Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Aşamasında Davadan Feragat - Maddi Hata

Yanıt
Old 06-12-2019, 14:59   #1
hızır kaya

 
Varsayılan Yargıtay Aşamasında Davadan Feragat - Maddi Hata

Merhaba arkadaşlar.Yerel Mahkemede aleyhimize olarak reddedilen ve BAM tarafından da istinaf taleplerimiz reddedilen ve temyiz ettiğimiz ve Temyiz aşamasındaki bir sigorta primine esas ücretin tespiti dosyamızla ilgili olarak yerel mahkemeye sunduğumuz DAVADAN FERAGAT DİLEKÇEMİZİ,Yargıtay 21.H.D. si TEMYİZDEN FERAGAT DİLEKÇESİ olarak algılayarak,temyiz eden vekilinin temyizden feragat dilekçesi gözönüne alınarak, temyiz taleplerinin reddine yönünde karar vermiş ve bu şekilde dosya kesinleşmiştir.

Davadan feragat dilekçesi vermemizin ana nedeni,aynı müvekkilin işçilik alacakları ile ilgili davasında ,tespit davasındaki red kararı nedeniyle ispat edemediğimiz ücret nedeniyle,kuruma bildirilen asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını engellemekti.Feagat nedeniyle davanın esasına girilmeden usulen red kararı alarak bu amacımıza ulaşmak istiyorduk.

Ancak buna rağmen davadan feragat talebimizin temyizden feragat gibi algılanarak,tamamen taleplerimizin dışında temyiz taleplerimizin reddedilmesine karar verilmesi nedeniyle büyük mağduriyet yaşamaktayız.Yargıtay'ın vermiş olduğu maddi hata içeren kararlarla ilgili neler yapabiliriz.Bilgisi olan varsa ve paylaşırsa sevinirim.İyi çalışmalar...
Old 06-12-2019, 16:03   #2
drako

 
Varsayılan

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu

Karar düzeltme yolu kapalı olan Yargıtay kararlarına karşı maddi hata nedeniyle yeniden inceleme yapılabilir.

Esas No: 1942/40
Karar No: 1944/22
Karar Tarihi: 07.06.1944

Şöyle bir içtihadı birleştirme kararı mevcut meslektaşım.İşinize yarayabilir.
Old 06-12-2019, 16:27   #3
hızır kaya

 
Varsayılan

İşin kötüsü bu yola da başvurmama rağmen,kararımızda maddi hata yoktur diyerek talebimizi reddettiler.Ancak bu ikinci kararlarında,taraflar arasındaki tespit davası nedeniyle verilen hükmün feragat nedeniyle reddine ilişkin dairemizin ..... tarihli ...sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmakla denilerek,sanki önceki hükümlerinde davadan feragat nedeniyle red kararı verildiğine dair bir hüküm kurmuşlardır.Ancak önceki hükümde feragat nedeniyle red değil,temyizden feragat nedeniyle temyiz taleplerinin reddi ne dair hüküm kurmuşlardır.Anlayacağınız 21 HD. nin 1. kararı tamamen maddi hatalı bir kararken,2. kararda da birbiriyle çelişkili hükümler var.20 yıllık meslek hayatımda bu kadar hukuk dışına çıkılan,bu kadar hata yapılan bir hüküm hiç görmedim.Bu işin içinden nasıl çıkabiliriz onu da bilmiyorum
Old 08-12-2019, 23:01   #4
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan feragat- temyiz isteminden feragat- davada feragat- esastan ret usulden ret

Sayın meslektaşım;

Feragat ve kabulün sonuçları
MADDE 311- (1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.

Siz davadan feragat edince dosyanın BAM' ne gönderilmesi gerekirdi. BAM'nin vereceği karar ise "davanın feragat nedeniyle reddine" şeklinde olacaktı. Ve bu red usulden red değildir. Esastan reddir.

Yargıtay yerleşmiş kararlarında şu açıklamayı yapmaktadır.

