, 09:54   #10
furugferruhzad

 
Varsayılan

MADDE 434 - Temyiz isteminin kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa Yargıtayca 422 nci madde hükümleri uygulanır.
Madde 422- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./20.mad)

Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur.

Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan tarafa ayrıca mahkemece beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise idarî para cezası vekil hakkında uygulanır.

HER TÜRLÜ DURUMDA AVUKAT SUÇLU YANİ.Hiç adil değil.
Old 07-06-2010, 10:50   #11
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan furugferruhzad
MADDE 434 - Temyiz isteminin kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa Yargıtayca 422 nci madde hükümleri uygulanır.
Madde 422- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./20.mad)

Kötüniyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. Vekâlet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması hâlinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur.

Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan tarafa ayrıca mahkemece beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise idarî para cezası vekil hakkında uygulanır.

HER TÜRLÜ DURUMDA AVUKAT SUÇLU YANİ.Hiç adil değil.

Benim ve Saim Bey'in sorularına yanıt vermediğinize göre, sorunu çözmüş olmalısınız. O halde bizle de paylaşır mısınız?
Old 07-06-2010, 11:14   #12
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan furugferruhzad
Görevi ihmal oluşturuyorsa uzamış zamanaşımına tabi değil mi? Örneğin görevi ihmalde 8 yıl.Neden 5 yıl ya da 1 yıl olsun anlayamadım.

Sayın furugferruhzad;

Zaten Borçlar Kanunu'nun 60. maddesini alıntılamıştım ve orada uzamış zamanaşımından bahsedilmektedir. Lütfen, soru sormadan ya da hüküm vermeden önce cevabi yazıları iyi inceleyiniz. Saygılarımla..
Old 07-06-2010, 11:22   #13
Av.Kamil Mercan

 
Varsayılan

Bir AVUKATA karşı girişilecek yasal yollların bu sitede ve bu forum alanlarında, SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasını, bütün katılımcılar ve de konu açısından kınıyorum...
Old 07-06-2010, 11:30   #14
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kamil Mercan
Bir AVUKATA karşı girişilecek yasal yollların bu sitede ve bu forum alanlarında, SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasını, bütün katılımcılar ve de konu açısından kınıyorum...

Söz konusu avukat benim Sayın Kamil Bey.Ben ahlaka aykırı bir durum göremiyorum ben hiç bir meslektaşıma dava açacak değilim,bir dava açılacaksa benim hakkımda açılacak bu hususa ilişkin hukuku tartışmaya açmam kadar da doğal bir durum olamaz.
Old 07-06-2010, 11:32   #15
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın isim bulamadım;

Henüz mesleki sorumluluk sigortası yaptırmadım ama bana da bilgi vermek için sigorta şirketinden geldiler. Detaylı anlatımlarında, sigortanın risk kapsamında avukatın ödemek durumunda kaldığı tazminatların da olduğu bilgisini aldım. Bence, söz konusu sigorta güvencesinden yararlanmak gerek. Ayrıca, sigorta şirketinden gelen görevlilere ne sorduğunuzu merak ettim. Bilgilendirirseniz sevinirim. Saygılarımla..
Old 07-06-2010, 11:33   #16
furugferruhzad

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Benim ve Saim Bey'in sorularına yanıt vermediğinize göre, sorunu çözmüş olmalısınız. O halde bizle de paylaşır mısınız?

Evet çözdüm Sayın meslektaşım,vekiledenimin bana verdiği temyizden feragat dilekçesini ayrı bir klasör de buldum ve rahatladım ama her ne kadar bazı meslektaşlarım bizi kınamış olsa da ben hir türlü hukuki problemin tartışmaya açılabileceğine inanıyorum önemli olan niyet.Sevgi ve Saygılarımla.
Old 07-06-2010, 11:42   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kamil Mercan
Bir AVUKATA karşı girişilecek yasal yollların bu sitede ve bu forum alanlarında, SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasını, bütün katılımcılar ve de konu açısından kınıyorum...

Kendi adıma ben de sizi kınıyorum. Kınama gerekçesini yazmadığınız için cevap hakkımı saklı tutuyorum.
Old 07-06-2010, 11:42   #18
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kamil Mercan
Bir AVUKATA karşı girişilecek yasal yollların bu sitede ve bu forum alanlarında, SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasını, bütün katılımcılar ve de konu açısından kınıyorum...

Sayın Av. Kamil MERCAN;

Size katılmıyorum, şahsım hakkında da bu tür bir dava açılma ihtimali olmasına rağmen meslektaşlarımızın konu ile ilgili sorularına forumda cevap verme konusunda sakınca görmedim. Hukuk herkese lazım değil midir ve bir avukat hakkında yapılacak bir şikayet ve/veya aleyhinde açılacak davayı bir başka avukatın takip etmesinde meslek etiğine aykırı olan husus nedir? Önemli olan, müvekkil avcılığı yapmamak, yani bize iş olarak gelen tazminata ilişkin bir konuda, aleyhinde tazminat davası açılabilecek durumda olan meslektaşımıza acımasızca saldırmamak ve bu şekilde bir davanın açılması noktasında vatandaşı -teşvik edici- konumda yer almamaktır diye düşünüyorum.
Old 07-06-2010, 17:55   #19
üye14072

 
Varsayılan

sayın caner 87

kendine güven tedbire mani değildir

kaygan bir zeminde,

tehlikelerele dolu koşullarda yaşıyoruz.

sigortacılara sorduğum soruları hatırladığım kadarıyla sunuyorum

bu sigorta beni aşağıdaki iki koşulda koruyacakmı

1.) temyiz süresini kaçırdım, vatandaş bana dava açtı,
2) içtihat değişti, edinilmiş mal rejiminin tasfiye alacağı davası için 2nci daire 10 yıl demişti,
başkanlar kurulu toplandı 2nci dairenin iş yükü fazla ben bu işleri filen daireye veriyorum dedi,
işi alan daire olmaz kardeşim bir yıl dedi,


ne olacak
Old 07-06-2010, 18:27   #20
BaharB

 
Varsayılan

Avukatlık Kanunu'nun 40. maddesinde özel bir hüküm var. Buna göre "İş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer." Üstelik ceza zamanaşımı da söz konusu değil.
Saygılarımla...
Old 07-06-2010, 18:48   #21
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BaharB
Avukatlık Kanunu'nun 40. maddesinde özel bir hüküm var. Buna göre "İş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer." Üstelik ceza zamanaşımı da söz konusu değil.
Saygılarımla...

Avukatlık kanununda düzenlenen zamanaşımı süresi ile ilgili hükmün "özel hüküm" olduğu nedeniyle mi, BK.60/II'deki (uzayan ceza) zamanaşımı süresi uygulanmaz diyorsunuz? Gerekçenizi öğrenebilir miyim?
Old 07-06-2010, 18:50   #22
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kamil Mercan
Bir AVUKATA karşı girişilecek yasal yollların bu sitede ve bu forum alanlarında, SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasını, bütün katılımcılar ve de konu açısından kınıyorum...

Sayın Mercan,

Kınanacak ne yaptığımızı açıkçası merak ediyorum.
Old 07-06-2010, 19:16   #23
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kamil Mercan
Bir AVUKATA karşı girişilecek yasal yollların bu sitede ve bu forum alanlarında, SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasını, bütün katılımcılar ve de konu açısından kınıyorum...
Bir avukata karşı girişilecek yasal yolların bu sitede ve bu forum alanlarında SORU-CEVAP şeklinde tartışılmasında katılımcılar, konu ya da site yönünden bir sakınca bulunmamakta ve konu başlığı da forum kurallarımıza aykırılık teşkil etmemektedir.

Konuyla ilgisiz bu tip mesajlar takdir edersiniz ki konuyu dağıtıp, polemik yaratmakta olduğu gibi forum kurallarımızın 6. maddesi gereğince de paylaşım yeri bu forum alanı değildir.

Bu nedenle bu konu başlığı altındaki mesajların, sadece sorulan soruya yanıt niteliği taşımasını, konunun THS'de tartışılıp tartışılamayacağına ilişkin eleştiri ve önerilerin ise Site ve Forum Yöneticileri ile İletişim alanında paylaşılmasını rica ederiz.

Anlayışınız için teşekkürler!
Old 07-06-2010, 19:37   #24
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Avukatlık kanununda düzenlenen zamanaşımı süresi ile ilgili hükmün "özel hüküm" olduğu nedeniyle mi, BK.60/II'deki (uzayan ceza) zamanaşımı süresi uygulanmaz diyorsunuz? Gerekçenizi öğrenebilir miyim?
Avukatın sorumluluğunun sözleşmeye dayanması nedeniyle... diye düşünüyorum.
Old 07-06-2010, 20:40   #25
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BaharB
Avukatın sorumluluğunun sözleşmeye dayanması nedeniyle... diye düşünüyorum.

B.K. 126'da da zikredilen ve aynen:

Alıntı:
2 - BEŞ SENELİK MÜRURU ZAMAN
MADDE 126. Aşağıdaki alacak veya dâvalar hakkında beş senelik müruru zaman cari olur.

1. Alelûmum kiralar ile resülmal faizleri ve muayyen zamanlarda tediyesi meşrut aidat hakkındaki dâvalar

2. Erzak bedeli ve nafaka ve otel ve lokanta masraflarına müteallik dâvalar

3 - (Değişik: 6763 - 29.06.1956) Sanatkarların veya esnafın emeklerini karşılığı, perakendecilerin sattıkları malların parası, noterlerin mesleki mesleki hizmetleri karşılığı, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davalar:

4 - (Ek: 6763 - 29.06.1956) Ticari olsun olmasın bir şirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan bütün dâvalar ile şirketin müdürleri, temsilcileri, murakıplariyle şirket veya ortaklar arasındaki dâvalar, vekâlet akdinden, komüsyon akdinden, acentalık mukavelesinden, ticari tellâkllık ücreti dâvası hariç, tellâllık akdinden doğan bütün dâvalar, mütaahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak dâvalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün dâvalar.

şeklinde olan genel nitelikli zamanaşımı hükmü de, "vekalet akdine" atıf yapıyor. Vekalet akdinin yazılı olması da geçerlik koşulu olmadığına göre her durumda, avukat ile vekil edeni arasında yazılı bir sözleşme olmasa bile bilindiği üzere akit kurulmuş kabul edilebiliyor. Esasen BK.126. madde ile atıf yapılan BK.386. maddede tanımlanan vekalet akdi de, avukat olmayanlar bakımından da yazılı olmasa bile akdin kurulmuş sayılmasına nedendir. Kısaca avukat olmayan vekil ile vekil edeni arasında da bir yazılı olmayan sözleşme kurulmaktadır.

Belki Avukatlık K. 40. maddenin BK.126'ya nazaran özel hüküm olduğu söylenebilirse de, Avukatlık kanununda BK.60/II'ye karşılık gelen özel bir düzenleme bulunmadığından BK.60/II. maddenin avukat ile vekil edeni arasındaki sözleşmeden kaynaklanan tazminat talepleri bakımından da geçerli olması ve ceza zamanaşımı daha uzun bir süreyi kapsıyorsa ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği kanaatindeyim.
Old 08-06-2010, 00:25   #26
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Hala bu soruya net bir cevap bulunmuş değil sayın meslektaşlarım. Şimdi burada zamanaşımı 5 yıl mı? 10 yıl mı? Bunu bir netleştirsek diyorum.
Old 08-06-2010, 12:54   #27
furugferruhzad

 
Varsayılan

1 yıl-5 yıl-10 yıl veya 8 yıl(bana göre)40.maddeyi inceleyeceğim.Özel hüküm genel hükmü dışlar prensibi uyarınca umarım 1 yıldır çünkü bu hakkaniyete daha uygun düşünsenize 8 yıl kötüniyetli vekileden bana dava açacak mı endişesiyle yaşamak.
Old 08-06-2010, 14:16   #28
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Temyiz etmeme sebebi ile avukat aleyhine açılacak tazminat davalarında dava açma da zamanaşımı süresi nedir?

Bu soruyu ilk okuduğumda Sayın BaharB gibi avukatlık yasasında belirtilen zamanaşımı hükümlerini geçerli olduğunu düşünüyordum.

Fakat dikkat edilmesi gereken husus tazminata neden olabilecek eylemin ne olduğudur.

"temyiz etmeme sebebi" kamu hukukunu ilgilendiren bir durumdur. Görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebilir.

Bu sebeple Sayın Dikici gibi olayın Borçlar Kanunu hükümleri çerşevesinde çözümleneceğini düşünüyorum.

Avukatlık kanunun 41 maddedeki hüküm özle hukuk alanındaki uyşmazlıklarda eş bir söyleşi ile sözleşmeden kaynaklan uyuşmazlıklar için geçerlidir.

