Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

icra takibinden sonra,borçlu şirketin devri

Yanıt
Old 27-02-2008, 00:44   #1
Av.Kemal

 
Varsayılan icra takibinden sonra,borçlu şirketin devri

değerli meslektaşlarım,konuyu eski kayıtlarda taradım ancak sorumu karşılayacak konuya ulaşamadım.problem şöyle:
-- hakkında ilamlı icra takibi yaptığım şirketi,takipten sonra bir başka şirket devir almış.(Ticaret sicilinden devralındığına dair belge geldi.)
--bu durumda, devir alan şirkete karşı yeni bir takip mi açılmalı,
--yoksa hali hazırdaki (ve devralınan şirkete açılmış durumdaki ) icra dosyasından, devralan şirkete devirden bahsedilmek suretiyle borcu ödemesi hakkında yazı yazılmalı ve takibe devralan şirket hakkında devammı edilmeli ? ( böyle bir imkan varmı- hernekadar Yrg.kararlarıyla ,açılmış olan bir takipte yeni borçlu ihdas edilemeyeceği, önceki oturumlarda tartışılmış ise de )
sevgi ve saygılar
Old 27-02-2008, 16:02   #2
denipre

 
Varsayılan

Sayın meslaktaşım konu ile ilgili olabilecek yargıtay kararlarını sunuyorum.kolay gelsin

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/5796

K. 1994/1128

T. 28.2.1994

• BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA İŞYERİNİN DEVRİ ( Tasarrufun İptali Davası )

• İSTİHKAK DAVASI ( Borcun Doğumundan Sonraki Tarihli Devir İşlemine Dayanarak )

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Borcun Doğumundan Sonra Yapılan )

• ALACAKLI HAKLARI ( İşyeri Devrinde )

• TİCARET SİCİLİNE BİLDİRİM YAPILMAMASI ( İşyeri Devrinde )

• DEVİR ( Ticaret Siciline Bildirim Yapılmadan İşyerinin )

• İŞYERİNİN DEVRİ ( Ticareti Terkedenlerin Uyması Gereken Kurallar Gereğince İşlem Yapılmamışsa Alacaklının Haklarının Devirden Etkilenmeyeceği)

• TİCARETİ TERKEDENLER ( Uyulması Gereken Kurallar Gereğince İşlem Yapılmamışsa Alacaklının Haklarının Devirden Etkilenmeyeceği)

2004/m.44,97/17,277

818/m.179


ÖZET: İşyeri devrinin borcun doğumundan sonraki bir tarihte yapıldığı açıktır. Bu durumda, işyeri devri nedeniyle uyuşmazlıkta, İİK.nun 44. maddesinin uygulanması zorunludur. Borçlu tarafından işyeri devrinin kayıtlı bulunduğu yer ticaret siciline bildirimde ve mal beyanında bulunulduğu öne sürülmediğine, dosyada da bu yönde bir delil bulunmadığına göre, işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği kabul edilmelidir. Bu açıklamalar karşısında Merci Hakimliğince "istihkak davasının reddine" ve "karşı dava olarak açılan-İİK. md.97/17-tasarrufun iptali davasının kabulüne" karar verilmesi gerekir
DAVA: Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davalı-karşı davacı alacaklı, borçlu Feyzullah hakkındaki icra takibini 15.6.1991, 15.7.1991, 15.8.1991 ve 15.9.1991 keşide tarihli çeklere-dayandırmıştır. Davacı-karşı davalı ise, işyerini borçludan 7.10.1991 tarihli senetle devraldığını ( BK.md.179 ) bildirerek istihkak davası açmıştır. İşyeri devrinin borcun doğumundan sonraki bir tarihte yapıldığı açıktır. Bu durumda, işyeri devri nedeniyle uyuşmazlıkta, İİK.nun 44. maddesinin uygulanması zorunludur. Borçlu tarafından işyeri devrinin kayıtlı bulunduğu yer ticaret siciline bildirimde ve mal beyanında bulunulduğu öne sürülmediğine, dosyada da bu yönde bir delil bulunmadığına göre, işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği kabul edilmelidir. Bu açıklamalar karşısında Mercii Hakimliğince "istihkak davasının reddine" ve "karşı dava olarak açılan-İİK. md.97/17-tasarrufun iptali davasının kabulüne" karar verilmesi gerekirken, değişik düşüncelerle aksine hüküm oluşturulması yerinde görülmemiş, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı-karşı davacı alacaklı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, 28.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/2921