(...)Bu nedenle, nihai karar kavramı üzerinde durulmasında yarar vardır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294/1 maddesinde mahkemelerin usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği belirtilmektedir. Bilindiği gibi, hâkimin davadan el çekmesini gerektiren, davayı sonuçlandıran kararlarına nihai kararlar denilmektedir. Nihai kararlar, usule ilişkin nihai kararlar veya esasa ilişkin nihai kararlar (hükümler) olmak üzere ikiye ayrılır.

Usule ilişkin nihai kararlar, davanın esasıyla ilgili olmayan kararlar olup, başka bir ifade ile mahkemenin maddi hukuk bakımından değil de usul hukuku bakımından verdiği kararlardır. Bu nedenle, mahkemece verilen görevsizlik, yetkisizlik, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararlar usule ilişkin nihai kararlar olduğu gibi, dava şartı yokluğu nedeni ile verilen, usulden ret kararları (HMK m.115/2) da, usule ilişkin nihai kararlardır.

Esasa ilişkin kararlar ise, hâkimin uyuşmazlığın esasını inceleyerek verdiği kararlardır (HMK m. 294/1). Yani davada ileri sürülen taleplerin maddi hukuk açısından incelenerek esas bakımından kabul veya reddine ya da kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin kararlardır. Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince artık o uyuşmazlık hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir (HMK m.303) (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.III, 4.b., İstanbul 2001, s.3005).(...)

Eğer davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini istiyorsanız bu durumda eğer BAM duruşmalı inceleme yapsaydı ve o duruşmaya gitmeseydiniz o zaman bunun yolu açılabilirdi.(fakat burada da TMK m. 2 gündeme gelebilirdi)

Şimdi siz dilekçenizin davadan feragat olarak doğru şekilde işleme koysanız dahi; sonuç sizin için değişmeyecek. Artık karşı taraf bakımından kesin hüküm teşkil eden bir karar var.

Bu davayı hiç açmamalıydınız ya da feragat dilekçesini vermemeliydiniz gibi duruyor.
Old 09-12-2019, 10:14   #5
hızır kaya

