Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Konumuz : Hukukçular Biz bizi konuşuruz! Konusu "hukukçular" olan ve diğer alanların konusu içine girmeyen sohbetlerimiz için.

Mahkeme salonundaki heyacanımızı nasıl yeneriz?

Yanıt
Old 16-04-2007, 10:39   #1
av.sally

 
Varsayılan Mahkeme salonundaki heyacanımızı nasıl yeneriz?

Merhabalar
Bildiğiniz gibi bizim mesleğimiz yani avukatlık mesleği bilgi,tecrübe,birikim,ikna kabiliyeti,bilgiyi iyi aktarabilme,yazma kabiliyeti,konuşma kabiliyeti ve iletişim üzerine kurulu bir meslek.Acaba biz bu mesleği yaparken ne kadar kendimize güvenimiz var?Hala her duruşma da heyecanlanıp konuşmalarımızda tekliyor,titriyor,terliyor,kızarıyor hatta bayılacak denli tansiyonumuz düşüyor mu?Çok iyi hazırlandığımzı celse de hiçbir şey yapamadan iki lafı bir araya getiremeden hatta arap saçına dönüşen konuşmalar yaptığımız oluyor mu?Ben bu denli heyecanı çoğu kez yaşamama rağmen birçok yeni arkadaşımın bu sorundan muzdarip olduğunu hatta gençleri bırakın uzun süreden beri bu mesleği icra eden meslketaşlarımın dahi duruşma salonlarında teklediğini görüyorum.Bu forumu açarken düşüncem acaba bu sorunu yaşayan birileri var mı varsa yardımcı olmak istiyor,sayın üstatlardan da zamanında bu sorunu yaşayıpta nasıl aştığını bizlerle paylaşmak isteyenlere kapı aralamaktı.
Cevaplarınızı sahiden merakla bekliyor zaman ayıran herkese çok ama çok teşekkür ediyorum
Sevgi ve saygılarımla
Old 16-04-2007, 16:57   #2
Brusk

 
Varsayılan

Benim en büyük sıkıntım duruşmada öfkemi gizleyememek..ayrıca panik atak hastasıyım dışarıdan bir uyaran aldığımda çıldıracak gibi oluyorum. 5 yıl süren yargılamanın ardından C.Savcısının esas hakkındaki mütalası istendiğinde klasör halina gelmiş çok kalın bir dosyayı eline alıp en başını açarak davanın ilk açıldığı iddianameyi aynen harfi hardne okuması beni delirtiyor doğrusu
Old 16-04-2007, 17:11   #3
av. burçin

 
Mutlu

Aynı sorun sanırım bende de var özellikle çok önemsendiğim dosyalarımın duruşmasına girdiğimde çok heycanlanıyorum. en büyük korkum hata yapmak, dikkat etmem gereken bir şey olursa onu kaçırmak oluyor.Ancak bu düşünceler insanda kaygı düzeyini çok fazla arttırdığı için iş arap saçına dönüyor, sanırım bu ancak telkinle aşabilecek bir durum .Netice de hepimiz insanız ve hatalar yapabiliriz sanki hakim yada savcılar hiç mi hata yapmıyor elbetteki yapıyor, galiba önemli olan içinde olduğumuz durumu çok fazla büyütmemek ve bunun görevimizin bir parçası olduğunu düşünerek duruşma salonuna girip ne gerekiyorsa onu yapıp sakin bir şekilde çıkmak.saygılarımla...
Old 16-04-2007, 18:04   #4
averdalguzel

