Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İlamlı İcrada Faiz Hesaplama Konusunda Yardım

Yanıt
Old 08-01-2005, 12:16   #1
kadir

 
Varsayılan İlamlı İcrada Faiz Hesaplama Konusunda Yardım

Merhaba arkadaşlar ben hukuk fak öğrenciyim geçenlerde bana bir mahkeme ilamı getirildi fakat buna ilişkin icraya konulduğunda faizin nasıl hesaplanacağını çıkartamadım bana yardımcı olursanız sevinirim. Örnek 48 ve 53 'ü nasıl düzenleyebilirim.
Karar söyle diyor;
1-Davanın kabulü ile 3.440.000.000 TL'nin 05.03.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davlıdan alınıp davaciya verilmesine
2-120.706.000 TL nin nisbi ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına.
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. Asgari Ücret tarifesine göre 335.520.000. TL davalıdan alınarak davacı vekiline verilmesine,
4-84.770.000.TL muhakeme masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
diye belirtilen elimde bir karar var ve bu kararı ilamlı icraya konu olacak şekilde tahsil etmek istesem ,
Sorularım;
1-Örnek 48 düzenlenirken Asıl alacak kısmına hangilerini dahil edeceğim.
2-İcrada nisbi karar harcını talep edebilirmiyim.
3-Avukatlık ücret tarifesine faiz yürütme hakkım varmı.
4-Muhakeme masraflarına faiz yürütebilirmiyim. Yürütebilir isem hangi tarihten itibaren yürütebilirim.
Old 08-01-2005, 16:26   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Kadir,

Henüz öğrenci iken, ilerideki konulara geçmeniz sizi yanıltabilir. En iyisi her şeyi zamanında öğrenmenizdir. İcra takip işini stajınızda öğrenmelisiniz.

İcra takip işlemi sorumluluk gerektiren, alacaklının hak kaybına neden olabilecek, ciddi bir iştir. Ayrıca, yanlış icra takipleri nedeni ile avukatlara bile barolar tarafından disiplin cezaları verilmektedir. Bence sabırlı olmanızda fayda var. Şimdilik teorik bilgileri almanız, pratik bilgileri zamanı geldiğinde öğrenmeniz daha akıllıca olur.

Yine de, madem merak ettiniz, pratikte nasıl uygulandığını aşağıda görün ki, belki bu pratik bilgi teorik bilginizi sağlamlaştırır. Sorularınızın yanıtları örneğin içindedir:

Hesaplamada icra takip tarihi 12.1.2005 olarak düşünülmüştür.
Karar tarihi bilinemediğinden mahkeme harç gider ve avukatlık ücretlerinin faizleri hesaplanamamıştır.
2003 yılı faiz oranı % 50 olarak alınmıştır.
2004 ve 2005 yılı faiz oranı % 15 olarak alınmıştır

Saygılarımla başarılar dilerim.

Bir Dost


3.440.000.000 TL asıl alacak
5.462.060.274 TL asıl alacağın 5.3.2001 tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faizi
120.000.000 TL mahkeme harcı
84.770.000 TL mahkeme masrafı
335.520.000 TL mahkeme vekalet ücreti
xxx.xxx.xxx TL (mahkeme harç, masraf ve mahkeme vekalet ücretinin toplamının) KARAR TARİHİNDEN itibaren İCRA TAKİP TARİHİNE KADAR işlemiş yüzde 15 den faizi
------------ (TOPLAMA ÇİZGİSİDİR)
xxx.xxx.xxx.xxx TL TOPLAM alacağın, faiz dışındaki asıl alacaklara icra takip tarihinden itibaren işleyecek faizi, icra giderleri ve icra vekalet ücreti ile birlikte tahsili talebidir
Old 08-01-2005, 18:03   #3
kadir

 
Varsayılan

(mahkeme harç ve masraf ve mahkeme vekalet üctetinin toplamının karar tarihinden itibaren icra takip tarihine kadar faiz neden %15 daha farklı bir oran olması lazım değilmi burada kanuni faiz uygulamak mümkün degilmi
Old 08-01-2005, 18:15   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Kadir,


THS - Hukuk Sohbetleri - "yasal faiz" başlığı altındaki mesajları okuyunuz.

