Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

2b arazisinin zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil.

Yanıt
Old 28-03-2018, 08:59   #1
imsel

 
Varsayılan 2b arazisinin zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescil.

müvekkil 1250 m2 2b arazisine sahip.bu yere yıllardır dededen gelen bir zilyedliği var.komşusu 4500 m2 alana sahip.2010 yılında 2b kadastro tespiti sırasında komşu kendi üzerine tüm parseli yazdırıyor niyeyse müvekkilin haberi olmuyor.ama zilyedliği bu güne kadar devam ediyor.parselin tapusunu komşu 2017 yılının 12 ayında alıyor.bu arada 3.kişiye haricen satmış durumda 3.kişi tapunun devrini istemekte.biz şimdi 1250 m2 nin tapusunun iptali ve müvekkil üzerine zilyedliğe dayalı tescil davası açmayı düşünüyorum.talep kısmı tam olarak nasıl yazılmalı?davanın adı zilyedliğe dayalı tapu iptal ve tescil mi olmalı?saygılar.kolay gelsin.
Old 28-03-2018, 16:45   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi bir olumsuzluk söz konusu olabilir.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/777
K. 2017/780
T. 25.4.2017


DAVA : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin A1 İlçesinde yaşamaması ve yapılan kadastro çalışmalarından haberdar olamamalarından yararlanan davalı K1'in dava konusu A1 İlçesi A2 Köyü 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazı, yaklaşık olarak 60 yıldan beri malik sıfatı ile zilyet olarak kullanan davacıların murisi K2 adına tespit yaptırması gerekirken, murisin ölümünden sonraki kullanımına dayanarak taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini, davalı K5'in dava konusu A1 İlçesi A2 Köyü A3 Mevkii 108 ada 24 parsel ve A4 Mevkii 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar muris K2'e ait olup davalı ancak diğer mirasçılar ile birlikte miras payı oranında hak sahibi olabilecekken davalının sadece kendi adına yapmış olduğu başvuru üzerine yapılan tescilin yolsuz olduğunu, bu nedenlerle dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazın muris adına tesciline veya müvekkillerin miras payı oranında tapunun iptali ile müvekkillerin miras payı oranında müvekkiller adına tesciline, taşınmazların tapu kaydına üçüncü kişilere devrini önleyici tedbir konulmasına, masrafların davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar cevaben, dava konusu 108 ada 3 parselin murisin ölümünden önce oğlu K3'e senet düzenleyerek hibe edilen bir taşınmaz olduğunu, K3 ile K1'ın karı koca olduğundan dava konusu taşınmazın müşterek kullanıldığını ve K3 de öldükten sonra taşınmazın kendisine intikal ettiğini, diğer 108 ada 24 parsel sayılı taşınmazı 2B kadastrosu geçmeden önce 30/01/2008 tarihinde K4 isimli bir şahıstan satın aldığını, 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazın muristen intikalen gelen bir taşınmaz olduğunu ancak o bu taşınmazda davacıların hisselerine tekabül eden miktarların bedellerini ödeyerek anlaştıklarını ve davacılardan satın aldığını, yani taşınmazlarda davacıların hak talep edemeyeceklerini, hiç bir şekilde hukuka aykırı davranmadıklarını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davaya konu taşınmazların kullanım kadastrosu sırasında 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılarak Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, dava tarihinden önceki bir tarihte de davalılara satış yapılarak davalılar adına kaydedildiği, Davacılar vekili dava dilekçesinde davaya konu taşınmazların öncesinde tarafların murisine ait olduğunu iddia ederek mirasçıların miras payı oranında tescilini talep etmiş ise de; söz konusu taşınmazların evveliyatı orman olduğu ve kullanım kadastrosu ile birlikte orman dışına çıkarıldıkları, evveliyatında herhangi bir özel mülkiyet durumu söz konusu olamayacağı, bu gibi hallerde ancak satıştan önceki bir tarihte kullanıcı hanesindeki beyanlara karşı dava açılabileceği, somut olayda ise taşınmazların satışının dava tarihinden önce yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6831 Sayılı Kanun kapsamında 2/B kapsamındaki taşınmazları doğrudan satın alabilecek olan kişiler 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya taşınmazın üzerindeki muhdesatın sahibi olan kişiler ile bunların mirasçıları olduğu, yasa ile 2/B kapsamındaki taşınmazların gerçek kullanıcılarına satışının amaçlandığının, dava konusu A1 İlçesi, A2 Köyü, A3 Mevkii, 108 ada 24 parsel sayılı taşınmaz ile A1 İlçesi, A2 Köyü, A4 Mevkii 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar davacıların murisi olan K2 tarafından malik sıfatı ile zilyet olarak murisin öldüğü 23/12/2004 tarihine kadar yaklaşık olarak 60 yıl süre ile kullanıldığı, davaya konu taşınmazları da kapsayacak şekilde 6831 Sayılı Orman Kanununun değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi kapsamında yapılan çalışmalar sırasında davalı tarafından dava kousu taşınmazlar hakkında kendisi adına zilyet olarak müracaat edilmiş ve daha sonra da belirlenen satış bedeli ödenerek 6292 Sayılı Kanun kapsamında satış işlemi ile 10/11/2014 tarihinde mülkiyet hakkı kazanıldığı, söz konusu taşınmazlar muris K2'e ait olup davalı ancak diğer mirasçılar ile birlikte miras payı oranında hak sahibi olabilecekken, davalının sadece kendi adına yapmış olduğu başvuru üzerine yapılan tescilin yolsuz olduğu, yerel mahkeme tarafından sırf satın alma işleminin yapıldığı tarih dikkate alınarak, taşınmazın 2/B kapsamı dışındaki hali itibarı ile özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi yasanın amacına açıkça aykırı olduğu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, kullanım kadastrosuna tabi tutulan ve 6292 Sayılı Yasa gereği satışı yapılan taşınmazların tapu iptali ve tescili isteminden ibarettir.

