Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Karşılıksız Çekteki Kaşe

Yanıt
Old 26-10-2007, 14:31   #1
incitanesi

 
Önemli Karşılıksız Çekteki Kaşe

sayın meslektaşlar elimde a bankasının bir çeki var. süresinde b bankasına ibraz edilmiş. b bankası a bankasına vekaleten karşılıksız kaşesini vurmuş.sonrada çekin ön yüzüne b bankası takas kaşesi iatal edilmiştir demiş.arakayada sadece ipatal edilmiştir kaşesini vurmuş anlam veremedim.ne yapmalıyım
Old 26-10-2007, 14:46   #2
Av.Pınar Ertunç

 
Varsayılan

Bence çek takasa verildiği zaman takas kaşesi vuruluyor ve karşılıksız çıktığında takas kaşesini iptal ediyor bankalar,karşılıksız olduğunu yazıyorlar.
Old 26-10-2007, 14:50   #3
Av.Nuran Ural

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Kısmen işinize yarayabileceğini düşündüğüm bir karar ekliyorum. İyi çalışmalar dilerim.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1973/641
Karar No : 1974/1185
Tarih : 13.11.1974


ÇEKTE MUHATABA İBRAZ EDİLMELİDİR İBARESİ ( Çekin Başka Bankaya İbraz Edilebilmesi )
BANKA ÇEKİ ( Keşidecisi ve Muhatabı Banka Olan Çek )
KEŞİDECİSİ VE MUHATABI BANKA OLAN ÇEK ( Banka Çeki Niteliği )
ÇEK AMİRİNİN HESABINA VİRMAN EDİLEN ÇEK BEDELİ ( Zayi Olan Çekten Dolayı )
ZAYİ ÇEK ( Çek Amiri Niteliği ve Onun Hesabına Yapılan Virmanın Geçerliliği )




ÖZET :

Ttk. M.708`de yeralan çek için "muhataba ibraz edilmelidir" hükmü,emredici nitelikte olmayıp çekin karşılıklı ( provizyon ) Verilmesisuretiyle, çekte yazılı bankadan bir başka bankaya da ibraz edilebilir.keşidecisi ve muhatabı banka olan çeke "banka çeki" denir.


DAVA :

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasından dolayı yapılan yargılamasonunda; davanın reddine dair İstanbul Dördüncü Asliye Ticaret Mahkemesi`ndenverilen 6.10.1972 gün ve 280/465 sayılı kararın incelenmesi davacı vekilitarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Ticaret Dairesinin 13.1.1973 gün ve5277/27 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilip yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda; önceki hükmün usule ve kanuna uygungörüldüğünden bahisle direnmeye karar verilmiştir.

Temyiz eden ve duruşma isteyen ... Bank T.A.Ş. vekili Av. S.A.

Duruşma yapılması için tayin olunan 23.10.1974 Çarşamba günü belli zamandatemyiz eden ve duruşma isteyen davacı ... Bank Gn. Md.ğü adına avukat S.A. veAvukat K.C. ile karşı taraf davalı D.Ö. ve E.P.S.A.Ş. adına Avukat A.B. ileAv. K.K. geldiler. Diğer davacı vekillerine tebliğat yapıldığı haldegelmediler.

Temyiz dilekçesi hakkında bir diyecekleri olmadığı davalı vekillerindensorularak, temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerekanlaşıldı.

Hukuk Genel Kurulunca gelen taraf vekillerinin ve davalının sözlüaçıklamaları dinlendikten sonra vaktin yetersizliğinden ötürü işin kararabağlanmasının başka güne bırakılması uygun görüldü.

Bugün Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunup iş anlaşıldıktansonra gereği görüşüldü:


KARAR :

1 - Davacı banka vekili, 7 Haziran 1972 günlü dava dilekçesinde;müvekkili bankanın Nişantaşı Şubesi müşterilerinden olan Af. M.`in emir vetalimatı üzerine ve adı geçenin 253/5 numaralı hesabı carisi karşılığından,Nişantaşı Şubesince, M.A.A. adlı bir şahıs lehine, ... Bank Beyoğlu Şubesiüzerine 2 Mart 1972 tarihinde 850.000 liralık bir çek keşide ettiklerini vefakat çekin keşide tarihinden hemen bir gün sonra, çek lehtarı M.A.A.`nın çekamiri Af. M.`e lehtarı bulunduğu çeki zayi ettiğini haber vermesi üzerine,müvekkili bankanın da, çekin ibrazında ödenmemesi hususunu bütün ... Bankşubelerine, 3 Mart 1972 tarihli bir tamimle tebliğ ettiğini ve ahiren davalıanonim şirket temsilcisi D.Ö. tarafından 13 Mart 1972 günü, Kuşadası ... BankŞubesi vasıtasiyle, çek bedelinin kendisine ödenmesi hususunda, müvekkilibankanın Beyoğlu Şubesinden provizyon ( karşılık ) istendiğini, halbuki çekinTürk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesi hükmüne göre, ancak muhatap bankayaibrazının mümkün ve zorunlu bulunduğunu ve davalı anonim şirket temsilcisininhamili durumuna girdiği bir çeki Kuşadası ... Bank Şubesine ibraz etmesihalinin hiç bir zaman muhataba ibraz yerine kaim olmıyacağını ve ayrıca çekamiri Af. M.`in vaki talebi üzerine de çek karşılığı 850.000 liranın adıgeçene aynen ve nakten iade edildiğini iddia ederek Türk Ticaret Kanunu`nun708, 711 ve aynı Kanunun 720/1-3 bentleri hükümleri muvacehesinde müvekkilibankanın söz konusu çekten dolayı çek hamili davalı şirketin müvekkili bankayakarşı, hukuken çek bedelini talep etme hakkı tamamen ortadan kalkmış olduğuhalde, davalı şirket tarafından müvekkili banka aleyhine icrai takibatageçildiğinden bahisle İcra ve İflas Kanunu`nun 72. maddesi hükmüne istinadenve "menfi tesbit davası" yoluyla söz konusu çekten dolayı müvekkili bankanınborçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava eylemiştir.

