Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu tescilinin iptali davası dava değeri,vekalet ücreti ve ihtiyati tedbir

Yanıt
Old 12-07-2013, 20:02   #1
over

 
Varsayılan Tapu tescilinin iptali davası dava değeri,vekalet ücreti ve ihtiyati tedbir

Değerli Meslektaşlarım,

Öncelikle vakit ayıran herkese teşekkür ederim.

Davamız, tapu tescilinin iptali davası ve davalıyı temsil etmekteyim, ancak daha önce bu tür bir dava tecrübem olmadığından kafamda soru işaretleri doğdu.

Davacı dava konusu taşınmazın, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak, adına tescil edilmesini istemektedir. Ancak gerek şekil şartına uyulmaması, gerekse zaman aşımı süresinin kaçırılması sebebiyle davanın reddolunacağı kanaatindeyim. Benim kafamı kurcalayanlar şunlar:

1- Davacı, dava değeri olarak 10.000 TL göstermiştir ve ihtiyati tedbir talep etmiştir. Bu talebi de kabul edilmiştir. Ancak dava konusu taşınmazın gerçek değeri, oldukça yüksek bir rakamdır. Mahkemenin bu ihtiyati tedbir talebine, taşınmazın gerçek değerini tespit etmeden olumlu yanıt vermesi isabetsiz değil midir? Taşınmazın değerini de 1.000.000 TL civarı olarak tahmin ediyorum.

2- Dava sonunda vekalet ücreti nasıl hesaplanacaktır? Dava değeri üzerinden hesaplanması gerekir, ancak şu haliyle dava reddedilse 10000 TL üzerinden hesaplanacaktır. Ancak öncelikle dosyanın bilirkişiye gidip gerçek değerin hesaplanması gerekmiyor mu? Sonuç olarak davaları kabul dahi olsa, ıslah etmedikleri takdirde 10.000 TL'lik kısmı için kabul edilmesi gerekiyor mu? Acaba biz mi bilirkişiden değer tespiti talep etmeliyiz?

Özetle davayı kazanacağımıza inanmakla beraber, ne kazanacağımız hususunda şaşkın vaziyetteyim.
Old 12-07-2013, 20:56   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım

Davanın tapu iptal tescil davası olduğunu belirtmişsiniz. Dava değeri olarak 10.000.-TL. gösterilmesi bağlayıcı bir beyan değildir. Taşınmazın değerine yönelik itirazınız üzerine gerçek değer belirlemesi ve harç tamamlaması yoluna gidilmesi gerekir. Mahkeme bunu re'sen de gözetebilirdi/ gözetmesi gerekirdi.(Harçlar Kanunu 16.Madde) Ama yapmamış, itirazınız ile taşınmaz değeri yargılama sırasında belirlenir ve harç tamamlattırılır. Harç tamamlanmazsa yargılamaya devam edilmez (Harçlar Kanunu 30.Madde).

Eğer dava bu haliyle biterse nispi vekalet ücreti 10.000.-TL. üzerinden hesaplanır.

Alıntı:
Özetle davayı kazanacağımıza inanmakla beraber, ne kazanacağımız hususunda şaşkın vaziyetteyim

Dava lehinize sonuçlanırsa, davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine, yaptığı masrafın üzerinde bırakılmasına, yaptığınız yargılama gideri varsa size ödenmesine ve davalı taraf kendisini avukatla temsil ettirdiğinden davalı yararına 10.000.-tl. üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilir.

Saygılar
Old 12-07-2013, 21:37   #3
over

 
Varsayılan

Sayın Bozoğlu,

Cevabınız için teşekkür ederim.

Ben bu davaya dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra vekalet sundum, herhalde dediğiniz gibi konu atlanmış. Artık ilk duruşmada dile getireceğim.
Old 14-07-2013, 16:58   #4
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım ;

İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi ve kabul edilmesi ile dava değeri farklı kavramlardır. İhtiyati Tedbir, usul gereği gayrimenkulün dava süresince başkalarına devrini engellemek için konulur.

Tedbir talebinin, dava konusu gayrimenkulün gerçek değerinin tespit edilmesi işleminin sonucuna bağlanması halinde, aradan geçen zaman içerisinde gayrimenkul üçüncü şahıslara devredilebilir. Bu sebeple, ihtiyati tedbirin amacı ve uygulaması sonuçsuz kalmış olacaktır.

