Avrupa Ve Biz!

Avrupalı Kadınlar, Türk Kadının Durumunu Değerlendirdi .
**********************************

Avrupa Birliği Avrupa- Akdeniz Projesi (Euromed) Kapsamında Düzenlenen 'Toplumda Kadının Rolünün Güçlendirilmesi' Konulu 1'inci Bakanlar Toplantısı'na Katılmak Üzere İstanbul'a Gelen Avrupa Konseyi Dış İlişkiler ve Avrupa Komşuluk Politikasından Sorumlu Komisyon Üyesi Benita Ferrero- Waldner ile ...


AVRUPA Birliği Avrupa- Akdeniz Projesi (EUROMED) kapsamında düzenlenen `Toplumda Kadının Rolünün Güçlendirilmesi` konulu 1`inci Bakanlar Toplantısı`na katılmak üzere İstanbul`a gelen Avrupa Konseyi Dış İlişkiler ve Avrupa Komşuluk Politikasından Sorumlu Komisyon Üyesi Benita Ferrero- Waldner ile Avrupa Birliği Başkanları Konsey Başkanı ve Finlandiya Sağlık ve Sosyal İlişkiler Bakanı Tuula Haatainen AB sürecinde Türk kadınının rolünü DHA muhabirine değerlendirdi. Türk Hükümeti`nin önemli kararlar aldığını belirten Waldner ile Haatainen, uygulamanın sonucunu bekletiklerini bildirirken, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, kadın milletvekili sayısı bakımından TBMM`nin İran`dan geri olduğunu söyledi.


AB Başkanları Konsey Başkanı ve Finlandiya Sağlık ve Sosyal İlişkiler Bakanı Tuula Haatainen, Türk kadınının toplumdaki yerinin çağdaş Avrupalı kadınlardan çok farklı olmadığını ancak, Türk toplumunda yerleşik kimi olumsuz anlayışların değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu konuda yeni yasal düzenlemeler yapan Türk Hükümeti`nin üzerine düşeni yaptığını vurgulayan Haatainen, şöyle dedi:

``Türkiye`deki sivil toplum örgütlerinin ve hükümetin kadının toplumdaki yerini güçlendirmek adına olumlu çabalar ortaya koyduklarını görmek mutluluk verici. Özellikle Türk Hükümeti`ne gerek hukuki anlamdaki çabaları, gerekse bugün bu önemli toplantının gerçekleşmesini sağladığı için teşekkür etmek isterim.``
Türk kadının statüsünün yükseltilmesi adına yürürlüğe konan yasaların olumlu adımlar olduğunu anlatan Haatainen, bu yasaların uygulama sürecinin zaman alabileceğini söyledi.

``AB, TÖRE CİNAYETLERİNİ KABUL EDEMEZ``
Haatainen, Türkiye`deki töre cinayetlerinin AB sürecini nasıl etkileyeceğine ilişkin soru üzerine, şöyle konuştu:
``AB`nin ana ilkelerinden birisi insan hakları ve dolayısıyla kadın haklarını korumak ve geliştirmektir. Bugün buradaki deklarasyonda da belirttiğimiz üzere her AB üyesi devlet insani suçlara ve kadına karşı şiddete karşı savaşmalıdır. Töre cinayetleri AB ilkeleriyle uyuşmaz. Bu asla kabul edebileceğimiz bir yaklaşım değildir. Ancak, töre cinayetlerine benzer yaklaşımları Avrupa`da da görüyoruz.``

``KADINA ŞİDDET AVRUPA`DA DA VAR``
Toplantıya katılmak üzere İstanbul`a gelen Avrupa Konseyi Dış İlişkiler ve Avrupa Komşuluk Politikasından Sorumlu Komisyon üyesi Benita Ferrero- Waldner ise, kadına karşı uygulanan şiddetin Avrupa`nın bir çok ülkesinde de görüldüğünü söyledi. Türkiye`nin kadına karşı şiddetle mücadele için gerekli yasal mevzuatı yürürlüğe koyduğunu hatırlatan Waldner, ``Şiddetle mücadele için gerekli yasal düzenlemeler yapıldı. Şimdi sıra uygulamada. Ailelerdeki şiddet anlayışını değiştirmeli, şiddetin kabul edilmez olduğunu göstermeliyiz. Kadına karşı şiddet olgusu sadece Türkiye`nin değil bugün bizim ülkelerimizin de başlıca sorunudur. Ben hali hazırda İspanya`da devam eden bir kampanyaya tanıklık ettim. Şiddet tüm ulusları tehdit ediyor. Bu nedenle artık bu konu tabu olmaktan çıkmalı, tartışılmalı, çözüm önerileri üretilmelidir`` dedi.