 
Varsayılan

Hakimin de bir hukukçu olduğunu farkettiğiniz ve karşı tarafa yönelteceğiniz itirazlar gibi hakime de yönelteceğiniz itirazlar olduğunu farkettiğiniz ve korkmadan söylediğiniz zaman... Bunun için duruşmadan önce uygulanabilecek usul kurallarının ne olabileceğini de bilmek iyi olur.
Old 16-04-2007, 18:52   #5
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

meslege ilk basladıgımda türkceminde cok kuvvetlı olmaması nedeni ile hele birde karsı taraf hızlı konusuyor kelimelerini osmanlıca farsca kelimelerden seciyor üstüne üstlük hakimde karsı tarafın beyanlarına karsı ne dıyorsunuz dedıgı zamanları hatırlıyorumda...::((. . ..bir yanlıs anlasılmaya maruz kalmıyım diye en kücük beyana karsı yazılı olarak beyanda bulunalım derdim...karsı tarafta anlamadıgımı anlamaz davayı uzatmaya yöneliktir diye savunmaya gecerdi... neyseki biraz daha düzeldi kanımca şimdi dilim ((galiba))
bence mahkeme salonundaki heyacan...sanatçıların bahsettigi sahne tozu yutmak gb birsey..yıllarca sahneye cıkan sanatcılar her konserınde hayacanlandıkalrını soyluyorlar ..bir kere durusmaya girip durusma salonu tozu yutmakta her defasında heyacana yol acıyor oluyor olmalıda bence...
Old 17-04-2007, 13:13   #6
uye8490

 
Varsayılan

Heyecanımızı yenmeye niye çabalıyoruz ki?Yaşamın bize sunduğu en güzel armağanlardan biridir heyecan.Bir işi yapıyor olmanın bilincinde olan organizmanın hayata gönderdiği minik sevinç kıpırtılarıdır.Ne acıdır şaşırmayı unutmuş bir beyinle bir yürekle yaşamaya alışmak...
Old 17-04-2007, 14:44   #7
av.sally

 
Varsayılan

Sayın Ayşe Erol ve Yaren;
Elbette mesleğimize hala heyecanla yaklaşıyor olmak yahut ilk günkü heyecanı hissetmek inanılmaz keyifli bişeydir ancak benim burda kastettiğim başarımızı etkileyecek derecede heyecanın bizim ifade yeteneğimizi alt üst etmesidir.Yani bu durum sizinde taktir edeceğiniz üzere insanı üzüp vazgeçirecek dahi bir durumdur.Ben biliyorumki birçok insan sırf bu yüzden avukat olmaktan vazgeçip hakim savcı olmaya karar veriyor.Lütfen bu sözlerim yanlış anlaşılıp polemik yaratmasın!!
Saygılarımla
Old 18-04-2007, 12:11   #8
Müddeiumumi

 
Varsayılan

Duruşmaya çıkarken hissettiğimiz heyecanı yenmek hiç kolay değil.Ama orada bulunan hiç kimsenin ne savcının ne hakimin ne sıra bekleyen diğer avukatların o konuyu bizden daha iyi bilmediğini,ihtilaf konusu vakıayı en güzel bizim anlatabileceğimizi düşünüp,hiçbiryere bakmadan,gözümüzü dosyadan ayırmadan,ağır ağır konuşmaya çalışmak sanırım işe yarayabilir.Ben öyle yapıyorum.Saygılar..
Old 18-04-2007, 15:13   #9
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Heyecanın iki ayrı kullanılış biçimi var ( mesajlarda da bunu görüyoruz.)

İlki olumsuz bir anlam taşıyor, elin ayağın biribirine karışması, sözcüklere hakim olamama, titreme, tekleme anlamında kullanılan heyecan. İkinci kullanım biçimi daha olumlu bir yüklemeye sahip, daha sevinçle karışık bir duygu.

Ben duruşmalarda her iki duyguyu da belirgin biçimde hissetmedim, doğrusu. Birinci türdeki heyecanın genellikle ( istinsnalar elbette vardır.) dosyasına ve konusuna hakim olamayan avukatlarda ( ve hatta hakimlerde ) olduğunu gözlemişimdir. İkinci türdeki olumlu heyecanın ise duruşma bağlamında nasıl yaşandığını tam anlayamadım. Duruşmaya girerken içimi pek de sevinç kıpırtıları kaplamaz. Mesleğimin bir gereği olarak mahkeme salonunda bulunurum, işimi soğukkanlılıkla yapıp sinirlenmeden bitirmeye çalışırım, genelde.

