|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
01-05-2007, 19:21 | #1 |
|
Bu Belge Bono Olabilir mi ??
Değerli Meslektaşlarım;
Bugün bir müvekkilime karşı yapılmış kambiyo takibinde ödeme emri elimize geçti. Takip bonoya dayandırılmış. Ancak ödeme emri ekindeki belge şu şekilde : Belge bildiğimiz A4 kağıdı üzerine yazılmış. Belgenin en üstünde "Sözleşme Tarihi : .../..../2005 yazmaktadır. Noktalı kısımlar doludur yani gerçek bir tarih atılmıştır. Altında bir çizelge vardır. Çizelgede; Malın cinsi,adedi, birim fiyatı, tutarı bölümleri vardır. Bu bölümlere müvekkilin taksitle aldığı malın cinsi fiyatı yazılmıştır. Bunun altında Satıcı, peşinat, iskonto, toplam bölümleri var. Altında ise Adı Soyadı, ev adresi iş adresi, vs.gibi adres ve telefon bilgilerinin bulunduğu bölümler mevcuttur. Bu bölümlerinde altında; ...... şti.nden beğenerek aldığımız yukarıda cinsi fiyatı ve tutarı yazılı malları teslim aldım. ..... Borcumuzun kalan kısmını vadesinde ödemediğimiz takdirde ayrıca hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın hakkımda yasal takip işlemleri başlatılmasına, muvafakat ederim. Bakiye borcumun yasal takibe intikali halinde yasal masrafları ile birlikte %15 vekalet ücreti, aylık %10 temerrüt faizi ve bakiye borç üzerinden %30 cezai şart ödeyeceğimi kabul ve taahhüt ederim. Bu metnin alt kısmında borçlunun imzası var. En altta ise A4 kağıdın yaklaşık 1/3 lük bölümü boydan boya çizgi ile ayrılmış ve alt kısmı bono! olarak düzenlenmiş. Yani bildiğimiz kırtasiyelerde satılan matbu bonolora benzer bir görüntüde düzenlenmiş. Bu kısım bononun zorunlu unsurlarını taşımakta. Sorularım Şunlar : 1 ) A4 kağıdın 1/3 lük alt kısmında yer alan bu belge bono olarak nitelendirilebilirmi ? ( Daha önce İTM de duruşma beklerken izlediğim bir duruşmada hakim aynen buna benzer bir belgeyi bono olarak nitelendirmemiş ve takibi iptal etmişti ) 2 ) Bononun kağıt olarak da ayrı ve bağımsız bir şekilde tanzim edilmesi şartmı dır ? 3) Bu bonoya ilişkin olarak yukarıda yazıldığı şekilde %15 vekalet ücreti, aylık %10 temerrüt faizi, %30 cezai şart talep edilmesi yasaya uygunmudur ? ( Bono üzerinde ödeme günü belli edilmiştir, yani görüldüğünde ödenecek bir bono değil ) 4 ) Hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın ibaresine rağmen, yine de borçluya protesto çekilmeden senedin vadesinden itibaren yukarıdaki aylık %10 temerrüt faizi talep edilebilir mi ? Son olarak önemli bir husus : Alacaklı avukatı takibi açtıktan sonra müvekkile ödeme emri göndermemiş ancak müvekkil ile telefonda görüşmüş, bunun üzerine müvekkil avukata banka havalesi yolu ile borcu ödemiş ( havale makbuzları elimizde ). Ancak avukat müvekkilden yaklaşık ödediği kadar daha bir rakamı talep edince müvekkil ödememiş ve bunun üzerine kendisine ödeme emri gönderilmiş. Fakat ne dosyada ne de ödeme emrinde alacaklı avukata yapılan ödemelerden hiç bahsedilmemiş ve bütün borç baştan itibaren yeniden talep edilmekte. Müvekkilin avukata yaptığı havale makbuzlarında ise dosya numarası yazmıyor, sadece avukatın hesabına herhangi bir açıklama ilave etmeksizin havaleler yapmış, fakat bu avukatta başkaca bir icra dosyası yahut başkaca bir ilişkisi yok. Bu havalelerin mevcut icra dosya borcuna karşılık yapıldığını ispat konusunda bir sıkıntı yaşarmıyız ? HAvale makbuzları ile İcra Mahkemesi ne başvurmak mı yoksa Menfi Tespit Davası açmak mı daha doğru olur ? Alacaklı avukatının, yaptığı tahsilatları icra dosyasına hiç bildirmeyerek, sanki hiç ödeme yapılmamış gibi alacağı en baştan tümüyle talep etmesi durumunda gerek mesleki gerek hukuki ve cezai sorumluluğu neler olabilir ? Fazlaca uzun ve içiçe geçmiş bir soru oldu ama fikrini ve bilgisini paylaşan arkadaşlar olursa sevinirim. |
01-05-2007, 20:29 | #2 |
|
HAvale makbuzları ile İcra Mahkemesi ne başvurmak mı yoksa Menfi Tespit Davası açmak mı daha doğru olur ?
