Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İntihara Teşebbüs Eden Hastanın Tedaviyi Reddetmesi

Yanıt
Old 26-02-2009, 00:42   #1
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan İntihara Teşebbüs Eden Hastanın Tedaviyi Reddetmesi

Aşırı dozda hap içerek intihara teşebbüs eden hasta, kaldırıldığı acilde ısrarla ve bilinçli bir şekilde tedavi olmayı red eder. Ne yapılmalıdır?
Old 26-02-2009, 00:54   #3
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Sizce böyle hayati önemi haiz bir konuyu "Yönetmelik normu" ile çözmek adalet ve hakkaniyete uygun düşüyor mu? Siz hekim olsanız, tutanak tanzim ederek bu hastayı geldiği gibi geri gönderebilir ve ölüme terk eder misiniz?
Yönetmelik normuna uygun davranmış olmak, vicdanınızı tatmin eder mi?
Old 26-02-2009, 00:57   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
Sizce böyle hayati önemi haiz bir konuyu "Yönetmelik normu" ile çözmek adalet ve hakkaniyete uygun düşüyor mu? Siz hekim olsanız, tutanak tanzim ederek bu hastayı geldiği gibi geri gönderebilir ve ölüme terk eder misiniz?
Yönetmelik normuna uygun davranmış olmak, vicdanınızı tatmin eder mi?

Sayın HUKUKDOKTORU,
Soruyu "Meslektaşların Soruları" bölümünde sormuşsunuz ve ben de yanıtı yazdım. Bu konuyu "tartışmak" istiyorsanız, "Hukuk Sohbetleri" bölümüne yazmalısınız.

İkinci mesajdaki sorularınıza gelince: Ben doktor değil, avukatım.
Old 26-02-2009, 01:14   #5
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan Tartışmak İsteyenler İçin

İntihara teşebbüs etmiş bir ruh hali içinde acile kaldırılmış bir kimsenin tedaviyi red etme iradesi ne ölçüde sağlıklı sayılabilir ? Aksine, "akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun"luk (MK.m.13) nedeniyle geçersiz sayılamaz mı? Sarhoşluk, ayırt etme gücünü ortadan kaldırabilen bir sebep sayılırken, kişinin kendini öldürmeye teşebbüs etmiş olması neden sayılmasın?
Old 26-02-2009, 01:30   #7
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Biyo-Tıp Sözleşmesi

Madde 6- Muvafakat verme yeteneği bulunmayan kişilerin korunması
1. ...muvafakat verme yeteneği bulunmayan bir kimse üzerinde tıbbi müdahale, sadece onun doğrudan yararı için yapılabilir.
3. Kanuna göre, akıl hastalığı, bir hastalık veya benzer nedenlerden dolayı müdahaleye muvafakat etme yeteneği bulunmayan bir yetişkine, ancak temsilcisinin veya kanun tarafından belirlenen kişi veya makamın izni ile müdahalede bulunulabilir.

Tartışmada, bu düzenlemenin de özellikle dikkate alınmasında yarar var. Zira sözü edilen hukuk normu, temel haklara ilişkin olduğundan, kanunlarımızın da üzerinde sayılır (AY.m.90).
Old 26-02-2009, 08:58   #8
korayoz

 
Varsayılan

Yönetmeliğin ötenazi yasağına ilişkin 13. maddesi, "Ötenazi yasaktır. Tıbbi gereklerden bahisle veya her ne suretle olursa olsun, hayat hakkından vazgeçilemez. Kendisinin veya bir başkasının talebi olsa dahil, kimsenin hayatına son verilemez" şeklinde düzenlenmiştir. Bence böyle durumlarda kıyasen hatta doğrudan uygulanabilecek bir hüküm. Hastanın bu şekilde ölmesine izin verilmemeli ve zorla müdahale yapılmalıdır.
Old 26-02-2009, 12:10   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Okulda örnek verirlerdi; İhmal suretiyle adam öldürme suçu için. Ona benziyor biraz.
Old 26-02-2009, 12:42   #10
Av.Özgür ODABAŞ

 
Varsayılan hukuka uygun tıbbi müdahale

"Tıbbi müdahalenin hukuka uygun olması için,aranan şartlardan biri de hastanın rızasıdır" bu esas farklı normlardan beslenen tıp hukukunun altın kuralı kabul edilebilir.Hastanın aydınlatımış rızasını almayan hekim,kendini bir anda yaralama suçunun sanığı olarak ceza mahkemesinde,tazminat ödeme mükellefi olarakda hukuk mahkemesinde bulabilir.