``KADINLAR KENDİLERİNE GÜVENMELİ``
Waldner, şiddet anlayışının ortadan kaldırılması için uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekerken bu konuda kadınların da kendi inisiyatiflerini kullanmaları gereğini anlattı. Waldner, şöyle konuştu:
``Kadına karşı şiddet tüm dünyanın ortak sorunudur. Bu konuda hükümetler kadar kadınların kendilerinin de mücadeleye katılmaları gerekiyor. Kadınlar kendilerine güvenmeli. Eğitim ve ekonomik düzeylerini yükseltmeli, sosyal ve siyasal alanda daha fazla boy göstermeli.``
Waldner, kadın haklarını görmezden gelmenin insan hakları ihlali olduğunu savunarak, bu konuda Türkiye`yi uyardı. İnsan haklarına saygının AB`nin temel ilkelerinden biri olduğunu hatırlatan Waldner, ``Kadın hakları insan haklarıdır. İnsan haklarının uygulanması da AB`nin genişleme sürecinde aday ülkelerin üzerinde ilerlemesi gereken rotalardan birisidir. İnsan hakları konusundaki gelişmeler önemle gözlenmelidir. İhlaller AB sürecini olumsuz etkiler`` dedi.

ÇUBUKÇU: PARLAMENTODA İRAN KADINLARINDAN GERİYİZ
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ise Türk kadının sosyal ve siyasal alanda hala istenilen düzeye ulaşamadığını kaydetti. DHA muhabirinin BM Kalkınma Programı 2006 İnsani Gelişme Raporu`nda Türk kadının sosyal ve siyasal alanda İran ve Bangladeş kadının gerisinde yer aldığını hatırlatması üzerine Çubukçu, şunları söyledi:
``Raporda, Türkiye`nin son 4 yılda çok iyi olmasa da hızla ilerlediği kaydediliyor. Türkiye olarak hızlı ve olumlu gelişmeler kaydeden bir ülkeyiz. Ancak, parlamentoda İran kadınlarının gerisindeyiz. Ne yazık ki birkaç ülkeyle birlikte son sıralarda yer alıyoruz. İnanıyorum ki bütün bu olumlu gelişmeler önümüzdeki dönem parlamentosunda bir sıçrama yaratacaktır.``
Türkiye`nin aile içi şiddetle mücadelede önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Bakan Çubukçu, istatik verilere göre Türk kadını ile dünya kadını arasında büyük farklar olmadığını söyledi. Türkiye`deki sorunların temelinde geleneklere ve kültüre bağlı olumsuz anlayışlar olduğunu belirten Çubukçu, bu anlayışla mücadele etmeyi amaçladıklarını söyledi. Çubukçu, şöyle dedi:
``Şiddete uğrayan kadınlarla ilgili yapılan araştırmalara şiddet öncesi ve sonrası istatistiklere bakıldığında Türkiye diğer ülkelere oranla büyük farklılıklar arz etmiyor. Bizde, bize özgü sorunlar var ve biz de onlarla mücadele ediyoruz. Toplumsal duyarlılığın artması ve medyanın olumlu girişimleri bizleri bu konuda yüreklendiriyor. Türk kadının toplumdaki rolünün iyileştirilmesi yönünde atılan adımlar AB için değil Türkiye`nin çıkarı için yapılıyor. Biz şiddeti ülkemizin en önemli sorunu ilan ettik. Bir çok yasal değişiklik yaptık. Bu adımları, eşitlik mücadelesini kendi ülkemiz için yapıyoruz, AB için değil.



_________________
Çocuklarımızı kanatlarımızın arasında saklamak yerine onlara KANAT ÇIRPMAYI ÖĞRETELİM Kİ;
masmavi ufuklara yol almayı başarabilsinler.
Nil.