2 - Davalı anonim şirket vekili ise, 4 Temmuz 1972 günlü cevap layihasında,davacı bankanın hem keşidecisi ve hem de hamili bulunduğu 2 Mart 1972 keşidetarihli 850.000 liralık çekin ileri sürülen iddia hilafına lehdarı M.A.A.tarafından zayi edilmeyip bil`akis ciro suretiyle müvekkili şirket elindeolduğunu ve on günlük kanuni ibraz süresinin son günü olan 12 Mart 1972gününün resmi tatile tesadüf etmesi nedeniyle, tatili takip eden 13 Mart 1972günü müvekkili şirket temsilcisinin kendisine ait deniz motorunu tamirettirmek nedeniyle bulunduğu Kuşadası ... Bank Şubesine ibraz ve bu bankaşubesi aracılığı ile vaki telefon ve telgraf muhaberesinden ödeme süresiiçinde çekin kaybolmayıp müvekkili elinde bulunduğundan haberdar olduğu haldedavacı bankanın çek karşılığı meblağı aynı gün alelacele çek amiri Af. M.adına "virman" yoluyla geçirip ve fakat adı geçene nakten bir ödemedebulunamadığını ve bu davanın neticesine değin sözü edilen parayı elindetuttuğunu ve bu hususun İstanbul İkinci Ticaret Mahkemesi`nce yapılan 1972/252ve yine aynı mahkemeye ait 1972/316 sayılı tesbit dosyaları ile sabit olduğunuve sözkonusu çekin zayi olduğuna dair çek amiri Af. M. iddiasının mahkemekararı ile tesbit ve tevsiki icabettiği gibi, ayrıca davacı bankanın TürkTicaret Kanunu`nun 711/3. fıkrası hükmünü nazarı itibare alarak çek bedeli850.000 lira için mahkemeden tevdi yeri tayini kararı alması da zorunlu olduğuhalde bu yola gidilmediğini ve olayda çekten cayma halinin de asla söz konusuedilemiyeceğini ve davacı bankanın, kendisinin hem keşidecisi ve hem demuhatabı bulunduğu çekin Kuşadası`nda davacı bankanın orada şubesi olmamasınedeniyle ...Bank`a ibraz edildiğini öğrenmesine rağmen, üçüncü hamildurumunda olan müvekkili şirket temsilcisi lehine provizyon vermiyerektemsilciyi o günün akşamına kadar oyalayıp çek bedelini müvekkili şirketlehine bloke etmemesi halini Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan objektifiyiniyet "kaidelerine tamamen aykırı bir davranış ve bu itibarla da kanunihimayeden mahrum olduğunu ve esasen davacı Bankanın Nişantaşı Şubesi Müdürününbirçok yolsuzluğu nedeniyle işinden çıkarılmış olması hali dahi yapılanişlemlerin kanunsuzluğunu açıkça ortaya koyduğunu savunarak, açılan davanınreddine karar verilmesini istemiştir.

Mahalli mahkeme, davacı bankanın keşidecisi bulunduğu 850.000 liralık çekindavalı şirket temsilcisi tarafından 10 günlük kanuni ibraz süresi içerisindemuhataba ibraz edilmiş olduğunu ve kaybolduğu iddia olunsa, çekin henüz kanuniibraz süresi dolmadan ortaya çıkması üzerine davacı bankanın çek bedeli parayımeşru hamil olduğunda en ufak bir şüphe olmayan davalı anonim şirket lehinebloke bekletmesi gerekirken on günlük ibraz süresi içerisinde çek amiri Af. M.adına "virman" yapması halinin hiç bir zaman davalı şirketin çek bedeli içindavacı bankaya müracaatını bertaraf etmiyeceğini ve olayda Türk TicaretKanunu`nun 669. ve 670. maddeleri hükümleri muvacehesinde de davalı çekhamilinin davacı banka aleyhine icra takibinde bulunmasının haklı olduğunubelirtmek suretiyle, davacı bankanın açtığı işbu menfi tesbit davasınıreddetmiş bulunmaktadır.

Davanın reddine ilişkin mahalli mahkeme kararı aleyhine davacı banka vekilitarafından duruşmalı olarak temyiz incelenmesi talep edildiği için, YargıtayTicaret Dairesi duruşmalı olarak yaptığı tetkikat sonunda; dava konusu yapılançekte muhatap banka olarak açıkça "...Bank Beyoğlu Şubesi" gösterilmişbulunmasına nazaran, davalı şirket temsilcisinin hamili bulunduğu bu çeki adıgeçen banka şubesine ibraz etmeyerek, Kuşadası ... Bank Şubesine ibraz etmişolması hali, Türk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesi hükmü muvacehesinde hiç birzaman "muhataba ibraz" yerine geçemiyeceği ve bu suretle kauni süresi içindeibraz edilmemiş olan işbu çekten dolayı davacı bankanın Türk TicaretKanunu`nun 711/1; göre çekten cayma hakkı bulunduğu ve bu caymanın davacıbanka tarafından 16 Mart 1972 tarihli ihtarname ile de davalı çek hamilişirket temsilcisine bildirdiğine göre olayda Türk Ticaret Kanunu`nun 710.maddesi hükmünün de uygulama olanağı kalmadığından açılan menfi tesbitdavasının kabulü gerekeceği nedeniyle mahalli mahkeme kararını bozmuştur.