Tüm dosya kapsamından, dava konusu 108 ada 24 ve 119 ada 6 sayılı parsellerin kesinleşen 2/B alanları iken, 3402 Sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosuna tabi oldukları, kadastro sırasında davalı K5'in kullanımında olduğu şerhi düşülerek Maliye Hazinesi adına tespit yapıldığı, 6292 Sayılı Yasa gereği 10/11/2014 tarihinde yapılan satış işlemi sonucunda davalı K5'in kayden mülkiyeti kazandığı anlaşılmaktadır.

Davacıların iş bu davayı açtıkları tarihte dava konusu yerlerin satılmış olmasına, zilyetlik iddiasıyla kullanıcı şerhinin düzeltilmesini amaçlayan bu tür davaların 6292 Sayılı Yasa gereği satış işleminden evvel, Hazine ve kullanıcı olarak tespit edilen kişi ya da kişilere karşı açılabileceğine, mülkiyet hakkına karşı zilyetlik iddiası ileri sürülemeyeceğine göre ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : K. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2016/135 Esas 2017/4 sayılı Kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 25.04.2017 günü oy birliği ile karar verildi.
Old 29-03-2018, 09:26   #3
imsel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Aşağıdaki kararda yazılı olduğu gibi bir olumsuzluk söz konusu olabilir.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
E. 2017/777
K. 2017/780
T. 25.4.2017


