Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Vekil ve Müvekkili veya Avukatla Müvekkili Arasındaki İlişkinin Boyutu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-09-2007, 23:40   #1
Gemici

 
Varsayılan Vekil ve Müvekkili veya Avukatla Müvekkili Arasındaki İlişkinin Boyutu

"avukattan ne beklenir?"
( http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19158 )başlığı altında yürütülen tartışma bana Avukatlık Mesleği'nin can noktası olan asıl tartışma konusunun eksikliğini hatrılattı.

Konuyu hislerden, günlük kırgınlıklardan daha doğrusu aşırı örneklerden arındırmak ve objektif bir tartışma ortamı yaratmak gayesi ile eksikliğini gördüğüm konuyu yeni bir başlık altında tartışmaya açmak istiyorum.

Tartışmanın Konu'su:
Vekille Müvekkili arasında daha doğrusu 'Avukat'la kendisine vekalet veren Müvekkil'i' arasında ne gibi bir ilişki vardır ve nasıl bir ilişkinin olması gerekir? Olayı hukuki, sosyal,meslek ahlakı, ekonomik ve insanlar arası ilişkiler yönünden değerlendirmenin yararlı olacağı düşüncesindeyim.

Tartışmayı belirli bir yöne çekmemek için "avukattan ne beklenir?" başlığı altında yazılan masajlar hakkındaki fikirlerimi, daha doğrusu orada dile getirilen ve katılmadığım bazı görüşlere karşı düşüncelerimi şimdilik açıklamıyorum.

Saygılarımla
Old 13-09-2007, 13:26   #2
Arif Aydın

 
Varsayılan

avukatla kendisine vekalet veren müvekkili arasında vekalet ilişkisi vardır.hukuki boyutu: vekalet verenin vermiş olduğu sınırlar ile bellidir. sosyal boyutu sonra ortaya çıkıyor. ahlaki boyutu yoktur. ekonomik boyutu vardır. bu boyut avukatlara göre değişiyor. insanlar arası ilişkiler bakımından şayet almış olduğunuz işi müvekkilinizin isteği doğrultusunda başarmışsanız dost kazanıyorsunuz, ayrıca çevreniz genişliyor iyi bir avukat oluyorsunuz. yok müvekkilinizin isteği doğrultusunda başaramamışsanız galiba düşman kazanıyor(sunuz)ruz.
Old 30-09-2007, 03:26   #3
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Arif Aydın,
avukatla kendisine vekalet veren müvekkili arasında vekalet ilişkisi vardır tanımlamanız doğru bir teşhis. Ama yerinde olan bu teşhisiniz benim sorduğum soruya hiçbir katkıda bulunmuyor, çünkü sizin tesbitinizi benim sorduğum ' Vekil ve Müvekkili veya Avukatla Müvekkili Arasındaki İlişkinin Boyutu' sorusu ve benim bu soruyu açmak için verdiğim açıklama zaten içeriyor. Benim üzerinde durmak istediğim konu olayın boyutu. Boyut kavramını bilerek seçtim, çünkü boyut bir olayın veya bir kavramın derinlemesine incelenmesini gerektiren bir uğraşıyı ve bir gözlemlemeyi zorunlu kılar. Avukatla(Vekil) kendisine vekalet veren kişi(Müvekkil) arasındaki ilişkiyi, daha doğrusu THS üyelerinin bu konudaki düşüncelerini, aşağıya alıntıladığım linklerden elde edebilirsiniz. Benim burada söz konusu daha doğrusu tartışma konusu yapmak istediğim konu bu ilişkinin, herşeyden önce, 'Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir' ve 'Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir' (Kaynak:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19158 ) alıntılarındaki tesbitler çerçevesinde incelenmesidir. Bu incelemeyi yaparken, avukatların daha doğrusu savunma makamının yasal görevlerini ve bu makamın bir üyesi olarak avukatın yasalara ve müvekkillerine karşı görev/yükümlülük ve haklarını irdelemek ve gözardı etmemek koşulu ile.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=6438
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3720
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...t=11208&page=2
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=2618
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3650