(Ancak bu kavgaya katılmayıp, beklemenizi öneririm)


http://www.turkhukuksitesi.com/hukuk...1&pagenumber=1

Saygılarımla

Bir Dost
Old 09-01-2005, 00:15   #6
VARTO'LU

 
Varsayılan

Sayın Site Yöneticisi,
Değerli katılımcı hukukçular.
Bu sitenin, adına uygun (TÜRK HUKUK SİTESİ) olarak, evrensel hukuk kuralları ile Türk Pozitif Hukuk normlarına azami uyum özeni göstererek yayım faaliyetini yürütmekte olmasını hep gurur ve övünçle izledim.
Bu sorunun yer aldığı yayım alanı “MESLEKİ DAYANIŞMA”. Bu alanda soru yönelten kişi de “Hukuk Fakültesi’nde öğrenci” olduğu söyleyen, ancak üye sayfasında kimlik bilgileri yönünde en ufak bir bilgi bulunmayan bir yurttaşımız.
Avukatlık Kanunu’nun “Yalnız avukatların yapabileceği işler” başlıklı 35. maddesi:
“Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.”
Bir ilam ile hüküm altına alınan bir alacağın tahsili için gerekli işlemlerin bu anlamda da takibin hazırlanmasının ve yürütülmesinin de bu faaliyet içerisinde olduğu tartışmasız. Dahası da soruya verilmesini istenen gibi cevap vermek ve “ bir dost Forum Yöneticisi” imzalı yanıt gibi verilen yanıt ise 35. maddedeki düzenleme ile en azından “hukuki meselelerde mütalaa vermek” olarak Avukatlara ait bir yetki. (Sayın “Forum Yöneticisi” nin kimlik bilgileri arasında “Avukat” olduğuna ilişkin bir kayda da rastlamadım.)
Dahası da avukatların, kendilerine hukuki yardım talebinde bulunan kişilere bu yardımı hangi şartlarda ve nerelerde verebileceği de Avukatlık Kanunu’nda ayrıntılı olarak düzenlendiği gibi, bunun ücretsiz olarak yapılması da yasaklanmış.
Bundan önemlisi de, verilen yanıt ayrıca hatalı ve yurttaşımızın faiz zararına yol açan nitelikte bir sonuç. Sayın “Forum Yöneticisi”, bu forumda yer alan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin (Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen) içtihadını dahi okumadan bu yanıtı vermişler. Ardından da yine bu forumdaki bir başka tartışmaya dikkate çekerek “(Ancak bu kavgaya katılmayıp, beklemenizi öneririm)” düşüncesi ile forumdaki bu tartışmaya dikkati çektikten sonra soruyu sorandan “teşekkür” almışlardır. Oysa, sorunun bir yönüyle tartışılmaktan çıktığı yine bu sitede
http://www.turkhukuksitesi.com/hukuk...&threadid=3874 (link)
adresinde de var.
Onun için, öncelikle sayın forum ve site yöneticilerinden bir istekte bulunmayı hukukçu olmanın yüklediği bir sorumluluk olarak bilirim.

Lütfen “MESLEKİ DAYANIŞMA” FORUM ALANINDA,
Bir hukuki sorunun tartışmaya açılması ve bu tartışmaya katılma yetkisi, Türk Hukuk Sitesi’ne, Hukukçu kimliğini (Avukat,Hakim, Savcı, akademisyen Hukuk Fakültesi Öğrencisi gibi) ve İsmini açıkça bildiren site üyelerine tanınacak bir sisten değişikliği sağlansın.
Böylece adına uygun olarak “hukukçular” arasında “[k]” anlamda görüş alış-verişi olanağı sağlanır.
Yurttaşlarımız ise “Hukuk Soruları” forum alanına soru yöneltir, yanıtlamak isteyenler de bu alandan onlara yanıt verir.