K. 2005/8294

T. 26.9.2005

• 3. KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASININ KALDIRILMASI TALEBİ ( Borçlu Şirketin İşyerini Borcun Doğumundan Sonra Devretmesi - Ticari İşletmeyi Devralan Borçlardan Sorumlu Olduğu )

• TİCARETİ TERK EDEN TACİRİN SORUMLULUĞU ( Onbeş Gün İçinde Keyfiyeti Ticaret Siciline Bildirmek Aktif ve Pasiflerini Gösteren Mal Beyanında Bulunmak Zorunda Olduğu - Aksi Halde Devir Alacaklının Haklarını Etkilemediği )

• İŞYERİNİN DEVRİ HALİNDE BORÇLARDAN SORUMLULUK ( Devralan Kişinin Sorumlu Olduğu - Üçüncü Kişinin İstihkak İddiasının Kaldırılması Talebi )

2004/m. 44, 96, 99

818/m. 179


ÖZET : Dava, üçüncü kişinin istihkak iddiasının kaldırılması talebine ilişkindir. Dosya kapsamından borçlu şirketin işyerini borcun doğumundan sonra devrettiği anlaşılmaktadır. İşyerini devralan ticari işletmenin borçlarından sorumludur. Öte yandan ticareti terk eden tacir; onbeş gün içinde keyfiyeti ticaret siciline bildirmek, aktif ve pasiflerini gösteren mal beyanında bulunmak zorundadır. Aksi halde devir alacaklının haklarını etkilemez.
DAVA : Kararın temyizen tetkiki davacı ( alacaklı ) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi F.E. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Uyuşmazlık İ.İ.K.'nun 96 v.d. maddelerine dayalı olarak alacaklı yanca 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına ilişkin istihkak davasına ilişkindir ( İİK. md. 99 ).
Alacak, alacaklının işçilik alacağına ilişkin alacak hakkından kaynaklanmaktadır. İcra takibine konu Kartal 2. İş Mahkemesi'nin 20.03.2003 gün 2002/33-2003/105 sayılı ilamının incelenmesinden işçilik alacağına ilişkin dava tarihinin 07.01.2002 olduğu ve dolayısı ile alacağın bu tarihte doğduğunun kabulü gerekir.
Dosya içeriğinden borçlu şirketin borcun doğumundan sonra restoran işyerini 3. kişi S'ye devrettiği, S'nin borçlu Ltd. Şti. ortağı R. ile birlikte yaşadığı açıkça anlaşılmaktadır. Borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İ.İ.K.'nun 44 ve B.K.'nun 179. maddesinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. İşyeri devri ile ilgili İ.İ.K.'nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri, kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemez. Devralan davacı B.K.'nun 179. md.'si uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ( alacaklı )'ya iadesine, 26.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4695

K. 2005/6845

T. 28.6.2005

• İSTİHKAK TALEBİ ( Kural Olarak İşyeri Devrinde Devralan Devredenin Borçlarından Sorumlu Olduğu )

• İŞ YERİ DEVRİ ( Devralan Devredenin Borçlarından Sorumlu Olduğu - Üçüncü Kişinin İstihkak Talebi )

• HACİZ SIRASINDA BORÇLU ŞİRKETİN DEVRALINMASI ( Devralan Devredenin Borçlarından Sorumlu Olduğu - Üçüncü Kişinin İstihkak Talebi )

