Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tam kusurlu şoförün yakınları zorunlu mali mesuliyet sigortasından yararlanır mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-03-2010, 14:57   #1
Av. Melik Şengül

 
Varsayılan Tam kusurlu şoförün yakınları zorunlu mali mesuliyet sigortasından yararlanır mı?

Herkese iyi günler. Bir yakınım araç ta şöför olarak seyrederken tarfik kazası geçirerek vefat ediyor. Savcılık raporuna göre sabah saat 5 sularında uyuduğundan arabanın kontrolünü kaybediyor. Araba yan bariyerlere çarparak vefat ediyor.Raporlar ve Mahkeme kararları değişmezse araç şöförü kusurlu.
Sorum şu olacak şöförün yakınlarının murisin şöför olarak çalıştığı aracın trafik sigortasından (zorunlu mali mesuliyet sigortası)yararlanma durumları var mı? Teşekkürler
Old 26-03-2010, 15:15   #2
umutlaw

 
Varsayılan

Sayin Sengül,
Size tavsiyem ilk olarak madde madde sigorta policesini inceleyiniz daha sonra tekrar goruslerimi tabiki burada paylasacagim. Saygilarimla
Old 26-03-2010, 17:54   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

KTK.m.92/b'ye göre işletenin eşinin , usül ve füruunun , kenndisine evlat edinme ilişkisiyle bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar ZMSS teminatı altında değildir.Burada sadece mal zararları teminat dışı bırakılmış olup sayılan kişilerin vücut bütünlüklerine ilişkin zararlardan bahsedilmemiştir.Bu nedenle sayılan kişilerin bedensel zararlarının ZMSS teminatı altında olduğu kabul edilmelidir.
Old 26-03-2010, 18:43   #4
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas: 2007/925
Karar: 2008/9359
Tarih: 11.07.2008

ÖZET: Davacıların murisinin kullandığı araçla tam kusurlu olarak tek taraflı kaza sonucu ölümü nedeniyle, davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatından işletenin ve dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenmiş Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumlu tutulması mümkün değildir.
(2918 sayılı Trafik K. m. 85, 91, 92)

KARAR METNİ:
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 28.04.2006 gün ve 2003/865-2006/166 s. kararın Yargıtayca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi yapılan aracın müvekkillerinin murisi Yaşar yönetimindeyken geçirdiği kaza neticesinde müvekkillerinin anne ve babalarının hayatlarını kaybettiğini, destek zararları bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin teminatı ödemediğini ileri sürerek, 36.000 YTL'nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı G... D... Sigorta A.Ş. vekili, genel şartlar 3/c maddesi uyarınca işletenin eşinin, usul ve füruuna gelen zararların teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacıların destek zararları bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile toplam 14.646,88 YTL'nin davalı sigorta şirketinden tahsiline, sair davalı hakkındaki davanın vazgeçme sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, trafik kazası sonucu sürücü ve eşinin ölmesi sebebiyle desteğinden yoksun kalanların zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkemece davalı sigorta şirketinin acentesi hakkındaki davanın feragat sebebiyle reddine, sair davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bilindiği gibi Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası KTK'nın 91/1. maddesi uyarınca işletenlerin aynı Kanun'un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türüdür. KTK'nın 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağını öngörmüştür. Yani TTK.nun 91. maddesine göre zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunu belli limitler içerisinde üzerine almış bulunmaktadır. Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Yasa'nın 92. maddesinde araç sürücüsünün bu kapsam dışında kaldığına ait hüküm bulunmadığı gibi, genel şartlarda da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O durumda sürücünün ölümü sebebiyle işletenin ve onun sigortacısının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, zarar verici bir olay sonucu ölen sürücünün ekonomik desteğinden yoksun kalanların uğradıkları zarar ölen sürücünün değil, destekten yoksun kalanların, bir başka ifadeyle işletene göre üçüncü kişi konumunda olanların üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yoluyla meydana gelen zarardır ve destekten yoksun kalanlar bu zararlarının tazmini için zarar sorumlusundan istemde bulunabilirler. Ancak, yansıma yolu ile zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmayıp, sürücünün ve dolayısıyla destek tazminatında bulunanların kendi kusurlarından yararlanamayacak olmalarına, bu itibarla işletenin destek sağlayan kişiye karşı öne sürebileceği def'ileri destekten yoksun kalanlara karşı da ileri sürebilecek olmasına göre, işleten zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürerek, Borçlar Kanunu'nun 44/1. maddesi gereğince tazminatın, sürücünün kusuru oranında indirilmesini isteyebilir. Açıklanan bu ilkeler karşısında, trafik kazası sonucu ölen sürücünün desteğinden yoksun kalanların sorumluluk sigortacısına yöneltebilecekleri yansıma yoluyla oluşan zararla ilgili tazminat istemlerinin tutarı işletene karşı ileri sürebilecekleri tutar kadardır. Dairemizin son uygulaması bu yöndedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava konusu olayda, davacıların murisi Yaşar'ın kullandığı araçla tam kusurlu olarak tek taraflı kaza sonucu ölümü sebebi ile davacıların talep ettikleri destekten yoksunluk tazminatından işletenin, dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenmiş Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumlu tutulması mümkün olmadığı halde, sürücü Yaşar'ın ölümü sebebi ile bir kısım davalılar yararına destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarda (1) no.lu bentte açıklanan sebeplerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) no.lu bentte açıklanan sebeplerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: YKD Eylül-2008 Sf : 1765