Ve size de bir önerim var; “Merhaba arkadaşlar (….) geçenlerde bana bir mahkeme ilamı getirildi fakat buna ilişkin icraya konulduğunda faizin nasıl hesaplanacağını çıkartamadım” açıklamasından sonra “ben hukuk fak öğrenciyim” diyen sevgili yurttaşım.
Hukuk Fakültesi öğrencisi, bu soruyu sormadan önce İcra iflas Kanunu’nun “Takip talebi ve muhtevası” başlıklı 58. maddesini okusa idin,“1-Örnek 48 düzenlenirken Asıl alacak kısmına hangilerini dahil edeceğim.
2-İcrada nisbi karar harcını talep edebilirmiyim.
3-Avukatlık ücret tarifesine faiz yürütme hakkım varmı.
4-Muhakeme masraflarına faiz yürütebilirmiyim. Yürütebilir isem hangi tarihten itibaren yürütebilirim.”
Sorularını sormazdın
Üzüldün doğrusu, seni öğrenci olarak yetiştiren değerli hocalarım adına.
Üzülürüm, böylesi anlayışa sahip kişilerin yarınların, hakimleri savcıları,avukatları olarak Türkiye Hukukçuları camiasını oluşturmasına.
Doğru görmediğim böylesi soru ve yanıtların “MESLEKİ DAYANIŞMA” forum alanında tekrarlanmaması en içten dileğim.
Ankara Barosu Avukatlarından
Old 09-01-2005, 02:23   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Varto'lu,

Öğrenci kardeşlerimize karşı daha müşfik olmalısınız.

Bu sorunun Mesleki Dayanışma alanında sorulmaması konusunda haklısınız. Ancak öğrenme hevesinde bir öğrencinin sorusunu başka alana taşımaktansa, başkaca zorluk çıkartmadan buradan yanıtlama gafletinde bulundum. Sizin bir sayfa dolusu şikayet ve serzenişte bulunacak kadar rahatsız olabileceğinizi düşünemedim. Aslında hala da düşünemiyorum. Yine de bu büyük feveranınıza neden olduğumdan özür dilerim.

Avukatlık Kanunu ve Meslek Kuralları hakkında yazdığınız kurallar silsilesi doğru ama konu ile ilgisiz: ''bir öğrencinin merakını gidermek'' konusu avukatlık kanununda düzenlenmemiştir. Ne soru danışma sorusudur, ne de yanıtı mesleki faaliyettir. Öğrenci kardeşlerimizle bir hukuk sohbetimizde para istemek yersiz olur kanısındayım.

Faiz konusunda önceki tartışmalar sizi tatmin etmiş olabilir; ama beni tatmin etmedi. Bence bu tartışma henüz bitmedi. Yargıtay Daire kararları bağlayıcı olmadığından, Yargıtay'ın bir dairesinin kanunun lafzına ve ruhuna uygun olmayan yorumuna dayanan gerekçe ile kendi kendine faiz uygulaması kabul edilemez bir hukuksuzluktur. Hakimlerimizin bu yanlış karara bakarak gözü kapalı kararlar vermeyeceklerini umuyorum.

Bu forumdaki ve diğer forumlardaki bütün tartışmaları yakından izliyorum. Yargıtay kararlarını, Bütçe Kanunu taslak ve komisyon gerekçelerini de okudum. '' Kanuni Faiz Oranları Üzerine '' başlıklı konudaki yazınızı da okudum. Bu yazınızda:

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin, Hukuk Genel Kurulunca da benimsendiğini öğrendiğim 05/07/2004 gün 2004/13778 Esas 2003/1777 Karar sayılı kararında
demişsiniz ama 'benimsemeye' ilişkin bilginizin kaynağını söylememişsiniz.

Sözü edilen daire kararının Hukuk Genel Kurulunca benimsendiğine ilişkin Hukuk Genel Kurulu Kararı benim bildiğim kadarı ile yok. Varsa tarih ve sayısını vermenizi rica ediyorum.

Aynı tartışmalarda Yargıtay kararının doğruluğunu yanlışlığını düşünmeden kararı kabullenmişsiniz. Ben kabul edemiyorum. Kendimi daire kararları ile de bağlı hissetmiyorum.

Bütçe Kanununun ilgili maddesinde 'genel ve katma bütçeli idarelerden' söz edilmemekte. Kaldı ki, yasal faiz yüzde 50 iken idarelerin borçları için yüzde 15 faiz uygulamak mümkün müdür? Hem de ilama bağlı borçları nedeniyle .... Böyle bir yorumu hangi hukukçu kabul edebilir ?

2003 yılı Bütçe Kanunu'nun Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeni ile 2003 yılı için 3095 sayılı Kanuna uygun olarak yüzde 50faiz işletilmesi gerektiği;

2004 yılı Bütçe Kanunu henüz iptal edilmediğinden, iptal edilene kadar, halen geçerli olan Bütçe Kanunu gereğince yüzde 15 faiz işletilmesi gerektiği

konusunda ısrarlıyım.