2004/m. 8, 44, 96

818/m. 179


ÖZET : Dava, üçüncü kişinin istihkak talebine ilişkindir. Haciz sırasında borçlu şirketin devralındığı beyan edilmiştir. İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Bu durumda borçlu şirketin faaliyette iken davacı şirkete devredildiğinin kabulü gerekir. İşyerini devralan kural olarak devredenin borçlarından sorumludur. Davanın reddi gerekirken aksi yönde karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ( alacaklı ) vekili tarafından istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.06.2005 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı ( alacaklı ) vekili Av. M.H.A. geldi. Davacı ( 3. kişi ) ile davalı ( borçlu ) adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi T.Ç. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Uyuşmazlık 3. kişinin İİK 'nun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece; davacının istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç doğru bulunmamıştır.
Dava konusu taşınır mallar 06.11.2003 tarihinde; G. Mezarlık Yanı K. Sanayi Sitesi adresinde haczedilmiştir. Haciz sırasında borçlu şirketin eskiden müdürü olan V'nin hazır olduğu, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bir kısım belgelerin bulunduğu ve 06.02.2004 tarihli muhafaza tutanağında işyerinin 6-7 ay önce borçlu A'dan devir alındığına ilişkin açıklamaların yer aldığı anlaşılmaktadır. İİK'nun 8. maddesi gereğince İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğindedir.
Öte yandan İcra dosyasında borçlu adresinin tespiti için yaptırılan zabıta araştırmasına ilişkin 10.02.2004 tarihli yazıdan; borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette iken davacı şirkete devir ederek ayrıldığı belirtilmiştir.
Bu bilgi ve belgeler karşısında; borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette iken; davacı şirkete işyerini devrettiğinin kabulü gerekir. Ancak yapılan bu işyeri devrinin İİK'nun 44. maddesi koşullarına uygun şekilde yapıldığı iddia ve ispat edilememiştir. Kaldı ki, B.K.'nun 179. maddesi gereğince, devir alan şahıs, devredenin borçlarından sorumlu olacağından, alacaklının haklarının etkilenmeyeceği açıktır.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak; davacı 3. kişinin davasının reddi gerekirken; aksi düşüncelerle kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ( alacaklı ) yararına takdir edilen 400.00.- YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/770

K. 2004/2988

T. 29.3.2004

• İSTİHKAK İDDİASI ( Borçlu İle Davacı 3. Kişi Arasındaki işlemin İşyeri Devri Niteliğinde Olması - Borçlunun Alacaklıdan Mal Kaçırmak Amacı/Satışın Hukukça Değer Taşımayacağı )

• İŞYERİNİN DEVRİ ( 3. Kişinin İstihkak İddiası - Borçlunun Alacaklıdan Mal Kaçırmak Amacı/Alacaklının Haklarını Etkilemeyeceği )

• 3. KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASI ( İşyerinin Devri - Borçlunun Alacaklıdan Mal Kaçırmak Amacı/Alacaklının Haklarını Etkilemeyeceği )

818/m. 179

2004/m. 44

ÖZET : Uyuşmazlık, 3. kişinin takip hukukuna ilişkin istihkak davasıdır. Borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki işlem işyeri devri niteliğinde olup İİK.'nun 44. ve BK.'nun 179. maddelerinin uygulanması gereği karşısında anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davacı da işletmenin borçlarından sorumlu bulunmaktadır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, 3. kişinin takip hukukuna ilişkin istihkak davasıdır.
Borç 6.8.2001 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmaktadır. Davacının, borcun doğumundan sonra 9.7.2002 tarihinde işyerindeki borçluya ait malları satın aldığı açıktır.
Bu durumda borçlunun, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak yaptığı satış işlemi hukukça değer taşımaz ve alacaklının haklarını etkilemez.
Bundan başka borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki işlem işyeri devri niteliğinde olduğundan İİK.'nun 44. ve BK.'nun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda, devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davacıda BK.nun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 29.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-02-2008, 16:37   #3
Av.Kemal

 
Varsayılan

sevgili meslektaşım,
cevabınız için öncelikle teşekkür ederim.BK md.179 gereğince,takip borçlusu işyerini devralan şirketin ,takip borcundan sorumlu olacağı anlaşılıyor.ancak, devralan şirkete karşı nasıl bir yol-usül izleyeceğimi bilemedim.
--devralan şirkete karşı takibe mevcut icra dosyasındanmı devam edeceğim ?
--yoksa devralan şirkete karşı yeni bir ilamsız takipmi (mevcut takip devredilen şirket hakkında ilama dayalı olsada ) yapacağım ,
--veya devralan şirkete karşı, eldeki ilama dayanarak BK 179 gereğince alacak davasımı açacağım.?
şimdiden teşekkürler-saygılar
Old 27-02-2008, 17:02   #4
denipre

 
Varsayılan

üstadım bence mevcut dosyadan takibinizi sürdürün.Haczinizi yapın istihkak davası muhtemel ancak kazanmanız BK 179 anlamında olası.Yargıtay kararına bakıldığında her halikarda BK 179 'un tatbikinin gerektiği anlaşılıyor.Kaldı ki ifadesine dikkatinizi çekiyorum.

