Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Haricen yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirilmemesi ve taahhüdü ihlal

Yanıt
Old 12-06-2008, 11:20   #1
anofta

 
Varsayılan Haricen yapılan ödemelerin icra dosyasına bildirilmemesi ve taahhüdü ihlal

Haciz esnasında usulüne uygun olarak alınan taahhüt gereği borçlu ilk 5 taksidi zamanında öder, fakat 6. taksidin zamanı geçer. Bu arada haricen yaptığı ödemeleri icra dosyasına bildirmedim. Taahhüdü ihlalle ilgili şikayet dilekçemde haricen ilk 5 taksidi ödediğini açıkça belirttim. Ödemediği Mayıs ayından dolayı taahüdü ihlalden şikayet ediyorum. Haricen ödemeleri dosyaya bildirmediğimden dolayı mahkeme icra dosyasını dikkate alıp ilk taahhüdün ihlal tarihini baz alıp zamanaşımından talebimi reddeder mi?
Old 12-06-2008, 12:11   #2
Av.SEVİM ATALAY

 
Varsayılan

Bence icra dosyasına haricen aldığınız paraları tarihleri ile birlikte bildirmeniz gerekir.Eğer borçlu aldığınız paraları icra dosyasına bildirmediğiniz için sizin hakkınızda şikayette bulunursa başınız ağrır.Taahhüdü ihlal nedeniyle şikayet dilekçesinizde bunu açıkça kabul etmeniz de aleyhinize olacaktır.
Old 12-06-2008, 12:52   #3
anofta

 
Varsayılan

Bunu ben de düşündüm fakat borç devam etmekte ve tüm borç kapandığında vekalet ücretimi alınca dosyayı kapatıp serbest meslek makbuzumu kesecektim. Ben zaten borçlunun ödediklerini inkar etmiyorum, elinde makbuzları da var.
Old 12-06-2008, 14:07   #4
Avukat Neslihan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan anofta
Bunu ben de düşündüm fakat borç devam etmekte ve tüm borç kapandığında vekalet ücretimi alınca dosyayı kapatıp serbest meslek makbuzumu kesecektim. Ben zaten borçlunun ödediklerini inkar etmiyorum, elinde makbuzları da var.

borçlunun elinde makbuz olsa da, tahsil harcının ödenmesi bakımından icraya harici ödemeyi bildirmeniz gerekiyor.Yatırdığınız tahsil harcı zaten bora eklenerek borçludan tahsil ediliyor.
Old 12-06-2008, 16:39   #5
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın anofta,
serbest meslek makbuzu kesmemiş olmanız, taahhüdü ihlal şikayeti ile bağlantılanamaz. Zira bir kazançtan dolayı serbest meslek makbuzu kesmemek Vergi Usul Kanunu kapsamında değerlendirilir. Yani demem o ki; ikisi farlı incelemelerdir. Ayrıca serbest meslek mahkbuzu kesme zamanı dosyadaki tüm alacağın tahsil edildiği andır. Her kısmi ödemeye serbest meslek makbuzu kesilmesi şart değildir. Bir dönem her kısmi tahsilat için makbuz kesilmesi yönünde bir yönetmeliğin var olduğunu ancak bir meslektaşımızın başvurusu ile bu yönetmeliğin iptal edildiğini hatırlıyorum.
Old 13-06-2008, 11:42   #6
anofta

 
Varsayılan

Sayın avferidun, ben de sizin gibi düşündüğüm için, haricen yaptığım tahsilatı dosyaya bildirmemin çok önemli olmadığı kanaatindeyim. Sonuç olarak borçlunun yaptığı ödemeleri dilekçemde belirtiyorum, zira icra mahkemesi de benim makbuz kesmemle, dosyaya bildirmemle ilgilenmeyecektir, ben dilekçemde belirtmişim, borçluda da makbuzlar var. Açıkçası ben de kararsız kaldım.
Old 13-06-2008, 11:58   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

TBB Disiplin Kurulu Kararları
http://www.barobirlik.org.tr/calisma....aspx?yil=2005