Mahkeme, açılan davada gayrimenkulün gerçek değeri tespit edildikten sonra usul gereği harcın tamamlanmasına karar vermek zorundadır. Bu durumda, yargılama giderleri ve vekalet ücreti harcı tamamlanan nihai dava değerine göre belirlenecektir.

Olayı başka yönden de değerlendirmek gerekir bence. Siz, davada büyük oranda haklı olduğunu belirtiyorsunuz. Bu durumda, İhtiyati Tedbirin teminat karşılığında verilmesini talep edebilirsiniz. Çünkü, bu tür davaların temyiz süreci ile birlikte ortalama 2 yıldan fazla sürdüğünü düşünürsek, müvekkiliniz gayrimenkulü bu süre içerisinde tasarruf edemeyecek bu yüzden delillerinizi mahkemeye sunarak tedbirin mahkemece belirlenecek nakit teminat karşılığında verilmesini isteyebilirsiniz.

İyi Çalışmalar
Old 14-07-2013, 21:51   #5
over

 
Varsayılan

Sayın Saltık,

Değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Gerçekten de dediğiniz gibi, değer tespiti yapılana kadar tedbir konmaması ihtiyati tedbir uygulamasını anlamsızlaştırırdı.

Benim ihtiyati tedbir hususnda kafamı karıştıran ise dava değeri hususuydu. Şöyle ki:

Biz tedbir kararına itiraz edebiliriz ancak mahkemenin bunu reddetme ihtimali var. Bunun yerine HMK 395 hükümleri çerçevesinde teminat göstererek ihtiyati tedbiri kaldırma şansımız olabilir diye düşünüyorum.

Teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması

MADDE 395 - (1) Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir.

(2) Teminatın tutarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına göre; türü ise 87 nci maddeye göre tayin edilir.

(3) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır


Yani bu durumda biz de teminat göstermek istersek 10.000 TL ile orantılı bir miktar üzerinden mahkemenin takdir edeceği bir teminat gösteririz, yanılıyor muyum?
Old 15-07-2013, 01:21   #6
garani

 
Varsayılan

ustad açılan dava bir pilot davadır ve gayrimenkulün değeri tam bilenemeyeceğinden eksik olarak açılmıştır ki bilirkişi raporu düzenlendikten sonra eksik harç tamamlanacaktır.bunda yasal bir engel yoktur.sizin burada yapabileceğiniz tek şey raporu beklemektir.

davayı kazanabilme ihtimalinizden bahsetmişsiniz ki ortada bir satış vaadi sözleşmesi mevcut anlaatığınız kadarıyla.eğe ki satış vaadi sözleşmesine karşı zamanaşımı iddianız olacak ise bu durumda gayrimenkulün fiilen teslim edilmemiş olması gerekir ki genelde satış vaadi sözleşmelerinde satıcı taraf gayrimenkulü teslim etitğini beyan ve ikrar eder.bu durumda BK gereği 10 yıllık zamanaşımı itirazınız kötü niyetli bir davranış olur ve dinlenmez bu hususa ilişkin bir çok yargıtay kararı mevcut.

davanın reddi veya kabulü halinde vekalet ücreti nispi hesap edilecektir ki genelde uygulamada eksik harcın tamamlanması yönünden mahkemeler kesin süre veriyor olup tamamlanmaması halinde davanın usulden reddedileceğini belirtiyor.

bir de hani sadece bir görüş benimkisi tabi ki eğer ki mahkeme teminatsız olarak tedbir talebini kabul etti ise dava davacının lehine gidiyor düşünüyorum.
saygılar.
Old 15-07-2013, 09:46   #7
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Gayrimenkul davalarında hakim bir kez ihtiyati tedbir kararı verdikten sonra, çok önemli ve yeni bir hukuki sebep ortaya çıkmadıkça ihtiyati tedbir kararını kaldırmaz. Çünkü ihtiyati tedbir Mahkeme için de bir kolaylık oluşturuyor. Yani, dava süresince gayrimenkul devredildiğinde davayı yeni malike yönlendirme gibi bir prosedürden kurtulmuş oluyor. Bu yüzden bence tedbirin kaldırılması için uğraşmak yerine teminatım yükseltilmesi için çaba sarfedin.