Ancak yapılan bu işyeri devrinin İİK'nun 44. maddesi koşullarına uygun şekilde yapıldığı iddia ve ispat edilememiştir......KALDI Kİ ....B.K.'nun 179. maddesi gereğince, devir alan şahıs, devredenin borçlarından sorumlu olacağından, alacaklının haklarının etkilenmeyeceği açıktır.
Kolay gelsin saygılar..
Old 07-03-2008, 12:50   #5
Av.bozkara

 
Varsayılan

arkadaşlar benim olayımda istihkak eden 3.şahıs şirketi devralmadığını, boş olarak aldığını ve yeni bir şirket kurduğunu iddia etmekte. Ancak kurulan şirket de aynı işi yapıyor.Sadece isim farklı. Hatta işleten bile borçlu. Bu tutanağa geçti. Bu halde ortada devir yoksa istihkak iddiası ne olur?
Old 07-03-2008, 21:57   #6
Av.Kemal

 
Varsayılan

-- siz icra dosyanızda ne gibi bir işlem yaptınız, yani: eldeki takip eski şirket (asıl borçlu) aleyhine açılmış durumda ve siz bu durumda iken mevcut adrese ( asıl borçlunun tebellüğ adresindeki iş yerine ) hacze mi gittiniz?
Old 17-03-2008, 13:15   #7
Av.bozkara

 
Varsayılan

aynısöylediğiniz gibi Sayın Meslektaşım...
Asıl borçlunun adresine hacze gittim ve borçluyu orada yakaladım. satış yapıyordu ama sonra dükkandan kaçıp gitti. tabi biz bu hususu zapta geçtik. Haciz sırasında 3.bir kişi geldi ve bu dükkan benim dedi. Malları haczedemeyeceğimizi söyledi. Ama biz borçluyu orada bulduğumuz için haczi yaptık malları kaldırdık. 3.şahıs bir çok faturada ibraz etmiş istihkak dosyasına.Malların kendisine ait olduğunu gösteren. Devir de yapılmamışsa istihkak davasında şansımız nedir?
Old 17-03-2008, 15:56   #8
Av. Asena

 
Varsayılan

Benzer bir konu ile uğraşıyorum ben de. İlamsız takip yaptığım şahıs şirketi, takip kesinleştikten bir kaç ay sonra şirketi devrediyor. Devralan şirket, aynı adreste, aynı faaliyeti gösteren bir limited şirket. Hatta elimizde noterden aslı gibidir yapılmış devre ilişkin belgeler mevcut. Bununla beraber, ek sözleşme ile yapılan icra takiplerinin ve oluşan tüm borçların devreden şahıs şirketine ait olduğu, alacakların ise devir sözleşmesi ile devredildiği imza altına alınmış ki bu da noterde yapılmış ve aslı gibidirli belge elimizde duruyor.

Şahıs şirketinin müdürü(sahibi)nin yetkileri elinden alınmış ve şu an faaliyet gösteren limited şirketin sahipleri ve imzaya yetkili kişileri farklı.

Asıl borçlumuzun çalışmış olduğu kurumlara haciz müzekkeremizi yazdık ve sıraya girdik. Ancak bu devir olayında 3. kişilerin haklarına halel gelmez mi? Noterde yapılan ve "borçların devreden şirkete ait olacağı" yönündeki sözleşmenin geçerliliği nedir?

Asıl borçlumuza haciz yapmaya gideceğim, ama adreste devralan ltd şti var. Mutlaka istihkak iddiaları olacak ve noterde yapılmış sözleşme önüme gelecek. Ancak bu hususun alacaklılardan kurtulmak amacıyla yapıldığı gerçeğini değiştirmeyecek, diye düşünüyorum. Zira bir şirket aktif ve pasifleriyle devrolur. Aktifler tamam, ancak pasifleri kabul etmiyoruz mantığıyla yapılan sözleşmenin 3. kişileri bağlamayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla devralan şirketin de benim dosyamda borçlu olması gerktiğini düşünüyorum. Kaldı ki BK179 bu durumu net bir şekilde ortaya koymuştur.

