Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

takibin durması yönünde karar-borçlu aleyhine tazminat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-09-2009, 11:22   #1
Aybüke Kağan

 
Varsayılan takibin durması yönünde karar-borçlu aleyhine tazminat

Alıntı:
İ.İ.K 169/A İtirazın İncelenmesi

(DEĞİŞİK CÜMLE RGT: 30.07.2003 RG NO: 25184 KANUN NO: 4949/46) (KOD 1) Borçlunun itirazının icra mahkemesince (KOD 2) esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere; takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde kırktan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir. Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar.


Alacaklı aleyhine tazminat için kötüniyet veya ağır kusur aranmaktadır. Ancak metinden borçlu için böyle bir şart olmadığı sonucunu çıkardım.

Acaba borçlu aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun da itiraz da bulunurken kötüniyetli veya ağır kusuru olması gerekir mi?
Old 07-09-2009, 11:48   #2
cihatozmen

 
Varsayılan

Umarım sorunuzu doğru anlamış ve yanıt verebilmişimdir..

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/9520
Karar: 2005/15675
Karar Tarihi: 24.10.2005

ÖZET: İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması kanuni koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise kanuni koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belirli olması da gerekir.


(2004 S. K. m. 67) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, davalı ile imzalanan kredi kartı sözleşmesi gereğince kullanılan kredi kartı borcunun ödenmediğini, başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptal edilmesine %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 1.156.810.671.-TL'lık kısmı asıl alacak olmak üzere toplam 1.681.360.218-TL üzerinden devamına, inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması kanuni koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise kanuni koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belirli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için tüm unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir halde ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.

Açıklanan kanuni kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, takibe itirazın iptal edilmesine karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK. nun 438/7 maddesi gereğidir.

Sonuç: Birinci bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın <Hüküm> başlıklı bölümünün 4. paragrafında bulunan (Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine) sözlerinin karardan çıkartılarak yerine (Asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istem halinde davacıya iadesine, 24.10.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 07-09-2009, 15:15   #3
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Kağan,borçlunun tazminata mahkum edilebilmesinin şartı hakimin yargılama sırasında vereceği tedbir kararı neticesinde alacaklının alacağına geç kavuşması ve bu nedenle uğradığı zararın giderilmesi düşüncesidir.Maddenin lafzında olmadığı gibi,gerekçesinde de borçlunun tazminata mahkumiyeti için ayrıca kötü niyetli veya kusurlu olması gerektiğine ilişkin bir ifade yer almıyor.
Dolayısıyla talep halinde mahkemece alacaklı lehine tazminata hükmedilecektir(Burada da yasa maddesindeki 'hükmedilir'şeklindeki kesin ifadeye bakılırsa talep halinde eğer tedbiren durdurma kararı da varsa alacaklının bir zararı olup olmadığı da bir önem taşımayacak hakimin bu konuda takdir hakkı olmayacak tazminata hükmedecektir.)
Old 07-09-2009, 16:22   #4
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

Ayrıca madde metinine göre borçlunun davayı kazanması halinde talebi olmasa da kötü niyet veya ağır kusur söz konusuysa alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekli.

borçlu haksız çıkarsa ancak alacaklı talep ederse icra inkar tazminatına hak kazanabiliyor.
Old 08-09-2009, 08:13   #5
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Madde metnine tekrar bakınız.Burada talep(diğer tarafın talebi halindeki şeklindeki ifadeden anlaşıldığı üzere)tazminata hükmedilebilmesinin koşuludur.Her iki taraf bakımından da talep olmadan hakim resen tazminat kararı veremez.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ilama rağmen kooperatif genel kurulunda borcun ödenmemesi yönünde karar alınması Av. Gnc Meslektaşların Soruları 4 03-07-2009 09:13
mahkeme tarafından ödemeden meni yönünde karar verilen çek için ihtiyati haciz hırs Meslektaşların Soruları 1 09-09-2008 10:15
Kefilin borçlu hakkında halefiyet nedeniyle açacağı takibin türü ne olmalıdır.? pir_i fani Meslektaşların Soruları 4 30-01-2008 17:25
tüketici kanunu ve tüketicinin aleyhine yorumlanması ile ilgili üzücü bir karar. av.seckinaksoy Meslektaşların Soruları 3 11-06-2007 17:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05718994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.