Bu duygular biraz da kişilik özellikleri ile besleniyor, mesela bazı insanlar vardır, telaşe memuru gibidirler, her işleri bir heyecan ve hatta bir panik içinde yaparlar. Bazısı, yaşam sevinciyle o kadar doludur ki, mahkeme salonunda bile mutludur. Bazısı da başlığı açan arkadaşımızın belirttiği gibi, çok iyi hazırlandığına inansa da eli ayağı dolanan bir yapıdadır ki, bunun insanlar ve özellikle otorite karşısında konuşma ile ilgili bir soruna işaret ettiği bile düşünülebilir.

Bence bu tip bir heyecan ( mahkeme salonunda yaşanan olumsuz türden bahsediyorum ) , zaman içinde yerini kendiliğinden sükunete bırakacaktır. Duruşmalara katıla katıla edinilecek pratik bu anlamda önemli, zannederim. Bir de dosyayı bilmek gerek

Saygılar.
Old 28-04-2007, 13:50   #10
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Sayın Av.Sevil,

Heyecanlanmak sayın ışıl'ın da belirttiği gibi kişisel bir özelliktir.

Dosyanızı okuyarak, bilerek ve o konudaki içtihatları görüşleri okuyarak ve ara kararını tahmin ederek ve ne isteyeceğinizi bilerek çıktığınız da mahkeme size zaten saygı duyacaktır. Bu durumda heyecanlanmanıza da gerek kalmayacaktır.

Saygılar.
Old 28-04-2007, 14:14   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Hukuk Mahkemelerinin duruşmaları ve hatta hukuk dosyalarının mürafaalarında heyecana kapıldığımı hatırlamıyorum.

Rutin seyrinde ilerleyen ceza dosyalarında da heyecana kapıldığım olmadı. Ancak mesleğe başladığım ilk yılda katıldığım , bir ceza dosyasına ait ilk mürafaada ayaklarımın titrediğini , sesimin bildiğim sesime benzemediğini hatırlıyorum. Aslında bu heyecan, zararlı olmaktan ziyade, olumlu sonuçlar veriyor diye bile düşünüyorum. Zihninizdeki ilgili ve ilgisiz tüm detaylar siliniyor ve yalnızca savunmanızla (veya iddianızla) baş başa kalıyorsunuz ve bu sesin yargılama makamına ulaşması, anlatmak istediğinizi daha net ifade edebilmeniz ve karşı tarafın dikkatini de odaklaması nedeniyle yararlı olabiliyor.

Son olarak geçtiğimiz aylar içinde bir ceza dosyama gelen adli tıp raporunun, duruşma sırasında kontrolümü sürdürebilmek için azami çaba harcamama neden olduğunu, dikkatli ve emek sarfedilmiş raporun mecazi anlamda değil, gayet fiziki olarak ( ) gözlerimin yaşarmasına neden olduğunu ve bu anlamda olumlu bir heyecan duyduğumu itiraf etmeliyim. Haksızlıklar karşısında ise, belli etmemekle birlikte, içten içe hala öfkelenebiliyorum.

Konunun profesyonellik veya acemilik veya meslekte alınan kıdemle ilgili olmadığına inanıyorum. Mesleğin başında girilen ilk duruşmalardaki acemilik kaygılarını ise, olmazsa olmazlığı, ancak zaman ve çalışmayla bir süre sonra kendiliğinden yokoluşu nedeniyle hesaba katmıyorum.

Saygılarımla...
Old 28-04-2007, 14:49   #12
AV.SERTANn

 
Varsayılan

Bu tür durumların mesleğin niteliğinden ve özellikle Ceza Muhakemesinde Avukatların konumundan kaynaklandığını düşünüyorum.Ne yaparsanız yapın bazen çok iyi,aksamadan,titremeden konuşabilir bazen tam tersi olabilir.Ne de olsa konuşma(savunma)yaparken savcı gibi düz bir metini doğrudan katibe yazdırmıyoruz,ayağa kalkıp bir yazıya sürekli bakmadan konuşma mecburiyetindeyiz ve yine savcının aksine duruşmanın herhangi bir safhasında müdahale etmez isek yargılamanın yanlış bir mecraya gitme riski olan durumlarla karşılaşıyoruz.Kısacası bu tür durumların mesleğin özünde var olduğu ve duruşmadan duruşmaya değişebileceği kanaatindeyim.Her an, heyecanı yaşamak zorunda kalabiliriz.
Old 28-04-2007, 18:21   #13
muratsadioğlu