Fakat, bu anlattıklarıma rağmen kesin bir çözüm bulamadım. Haciz yapıp (talimatla gidileceği için muhafaza zor olur diye düşünüyorum, başka bir şirket, ünvan farklı, sadece adres aynı) istihkak davası yolu mu izlenmeli? İcra Müdürünün dediği bu. İstihkak davasında haklı sen çıkarsın dedi.

Tecrübesi olan üstadlardan önerilerini bekliyorum.
Old 17-03-2008, 16:50   #9
Av.bozkara

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2005/2921
Karar No.
2005/8294
Tarihi
26.09.2005

818-BORÇLAR KANUNU/179
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/44/96/99

İSTİHKAK
TİCARİ İŞLETMEYİ DEVRALANIN BORÇLARDAN SORUMLULUĞU
TİCARETİ TERK EDEN TACİR

ÖZET
DAVA, ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASININ KALDIRILMASI TALEBİNE İLİŞKİNDİR. DOSYA KAPSAMINDAN BORÇLU ŞİRKETİN İŞYERİNİ BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA DEVRETTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR, İŞYERİNİ DEVRALAN TİCARİ İŞLETMENİN BORÇLARINDAN SORUMLUDUR. ÖTE YANDAN TİCARETİ TERK EDEN TACİR, ONBEŞ GÜN İÇİNDE KEYFİYETİ TİCARET SİCİLİNE BİLDİRMEK, AKTİF VE PASİFLERİNİ GÖSTEREN MAL BEYANINDA BULUNMAK ZORUNDADIR. AKSİ HALDE DEVİR ALACAKLININ HAKLARINI ETKİLEMEZ

Kararın temyizen tetkiki davacı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi F.E. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR : Uyuşmazlık İİK.'nun 96 v.d. maddelerine dayalı olarak alacaklı yanca 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına ilişkin istihkak davasına ilişkindir (I.Î.K. md. 99).
Alacak, alacaklının işçilik alacağına ilişkin alacak hakkından kaynaklanmaktadır. îcra takibine konu Kartal 2. tş Mahkemesi'nin 20.03.2003 gün 2002/33-2003/105 sayılı ilâmının incelenmesinden işçilik alacağına ilişkin dava tarihinin 07.01.2002 olduğu ve dolalayısı ile alacağın bu tarihte doğduğunun kabulü gerekir.
Dosya içeriğinden borçlu şirketin borcun doğumundan sonra restoran işyerini 3. kişi S'ye devrettiği, S'nin borçlu Ltd. Şti. ortağı R. iTe birlikte yaşadığa açıkça anlaşılmaktadır. Borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK.'nun 44 ve B.K.'nun 179. maddesinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. îşyeri devri ile ilgili Î.Î.K.' nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmemiştir.
Gerçekten borçlunun devri, kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilân ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemez. Devralan davacı B.K.'nun 179. md.'si uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı (alacaklı)'ya iadesine, 26.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi
T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 1993/5796

K. 1994/1128

T. 28.2.1994

• BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA İŞYERİNİN DEVRİ ( Tasarrufun İptali Davası )

• İSTİHKAK DAVASI ( Borcun Doğumundan Sonraki Tarihli Devir İşlemine Dayanarak )

• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Borcun Doğumundan Sonra Yapılan )

• ALACAKLI HAKLARI ( İşyeri Devrinde )

• TİCARET SİCİLİNE BİLDİRİM YAPILMAMASI ( İşyeri Devrinde )

• DEVİR ( Ticaret Siciline Bildirim Yapılmadan İşyerinin )

• İŞYERİNİN DEVRİ ( Ticareti Terkedenlerin Uyması Gereken Kurallar Gereğince İşlem Yapılmamışsa Alacaklının Haklarının Devirden Etkilenmeyeceği)

• TİCARETİ TERKEDENLER ( Uyulması Gereken Kurallar Gereğince İşlem Yapılmamışsa Alacaklının Haklarının Devirden Etkilenmeyeceği)