Elbette bilincin kapalı olması ve müdahalenin acil olması gibi rıza alma kuralının istisnaları mevcut ama hastanın pozisyonu buna ne kadar elverişli o da hekimin bilebileceği birşey.
Old 26-02-2009, 12:46   #11
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Hastanın tedaviyi reddetmesinin bir "hak" olarak tanınması ve sağlık çalışanlarının bu hakka usulünce riayet etmiş olmaları "ötanazi" sayılamaz.
Old 26-02-2009, 14:34   #12
Av.Armağan ÖZMEN

 
Varsayılan

Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları,
Madde 26: Aydınlatılmış onam:

“Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır.

Yapılacak aydınlatma hastanın toplumsal ve ruhsal durumuna uygun olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir.

Acil durumlar ile, hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır. Hekim, temsilcinin onay ya da ret kararının kötü niyete dayandığını düşünüyor ve bu durum hastanın yaşamını tehdit ediyorsa, durum adli mercilere bildirilerek izin alınmalıdır. Bunun mümkün olmaması durumunda, hekim başka bir meslektaşına danışmaya çalışır ya da yalnızca yaşamı kurtarmaya yönelik girişimlerde bulunur. Acil durumlarda müdahale etmek hekimin takdirindedir. Tedavisi yasalarla zorunlu kılınan hastalıklar toplum sağlığını tehdit ettiği için hasta veya yasal temsilcisinin aydınlatılmış onamı alınmasa da gerekli tedavi yapılır.

Hasta vermiş olduğu aydınlatılmış onamı dilediği zaman geri alabilir”.

Hastadan aydınlatılmış onam almanız gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde, yani rızası dışında hastanın beden bütünlüğüne müdahale ettiğinizde sizin sorumluluğunuz ortaya çıkacaktır.
Old 26-02-2009, 15:36   #13
korayoz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
Hastanın tedaviyi reddetmesinin bir "hak" olarak tanınması ve sağlık çalışanlarının bu hakka usulünce riayet etmiş olmaları "ötanazi" sayılamaz.

Kişi ölmek istiyor ve intihar ediyor. Sonra kurtulma şansı varken ki bu şans %90 dan fazladır herhalde, tedaviyi reddediyor. Bu durumda doktorlar müdahale etmeyerek hastanın ölmesine izin veriyorlar. Bence ötenaziye benzer bir durum. Örneğin hasta çeşitli hastalıklara yakalanmıştır ancak tedavi olmak istemez burada izin alınması gerekir ancak intihar etmek isteyen yani yaşama hakkından vazgeçen bir hastanın da bence kurtarılması gerekir.
Old 26-02-2009, 16:18   #14
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Fakat tedaviyi reddetmek bir "hak" ise, kişinin bu hakkı kullanmasına yardımcı olmak neden "ötanazi yasağı" olsun?

"Bence ötenaziye benzer bir durum": Bu noktada buluşabiliriz.
Old 26-02-2009, 16:52   #15
korayoz

 
Varsayılan

Bence hükümleri bu kadar katı yorumlamamak lazım. Tedaviyi reddetmek bir hak ancak bu hakkında sınırları konulmalı. Örneğin bir insan intihar etmek isteyince neden emniyet mensupları ona engel olmaya çalışıyor. Bırakın intihar etsin adamın hakkı mıdır bu diyeceğiz ? Bu da onun gibi intihar etmesine engel olurken bir yandan tedavisinin yapılmaması çelişki oluşturur. Mesela bileğini kesmiş birisi hastaneye getirip sonra tedavi olmak istemiyor diye ölmesini izlemek ne kadar etiktir bunları düşünmek gerekir.
Old 26-02-2009, 21:17   #17
korayoz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
"İntihara yardım" suçtur ama "intihar etmek" suç mudur?