 
Varsayılan

Avsevil arkadaşım,

Sizin ve sizden sonraki arkadaşlarımın yazdığı,o malum heyecan,kanbasması,tansiyon vs.yi yaşamayan varmı?
Neden?..Çünkü kimse anasından Avukat doğmuyor..
Bu güçlüğü aşmanın tek yolu:mesleki ve kültürel donanım.
Hukuk Fakültelerinin pratiğe yönelik programı,şimdi var mı bilmem.Bizim zamanımızda da yoktu.Bu nedenle Avukatlıkta 'işbaşında yetişme' yöntemi geçerli.
Önce bu işi seveceksiniz..Sonra da azimle,hiç birşey bilmiyormuşsunuz gibi,sil baştan..Bu arada deneyimli ve başarılı bir üstadtan da yararlanacaksınız;başarırsınız.
Haydi bakalım,kolay gelsin.
Av.Murat Sadioğlu
Old 28-04-2007, 20:26   #14
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avsevil
Merhabalar
Bildiğiniz gibi bizim mesleğimiz yani avukatlık mesleği bilgi,tecrübe,birikim,ikna kabiliyeti,bilgiyi iyi aktarabilme,yazma kabiliyeti,konuşma kabiliyeti ve iletişim üzerine kurulu bir meslek.Acaba biz bu mesleği yaparken ne kadar kendimize güvenimiz var?Hala her duruşma da heyecanlanıp konuşmalarımızda tekliyor,titriyor,terliyor,kızarıyor hatta bayılacak denli tansiyonumuz düşüyor mu?Çok iyi hazırlandığımzı celse de hiçbir şey yapamadan iki lafı bir araya getiremeden hatta arap saçına dönüşen konuşmalar yaptığımız oluyor mu?Ben bu denli heyecanı çoğu kez yaşamama rağmen birçok yeni arkadaşımın bu sorundan muzdarip olduğunu hatta gençleri bırakın uzun süreden beri bu mesleği icra eden meslketaşlarımın dahi duruşma salonlarında teklediğini görüyorum.Bu forumu açarken düşüncem acaba bu sorunu yaşayan birileri var mı varsa yardımcı olmak istiyor,sayın üstatlardan da zamanında bu sorunu yaşayıpta nasıl aştığını bizlerle paylaşmak isteyenlere kapı aralamaktı.
Cevaplarınızı sahiden merakla bekliyor zaman ayıran herkese çok ama çok teşekkür ediyorum
Sevgi ve saygılarımla

Sayın Meslektaşım;
Bir süre sonra, heyecanlanmayı da özlüyorsunuz ama, dile getirdiğiniz anlamda ya heyecanlanamıyorsunuz ya da heyecanlanmanız yasaklanıyor. Elinizde imkan varken heyecanlanın bol bol, bence hiç bir mahsuru yok. Kelimeler tam telaffuz edilemiyor, harfler mi yutuluyor? Ne gam? Geçicidir bunlar. Dosyanıza hazırlanın kafi. Başkaca (teknik) yönleri arkadaşlarımız aktarmış zaten.
Heyecan olmadan olmaz.
Bol heyecan diliyorum.
Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlar Nasıl Kurtulur? avukatlıkta Kalite Nasıl Artar? işte Bana Göre Çözümü: ibrahimbey Hukuk Sohbetleri 87 26-05-2010 22:11
mahkeme aksanı nasıl olmalı? didem kunal Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 15 21-04-2008 21:46
Soybağının Reddine İlişkin Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması - Görevli Mahkeme seyitsonmez Meslektaşların Soruları 3 05-01-2007 10:22


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06671906 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.