T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas: 2003/269
Karar: 2003/6111
Tarih: 09.06.2003
ÖZET: 1- Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne ya da yaralanmasına sebep olursa işleten meydana gelen bu zarardan sorumlu olacaktır.
2- Somut olayda, davacıların davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunup bulunmadığının tespiti ile davadan önce ihbar var ise Karayolları Trarfik Yasası 99. maddesine göre temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı taktirde davalı sigorta şirketinin bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ile dava gününden itibaren temerrüt faizi tatbiki gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
(2918 sayılı Trafik K. m. 85, 91, 92, 99)
KARAR METNİ:
Taraflar arasında görülen davada Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi´nce verilen 24.10.2002 gün ve 2002/120 - 2002/117 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı tarafından zorunlu trafik sigortası yapılan aracın sürücüsü olan müvekkilleri murisinin meydana gelen kaza neticesinde hayatını kaybettiğini ileri sürerek, poliçe teminatı olan 11.000.000.000.TL.nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, kazanın poliçe teminatı dahilinde gerçekleştiği, davacılara bir ödeme yapılmamış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirkete zorunlu trafik sigortası ile sigortalı araçta sürücü olarak bulunan davacılar murisinin meydana gelen trafik kazası neticesinde kendisinin ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalan kalanların aracın işleteninden dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan sigortacıdan sigorta tazminatı isteyip, isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere, zorunlu trafik sigortasında sigortacı, 2918 S. Karayolları Trafik Yasasının 91.maddesiyle, işletenin aynı kanunun 85/1.maddesinde ön görülen hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmaktadır. Anılan maddeye göre ise, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Yasa´nın 92.maddesinde araç sürücüsünün bu kapsamın dışında kaldığına ait hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O durumda sürücünün ölümü sebebiyle sigortacının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir.

Esasen doktrinde de sürücü ve yardımcılarının işletene karşı tazminat isteminde bulunabilecekleri dolayısıyla onun sigortacısının da sorumlu olması gerektiği kabul edilmektedir. (Bkz.Dr.S.Arkan, Sigorta Hukuk Dergisi,C.1,sayı 3-4, Sh.268; Ç.Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat Davaları, Ank. 1989, sh. 86 vd.)

Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, sürücünün kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir. Bir başka deyişle, sürücünün kazadaki kusur oranı belirlenerek kendi kusuru dışında kalan kusur oranına göre poliçe teminatından yararlanması mümkündür.

Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde meydana gelen kaza tek taraflı trafik kazası olması sebebiyle bütün kusurun sürücüde olduğu düşünülebilir ise de, kaza tesbit tutanağı incelendiğinde kazaya aracın sağ arka lastiğinin patlamasının neden olduğunun belirtildiği, bu hususun işletenin sorumluluğunu gerektiren bir işletme kusuru olması sebebiyle kazanın gerçek nedeninin araştırılarak sürücünün kusur oranının belirlenmesi gerekmektedir.
O durumda mahkemece sigortalı araç sürücüsü olan davacılar murisinin olaydaki kusur oranının tesbit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre yukarda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.

2-Bunun yanında, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinde yazılı bulunan sigorta bedeli her halükarda ödenmesi gereken bir miktar olmayıp, davacıların ölüm sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıklarının ve miktarının belirlenmesi ve sigorta poliçesi limiti dahilinde kalıyorsa tamamına, sigorta limitini aştığı taktirde limit dahilinde kalan kısmının tazminat olarak ödenmesi gerekmektedir.
O durumda mahkemece yukarda anılan ilkeler doğrultusunda gerçek zarar araştırması yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

3-Son olarak, 2918 S. Karayolları Trafik Yasasının 99.maddesine göre davacıların davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunup bulunmadığının tespiti ile davadan önce ihbar var ise anılan maddeye göre temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı taktirde davalı sigorta şirketinin bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ile dava gününden itibaren temerrüt faizi tatbiki gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik incelemeye dayalı olarak davalı sigorta şirketinin kaza gününden itibaren faizle sorumlu tutulması da doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarda 1, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,09.06.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak: Corpus
Old 26-03-2010, 21:18   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

TAM KUSURLU SÜRÜCÜ YAKINLARI ZMMS'dan TAZMİNAT TALEP EDEMEZ
Yargıtay 11. HD. bir ara sürücü tam kusurlu olsa dahi yakınlarının 3.kişi konumunda olacağından poliçedeki miktar ile sınırlı olarak ZMMS.dan tazminat talep edebileceklerini benimsemiş iken, gerek 11.HD.(Av.Büyükoğlu'nun yayınladığı kararlarda olduğu gibi) ve gerekse 17.HD.si " kural olarak ölen sürücünün yakınlarının sigorta şirketinden tazminat talep edebileceklerini fakat ölenin kusurunun da dikkate alınacağını ve tam kusurlu sürücünün yakınlarının ZMMS.dan yararlanamayacaklarını " öngörmüştür.

YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2008/2658
Karar Numarası: 2009/96
Karar Tarihi: 20.01.2009
TRAFİK SİGORTACISINDAN DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI TALEBİ
DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN TAZMİNATIN İNDİRİLMESİ
DAVA: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 20.01.2009 günü davacılar Ali ve Hatice vekili Av. B.S. geldi, davalı taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR: Davacılar vekili, müvekkillerinin çocukları olan Mehmet'in davalının trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kaza sonucu hayatını kaybettiğini ileri sürerek, her bir davacı için ayrı ayrı 9.000,00.- YTL destekten yoksun kalma tazminatının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusur esasına dayalı sorumluluğu olduğunu, davacıların destekten yoksun kaldıklarını kanıtlamaları gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, müteveffa Mehmet'in sürücüsü olduğu aracın davalı tarafından sigortalandığı, müteveffanın tam kusurlu eylemi ile kazanın meydana geldiği, davacıların, çocuklarının ölümü ile destekten yoksun kaldıkları gerekçesi ile, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulüne, her bir davacı için ayrı ayrı 9.000,00.- YTL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Zorunlu ( trafik ) mali mesuliyet sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasının veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu olan sorumluluk sigortasıdır ( KTK. madde 91 ). Trafik sigortacısının sorumluluğunun sınırı ise KTK'nun 92. maddesinde belirlenmiştir.
Destek zararı, ölenin değil, üçüncü kişilerin üzerinde doğan, dolaylı ve yansıma yoluyla meydana gelen zararlardandır.
İşletenin ( sürücünün ) yakınlarının uğradıkları destek zararının, trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi, poliçe genel şartlarında da, bu yolda bir sınırlamaya yer verilmemiştir. O halde, işletenin ( sürücünün ) ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir. Ancak; burada dikkat edilmesi gereken bir husus ta işletenin ( sürücünün ) kendi kusurundan yararlanmaması gereğidir. Yansıma yolu ile destek tazminatı isteyenlerin kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmeleri hukuken mümkün bulunmamaktadır. Destekten yoksun kalma zararının giderilmesi isteminde bulunulması halinde, kusurun varlığı talepte bulunanın değil, ölenin davranışına göre belirlenir.
Somut olayda, ölen araç sürücüsü alınan kusur raporuna göre tam kusurludur.
Sürücünün haksız eylem nedeni ile işletene karşı açtığı davada işleten, zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusuru olduğunu ileri sürerek, B.K.'nun 44/1'inci maddesi gereğince tazminatın sürücünün kusuru oranında indirilmesini isteyebileceğinin kabulü gerektiğinden, sürücünün trafik sigortacısından talep edebileceği tazminatın ancak işletene karşı talep edebileceği tutar kadar olması gerekir. Bu durumda kazada hayatını kaybeden sürücünün tam kusurlu eylemi nedeni ile hayatını kaybetmesinden doğan destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.
2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, duruşmada vekille temsil edilmeyen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi www.legalbank.net
Old 20-09-2010, 10:53   #6
kapgan

 
Varsayılan

Herkese Merhaba,

Sayın Şengül'ün sorusuna benzer bir olayla karşı karşıyayız.Tır şoförü işçimiz yol ayrımında tam kusurlu olarak ortadakı bariyere çarparak hayatını kaybediyor.

Yargıtayın görüş değiştirmesi ile artık tam kusurlu muris yakınları zorunlu trafik sigortasından faydalanamayacak.

Benim aklıma takılan husus ise, genellikle bu durumlarda kazaya neden olan dikkatsizliğin ''fazla çalışma,dinlenmeme v.b.'' hallerden kaynaklanması.Yani kazada kusur oranının işverenın yükümlülüklerini tam olarak yerine getırmemesine bağlanması en azından kusurun paylaştırılması sağlanabilir mi?

Acaba uygun bir karar bulan,başına gelen bir meslektaşımız var mıdır?

Bir de bu durumda davalılar kimler olacak? işveren-zmms yapan sigorta şirketi- ve başka?

Şimdiden teşekkürler...
Old 20-09-2010, 20:19   #7
Malik Eskişehirli

 
Varsayılan

Eski kararlarda tam kusurlu işleten ( sürücü ) yakınları 3. Kişi kabul edilirdi. Toplumsal durumumuz tüm yönleriyle dikkate alındığında, geride kalanlar bakımından eski uygulamanın hakkaniyete daha yakın olduğunu düşünüyorum.
Old 28-01-2012, 21:54   #8
avukat erdoğan

 
Varsayılan

Bizim olayımızda 2 araç çarpışıyor ve bizim sürücü vefat ediyor.mahkeme %40 kusuruna karar verdi bu durumda geride kalan mirasçıları hem sürücü müridin zmms ine hem de karsı aracın zmms ine birlikte mı başvuracaklar her iki aracın zmms müşterek muteselsil sorumlu mü olucak
Old 29-01-2012, 01:34   #9
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

Sayın Erdoğan, mirasçılar %60 kusurlu olan karşıdaki aracın ZMMS'ne başvuracaklar. Karşı araçta zarar görenler de murisin bulunduğu aracın ZMMS'ndan zararlarını kusur oranında talep edecekler. ZMMS Poliçesi daima karşıdaki aracın hasarını/zarar görenlerin zararını öder.

İyi çalışmalar.
Old 30-01-2012, 11:40   #10
av.sally

 
Varsayılan

Sayın Av.Hülya Büyükoğlu'nun kanaatine aynen katılıyorum.İki sigorta şirketine birlikte başvurulamaz.Çünkü tek olay dolayısıyla tek kusurlu hareketten dolayı çifte tazminat istenemez.Aksi halde sebepsiz zenginleşme ortaya çıkar.Dolayısıyla iki sigorta şirketi kusurlar oranında birbirine rücu edecektir.
Old 04-02-2012, 21:13   #11
Av. Fatma B

 
Varsayılan

%60 kusur nispetinde karşı araca murisler başvurur, eğer aynı araçta yaralanan ya da ölen varsa bu halde %40 oranında içinde bulundukları aracın sigortasından ve %60 oranında karşı aracın sigortasından tazminat talep edebilirler.
Old 04-03-2012, 00:05   #12
criminal

