Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Ayıplı Mal Ve Dolandırıcılık

 
Old 10-05-2005, 10:45   #1
burcukoc

 
Yeni Fikir Ayıplı Mal Ve Dolandırıcılık

9 ay önce annemin yeni alınan evine iş yerindeki bir arkadaşımın önerisiyle(akrabasıymış) mutfak, banyo ve gardroplar yaptırmak üzere sitelerde atölyesi olan bir marangozla anlaştık. Ancak tanıdık olduğu için herhangibir yazılı anlaşma, senet vs yapılmadı. Malzeme alması için ve yaptığı dolaplar eve demonte olarak geldiğinde parasını peşin olarak verdim. Ancak marangoz aylarca eksiklerini halletmediği gibi bizi bugün geliyorum yarın geliyorum diye oyaladı. Yarım yamalak yaptığı dolaplar ise kullanılamaz halde. Şimdide kalan işlerini yapmamak için hakarate varacak sözler söylüyor yada kendisini bulamıyoruz. Bu adam yüzünden annem aylarca evine taşınamadı ve ben sebep olduğum içinde aramız açıldı. Bu adam hakkında ne gibi yasal yollara başvurabilirim. Parayı verdiğime ve bizi aylarca oyaladığına dair şahitlerim var. Ancak atölyesinin ne levhası nede vergi numarası, kayıtlı olduğu hiç bir meslek derneği yok. Bir kartviziti ve cep telefonu var. Savcılıktan suç duyurunda mı bulunmalıyım yoksa tüketici mahkemesinde maddi manevi tazminat davalarımı açmalıyım. Oyalayarak kabul ettirmeye çalıştığı eksik ve ayıplı malı kabul etmek zorundamıyım? Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.
Old 13-05-2005, 19:00   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Burcukoç,

Ayıplı mal durumunda dolandırıcılık suçundan çok ticarete hile karıştırmak suçundan (TCK 363. m.) bahsedilebilir.Bu suçta ise adından da anlaşılacağı üzere "hile" unsurunun bulunması , örneğin vaadedilen ticari emtianın yerine onun değerinden daha düşük bir başkasının verilmesi gibi bir durum sözkonusudur ve mahkumiyet için de sözleşme gibi yazılı bir belgenin olması (şart olmasa da) gereklidir.
Sizin olayınızda sözleşme yoktur, ayrıca "hile" unsurunun da olduğunu sanmıyorum.Bu durumda aranızdaki husumet ceza hukukundan çok borçlar hukukunu ilgilendirmektedir( tüketici yasasına da girecek bir durum yok)

Yine de öncelikle bir ihtar çekin ve ayrıca evde tespit yaptırın.Baktınız olmadı vergi dairesine ve ssk'ya kişiyle ilgili ihbarda bulunun.Ve unutmadan konuyla ilgili bir meslektaşa danışın .
Old 19-05-2005, 10:01   #3
rain_of_summer

 
Varsayılan

Sevgili burcukoc;
Avukatın dediği işler "Yine de öncelikle bir ihtar çekin ve ayrıca evde tespit yaptırın.Baktınız olmadı vergi dairesine ve ssk'ya kişiyle ilgili ihbarda bulunun.Ve unutmadan konuyla ilgili bir meslektaşa danışın ." 1 milyar TL yi bulur. Yasal yoldan hak aramak uzun süreli ve pahalı bir yol. Siz en iyisi bunu sineye çekin. Ama bundan sonra gözünüzü 4 açın böyle yasaya başvurulacak işlere bulaşmayın. Kendinizi 4 duvara kapatın ki sorunla olayla karşılaşmayın. Aman ha hukuki hak arama yolu astarı yüzünden pahalı bir yol ! Asıl önemlisi suçlu bile çıkabilirsiniz..DİKKAT


ADALET'i kaybettim. HÜKÜMSÜZDÜR!..
Old 19-05-2005, 14:15   #4
Av.Cem DOĞAÇ

 
Varsayılan

her ne kadar benden önce cevap yazan arkadaşın uslubuna katılımıyor olsamda elinizde yazılı belge olmaması sizi hukuk mücadelesinde çok zorlayacaktır.

yapılan eşyaların üzerindeki ayıbın tespitini yaptırmanız size yalnızca ayıp miktarının ne olduğunu bu ayıbın parasal karşılığını verir.
ancak anladığım kadarıyla ödemelerinize ilişkin yazılı belgeniz yok. buşartlar altında karşı tarafın "param ödenmedi yapmadım" şeklinde bir beyanı sizi yolda bırakır.

