Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

siyasi parti çalışanın ölümü

Yanıt
Old 03-03-2011, 15:39   #1
char7

 
Varsayılan siyasi parti çalışanın ölümü

Sevgili meslektaşlarım,

Bir konuyu tartişmalrınıza açmak isterim. Siyasi partinin mahali temsilcisi, siyasi parti adına gittiği bir görevden dönüşte, aynı siyasi partiye mensup kişinin aracına biniyor ve trafik kazası geçirerek hayatını kaybediyor.
Bu durumda, siyasi partiye karşı herhangi bir dava yoluna gidilebilir mi?(maddi ,manevi tazminat için) Ben vekalet hükümlerinin uygulabileceğini düşünüyorum. Ancak emin olamıyorum.
Old 03-03-2011, 15:42   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Maça giderken hayatını kaybetseydi taraftarı olduğu takıma dava açabilir miydik?
Old 03-03-2011, 15:48   #3
char7

 
Varsayılan

Teşekkür ederim ancak benzetmenizin durumumuza uyduğunu düşünmüyorum. Taraftarı olduğumuz bir takımın derneğine üye olsak ve dernek çalışması sırasında tarafınıza verilen bir görev sırasında kaza geçirseniz belki aynı soruyu sorabiliriz.
Old 03-03-2011, 15:54   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan char7
Sevgili meslektaşlarım,

Bir konuyu tartişmalrınıza açmak isterim. Siyasi partinin mahali temsilcisi, siyasi parti adına gittiği bir görevden dönüşte, aynı siyasi partiye mensup kişinin aracına biniyor ve trafik kazası geçirerek hayatını kaybediyor.
Bu durumda, siyasi partiye karşı herhangi bir dava yoluna gidilebilir mi?(maddi ,manevi tazminat için) Ben vekalet hükümlerinin uygulabileceğini düşünüyorum. Ancak emin olamıyorum.

Aracı kullanan şahıs siyasi partinin çalışanı mıdır? Aracı kullanan kişi çalışan konumunda ise BK.55'e bakınız.

Değilse, siyasi parti adam çalıştıran (istihdam eden) sıfatıyla -hiçbir şekilde- sorumlu tutulamaz.
Old 03-03-2011, 16:16   #5
char7

 
Varsayılan

Mehmet Bey, cevabınız için teşekkür ederim.Ben vekalet hükümlerinin uygulanabilecğeini, bu da mümkün değil ise, hakkaniyet gereği hakimin takdir yetkisini kullanabileceğini düşünüyorum. Her ne kadar parti, dernek gibi gönüllü olarak üye olunan kurumların organlarda "çalışan" sıafatı olmasa da, görevlendirme vardır. Bu klasik anlamda istihdam edilme değilse de, hiç bir sorumluluk yüklenmemesi bana doğru gelmiyor. Bence bu konuda bir boşluk vardır. Çalışmaları ile bağlı bulunduğu partiye kazanımlarda bulunan bir üyenin haklarının korunmaması söz konusu. Manevi sorumluluk duygusuyla üzerine düşeni yapmayan partiye uygulanabilcek bir yaptırım olmalı.
Old 03-03-2011, 16:17   #6
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan char7
Teşekkür ederim ancak benzetmenizin durumumuza uyduğunu düşünmüyorum.

Duruma uymayabilir ama "teşbihte hata olmaz".

Derneğe üye olunsa da hizmet ilişkisi olarak değerlendirilmez düşüncesindeyim.
Old 03-03-2011, 16:31   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan char7
Mehmet Bey, cevabınız için teşekkür ederim.Ben vekalet hükümlerinin uygulanabilecğeini, bu da mümkün değil ise, hakkaniyet gereği hakimin takdir yetkisini kullanabileceğini düşünüyorum. Her ne kadar parti, dernek gibi gönüllü olarak üye olunan kurumların organlarda "çalışan" sıafatı olmasa da, görevlendirme vardır. Bu klasik anlamda istihdam edilme değilse de, hiç bir sorumluluk yüklenmemesi bana doğru gelmiyor. Bence bu konuda bir boşluk vardır. Çalışmaları ile bağlı bulunduğu partiye kazanımlarda bulunan bir üyenin haklarının korunmaması söz konusu. Manevi sorumluluk duygusuyla üzerine düşeni yapmayan partiye uygulanabilcek bir yaptırım olmalı.

Esasen belirttiğiniz gibi tartışılması gereken önemli bir konu.

Vekalet akdi değil de belki vekaletsiz iş görme olarak nitelendirmek mümkün olabilir, kanaatindeyim. (Bkz.411/1) Çünkü vekalet akdinin söz konusu olabilmesi için taraflar arasında mutlaka bir akdi ilişkinin olması gerekiyor. Burada akdi bir ilişki yok.
Old 03-03-2011, 16:43   #8
char7

 
Varsayılan

Mehmet Bey,

Vekalet ilişkisi sözlü de olabilceğinden, bu durumun ücretsiz vekalet ilişkisine daha uygun olduğunu düşünüyorum. Görevlendirme ile çalışıldığından vekaletsiz iş görme bana çokta uygun görünmedi.
Old 03-03-2011, 17:55   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan char7
Mehmet Bey,

Vekalet ilişkisi sözlü de olabilceğinden, bu durumun ücretsiz vekalet ilişkisine daha uygun olduğunu düşünüyorum. Görevlendirme ile çalışıldığından vekaletsiz iş görme bana çokta uygun görünmedi.