 
Varsayılan

"Sigorta riske maruz kalan herkesi kapsamalı
YHGK, mahkemenin, “Sabah evinden sağlıklı çıkan bir insan kusurlu veya kusursuz olarak kendisini bir kazanın içinde bulabilmektedir. Sigorta, bu riske maruz kalan herkesi kapsamalıdır” kararını yerinde buldu ve onadı. Kurul’un kararına konu olan ve İstanbul’dan Ankara’ya Yargıtay’a kadar uzanan ilginç karar bakın şöyle alındı:
Yolcu koltuğunda otururken öldü
Özel sigorta şirketine sigortalattığı araçla yola çıkan Bekir A. direksiyonu yanındaki İbrahim A.’ya verdi. Yolcu koltuğunda otururken geçirdiği kazada İbrahim A. yaşamını yitirdi.
Sürücü kusurlu, sigorta kapsamında değil
Karısı ve çocuğu sigorta şirketinden tazminat talep etti. Ancak, şirket, sözleşmedeki, aracı kullanan yardımcıların kusurlarından sürücünün kendi kusuru gibi sorumlu olacağı maddesine atıf yaptı. Şirket, aileye “Eşiniz kusurlu. Tazminat ödeyemeyiz” yanıtı verdi.
Mahkeme: Tazminat ödensin
Aile, bunun üzerine sigorta şirketine Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme, “kusurlu” dahi olsa şirketin sürücünün ailesine tazminat ödemesine hükmetti. Şirket sözleşmesindeki ölüm halinde 60 bin lira tazminat ödeneceği hükmünü de mahkeme kabul etmedi. Karayolları Trafik Sigortası Yasası’nda ölüm tazminatının 100 bin lira olarak belirlendiğine vurgu yapan mahkeme, davacı aileye de 100 bin lira ödenmesine karar verdi. Temyizde, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, şirket sözleşmesine dayanarak bu kararı bozdu.
Mahkeme direndi: Kusur tazminat ödememek için geçerli olmaz
Yerel mahkeme bozma üzerine davaya yeniden baktı. Mahkeme, davalı şirketin “Kusurlular, tazminat ödemeyiz” itirazının tazminat ödememek için geçerli olmayacağını savundu. Direnme kararı da özetle şöyle:
Riske maruz kalan herkes yararlanır
“Çağımızda özel ve toplu ulaşım araçlarının gelişmiş olması insan hayatını kolaylaştırmış olmakla birlikte, insan hayatı ve beden bütünlüğü için önemli bir risk de yaratmıştır. Çok sık yaşanan trafik kazalarında önemli sayıda insan ölmekte veya yaralanmaktadır. Sabah evinden sağlam ve sağlıklı çıkan bir insan kusurlu veya kusursuz olarak kendisini bir trafik kazasının içinde bulabilmektedir. Yapılan basit bir hatanın sonuçları insan hayatına mal olabilmektedir. İşte tüm insanlar için var olan bu riskin muhtemel zararlarının bir nebze de olsa giderilebilmesi için trafik sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Bu riskin işleten ve sürücü yakınları için de var olduğu tartışmasızdır. Bu riske maruz kalan herkesin sigortadan yararlanabilmesi gerekmektedir. Günümüzde herkes işleten veya sürücü olarak trafik kazası yapıp hayatını kaybedebilir. O halde, ölenin eşi ve çocukları da bu sigortanın koruması altında olmalıdır.”
Örnek olacak
Mahkemenin direnmesi üzerine dava YHGK’ya taşındı. Kurul, mahkeme kararını yerinde buldu ve değişik gerekçe ile onadı. Son bir not.
Kararın gerekçesi yazılıyor. Bu gerekçeli karar, trafik kazalarındaki sigorta tazminatları ile ilgili esaslar için belirleyici örnek olacak.
Oya ARMUTÇU

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20021010.asp
"

HGK kararından bilgisi olan meslektaşların paylaşmasını rica ediyorum.Saygılarımla.
Old 09-04-2012, 18:30   #13
avukat2121

 
Varsayılan

Arkadaşlar YHGK'nın bu kararının gerekçesi yazıldı mı? elinde olan varsa kararı buraya yerleştirirse diğer üye arkadaşlarda yararlanmıkş olur.
Old 05-05-2012, 22:57   #14
criminal

 
Varsayılan

Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesi yayımlanmış.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

ESAS NO KARAR NO: 2011/17-787 : 2012/92

YARGITAY İLAMI

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ : 26/04/2011

NUMARASI : 2010/778-2011/272

DAVACILAR ; 1- Halime Aktaş

2-Ömer Aktaş vekili Av. Serkan Ben

DAVALI : Allianz Sigorta A.Ş. vekili Av. Melek Osma

Taraflar arasındaki ''destekten yoksun kalma tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen asıl alacak yönünden davanın kabulüne, faiz başlangıç tarihi ve oranına İlişkin fazla talebin reddine dair 16.07.2009 gün ve 2008/747 E,, 2009/459 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin 09.03.2010 gün ve 2010/85 E., 2010/2094 K, sayılı ilamıyla;

(...Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin işleteni olduğu aracın, davalı neslinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın başka bir kişi tarafından kullanılması sırasında meydana gelen kazada yolcu olan işletenin hayatını kaybettiğini ileri sürerek, ıslah dilekçesi ile topla m 100.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı vekili, davacıların zararının sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu zararın araç işleteninin zararı değil, davacıların zararı olduğu, davacıların zarar gören 3, kişi konumunda oldukları gerekçesi ile, davanın kabulüne, toplam 100.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91/1. maddesinde, işletenlerin, bu tamunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur'1, aynı Kanunun 85/1. maddesinde, "bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarar olacağı", aynı Kanunun 8S/son maddesinde ise, "işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurdan kendi kusuru gibi sorumludur." hükümlerine yer verilmiş, Kare Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-ı maddesinde de, "sigortacı bu poliçede tanımlanan şeyin zarara işletene düşen yolları Zorunlu motorlu aracın işletmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya biı uğramasın sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre hukuki sorumluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder" şeklinde ifade edilmiş, 86. maddesinde ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilememiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin ve dolayısıyla onun sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.

