Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Memurun basına demeç vermesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-04-2009, 13:35   #1
avfatih

 
Soru Memurun basına demeç vermesi

Yerel bir gazetede müvekkilim hakkında yapılan atamasının torpil neticesinde meydana geldiği vb, ithamlarda bulunulmuş bu da yetmezmiş gibi manşete toplu olarak çekilen bir fotoğraf eklenmiş ve fotoğrafta müvekkil sanki aranan bir şahıs, bir suçun şüphelisiymiş gibi başı daire içine alınmıştır.

Biz yazıyı tekzip etmek ve ayrıca manevi tazminat davası açmak istiyoruz.

1-Tekzip talebimiz 657 Sayılı Kanuna göre memurların görevleri hakkında basına demeç vermesi yasağının ihlali olur mu?

2- Aynı şekilde manevi tazminat davası açmamızda 657 Sayılı Kanun açısından bir sorun var mıdır?

Teşekkürler.
Old 26-04-2009, 21:52   #2
mdelen82

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 1996/814
K. 1998/1927
T. 28.5.1998
• DEVLET MEMURUNUN BASINA DEMEÇ VERMESİ ( Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası Verilebilmesinin Şartları )
• KADEME İLERLEMESİNİN DURDURULMASI CEZASI ( Şartları-Basına Demeç Veren Devlet Memuruna Bu Cezanın Verilebilmesinin Şartları )
657/m.15,125
ÖZET : Sendika şube sekreteri olan devlet memurunun basına verdiği bilgi ve demeçten kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılabilmesi; yaptığı açıklamanın kamu görevine ilişkin bilgi içermesi ya da suç unsuru taşıması gerekir.

İstemin Özeti: Davacının, kamu sendikalarının yurt çapında düzenledikleri memur eylemine destek vermek amacıyla basına bilgi verdiği ve bu eyleme katıldığı nedeniyle bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlem ile buna bağlı olarak 3 ay ek tazminatının kesilmesi işleminin iptali istemiyle açılan davada; olayda, davacı her ne kadar yasal haklarını kullandığını, basına bilgi ve demeç vermediğini, bunun suç olmadığını iddia ediyorsa da, avukat gözetiminde baskı altında olmadan 10.2.1995 tarihinde verdiği ifadesinde, çalışanların içinde bulunduğu ekonomik çöküntüyü, sendikal hakları ve sendikaların toplu haklarını güvence altına alan uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmemesini, sendikaların taraf olarak yaptığı toplu sözleşme çağrısına uyulmamasını protesto amacıyla basın açıklamasını sağlık eğitim merkezi önünde yaptım, ayrıca açıklamayı içeren bu metni ... Telgraf Gazetesine ve ...`ya verdim şeklinde ifade verdiğinden basına bilgi ve demeç vermediği iddiasına itibar etme olanağının bulunmadığı, bu durumda davacının ifadesinde kabul ettiği üzere yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi ve demeç vermek fiilinin sabit olduğu görüldüğünden, işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı, ayrıca Maliye Bakanlığının 7.1.1994 gün ve 900 sayılı genelgesi uyarınca davacının 3 ay süreyle ek tazminatının ödenmemesi işleminde de mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Van İdare Mahkemesinin 28.9.1995 gün ve 464 sayılı Kararının; işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, üzerine atılı suçu işlemediği öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Y.B.`nin Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden davacının Eğit-Sen ... Şube Sekreteri olduğu anlaşılmaktadır.

Kamu sendikalarının yasal olmadığı konusunda herhangi bir karar bulunmadığına ve bunların faaliyetlerini yasal olarak sürdürdüğü açık bulunduğuna göre, davacının sendikal faaliyetlerde bulunduğu nedeniyle verilmiş olan dava konusu cezada hukuka uyarlık bulunmadığından davayı reddeden idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Ö.`nün Düşüncesi: Öğretmen olan davacının basına açıklama yaptığı nedeniyle bir yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması işlemine karşı açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

657 sayılı Yasanın 15. maddesinde devlet memurlarının kamu görevleri hakkında basına bilgi vermeleri yasaklanmış, aynı Yasanın 125. maddesinin D/g bendinde de bu eylemin cezası gösterilmiştir.

Davacının Eğit-Sen ( Eğitimciler Sendikası ) ... şubesi başkanı olduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.

Şu hale göre, davacının basına yaptığı açıklamanın niteliğinin incelenmesi ve kamu görevleri hakkında bilgi içerip içermediğinin saptanarak ceza önerilmesi zorunludur. Aksi halde davacının yaptığı açıklama, sendika şube başkanı sıfatıyla ve sendikasının belirli bir konudaki görüşünü kamuoyuna bildirmeyi amaçlamakta ise, bu açıklamanın yukarıda anılan 657 sayılı Yasanın 15. madde kapsamında değerlendirilmesine hukuki olanak yoktur.