Saygılarımla
Old 01-10-2007, 09:35   #4
Arif Aydın

 
Varsayılan

Alıntı:
((Avukatla(Vekil) kendisine vekalet veren kişi(Müvekkil) arasındaki ilişkiyi, daha doğrusu THS üyelerinin bu konudaki düşüncelerini, aşağıya alıntıladığım linklerden elde edebilirsiniz. Benim burada söz konusu daha doğrusu tartışma konusu yapmak istediğim konu bu ilişkinin, herşeyden önce, Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir ve Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir))

THS üyelerinin düşüncelerini okudum. herkes düşüncelerini belirtmiş. kimi başından geçen olayları anlatmış, kimisi olaya farklı bir yönde bakmış. farklılıkların olması güzel. Herkes konuyla alakalı uzaktan yakından birşeyler yazabilir. Bende kısaca her türlü boyutuna değinmeye çalıştım.

Alıntı:
Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir ve Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir
benim yazdıklarımdan böyle birşey çıkarmanız kanımca yanlıştır.

Saygılarımla
Old 03-10-2007, 19:30   #5
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Arif Aydın,
ben sizin yazdıklarınızdan herhangi bir anlam çıkarmadım. Olayda, söz konusu alıntıların kaynağını belirtmeme rağmen, bir yanlış anlaşılma var bence. Yanlış anlaşılma olmasın diye söz konusu mesajdaki alıntıyı yeniden düzenledim.

Alıntı yaparken benim yazdığım cümleyi ikiye bölmüşsünüz ve cümlenin ikinci kısmını alıntıya almamışsınız. Cümlenin tamamı alınmadığı için'de anlamı değişmiş. Cümlenin tamamı şöyle: Benim burada söz konusu daha doğrusu tartışma konusu yapmak istediğim konu bu ilişkinin, herşeyden önce, Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir ve Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir (http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19158 ) alıntılarındaki tesbitler çerçevesinde incelenmesidir.

Burada söz konusu olan alıntıların nereden alındığını da THS'deki linki vererek belirtmeye çalışmıştım. Alıntı konusu olan iki cümle şöyle: 1. 'Avukatla çalışabilmek belirli bir seviye gerektirir, 2. Avukatlar değil müvekkiller güvenilmezdir'.



Müvekkil için düşünmek ve davranmak

Yazıhanemizin merkezinde müvekkil durur. Yazıhanemizin önde gelen amacı müvekillerimizin çıkarlarını/menfaatlerini korumak ve onların üçüncü kişilere karşı olan haklarını gerçekleştirmeye çalışmaktır. Müvekkillerin menfaatleri ön plandadır. Kendi çıkarlarımız/menfaatimiz, çalışma arkadaşlarımızın çıkarları, karşı tarafın, mahkemenin, resmi daierlerin ve bunlara benzer başka yerlerin çıkarları ikinci plandadır. Bu, avukatlık meslek nizamnamesine de uygundur........
....mesleğimizi icra etmeyi belirli noktalarda bir tıp doktorunun mesleğini icra etmesine uygun olarak görüyoruz. Doktora sağlık problemleriniz olduğu zaman gidersiniz. Avukata hukuki ve mali konulardaki problemleriniz için gidersiniz. İkiside bir hizmet mesleğidir. Her iki meslekte de bir meslek ahlakı/etiği koşulu söz konusudur. Her iki meslekte de içten gelen, müvekkile=hastaya yardım etme arzu ve isteğini hissetme duygusu büyük faydalar sağlar. İnsanın içinden gelen bu his, bu zihniyet var olduğunda mali başarı kendiliğinden gelir....

Yukarıdaki alıntı Avustruyalı Avukat Gerold Beneder’in internet sayfasından.

Benim üzerinde durmak istediğim ve vurgulamak istediğm konu şu: Vekille müvekill arasında karşılıklı bir güven duygusunun söz konusu oluşu ve vekille müvekkilin ancak ve ancak bu ‘güven duygusu’ olduğunda sağlıklı olarak beraberce çalışabilecekleri.