Davalı şirket vekilinin karar düzeltilmesi istemi, aynı daire tarafındanbir üyenin mahalli mahkeme kararı gerekçesini benimseyerek kararın onanmasıyolundaki muhalefeti ile red`edilmiş ve fakat bu defa mahalli mahkemeninönceki kararında direnmesi üzerine dava dosyası Yargıtay Hukuk Genel Kurulunaintikal ettiğinden aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir;

3 - Her ne kadar davacı taraf, gerek dava dilekçesinde ve gerekse yargılamasırasında Türk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesi hükmüne dayanarak söz konusuçekin münhasıran muhatap "... Bank Beyoğlu Şubesi`ne ibraz edilebileceğini vebu banka şubesinden başka diğer hiç bir bankaya ibraz edilemiyeceğini ve davakonusu çekin davalı şirket temsilcisi tarafından Kuşadası ... Bank Şubesineibraz edilmiş olmasının asla kanunun anladığı anlamda" muhataba ibraz yerinegeçemiyeceğini ileri sürmüş ve özel daire de bu görüşü benimsemiş ise de,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu aynı görüşe katılmamıştır. Gerek Türk TicaretKanunu`nun 708. maddesinin yazılış şeklinden ve gerekse bir çekin üzerineçekildiği banka şubesinden başka bir şube üzerine ciro edilmesine imkan verenaynı Kanun`un 701. maddesinin son fıkrası hükmü ile, bir çekin takas odasınaibraz edilmiş olması halinin, ödeme için muhataba ibraz yerine geçeceğineilişkin yine aynı Kanun`un 710. ve bir de umumi ve hususi çizgili çeklerleilgili 715 ve 716. maddeleri hükümleri hep birlikte gözönünde tutulduğutakdirde, davacı tarafın davasını dayandırdığı 708. madde hükmünün iddiaedildiği gibi amir ve mutlak bir hükmü ihtiva etmediği kendiliğinden ortayaçıkmaktadır. Aksi halde; yani bir çekin mutlaka üzerine çekilen muhatapbankaya ibraz edilebileceğini ve diğer bir bankaya ibraz edilemiyeceği halininazara itibare aldığımız takdirde, hem ticari hayatın icabettirdiği sür`at vekolaylık ortadan kalkmış olur ve hem de çekle ödemeden beklenen ticari veiktisadi gayenin tahakkuku tamamen imkansızlaşmış olur. Çünkü, Türk TicaretKanunu`nun 708. maddesi hükmü, davacı banka ile özel dairenin anladığı manadayorumladığı takdirde, ciro ile bir çekin meşru hamili durumuna giren birkimse, çek bedelini tahsil edebilmek için iş ve gücünü bırakarak çoğu zamanyorucu ve hatta büyük masrafı mucip seyahat zorunluğundan da kalarak muhatapbankanın bulunduğu yer ve şehre gitmesi icabedecektir. Halbuki, kanun koyucuçekle ilgili hükümleri ödeme ( tediye ) kolaylığını sağlamak için sevketmişbulunmaktadır. Bilindiği üzere, çek; keşidecinin bir bankaya hitaben yazdığıbir tediye emridir. Bu tediye emri üzerine çekte yazılı muhatap banka, çektebelirtilen miktarda bir parayı keşidecinin o bankadaki hesabından çekerek çeklehdarına veya ciro suretiyle çeki eline geçiren meşru hamiline ya nakten öderveya hamilin vereceği talimata göre onun hesabının bulunduğu diğer bir bankayamatlup kaydedilmek üzere emir ve talimat verir. Çekle ödemenin bu özelliğiicabı olarak; bugün memleketimizde, bir çek, üzerine çekildiği bankadan başkabir bankaya ibraz edilerek o bankanın muhatap Bankadan provizyon karşılıkistemesi suretiyle ödendiği bir gerçektir. Davalı şirket vekili tarafındanibraz edilen ve dosyada mevcut muhtelif bankalara ait çek fotokopileri bu fiildurumu ortaya koymuş bulunmaktadır. Çek`de yazılı muhatap bankadan başka birbankaya ibraz edilen bir çekin "provizyon" istenmesi suretiyle çek hamilineödenebilmesi keyfiyeti, çek hamili ile ibraz edilen banka şubesi arasında oanda teessüs eden ( temsil ) ilişkisinin normal bir sonucudur. Olayda daKuşaası ... Bank Şubesi davalı anonim şirketin bir mümessili olarak hareketetmiş bulunmaktadır. Çek hamili olan davalı şirket temsilcisinin ( idaremeclisi reisinin ) iş ve gücünü bırakarak Kanuni ibraz gününün son günübulunduğu Kuşadası`ndan uçak veya sair bir vasıta ile İstanbul`a kadar giderekelindeki çeki davacı bankanın Beyoğlu Şubesine ibraz etmesini istemek ve onubu şekilde bir harekete zorlamak, ticari hayatın olağan akışına aykırı birdavranış olur. Bir an için, Türk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesinde yer alan ( ... Çek, ... muhataba ibraz edilmelidir. ) hükmü mutlak ve emredici bir hükümgibi kabul edilerek aynı kanunun 710. maddesinde yer alan ( Çekin bir takasodasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. ) hükmü ile yukarıda değinilenyine aynı kanunun 701., 715. ve 716. maddeleri hükümleri hiç yok farzedilsebile, Türk Ticaret Kanunu`nun 720 ve 730/14. bendi hükümleri yoluyla çekleriçinde uygulama yeteneği olan ve kıymetli evraka ( kambiyo senedine ) dayananbir hakkın korunması için senet hamili tarafından kanuni süresi içerisindeyapılması gereken bir işlemin o süre içerisinde yapılmayıp ihmal edilmişbulunması nedeniyle senet borçlusu veya senet muhatabının o senetten doğanborçları düşmüş bile olsa, muhatabın hamilin zararına ve sebepsiz olarakkazanmış olduğu meblağ nisbetinde yine hamile karşı borçlu olacağını öngörenTürk Ticaret Kanunu`nun 644. maddesi hükmü karşısında, davacı banka, hemkeşideci ve hem de muhatabı bulunduğu 2 Mart 1972 günlü 850.000 liralık çektendolayı meşru hamil davacı şirkete karşı çek bedeli nisbetinde borçludurumdadır.