T. 30.09.2005
E. 2005/222
K. 2005/310
* Haricen para tahsili ve tahsilatların icra dosyasına bildirilmemesi
(Av. K. m. 46, 140/3)

Şikayetli Avukat hakkında banka vekili sıfatıyla, kredi sözleşmesine dayalı olarak M.G. İnşaat Limited Şirketi ve yetkilisi Z.G. hakkında Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2001/…. esas sayılı icra takibi nedeniyle, borçlu şirket ile arasında düzenlenen 04.10.2001 tarihli protokol gereğince kendisine verilen müşteri senetleri ödendiği ve alacağa mahsuben 21.01.2002 tarihinde 750.000.000.-TL.sı, 20.03.2002 tarihinde 2.850.000.000.-TL.sı, 31.07.2002 tarihinde 240.000.000.-TL.sı, 22.10.2002 tarihinde 1.200.000.000.-TL.sı haricen tahsil ettiği halde, harici tahsilatları dosyaya bildirmeyerek ve vekili olduğu bankaya zamanında intikal ettirmeyerek, müştekinin fazladan temerrüt faizi ödemesine sebebiyet verdiği, daha sonra bankayla yapılan görüşmede kendisine 3.000.000.000.-TL.fazla ödeme yapıldığının anlaşılması üzerine borçlu şirkete bu miktarda senet verdiği, ancak bedelini ödemediği iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmüş ve disiplin cezası tayin edilmiştir.

Şikayetli Avukat savunmalarında, tahsil olunan paralar için Şikayetçinin makbuz istemediğini, yanında çalışan elemanının iyiniyetli olarak vermiş olduğu makbuzun kendisinin bilgisi dışında tanzim edilmiş olduğunu, 17.01.2003 tarihinde Şikayetçi ile aralarında düzenlenen protokolün kendisi tarafından imzalandığını ve bu protokolde borcun kalmadığının belirtildiği, disiplin kovuşturmasına konu olay nedeni ile açılan kamu davasında beraat etmiş olduğunu bildirmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, Şikayetli Avukatın, Şikayetçinin yetkilisi olduğu şirket aleyhinde Ankara …İcra Müdürlüğünün 2001/…. esasında kayıtlı olarak icra takibi başlattığı, takibin devamı sırasında, çeşitli tarihlerde Şikayetçiden haricen para tahsil ettiği ve bu tahsilatları icra dosyasına bildirmediği, icra dosyasına mahsuben ve haricen yapılan tahsilatlar için Şikayetli Avukatın sekreteri tarafından makbuz tanzim edilip, borçluya verildiği anlaşılmıştır.

Şikayetli Avukat hakkında, Disiplin kovuşturmasına konu olan eylemleri sebebiyle Ankara ….Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/… esasında kayıtlı olarak ve Görevi kötüye kullanmak suçundan dolayı açılan kamu davasında ..mahkumiyete yeter ve inandırıcı ve kesin kanıt bulunmaması.. sebebiyle beraat kararı verilmiş ve karar kesinleşmiştir.

Avukatlık Yasasının 140/3.maddesine göre Eylemin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması sebebiyle beraat hali müstesna, beraatle sonuçlanmış bir ceza davasının konusuna göre eylemlerden dolayı disiplin kovuşturması, o eylemin ceza kanunları hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin kovuşturmasını gerektirir mahiyette olmasına bağlıdır.

Şikayetli Avukatın, icra dosyasına mahsuben ve haricen yaptığı tahsilatları icra dosyasına bildirmemesi sebebiyle ihtilafın doğmasına sebebiyet vermesi, Avukatlık Yasasının 46. maddesi uyarınca eylemlerinden sorumlu olduğu sekreterinin borca mahsuben yapılan tahsilatlar ile ilgili makbuz vermesini bilgisi dışında verildiğine dair itirazda bulunması, icra dosyasının borçlusu olan Şikayetçi ile olan ilişkisinin avukatlık mesleğinin gerektirdiği özen, saygı ve güvene uygun olmaması sebebiyle, Şikayetlinin eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

Bu nedenle, Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuki değerlendirmede hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak, itirazın reddi ile, Ankara Barosu Disiplin Kurulunun Şikayetli Avukat hakkında Kınama cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına, oybirliği ile karar verildi.