DAVA : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin A1 İlçesinde yaşamaması ve yapılan kadastro çalışmalarından haberdar olamamalarından yararlanan davalı K1'in dava konusu A1 İlçesi A2 Köyü 108 ada 3 parsel sayılı taşınmazı, yaklaşık olarak 60 yıldan beri malik sıfatı ile zilyet olarak kullanan davacıların murisi K2 adına tespit yaptırması gerekirken, murisin ölümünden sonraki kullanımına dayanarak taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini, davalı K5'in dava konusu A1 İlçesi A2 Köyü A3 Mevkii 108 ada 24 parsel ve A4 Mevkii 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar muris K2'e ait olup davalı ancak diğer mirasçılar ile birlikte miras payı oranında hak sahibi olabilecekken davalının sadece kendi adına yapmış olduğu başvuru üzerine yapılan tescilin yolsuz olduğunu, bu nedenlerle dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazın muris adına tesciline veya müvekkillerin miras payı oranında tapunun iptali ile müvekkillerin miras payı oranında müvekkiller adına tesciline, taşınmazların tapu kaydına üçüncü kişilere devrini önleyici tedbir konulmasına, masrafların davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar cevaben, dava konusu 108 ada 3 parselin murisin ölümünden önce oğlu K3'e senet düzenleyerek hibe edilen bir taşınmaz olduğunu, K3 ile K1'ın karı koca olduğundan dava konusu taşınmazın müşterek kullanıldığını ve K3 de öldükten sonra taşınmazın kendisine intikal ettiğini, diğer 108 ada 24 parsel sayılı taşınmazı 2B kadastrosu geçmeden önce 30/01/2008 tarihinde K4 isimli bir şahıstan satın aldığını, 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazın muristen intikalen gelen bir taşınmaz olduğunu ancak o bu taşınmazda davacıların hisselerine tekabül eden miktarların bedellerini ödeyerek anlaştıklarını ve davacılardan satın aldığını, yani taşınmazlarda davacıların hak talep edemeyeceklerini, hiç bir şekilde hukuka aykırı davranmadıklarını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davaya konu taşınmazların kullanım kadastrosu sırasında 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılarak Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, dava tarihinden önceki bir tarihte de davalılara satış yapılarak davalılar adına kaydedildiği, Davacılar vekili dava dilekçesinde davaya konu taşınmazların öncesinde tarafların murisine ait olduğunu iddia ederek mirasçıların miras payı oranında tescilini talep etmiş ise de; söz konusu taşınmazların evveliyatı orman olduğu ve kullanım kadastrosu ile birlikte orman dışına çıkarıldıkları, evveliyatında herhangi bir özel mülkiyet durumu söz konusu olamayacağı, bu gibi hallerde ancak satıştan önceki bir tarihte kullanıcı hanesindeki beyanlara karşı dava açılabileceği, somut olayda ise taşınmazların satışının dava tarihinden önce yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6831 Sayılı Kanun kapsamında 2/B kapsamındaki taşınmazları doğrudan satın alabilecek olan kişiler 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya taşınmazın üzerindeki muhdesatın sahibi olan kişiler ile bunların mirasçıları olduğu, yasa ile 2/B kapsamındaki taşınmazların gerçek kullanıcılarına satışının amaçlandığının, dava konusu A1 İlçesi, A2 Köyü, A3 Mevkii, 108 ada 24 parsel sayılı taşınmaz ile A1 İlçesi, A2 Köyü, A4 Mevkii 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar davacıların murisi olan K2 tarafından malik sıfatı ile zilyet olarak murisin öldüğü 23/12/2004 tarihine kadar yaklaşık olarak 60 yıl süre ile kullanıldığı, davaya konu taşınmazları da kapsayacak şekilde 6831 Sayılı Orman Kanununun değişik 2. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi kapsamında yapılan çalışmalar sırasında davalı tarafından dava kousu taşınmazlar hakkında kendisi adına zilyet olarak müracaat edilmiş ve daha sonra da belirlenen satış bedeli ödenerek 6292 Sayılı Kanun kapsamında satış işlemi ile 10/11/2014 tarihinde mülkiyet hakkı kazanıldığı, söz konusu taşınmazlar muris K2'e ait olup davalı ancak diğer mirasçılar ile birlikte miras payı oranında hak sahibi olabilecekken, davalının sadece kendi adına yapmış olduğu başvuru üzerine yapılan tescilin yolsuz olduğu, yerel mahkeme tarafından sırf satın alma işleminin yapıldığı tarih dikkate alınarak, taşınmazın 2/B kapsamı dışındaki hali itibarı ile özel mülkiyete konu olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi yasanın amacına açıkça aykırı olduğu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, kullanım kadastrosuna tabi tutulan ve 6292 Sayılı Yasa gereği satışı yapılan taşınmazların tapu iptali ve tescili isteminden ibarettir.