Davanın dayanağı olan 2 Mart 1972 günlü 850.000 liralık çekin hemkeşidecesi ve hem de muhatabı davacı banka olduğu için, böyle bir çek, "şahısçeki" olmayıp tam bir "banka çeki"dir. Ayrıca, fotokopisi dosyada mevcut vedavacı banka vekili tarafından da aksi iddia olunmayan sözkonusu çek davadilekçesinin maddi olaylar kısmının birinci bendindeki iddia aksine; Af. M.`indavacı bankanın Nişantaşı Şubesindeki 253/5 numaralı hesabı carisi karşılığıolarak değil, muhatap bankanın Beyoğlu Şubesine ait ( 1 ) numaralı hesapkarşılığı olarak keşide edilmiş bulunmaktadır. Böyle bir çekte Af. M.`in çekamiri olarak kabulüne hukuken imkan yoktur. Davacı bankanın dava konusuyaptığı 2 Mart 1972 günlü çekte, keşideci olarak ne imzası ne ismi ve de hesapnumarası yazılı bulunmayan ve bu itibarla da "çek hukuku" bakımından asla "çekamiri" sıfatını kazanamamış olan Af. M. ismindeki bir şahsın, çekte lehtarolarak gözüken ve fakat eline geçirdiği çeki tarihsiz bir şekilde F.F.K.,ismindeki diğer bir şahsa ciro etmiş olmasına rağmen, gerçek dışı olarak; ( ...dün aldığım çeki zayi ettim... ) yolunda kendisine ihbarda bulunduğunuileri süren Af. M.`in çek lehtarı M.A.A.`ya atfettiği bu beyanına dayanarakkeşide tarihinden hemen bir gün sonra 2 Mart 1972 tarihli çekin zayi olduğuhususunda bütün kendi şubelerine birer tamim göndermesi ve gerek kendisi vegerekse sözde "çek amiri" olduğu ileri sürülen Af. M. tarafından Türk TicaretKanunu`nun 720/20. bendi hükmünün atfı nedeniyle, aynı kanunun 669-675.maddeleri hükümlerine göre, görevli mahkemeye başvurularak ( çekin zayiindendoğan yasal borçlardan hiç birini yerine getirmeksizin sadece sözde kalan ( çekzayi oldu... ) yollu iddiada direnmesi, müdebbir bir tacirin davranış şekliolarak kabul edilemez. Kaldı ki, çekin meşru hamili olduğunu gerek müteaddittelefon konuşmalarıyla ve gerekse çektiği yıldırım telgrafla on günlük ibrazsüresinin son günü olan 12 Mart 1972 günü Pazara rastladığı için onu takipeden 13 Mart 1972 günü Kuşadası ... Bank şubesi vasıtasıyla ileri süren veayrıca ( ...kedişecisi ve muhatabı olduğunuz 850.000 liralık 2 Mart 1972 günlüçek şirketimize ciro edildi, çek bedelini şirketimiz adına bloke ediniz... )mealli ihtar ve talepte bulunan davalı şirket temsilcisinin bu ısrarlatalebine ve o ana kadar da çekten cayılmamış ve esasen cayılsa bile TürkTicaret Kanunu`un 695 ve 711/1. fıkrası hükümleri mucibince ibraz sonu olan13 Mart 1972 günü akşamına kadar hiç bir hukuki sonuç doğuramıyacağına rağmen,davacı bankanın, bu durumda çekin kendi eline geçmesine intizaren çek bedelinibloke etmesi ve ayrıca yukarda sözkonusu edilen 711/f.2 hükmüne göre ibrazsüresinin geçmesinden sonra dahi çek bedelini ödeyebilmek kanuni imkanınasahip olduğunu ve hatta bankaların birer itimat ve itibar müessesesi olduklarıilkesini gözönünde bulundurarak bu ilkeyi zedeleyici herhangi bir davranışiçerisinde girmemesi gerekirken, hem keşidecisi ve hem de muhatabı bulunduğuçek bedeli 850.000 lirayı, çekte ne imzası, ne ismi ve ne de hesap numarasıyazılı olmaması itibariyle çekle en ufak bir ilişkisi bulunmayan Af. M. adınanakden veya hesaben geçirmesi ayrı ayrı zamanlarda davacı bankaya aitdefterler üzerine yapılmış olan delil tesbiti inceleme raporları münderecatınagöre davacı bankanın çek bedelini bir defasında nakten bir defasında da virmansuretiyle intikal ettirmiş olması... gibi halleri ( Türk Ticaret Kanunu`nun12/8 göre ) tacir durumunda olan davacı bankanın, hem Türk Ticaret Kanunu`nun 20.maddesinde öngörülen "basiretli bir iş adamı gibi hareket etme" kanunizorunluğuna aykırı ve hem de Medeni Kanun`un 2. maddesinde yer alan" objektifiyiniyet kaidelerine zıt bir davranıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun29.5.1963 gün ve esas: T/23, karar: 19 numaralı ilamında da değinildiğiveçhile; hükümlerinin büyük bir kısmı kamu düzeni düşüncesine dayanan 7129sayılı Bankalar Kanununa göre memleketimizde faaliyette bulunan tümbankaların, halkın bankalara karşı olan genel güvenini sarsıcı ve bankacılıkişlemlerinin gerektirdiği çabukluğu baltalayıcı fiil ve davranışlardanözellikle kaçınmaları icabeder.

Gerek yukarda açıklanan nedenlerle ve gerekse mahalli mahkemenin direnmekararında belirttiği sebeplerle, davacı, bankanın, hem keşidecisi ve hem demuhatabı bulunduğu 2 Mart 1972 tarihli 850.000 liralık çekten dolayı, çekhamili davalı Anonim Şirkete karşı borçlu durumda olduğundan İcra ve İflasKanunu`nun 72. maddesine istinaden davacı banka tarafından davalı şirketaleyhine açılmış olan ( menfi tespit davası )nın reddine ilişkin direnmekararının onanması gerekmiştir.


SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle davacı banka vekillerinin yerinde olmayantemyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararının ONANMASINA,13.11.1974 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Old 26-10-2007, 14:50   #4
Av.Nuran Ural

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;

Kısmen işinize yarayabileceğini düşündüğüm bir karar ekliyorum. İyi çalışmalar dilerim.

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1973/641
Karar No : 1974/1185
Tarih : 13.11.1974


ÇEKTE MUHATABA İBRAZ EDİLMELİDİR İBARESİ ( Çekin Başka Bankaya İbraz Edilebilmesi )
BANKA ÇEKİ ( Keşidecisi ve Muhatabı Banka Olan Çek )
KEŞİDECİSİ VE MUHATABI BANKA OLAN ÇEK ( Banka Çeki Niteliği )
ÇEK AMİRİNİN HESABINA VİRMAN EDİLEN ÇEK BEDELİ ( Zayi Olan Çekten Dolayı )
ZAYİ ÇEK ( Çek Amiri Niteliği ve Onun Hesabına Yapılan Virmanın Geçerliliği )




ÖZET :

Ttk. M.708`de yeralan çek için "muhataba ibraz edilmelidir" hükmü,emredici nitelikte olmayıp çekin karşılıklı ( provizyon ) Verilmesisuretiyle, çekte yazılı bankadan bir başka bankaya da ibraz edilebilir.keşidecisi ve muhatabı banka olan çeke "banka çeki" denir.


DAVA :

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasından dolayı yapılan yargılamasonunda; davanın reddine dair İstanbul Dördüncü Asliye Ticaret Mahkemesi`ndenverilen 6.10.1972 gün ve 280/465 sayılı kararın incelenmesi davacı vekilitarafından istenilmesi üzerine Yargıtay Ticaret Dairesinin 13.1.1973 gün ve5277/27 sayılı ilamiyle bozulmasına karar verilip yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda; önceki hükmün usule ve kanuna uygungörüldüğünden bahisle direnmeye karar verilmiştir.

Temyiz eden ve duruşma isteyen ... Bank T.A.Ş. vekili Av. S.A.

Duruşma yapılması için tayin olunan 23.10.1974 Çarşamba günü belli zamandatemyiz eden ve duruşma isteyen davacı ... Bank Gn. Md.ğü adına avukat S.A. veAvukat K.C. ile karşı taraf davalı D.Ö. ve E.P.S.A.Ş. adına Avukat A.B. ileAv. K.K. geldiler. Diğer davacı vekillerine tebliğat yapıldığı haldegelmediler.

Temyiz dilekçesi hakkında bir diyecekleri olmadığı davalı vekillerindensorularak, temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerekanlaşıldı.

Hukuk Genel Kurulunca gelen taraf vekillerinin ve davalının sözlüaçıklamaları dinlendikten sonra vaktin yetersizliğinden ötürü işin kararabağlanmasının başka güne bırakılması uygun görüldü.

Bugün Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki kağıtlar okunup iş anlaşıldıktansonra gereği görüşüldü:


KARAR :

1 - Davacı banka vekili, 7 Haziran 1972 günlü dava dilekçesinde;müvekkili bankanın Nişantaşı Şubesi müşterilerinden olan Af. M.`in emir vetalimatı üzerine ve adı geçenin 253/5 numaralı hesabı carisi karşılığından,Nişantaşı Şubesince, M.A.A. adlı bir şahıs lehine, ... Bank Beyoğlu Şubesiüzerine 2 Mart 1972 tarihinde 850.000 liralık bir çek keşide ettiklerini vefakat çekin keşide tarihinden hemen bir gün sonra, çek lehtarı M.A.A.`nın çekamiri Af. M.`e lehtarı bulunduğu çeki zayi ettiğini haber vermesi üzerine,müvekkili bankanın da, çekin ibrazında ödenmemesi hususunu bütün ... Bankşubelerine, 3 Mart 1972 tarihli bir tamimle tebliğ ettiğini ve ahiren davalıanonim şirket temsilcisi D.Ö. tarafından 13 Mart 1972 günü, Kuşadası ... BankŞubesi vasıtasiyle, çek bedelinin kendisine ödenmesi hususunda, müvekkilibankanın Beyoğlu Şubesinden provizyon ( karşılık ) istendiğini, halbuki çekinTürk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesi hükmüne göre, ancak muhatap bankayaibrazının mümkün ve zorunlu bulunduğunu ve davalı anonim şirket temsilcisininhamili durumuna girdiği bir çeki Kuşadası ... Bank Şubesine ibraz etmesihalinin hiç bir zaman muhataba ibraz yerine kaim olmıyacağını ve ayrıca çekamiri Af. M.`in vaki talebi üzerine de çek karşılığı 850.000 liranın adıgeçene aynen ve nakten iade edildiğini iddia ederek Türk Ticaret Kanunu`nun708, 711 ve aynı Kanunun 720/1-3 bentleri hükümleri muvacehesinde müvekkilibankanın söz konusu çekten dolayı çek hamili davalı şirketin müvekkili bankayakarşı, hukuken çek bedelini talep etme hakkı tamamen ortadan kalkmış olduğuhalde, davalı şirket tarafından müvekkili banka aleyhine icrai takibatageçildiğinden bahisle İcra ve İflas Kanunu`nun 72. maddesi hükmüne istinadenve "menfi tesbit davası" yoluyla söz konusu çekten dolayı müvekkili bankanınborçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava eylemiştir.

