Belediyeler Ve Yap İşlet Devret modeli Uygulamaları

değerli meslektaşlarımın bu konudaki görüşlerine bir kaç soruyla ulaşmak isteğindeyim dilediğiniz her hangi bir soruyu vereceğiniz cevap konunun aydınlanmasında yüksek bi öneme sahip olabilecektir.


- belediyelerin yap işlet devret modeli ile ilgili uygulamalarının dayanağı nedir?( belediyeler kanunu mad.19/6 dışında)

- bu sözleşme bir imtiyaz sözleşmesi midir?

- eğer imtiyaz sözleşmesi ise belediyenin sorumluluğu ne olacaktır?

- bu tip bir sözleşmeye taraf olmayan fakat sözleşmenin konusunun yapımını istisna sözleşmesi benzeri bir sözleşmeyle üstlenen 3. kişinin idarenin sorumluluğuna yönelme koşulları nelerdir?

- hakediş icmali düzenlenerek anılan idarece imza edilmiş olması durumunda hakediş icmalinin idareyi bağllayıcı yönü var mıdır ?

- idarenin kusur sorumluluğunun şartları böyle bir konuda hangi koşullarda oluşur?

- kusursuz sorumluluğuna gidilebilir mi?

- bu konuya ilişkin her hangi bir uyuşmazlıkla karşılaştınız mı?

Sayın eylem ,

Aşağıda ilgili kanunun adını numarasını sunuyorum . Sorduğunuz soruların hiç birisinin yanıtı burda yok.

Biraz daha araştırıp yeniden düşünmek lazım. Bu arada siz de sorularınızı daha somutlaştırınız. Yoksa sayfalarca yazmak zorunda kalacağım

Saygılarımla

Bir Dost



BAZI YATIRIM VE HİZMETLERİN YAP-İŞLET-DEVRET
MODELİ ÇERÇEVESİNDE YAPTIRILMASI
HAKKINDA KANUN


Kanun Numarası : 3996
Kabul Tarihi : 8/6/1994
Yayımlandığı R.Gazete:Tarih : 13/6/1994 Sayı: 21959
Yayımlandığı Düstur :Tertip: 5 Cilt: 33 Sayfa :

Yap İşlet Devret ile imtiyaz sözleşmeleri farklıdır.

İmtiyaz tanıma, belirli mal ya da hizmetlerin üretim ve/veya dağıtımı konusunda geçici monopol hakkı verilmesini kapsar.

Yap İşlet devret sözleşmelerinde ise sadece yapılan tesisin işletilmesi söz konusudur. Tekel oluşturmak soz konusu değildir.


Üçüncü kişi hakkındaki sorunuzu anlayamadım: şirketin taşeronu mu bu üçüncü kişi? Yoksa tesisi yapılacak alanda faaliyet gösteren bir başka kişi mi? Ya da yap işlet devret ile yapılması gereken bir ilşi istisna sözleşmesi ile yapan biri mi? Ve nihayet belediyenin sorumluluğuna yönelmesi için Borçlar Kanunundaki istisna sözleşmesi hükümlerinden başka hükümlere neden ihtiyaç duyuyor ?

Belediye kesin hakediş düzenledi ise işi kabul etmiş ve sözleşmedeki borcu ödemek yükümlülüğüne girmiş demektir.

Belediyenin kusursuz sorumluluğu adam çalıştıranın ve bina sahibinin kusursuz sorumluluğu ile sınırlıdır. Bu 'kusursuz' deyimi ile siz başka bir şeyden söz ediyor olmalısınız. Sözleşme koşulları sorumluluğu belirler. Sözleşmelerde de kusursuz sorumluluk olmaz.

Sorularınızı güncellenmiş hali ile bekliyorum .