Dava sonunda haklı çıktığınız takdirde, ihtiyati tedbir dolayısıyla zarara uğramışsanız bunun teminattan tazminini isteyebilirsiniz.

Benzer bir davamda, Mahkeme tensiple birlikte müvekkilin gayrimenkulüne tedbir koymuştu. Sonra dava lehimize sonuçlandı, yani reddedildi. Karar kesinleştikten sonra, karşı taraf ofisimi arayarak teminat mektubunun iadesine muvaffakat etmemi istedi. Mahkeme bizim muvaffakitimiz olmadan teminat mektubunu davacıya iade etmemiş. Müvekkilim ile gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra, teminat mektubunun iadesine muvaffakat etmiştik.

Özet olarak, davada haklı dahi olsanız, Mahkeme tedbirin kaldırılmasına sıcak bakmaz benim tecrübelerim bu yönde. "Haklıysanız neden tedbiri kaldırmak istiyorsunuz, ancak haksız olan taraf gayrimenkulü bir an önce satmak amacıyla tedbirin kaldırılmasını talep eder" diye düşünülür malesef.

Kolay gelsin
Old 16-07-2013, 21:55   #8
over

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan garani
ustad açılan dava bir pilot davadır ve gayrimenkulün değeri tam bilenemeyeceğinden eksik olarak açılmıştır ki bilirkişi raporu düzenlendikten sonra eksik harç tamamlanacaktır.bunda yasal bir engel yoktur.sizin burada yapabileceğiniz tek şey raporu beklemektir.

davayı kazanabilme ihtimalinizden bahsetmişsiniz ki ortada bir satış vaadi sözleşmesi mevcut anlaatığınız kadarıyla.eğe ki satış vaadi sözleşmesine karşı zamanaşımı iddianız olacak ise bu durumda gayrimenkulün fiilen teslim edilmemiş olması gerekir ki genelde satış vaadi sözleşmelerinde satıcı taraf gayrimenkulü teslim etitğini beyan ve ikrar eder.bu durumda BK gereği 10 yıllık zamanaşımı itirazınız kötü niyetli bir davranış olur ve dinlenmez bu hususa ilişkin bir çok yargıtay kararı mevcut.

davanın reddi veya kabulü halinde vekalet ücreti nispi hesap edilecektir ki genelde uygulamada eksik harcın tamamlanması yönünden mahkemeler kesin süre veriyor olup tamamlanmaması halinde davanın usulden reddedileceğini belirtiyor.

bir de hani sadece bir görüş benimkisi tabi ki eğer ki mahkeme teminatsız olarak tedbir talebini kabul etti ise dava davacının lehine gidiyor düşünüyorum.
saygılar.

Sayın Garani,

Değerli görüşleriniz için teşekkür ederim. Mahkeme bir teminata hükmetti, yani en azından dediğiniz gibi karşı tarafın çok yüksek ihtimalle haklı olduğu gibi bir kanaat oluştuğunu sanmıyorum. Madem ki konu açıldı, neden kazanacağımızı düşündüğümü de belirteyim. Birincisi satış vaadi sözleşmesi düzenleme şeklinde düzenlenmesi gerekirken, her nasılsa onaylama şeklinde düzenlenmiş noterde. Usulüne aykırı yani.

İkincisi satış vaadi sözleşmesi, taşınmazın sahibinin eşiyle yapılmış, yani gerçek mal sahibiyle değil.

Üçüncüsü, bu sözleşme yapılan şahsın bile ismi hatalı. Noterde kimlik tespiti bile doğru dürüst yapılmamış herhalde. (satış vaadi 1960'larda yapılmış)

Dördüncüsü, ilk taksidin ödendiği sözleşme metninde yazıyor ancak ikinci taksidin ödendiğine dair bir kanıt sunulmadı, ki bedelin tamamı ödenmediği sürece tescil davası açılamayacağı kanaatindeyim.
Old 16-07-2013, 22:06   #9
over

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenol Saltık
Sayın Meslektaşım;

Gayrimenkul davalarında hakim bir kez ihtiyati tedbir kararı verdikten sonra, çok önemli ve yeni bir hukuki sebep ortaya çıkmadıkça ihtiyati tedbir kararını kaldırmaz. Çünkü ihtiyati tedbir Mahkeme için de bir kolaylık oluşturuyor. Yani, dava süresince gayrimenkul devredildiğinde davayı yeni malike yönlendirme gibi bir prosedürden kurtulmuş oluyor. Bu yüzden bence tedbirin kaldırılması için uğraşmak yerine teminatım yükseltilmesi için çaba sarfedin.