T. 24.12.2005
E. 2005/342
K. 2005/436
* Haricen yapılan tahsilatın icra dosyasına bildirilmemesi
* Özen yükümlülüğüne aykırılık
* Doğruluk karinesi
(Av. K. m. 34; TBB Meslek Kuralları m. 4)

Şikayetli avukat hakkında, “İstanbul (12). İcra Müdürlüğü’nün 2001/…. esas nolu dosyasında haricen yapılan tahsilatı icra dosyasına bildirmeyerek takibe devam ettiği, İstanbul (7). Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2002/…. esas sayılı dosyasında karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılanan şikayetçinin mahkumiyetine sebebiyet verdiği” iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.


Şikayetli, şikayetçi borçlu hakkında İstanbul (12). İcra Müdürlüğü’nün 2001/…. esas sayılı dosyasından 27.11.2001 tarihinde 1.600.000.000 TL ana alacak olmak üzere, ceman 1.870.000.000 TL’lik takip başlattığını, takibin 29.11.2001 tarihinde kesinleştiğini, 30.04.2002 tarihinde 1.340.000.000 TL’lik haciz yapılıp yediemin olarak borçluya teslim edildiğini, 16.08.2002 tarihinde yeniden haciz yapılıp 1.495.000.000 TL’lik menkulün yediemine teslim edildiğini, 01.11.1002 tarihinde 2.000.000.000 TL’lik ek haciz yapılıp menkullerin borçluya yediemin olarak teslim edildiğini ve borçlu ile büro avukatlarından Av. Alev’in anlaşarak 500.000.000 TL peşin, bakiyesinin 10’ar günlük aralarla ödeme yapması gerekirken, 1’er ay ara ile 02.12.2002’de 500.000.000, 23.12.2002’de 500.000.000, 31.12.2002’de 500.000.000 ve 18.02.2003’de 250.000.000 TL olmak üzere toplam 2.350.000.000 TL aldıklarını, Borçlar Yasası’nın 84. maddesi uyarınca borçlunun yaptığı ödemelerden ferilerini mahsup edip takibe devam ettiklerini, 6.500.000.000 TL’ye ulaşan borç sebebiyle 03.03.2003 tarihli haciz talimatında alacak miktarını 4.843.000.000 TL olarak bildirdiklerini, karşılıksız çek ile ilgili davada alacağı tamamen tahsil edemediklerinden mahkumiyet kararı çıkmış olduğunu belirtmiş, suçsuz olduğunu savunmuştur.


İncelenen dosya kapsamından 30.04.2002 tarihli haciz tutanağında borcun 2.900.000.000 TL ve 03.03.2003 tarihli tutanakta 4.843.000.000 TL olarak bildirilmiş olması karşısında, en son 18.02.2003 tarihine kadar yapılan 2.350.000.000 TL tahsilatın dosyaya bildirilmediği açıktır. Kaldı ki, takip dayanağı çeke reeskont faiz talep edilmiş ve 03.03.2003 tarihine kadar hiç bir tahsilat yapılmamış olması halinde dahi, dosya alacağının 3.800.000.000 TL civarında olacağı tartışmasızdır.


Avukatlık Yasası m. 34, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdür.”


Alacağa mahsuben haricen yapılan kısmi tahsilattan kalan borcun borçlu tarafından ödenmemesi üzerine, icra takibine kalan yerden devam edilmesi halinde, dosyadaki hesabın doğru yapılabilmesi, borçlunun sorumlu tutulacağı kalan borç miktarının uygun biçimde belirlenmesi, borçlunun gereğinden fazla harç ve faiz ödememesi, borca yeter haciz yapılabilmesi için, kısmi tahsilatın hangi tarihte yapıldığının ve kalan miktarının ne olduğunun dosyaya bildirilmesi gerekir.