BK.nun 44. maddesi hükmüne göre ise, zarar gören taraf zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hakim zarar ve ziyan miktarını tenkis yahut zarar ve ziyan hükmünden sarfınazar edebilecektir.

Diğer yandan aynı kanunun 92. maddesinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı dışında kalan hususlar sıralanmış olup, 92/a maddesinde "işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu

kişilere karşı yöneltilebileceği talepler 92/b maddesinde ise işletenin eşinin usul ve fürunun kendisini evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir. Keza bu maddeye paralel olarak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-3 maddesinde teminat kapsamı dışında kalan hususlar düzenlenmiştir.

Talep edilen destek zararı, ölenin değil 3, kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. BK.nun 44/1. maddesi hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına kendisine katlanmalıdır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 5İ/2. maddesi hükmüne göre de öncelikle haksız fiil sorumlusuna zararın tümü yüklenmiş bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri de etkilediği kabul ediliyorsa desteğin kusurlu davranışları da aynı şekilde destek görenlere yansır.

Hal böyle olunca Borçlar Kanunu'nun 44. maddesi hükümlerine göre işletenin destek sağlayan kişiye karşı ileri sürebileceği defileri, destekten yoksun kalanlara karşıda ileri sürebilecek olmasına göre işleten dolayısı ile sigorta zararın oluşumunda sürücünün de birlikte kusurlu olduğunu ileri sürebilecektir.

Somut olayda ise, yukarıda da belirtildiği şekilde davacıların murisi ve desteği olan işleten, kendisine ait araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada ölen kişi konumunda olsa da üçüncü kişi sayılamaz. Davacılar, bu olay sebebiyle doğrudan bedensel bir zarar görmemişlerdir. Davacılar, yansıma yolu İle oluşan zararlarının tazminini istemekte iseler de; zararı doğuran olay işletenin ölümü olduğundan, buna dayalı olarak destek zararlarının tazmininin davalı sigortadan istenmesi mümkün değildir.

O halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.}

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Davacılar, murislerinin işleteni olduğu başka bir kişinin kullandığı araçta yolcu olarak bulunmakta iken, meydana gelen trafik kazasında, ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı şirket aleyhine eldeki davayı açmışlardır.

Davalı sigorta şirketi, zararın sigorta teminatı dışında kaldığını savunmuştur,

Yerel mahkemece, davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda oldukları, davanın işletenin zarar görmesine değil; davacıların zararına dayalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilinin temyizi üzerine, özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle ve özellikle, davacılar üzerinde doğan zararın, dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olduğu; yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmalarının mümkün olmadığı, BK.nun 44/1. maddesine göre hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı, davalı sigortacıdan talepte bulunulmayacağı gerekçesiyle, bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararını, davalı vekili temyize getirmiştir.

Bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle; davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk

sigortacısı olduğu araçta, işleten davacılar murisinin yolcu olarak bulunduğu sırada, şoförün tam kusuruyla meydana gelen trafik kazasında öldüğü; eldeki tazminat davasının, ölenin mirasçıları tarafından destekten yoksun katmaya dayalı olarak açıldığı, davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları, İşletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda açık bir düzenleme bulunmadığı, yerel mahkeme ile özel daire arasında uyuşmazlık konusu değildir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şoförün tam kusuru İle gerçekleşen trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan İşletenin ölmesi üzerine mirasçılarının, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından, destekten yoksun kalma tazminatı isteyip isteyemeyecekleri noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle uyuşmazlığa ilişkin hukuki kavram ve kurumlar ile ilgili mevzuatın irdelen meşinde yarar

vardır:

İşleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)'nun 85. maddesinde düzenlenmiştir.

"İşleten Ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu" başlıklı bu maddede:

"Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Motorlu araç ölüme veya yaralanmaya sebebiyet vermiş ise, kazaya karışan aracın başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla olaya el koyan Cumhuriyet Savcılıklarınca, aracın tescilli olduğu tescil kuruluşuna trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi için talimat verilir. Kaza anı ile Cumhuriyet Savcılığınca trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi arasında geçen süreler içinde kötü niyetle yapılan araç tescilleri hükümsüz sayılır. Şerhin konulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde, şerhin kaldırıldığına veya devamına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmediği takdirde bu şerh hükümsüz sayılır.

İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda İşletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir.

İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardıma kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur."

hükmü yer almaktadır.

Bu düzenlemenin hukuki nitelikçe hangi sorumluluğa ilişkin bulunduğuna gelince;

Özellikle endüstri devrimiyle birlikte ortaya çıkan teknik buluşlar ve makineleşme zarar tehlikesini arttırmış ve artan bu zarar tehlikesini önlemek için kusura dayanan sorumluluğun her zaman yeterli olmayacağı öngörülerek tehlikeli faaliyette bulunanların sebep oldukları zararları gidermesi kabul edilmiştir (Fikret Eren, a.g.e, s. 449 vd.).

Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10, Baskı, s. 264 vd).

2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85.maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.

Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi,

kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.

Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin taktirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, "Ergün A- Çetingil ve Rayegan Kender'e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007", s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.

Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK'nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.

Hemen belirtmelidir kl, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.

Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar" başlıklı 92. maddesinde:

"Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar,

a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,

b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,

c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,

d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,

e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,

f) Manevi tazminata ilişkin talepler."

hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.

Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK'nun 92/b maddesinde yer alan "İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle İleri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna" ilişkin hükümdür.

Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.

Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.

Durum bu olunca, İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.

Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92.madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.

Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk Sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dişiliği düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.

Öte yandan, 2918 sayılı Kanunun 92/a maddesinde yer alan "İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna" ilişkin hükmü üzerinde de durulmalıdır,

Vurgulamakta yarar vardır ki, bu hüküm işletenin eyleminden sorumlu olduğu kişilere yönelik kendi zararına dayalı talepleri noktasında önem arz etmektedir. Salt sigorta şirketinin dava edildiği ve üçüncü kişinin zararının söz konusu olduğu durumlarda bu hükmün uygulama alanı bulamayacağı açıktır.

Eldeki davada, işletenin kendisine ait araçta yolcu olarak bulunduğu sırada sürücünün tam kusuruyla ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalınması davanın sebebini teşkil etmekte; işletenin yakınları davalı sigortacıdan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir.

Hemen burada destekten yoksun kalma tazminatının hukuki niteliği üzerinde de durulmalıdır:

Destekten yoksun kalma tazminatı, 818 sayılı Borçlar Kanunu(BK)'nun 45/11. maddesinde düzenlenmiş olup; "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir," şeklinde hükme bağlanmıştır.

Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.

Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nun 45/11. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.

O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.

Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır, Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K, sayılı kararı).

Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de:

"Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu"

hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.

Önemle vurgulanmalıdır kî, Borçlar Kanunu'nun 45/111. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur, Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.05.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).

Yeri gelmişken, davacıların açıklanan sıfatı ve hukuki konumları karşısında, davacılar üzerinde doğan zararın niteliği belirlenmelidir:

Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; işletenin ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır, Böyle bir zararın işletenin kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan işletenin zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir. İşletenin ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Buradaki zarar, mirasçıların salt bu sıfatla devraldıkları murislerinin uğradığı ve ondan intikal eden bir zarar da değildir,

Hal böyle olunca; aracı kullanan şoförün tam kusuruyla meydana gelen kazada, aynı zamanda onun eyleminden sorumluluğu nedeniyle kendisi de tam kusurlu kabul edilen işletenin ölümü nedeniyle talep edilen destek zararının, ölenin değil üçüncü kişi durumundaki destek tazminatı isteklilerinin zararı olduğu kabul edilmelidir.

Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus ta; kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olan araç şoförünün eylemlerinden sorumlu tutulan ve bu nedenle tam kusurlu olduğu kabul edilen işletenin, bu kusurunun, zorunlu trafik sigortacısı aleyhine açılan davanın davacıları olan, üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.

Bilindiği üzere, kural olarak zarar gören, sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 41.maddesine göre sürücüye, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1 maddesi hükmünce de motorlu araç işletenine karşı dava açabilecektir. Sürücü ile araç işletenin sorumluluğu BK md 51 anlamında dayanışmalıdır.

Kural bu olmakla birlikte, dava açanların sıfatı, davanın hukuksal niteliği ve dayanağı, kusur durumunun davaya etkisinin belirlenmesinde etkilidir,

Eldeki davada da talep, destekten yoksun kalma tazminatı olduğuna göre, bu tazminatın yukarıda açıklanan özellikleri gözetilerek işletenin kusurunun davacıların haklarına ve dolayısıyla da taleplerine etkili olup olmayacağı da davanın bu niteliği gözetilerek çözüme kavuşturulmalıdır.

Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti, Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.

Şu hale göre; işleten murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.

Eldeki davada da; davacıların desteği, işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacılar, destekten yoksun kalan sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat İsteminde bulunmuşlardır.

Davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları hem mahkeme, hem de özel dairenin kabulünde olduğu gibi, işletenin yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da, uyuşmazlık konusu değildir.

Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.

Bu nedenledir ki, Özel Dairenin davacıları üçüncü kişi kabul etmesine karşın, zararlarını ve buna bağlı tazminat haklarını muris üzerinde doğmuş bir hak olarak kabul etmesi ve bu kabul şekline göre vardığı sonuç çoğunlukça kabul görmemiştir.

Sonuç itibariyle:

Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten tam kusurlu, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu ve davacıların davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri, oyçokluğu İle kabul edilmiştir.

Şu hale göre, yerel mahkemece, davacıların, desteklerinin işleteni olduğu araçta, sürücünün tam kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu, vefat etmiş olması nedeniyle, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek dava açabileceğinin kabulü ile işin esasının incelenmiş olması, yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle, sonucu itibariyle doğru olup; bu kararda direnilmesi uygundur.