banka makbuzunun 68/1 de öngörülen belgelerden olmadıgı... tetkik konusu olayda dava dilekcesi ekindeki makbuzları ve yazısı 68/1 maddede yazılı nitelikte ve resmi dairelerin veya yetkili makamların usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belge olarak kabul edilemez.Zira bir belgenin anılan nitelikte olabilmesi için özel kanunda acıklık bulunması gerekir.O halde işin esası muhakemeyi gerektirdigi için itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekirken.... Y.12.HD.20.05.1993-5582/9653 banka dekontları ile menfi tespit davsı açabileksiniz... oldukca karısık bir konu ancak araştrmalarım devam ediyor..iyi calısmalar... |
01-05-2007, 20:36 | #3 |
|
Ayşe hanım yanıtınız için teşekkür ederim.
Ancak benim asıl merak ettiğim; böyle bir belgenin bono olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ? |
02-05-2007, 01:11 | #4 |
|
Sayın TTT,
TTK uyarınca bono sebepten mücerret (bağımsız) borç ikrarını içeren bir belgedir. Herhangi bir illete bağlanması halinde de bono niteliğini kaybedecektir. Buna ilişkin karar ararken; bakın tam da nasıl bir karar buldum. Tam sizin olayınızla bağdaşan bir karar bu. Alacaklı vekili, A4'ü kesip sadece alttaki bono kısmını takibe koyacakken sanırım tecrübesizlik yada bilgisizlikten bunu yapmamış. Ancak yapmış olsaydı ve müvekkilinizin elinde de iş bu sözleşme ve altındaki bono ibareli ödeme taahhüdünden ibaret kağıdın bir örneği bulunmamış olsaydı; açılmış olan iş bu 10 örneğe dayalı takip (diğer şartları taşıması durumunda) sağlam bir takip olacaktı ve tahsil edebilecekti. Zaten özellikle kapıdan satışlarda benimsenen bu sözleşme şekli, takibe konulurken alt kısmı kesilerek işlem yapılmakta ve bu şekilde de takip hiçbir itiraz ileri sürülemeksizin kesinleştirilmektedir. Sanırım aşağıdaki karar da yeterli olacaktır. Gecikmeksizin İcra Hukuk Hakimliğinden takibin iptalini talep edin derim. Tabi ki takibin durdurulması yönünden tedbir istemeyi de unutmayın. Kolay gelsin.. T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2005/13297 Karar: 2005/17545 Karar Tarihi: 20.09.2005 ÖZET : Alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde takip dayanağı senedin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında alındığını açıkça beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, dayanak belgenin yukarıda açıklanan nedenle T.T.K.'nun 688/2.maddesinde öngörülen mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle Mahkemece, İ.İ.K.nun 170/a-2.maddesi gereğince itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekir. (6762 S. K. m. 688/2) (2004 S. K. m. 170/a-2) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Alacaklı Cengiz vekili tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve örnek 163 nolu ödeme emri adı geçene 26.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak takip dayanağı senedin taraflar arasındaki Müstahsil Satış Sözleşmesi nedeniyle verildiğini, teminat senedi olduğunu ve borçlunun sözleşme uyarınca edimlerini yerini getirmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını belirterek takibin iptaline karar verilmesinin talep etmiştir. Dosyaya sunulan 27.01.2003 tarihli sözleşmenin taraflar arasında düzenlendiği ve alacaklının belge altındaki imzaya karşı çıkmadığı görülmektedir. Alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde takip dayanağı senedin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında alındığını açıkça beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, dayanak belgenin yukarıda açıklanan nedenle T.T.K.'nun 688/2.maddesinde öngörülen mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle Mahkemece, İ.İ.K.nun 170/a-2.maddesi gereğince itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 20.09.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. |