Biz bu konuda anlaşamayacağız galiba Sizin fikriniz nedir bu konuda ? Sizce bileğini kesmiş ve kan kaybeden birisi tedaviyi reddederse müdahale edilmemelidir (örnek biraz daha çarpıcı olduğu için soruyorum) ?
Old 26-02-2009, 22:32   #18
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Serzenişinizi anlayışla karşılıyorum.
Bu konu oldukça tartışmalı bir konudur.
Hukukçuların çoğunluğu bu durumdaki (ölümcül) bir hastanın, gerçekten bilinçli bir irade ile tedaviyi red etmesi durumunda, bu iradeye saygı gösterilmesi görüşündedir.
Çağdaş hukuk anlayışının kabulü bu yöndedir.
Fakat hekim camiasının büyük çoğunluğu ise bu anlayışı kabul etmeye yanaşmamaktadır.
Tartışmanın özünde yatan soru şudur:
İnsan, bedeni ve hayatı üzerinde mutlak anlamda hak sahibi midir? İnsan, bedeni üzerinde mülkiyet hakkına sahip midir?
Bireyci (indüvidüalist) felsefe, materyalist feslefe ve hümanist felsefe akımları gibi düşünce akımlarının etkisindeki hukukçular mülkiyet görüşünü ve dolayısıyla insanın ölüm ile de sonuçlansa tedaviyi red edebileceğini savunurlar.
Çok önemli değil ama merak ettiğiniz için söyleyeyim.
Ben de insanın bedeni üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmadığını, sadece tasarruf yetkisi bulunduğunu, bu yetkinin de mutlak olmadığını düşünüyorum.
Yani aslında sizinle anlaşıyoruz demektir.
Amacım, kendi görüşümü veya başka bazı kişisel görüşleri kabul ettirmeye çalışmak değil, farklı görüşlerin düşünülmesine ve tartışılmasına fırsat verecek bazı açılımlar sağlamaktır.
Old 26-02-2009, 23:44   #19
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Dünya Tabipler Birliği Bildirgesi (1992):

"Ötenazi gibi, hekim yardımlı intihar da etik değildir ve tıp mesleğinde olanlarca asla uygulanmamalıdır. Hekimin, bir kimseye yaşamını sona erdirmekte bilerek ve kararlı olarak yardım etmesi etik değildir. Hastanın tedaviyi reddetmesi temel bir haktır ve hekimin hastanın bu arzusuna saygı göstermesi (ölümüne neden olsa bile) etik olmayan bir davranış sayılmaz".
Old 26-02-2009, 23:52   #20
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Biyo-Tıp Sözleşmesi (m.5):
"Kişi muvafakatini her zaman, serbestçe geri alabilir".

Dünya Tabipler Birliği Lizbon Bildirgesi (1981):
"Hasta yeterli ölçüde bilgilendirildikten sonra önerilen tedaviyi kabul veya reddetme hakkına sahiptir" (m.3).

Dünya Tabipler Birliği Amsterdam Bildirgesi (1981):
"Hasta tıbbi girişimi reddetme veya durdurma hakkına sahiptir"(m.3/2).
Old 26-02-2009, 23:55   #21
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Tüm bunların pratikdeki görünümü ise şudur: Hekim böyle bir durumda bildiğini yapar.
Old 27-02-2009, 09:39   #22
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Son yıllarda pek hızlı gelişmekte olan "sağlık hukuku" ve "hasta hakları duyarlılığı", hiç bir durumda hekimin bildiğini okumasına izin vermiyor.
Old 27-02-2009, 11:36   #23
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

F tipi cezaevlerini protesto eden ölüm orucuna girmiş mahkulara dönemin ilgili savcıları müdahale etmezden önce tabibler odasından Lizbon sözleşmesine dayanarak bir açıklama yapılmış;

"ölüm orucuna giren mahkumlarla yeterince görüşüldü, yeterince bilgi verildi, tüm çabalarımıza rağmen tıbbi müdahaleyi kabul etmeyeceklerini söylediler, bu aşamadan sonra müdahale etmek ETİK olmaz."

Anayasa da, Roma Sözleşmesinde, insan hakları beyannamelerinde yaşamın kutsal olacağı düzenlenmiş, bundan vazgeçilmeyeceği de düzenlenmiş. Bu durumda kişinin temel haklarını kullanması için önce yaşam hakkına sahip olması gerektiği malumuz olduğu üzere ise, müdahale etme neden yasal olmasın?

Kaldı ki şu soruyu sormak icap ediyor, hasta tedavi olmak istemediğini bilinçli bir şekilde söylediğini tedavi etmeden nasıl anlıyorsunuz?
Old 27-02-2009, 14:44   #24
korayoz

 
Varsayılan

Hastanın tedaviyi kabul etmemesi durumunda müdahale edilmemesi kafama yatıyor aslında ama söz konusu intihar olunca burada ki iradenin sağlıklı olmadığını düşünüyorum. İnsanlar normal şartlarda yaşamak ister. Eğer yaşamak istemiyorsa bu durumda psikolojik problemleri vardır ve tedavi edilmesi gerekir. Psikolojik problemi olan bir insanın irade beyanı da geçerli olmamalı. Belki bu şekilde medeni hukukun genel hükümlerinden yola çıkılarak bu soruna bir çözüm bulunabilir.
Old 27-02-2009, 14:52   #25
köktaş