Avukatlık, “doğruluk karinesi”nden yararlanan mesleklerdendir. Kişilerin bu mesleğin mensuplarına inançları asıldır. Bu nedenle, avukatların, kolektif inanca ters düşecek ve bu inancı sarsacak davranışlardan dikkatle kaçınmaları gerekir.


Avukat bir hukuk adamıdır, ayrıca yargı erkinin de bir öğesidir. Yaptığı hizmet kamu hizmetidir. İşini sürdürürken dürüst, açık, kendisine duyulan güvene layık olmalıdır.


Avukat, taşıdığı unvanın ve mesleğe güvenin gereği olarak, haricen yapılan tahsilatı dosyaya bildirmek ve borçluyu yasal yükümlülüklerinin dışında onu rahatsız edecek davranışlardan özenle kaçınmak zorundadır.


Bu sebeplerle haricen yapılan tahsilat icra dosyasına geciktirilmeksizin bildirilmeli ve bakiye borç kalmış ise o miktar üzerinden hacze devam edilmelidir.


Şikayetli avukatın haricen yaptığı tahsilatı icra dosyasına bildirmeyerek, dosyadaki alacak miktarının tamamı üzerinden haciz işlemine devam etmiş olmasından ibaret eylemi Avukatlık Yasası’nın 34., TBB Meslek Kuralları’nın 4. maddeleri hükmü uyarınca “özen” ve “doğruluk” ilkesine aykırı olması sebebiyle eylem disiplin suçu oluşturduğundan, Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş ve kararın onanması gerekmiştir.


Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddine, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun “kınama cezası” verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi.
Old 13-06-2008, 12:33   #8
anofta

 
Varsayılan

Yalnız bu kararlarda durum farklı. Birinde haricen yapılan ödemeler gözardı edilerek dosya borcunun tamamı üzerinden haciz yapılmış, ben haciz yapacak olsam tabi ki ödenen miktarları icra dosyasına ödendiği tarihlerle birlikte bildirmem zorunlu. İlk kararda ise avukat, borçlunun yapmış olduğu ödemelere ilişkin olarak makbuz istemediğini (kaldı ki bu zaten avukatın kötüniyetini gösteriyor, ben borçlu istemeden makbuzunu veririm)ve yapılan ödemeleri de müvekkili bankaya bildirmeyerek borçlunun haksız yere faiz ödemesine sebep oluyor. Yani iki kararda da avukat haricen yapılan ödemeleri icra dosyalarına bildirmemesi sonucunda ihtilaf doğmasına sebep oluyor. Benim durumum bunlardan çok farklı. Ben zaten borçlunun ödediği 4 taksidi tarihleriyle dilekçemde belirtiyorum. 5.taksidi ödemediğinden dolayı taahhüdü ihlalden şikayete sebep oluyor borçlu. Bence haricen yapılan ödemelerin dosyaya bildirilmemesi somut olaya göre değişecek kararlara açık...
Old 13-06-2008, 15:29   #9
Av.SEVİM ATALAY

 
Varsayılan

Mesele taahhüdü ihlal eden borçluyu şikayet etmeniz halinde bu davada hakimin ne yapacağı değil.İcra Ceza Hakimi taahhüdü ihlalden dolayı ceza da verebilir.Benim anlatmak istediğim,siz her ne kadar belli bir para aldığınızı ve bunu inkar etmediğinizi söyleseniz de,aldığınız paraları icra dosyasına zamanında bildirmediğiniz için borçlunun sizi şikayet etmesi halinde başınız ağrıyabilir diyorum.Bence işi riske atmaya gerek yok.İcra dosyasına aldığınız paraları bildirmek en iyisi olacaktır.Kötüniyetli borçlular her ne kadar siz bir daha bu parayı almayacak olsanız bile,hakkınızda şikayetçi olabilir.Borçluya belge vermek yerine,gidip aldığınız parayı icra dosyasına bildirmek en doğru ve hukuki olan yoldur.
Old 13-06-2008, 18:15   #10
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