2004/m.44,97/17,277

818/m.179


ÖZET: İşyeri devrinin borcun doğumundan sonraki bir tarihte yapıldığı açıktır. Bu durumda, işyeri devri nedeniyle uyuşmazlıkta, İİK.nun 44. maddesinin uygulanması zorunludur. Borçlu tarafından işyeri devrinin kayıtlı bulunduğu yer ticaret siciline bildirimde ve mal beyanında bulunulduğu öne sürülmediğine, dosyada da bu yönde bir delil bulunmadığına göre, işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği kabul edilmelidir. Bu açıklamalar karşısında Merci Hakimliğince "istihkak davasının reddine" ve "karşı dava olarak açılan-İİK. md.97/17-tasarrufun iptali davasının kabulüne" karar verilmesi gerekir
DAVA: Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davalı-karşı davacı alacaklı, borçlu Feyzullah hakkındaki icra takibini 15.6.1991, 15.7.1991, 15.8.1991 ve 15.9.1991 keşide tarihli çeklere-dayandırmıştır. Davacı-karşı davalı ise, işyerini borçludan 7.10.1991 tarihli senetle devraldığını ( BK.md.179 ) bildirerek istihkak davası açmıştır. İşyeri devrinin borcun doğumundan sonraki bir tarihte yapıldığı açıktır. Bu durumda, işyeri devri nedeniyle uyuşmazlıkta, İİK.nun 44. maddesinin uygulanması zorunludur. Borçlu tarafından işyeri devrinin kayıtlı bulunduğu yer ticaret siciline bildirimde ve mal beyanında bulunulduğu öne sürülmediğine, dosyada da bu yönde bir delil bulunmadığına göre, işyeri devrinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği kabul edilmelidir. Bu açıklamalar karşısında Mercii Hakimliğince "istihkak davasının reddine" ve "karşı dava olarak açılan-İİK. md.97/17-tasarrufun iptali davasının kabulüne" karar verilmesi gerekirken, değişik düşüncelerle aksine hüküm oluşturulması yerinde görülmemiş, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı-karşı davacı alacaklı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, 28.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/2921

K. 2005/8294

T. 26.9.2005

• 3. KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASININ KALDIRILMASI TALEBİ ( Borçlu Şirketin İşyerini Borcun Doğumundan Sonra Devretmesi - Ticari İşletmeyi Devralan Borçlardan Sorumlu Olduğu )

• TİCARETİ TERK EDEN TACİRİN SORUMLULUĞU ( Onbeş Gün İçinde Keyfiyeti Ticaret Siciline Bildirmek Aktif ve Pasiflerini Gösteren Mal Beyanında Bulunmak Zorunda Olduğu - Aksi Halde Devir Alacaklının Haklarını Etkilemediği )

• İŞYERİNİN DEVRİ HALİNDE BORÇLARDAN SORUMLULUK ( Devralan Kişinin Sorumlu Olduğu - Üçüncü Kişinin İstihkak İddiasının Kaldırılması Talebi )

2004/m. 44, 96, 99

818/m. 179


ÖZET : Dava, üçüncü kişinin istihkak iddiasının kaldırılması talebine ilişkindir. Dosya kapsamından borçlu şirketin işyerini borcun doğumundan sonra devrettiği anlaşılmaktadır. İşyerini devralan ticari işletmenin borçlarından sorumludur. Öte yandan ticareti terk eden tacir; onbeş gün içinde keyfiyeti ticaret siciline bildirmek, aktif ve pasiflerini gösteren mal beyanında bulunmak zorundadır. Aksi halde devir alacaklının haklarını etkilemez.
DAVA : Kararın temyizen tetkiki davacı ( alacaklı ) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi F.E. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Uyuşmazlık İ.İ.K.'nun 96 v.d. maddelerine dayalı olarak alacaklı yanca 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına ilişkin istihkak davasına ilişkindir ( İİK. md. 99 ).
Alacak, alacaklının işçilik alacağına ilişkin alacak hakkından kaynaklanmaktadır. İcra takibine konu Kartal 2. İş Mahkemesi'nin 20.03.2003 gün 2002/33-2003/105 sayılı ilamının incelenmesinden işçilik alacağına ilişkin dava tarihinin 07.01.2002 olduğu ve dolayısı ile alacağın bu tarihte doğduğunun kabulü gerekir.
Dosya içeriğinden borçlu şirketin borcun doğumundan sonra restoran işyerini 3. kişi S'ye devrettiği, S'nin borçlu Ltd. Şti. ortağı R. ile birlikte yaşadığı açıkça anlaşılmaktadır. Borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İ.İ.K.'nun 44 ve B.K.'nun 179. maddesinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. İşyeri devri ile ilgili İ.İ.K.'nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri, kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemez. Devralan davacı B.K.'nun 179. md.'si uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ( alacaklı )'ya iadesine, 26.09.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4695