Tüm dosya kapsamından, dava konusu 108 ada 24 ve 119 ada 6 sayılı parsellerin kesinleşen 2/B alanları iken, 3402 Sayılı Yasanın Ek 4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosuna tabi oldukları, kadastro sırasında davalı K5'in kullanımında olduğu şerhi düşülerek Maliye Hazinesi adına tespit yapıldığı, 6292 Sayılı Yasa gereği 10/11/2014 tarihinde yapılan satış işlemi sonucunda davalı K5'in kayden mülkiyeti kazandığı anlaşılmaktadır.

Davacıların iş bu davayı açtıkları tarihte dava konusu yerlerin satılmış olmasına, zilyetlik iddiasıyla kullanıcı şerhinin düzeltilmesini amaçlayan bu tür davaların 6292 Sayılı Yasa gereği satış işleminden evvel, Hazine ve kullanıcı olarak tespit edilen kişi ya da kişilere karşı açılabileceğine, mülkiyet hakkına karşı zilyetlik iddiası ileri sürülemeyeceğine göre ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : K. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NİN 2016/135 Esas 2017/4 sayılı Kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 25.04.2017 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın üstadım cevabınıza müteşekkirim.Bu durmda 2b arazilerinin tespitine karşı ancak milli emlaktan satış alınıncaya kadar mı dava açılabiliyor?YANİ BİR ÇEŞİT ZAMANAŞIMI MI VAR?Adam ben üzerime yazıldığını bilmiyordum diyor ama gitmiş tapuyu almış.Haricen de başkasına satmış.Biz dededen kalma değil de müvekkilin zilyedliğinin 2b kadastrosu geçtiği sırada sürdüğü iddiasıyla "tapu iptal tescil" şeklinde de açsak aynı sonuçla mı karşılaşırız sizce? Davayı kazanma şansımız yok mu?saygılar.
Old 29-03-2018, 20:30   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan imsel
Sayın üstadım cevabınıza müteşekkirim.Bu durmda 2b arazilerinin tespitine karşı ancak milli emlaktan satış alınıncaya kadar mı dava açılabiliyor?YANİ BİR ÇEŞİT ZAMANAŞIMI MI VAR?Adam ben üzerime yazıldığını bilmiyordum diyor ama gitmiş tapuyu almış.Haricen de başkasına satmış.Biz dededen kalma değil de müvekkilin zilyedliğinin 2b kadastrosu geçtiği sırada sürdüğü iddiasıyla "tapu iptal tescil" şeklinde de açsak aynı sonuçla mı karşılaşırız sizce? Davayı kazanma şansımız yok mu?saygılar.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=106334 'deki forumda;

"5831 sayılı K.nun 8 maddesi ile Kadastro K.na eklenen EK 4.maddeye göre 2/b arazileri kullanıcılarının tespiti işlemi yapılmış ve ilan edilmiştir. Kadastro tespit tutanaklarına karşı Kad.K.nun 11.maddesine göre 30 günlük askı süresi içinde Kadastro mahkemesinde dava açılabilir. 30 günlük süre kaçırılmış ise Kadastro.K.nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre içinde Asliye Hukuk Mahkemesinde zilyetliğin tespiti ile tapuya şerh edilmesi , başkası adına tespit yapılmışsa ona ait şerhin iptali davası açılabileceğini ." yazmışım