2 - Davalı anonim şirket vekili ise, 4 Temmuz 1972 günlü cevap layihasında,davacı bankanın hem keşidecisi ve hem de hamili bulunduğu 2 Mart 1972 keşidetarihli 850.000 liralık çekin ileri sürülen iddia hilafına lehdarı M.A.A.tarafından zayi edilmeyip bil`akis ciro suretiyle müvekkili şirket elindeolduğunu ve on günlük kanuni ibraz süresinin son günü olan 12 Mart 1972gününün resmi tatile tesadüf etmesi nedeniyle, tatili takip eden 13 Mart 1972günü müvekkili şirket temsilcisinin kendisine ait deniz motorunu tamirettirmek nedeniyle bulunduğu Kuşadası ... Bank Şubesine ibraz ve bu bankaşubesi aracılığı ile vaki telefon ve telgraf muhaberesinden ödeme süresiiçinde çekin kaybolmayıp müvekkili elinde bulunduğundan haberdar olduğu haldedavacı bankanın çek karşılığı meblağı aynı gün alelacele çek amiri Af. M.adına "virman" yoluyla geçirip ve fakat adı geçene nakten bir ödemedebulunamadığını ve bu davanın neticesine değin sözü edilen parayı elindetuttuğunu ve bu hususun İstanbul İkinci Ticaret Mahkemesi`nce yapılan 1972/252ve yine aynı mahkemeye ait 1972/316 sayılı tesbit dosyaları ile sabit olduğunuve sözkonusu çekin zayi olduğuna dair çek amiri Af. M. iddiasının mahkemekararı ile tesbit ve tevsiki icabettiği gibi, ayrıca davacı bankanın TürkTicaret Kanunu`nun 711/3. fıkrası hükmünü nazarı itibare alarak çek bedeli850.000 lira için mahkemeden tevdi yeri tayini kararı alması da zorunlu olduğuhalde bu yola gidilmediğini ve olayda çekten cayma halinin de asla söz konusuedilemiyeceğini ve davacı bankanın, kendisinin hem keşidecisi ve hem demuhatabı bulunduğu çekin Kuşadası`nda davacı bankanın orada şubesi olmamasınedeniyle ...Bank`a ibraz edildiğini öğrenmesine rağmen, üçüncü hamildurumunda olan müvekkili şirket temsilcisi lehine provizyon vermiyerektemsilciyi o günün akşamına kadar oyalayıp çek bedelini müvekkili şirketlehine bloke etmemesi halini Medeni Kanunun 2. maddesinde yer alan objektifiyiniyet "kaidelerine tamamen aykırı bir davranış ve bu itibarla da kanunihimayeden mahrum olduğunu ve esasen davacı Bankanın Nişantaşı Şubesi Müdürününbirçok yolsuzluğu nedeniyle işinden çıkarılmış olması hali dahi yapılanişlemlerin kanunsuzluğunu açıkça ortaya koyduğunu savunarak, açılan davanınreddine karar verilmesini istemiştir.

Mahalli mahkeme, davacı bankanın keşidecisi bulunduğu 850.000 liralık çekindavalı şirket temsilcisi tarafından 10 günlük kanuni ibraz süresi içerisindemuhataba ibraz edilmiş olduğunu ve kaybolduğu iddia olunsa, çekin henüz kanuniibraz süresi dolmadan ortaya çıkması üzerine davacı bankanın çek bedeli parayımeşru hamil olduğunda en ufak bir şüphe olmayan davalı anonim şirket lehinebloke bekletmesi gerekirken on günlük ibraz süresi içerisinde çek amiri Af. M.adına "virman" yapması halinin hiç bir zaman davalı şirketin çek bedeli içindavacı bankaya müracaatını bertaraf etmiyeceğini ve olayda Türk TicaretKanunu`nun 669. ve 670. maddeleri hükümleri muvacehesinde de davalı çekhamilinin davacı banka aleyhine icra takibinde bulunmasının haklı olduğunubelirtmek suretiyle, davacı bankanın açtığı işbu menfi tesbit davasınıreddetmiş bulunmaktadır.

Davanın reddine ilişkin mahalli mahkeme kararı aleyhine davacı banka vekilitarafından duruşmalı olarak temyiz incelenmesi talep edildiği için, YargıtayTicaret Dairesi duruşmalı olarak yaptığı tetkikat sonunda; dava konusu yapılançekte muhatap banka olarak açıkça "...Bank Beyoğlu Şubesi" gösterilmişbulunmasına nazaran, davalı şirket temsilcisinin hamili bulunduğu bu çeki adıgeçen banka şubesine ibraz etmeyerek, Kuşadası ... Bank Şubesine ibraz etmişolması hali, Türk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesi hükmü muvacehesinde hiç birzaman "muhataba ibraz" yerine geçemiyeceği ve bu suretle kauni süresi içindeibraz edilmemiş olan işbu çekten dolayı davacı bankanın Türk TicaretKanunu`nun 711/1; göre çekten cayma hakkı bulunduğu ve bu caymanın davacıbanka tarafından 16 Mart 1972 tarihli ihtarname ile de davalı çek hamilişirket temsilcisine bildirdiğine göre olayda Türk Ticaret Kanunu`nun 710.maddesi hükmünün de uygulama olanağı kalmadığından açılan menfi tesbitdavasının kabulü gerekeceği nedeniyle mahalli mahkeme kararını bozmuştur.

Davalı şirket vekilinin karar düzeltilmesi istemi, aynı daire tarafındanbir üyenin mahalli mahkeme kararı gerekçesini benimseyerek kararın onanmasıyolundaki muhalefeti ile red`edilmiş ve fakat bu defa mahalli mahkemeninönceki kararında direnmesi üzerine dava dosyası Yargıtay Hukuk Genel Kurulunaintikal ettiğinden aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir;