Saygılarımla

Bir Dost

sanırım konuyu biraz daha açmam gerekiyor. konumuzda anılan belediye yabancı bir şirketle otel yapımını, 25 yıl süreyle işletilmesini ve borçdan ari bir biçimde devrini öngören yap işlet devret sözleşmesi yapıyor. şirketin üstlenmiş olduğu otel yapımı işini sözleşmeyle bir üçüncü kişi yükleniyor, ardından da işin devamında hatta tamamlanmasına yakın bir evresinde şirket yap işlet devret sözleşmesini bir ibraname ve feragatname ile yükleniciye ödemekle yükümlü bulunduğu borcunu belediyenin veya inşaatı devralacak kişiye yükletilmesi koşuluyla sözleşmeyi fesih ediyor, ardındanda belediye bir hakediş icmali ile bir başka şirketi bu yapının borçlusu olarak belirliyor. hak ediş icmalini ise 3 taraf birlikte imza ediyor. fakat her iki şirketinde akıbeti konusunda bilgi bulunmadığından belediyenin sorumluluğunu gitmek en garantili sonuç gibi görünüyor. bu sebeple özel hukuk hükümlerinden yola çıkıldığında idareyi sorumlu tutmak güç belki imkansız olacaktır. idari dava açmak en olanaklı görünen durumdur. fakat yap işlet devret sözleşmelerinin belediyelerce yapımına ilişkin ve bu sözleşmeler dolayısıyla sorumluluğunu ilişkin bir hükme rastlamadım 3996 sayılı kanunun kapsamı belli bazı hizmetlere ilişkindir ve yine 3. kişilere karsı sorumluluğu düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır bunun yanında bu sözleşmelerin niteliği oldukça müphem bir yapıdadır. bazılarına göre irtifak hakkına dayanmaktadır. bir kısım görüş ise imtiyaz sözleşmesi olarak nitelemektedir fakat bu niteleme 3996 sayılı kanuna göre yapılan sözleşmelere yönelik bir nitelemedir. olayımızdaki durum farklıdır.

buradan yola çıkarsak idarenin sorumluluğuna gidilebilir mi ?

BAZI YATIRIM VE HİZMETLERİN YAP-İŞLET-DEVRET
MODELİ ÇERÇEVESİNDE YAPTIRILMASI
HAKKINDA KANUN

Sözleşme
Madde 5 - (Değişik: 20/12/1999 - 4493/2 md.) Yüksek Planlama Kurulunca belirlenen idare ile sermaye şirketi veya yabancı şirket arasında yapılacak sözleşme, özel hukuk hükümlerine tabidir.

Saygılarımla

Uygulanacak Kanun konusunda yanılgıya düşmemek gerek. Örnek verilen olayın 3996 sayılı Kanun kapsamına girmeyeceğini düşünüyorum. Zira söz konusu Kanun'un amaç ve kapsam başlıklı maddeleri şu şekildedir;

AMAÇ
Madde 1 - Bu Kanunun amacı kamu kurum ve kuruluşlarınca (kamu iktisadi teşebbüsleri dahil) ifa edilen, ileri teknoloji veya yüksek maddi kaynak gerektiren bazı yatırım ve hizmetlerin, yapişletdevret modeli çerçevesinde yaptırılmasını sağlamaktır.

KAPSAM
Madde 2 - (Değişik fıkra: 24/11/1994 - 4047/1 md.) Bu Kanun, köprü, tünel, baraj, sulama, içme ve kullanma suyu, arıtma tesisi, kanalizasyon, haberleşme, elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticareti, maden ve işletmeleri, fabrika ve benzeri tesisler, çevre kirliliğini önleyici yatırımlar, otoyol, trafiği yoğun karayolu, demiryolu, gar kompleksi, lojistik merkezi, yeraltı ve yerüstü otoparkı ve sivil kullanıma yönelik deniz ve hava alanları ve limanları (Ek ibare: 21/05/2008-26882 S.R.G. Yön/md.2) yük ve/veya yolcu ve yat limanları ile kompleksleri, sınır kapıları, milli park (özel kanunu olan hariç), tabiat parkı, tabiatı koruma alanı ve yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında planlarda öngörülen yapı ve tesisleri, toptancı halleri ve benzeri yatırım ve hizmetlerin yaptırılması, işletilmesi ve devredilmesi konularında, yapişletdevret modeli çerçevesinde sermaye şirketlerinin veya yabancı şirketlerin görevlendirilmesine ilişkin usul ve esasları kapsar.

Birinci fıkrada öngörülen yatırım ve hizmetlerin bu Kanuna göre sermeye şirketleri veya yabancı şirketler eli ile gerçekleştirilmesi bu yatırım ve hizmetlerin, ilgili kamu ve kuruluşları (kamu iktisadi teşebbüsleri dahil) tarafından görülmesine ilişkin kanunların istisnasını teşkil eder.

Uyuşmazlığa ilişkin olarak uygulanacak Kanun 2886 sayılı Kanun olmalıdır. Nitekim bu durumun sözleşmede belirtilmiş olması olasıdır.