Bu olaydaki "Görevlendirme"'nin niteliğini belirlemek öncelikle zorunludur. Siyasi partinin etkinliklerine katılım tamamen gönüllü bir uğraştır. Bu itibarla daha etraflıca düşünmek lazım.

Siyasi Partilerdeki görnüllü uğraşlar temelindeki görevlendirmelerin akdi bir ilişki yaratıp yaratmayacağı konusunda tereddütlüyüm.
Old 03-03-2011, 19:08   #10
char7

 
Varsayılan

Biraz daha arastırmam ve okumam gerekiyor. Daha elverişli bilgiler bulduğumda ekleme yapacağım. İlginiz için teşekkür ederim.
Old 03-03-2011, 21:25   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Şöyle bir karar buldum.

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi

Esas No: 2004/2080 Karar No: 2004/12953 Karar Tarihi: 09.11.2004

Dava : Davacı N____ D____ vekili Av. H____ Ö____ tarafından davalılar ____ Partisi Genel Başkanlığı ile M____ A____ K____, aleyhine 18.4.2003 gününde verilen dilekçeyle trafik kazası sonucu yaralanmadan dolayı tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda ; Mahkemece davalılardan ____ partisi genel başkanlığı hakkındaki istemin kısmen kabulüne, diğer davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 3.12.2003 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan A____ partisi genel Başkanlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle;Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine,özellikle zarara veren olaya neden olan araç trafik sicilinde davalı siyasi parti adına kayıtlı değilse de aracın davalı siyasi partinin merkez ilçe başkanı tarafından Karayolları Trafik Yasası'nın 20. maddesine uygun biçimde satın alınmış olmasına ve olay günü de davalı siyasi partinin hizmetinde eylemli olarak kullanılırken zarara doğuran olayın meydana gelmiş bulunmasına ve böylece davalı siyasi partinin işleten sıfatının bulunmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2. Davacı, davalı siyasi partiye ait araçta yolculuk yaptığı sırada aracın köprü korkuluklarına çarpması sonucu yaralandığının belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece istemin bir bölümü karar altına alınmıştır.

Kararı davalı siyasi parti temyiz etmiştir.

Davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ilk davada uğradığı zararın bir bölümü hakkında istemde bulunmuş;sonradan verdiği ıslah dilekçesiyle istediği miktarı arttırmış;ancak bu dilekçe davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı siyasi partinin vekiline değil davalı asile tebliğ edilmiş ve böylece davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 87. maddesinde yer alan "Müddei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez" biçimindeki düzenlemenin Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra eldeki davada davacı ıslah dilekçesi olarak nitelendirdiği istem dilekçesiyle asıl dava dilekçesindeki dava sonucunu artırmıştır. Davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü istemin,ıslah dilekçesiyle talep sonucunun arttırılması şeklinde olsa da,yeni bir dava niteliğinde bulunduğu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 195. ve izleyen maddelerinin uygulanması gerektiği benimsenmelidir.Bu durumda ıslah dilekçesi karşı yana Tebligat Yasasına uygun olarak tebliği edilmeli,esasa cevap süresi işletilmesi ve ondan sonra oluşacak sonuca göre davacının istemi konusunda hüküm kurulması gerekir.Yerel mahkemece anılan yönlerin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine oy birliği ile karar verildi.
Old 03-03-2011, 21:37   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
Şöyle bir karar buldum.

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi

Esas No: 2004/2080 Karar No: 2004/12953 Karar Tarihi: 09.11.2004

Dava : Davacı N____ D____ vekili Av. H____ Ö____ tarafından davalılar ____ Partisi Genel Başkanlığı ile M____ A____ K____, aleyhine 18.4.2003 gününde verilen dilekçeyle trafik kazası sonucu yaralanmadan dolayı tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda ; Mahkemece davalılardan ____ partisi genel başkanlığı hakkındaki istemin kısmen kabulüne, diğer davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 3.12.2003 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan A____ partisi genel Başkanlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle;Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik görülmemesine,özellikle zarara veren olaya neden olan araç trafik sicilinde davalı siyasi parti adına kayıtlı değilse de aracın davalı siyasi partinin merkez ilçe başkanı tarafından Karayolları Trafik Yasası'nın 20. maddesine uygun biçimde satın alınmış olmasına ve olay günü de davalı siyasi partinin hizmetinde eylemli olarak kullanılırken zarara doğuran olayın meydana gelmiş bulunmasına ve böylece davalı siyasi partinin işleten sıfatının bulunmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2. Davacı, davalı siyasi partiye ait araçta yolculuk yaptığı sırada aracın köprü korkuluklarına çarpması sonucu yaralandığının belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Mahkemece istemin bir bölümü karar altına alınmıştır.