kötüniyetli borçlu
nasıl kötüniyetli
iyiniyetli alacaklı vekili
nasıl iyiniyetli
borçlu borçlu olmakla kötüniyetli mi oluyor.Öyle yada böyle imkanı var ya da yok ama kısmi de olsa ödeme yapıyor.Bizim görevimiz ne.yapılan ödemeyi yasalar gereği icra dosyasına bildirmek.Biz bu yükümlülüğümüzü yerine getirmeyerek nasıl iyi niyetli oluyoruz.İğneği hiç kendimize batırmayacakmıyız.
Ayrıca yapılan tahsilatlardan ödenmesi gereken tahsil harcını elimizde tutmak acaba zimmet olarak nitelenemez mi.Bu devlete zarara uğratmak değilmidir.
ayrıca borçlunun niyetini subjektif değerlerle tartışmak yerine üzerimize düşen yasal sorumluluğu yerine getirsek daha iyi değil mi.böylece mesleğimizin onurunu hiç bir tartışma ortamına ve tehlikesine sokmasak.
kaldı ki borçlu icra dosyasında görülmeyen ödemeler için gidip menfi tespit davası açarak icra inkar tazminatı dahi isteyebilir.ve bu hem hukuki hem ahlaki hem de yasal hakkıdır.Bizler hiç bir zaman iğneği kendimize batırmayacakmıyız.Hep alacaklı vekili mi olacağız.Borçluların yasalardan doğan haklarını hiç görmeyecekmiyiz.meseleye niye bu yönleri ile bakmıyoruz.
Old 14-06-2008, 10:23   #11
anofta

 
Varsayılan

Sayın Av.muhittinköylüoğlu, sanırım gözünüzden kaçmış, ben zaten borç kapandığında icra dosyasını da tümden kapatacağımı belirtmişim yukarıda. Hata bende tabi, aldığım her ayın taksidini müvekkile vermeden önce tahsil harcını kesmeliydim, icra dairelerindeki yoğunluktan her seferinde gidip bildirmektense en son bildirip dosyayı tümden kapatmayı tercih ettim.
Old 16-06-2008, 10:15   #12
Av.SEVİM ATALAY

 
Varsayılan

Sayın Köylüoğlu görüşlerinize katılıyorum.Ancak bazen borçluların durumu o kadar kötü oluyor ki acıyorsunuz ve üç-beş yüz YTL harç yatırmasın diye,tahsil harcını almıyoruz.Zira bu para ile belki bu insan bir ay geçinecek.Ama bu durumu bildiği halde ve harç yatırmayayım diye yalvardığı halde,bazı borçlular gidip avukatı şikayet edebiliyor.Ben bunu anlatmak istedim.Yoksa en doğru ve yasal olan şey aldığımız paraları icra dosyasına bildirip,harcını ödemektir.
Old 31-08-2009, 10:58   #13
hukukcu1985

 
Varsayılan

Eğer borçlu hem harcını ödemek istemiyor hemde acaba beni ödemeleri dosyaya bildirmedim diye şikayet eder korkusu yaşıyorsanız boçlunun imzalı olarak, harç ödenmemesini kendisinin talep ettiğine dair, beyanını almanız karşılaşabileceğiniz olası durumlarda çok işe yarıyor.
Old 15-12-2009, 12:46   #14
av. hamza nuh özer

 
Varsayılan

konunun nasıl çözümlendiği bilinmemekle ve olayın üzerinden zaman geçmekle birlikte, farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum.
TCK 155 maddesi güveni köüye kullanma suçunun tanımını yapmıştır. Haricen yapılan ödemelerde, tahsilat tutarlarının icra müdürlüğüne bildirilmesi ve harcının yatırılması yasal zorunluluktur. Aslında harici ödeme yapıldığı anda, tahsil harcının avukata veya alacaklıya tevdi edildiğinin kabulü söz konusudur. Bu tahsil harcının icra müdürlüğüne ulaştırılmaması; görevi ihmal, görevi kötüye kullanma suçlarıyla birlikte ayn zamanda güveni kötüye kullanma suçu da oluşturabilir.
Bu konuda görüşleriniz nedir?
Old 15-12-2009, 23:25   #15
gülnihal çevik