Tapulu taşınmaza karşı zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı konusunda İstanbul BAM'ın kararını destekler nitelikte 16.HD.sinin de kararı bulunmaktadır. BKN.http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=106334

Ortada bir çeşit zamanaşımı gibi birşey yok.Aksine satın almak için kanunda öngörülen başvuru süresi sonradan Eylül 2018'e kadar uzatılmıştır. Mahkemelerin ret gerekçeleri ise yayınlanan kararlarında yazılmıştır.Şimdi bu kararları eleştirmemiz mümkün olabilir ama sonuçta dosya 16.HD.sine gideceğinden tapu iptali ve tescil davası muhtemelen aynı sonuçla karşılaşacaktır.

Anılan forumda 16.HD.si bir başka kararında kullanıcısı adına satış yapılsa dahi ilk paragrafta yazdığım "zilyetliğin tespiti ile tapuya şerh edilmesi ve başkası adına olan şerhin iptali" davasının açılıp görülebileceğini öngörmüştür.Bana göre bu şekildeki bir tespit davasının pratikte bir yararı olmayacaktır. İlam alındığında ortada tapu kaydı bulunduğundan yine tapu iptali ve tescil davası açmak gerekecektir ki, bu dava yine tapuya karşı zilyetlik dinlenmez savunması ile karşılaşacaktır. Kaldı ki, idarenin satışı idari bir işlemdir.Satış idare mahkemesinde iptal edilmedikçe tapunun iptali de istenemeyecektir.

Ben bu nedenlerle ilk yazımda tapu iptali ve tescil davası açılmasındaki olumsuzluğa işaret etmek istedim.Muhakkak ki, durumların takdir ve değerlendirilmesi iş sahibi olan sizlere aittir.
Old 29-03-2018, 22:07   #5
imsel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=106334 'deki forumda;

"5831 sayılı K.nun 8 maddesi ile Kadastro K.na eklenen EK 4.maddeye göre 2/b arazileri kullanıcılarının tespiti işlemi yapılmış ve ilan edilmiştir. Kadastro tespit tutanaklarına karşı Kad.K.nun 11.maddesine göre 30 günlük askı süresi içinde Kadastro mahkemesinde dava açılabilir. 30 günlük süre kaçırılmış ise Kadastro.K.nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre içinde Asliye Hukuk Mahkemesinde zilyetliğin tespiti ile tapuya şerh edilmesi , başkası adına tespit yapılmışsa ona ait şerhin iptali davası açılabileceğini ." yazmışım

Tapulu taşınmaza karşı zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı konusunda İstanbul BAM'ın kararını destekler nitelikte 16.HD.sinin de kararı bulunmaktadır. BKN.http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=106334

Ortada bir çeşit zamanaşımı gibi birşey yok.Aksine satın almak için kanunda öngörülen başvuru süresi sonradan Eylül 2018'e kadar uzatılmıştır. Mahkemelerin ret gerekçeleri ise yayınlanan kararlarında yazılmıştır.Şimdi bu kararları eleştirmemiz mümkün olabilir ama sonuçta dosya 16.HD.sine gideceğinden tapu iptali ve tescil davası muhtemelen aynı sonuçla karşılaşacaktır.

Anılan forumda 16.HD.si bir başka kararında kullanıcısı adına satış yapılsa dahi ilk paragrafta yazdığım "zilyetliğin tespiti ile tapuya şerh edilmesi ve başkası adına olan şerhin iptali" davasının açılıp görülebileceğini öngörmüştür.Bana göre bu şekildeki bir tespit davasının pratikte bir yararı olmayacaktır. İlam alındığında ortada tapu kaydı bulunduğundan yine tapu iptali ve tescil davası açmak gerekecektir ki, bu dava yine tapuya karşı zilyetlik dinlenmez savunması ile karşılaşacaktır. Kaldı ki, idarenin satışı idari bir işlemdir.Satış idare mahkemesinde iptal edilmedikçe tapunun iptali de istenemeyecektir.