Kanunlar yanlış da olsa iptal edilene kadar geçerlidir.

Kanuna uygun olan görüş tartışılabilir; fakat bu görüş Yargıtay Daire kararına uymadığı gerekçesiyle yanlış diye nitelendirilemez.

Özetle , bana yönelttiğiniz eleştirileri tartışabilirim; gerekirse haksızlığımı da kabul ederim; ama öğrenme isteği içindeki bir öğrenciye yönelik eleştirileriniz bence haksız denecek kadar ağır. Önerdiğiniz faizden daha ağır..

Bir Dost
Old 09-01-2005, 16:41   #8
ibrahimbey

 
Varsayılan

Eğer, zaten %15 oranı uygulanmazsa, yasal faizin reeskont faizle bir farkı kalmaz ki, bu da mantıksız gibi geliyor bana.
Old 09-01-2005, 19:10   #9
kadir

 
Varsayılan

Benim sorumu cevaplama zahmetine katlanan tüm forum ilgililerine teş ediyorum. Fakat bazı büyüklerimizin öğrenme adına (sorunun nasıl sorulduğunun bence pek önemi yoktur.)sorulan sorulara bu kadar kaba ve avukatların görev alınına giriliyormuş tarzında cevaplamasına gerek yoktu. Ortada bir dava yok bir var olan bir örnek üzerinde neler yapabileceğim konusunda mantıksal sınamaların içinde bulunduğu bir soru idi bu kadar büyütülmesini doğru bilmiyorum. Ayrıca merak etmeyin ben arzuhatci değilim. Kimliğim konusunda çok merak edenler özelime mail atabilir. Ve insanlarımız lütfen her durumdan kendilerine vazife çıkarmaya çalışmasalar kanımca avukatlık mesleğinin saygınlığı biraz daha yükselecektir.
Old 09-01-2005, 20:49   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sevgili Kadir,

Biraz yukarıda değerli bir büyüğünüz size önemli bir tavsiyede bulunmuştu. Link vererek oradan okumanızı ancak tartışmaya katılmamanızı söylemişti.

Bence siz o söze kulak verin. Tartışmaya şimdiden katılmayın.

Elbetteki yazılan o yazı biraz sert olmuş ama kasıt olmadığından hepimiz eminiz. Anlatılmak istenen daha farklı bir şey aslında.

Sen bu tür şeylere canını sıkma ve ileriye hep umutla bak. Avukatlık çok önemli bir meslektir. Zorluk da olsa çokluk da olsa bu hep böyledir, böyle olacaktır.

Saygı ve sevgilerimle.
Old 10-01-2005, 18:23   #11
kadir

 
Varsayılan

Sayın Av. Mehmet Dikici Beyefendi;
Uyarınız için teşekür ediyor. Benim gibi mesleğin öğrencilik aşamasında bir şeyler öğrenmeye çalışanlara karşı engin hoş görünüzden dolayı teş edeyorum.
Old 10-01-2005, 23:10   #12
ragıp

 
Varsayılan

Sayın vartoluénun yanıtını okuyunca, öğrencilik günlerim aklıma geldi. Öğrencilik derken, üniversiteden sözetmiyorum. Hani öğretmenler, "kafanıza takılan yeri sorun" derlerdi de, biz, sormaya utanırdık. Acaba, bu kadar kolay bir soruyu sorarsak arkadaşlarımız güler mi? ya da kitapta açıklaması vardı, şimdi ben sorarsam, kitabı okumadan mı sordun. derler diye, anlamadığımız bir şeyi tekrar soramazdık
Bırakın sayın meslektaşım. Arkadaşlar, istediklerini sorsunlar. Bizler belki belli bir deneyim edindik ve bazı konular, tekrar ede ede beynimize kazınmış olabilir. Ama inanın ki, çok kolay sandığımız bazı konular sanıldığı kadar kolay değil. Forumlarda, çoğu zaman, ortak noktada buluşamıyoruz. Bir Büyük Şehirde Ticaret Mahkemesi'nde açılan menfi tesbit davasında, "CEZA DOSYASININ AKİBETİNİN BEKLENMESİNE VE DAVACIYA YEMİN TEKLİF EDİP ETMEYECEĞİNİN SORULMASINA" aynı ara kararında karar verildiğine tanık oldum. Bu hakimler, en az 20 yıllık. Kanıtlar toplanmadan yemin teklif edilmeyeceğini bilmiyorlar.
Bu nedenle insaflı olalım. Bırakın arkadaşlar herşeyi sorsunlar. Bilginin sınırı yok.
Old 11-01-2005, 01:16   #13
VARTO'LU