siz siz olun alışverişinizi mutlaka belgeye dayandırın.

saygılarımla
Old 20-05-2005, 10:41   #5
burcukoc

 
Varsayılan ayıplı mal ve dolandırıcılık

Yorumlar için teşekkürler, ancak insanların hakkını aramakiçin gözünün korkutulması yanlış. İl yada ilçe hakem heyetlerinden bahsetmenizi beklerdim..Görüyorumki avukatlarımız hukuksal olarak her konuya hakim değil...Yazılı olmasada sözlü olarak yapılmış bir anlaşma vardır ve bu geçerlidir..Öye olmasaydı en küçük alışverişlerimizi bile yazılı anlaşmalarla yapmamız ve ikide şahit bulundurmamız gerekmezmiydi?..Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu incelemenizi tavsiye eder ilginiz için teşekkür ederim.
Old 20-05-2005, 18:41   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan Kınama!

Sayın burcukoç ve rain of summer,

"Avukatın dediği işler..." ve "...Kanunu incelemenizi tavsiye eder..." , "...bahsetmenizi beklerdim..." şeklindeki ifadelerinizi kınıyor, bir hukuk sitesinin hukuk sorunları kısmında hukukçu kişilere karşı yazım uslubunuzu tasvip etmiyorum.Bu sitede amaç hiç bir ticari kaygı duymadan gönüllü olarak hukuki bilgi ve tecrübelerin diğerleriyle paylaşılmasıdır.Kimse bir diğerinin sorduğu soruya cevap vermek zorunda da değildir.Yine, sitemiz kullanıcıları ve yöneticiler, adli sorunlardan muzdarip, hakkını belki de tam olarak arayamamış ve bu nedenle mağdur olmuş kişilerin bu mağduriyetlerinden hiç bir şekilde ne kendi adlarına ne de o işlemleri yapan sayın meslektaşlarımız adına sorumludur.Lütfen mesajlarımızı bu anlatılanlar ve forum kuralları çerçevesinde düşünerek yazalım.
Sorusuna yanıt aldığında karşılığında bir teşekkürü dahi çok bulan kişilere alıştık; şimdi bir de yazılanları olumsuz anlamda eleştiren ve yazarına hakaretamiz ifadelerle karşılık verenleri görmek...!!!Lütfen!

Burcu Hanım'a not : ,Biz tüketici yasasını da okuruz merak etmeyin.Ha bir de Yargıtay kararlarına da bakarız bazen!!

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
Onbeşinci Hukuk Dairesi

E: 2001/5915
K: 2002/1689
T: 9.4.2002

• TÜKETİCİNİN KORUNMASI YASASININ UYGULAMA ALANI
• OLAĞAN TÜKETİM FAALİYETİ
• ESER SÖZLEŞMESİ
• GÖREV

ÖZET: Davacıya ait bağımsız bölümde PVC doğrama imalatı ve montajındaki ayıplar nedeniyle nefaset bedelinin tahsili isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın, tüketicinin olağan tüketim faaliyetinden değil, eser sözleşmesi ilişkisinden doğduğu gözetilerek, tüketici mahkemesince, davanın genel
hükümlere göre açılmış olduğu benimsenerek, dosyanın görevli ticaret mahkemesine gönderilmesi yerine, işin esasının incelenip hüküm kurulması doğru değildir.

818.BK/355/371 – 4077.TKK/3.f
Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından
istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla
dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/f bendinde Tüketici; bir
mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen
gerçek veya tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır.

Burada, Yasanın daha çok bir mal ve hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında
tüketen kişiyle ilgilendiği ve bu tüketiciyi korumayı amaçladığı kabul
edilmelidir. Zira, kanun koyucunun amacı genişletilirse, örneğin; zorunlu
olarak bir bina yapım işinin dahi kanun kapsamında kaldığının ve buna ilişkin
ortaya çıkacak uyuşmazlıklara da Tüketici Mahkemesinde bakılması icab
edeceğinin kabulü gerekir.

Bu kısa açıklamadan sonra somut olaya dönüldüğünde, uyuşmazlığın davacıya ait
bağımsız bölümde PVC doğrama imalatı ve montajındaki ayıplar nedeniyle nefaset
bedelinin tahsili isteminden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın tüketicinin olağan
tüketim faaliyetinden değil, Borçlar Kanununun 355 vd. maddelerinde düzenlenen
- istisna (Eser Sözleşmesi) - ilişkisinden doğduğu ortadadır. Bu bakımdan
mahkemece eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bu davanın genel hükümlere
göre açılmış bir dava olduğu benimsenerek dosyanın görevli Ankara Ticaret
Mahkemesine gönderilmesi gerekirken işin esasının incelenip hüküm kurulması
doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer
olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya
geri verilmesine, 9.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Old 01-06-2005, 17:49   #7
ibrahimbey

 
Varsayılan

burcukoç arkadaşımız keşke, bir hukukçuya tasladığı bilinci, gözü açık marangoza da taslasaydı bu sorunlar olmaz.