 
Varsayılan

Merhaba.Öncelikle vaktinizi ayırarak soruma cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
Bizim olayımızdaki en önemli mevzu,prime esas ücret davasında,prime esas ücret olarak,son bordrodakiden fazla ücret alındığını kanıtlayamadığı için davanın reddine karar verilirse,alacak davasında bordrodaki son ücret esas alınarak hesaplama yapılacaktır.Ancak feragat nedeniyle davamız reddolunursa,sadece davacının feragati nedeniyle davanın reddine denecek ve son bordrodaki ücret esas alınmak zorunda kalınmayacak.Her iki ücret arasında uçurum kadar fark var.Bu durumda mağduriyetimizi daha da artırıyor.
Old 09-12-2019, 13:01   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Her ne kadar iş hukukundaki eksikliğim nedeniyle sizin sorununuzu anlamamış isem de aşağıdaki karar işinize yarar umudundayım:
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/3438
K. 2016/3890
T. 10.3.2016
• PRİM KESİNTİLERİNİN İADESİ (Prime Esas Kazanç Davacıya Bağlanacak Yaşlılık Aylığını Dolayısıyla Sigortalılık Haklarını Kendi Yararına Etkileyecek Olup Davacının Prim İadesinde de Herhangi Bir Yararı Bulunmamakta Olup Ortada Yersiz Ödenmiş Bir Prim de Bulunmadığından İadesinin de Söz Konusu Olmayacağı)
MADDİ HATA (İş Mahkemelerinden Verilen Kararlar ve Buna Bağlı Yargıtay İlamına Karşı Karar Düzeltme Yolu Bulunmadığı - Yargıtay Onama ve Bozma Kararlarında Maddi Yanılgı Bulunması Halinde Usuli Kazanılmış Haktan Söz Edilemeyeceği ve Maddi Yanılgının Düzeltilmesi Gerektiği)
• USULİ KAZANILMIŞ HAK (Onama ve Bozma Kararlarında Maddi Yanılgı Bulunması Halinde Usuli Kazanılmış Haktan Söz Edilemeyeceği/Maddi Yanılgının Düzeltilmesi Gerektiği - Maddi Hata İsteminin Kabul Edilmesi Onama İlamı Kaldırılarak Mahkeme Kararının Bozulması Gerektiği)
• SİGORTALILIK HAKLARI (Prime Esas Kazanç İlerde Davacıya Bağlanacak Yaşlılık Aylığını Dolayısıyla Sigortalılık Haklarını Kendi Yararına Etkileyecek Olup Sosyal Güvenlik Haklarından Feragat Edilemeyeceğinden Davacının Prim İadesinde de Herhangi Bir Yararı Bulunmadığı)
506/m.Geç.82,Geç.61,84
5510/m.Geç.2,89
ÖZET : Dava, adli tıp teknisyeni olarak çalışan davacıdan aldığı ek ödemelerden davalı Kurumca yapılan prim kesintilerinin iadesi istemine ilişkindir. İstek, nitelikçe maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkindir. İş mahkemelerinden verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma kararlarında maddi yanılgı bulunması halinde usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarındandır. Prime esas kazanç, 5510 Sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi, 506 Sayılı Kanun'un 61. ve geçici 82. maddeleri uygulanarak ilerde davacıya bağlanacak yaşlılık aylığını, dolayısıyla sigortalılık haklarını kendi yararına etkileyecek olup, sosyal güvenlik haklarından feragat edilemeyeceğinden davacının prim iadesinde de herhangi bir yararı bulunmamakta olup, 506 Sayılı Yasa'nını 84 ve 5510 Sayılı Kanun'un 89. maddeleri uyarınca ortada yersiz ödenmiş bir prim de bulunmadığından iadesi de söz konusu olmayacaktır. Mahkemece yapılacak iş, yasal düzenlemeler uyarınca davanın reddine karar vermekten ibarettir. Ne var ki, İş Mahkemesi kararı, maddi hata sonucu onanmıştır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan maddi hata istemi kabul edilmeli, onama ilamı kaldırılarak, mahkemenin kararı bozulmalıdır. DAVA : Davacı, Z. O. vekili ile davalı, Sosyal Güvenlik Kurumu vekili aralarındaki tespit davası hakkında Şanlıurfa 1. İş Mahkemesinden verilen 05/06/2014 gün ve 2013/4 Esas, 2014/386 Karar sayılı kararın Onanmasına dair Dairemizin 17/06/2015 gün ve 2014/14827 Esas, 2015/13963 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde maddi hatanın düzeltilmesi yoluna başvurulmuş olmakla, dosya incelendi. Gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : İstek, nitelikçe maddi hatanın düzeltilmesi istemine ilişkindir. İş mahkemelerinden verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma kararlarında maddi yanılgı bulunması halinde usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarındandır. Dava, adli tıp teknisyeni olarak çalışan davacıdan, 02.07.2007-14.08.2011 tarihleri arasında aldığı ek ödemelerden davalı Kurumca yapılan prim kesintilerinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davalı Kurum tarafından 2008/1-2011/8 dönemleri arasında tahsil edilen net 3.495,06 TL SSK kesintisinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davacının 02.07.2007 tarihinden kadroya geçtiği (4/1-c) 14.08.2011 tarihine kadar 506 Sayılı Kanun ve 5510 Sayılı Kanun'un 4/1-a maddesi kapsamında ATT(acil tıp teknisyeni) olarak çalıştığı, davacıya yapılan ek ödemelerden davalı Kurumca prim kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık; ek ödemelerden sigorta prim kesintisi yapılıp yapılmayacağı hususunda toplanmaktadır ve uyuşmazlığın 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanun öncesi ve sonrasına dair düzenlemelere göre irdelenmesi gerekecektir. Davanın yasal dayanağı 5510 Sayılı Yasa'nını 80/c, 506 Sayılı Kanun'un 77. maddeleri ile 27.06.1989 tarihli 375 Sayılı KHK'dir. 5510 Sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce uygulanması gereken 506 Sayılı Kanun'un 77/b, c maddesine göre; "prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin", "idare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin," brüt toplam primlerin hesabında dikkate alınır. Sigorta primleri hesabına katılmayacak istisnalar aynı maddede; yolluklar, çocuk ve aile zamları, ölüm, doğum ve evlenme yardımları ile ayni yardımlar olarak açıkça gösterilmiştir. 