 
Varsayılan

“bir dost ‘Forum Yöneticisi’ “ imzalı yazdıklarıma yanıt yazısı altında imza olmasını, en azından sayın yazarın “hukukçu” mesleğini vurgulamasını yürekten isterdim.
Bütçe Kanunda 'genel ve katma bütçeli idarelerden' söz edilmediği doğru. Hukukun yorum kurallarından birinin, belki de ön önemlisinin “gai” diğer bir anlatımla “amaçsal” yorum olduğu tartışmasız. Bu yorum araçlarından en önemlisi de yasama organındaki görüşmeler ile tasarı ve teklifin gerekçeleri. Önceki yıllarda bunlara erişmek hayli zordu; ancak TBMM. “Tutanaklar Dergisi”nden inceleme olanağınız olurdu. Bu gün için TBMM. Web sitesinde bunlara ulaşmanız en fazla 5 dakika sürer.
Nitekim 12. Hukuk Dairesi kararında da vurgulandığı üzere buna ilişkin düzenlemenin gerekçesinde “.....fıkrasında, 4.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanunî faiz oranının, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlı borçları için, 1.1.2005 tarihinden itibaren aylık % 2,5 olarak uygulanacağı ve ay kesirlerinin tama iblağ edileceği belirtilmektedir.” anlatımının yer aldığı örülmektedir.
Forum yöneticisinin
"Kaldı ki, yasal faiz yüzde 50 iken idarelerin borçları için yüzde 15 faiz uygulamak mümkün müdür? Hem de ilama bağlı borçları nedeniyle .... Böyle bir yorumu hangi hukukçu kabul edebilir ?"
biçimindeki görüşü, özlemle katılmak istediğim bir anlayış. Ancak, gazete haberlerinden hatırladığım sayın milletvekillerinin %25 kadarı hukukçu; çoğu da avukat. Hele Anayasa Komisyonu üyelerinin neredeyse tamamı hukukçu. Anayasa Mahkemesi 2003 yılı bütçe kanunu 22/01/2004 günü iptal etti ve buna ilişkin kararın Resmi Gazetede yayımlanma tarihi ise 8 aralık 2004. Yine 5277 sayılı 2005 Yılı Mali Bütçe Kanunu ise bu tarihten çok sonra görüşülerek kabul edildi.
Anayasa Mahkemesi 2003 Yılı Mali Bütçe Kanunu’nun 50/t maddesini [k]".... 2003 Mali Yılı Bütçe Kanununun 51. maddesinin (t) fıkrası, 3095 sayılı kanunu, bütçe kanunu ile değiştirdiği için Anayasa’nın 87.ve 88. maddelerine, bütçe kanunu bu tür düzenlemelerin yapılabileceği nitelikte bir kanun olmadığı ve getirilen düzenlemeler bütçe ile ilgili olmadığı için Anayasa’nın 161. maddesine; yasama erki Anayasaya aykırı biçimde kullanıldığı [/k] ” gerekçesi ile iptal etti.
Ama TBMM. Komisyonlarında ve Genel Kurulu’nda, en azından yüz kişiden fazlasının hukukçu olduğu sayın Milletvekillerimizin katılımı ile kabul edilen 5277 sayılı 2005 Yılı Mali Bütçe Kanunu’nun 37/e maddesi de; "...e) İlgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 4.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanunî faiz oranı, aylık % 1 olarak uygulanır. Ay kesirleri tama iblağ edilir. Taksitlendirilen veya herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanır "
Biçiminde kanunlaştı. Yorumu yapmaya değil, kanun yapmaya bakmak daha dikkate değer değil mi.
1982 Anayasası’nın 153. maddesinin son cümlesindeki anlatım ile
[k]"Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar ."[/k]
İse Yasama erki iptal edilen hükmün aynısını 2005 yılı için yasa olarak koyabiliyorsa nerede idi onca hukukçu ? Nerdesin AET.na girme çabasındaki ey hukuku devleti !
'benimsemeye' ilişkin bilginizin kaynağını söylememişsiniz.
Hukuk Genel Kurulunca benimsendiğine ilişkin Hukuk Genel Kurulu Kararı benim bildiğim kadarı ile yok. Varsa tarih ve sayısını vermenizi rica ediyorum