Dava sonunda haklı çıktığınız takdirde, ihtiyati tedbir dolayısıyla zarara uğramışsanız bunun teminattan tazminini isteyebilirsiniz.

Benzer bir davamda, Mahkeme tensiple birlikte müvekkilin gayrimenkulüne tedbir koymuştu. Sonra dava lehimize sonuçlandı, yani reddedildi. Karar kesinleştikten sonra, karşı taraf ofisimi arayarak teminat mektubunun iadesine muvaffakat etmemi istedi. Mahkeme bizim muvaffakitimiz olmadan teminat mektubunu davacıya iade etmemiş. Müvekkilim ile gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra, teminat mektubunun iadesine muvaffakat etmiştik.

Özet olarak, davada haklı dahi olsanız, Mahkeme tedbirin kaldırılmasına sıcak bakmaz benim tecrübelerim bu yönde. "Haklıysanız neden tedbiri kaldırmak istiyorsunuz, ancak haksız olan taraf gayrimenkulü bir an önce satmak amacıyla tedbirin kaldırılmasını talep eder" diye düşünülür malesef.

Kolay gelsin

Sayın Saltık,

Tecrübelerinizi paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim. Aslına bakarsanız, teminatın kaldırılmasının benim gözümde hayati bir önemi yok,ancak müvekkilim arazinin belli bir kısmını satıp kendine sermaye yapmak istiyor, acelemizin sebebi budur. Dediğiniz gibi teminatın tamamlatılmasını talep edeceğim, ancak bunun bize ne ölçüde faydası olur bilemiyorum, en nihayetinde, bu teminat ancak, tedbirin bizi maddi zarara uğratmasını kanıtlamamız kaydıyla bizim için yararlı olabilir ancak bu zarara uğrama hususu biraz muallak gibi. Yani arazi dava reddedildikten sonra yine satılır ne gibi bir zararımız doğabilir ki? Dava sırasında geçen süre zarfına ilişkin faiz mi mesela? Ya da, arazinin değerinin üzerinde bir teklif gelmesi ve tedbir sebebiyle bu fırsatın kaçması mı?

Bana bunları kanıtlamak zormuş gibi geliyor. Nitekim sizin davanızda da teminat bir işe yaramamış
Old 16-07-2013, 22:43   #10
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Bizim davamızda, ihtiyati tedbir süresi içerisinde müvekkil gayrimenkulü satma ihtiyacı duymadığı için zararımız doğmamıştı. Bu yüzden teminatı kullanmadık.

Ancak müvekkiliniz dava süresince bu gayrimenkulü sermaye olarak kullanmak istiyorsa, bence zarar doğmuş sayılabilir. Zararı ispat etmek zor gibi görünse de olayı biraz daha somutlaştırarak ve tabiki belgelendirerek ileride talep edeceğiniz zararın ispatı için hazırlık yapabilirsiniz. Mesela, gayrimenkul sermaye olarak kullanılacak diyorsunuz, peki şirket mi kurulacak, gayrimenkul nasıl ve ne için sermaye olacak, bunlarla ilgili çalışma yaparsanız kanaatimce zararın ispatı daha kolay olur.

Eskilerin deyimiyle konunun "mefhumu muhalifinden" hareket edersek, o zaman herkes dilediğince yerli yersiz karşı tarafın gayrimenkulüne ihtiyati tedbir koydurabilir. Sonuçta gayrimenkulü tasarruf hakkı, "mülkiyet hakkının" özünden kaynaklanan bir haktır. Dolayısıyla, bu hakkın süreli de olsa kısıtlanması karşısında elbette ki bir müeyyide olmak zorundadır.

İyi Çalışmalar
Old 17-07-2013, 01:18   #11
garani

 
Varsayılan

konuyu8 bu kadar derinin anlatmış olsaydın üstad yine fikir beyan ederdik ki olayın bayağı bir karışık anlaşılan

yalnız enteresan olan tapudaki malikle satan kişinin aynı olmaması ve kimlik tespitinin dahi yanlış yapılmış olması.bu enteresan bir durum olarak geldi bana

karşı taraf davayı tazminat davasına da dönderebilir kanaatimce buna dikkat etmenizde fayda var derim.bu durumda davacıın dava dilekçesi önem arz etmekte
Old 05-01-2016, 13:19   #12
_gamze_

 
Varsayılan

Merhaba sayın meslektaşlarım;

Konu başlığı altındaki tartışmalarda; vekalet ücretinin; harç tamamlanmazsa eğer; davanın açılışında gösterilen harca esas değer üzerinden hesaplanacağı yazılı.