27.06.1989 tarihli ve 375 Sayılı KHK'nin EK:3 maddesi " ek ödemenin hak kazanılmasında ve ödenmesinde aylıklara dair hükümler uygulanır ve bu ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaz" hükmüne haiz olup, ek ödemeden prim kesintisi yapılmayacağına dair açık bir düzenleme getirmediğinden uygulanabilirliği bulunmamaktadır. 5510 Sayılı Kanun'un 80. maddesinde prime esas kazançların nasıl hesaplanacağı düzenlenmiş ve aynı maddenin c bendinde "... Diğer kanunlardaki prime esas tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz" hükmü öngörülmüştür. Bu düzenleme uyarınca zaten 375 Sayılı KHK'nın uygulanması söz konusu olmayacaktır. 11.10.2011 tarihli 666 Sayılı KHK 'nın 1. maddesiyle 375 Sayılı KHK'ye eklenen ek 9 maddesi ise " ... Kadro karşılığı sözleşmeli personel ile 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personel hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele, çalıştıkları birim ve bulundukları pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personel için belirlenmiş olan ek ödeme oranını aşmamak üzere, statüleri ile mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları toplam ödeme tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak bu madde hükümleri çerçevesinde ek ödeme yapılıp yapılmayacağını, yapılacak ek ödeme oranını sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin belirlemeye, Maliye Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu ödeme tutarı damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve sigorta prim kesintisine tabi tutulmaz. " hükmü getirilmiş ve bu maddenin yürürlüğü 666 Sayılı KHK'nin 8. maddesinde 15/1/2012 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiş olup, ilgili düzenlemenin de somut olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Davacı 14.08.2011 tarihinden itibaren 5510 Sayılı Kanun'un 4/1-c maddesi kapsamında çalışmaya başlamış olup 666 Sayılı KHK'nın 1. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Kaldı ki; prime esas kazanç, 5510 Sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi, 506 Sayılı Kanun'un 61. ve geçici 82. maddeleri uygulanarak ilerde davacıya bağlanacak yaşlılık aylığını, dolayısıyla sigortalılık haklarını kendi yararına etkileyecek olup, sosyal güvenlik haklarından feragat edilemeyeceğinden davacının prim iadesinde de herhangi bir yararı bulunmamakta olup, 506 Sayılı Yasa'nını 84 ve 5510 Sayılı Kanun'un 89. maddeleri uyarınca ortada yersiz ödenmiş bir prim de bulunmadığından iadesi de söz konusu olmayacaktır. Mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki yasal düzenlemeler uyarınca davanın reddine karar vermekten ibarettir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki, Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi'nin 05.06.2014 gün ve Esas:2013/4, K:2014/386 Sayılı kararı, maddi hata sonucu Dairemizin 17.06.2015 gün ve E:2014/14827, K:2015/13963 Sayılı kararı ile onanmıştır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan maddi hata istemi kabul edilmeli, Dairemizin 17.06.2015 gün ve E:2014/14827, K:2015/13963 Sayılı onama ilamı kaldırılarak, mahkemenin 05.06.2014 gün ve Esas:2013/4, K:2014/386 Sayılı kararı bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacıların maddi hata isteminin kabulüyle, Dairemizin 17.06.2015 gün ve E:2014/14827, K:2015/13963 onama ilamının kaldırılmasına, Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi'nin 05.06.2014 gün ve Esas:2013/4, K:2014/386 Sayılı kararının yukarıdaki şekilde BOZULMASINA, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-12-2019, 13:15   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Şükredin müvekkiliniz boşanmasına karar vermemişler...
Old 10-12-2019, 15:04   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır kaya
Merhaba arkadaşlar.Yerel Mahkemede aleyhimize olarak reddedilen ve BAM tarafından da istinaf taleplerimiz reddedilen ve temyiz ettiğimiz ve Temyiz aşamasındaki bir sigorta primine esas ücretin tespiti dosyamızla ilgili olarak yerel mahkemeye sunduğumuz DAVADAN FERAGAT DİLEKÇEMİZİ,Yargıtay 21.H.D. si TEMYİZDEN FERAGAT DİLEKÇESİ olarak algılayarak,temyiz eden vekilinin temyizden feragat dilekçesi gözönüne alınarak, temyiz taleplerinin reddine yönünde karar vermiş ve bu şekilde dosya kesinleşmiştir.