 
Varsayılan

Taksitlerin mahkemede ödendiğini tekrar beyan ederseniz, sorun olmadan, son taksit için ceza çıkarabilirsiniz. ancak şikayet ettiğiniz taksitten önceki tum borçların ödenmiş olması gerekmekte. aksi durumda davanız reddedilir.
Old 16-12-2009, 00:37   #16
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcu1985
Eğer borçlu hem harcını ödemek istemiyor hemde acaba beni ödemeleri dosyaya bildirmedim diye şikayet eder korkusu yaşıyorsanız boçlunun imzalı olarak, harç ödenmemesini kendisinin talep ettiğine dair, beyanını almanız karşılaşabileceğiniz olası durumlarda çok işe yarıyor.

O beyan hiçbir işe yaramaz. Avukatlık Meslek Kuralları ile bağlı olan avukattır, borçlu değil.
Old 28-07-2010, 16:51   #17
Avrasya

 
Varsayılan

Arkadaşlar, öncelikle açıklığa kavuşturalım ki tahsil harcı borçluya aittir. Haricen tahsillerde feragat harcı da aynı şekilde borçluya aittir. Avukatın sadece bildirim yükümlülüğü mevcut (av. mes. kuralları). Yoksa zimmetti, kötüye kullanmaydı falan oluşmaz. Kendi kendimiz aleyhine suç üretmeyelim.
Old 28-07-2010, 18:28   #18
hukukcu1985

 
Varsayılan

Konunun Avukatın özen yükümlülüğü noktasına gelmiş olmasının yanı sıra ortada asıl soruya konu ve başlıkla da ilgili olarak belirtmekte yarar görüyorum ki, haciz sırasında alınan taahhüt ne kadar usulüne uygun olursa olsun geçersizdir.
Old 07-06-2017, 18:35   #19
av.medine

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım benim de bu konu hakkında sorum olacak... Alacaklısı olduğum bir icra dosyasında borçlu tarafından posta çeki hesabına ödenen kısmi taksitleri dosyaya bildirme hususu gözden kaçmış. Sonrasında devam eden ve ödenmeyen taksitler hakkında taahhüdü ihlalden şikayetçi olunmuştur. Hatta şikayet dilekçesinde şikayet konu aylar belirtildiğinden önceki aylar için ödeme konusu kısmi olarak kabul edilmiş olmaz mı ??
. Borçlu 3 ay hapis cezası alınca bu defa tarafım hakkında geçmişte ödenen ödemeleri icra dosyasına bildirmediğim için hakkımda görevi kötüye kullanma suçundan şikayetçi olmuştur.
Sorum şudur ki ; şikayet tarihinden sonra; icra dosyasına ödeme tarihleri belirtilerek talep ve bildirim yapmış olsam savcılık şikayeti hakkında yapacağım savunmada faydalı olur mu ?
Taksitleri bildirmeme sebebi borçlunun taksit miktarının çok olması sebebiyle her defasında dosyaya bildirim yapmamaktır. Fakat büro hesabında bu ödemeler görünmekte olup ; kendisine de bu yönde bildirim yapılmıştır.
Görüş bildiren arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
taahhüdü ihlal davası Av. Tuncer ÖZYAVUZ Meslektaşların Soruları 6 26-03-2009 12:18
taahhüdü ihlal? avangardea Meslektaşların Soruları 10 24-10-2008 15:46
Alacaklıdan mal kaçırma veya taahhüdü ihlal suçlarında sanık dinlenmeli mi? ares139 Meslektaşların Soruları 2 26-03-2008 23:43
Taahhüdü ihlal şikayetinden sonra yapılan ödeme lawyerrr Meslektaşların Soruları 4 23-10-2007 11:16
mal beyanında bulunmama-taahhüdü ihlal thalassa Meslektaşların Soruları 2 09-10-2007 18:15


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06249189 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.