Hagb Kararina Itirazdan Feragat Edebilir Miyiz

Üstadlarım hepinize kolaylıklar diliyorum öncelikle. Meseleğe yeni başlamış bir meslektaşınkz olarak fikirlerinize ihtiyacım var. Müvekkil Asliye Ceza Mahkemesinden HAGB kararı aldı. Gerekçeli karar gelmeden süre tutum verdim ve gerekçeli karardan sonra ayrıntılı dilekçe vereceğimi belirttim. İtirazım aslında esasa ilişkindi. Çünkü suçun manevi unsurunun oluşmadığını düşünüyorz ve müvekkil yurtdışında olduğu için kendisinden yazılı bir beyan dilekçesi alma imkanım yoktu. Bu sebeple hagb a itiraz ettim. Fakat hagb itirazlarında esasa ilişkin inceleme yapılmadığı söyleniyor. Esasa ilişkin inceleme yapılmayacaksa müvekkil aleyhine kararın bozulmasından korkuyorum. Gerekçeli karar yazılmadı henüz. Bu aşamada hagb kararına itirazdan vazgeçebilir miyiz.

Zaten feragat dilekçesi vermenizi itiraz makamı görüp sizin feragat dilekçenize göre karar verecektir, inceleme yapmayacaktır. Biz de istinaf dilekçesi vermiştik aynı şekilde süre tutum olarak ardına feragat vermiş idik. Burda önemli olan savcılığın itiraz edip etmemesi savcılık da itiraz etmiş ise inceleme yapılır yoksa feragata göre karar verilir.

Alıntı: Fakat hagb itirazlarında esasa ilişkin inceleme yapılmadığı söyleniyor. Esasa ilişkin inceleme yapılmayacaksa müvekkil aleyhine kararın bozulmasından korkuyorum.

Buradaki ifadeyi anlamadım. Esasa dair inceleme yapılmayacaksa, müvekkiliniz aleyhine karar nasıl bozulacak? Bu bakımdan kaygınız biraz yersiz gibi. Usule ilişkin olarak yalnızca suçun HAGB kapsamında olup olmadığına dair bir inceleme yapılıyor. (-du)

HAGB incelemesinde esasa ilişkin inceleme yapılması gerektiğine dair bir değişiklik olduğunu hatırlıyorum. Yasa mıydı içtihat mıydı şu anda bilemiyorum ama bu karardan da dönülmediyse HAGB'ye itirazda esas incelemesi yapılır.

Ceza hukukunda karşı tarafın itirazı olmadıkça kararın aleyhinize bozulması söz konusu değildir.

https://mobile.twitter.com/yankibuyu...18232572264449

Tweetin altındaki cevapları inceleyene kadar bende sizin gibi düşünüyordum

Alıntı: Yazan Av. Can DOĞANEL Buradaki ifadeyi anlamadım. Esasa dair inceleme yapılmayacaksa, müvekkiliniz aleyhine ekarar nasıl bozulacak? Bu bakımdan kaygınız biraz yersiz gibi. Usule ilişkin olarak yalnızca suçun HAGB kapsamında olup olmadığına dair bir inceleme yapılıyor. (-du) HAGB incelemesinde esasa ilişkin inceleme yapılması gerektiğine dair bir değişiklik olduğunu hatırlıyorum. Yasa mıydı içtihat mıydı şu anda bilemiyorum ama bu karardan da dönülmediyse HAGB'ye itirazda esas incelemesi yapılır. Ceza hukukunda karşı tarafın itirazı olmadıkça kararın aleyhinize bozulması söz konusu değildir.

Yazıyı sildim. Çünkü görüyoruz ama alıp kötü niyetle kullanacaklarda var. ben de cevap verdikçe öğreniyorum. Araştırarak. Teşekkürler.

Cevaplarınız için teşekkür ediyorum. Sanırım risk almadan itirazdan vazgeçmek en sağlıklısı olacak. Çünkü itirazı inceleyecek mahkemenin müvekkil açısından manevi unsurun gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleyeceğini düşünmüyorum. Aleyhe dönmesinden ise hagb olarak kalması daha iyidir 🥲

Alıntı: Yazan alagoz81 Yazıyı sildim. Çünkü görüyoruz ama alıp kötü niyetle kullanacaklarda var. ben de cevap verdikçe öğreniyorum. Araştırarak. Teşekkürler.

Tweet altındaki yorumlar fikrimi değiştirmedi. Somut olarak oradaki hangi argümanın neden geçerli olduğunu düşündüğünüzü yazarsanız belki üzerine düşünebiliriz.
Belki takip etmediğim kişilerin tweetleri bana görünmüyordur. Ayrıca bir mahkemenin belli bir durum üzerine verdiği yanlış bir karar (veya o duruma özgü doğru bir karar) her davaya emsal kabul edilmez.

YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ E. 2017/7422 K. 2018/7718 T. 24.12.2018

5271 Sayılı CMK 'nın 231/12. maddesine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, 5271 Sayılı CMK'nın 267 ile 271. maddeleri arasında düzenlenen ve olağan kanun yollarından olan itiraz kanun yoluna tabi olduğu, Ceza Mahakemesi Kanununda itiraza ilişkin düzenlemeler arasında ceza miktarı yönünden karar verme yasağına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, aleyhe bozma yasağına ilişkin olarak düzenlemenin, olağan kanun yollarından olan temyize ilişkin hükümlerin yer aldığı 5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 326. maddesinin 4. fıkrasında ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307/4. maddesinde belirtildiği, bununla birlikte ceza hukukunda kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak yasaklanan ve kanunda açıkça suç olarak gösterilmemiş olan bir fiilin, kanunda yer alan ve söz konusu fiile en çok benzeyen suça ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle cezalandırılması şeklinde tezahür edebilecek kıyas metodunun ceza hukukunun aksine ceza muhakemesi hukukunda kural olarak serbest olduğu ve ceza muhakemesi hukukunda genişletici yorum yapılabileceği gözetildiğinde aleyhe bozma yasağının düzenlediği 5320 Sayılı Kanun'un 8. Maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK'nın 326/ son maddesinin, itiraz kanun yolunda uygulanması mümkün olduğundan, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aleyhine yalnızca sanık tarafından itiraz kanun yoluna başvurulduğu, bu sebeple aleyhe değiştirme ( bozma ) yasağı gereği ilk verilen ceza miktarından daha fazla cezaya karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2018 tarihinde üyelerin karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.

Paylaşımınız için çok teşekkürler. Aklımı bulandıran konu şu:

Bu emsal karar doğrultusunda, kıyasen aleyhe ceza verilemez mi demeliyiz; yoksa bizatihi bu durumu yaşayanları dikkate alarak hagb konusunda uygulamada birlik olmadığını mı?

Ya da aleyhe bozulanların hepsinde müşteki/katılan veya cumhuriyet savcısının aleyhe itirazı mı vardı 😣
Israr kıyamet hagb a itirazlarda aleyhe bozma yasağının istisnası var diyorlar..

Alıntı: Yazan Av. Can DOĞANEL YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ E. 2017/7422 K. 2018/7718 T. 24.12.2018 5271 Sayılı CMK 'nın 231/12. maddesine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, 5271 Sayılı CMK'nın 267 ile 271. maddeleri arasında düzenlenen ve olağan kanun yollarından olan itiraz kanun yoluna tabi olduğu, Ceza Mahakemesi Kanununda itiraza ilişkin düzenlemeler arasında ceza miktarı yönünden karar verme yasağına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, aleyhe bozma yasağına ilişkin olarak düzenlemenin, olağan kanun yollarından olan temyize ilişkin hükümlerin yer aldığı 5320 Sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 326. maddesinin 4. fıkrasında ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307/4. maddesinde belirtildiği, bununla birlikte ceza hukukunda kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak yasaklanan ve kanunda açıkça suç olarak gösterilmemiş olan bir fiilin, kanunda yer alan ve söz konusu fiile en çok benzeyen suça ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle cezalandırılması şeklinde tezahür edebilecek kıyas metodunun ceza hukukunun aksine ceza muhakemesi hukukunda kural olarak serbest olduğu ve ceza muhakemesi hukukunda genişletici yorum yapılabileceği gözetildiğinde aleyhe bozma yasağının düzenlediği 5320 Sayılı Kanun'un 8. Maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK'nın 326/ son maddesinin, itiraz kanun yolunda uygulanması mümkün olduğundan, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aleyhine yalnızca sanık tarafından itiraz kanun yoluna başvurulduğu, bu sebeple aleyhe değiştirme ( bozma ) yasağı gereği ilk verilen ceza miktarından daha fazla cezaya karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2018 tarihinde üyelerin karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.

Sosyal medyada köpürtülen dayanaksız safsataları ciddiye alıp buradan dolaylı tartışmaya girmek istemiyorum. Usulen HAGB'ye konu olmaması gerekirken HAGB verilen kararlarla ilgili bir şeyden bahsediyorlar sanırım. Öyle kararlar var ama o durumda da istinaf yolu açılmış oluyor. Suçsuzluğuna o kadar inanan neticede HAGB'yi reddedip o yola da gidebilir zaten. Avukatın yapması gereken iş kararı müvekkile bırakıp yazılı talimatını almaktır. Ancak esasa ilişkin aleyhe karar bakımından Ağır Ceza Mahkemesinde (daha ağır ceza) çıkması söz konusu değil. Şu da var ki istinaf yolu açıldığında HAGB'ye itiraz etmeyen savcı istinaf yoluna gidebilir. O zaman durum değişebilir. İstisna dedikleri bu da olabilir.