Davadan feragat dilekçesi vermemizin ana nedeni,aynı müvekkilin işçilik alacakları ile ilgili davasında ,tespit davasındaki red kararı nedeniyle ispat edemediğimiz ücret nedeniyle,kuruma bildirilen asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasını engellemekti.Feagat nedeniyle davanın esasına girilmeden usulen red kararı alarak bu amacımıza ulaşmak istiyorduk.

Ancak buna rağmen davadan feragat talebimizin temyizden feragat gibi algılanarak,tamamen taleplerimizin dışında temyiz taleplerimizin reddedilmesine karar verilmesi nedeniyle büyük mağduriyet yaşamaktayız.Yargıtay'ın vermiş olduğu maddi hata içeren kararlarla ilgili neler yapabiliriz.Bilgisi olan varsa ve paylaşırsa sevinirim.İyi çalışmalar...

Bir şeyi merak ediyorum. Davadan feragat ettiğinize göre (feragat cümlenizi merak ediyorum), istinaf/temyiz etmekteki gayeniz nedir? Yerel mahkeme kararında beğenmediğiniz bir husus/hüküm mü var?
Old 11-12-2019, 09:32   #9
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Anladığım kadarı ile karar tarihinden sonra verilmiş bir davadan feragat dilekçesi var.
Yukarıda sayın Av. Aybars Karakırık'ın belirttiği gibi davadan feragat esas hakkında bir hüküm doğurur.

Ben sizin Yargıtay'a gönderdiğiniz davadan feragat dilekçesinden umduğunuz faydayı "doğru anlaşılsa da" bulabileceğinizi düşünmüyorum.

Davadan feragat dava konusu edilmiş hakkın özünden geri dönüşsüz olarak ve taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde vazgeçmektir. Davayı takipsiz bırakma, davayı takipten vazgeçme ile karıştırılmamalıdır.

O aşamada zaten esastan kaybedilen, aleyhinize biten davadan feragat etmiş olmanız esasen temyiz talebinizden feragat etmeniz ile aynı sonucu doğuracağından, Yargıtay'ın bu gerekçe ile talebinizi bu şekilde nitelemiş olma ihtimali vardır ve sonucu itibariyle doğrudur. Yani aslında dilekçe "doğru anlaşılmış" gibi durmaktadır.

Aleyhe hüküm verilmiş bir davada temyiz aşamasında davanın takibinden vazgeçmek de mümkün olamayacağından usulen yapılabilecek bir şey bulunmadığını düşünüyorum.
Old 11-12-2019, 14:38   #10
Av.Honoré

 
Varsayılan

Saygıdeğer Meslektaşlarım;
Yukarıda meslektaşımın paylaştığı Yargıtay IBHGK., E. 1942/40 K. 1944/22 T. 07.06.1944 tarihli karar tam metnine linkten ulaşabilirsiniz.
İyi Çalışmalar Dilerim.
Old 12-12-2019, 08:19   #11
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

USÛLÜ MÜKTESEP HAK...