Ancak vekalet ücretine ilişkin HK. Murat AYDIN'ın kitabında; "Eğer davacı harcı tamamlarsa,dava sonunda vekalet ücreti, belirlenen bu değere göre hesaplanıır. Eğer davacı harcı tamamlamamış ise, davanın kabulü halinde davacı lehine verilecek ücret, harcı verilen ilk dilekçedeki değer üzerinden; davanın reddine karar verilmesi durumunda, davalı yararına hükmedilecek ücret, keşifte belirlenen ve davacı tarafından harcı tamamlanmayan değer üzerinden hesaplanır" denilmektedir.

Yeni sonuçlanan tapu iptal ve tescil davamda; davalı taraf vekiliydim ve davanın REDDİNE karar verildi. Davacının harca esas olarak gösterdiği değer 10.000-TL ve taşınmazın esas değeri 330.000-TL. Mahkeme tarafımıza 1.500-TL vekalet ücretine hükmetti.

Tapu iptal ve tescil davalarında harç tamamlanmasa dahi; taşınmaz değerine göre vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü davanın konusu taşınmazın ayn'ı olup; harç ve vekalet ücreti taşınmazın para ile ölçülebilen değerine göre hesaplanır.

Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir veya görüşüm yönünde elinizde bulunan örnek kararlar var mıdır?
Old 03-07-2017, 14:25   #13
tegese

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım

Konu hakkında herhangi bir sonuca vardınız mı?

Alıntı:
Yazan _gamze_
Merhaba sayın meslektaşlarım;

Konu başlığı altındaki tartışmalarda; vekalet ücretinin; harç tamamlanmazsa eğer; davanın açılışında gösterilen harca esas değer üzerinden hesaplanacağı yazılı.

Ancak vekalet ücretine ilişkin HK. Murat AYDIN'ın kitabında; "Eğer davacı harcı tamamlarsa,dava sonunda vekalet ücreti, belirlenen bu değere göre hesaplanıır. Eğer davacı harcı tamamlamamış ise, davanın kabulü halinde davacı lehine verilecek ücret, harcı verilen ilk dilekçedeki değer üzerinden; davanın reddine karar verilmesi durumunda, davalı yararına hükmedilecek ücret, keşifte belirlenen ve davacı tarafından harcı tamamlanmayan değer üzerinden hesaplanır" denilmektedir.

Yeni sonuçlanan tapu iptal ve tescil davamda; davalı taraf vekiliydim ve davanın REDDİNE karar verildi. Davacının harca esas olarak gösterdiği değer 10.000-TL ve taşınmazın esas değeri 330.000-TL. Mahkeme tarafımıza 1.500-TL vekalet ücretine hükmetti.

Tapu iptal ve tescil davalarında harç tamamlanmasa dahi; taşınmaz değerine göre vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü davanın konusu taşınmazın ayn'ı olup; harç ve vekalet ücreti taşınmazın para ile ölçülebilen değerine göre hesaplanır.

Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir veya görüşüm yönünde elinizde bulunan örnek kararlar var mıdır?
Old 16-07-2017, 07:10   #14
tegese

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ufuk Bozoğlu
Sayın Meslektaşım

Davanın tapu iptal tescil davası olduğunu belirtmişsiniz. Dava değeri olarak 10.000.-TL. gösterilmesi bağlayıcı bir beyan değildir. Taşınmazın değerine yönelik itirazınız üzerine gerçek değer belirlemesi ve harç tamamlaması yoluna gidilmesi gerekir. Mahkeme bunu re'sen de gözetebilirdi/ gözetmesi gerekirdi.(Harçlar Kanunu 16.Madde) Ama yapmamış, itirazınız ile taşınmaz değeri yargılama sırasında belirlenir ve harç tamamlattırılır. Harç tamamlanmazsa yargılamaya devam edilmez (Harçlar Kanunu 30.Madde).