Ne var ki, Özel Dairece tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, DİRENME UYGUN OLUP; davalı vekilinin tazminat miktarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 17. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 22.02.2011 gününde Oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak:http://www.tazminathukuku.com/guncel...bilecekler.htm
Old 19-05-2016, 10:37   #15
Av.Erenytsr

 
Varsayılan

şuan da üzerinde çalıştığımız dosyada ise bu konu başlığının tam tersi durum ile karşı karşıyayız. olayımızda şoförün yüzde sıfır kusuru var, kaza sonra hayatını kaybetti. davalı sigorta şirketinin avukatı savunmasında ''sigorta şirketinin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için kazanın meydana gelmesinde sigortalısının da kusurlu olması gerektiği yönünde savunma yaptı. '' siz meslektaşlarımdan ricam bu savunmayı çürütebilecek bir Yargıtay kararı var mı , yada ne tür bir savunma yapmalıyım. teşekkürler.
davamızı hem müvekkilin aracına ait sigorta şirketine hemde karşı tarafın sigorta şirketine yönelttik.
Old 08-09-2017, 10:49   #16
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Özet:
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK'nun ........2011 gün ve 2011/...-142 esas-411 karar, HGK'nun ........2012 gün 2011/...-787 esas 2012/92 karar, HGK'nun ........2013 gün ve 2013/...-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)
O halde mahkemece, davacıların kazada hayatını kaybeden araç sürücüsünün desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları değerlendirilerek, destekten yoksun kaldıklarının kabulü halinde davalı ... karşısında .... kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.


Yazdır
Fıkra:Tümü-0


T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/20799
Karar No:2017/3097
K. Tarihi:


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkilinin eşi 02.04.1970 doğumlu ... ....'in ....08.2011 tarihinde ... Köyü 96 karayolunun .... km.'sine geldiğinde kendi sevk ve idaresindeki ... plakalı motorsikleti ile ... istikametinden ... istikametine seyreden .... plakalı motorsiklet sürücüsü ... ... ile çarpıştığını, kaza sonucunda vefat ettiğini, müvekkillerinin fabrikada usta olarak çalışan müteveffayı kaybetmesi sonucu istikbale dönük maddi destek mahrumiyetinin söz konusu olduğunu, ayrıca müteveffanın ölümü sonrası taziyeye gelenlere yapılan ikramlar, mezar yeri kazımı vesaire harcamaların olduğunu, kazaya karışan .... plakalı motorsikletin ... poliçe şirketi olmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkil için 50'şer TL. den 150 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, defin giderleri için 50 TL. maddi tazminatın davalıya müracaat tarihine müteakip .... iş gününün bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı taraf vekillerinin davadan önce müvekkile destekten yoksun kalma talebiyle başvurduklarını, talep üzerine 112690 hasar nolu dosyanın açıldığını, yapılan başvurunun incelendiğini ve ....06.2012 tarih 8413 sayılı yazı ile talebin karşılanmasının mümkün olmadığının vekillerine bildirildiğini, davacıların murisinin
asli ve tam kusurlu bulunduğunu, mirasçılarına destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi durumunda ödenen tazminatın sigortasız araç sürücüsü davacıların murisinin mirasçılarından tahsilinin gerekeceğini, tazminat ödenecek ve tahsil edilecek kişilerin aynı kişiler olacağını, bunun Borçlar Kanunu'nun 116. maddesinde öngörülen sonucu doğuracağını, alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşeğini belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davacılar kendi tam kusuru ile vefat eden müteveffanın halefleri olup, zararın karşılanması halinde dahi zararı veren müteveffanın mirasçılarına yani davacılara rücuen müracaat edilmesi gerekeceğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/.... Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/... maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/... maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-.... maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu ... limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası'nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması
halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan .... kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (... ..., Borçlar Hukuku, .... Bası, s. 631 vd.; ... ..., Borçlar Hukuku, Genişletilmiş .... Baskı, s. 264 vd).
Kanun koyucu, 2918 sayılı ...’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.”
hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı ....’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda ... kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu ... kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun ....06.2011 gün ve 2011/...-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve
sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, BK.'nun 45/IImaddesinde düzenlenmiş olup; "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Davacıların üçüncü kişi konumunda oldukları hakem heyetinin kabulünde olup, araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da, uyuşmazlık konusu değildir.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK'nun ........2011 gün ve 2011/...-142 esas-411 karar, HGK'nun ........2012 gün 2011/...-787 esas 2012/92 karar, HGK'nun ........2013 gün ve 2013/...-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)
O halde mahkemece, davacıların kazada hayatını kaybeden araç sürücüsünün desteğinden yoksun kalıp kalmadıkları değerlendirilerek, destekten yoksun kaldıklarının kabulü halinde davalı ... karşısında .... kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine ....03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 08-09-2017, 14:10   #17
Av. Suat

 
Varsayılan

sayın Av. Hatun Olguner,

Dikkatimi çeken bir konu var.
Bu konuda şahsi fikrinizi de merak ediyorum aslında.

2017 tarihli olan yukarıdaki güncel karara konu olan kaza 2011 tarihli..
Karar 2017 tarihli olmasına rağmen karar içeriğinde davaya konu olan kazanın 2011 tarihinde cereyan ettiği ve bu nedenle o tarihte yürürlükte olan yasa ve yargıtay uygulamaları gereği vefat eden % 100 de kusurlu olsa yakınlarının tazminat talep edebileceği şeklinde bir ayrıma da gidilmemiş. Karar içeriğinde bu konuda bir açıklama yok..

Bildiğiz üzere sigorta şirketlerinin yoğun itirazları sonrası en son 2016 yılında bu konuda da köklü değişiklikler yapıldı..
Yukarıdaki örnekteki kaza 2017 yılında yaşanmış olsaydı aynı karar çıkabilir miydi diye merak ediyorum.

