araç sahibinin davaya dahil edilmesi

trafik kazası sonucu maddi manevi tazminat davası açtık. ancak dava sadece kaza anındaki araç sürücüsüne karşı açılmış durumda. araç şirket üzerine kayıtlı. şirketi davaya dahil edebilirmiyiz. işleten olarak sorumluluğundan söz edilebilirmi yani mecburi dava arkadaşlığımı söz konusu olur yoksa ihtiyari dava arkadaşlığımı

Hayır mecburi dava arkadaşlığı söz konusu değil o nedenle davanızın taraflarını değiştiremezsiniz. Bu ıslah yolu ile de mümkün değildir.Size şunu önerebilirim; eğer zamanaşımı sıkıntınız yoksa alınacak bilirkişi raporundaki kusur atfedilenlere ek dava açıp iki davayı birleştirme yoluna gidebilirsiniz.Yalnız ceza davası varsa orada şirkete kusur atfedilmişse raporu beklemeye gerek yok tabii. Uygulama da şöyle bir sıkıntı ile karşılaşılabiliyor, bilirkişi davalı olarak gösterilmeyenlere kusur atfetmeyebiliyor

KTK hükümleri doğrultusunda malik-işleten olarak maddi tazminattan kusursuz sorumlu olan ancak haksız fiilin faili olmayan kişi manevi tazminattan sorumlu olmamalıdır. Manevi tazminat doğrudan haksız filin sonucu ve faili ile ilgilidir.

1. İşletenin 2918 sayılı KTK.nun 85 inci, sürücünün ise, BK.nun 41 inci vd. madde hükümlerine göre maddi ve manevi dahil her türlü zarardan davacılara karşı BK.nun 51/1 inci ve 2918 sayılı KTK.nun 88/1 inci maddeleri uyarınca müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır Bu yönden işletenin manevi tazminattan sorumlu olmadığı hakkındaki göreşe katılma olanağı bulunmamaktadır.

2. Sürücü ile işleten arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur.Bu yönden işleten hakkında ayrı bir dava açılıp,birleştirilmesi talep edilmelidir.(Biz ,aynı dosya üzerinden peşin harçları ödenmek kaydıyla sonradan işleten veya sürücü aleyhine açılan davaları , dava ekonomisi gerekçesiyle kabul ediyorduk.)

Sayın Kocabaş,
Manevi Tazminat yönünden ileri sürdüğünüz görüş uygulamadaki durumu yansıtan görüştür. Ancak bir hukukçu olarak bu yönde bir görüşü kabul etmem mümkün değildir. Manevi Tazminat davalarında fail/fiil ilişkisi çok daha sıkı olmalı ve doğan manevi zarar illaki failin fiili nedeniyle ortaya çıkmalıdır.

Bu konuyu ısrarla her yargılama dosyasında dile getiriyorum ve temyiz dilekçeme de yazıyorum. Eğer duruma uygun bir örnek olayda müvekkil kabul ederse de AİHM'ne kişisel başvuru yapmayı düşünüyorum.