Avukat Turabi Tural “kesin olduğunu bilmediği ” bilgiyi bilgi olarak kabul etmez. “İlgilisi ” olmadığım için HGK. Örnek alamamıştım; bir meslektaşımdan edimdim; Meslektaşlarımın yararlanmaları için de yayımladım. İsteyenler
http://www.turabitural.av.tr/html/ka...HGK12-628.html adresinden alabilirler.
Değerli “Hukuk Fakültesi öğrencisi” yurttaşımıza gelince. Sorusu aynen şöyle başlamakta:
"Merhaba arkadaşlar ben hukuk fak öğrenciyim geçenlerde bana bir mahkeme ilamı getirildi fakat buna ilişkin icraya konulduğunda faizin nasıl hesaplanacağını çıkartamadım bana yardımcı olursanız sevinirim. Örnek 48 ve 53 'ü nasıl düzenleyebilirim."
Bunun bir “öğrenme” sorusu mu bir “icra takibi” yapma sorusu mu olduğunu sizler takdir ediniz. Benim tepkim de bunun bu forum alanında yapılmak istenmesi. Hangi Avukat arkadaşıma gidilse idi, bunu uygulaması ve hukuki dayanakları ile severek öğretmekten kaçınmazdı. Nitekim bu alandan önerilen gibi bir takip yapılmış ise yurttaşımız zarar görecektir. Öyle ise bu zararı kim karşılayacaktır.
Hepinize hukuk dolu günler
Old 11-01-2005, 12:26   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Varto'lu,

Kanunların yorumunda kanun koyucunun amacını anlamak en önemli hedeftir.

Bunun için kanundan geri dönüp diğer belgelere baktığımızda, Hükümetin ilgili maddedeki düzenlemeyi sadece "genel ve katma bütçeli idarelerin ilama dayalı borçları " için düşündüğünü görüyoruz. Ve kanunun gerekçesi de buna göre yazılmıştır:

2003 Mali Yılı Bütçe Kanunu için Hükümetin teklif ettiği metin aşağıdaki gibidir :

2003 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı:
Kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler,

MADDE 52. - t): İlgili kanununda düzenleme yapılıncaya kadar, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunun 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranı, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlı borçları için , 1/4/2003 tarihinden itibaren aylık % 2.5 olarak uygulanır. Ay kesirleri tama iblağ edilir



Ne var ki, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu hükümetin bu düşüncesine katılmamış ve Hükümetin metnini değiştirmiştir:

Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Plan ve Bütçe Komisyonu18.3.2003, Esas No.:1/530, Karar No: 14
Kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler" başlıklı 52 nci maddesi (t) fıkrasının; 3095 sayılı Kanun'un 1 inci maddesindeki kanuni faiz oranının, sadece genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelerin ilama bağlı borçları için değil, anılan Kanun'un kapsamına giren tüm borçlar için uygulanması, ........değişikliğiyle... kabulüne karar verilmiştir.

Bu değiştirilmiş metin TBMM Genel Kurulunca kabul edilmiştir. Yasa koyucunun amacı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun raporundan anlaşılmaktadır. Hükümetin sadece " genel ve katma bütçeli idareler" için düşündüğü faiz oranının 3095 sayılı kanun kapsamına giren bütün borçlar için uygulanması değişikliği ile madde kabul edilirken, Hükümet gerekçesi ne yazık ki değiştirilmemiştir. Ve anlaşılmaz bir biçimde üç yıldır da değiştirilmemektedir.

Fakat 2004 ve 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunu teklifinde Hükümet bu defa "genel ve katma bütçeli idarelerin borçları için" ifadesini kullanmamıştır. Bu nedenle TBMM komisyonlarında metin değişikliğe uğramadan 2003 yılındaki gibi geçmiştir.

Yorum yapılırken neye bakılır ? Kanunu lazfına bakılır: Kanun genel ve katma bütçeli idarelerden söz etmediği gibi, tasarıda söz edilmesine karşın, TBMM Komisyonunda bu sözler metinden çıkarılmıştır. Demek ki kanun koyucu iradesini açıkca belli etmiş; bütçe yasasındaki faiz oranının her alacağa uygulanmasını istemiştir.