Olayda ise, soruşturmacı tarafından yapıldığı öne sürülen basın açıklamasının metni elde edilmemiş, bunun irdelenmesi yapılmamış ve doğrudan doğruya ceza önerilmiş olup, aynı konuda idare mahkemesince de değerlendirme yapılmamış, bu suretle mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekir.

Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Sekizinci dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, davacının kamu sendikalarının yurt çapında düzenledikleri memur eylemine destek vermek amacıyla basına bilgi verdiği ve memur eylemine katıldığı nedeniyle bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ve buna bağlı olarak 3 ay ek tazminatının kesilmesine ilişkin işlemden doğmuştur.

657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 15. maddesinde Devlet Memurlarının kamu görevleri hakkında, basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç veremeyecekleri kuralı yer almış, yine aynı Yasanın 125. maddesinin D/g bendinde ise, yetkili olmadığı halde, basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek eyleminin kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektirdiği kurala bağlanmıştır.

Yukarıda anılan yasal mevzuatın ilgili maddesindeki fiili işlediği iddia edilen memurun disiplin cezasıyla cezalandırılabilmesi için suçun şüpheye yer vermeyecek bir biçimde ortaya konulması, fiilin tüm unsurlarıyla gerçekleşip gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir.

Dosyanın incelenmesinden davacının olay tarihi itibariyle Eğit-Sen ... Şubesi sekreteri olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacının basına yaptığı iddia edilen açıklamanın içeriğinin incelenmesi, kamu görevleri hakkında bilgi içerip içermediğinin saptanarak ceza verilmesi yoluna gidilmesi zorunludur. Davacının yaptığı açıklama, sendika şube sekreteri sıfatıyla ve sendikanın belirli bir konudaki görüşünü kamuoyuna bildirmeyi amaçlamakta ise, bu açıklamanın yukarıda anılan 15. madde kapsamında değerlendirilmesine olanak yoktur.

Olayda ise, davacının yaptığı iddia edilen basın açıklamasının kamu göreviyle ilgili bilgi içerip içermediği konusuna değinilmeden içeriği açısından bir inceleme yapılmadan, dolayısıyla suç unsuru bulunduğu tespit edilmeden cezalandırılma yoluna gidilmiş bulunmaktadır.

Bu itibarla eksik incelemeyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davayı reddeden idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Öte yandan, soruşturma dosyasının incelenmesinden, olay günü emniyet mensupları tarafından tutulan tutanakla bildirinin ... isimli kişi tarafından okunduğu belirtilmekte, ayrıca ... Telgraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeninin alınan ifadesinde bildirinin yayınlanması talebinde bulunulmadığı gibi bu olayla ilgili yayın yapılmadığı, yine ... Radyosu Yönetim Kurulu Başkanının ifadesinde de radyodan herhangi bir bildiri okunmadığı ve program yapılmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda isnat edilen basına bilgi ve demeç verme suçunun, davacı açısından tüm unsurlarıyla gerçekleşmediği, somut bir şekilde ortaya konulamadığı görüldüğünden, bu yönüyle de işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle Van İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine 28.5.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yukarıdaki danıştay kararında görüldüğü üzere memurun basına demeç vermesinin yasak lduğu durum ancak kamu görevleri hakkında bilgi içermesi gerekir. Sorunuzda ise kişilik hakkına bir saldırı varsa elbette kullanılır. Bunun 657 sayılı yasaya aykırı olmadığını düşünüyorum. Manevi tazminat talep edilmemsinde de bir yasal engel bulunmamaktadır. Ayrıca Basın Kanununu incelemeniz işinize yarar...İyi çalışmalar...

Karar:Kazancı
Old 27-04-2009, 09:54   #3
avfatih

 
Varsayılan

Sayın mdelen82 benzer bir içtihadı bende okumuştum. Beni şüpheye sevkeden olayın müvekkilin ataması ile ilgili olmasıdır. Haber atamanın torpille olduğu vb.'den bahsediyor, dolayısıyla müvekkilin torpil yaptırdığını söylüyor. Bir de arkadaşlarıyla birlikte çekilmiş bir fotoğraf konularak sanki gayrimeşru bir iş yapmış gibi başı daire içine alınmış.
Old 27-04-2009, 18:45   #4
mdelen82

 
Varsayılan

Herkes hakkını yargı yoluna başvurarak talep edebilir. Bu anayasal bir haktır. Mahkemeden tekzip ve tazminat talep etmenizde hukuken bir engel yoktur diye düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bir Memurun Anıları ertanhukukprogramlari Site Lokali 3 08-12-2007 03:42
vasinin vekaletname vermesi! young_jurıst Meslektaşların Soruları 1 05-09-2007 03:56
Basına Ve Kamuoyuna Av.Habibe YILMAZ KAYAR Adliye Duvarı 0 22-05-2002 20:02
Devlet Memurunun Demeç Yasağı Hipocrattes Hukuk Soruları Arşivi 1 18-02-2002 00:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04038405 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.