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.02.1988 gün ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca MADDİ HATA sonucu verilen bir karara Mahkemece UYULMASINA karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak OLUŞMAZ ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Old 14-12-2019, 02:25   #12
Avukat Ali DENİZ

 
Olumlu Aynen üstadım :)

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
Şükredin müvekkiliniz boşanmasına karar vermemişler...
Old 14-01-2020, 18:46   #13
hızır kaya

 
Varsayılan

Merhaba meslektaşım.Öncelikle değerli zamanınızı ayırarak soruma cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.

Buradaki sıkıntı,İş Mahkemesince ilk verilen kararda ,sigorta primine esas ücretin bordroda yazan ücretten fazla olduğu ispat edilemediği için davanın reddi kararı verilmiş ve bu karardaki bordroda yazan ücret 1800 TL iken,alacak davasındaki ücret 5300 TL olarak benimsenmiş ve karar ona göre verilmiştir.(Yerel Mahkeme'nin Alacak davası için ,işbu sigorta primine esas ücret davasını bekletici mesele yapmadığını da belirteyim.)

Davadan feragatimiz Yargıtayca işleme konulsaydı,öncelikle yargıtay bozma kararı verecek ve feragat nedeniyle karar verilmesi için dosyayı yerel mahkemeye gönderecekti.Yerel Mahkemede gerekçeli kararını yazarken davanın detaylarına girmeyecek ve bu davanın feragat nedeniyle reddine karar verecekti.

Alacak davamız istinaf mahkemesinde ve istinaf mahkemesince hizmet tespit davası bekletici mesele yapıldı.Sıkıntı buradan doğdu.Feragat nedeniyle davanın reddi kararı verilse ,bordroya esas ücretin üzerinde bir ücret ödendiği ispat edilemediği için red kararı değil de feragat nedeniyle red kararı verilmiş olacak ve ücret tartışmasına girilmeyecek ve böylelikle alacak davamızda ki ücret üzerinden hesaplama yapılarak karar verilecekti.Bu konuyu bir çok iş mahkemesi hakimiyle de konuştum.Hepsi kararın sıkıntılı olduğunu,en azından davadan feragat dilekçesinin neden temyizden feragat olarak değerlendirildiğine dair gerekçe oluşturmaları (ki verilen kararda aynen şöyle deniliyor' davacı vekilinin temyizden feragat dilekçesi okundu,vekaletine bakıldı,vekaletinde temyizden feragat yetkisi olduğu görüldü)gerektiğini,taleple bağlılık ilkesi gereğince,bir hakkın özünden vazgeçmekle,bir yasa yolundan vazgeçmenin aynı anlama gelmediğini,söylediler.Ayrıca maddi hata düzeltim dilekçemize verdikleri yanıtta,dairemizin feragat nedeniyle red kararı diyerek,davadan feragat nedeniyle red kararı vermiş gibi bir anlamda doğurmaktadır.
Old 15-01-2020, 08:31   #14
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Temyiz aşamasındaki davanızdan feragatin yaratacağı sonuçlar hakkında yanılgılarınız olduğunu düşünüyorum.

Daha önceki mesajımda dediğim gibi reddedilmiş bir davadan temyiz aşamasında yapılacak feragat hakkın özünden vazgeçme olacaktır.

İstediğiniz olsa ve karar bozulup feragat nedeniyle red kararı verilse İstinaf Mahkemesi artık böyle bir karar yoksa ben 5.300,00-TL'den davayı karara bağlayayım mı diyecek? Bence tam tersi ücretin daha yüksek olduğu iddiası ile bir dava açılmışsa da feragat edildiğinden asgari ücret üzerinden karar verilmesi gerekir diyerek kararı kaldırması gerekecek.

Yaptığınız feragat ücret konusunda İstinaf Mahkemesindeki davanızı da bağlayacak şekilde maddi anlamda kesin hüküm olarak kesin delil haline gelir. Benim ücretim gerçekte daha yüksekti diye dava açan bir kişi bu davasından feragat ettiğinde artık bu iddiasından vazgeçmiş olur ve karşı tarafın gerçek ücret asgari ücretti iddiası ispatlanılmış olur. Hakkın özünden vazgeçmek dediğimiz o özde işte bu vardır, yani feragat edilen hak ücretinin "gerçekte daha yüksek olduğunu iddia ve ispat hakkı" nızdır. Bundan feragat ettiğinizde karşı tarafın gerçek ücret asgari ücretti iddiasını ispatlamış olursunuz. Zaten temel yanılgınız da burada. Yargıtay'ın hatasıyla başınıza gelmiş bir şey yok.