Kararı davalı siyasi parti temyiz etmiştir.

Davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ilk davada uğradığı zararın bir bölümü hakkında istemde bulunmuş;sonradan verdiği ıslah dilekçesiyle istediği miktarı arttırmış;ancak bu dilekçe davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalı siyasi partinin vekiline değil davalı asile tebliğ edilmiş ve böylece davalının savunma hakkı kısıtlanmıştır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 87. maddesinde yer alan "Müddei ıslah suretiyle müddeabihi tezyit edemez" biçimindeki düzenlemenin Anayasa mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra eldeki davada davacı ıslah dilekçesi olarak nitelendirdiği istem dilekçesiyle asıl dava dilekçesindeki dava sonucunu artırmıştır. Davacının ıslah dilekçesinde ileri sürdüğü istemin,ıslah dilekçesiyle talep sonucunun arttırılması şeklinde olsa da,yeni bir dava niteliğinde bulunduğu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 195. ve izleyen maddelerinin uygulanması gerektiği benimsenmelidir.Bu durumda ıslah dilekçesi karşı yana Tebligat Yasasına uygun olarak tebliği edilmeli,esasa cevap süresi işletilmesi ve ondan sonra oluşacak sonuca göre davacının istemi konusunda hüküm kurulması gerekir.Yerel mahkemece anılan yönlerin gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine oy birliği ile karar verildi.


Teşekkürler.

Kararı bulmanız iyi mi oldu, kötü mü bilemiyorum. Kafam karıştı.

Siyasi partinin seçim işlerinde aracın kullanılması nedeniyle siyasi parti doğrudan nasıl işleten sayılmış açıkçası anlayamadım. 3.kişi durumundaki siyasi partinin, tehlikesi kendisine ait olmak üzere aracı kullan (dırt) ması ve tasarruf etmesi belirlenmeden...? )

Yargıtaya göre 3.kişinin işleten olabilmesinin ölçütü şudur:

Alıntı:
Yazan T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/3489

K. 2009/1507

T. 17.3.2009
2918 sayılı KTK'nın hükümlerine göre, trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı Yasa'nın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır.
Old 03-03-2011, 23:34   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
3.kişi durumundaki siyasi partinin ...
Karardan benim anladığım :

Parti araç sahibi. Merkez İlçe Başkanı aracı kendi adına almamış, parti adına almış. Parti üçüncü kişi değil, birinci kişi.

Kararın gerekçesi:
... araç trafik sicilinde davalı siyasi parti adına kayıtlı değilse de
aracın davalı siyasi partinin merkez ilçe başkanı tarafından
satın alınmış olmasına ve
olay günü eylemli olarak partinin hizmetinde kullanıldığına göre ...

Saygılarımla
Old 04-03-2011, 08:25   #14
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Karardan benim anladığım :

Parti araç sahibi. Merkez İlçe Başkanı aracı kendi adına almamış, parti adına almış. Parti üçüncü kişi değil, birinci kişi.

Kararın gerekçesi:
... araç trafik sicilinde davalı siyasi parti adına kayıtlı değilse de
aracın davalı siyasi partinin merkez ilçe başkanı tarafından
satın alınmış olmasına ve
olay günü eylemli olarak partinin hizmetinde kullanıldığına göre ...

Saygılarımla

Yargıtay Kararında, aracın parti hesabına, ancak merkez ilçe başkanı adına (Dolaylı temsil) ilişkisi içinde alındığına dair bir bulgu göremediğim için, siyasal partiyi 3.kişi olarak düşünmüştüm. Eğer yargılama sırasında siyasi parti hesabına temsil ilişkisi çerçevesinde alındığına dair bir delil sunulmuşsa elbette ki size ve karara katılırım. Böyle bir temsil ilişkisinin varlığına delalet edecek veri yoksa salt parti ilçe başkanının araç alması ve aracı seçim çalışmalarında fiilen kullanması, aracın siyasi partiye ait olduğuna neden olamaz, diye düşünürüm.

Olaya bir de tersinden bakalım: Siyasi parti böyle bir durumda (aynı olayda) "araç fiilen seçim çalışmalarında kullanıldı ve aracı da siyasi partinin merkez ilçe başkanı satın aldı, bu araç partinindir!" iddiasıyla o aracın siyasi partiye iadesi ve tescilini talep etseydi, salt bu varsayım ve kabule dayalı olarak hakim bu talebi kabul etmeli midir? Elbette ki hayır, bu yönde geçerli delil isteyecektir.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kira alacağı, siyasi parti ilçe başkanalığı. KANDAHAR Meslektaşların Soruları 5 27-01-2011 10:36
Hakimlik Siyasi Parti İlişkisi faruk2546 Hukuk Sohbetleri 1 24-03-2008 12:06
Polonya'da Feminist Parti Ayşegül Kanat Kadın Hakları Çalışma Grubu 4 15-12-2006 20:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09033608 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.