Eğer dava bu haliyle biterse nispi vekalet ücreti 10.000.-TL. üzerinden hesaplanır.



Dava lehinize sonuçlanırsa, davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine, yaptığı masrafın üzerinde bırakılmasına, yaptığınız yargılama gideri varsa size ödenmesine ve davalı taraf kendisini avukatla temsil ettirdiğinden davalı yararına 10.000.-tl. üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilir.

Saygılar

Sayın Meslektaşlarım

Harcı davacı tamamlamazsa davalının tamamlaması mümkün mü? Davalı vekili harcı tamamlayıp karşı vekalet ücreti yönünden kazanım elde etmek için harcı kendisi tamamlayabilir mi?

Bir de ayni başlıkta bir meslektaşımız " Eğer davacı harcı tamamlarsa,dava sonunda vekalet ücreti, belirlenen bu değere göre hesaplanıır. Eğer davacı harcı tamamlamamış ise, davanın kabulü halinde davacı lehine verilecek ücret, harcı verilen ilk dilekçedeki değer üzerinden; davanın reddine karar verilmesi durumunda, davalı yararına hükmedilecek ücret, keşifte belirlenen ve davacı tarafından harcı tamamlanmayan değer üzerinden hesaplanır" şeklinde bir görüş bildirmiştir. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyim?
Old 17-07-2017, 12:28   #15
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan tegese
Sayın Meslektaşlarım

Harcı davacı tamamlamazsa davalının tamamlaması mümkün mü? Davalı vekili harcı tamamlayıp karşı vekalet ücreti yönünden kazanım elde etmek için harcı kendisi tamamlayabilir mi?

Merhaba,

Dava konusunun yapılan keşifle değerinin belirlenmesi üzerine, görülen ilk celsede davacı tarafa harcın tamamlanması için kesin süre verilmesi yasa gereği. Harçlar Kanunu 16., 30.Madde.

Eğer Sayın Mahkemece dava konusu hakkında davacı tarafa harç tamamlaması için süre verilmemişse ve davada yargılama devam ediyorsa, davalının harcı tamamlamasını engelleyen bir kanun maddesi yok. İçtihatla geliştirilmiş bir durum var mı onu bilmiyorum.? Bu halde yargı harcı davalı tarafça tamamlanabilir ve tamamlanan değer üzerinden vekalet ücreti nispi olarak hesaplanmalıdır diye düşünüyorum.

Ancak davacı yan keşif sonrası ilk celse davayı takip etmeyeceğini bildirirse veya verilen kesin sürede gerekli harcı yatırmazsa ve mahkemece yargılamaya devam edilmezse, davalının harcı yatırıp davaya devam edemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü; - Davacı açtığı davayı takibe zorlanamaz.

Harç konusu Mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bir husus olduğundan Yargıtayca (İstinaf Mahkemesince) da re'sen gözetilmelidir. Eğer harç tamamlanmadan karar verilmişse, harcın tamamlanmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekir. Düşüncesindeyim.

Saygılarımla,
Old 17-06-2020, 13:45   #16
Av.09

 
Varsayılan

Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili davalarında, eksik harç müvekkilin miras payına göre mi tamamlanır? Teşekkürler.
Old 18-06-2020, 16:54   #17
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.09
Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescili davalarında, eksik harç müvekkilin miras payına göre mi tamamlanır? Teşekkürler.
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 2016/38 Esas, 2018/14737 Karar, 21.11.2018 Tarih: "...Bilindiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri, dava konusu taşınmazın tümü üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değerdir."

Saygılarımla,

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu İptal Davası-Vekalet Ücreti av_aykut Meslektaşların Soruları 5 15-01-2015 15:41
tapu iptali ve tescil usulden red kesinleşmeden takibe konulan vekalet ücreti sibelokandan Meslektaşların Soruları 4 27-03-2013 17:17
muvazaa iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil davasında vekalet ücreti hukukcu076 Meslektaşların Soruları 1 25-05-2012 16:23
Kamulaştırmanın iptali davası, Vekalet ücreti sorunu. Av.GGUVEN Meslektaşların Soruları 1 25-06-2008 11:58
Başka bir dosyadan üzerinde ihtiyati tedbir olan taşınmazın tapu iptali ve tescili avukat esra Meslektaşların Soruları 2 12-03-2008 23:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06231809 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.