Fikrinizi paylaşırsanız sevinirim...Kolay gelsin ....
Old 06-07-2018, 11:22   #18
Av.İrem1084

 
Varsayılan

SAYIN AV.SUAT,UMARIM FAYDALI OLUR.


T.C.

YARGITAY

17. Hukuk Dairesi

ESAS NO : 2016/14573

KARAR NO : 2017/6035

Y A R G I T A Y İ L A M I

Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle açılan maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle,dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davacıların oğlu E.K. yaptığı tek taraflı kazada öldüğünü, davacıların ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, davacılar murisinin idaresinde ki aracın ZMSS poliçesi olmadığından davalı Güvence Hesabının zarardan sorumlu olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada sonradan artırılmak üzere, davacılar için 1.500,00'er TL. destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 10.05.2016 tarihli artırım dilekçesi ile taleplerini 59.170,52 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, davacılar murisi sürücünün kazada tam kusurlu olması nedeniyle davacıların tazminat talep haklarının bulunmadığını, alacaklı borçlu sıfatlarının davacılar üzerinde birleştiğini, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia,savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı İ. için 26.501,91 TL. ve R. için 32.668,61 TL. olmak üzere toplam 59.170,52 TL. tazminatın, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu'nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu Güvence Hesabı karşılayacaktır.

Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirler. Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20 maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlenir. Ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” düzenlemesi kapsamında düşünmekte mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olmalıdır. Oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır.

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanması, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu söylemekte mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423 maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.

Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamında ki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” Şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” Şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan hallerden sayılmıştır.

Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinin (a) ve (c) bentleri, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir.

a) Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.

b) Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten(sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.

c) Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.

Somut olayda, davacıların desteği sürücü E.K'in sevk ve idaresinde ki .. plakalı araç ile tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıkları iddiası ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının olmaması nedeniyle güvence hesabından destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Trafik kazası, sürücü E.K'in sevk ve idaresinde iken dosya içindeki 11.03.2016 tarihli kusura ilişkin rapora göre sürücünün %100 kusuru neticesi tek taraflı alarak 05.07.2015 tarihinde gerçekleşmiştir.

Kaza tarihi itibarı ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılmamış olması nedeniyle Sigortacılık Kanunu'nun 14. Maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu Güvence Hesabı karşılayacaktır. Güvence hesabının sorumluluğunun kapsamı ise 01.06.2015 yani trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı yada güvence hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü E.K’i üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir.

Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü E.K’in tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacıların güvence hesabından destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığından davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 31-10-2018, 09:01   #19
Av. Suat

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi

Esas No:2016/12541
Karar No:2017/6466
K. Tarihi:7.6.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

......kazanın 6704 sayılı Yasanın yürürlüğünden ve ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları'nın 01/06/2015 tarihinde değiştirilmesinden önce gerçekleştiği belirtilerek, davanın kabulü ile;


Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 30.05.2011 tarihinde... idaresindeki... plakalı aracın ..... istikametinde seyir halinde iken .... idaresindeki araç ile.... plakalı yarı römorka arkadan çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği ...'in vefat ettiğini, bu kazada ...'in kusurlu bulunduğunu,müvekkillerinin davalı ... şirketine başvurduğunu ancak olumsuz yanıt aldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacılardan ... için 1.000,00 TL diğer davacılar için 500,00'er TL olmak üzere şimdilik 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... şirketinden başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiş ve 24/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi destek tazminatı tutarını 200.000 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, meydana gelen trafik kazasında davacıların desteğinin kusurlu olduğunu, kaza sonrasında davacının aracında kaçak sigaraların bulunduğunu ve aracın kanun dışı bir iş için kullanılmakta olduğunu ve müvekkil sigorta şirketinin bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı tarafın kazada %100 kusurlu olduğu, davacılardan ...'in 232.546,24 TL, ...'in
31.564,22 TL zararlarının bulunduğu ancak toplam tazminatın 200.000 TL olan poliçe sınırını aşması nedeniyle garame hesabı yapıldığında ...'in 155.577,42 TL, ...'in 23.305,33 TL, ...'in ise 21.117,00 TL talep edebilecekleri, HGK'nun 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere davacıların salt ölenin mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan 3.kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 Sayılı Yasa ve ... Genel Şartlarına göre aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı, işletenin 3.kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve davacılar da 3.kişi konumunda bulunduğuna göre sigorta şirketinin oluşan zararın tamamından sorumlu olduğu, kazanın 6704 sayılı Yasanın yürürlüğünden ve ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları'nın 01/06/2015 tarihinde değiştirilmesinden önce gerçekleştiği belirtilerek, davanın kabulü ile; davacılardan ... için 155.577,42 TL, ... için 23.305,33 TL, ... için 21.117,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL destek tazminatının 01.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 10.420,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 07/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı PINAR YILMAZ Meslektaşların Soruları 6 07-08-2009 14:56
zorunlu mali mesuliyet sigortası tek taraflı kaza zamanaşımı NAZ80 Meslektaşların Soruları 3 21-01-2009 12:33
Hayat ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası avfatih Meslektaşların Soruları 2 25-09-2008 18:52
zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı günseligonca Meslektaşların Soruları 13 10-07-2008 18:29
zorunlu mali mesuliyet sigortası mustafaaladag Meslektaşların Soruları 3 07-11-2006 01:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10120296 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.