02-05-2007, 01:31 | #5 |
|
Sorunuzu tekrar okudum ve genel bir değerlendirme yapmam gerektiğini düşündüm. Bence yapmanız gerekenler;
1- Öncelikle İcra Hukuk Mahkemesinden ihtiyati tedbir istemli olarak takibin iptalini talep edin 2-Takip iptal edildikten sonra karşı taraf aynı belgeye dayanarak ya yeni bir takip açacaktır yada bir alacak davası açacaktır. 2a- 7 örneğe dayalı yeni bir takip açılması durumunda; ödeme yaptığınız gerekçesi ile borcun tümüne ve ferilerine itiraz edersiniz ve takip durur. Bu durumda da takibin iptali yada kaldırılması yoluna gideceklerdir ki bu durumda elinizdeki havale makbuzları ile ödeme yaptığınızı kanıtlayabilirsiniz. 2b- Karşı tarafın alacak davası açması durumunda da yine elinizdeki makbuzlarla yapmış olduğunuz ödemeyi ispatlayabileceksiniz. Her iki halde de genel ispat kuralının işleyeceğini ve iddia sahibi tarafın, iddiasını ispatla mükellef olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla siz elinizdeki havale makbuzlarını ödeme yaptığınız savına ilişkin öne sürdüğünüzde; bu makbuzların davaya konu borca ilişkin ödemeler olmadığını idda etmeleri durumunda; bu iddialarını karşı taraf ispat etmek durumunda kalacaktır. 3- Tüm bu süreçlerin nihayetinde aslen tahsil edilmiş bir borcu mükerrer olarak tekrar tahsile yönelen avukat ta AK'nun 62. maddesi uyarınca iş bu eylemi nedeniyle cezai sorumluluğu doğacak ve sizin de avukatı şikayet hakkınız doğmuş olacaktır kanaatindeyim. Şuan çok yorgunum ve beynim açıkçası bulanmış durumda ama umarım olabilecek en hatasız cevabımı verebilmişimdir. Saygılarımla... |
02-05-2007, 17:08 | #6 |
|
Yeliz hanım yardımınız için çok çok teşekkür ediyorum gerçekten çok faydalı oldu.
Karar gerçekten çok işime yarayacak. Ayrıca ikinci mesajınızda tavsiye ettiğiniz yöntem açısından da tamamen size katılıyorum. Benim tereddütüm bu belgenin bono olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceği ve bu göre menfi tespit davasımı yoksa takibin iptalinimi istemek gerektiği yönündeydi. Verdiğiniz karar ve tavsiyeler için tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. |
02-05-2007, 19:01 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Adıgeçen bono TTK'na göre kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden takibin iptali yoluna gidilmelidir.İİK 170/a-III'e göre şikayet ve ya itiraz yoluna gitmeniz önerilir. Diğer hususlarda da arkadaşlarımıza katılıyorum.
|
03-05-2007, 02:20 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben şikayet yoluna gitmenizi önermiyorum. Zira şikayete başvurmanız halinde icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edemezsiniz. |
03-05-2007, 19:11 | #9 |
|
Bir bononun protokole bağlı olması onun bono vasfını kaybettirmez.Eğer protokolde bonoyu verenin karşı tarfının edimi ifa ettiği yazılmışsa,artık bono kayıtsız şartsız borç ikrarnı içerir ve bonodur.Bu olayda da karşı edimin ifa edildiği yazılı olduğuna göre bonodur.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
görevinden alındı sahte belge ile davalara girdi | özge_law | Hukuk Haberleri | 2 | 18-05-2011 08:14 |
Zamanaşımına Uğramış Cek Adi Belge Niteliğini Haizmidir | İlgili | Meslektaşların Soruları | 9 | 13-05-2009 14:13 |
Bono'da Sebep, Bağışlama Vaadi-ödeme Vaadi (bono) Ilişkisi, Ödememe Ve Sonuçları :-) | Av.Mehmet Saim Dikici | Meslektaşların Soruları | 9 | 04-01-2008 10:55 |
Karşı Yana Belge Örneği Vermemek- Disiplin Suçu | Av.Ömer KAVİLİ | Hukuk Sohbetleri | 0 | 31-10-2005 00:36 |
Kooperatifler Den Belge Almak | Moonlight-Shadow | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 10-09-2004 06:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |