Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

ÖĞretmenlİk Anilarindan Kareler

Yanıt
Old 10-03-2013, 20:53   #1
Durdu GÜNEŞ

 
Varsayılan ÖĞretmenlİk Anilarindan Kareler


ÖĞRETMENLİK ANILARINDAN KARELER

Öğretmen olmak duygusu güzel bir duygudur. Öğretmen olmak,öğrenmekle öğretmek arasında sürekli ve keyifli bir gezintidir. Öğrendikçeöğreten, öğrettikçe öğrenen bir süreçte içinizdeki ışığı çoğaltırsınız.
Öğretmen öğrenci ilişkileri hassas bir zemindir. Bilmedenbirini kırabilirsiniz. Ya da insani yaklaşımınızı bir otorite zaafı olarakalgılayıp sizi istismar etmeye kalkan öğrenciler bulunabilir.
Derste sizi can kulağıyladinleyip öğrenme zevkini yüzlerinde yansıtan öğrencileri gördükçe şevkinizartar. Bilgilerinize yüreğinizi de katarsınız. Sınıfça bir öğrenme sinerjisioluşur.

Çok istisnai de olsa bazıderslerde aykırı öğrenciler çıkar. Dersin insicamını bozabilirler. Dersinsınıfın coşkusunu negatif bir merkeze çekebilirler. Kendindeki arızalı yapıyısınıfa yaymak isteyebilirler.

İşte bunlardan birkaç örnek:

Aday memur eğitiminde dersanlatıyorum. Öğrencinin biri söz aldı. Sokrates’le ilgili verdiğim bir örnektenyola çıkarak felsefe tarihini anlatmaya başladı. Belli ki o alanda çok okumuş.Çok malumatfuruş. Bildiklerini noktasız virgülsüz anlatmaya çalışıyor.Aralıksız devam ediyor. Araya girmeye çalışıyorum. “Lütfen hocam sözümü kesme”diyor. Zaman ilerliyor. Ben programı yetiştiremeyeceğim. Bir şekilde arayazorlukla girip bir fıkra anlatmaya başladım.

Bakırköy Ruh ve SinirHastalıkları Hastanesi Başhekimi ve efsane doktoru Mazhar Osman hasta odalarınıdolaşırken odanın birindeki hasta “Deli doktor geldi.,deli doktor geldi” diyetempo tutturmuş. Mazhar Osman hastanın yanına gitmiş onun omzuna dokunmuş sonra“Bana bak arkadaş demiş. Sen bana deli doktor demekle bir şey olmaz. Ama bensana deli diye bir rapor düzenledim mi sittin sene buradan çıkamazsın”

Öğrencide ciddi bir suskunlukbaşladı. Bir fıkranın bu kadar etkili olacağını hiç düşünmemiştim. Fıkranınmesajını ciddi bir tehdit olarak görmüştü. Bunu hissedince sonraki derslerdebunu sadece bir fıkra olarak anlattığımı söyleyip öğrencinin gönlünü aldım,rahatladı, aramızdaki iletişim normale döndü.

Görev ve unvan değişikliğieğitiminde ders anlatmaya başlayacağım. Seksen kişilik grup sınıfı susturmakzor. Önce bunlara dinlemenin erdemini anlatmam gerek. Ben görevde yükselecekolan sizsiniz dinlemeniz sizin için önemli. Burada ben anlatmak üzere siz dedinlemek üzere görevlisiniz” dedim. Derse devam ettim.

İkinci ders saatinde “öğrencininbiri ayağa kalktı. Hocam bize hakaret ediyorsunuz?” dedi. “Nasıl anlamadım?”deyince “İlk derste ben anlatmak için buradayım siz dinlemek için buradasınızdiye söylediniz. Siz demek istediniz ki siz cahilsiniz ben sizi eğitmeyegeldim.”

Ben Mevlana’nın. “Derya ne kadarbüyük olursa olsun, kabın kadar su alabilirsin” sözünü söyledim sonra “Buradadikkat edeceğiniz husus kabınızın geniş olması aynı zamanda temiz olmasıdır.Kabın temiz olması küçüklüğünden büyüklüğünden daha önemlidir. Çünkü kabınızkirli olursa aldığınız şeyin hiçbir önemi yoktur.”dedim

Yine bir aday memur grubuna dersverirken öğrencilerin ders esnasında izinsiz dışarı çıktıklarını gördüm.Üniversite öğrenciliğinden henüz memuriyete geçemedikleri anlaşılıyordu.Başlangıçta ses çıkarmadım. Baktım devam ediyor. Son çıkan öğrenciye neden izinalmadan dışarı çıkıyorsunuz dedim. Beklemediğim bir şekilde “Herkese bir şeydemiyorsun da bana mı diyorsun?” dedi. Kapıdan çıktı. Ben bu kez saygıdan vememuriyet adabından bahsetmeye başladım. İçeri girdi, sözün adaptanbahsedilmesi karşısında alındı. “Ben anamdan babamdan adabı öğrendim, iyibilirim. Kimseden adap öğrenmeye ihtiyacım yok” dedi.

Baktım ki söz bir kulaktan giripöbüründen çıkıyor. Arada engelleyici bir şey yok. Boşa giden söz israftır,israf ise akıllı insanların işi değil diye düşündüm. Hani bir söz vardır. “Birtartışma için en az iki kişi gerekir. Tartışmayı bitirmek için sadece bir kişiyeterlidir.” Sustum sonra dersime devam ettim.

İnsan üzülüyor tabiî ki.Üniversite bitirmiş memur olmuş ama saygıyı bilmiyor.
Fakat bunun yanında ders bitincegelip onun adına özür dileyen başka öğrenciyi görünce asaletin ve faziletin farklıbir örneğini görüyorsunuz. Söylenen doğru sözlerin boşa gitmediğini görüp ümitvar oluyorsunuz.

Bilginin dört aşaması var.Bilgiyi hafızaya kaydetmek, ona yüreğinizde katıp bilinçlenmek, yeri geldiğindehayatınızda uygulamak ve diğer insanlara öğrendiklerinizi öğretmek. İşteöğretmen bilginin bu dört aşamasını hakkıyla yerine getiriyorsa hem kutlu hemmutlu bir iş yapıyor demektir.


Durdu GÜNEŞ
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05315709 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.