3 - Her ne kadar davacı taraf, gerek dava dilekçesinde ve gerekse yargılamasırasında Türk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesi hükmüne dayanarak söz konusuçekin münhasıran muhatap "... Bank Beyoğlu Şubesi`ne ibraz edilebileceğini vebu banka şubesinden başka diğer hiç bir bankaya ibraz edilemiyeceğini ve davakonusu çekin davalı şirket temsilcisi tarafından Kuşadası ... Bank Şubesineibraz edilmiş olmasının asla kanunun anladığı anlamda" muhataba ibraz yerinegeçemiyeceğini ileri sürmüş ve özel daire de bu görüşü benimsemiş ise de,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu aynı görüşe katılmamıştır. Gerek Türk TicaretKanunu`nun 708. maddesinin yazılış şeklinden ve gerekse bir çekin üzerineçekildiği banka şubesinden başka bir şube üzerine ciro edilmesine imkan verenaynı Kanun`un 701. maddesinin son fıkrası hükmü ile, bir çekin takas odasınaibraz edilmiş olması halinin, ödeme için muhataba ibraz yerine geçeceğineilişkin yine aynı Kanun`un 710. ve bir de umumi ve hususi çizgili çeklerleilgili 715 ve 716. maddeleri hükümleri hep birlikte gözönünde tutulduğutakdirde, davacı tarafın davasını dayandırdığı 708. madde hükmünün iddiaedildiği gibi amir ve mutlak bir hükmü ihtiva etmediği kendiliğinden ortayaçıkmaktadır. Aksi halde; yani bir çekin mutlaka üzerine çekilen muhatapbankaya ibraz edilebileceğini ve diğer bir bankaya ibraz edilemiyeceği halininazara itibare aldığımız takdirde, hem ticari hayatın icabettirdiği sür`at vekolaylık ortadan kalkmış olur ve hem de çekle ödemeden beklenen ticari veiktisadi gayenin tahakkuku tamamen imkansızlaşmış olur. Çünkü, Türk TicaretKanunu`nun 708. maddesi hükmü, davacı banka ile özel dairenin anladığı manadayorumladığı takdirde, ciro ile bir çekin meşru hamili durumuna giren birkimse, çek bedelini tahsil edebilmek için iş ve gücünü bırakarak çoğu zamanyorucu ve hatta büyük masrafı mucip seyahat zorunluğundan da kalarak muhatapbankanın bulunduğu yer ve şehre gitmesi icabedecektir. Halbuki, kanun koyucuçekle ilgili hükümleri ödeme ( tediye ) kolaylığını sağlamak için sevketmişbulunmaktadır. Bilindiği üzere, çek; keşidecinin bir bankaya hitaben yazdığıbir tediye emridir. Bu tediye emri üzerine çekte yazılı muhatap banka, çektebelirtilen miktarda bir parayı keşidecinin o bankadaki hesabından çekerek çeklehdarına veya ciro suretiyle çeki eline geçiren meşru hamiline ya nakten öderveya hamilin vereceği talimata göre onun hesabının bulunduğu diğer bir bankayamatlup kaydedilmek üzere emir ve talimat verir. Çekle ödemenin bu özelliğiicabı olarak; bugün memleketimizde, bir çek, üzerine çekildiği bankadan başkabir bankaya ibraz edilerek o bankanın muhatap Bankadan provizyon karşılıkistemesi suretiyle ödendiği bir gerçektir. Davalı şirket vekili tarafındanibraz edilen ve dosyada mevcut muhtelif bankalara ait çek fotokopileri bu fiildurumu ortaya koymuş bulunmaktadır. Çek`de yazılı muhatap bankadan başka birbankaya ibraz edilen bir çekin "provizyon" istenmesi suretiyle çek hamilineödenebilmesi keyfiyeti, çek hamili ile ibraz edilen banka şubesi arasında oanda teessüs eden ( temsil ) ilişkisinin normal bir sonucudur. Olayda daKuşaası ... Bank Şubesi davalı anonim şirketin bir mümessili olarak hareketetmiş bulunmaktadır. Çek hamili olan davalı şirket temsilcisinin ( idaremeclisi reisinin ) iş ve gücünü bırakarak Kanuni ibraz gününün son günübulunduğu Kuşadası`ndan uçak veya sair bir vasıta ile İstanbul`a kadar giderekelindeki çeki davacı bankanın Beyoğlu Şubesine ibraz etmesini istemek ve onubu şekilde bir harekete zorlamak, ticari hayatın olağan akışına aykırı birdavranış olur. Bir an için, Türk Ticaret Kanunu`nun 708. maddesinde yer alan ( ... Çek, ... muhataba ibraz edilmelidir. ) hükmü mutlak ve emredici bir hükümgibi kabul edilerek aynı kanunun 710. maddesinde yer alan ( Çekin bir takasodasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçer. ) hükmü ile yukarıda değinilenyine aynı kanunun 701., 715. ve 716. maddeleri hükümleri hiç yok farzedilsebile, Türk Ticaret Kanunu`nun 720 ve 730/14. bendi hükümleri yoluyla çekleriçinde uygulama yeteneği olan ve kıymetli evraka ( kambiyo senedine ) dayananbir hakkın korunması için senet hamili tarafından kanuni süresi içerisindeyapılması gereken bir işlemin o süre içerisinde yapılmayıp ihmal edilmişbulunması nedeniyle senet borçlusu veya senet muhatabının o senetten doğanborçları düşmüş bile olsa, muhatabın hamilin zararına ve sebepsiz olarakkazanmış olduğu meblağ nisbetinde yine hamile karşı borçlu olacağını öngörenTürk Ticaret Kanunu`nun 644. maddesi hükmü karşısında, davacı banka, hemkeşideci ve hem de muhatabı bulunduğu 2 Mart 1972 günlü 850.000 liralık çektendolayı meşru hamil davacı şirkete karşı çek bedeli nisbetinde borçludurumdadır.