Ben bu nedenlerle ilk yazımda tapu iptali ve tescil davası açılmasındaki olumsuzluğa işaret etmek istedim.Muhakkak ki, durumların takdir ve değerlendirilmesi iş sahibi olan sizlere aittir.
Üstadım çok teşekkürler.İşimiz zor gözüküyor o zaman."Satış idare mahkemesinde iptal edilmedikçe tapunun iptali de istenemeyecektir."İfadenize göre bu durumda idare mahkemesine biz bir dava açabilecek miyiz?böyle bir hakkımız var mı?Yoksa müvekkil zamanında itiraz edemediğinden bu şekilde haksız kazanımın üstüne su içecek sanırım.saygılar.
Old 30-03-2018, 16:39   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Alıntı:
İşimiz zor gözüküyor o zaman."Satış idare mahkemesinde iptal edilmedikçe tapunun iptali de istenemeyecektir."İfadenize göre bu durumda idare mahkemesine biz bir dava açabilecek miyiz?böyle bir hakkımız var mı?Yoksa müvekkil zamanında itiraz edemediğinden bu şekilde haksız kazanımın üstüne su içecek sanırım.saygılar.

Şahsen idari yargıya başvuru da dahil olmak üzere tapu iptali davasını zor ve olumsuz olarak görüyorum. Satış yapılan kişi aleyhine "zilyetliğin tespiti ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat" davası açılması belki dava olumlu olabilir.Diye düşünüyorum
Old 30-03-2018, 20:18   #7
imsel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Şahsen idari yargıya başvuru da dahil olmak üzere tapu iptali davasını zor ve olumsuz olarak görüyorum. Satış yapılan kişi aleyhine "zilyetliğin tespiti ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat" davası açılması belki dava olumlu olabilir.Diye düşünüyorum
üstadım saygılar.verdiğiniz bilgiler çok açıklayıcı idi.
kolay gelsin.
Old 11-04-2018, 01:21   #8
volkanizma

 
Varsayılan

5 yıl önce Müvekkilin kullanıcısı bulunduğu arsa 2b kapsamında kadastro tespit yaparken başkası adına kullanıcı olarak tespit yapılıyor. Yine bu kişi tapuyu üzerine alıyor. Ama 5 yıldır burayı müvekkil kullanıyor. Şimdi benden tapu iptal tescil davası açmam isteniyor ama yukarıdaki karara bakınca çelişkiye düştüm. Benzeri tecrübesi bilgisi tavsiyesi olan varsa sevinirim.
Old 28-04-2019, 22:36   #9
PRUF

 
Varsayılan

Benim de 2/B arazisinin satışından sonra açmış olduğum bir dosya var İstanbul BAM kararı gerekçe gösterilerek davam reddedildi. Temyiz ettim ama sonuç değişmeyecek gibi, zararın tazmini noktasında sebepsiz zenginleşme üzerinden davalı aleyhinde dava açmaktan başka bir yol yok gibi.
Old 31-05-2019, 10:04   #10
PRUF

 
Varsayılan

Tapu iptal ve tescil davası ne yazık ki reddoldu. Yargıtay onaması geldi. Açıkçası ben sebepsiz zenginleşmeden de sonuç alınamayacağı kanaatindeyim. Müvekkilin ciddi zararı söz konusu. Farklı yollar deneyip olumlu-olumsuz tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ladre Meslektaşların Soruları 5 30-12-2016 17:44
Miras taksim sözleşmesine dayalı - Tapu iptal tescil Avukat Buğra Meslektaşların Soruları 0 06-11-2015 20:43
Kadastro Tespitine Dayalı Tapu iptal ve Tescil Av. İsmail Kısacık Meslektaşların Soruları 4 09-03-2015 14:26
İnançlı muameleye dayalı tapu iptal ve tescil Av.Alperen Meslektaşların Soruları 2 02-12-2009 15:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06295204 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.