Bu ülkede, kolaycılık almış başı gidiyor. Doktor adama ilaç önerir, fizik tedavi önerir, kabul görmez. Çünkü pahalı ve zahmetlidir.

Avukat, "zaten bir kez mağdur olmuş, bir kez daha boşuna masraflar yapıp mağdur olmasın diye, kazanamayacağı davayı açmamayı önerir" kabul görmez.

Evet, ortada bir haklı, bir de haksız kişi var. Ama malesef, hukuk sistemimiz gerçek haklı ve haksızı değil; kendi şekil şartlarına göre haklı ve haksızı ayırt edebiliyor.

Bu avukatların değil, eğer ayıpsa hukukun ayıbıdır. Malesef, bunu da savunmak, en azından izah etmek bizlere düşüyor.
Old 13-06-2005, 20:57   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Nezaketsizlik toplumsal bir salgın halini aldı. Ben sayın konukları hiç yadırgamadım. Günümüzde biryerlerden e-mail adresimizi bulup, merhaba bile demeden hayat hikayesini ve o hikayenin en dibinde hukuki sorununu yazıp, cevap bekleyenler de gırla mevcut. Daha dün bu minvalde bir mesaj alınca, hiç tanımadığım kişiye şöyle bir cevap yazdım: "özür dilerim sizi tanıyamadım, lütfen kendinizi tanıtır mısınız? "

Cevap aynı gün geldi: "Senden bir şey istedik! Tanımıyorum seni zaten sen de beni tanımıyorsun!!! "

Ben ne sorusuna cevap verme lüzumu duydum ne de başka bir şeyler yazma gereği...

İnsan olmak hakikaten zor.

Sevgili Hulusi Metin'in aklımda yer eden cümlesi gibi: "Olmak!" eksik kalan...

Sayın Bülent bey'in nazik cevabını yeterli bir cevap olarak gördüm ve mesleğim adına sevindim.

Saygılarımla.

Saygılarımla.
Old 13-06-2005, 21:04   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Burcu hanım,

1) Tespit yaptırmadan eksikliklerinizi ispatlayamazsınız. Bu nedenle ilk öneriyi yerine getirmelisiniz.

2) Tüketiciyi koruma kanunu özel imal edilen mallar için ne yazık ki uygulanamıyor. Uygulanamaması hakkınızın daha az teslim edileceği anlamına da gelmiyor. Sadece mahkemesi farklı olacak.

3) Dolandırıcılık suçunun oluşması belli ana şartların oluşması (kanunun aradığı şartlar) gerekiyor. Kaldı ki bu konuda daha özel bir hüküm olan ticarete hile karıştırma suçu var. Bu hususu da sayın meslektaşım size bildirmiş.

4) Hukukçuları bu kadar kolay yargılamayın lütfen. Yarın size de lazım olabilir. (Gerçi şu an bile lazım ya! neyse deyip geçelim.)

Sayın Yaz yağmuru,

Allah size kolaylık versin. Emeklilik sıkıcıdır. Eğlenmeye bakın lütfen.

Selamlar.
Old 04-07-2005, 20:59   #10
rain_of_summer

 
Varsayılan

Yazımın dipnotunda ADALET'i kaybettim. HÜKÜMSÜZDÜR!.. yazıyor, sanırım bu nokta gözden kaçmış.

Tüm avukatlardan özür diliyorum. Sözlerim yanlış anlaşılmış. Şikayetim Avukatlardan değil ağır işleyen Hukuk tan, Yasa lardan.

Benim de hukusal sorunlarım var, bu nedenle keşif, duruşma, şahit deyince geriliyorum.

Sanırım maksadını aşan cümleler etmişim,
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayıplı Mal -Ayıplı Otomobil- Konusunda Emsal Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı Av. Levent Kıray Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 16 13-08-2012 08:55
ayıplı mal johnross Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 7 09-04-2009 12:03
ayıplı mal SMK38 Hukuk Soruları Arşivi 2 27-09-2006 21:39
Dolandırıcılık Jandarma Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 19:29
Dolandırıcılık Sami Hukuk Soruları Arşivi 1 20-02-2002 20:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05699396 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.