Kolay Gelsin...
Old 08-06-2010, 17:26   #29
BaharB

 
Varsayılan

Avukatın mahkeme kararını temyiz etmemesinin sözleşmesel bir sorumluluk olduğunu, bunun da vekalet akdinde avukatın görevini özen ve sadakatle yerine getirmesi ile ilgili olduğunu düşünüyorum.
BK 60.madde ise haksız fiilden doğan borçlarda zamanaşımını düzenlemektedir.
Alıntı:
Yazan Hukuk Genel Kurulu 2007/13-198 E.N , 2007/199 K.N.
...Borçlar Kanunu'nun 390. maddesi 'Vekâleti dürüstlükle yerine getirme" başlığı altında vekilin, vekâleti icrada özen ve sadakat göstermesi borcunu düzenlemiş bulunmaktadır. Görüldüğü gibi, vekilin akdi sorumluluğu olan tazminat mükellefiyeti, daha çok onun temel borcu olan dürüstlükle ifa borcundan doğmaktadır. Vekâlet sözleşmesi sonucu itibariyle bir itimat ilişkisi olduğundan, vekâlet konusunun yerine getirilmesinde vekile düşen başlıca yüküm, onu özen ve sadakatle ifa etmesidir.
Saygılarımla...
Old 08-06-2010, 18:00   #30
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/366
K. 2008/8103
T. 10.6.2008
• TAZMİNAT DAVASI ( Müvekkilin Avukata Karşı İleri Süreceği Tazminat İstekleri Hakkın Doğumunun Öğrenildiği Tarihten İtibaren Bir Yıl ve Her Halde Zararı Doğuran Olaydan İtibaren Beş Yıl Geçmekle Düşeceği )
• ZAMANAŞIMI ( Tazminat Davası - Müvekkilin Avukata Karşı İleri Süreceği Tazminat İstekleri Hakkın Doğumunun Öğrenildiği Tarihten İtibaren Bir Yıl ve Her Halde Zararı Doğuran Olaydan İtibaren Beş Yıl Geçmekle Düşeceği )
• AVUKATA KARŞI İLERİ SÜRÜLECEK TAZMİNAT İSTEMİ ( Hakkın Doğumunun Öğrenildiği Tarihten İtibaren Bir Yıl ve Her Halde Zararı Doğuran Olaydan İtibaren Beş Yıl Geçmekle Düşeceği )
• AZLEDİLEN AVUKAT ( Avukat Azledilirken Zararın da Öğrenildiğinin Belirtildiği - Bu Nedenle Azil Tarihinden İtibaren Bir Yıl Geçirildikten Sonra Açılan Davanın Zamanaşımı Def’i Sebebiyle Reddi Gerektiği )
1136/m.40
ÖZET : Müvekkilin avukata karşı ileri süreceği tazminat istekleri, hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer.

Avukat azledilirken zararın da öğrenildiği belirtilmiştir. Bu nedenle azil tarihinden itibaren bir yıl geçirildikten sonra açılan davanın zamanaşımı def’i sebebiyle reddi gerekir.

DAVA : Davacı, avukat olan davalının vekil olarak adına 3. şahıslar aleyhine tazminat davası açtığını ancak dava dilekçesinde kusur oranını fazla kabul etmesi nedeniyle az tazminat alınmasına neden olduğunu, davalının vekalet görevini yerine getirmemesi nedeniyle uğradığı zarar karşılığı, munzam zararı ve manevi tazminat olmak üzere toplam 45.262.416.264.TL’nin olay tarihinde yasal faiziyle davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının talebinin Avukatlık Kanunu 40. maddesine göre zamanaşımına uğradığını, görevini gereği gibi yerine getirdiğini, davacının kusurlu olduğu savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 15.087,47.-TL. maddi, 2.000,00.-TL. manevi tazminatın olay tarihinden yasal faiziyle davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR : Dava, Avukat olan davalının kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. Davalı, davacının vekili olarak açtığı tazminat davasının dava dilekçesinde, ceza davasında kusur oranını davacı adına %50 olarak kabul ederek tazminat talep ettiği için davacıya zarar vermiş, bu dava 26.12.2001 tarihinde kesinleşmiş, davacı bu davada verilen kararın kesinleşmesi ile zararını öğrenmiştir. Ayrıca davalı Avukatın vekalet ücreti talebi ile açtığı dava, davacının avukatı davalıyı haklı olarak azlettiği, vekalet görevini yerine getirirken gerekli özeni göstermediği gerekçesi ile reddedilmiş, bu kararda da 06.02.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı tazminat davasında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında, davalı avukatın dava dilekçesinde davacı adına kusur oranını kabul eden beyanı ile tazminat miktarının indirilerek hesaplanması gerektiğini belirtmesi üzerine 21.05.2001 ve 24.05.2001 tarihinde çektiği ihtarlar ile davalıyı “gördüğüm lüzum üzerine” diyerek azletmiş, bu dava dilekçesinde davalının kendisine zarar verdiğini bu bozma ilamı ile öğrendiğini ve azlettiğini bildirmiştir. Avukatlık Kanunu’nun 40. maddesinde “İş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer.” hükmü bulunmaktadır.

SONUÇ : Dava 16.05.2005 tarihinde açıldığına ve davalı süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğuna, davacı da zararı azil ile öğrendiğini bildirdiğine göre bir yıllık zamanaşımı süresinden sonra dava açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 10.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdarenin Ödeme Emrine Karşı Açılacak İptal Davasında Dava Açma Süresi Av. Salim Meslektaşların Soruları 10 24-07-2014 10:46
isithkak davasında dava açma süresi kaçırılırsa?? burçin solmaz Meslektaşların Soruları 9 15-04-2010 13:05
Marka iptal davasında dava açma süresi nedir? AdaletTR Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 3 19-09-2007 09:40
tüketici mahkemelerinde zamanaşımı ve dava açma süresi devrim tuba Meslektaşların Soruları 2 12-12-2006 21:33
İşe İade Davasında Hak Düşürücü Dava Açma Süresi? nfb Hukuk Sohbetleri 4 14-12-2004 17:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09399295 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.