Daha önce dediğim gibi reddedilmiş bir davadan feragat etmeyi istemek onun kesinleşmesini istemekle eşdeğerdir çünkü zaten bu taleple elde edilecek olan budur. Davayı takipten vazgeçme karşı tarafın muvafakatine bağlı olup temyiz aşamasında mümkün olmayacağından Yargıtay'ın kararında herhangi bir sıkıntı bulunmamaktadır.
Old 15-01-2020, 09:51   #15
hızır kaya

 
Varsayılan

Merhaba meslektaşım.
Öncelikle bu yöntemi bana önerenin bir sigorta tespit davalarına bakan iş hukuku hakimi olduğunu söyleyeyim.
Buna benzer davalarda dosya yargıtayda bile olsa,davacı vekillerinin davalarından feragat ettiğini, ve 10. HD İLE 21. HD nin feragatlere yaklaşımının farklı olduğunu,ancak feragat nedeniyle mutlaka yerel mahkeme kararının bozularak,yerel mahkemeye feragatle ilgili karar verin diye dosyanın gönderildiğini söyledi.
Büyük ihtimalle yerel mahkemenin ya davadan vazgeçme(ileride açılabilme ihtimali de olacak şekilde ve karşı tarafında rızası alınarak) ya da hakkın özünden vazgeçme olarak algılayarak bir karar vereceğini söyledi.
Biz de bu yönde işlemlerimizi yaptık.Ancak,davadan feragat dilekçemize açıkça yargıtay temyizden feragat dilekçesi demiş ve böyle adlandırmıştır.Yargıtay gerekçeli bir şekilde karar yazmamış.Sadece 4 satırlık bir karar yazmış.Gerekçeli bir şekilde kararda,bu aşamada verilecek davadan feragat dilekçesinin temyizden feragat dilekçesi gibi algılanması gerektiğini anlatsalar belki onu da anlayacağız.Öyle bir ibare hiç yok.Ayrıca maddi hatanın düzeltimi ile ilgili dilekçemize verilen cevapta da ,dairemizin feragat nedeniyle davanın reddine dair verdiği karar diyor.Feragat nedeniyle davanın reddine dair bir kararı yok 21. HD. nin.Temyiz taleplerinin reddi ne dair bir kararı var.Bu her iki kararda ayrıca çelişkili.
Old 07-07-2020, 12:53   #16
hızır kaya

 
Varsayılan

Merhaba sevgili meslektaşlarım.2. kez karar düzeltme talebimiz sonucunda , 21 H.D. nihayet kararlarında MADDİ HATA olduğunu kabul ederek, karar düzeltme talebimizi kabul ederek, önceki kararlarını kaldırdı ve yerel mahkeme kararını bozarak yerel mahkemeye feragatla ilgili karar verilmek üzere dosyayı yollama kararı aldı.Herhalde Yargıtay tarihinde ender olarak verilen bir karar olmuştur.2. Kez karar düzeltme talebi,ilkinde reddedilen talep,ikincisinde kabul edildi
Old 07-07-2020, 14:05   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır kaya
Merhaba sevgili meslektaşlarım.2. kez karar düzeltme talebimiz sonucunda , 21 H.D. nihayet kararlarında MADDİ HATA olduğunu kabul ederek, karar düzeltme talebimizi kabul ederek, önceki kararlarını kaldırdı ve yerel mahkeme kararını bozarak yerel mahkemeye feragatla ilgili karar verilmek üzere dosyayı yollama kararı aldı.Herhalde Yargıtay tarihinde ender olarak verilen bir karar olmuştur.2. Kez karar düzeltme talebi,ilkinde reddedilen talep,ikincisinde kabul edildi