Bu türden bir güven duygusunu hangi davranış olumlu yönde etkiler dersiniz? Avustruya’lı Avukat’ın yazdıkları mı yoksa THS’de dile getirilen düşünceler mi?

Saygılarımla
Old 11-10-2007, 11:15   #6
Av.EErdem

 
Varsayılan

Avukatla kendisine vekalet veren müvekkili arasında vekaletnamede yazılı yetkileri, müvekkil adına vekilin kullanabilmesinden doğan vekalet ilişkisi olduğu kesin. Yani avukat, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları tahsil için, dava açacak, takip yapacak, duruşmalarda kendisini temsil edecek vs...
Ama toplumumuzda vekilin yetkileri, yetki değil görev olarak ve öylesine geniş anlaşılıyor ki. Bu nedenle ben konuya müvekkilin gözüyle bakıp uygulamada vekil ile müvekkil arasındaki ilişkileri sıralamayı uygun buldum.
1- Vekalet ilişkisi
2- Psikolog ya da terapist ile hasta ilşkisi
3- Dert ortaklığı ilişkisi (dert babası ile anlatıcı ilişkisi de denilebilir)
4- Gece geç saatlerde arayıp yatağından kaldırabilecek kadar yakın ahbaplık ilişkisi
5- Randevusuz çat kapı ziyaret edecek kadar yakın arkadaşlık ilşkisi
6- Vekile verilen işin akıbetini sormaya sıra geldiğinde; işveren, istihdam edilen ilişkisi
5- Vekalet ücretinin tahsili söz konusu olduğunda düşmanlık ilşkisi
Old 09-05-2008, 11:42   #7
veyselaybek