 
Varsayılan

sayın meslektaşım bence ne olursa olsun kişinin kendi isteğiyle dahi olsa yaşama hakkından vazgeçmesi hele de intihara teşebbüs etmiş bir şahsın bunu istemesi işin özünde anayasaya avrupa normlarına dahi aykırıdır.Bence yapılması gereken o ruh haliyle sağlıklı düşünme yeteneğini kaybetmiş şahsa önce sakinleştirici yapılarak tedavisini ne olursa olsun sağlamak.hukuku bir yana bırakacak olursak mantıklı ve insani olan da budur diye düşünüyorum..
Old 27-02-2009, 17:32   #26
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:

MADDE 98. - (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hâl ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhâl ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.


Ceza Kanunu"nun yukaridaki maddesini tartisma konusu bakimindan nasil degerlendirmek gerekir?

SAYGILARIMLA
Old 27-02-2009, 19:55   #27
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Konuyu "intihara teşebbüs edip acile kaldırılan hasta" örneği ile sınırlamayıp; yüksek kan kaybına rağmen kan naklini reddeden bir Yehova Şahidi veya ileri evre kanser tedavisinden yorulduğu için "kemorapiyi/radyoterapiyi reddeden" ruh sağlığı tamamiyle yerinde hastalar açısından geniş düşünsek daha doğru sonuçlara ulaşabiliriz diye düşünüyorum.
Old 27-02-2009, 22:20   #28
korayoz

 
Varsayılan

İntihar dışında ki durumlarda pek söylenecek birşey yok çünkü yönetmelikte ki hükümler özellikle verdiğiniz kanser örneğinde olduğu gibi hastanın tedaviyi reddedebilmesi için konulmuş. Bu konuda ancak bu hükümlerin değiştirilmesi konusunda tartışma yapılabilir. Ancak intihar bambaşka bir durum. Bunun sebebide bence intihar eden kişinin bilinçli olarak kendisini tedaviye muhtaç hale getirmesi ve iradesinin sağlıklı olmaması.
Yahova şahidi konusuda ilginç aslında. Bence zorla tedavi edilmeli ancak bunun aksini savunanlar daha çok olucaktır herhalde
Old 27-02-2009, 23:21   #29
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan korayoz
Ancak intihar bambaşka bir durum. Bunun sebebide bence intihar eden kişinin bilinçli olarak kendisini tedaviye muhtaç hale getirmesi ve iradesinin sağlıklı olmaması.
Yahova şahidi konusuda ilginç aslında. Bence zorla tedavi edilmeli ancak bunun aksini savunanlar daha çok olucaktır herhalde.

İntihar eden veya etmek isteyen kişi kendisini tedaviye muhtaç etmek için mi yapıyor bu işi? İradesinin sağlıklı olmadığına kim karar verecek?

Alman doktorlar ve adli makamları bu konuda gerçekten aksini savunmuşlar:
Doğumda fazla kan kaybeden ve serum verilmesini dini inancına aykırı bulan yahova şahidi kadına, doktorlar kadının isteği doğrultusunda serum vermemiş ve kadın ölmüş. Savcılık soruşturmaya gerek görmemiş.

Tedaviyi istemiyen birisini(intihar etmek isteyen birisini) zorla tedavi eden kişilerin, zorla tedavi ettikleri veya etmeye çalıştıkları kişiyi yaraladıkların ve bu kişinin sonradan onları şikayet ettiğini düşünelim, şikayetin sonucu ne olur?

Saygılarımla
Old 28-02-2009, 23:19   #30
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Komşumuz ileri evre (son dönem) kanser hastası ve eşi ile birlikte aldıkları ortak karar gereği hastaneye gitmeye yanaşmıyorlar. Polise ihbar ederek bu kişiyi zorla hastaneye götürüp tedavi edebilir miyiz?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İntihara Zorlama kellano Hukuk Soruları 5 08-01-2009 13:34
İntihara teşebbüs etmiş olmam çocuğumun velayetini nasıl etkiler? Konukxxx Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 11 13-03-2008 12:02
tedaviyi terkeden veremli hasta için kim nasıl ve nereysuç duyurusunda bulunmalı bu ilkgenc Hasta Hakları Çalışma Grubu 4 11-02-2007 19:00
Kadınlar İntihara Sürükleniyor Av.Ayşe Kadın Hakları Çalışma Grubu 5 05-12-2006 11:06
İntihara teşebbüs nc_atli Hukuk Soruları Arşivi 3 13-10-2006 10:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08116698 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.