Davanın dayanağı olan 2 Mart 1972 günlü 850.000 liralık çekin hemkeşidecesi ve hem de muhatabı davacı banka olduğu için, böyle bir çek, "şahısçeki" olmayıp tam bir "banka çeki"dir. Ayrıca, fotokopisi dosyada mevcut vedavacı banka vekili tarafından da aksi iddia olunmayan sözkonusu çek davadilekçesinin maddi olaylar kısmının birinci bendindeki iddia aksine; Af. M.`indavacı bankanın Nişantaşı Şubesindeki 253/5 numaralı hesabı carisi karşılığıolarak değil, muhatap bankanın Beyoğlu Şubesine ait ( 1 ) numaralı hesapkarşılığı olarak keşide edilmiş bulunmaktadır. Böyle bir çekte Af. M.`in çekamiri olarak kabulüne hukuken imkan yoktur. Davacı bankanın dava konusuyaptığı 2 Mart 1972 günlü çekte, keşideci olarak ne imzası ne ismi ve de hesapnumarası yazılı bulunmayan ve bu itibarla da "çek hukuku" bakımından asla "çekamiri" sıfatını kazanamamış olan Af. M. ismindeki bir şahsın, çekte lehtarolarak gözüken ve fakat eline geçirdiği çeki tarihsiz bir şekilde F.F.K.,ismindeki diğer bir şahsa ciro etmiş olmasına rağmen, gerçek dışı olarak; ( ...dün aldığım çeki zayi ettim... ) yolunda kendisine ihbarda bulunduğunuileri süren Af. M.`in çek lehtarı M.A.A.`ya atfettiği bu beyanına dayanarakkeşide tarihinden hemen bir gün sonra 2 Mart 1972 tarihli çekin zayi olduğuhususunda bütün kendi şubelerine birer tamim göndermesi ve gerek kendisi vegerekse sözde "çek amiri" olduğu ileri sürülen Af. M. tarafından Türk TicaretKanunu`nun 720/20. bendi hükmünün atfı nedeniyle, aynı kanunun 669-675.maddeleri hükümlerine göre, görevli mahkemeye başvurularak ( çekin zayiindendoğan yasal borçlardan hiç birini yerine getirmeksizin sadece sözde kalan ( çekzayi oldu... ) yollu iddiada direnmesi, müdebbir bir tacirin davranış şekliolarak kabul edilemez. Kaldı ki, çekin meşru hamili olduğunu gerek müteaddittelefon konuşmalarıyla ve gerekse çektiği yıldırım telgrafla on günlük ibrazsüresinin son günü olan 12 Mart 1972 günü Pazara rastladığı için onu takipeden 13 Mart 1972 günü Kuşadası ... Bank şubesi vasıtasıyla ileri süren veayrıca ( ...kedişecisi ve muhatabı olduğunuz 850.000 liralık 2 Mart 1972 günlüçek şirketimize ciro edildi, çek bedelini şirketimiz adına bloke ediniz... )mealli ihtar ve talepte bulunan davalı şirket temsilcisinin bu ısrarlatalebine ve o ana kadar da çekten cayılmamış ve esasen cayılsa bile TürkTicaret Kanunu`un 695 ve 711/1. fıkrası hükümleri mucibince ibraz sonu olan13 Mart 1972 günü akşamına kadar hiç bir hukuki sonuç doğuramıyacağına rağmen,davacı bankanın, bu durumda çekin kendi eline geçmesine intizaren çek bedelinibloke etmesi ve ayrıca yukarda sözkonusu edilen 711/f.2 hükmüne göre ibrazsüresinin geçmesinden sonra dahi çek bedelini ödeyebilmek kanuni imkanınasahip olduğunu ve hatta bankaların birer itimat ve itibar müessesesi olduklarıilkesini gözönünde bulundurarak bu ilkeyi zedeleyici herhangi bir davranışiçerisinde girmemesi gerekirken, hem keşidecisi ve hem de muhatabı bulunduğuçek bedeli 850.000 lirayı, çekte ne imzası, ne ismi ve ne de hesap numarasıyazılı olmaması itibariyle çekle en ufak bir ilişkisi bulunmayan Af. M. adınanakden veya hesaben geçirmesi ayrı ayrı zamanlarda davacı bankaya aitdefterler üzerine yapılmış olan delil tesbiti inceleme raporları münderecatınagöre davacı bankanın çek bedelini bir defasında nakten bir defasında da virmansuretiyle intikal ettirmiş olması... gibi halleri ( Türk Ticaret Kanunu`nun12/8 göre ) tacir durumunda olan davacı bankanın, hem Türk Ticaret Kanunu`nun 20.maddesinde öngörülen "basiretli bir iş adamı gibi hareket etme" kanunizorunluğuna aykırı ve hem de Medeni Kanun`un 2. maddesinde yer alan" objektifiyiniyet kaidelerine zıt bir davranıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun29.5.1963 gün ve esas: T/23, karar: 19 numaralı ilamında da değinildiğiveçhile; hükümlerinin büyük bir kısmı kamu düzeni düşüncesine dayanan 7129sayılı Bankalar Kanununa göre memleketimizde faaliyette bulunan tümbankaların, halkın bankalara karşı olan genel güvenini sarsıcı ve bankacılıkişlemlerinin gerektirdiği çabukluğu baltalayıcı fiil ve davranışlardanözellikle kaçınmaları icabeder.

Gerek yukarda açıklanan nedenlerle ve gerekse mahalli mahkemenin direnmekararında belirttiği sebeplerle, davacı, bankanın, hem keşidecisi ve hem demuhatabı bulunduğu 2 Mart 1972 tarihli 850.000 liralık çekten dolayı, çekhamili davalı Anonim Şirkete karşı borçlu durumda olduğundan İcra ve İflasKanunu`nun 72. maddesine istinaden davacı banka tarafından davalı şirketaleyhine açılmış olan ( menfi tespit davası )nın reddine ilişkin direnmekararının onanması gerekmiştir.


SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle davacı banka vekillerinin yerinde olmayantemyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan kararının ONANMASINA,13.11.1974 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
bonoda iki imza ve sahte kaşe dilek öz Meslektaşların Soruları 3 05-08-2010 15:04
karşılıksız çek... katrin Meslektaşların Soruları 12 10-01-2008 16:08
karşılıksız çek.. SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 7 09-08-2007 11:03
karşılıksız çek özgcn Meslektaşların Soruları 4 08-09-2006 16:04
Çekteki Para Cezasının İnfazı ayhan_bostan Hukuk Soruları Arşivi 4 11-03-2005 16:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03224397 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.