TBMM Komisyon Raporu kadar açık bir belge varken, lafzi yorum yapmak artık yeterlidir. Gai yoruma gerek bulunmamaktadır. Zaten gai yorum yapılsa da Rapor nedeniyle yine aynı noktaya gelinir.

Ayrıca, yıllardan beri Bütçe Kanunu'na göre yapılan faiz uygulamasına ne kanun koyucudan, ne de hükümetten bir tepki gelmiştir. Eğer bu oran sadece idareler için olsaydı, hükümet icra müdürlüklerine göndereceği bir tebliğ ile düşük faiz uygulamasının yanlış olduğunu, kanunun gerekçesinin de bu uygulamaya aykırı olduğunu bildirirdi.

Yargıtayın yanlış kararına dayanak yaptığı yanlış gerekçe 2 yıldır yerinde durmakta. Hiç bir uygulayıcı bu gerekçeye aldırmadı çünkü elde açık seçik TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun Raporu vardı.

Neyse ki, bu kararlar hakimi bağlamaz. Ben hakimlerimizin körü körüne karar vermeyeceklerini, doğru yorumu yapacaklarını umut etmek istiyorum.

Bütün bu karışıklığa neden olan gerekçenin ve aynı madde metninin 2005 Mali Yılı Bütçe Kanunun'da da yer almasını hayretle karşılıyorum. Yasa koyucu, en azından bir ev kadınının özenini gösterse bu karışıklık olmazdı.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 18-01-2005, 11:20   #15
ayaydin

 
Varsayılan

Sevgili hukuk fakültesi öğrencisi arkadaşım. Temelde iyiniyetli yaklaşımın, bazı hukukçulardan sempati ,bazılarından ise tepki toplamış olabilir. Ancak bence işin temelinde şu yatmaktadır. Bence, avukatlık mesleğinin en önemli aşaması, fakültede öğrenilen ve havada uçuşan teorik bilgilerin, meslek hayatına geçildiğinde nasıl doğru yerlere indirileceğinin öğrenilebilmesi. Örneğin; bir uçağı iki şekilde de yere indirebilirsiniz. Birincisi normal iniş takımlarının üzerine, diğeri ise yere çakılarak. İkisinde de uçak yerdedir.Ancak ikincisinde, geriye dönüşü olmayan zararlar oluşmuştur. Teorik hukuk bilgilerini de, yerli yerine oturtamazsanız, mesleğin doğası gereği çoğu zaman telafi edilemeyen hak kayıpları oluşabilir. Sorunuza gelince, cevaba girmeyeceğim çünkü bu bazı değerli meslektaşlarım sorunuzu cevapladı. Ben sadece genel olarak, sorunun soruluş tarzının, bir hukuk fakültesi öğrencesinin tarzı olmadığını söylemek istiyorum. Hukuka meraklı herhangi bir vatandaş soruyormuş izlenimi edindim. Sayın meslektaşım Av.Turabi Tural'ın eleştirilerinin sert olduğuna katılmıyorum. Kendisi sizin sahsınıza değil, forum kurallarına yönelik eleştirilerde bulundu,bence haklı. Sonuç olarak, hepimizin zaman zaman düştüğü ,anı kurtarmak için en bilgili tanıdığa danışma hatasına düşmemenizi ve araştırarak bulabileceğiniz konularda sonuna kadar araştırma yapmanızı diliyorum.Sevgiler.
Old 05-02-2005, 13:51   #16
gyasar

 
Olumlu

konuyla ilgili yazı yazan tüm meslektaşlarım mevzuya farklı haklı yönlerden yaklşıyorlar değerli düşünceler muhakkak benim olayla ilgili fikrimden ziyade hukukcuların bu tarz demokratik saygılı tartışmalar yapmaları cok hoş herkesi tebrik ediyorum saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İTM Şikayet Davasında İlamlı İcrada Takibin Durdurulmasına Karar Verebilir mi? advokat34 Meslektaşların Soruları 8 17-04-2008 14:32
Husumet Konusunda Yardım... mehmetaytekin Hukuk Soruları Arşivi 1 20-05-2005 12:23
İlamlı İcrada Döviz Takibi buketoz Meslektaşların Soruları 11 02-03-2004 20:49
İcrada hesaplama Vatandaş Hukuk Soruları Arşivi 1 12-02-2002 01:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06053805 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.