Bu aşamaya kadar tebrikler. Ama yerel mahkeme feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiğinde, Sayın Can Doğanel'in isabetli yorumundaki gibi haktan feragat etmiş olduğunuz için 2. bir dava açamayacaksınız.Açarsanız, red olacaktır.
Old 08-07-2020, 02:08   #18
hızır kaya

 
Varsayılan

Teşekkürler üstadım.Öncelikle prime esas ücretin tespiti davasında eğer yerel mahkeme feragat talebimizi kabul ederse ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verirse bu davada ücret durumu hiç tartışılmamış ve ücretin daha fazla olduğu ispatlanamadığı için davanın reddine karar verilmemiş olacağından ,alacak davası için bekletici mesele yapılsa dahi ,tespit davasından feragatin , alacak davasında esas alınan 5.300 TL ücreti,olumsuz yönde etkilemeyeceğine dair umudum var.Sonuçta her iki davanın yargılama yöntemi,ispat vasıtaları ,tarafları,konusu tamamen farklıdır.
Yargıtay 10. H.D. asgari ücretin üzerinde olan prime esas ücret davalarında,resen araştırma ilkesi değil tasarruf ilkesi geçerlidir ve bu nedenlerle bu davalar kamu düzeninden sayılamayacağı için feragat edilebilir şeklinde bir ictihadı var.(Genel uygulama ve ictihatlarda bu tür davalardan feragat mümkün değil,ancak davanın geri alınması veya davanın takipsiz bırakılması sözkonusu olabilir diyor.)Şimdi yaşayacağımız sıkıntı,yerel mahkeme feragati kabul edecek mi? Kabul ederse alacak davası bu feragat durumunu nasıl yorumlayacak ve karar verecek?Bir çok ihtimale göre adımlarımı ve planlarımı yapmak istiyorumÖnerilerinizi ve görüşlerinizi merakla bekliyorum.İyi günler..
Old 07-10-2020, 12:43   #19
hızır kaya

 
Varsayılan

Merhaba meslektaşlarım.Yaklaşık 10 ay önce yazdığım bu hukuksal problemle ilgili olarak,prime esas ücretin tespiti davasından yaptığımız feragatle ilgili olarak,yerel mahkeme, 'davanın niteliği itibariyle feragat hakkın özünden feragat olarak degerlendirilmeksizin yalnızca mevcut dava hakkından feragat olarak nitelendirilmesi gerektiği,sigortalılık tespitine ilişkin talebin sosyal güvenlik hakkına ilişkin olması sebebiyle ileride bir sigortalılık tespiti davası açma hakkı baki kalmak kaydıyla davacının davasının feragat nedeniyle reddi^ne karar vermek gerekmiş olup,bu nedenlerle davacının davasının feragat nedeniyle reddi'ne ' karar vermiştir.
Sizce bu kararla birlikte,artık alacak davamızı olumsuz etkileyebilecek bir durum kalmışmıdır?
Alacak davası,hizmet tespiti davasındaki kesinleşen süre ve ücretle ilgili kesin hükümle bağlıdır kuralı gereği ve ortada ne hakkın özünden vazgeçme ne de kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığı için ne olabilir?
Düşüncelerinizi merak ediyorum.İyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
25/2 YARGITAY KARARI Hk. ravunos Meslektaşların Soruları 1 16-08-2011 13:58
Yargitay Karari balturk Meslektaşların Soruları 1 31-12-2009 14:03
Kesinleşene maddi tazminat davasında maddi hata.. avsevilaldemir Meslektaşların Soruları 1 29-12-2009 17:42
Davalida Hata.. Yargitay Karari Ariyorum.. üye19835 Meslektaşların Soruları 2 23-10-2007 23:41
Takip talebinde borçlu şirket ünvanındaki hata maddi hata mıdır? felisfelidae Meslektaşların Soruları 5 11-02-2007 00:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06477809 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.