 
Varsayılan

selam arkadaşlar.İzninizle karşılaştığım ve neticesinde beni üzen bir olayı sizinle paylaşmak isterim.İşin üzücü yanı bunun bir meslektaşımızdan kaynaklanmasıdır.Bir avukatın görevi müvekkilinin hukuki ihtilaflarını hukuk çerçevesinde çözmektir.Ancak bu ihtilafı çözecem diye kendi müvekkiline etik olmayan bilgi vermesi takdir edersiniz ki uygun değildir.Olay kısaca şöyle..Vekilliğini yaptığım firma diğer meslektaşımın vekilliğini yaptığı firmaya sözleşmeden kaynaklanan teminata ilişkin bir ipotek tesis edecektir.Bu işlem için tapuya gidilmiş fakat karşı tarafın eksik belgesi neticesinde ipotek tesis edilememiştir.Olay burda başlıyor.Karşı tarafın vekili sevgili meslektaşım !!! müvekkiline benim müvekkilimden çek almasını ve arkasına avukatının imzalamasını bu yapıldığı takdirde ipotek tesis etmeye gerek olmayacağını söyleyerek hukuki danışmanlık görevini sözüm ona ifa etmiştir.neticesinde müvekkilim karşı taraftan aldığı bu bilgiyi ezile büzüle bana söyledi ancak ısrarcı olmadı.Şimdi sevgili meslektaşlar durumun vehametine dikkati çekmek istiyorum.Taraflar arasında bir anlaşma varken bir avukatın böyle bir AHLAKSIZ teklif yapmasını nasıl değerlendirirsiniz.Saygılarımla
Old 11-05-2008, 18:18   #8
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım ;
Belki konu dışına çıkmış olacağım ama veysel aybek meslektaşımın belirttiği meseleyi değişik bir yönü ile aktarmak istiyorum.Meslek hayatımda bir çok kez avukatların değişik nedenlerle müvekkillerine kefil olarak çek ciro ettiklerine ya da bizzat yazdıklarına tanık oldum.Ben de bazen bazı müvekkillerime kefil oldum ve belirtildiği şekli ile çek ciro ettim.Ama bu müvekkilerimle olan ilişkim nedeniyle onların borçlarını üstlenebilecek nedenlerim vardı.Çok yakın akrabam arkadaşım gibi.Yani esasen ben arkadaş yada akrabama zor durumunda avukat olarak değil akraba arkadaş olarak yardımcı oluyor ve borcunu avukatı değil arkadaşı akrabası olarak üstleniyordum.Ama hiç birindfe teklif karşıdaki avukattan gelmemişti.Ben teklif etmiş meslektaşımda kendisinde incelik göstermiş ya da alacağını garantiye almış oluyordu.
Benim beyan etmek istediğim farklı ve çok yaygınlaştığını görüyorum.ciddi olarakta üzülüyorum
1-Bazı avukat meslektaşlarımız alacaklı vekili olarak anlamsız bir şekilde borçlular ile diyaloglarında avukatınız bile size güvenmiyor güvense kefil olur avukatınız kefil olur ya da çeki ciro ederse üzerinize gelmem gibi diyaloglara girerek borçlu ile avukatını karşı karşıya getirme yolunu seçiyorlar.Bu benim yukarıda belirttiğim kefil olma olayından son derece farklı
2-Asıl vahim olanı ise farklı ve asıl yaygınlaştığını düşündüğüm olay şöyle.X firması ve firmanın bordolu yada serbest çalışan avukatı firmanın baskısı ile anlamsız bir şekilde ve çaresizlikten cahillikten yada ötesi yok deyip çaresizlikten günlük iaşe bedelini temin etme kaygısı içerisinde firmaya kefil olabilmektedir.Bu tür tekliflerde avukatın zor durumda oluşu ve müvekkilinin zorlaması nedeniyle yaptığını düşündüğüm teklifleri sakıncalarını uzun uzun izah ederek hep reddettim.Ama bu teklif ve uygulamaların çoğaldığını da ne yazıkki çok duyuyorum.
Bir keresinde oldukça önemli bir meblağ için müvekkiline süre tanımam için çok ısrarla kefil olarak senet vermeyi teklif eden bir meslektaşım araya samimi bir avukat arkadaşımı da koyarak talepte bulundu her ne kadar teklifinin yanlış kendisini zora sokacak bir öneri olduğunu bu gün çalıştığı yerin yarın kapansa bile mesleğinin başında olduğu için kendisinin mesleğini ifa edemeyecek konuma gelebileceğini aracı olan avukat arkadaşım ile birlikte anlatsak ta netice vermedi.Sonunda teklifini müvekkilim kabul ederek borçluya süre verdi.Ve öngördüğümüz gibi borç ta senette ödenmedi.Bu arada borçlu firma sahibi tamamen iflas konumuna geldi.ve karşılıksız çek davaları kesinleşmeye başladığından cezaevişne girince tamamen bitti.Müvekkil yoğun ısrarlarımız ile avukatın senedini geri verdi.Ama bu arkadaşımızın üç kuruş para için girdiği riski ve onu bu koşulda çalışmaya zorlayan ortamı özellikle sorgulamak ve çözüm yollarını aramak daha önemli sanırım.
Old 12-05-2008, 10:53   #9
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Sanırım sn.Gemici'nin alıntıladığı ' müvekkil için düşünmek ve davranmak' başlıklı parağraf sn. Köylüoğlu'nun anlatımıyla kendini müvekkil yerine koymak olarak anlam ve önemimi kazanmış durumda.Ben kendi adıma böyle bir uygulamayı ilk kez duyuyorum.Yaygınlık kazanmış olması da ayrı bir tehdit.Yakında meşrulaşacak demektir.Bu mesleği nasıl yürüteceğiz.Bir meslek bu kadar yoğun ve farklı kaygıyla nasıl devam eder.

İzninizle başıma gelen bir olayı aktarmak istiyorum. Bir müvekkilim akrabam
1900 ölüm tarihli dedesinin babasından kalan verasetle iştirak sahibi olduğu bir taşınmazını satmak istiyor. Tapuda isim tashihleri yapılması gerekli, iştirakçiler ölmüş bazılarının ölümü işlenmemiş, bilmem kaç tane mirasçı var.Veraset ilamları alınmalı.

Israrla ve ısrarla bir emlakçı ve onun görüştüğü tapu memuruna göre diğer iştirakçilerin durumu netleşmeden yani paylı mülkiyete çevrilmeden kendisine düşen hisseyi satabileceğini düşünüyor.Defalarca anlatmama rağmen en son geçen hafta rest çekti.Hadi bakalım hangimiz daha kolay yapacağız diye.

Onun benden beklentileri. Ölmüş kişinin kaydını düşürmeden 92 yaşındaki bir adamı yaşıyormuş gibi tapuya getirmem.İsim tashih davaları açmadan yanlışlığı tapuda benim düzeltebilmem, tüm bu işlemler için mümkünse müvekkilden masraf bile istememem, ücret kesinlikle teklif ederse kabul etmemem. Bütün bunların gerçekleşme olasılığı mevcut sisitemde 0 . Benim de başarı ihtimalim 0 Çünkü ben hukuk düzeni içinde kalmayı tercih ediyorum.dolayısıyla yavaş, masraflı,tecrübesiz velhasıl kötü avukatım.

Bu mesleği sürdürmenin en zor kısmı.Müvekkil kısmı bence tam bir kabus. Hukuk, meslek etiği, onca yıllık emek hiçbiri birşey ifade etmiyor. Artık bir çözüm bulmaya başlasak.En azından site üyeleri olarak

Müvekkil ile avukat ilişkisi nasıl bir ilişki gerçekten anlayamıyorum.Zerre kadar saygı duymuyorlar.Yada bizim beklentilerimiz çok yüksek.
Old 03-10-2011, 18:38   #10
Av.Ali DURAK

 
Varsayılan

Bugün duruşmada müşteki asil şikayetimden vazgeçiyorum katılma talebim yoktur dedi.Vekili kalkıp müvekkilinin heyecandan bu şekilde konuştuğunu şikayetlerinin devam ettiğini katılma taleplerini beyan etti.Mahkeme ara kararla talebin değerlendirileceği yönde karar verdi?Sonuç nasıl çıkacak merak ediyorum.Sizce hangisinin beyanı geçerli?
Old 11-02-2012, 19:29   #11
üye31284

 
Varsayılan

Bunu bazen ben de düşünüyorum. Müvekkillerimle arama kalın bir duvar örüyorum. Normalde çok konuşkan, espirili ve güler yüzlü bir insan olmama rağmen müvekkillerimle iş dışında neredeyse hiç bir konuda konuşmamaya çalışıyorum. Aslında bunun için özel bir çaba da harcamıyorum. Sadece içimden gelmiyor.

Sanırım bunun sebebi zamanında yani ilk 1-2 yıllık en acemilik zamanında, iyi niyetimin suistimal edilmiş olması...

Dolayısıyla müvekkillerimle daimi bir iletişim içinde de olmuyorum... Yani bayramlarını, doğumgünlerini vs kutlamıyorum, durup dururken arayıp hatır sormuyorum...

Ama 5-6 müvekkilimden şöyle bir serzeniş işittim... "Davayla ilgili bir gelişme olmasa ya da ödeme zamanı gelmese hiç aramıyorsunuz, arada bir hatır sormak için de arasanız..."

O yüzden bazen düşünüyorum. Normalde hayatımıza giren, müvekkil kadar sık gördüğümüz insanları arar sorarız. Acaba müvekkilleri de aramak gerekir mi, bunun insani boyutu var mı? Bence yok ama yine de bazen düşünüyorum işte.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatın Müvekkili İle Telefon Görüşmesi Suç Olur Mu? av.merih Meslektaşların Soruları 7 13-01-2008 23:35
"Finansal Kiralamanın Hukuki Boyutu" hakanfe Hukuk Sohbetleri 0 10-07-2006 21:54
Avukatla Görüşmeden Önce lasefen Hukuk Soruları Arşivi 6 26-11-2004 23:59
Elektronik Ticaretin Özel Hukuk Ve İspat Hukuku Boyutu Admin Hukuk Haberleri 0 24-01-2002 20:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03850603 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.