K. 2005/6845

T. 28.6.2005

• İSTİHKAK TALEBİ ( Kural Olarak İşyeri Devrinde Devralan Devredenin Borçlarından Sorumlu Olduğu )

• İŞ YERİ DEVRİ ( Devralan Devredenin Borçlarından Sorumlu Olduğu - Üçüncü Kişinin İstihkak Talebi )

• HACİZ SIRASINDA BORÇLU ŞİRKETİN DEVRALINMASI ( Devralan Devredenin Borçlarından Sorumlu Olduğu - Üçüncü Kişinin İstihkak Talebi )

2004/m. 8, 44, 96

818/m. 179


ÖZET : Dava, üçüncü kişinin istihkak talebine ilişkindir. Haciz sırasında borçlu şirketin devralındığı beyan edilmiştir. İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Bu durumda borçlu şirketin faaliyette iken davacı şirkete devredildiğinin kabulü gerekir. İşyerini devralan kural olarak devredenin borçlarından sorumludur. Davanın reddi gerekirken aksi yönde karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ( alacaklı ) vekili tarafından istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.06.2005 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı ( alacaklı ) vekili Av. M.H.A. geldi. Davacı ( 3. kişi ) ile davalı ( borçlu ) adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi T.Ç. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Uyuşmazlık 3. kişinin İİK 'nun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece; davacının istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç doğru bulunmamıştır.
Dava konusu taşınır mallar 06.11.2003 tarihinde; G. Mezarlık Yanı K. Sanayi Sitesi adresinde haczedilmiştir. Haciz sırasında borçlu şirketin eskiden müdürü olan V'nin hazır olduğu, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bir kısım belgelerin bulunduğu ve 06.02.2004 tarihli muhafaza tutanağında işyerinin 6-7 ay önce borçlu A'dan devir alındığına ilişkin açıklamaların yer aldığı anlaşılmaktadır. İİK'nun 8. maddesi gereğince İcra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğindedir.
Öte yandan İcra dosyasında borçlu adresinin tespiti için yaptırılan zabıta araştırmasına ilişkin 10.02.2004 tarihli yazıdan; borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette iken davacı şirkete devir ederek ayrıldığı belirtilmiştir.
Bu bilgi ve belgeler karşısında; borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette iken; davacı şirkete işyerini devrettiğinin kabulü gerekir. Ancak yapılan bu işyeri devrinin İİK'nun 44. maddesi koşullarına uygun şekilde yapıldığı iddia ve ispat edilememiştir. Kaldı ki, B.K.'nun 179. maddesi gereğince, devir alan şahıs, devredenin borçlarından sorumlu olacağından, alacaklının haklarının etkilenmeyeceği açıktır.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak; davacı 3. kişinin davasının reddi gerekirken; aksi düşüncelerle kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ( alacaklı ) yararına takdir edilen 400.00.- YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın İskender ,
Ayrıca Bk 179 ve İİK 44 deki ticareti terkedenlerin uymak zorunda oldukları şekil kurallarını incelemenizi tavsiye ederim.Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/770

K. 2004/2988

T. 29.3.2004

• İSTİHKAK İDDİASI ( Borçlu İle Davacı 3. Kişi Arasındaki işlemin İşyeri Devri Niteliğinde Olması - Borçlunun Alacaklıdan Mal Kaçırmak Amacı/Satışın Hukukça Değer Taşımayacağı )

• İŞYERİNİN DEVRİ ( 3. Kişinin İstihkak İddiası - Borçlunun Alacaklıdan Mal Kaçırmak Amacı/Alacaklının Haklarını Etkilemeyeceği )

• 3. KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASI ( İşyerinin Devri - Borçlunun Alacaklıdan Mal Kaçırmak Amacı/Alacaklının Haklarını Etkilemeyeceği )

818/m. 179

2004/m. 44

ÖZET : Uyuşmazlık, 3. kişinin takip hukukuna ilişkin istihkak davasıdır. Borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki işlem işyeri devri niteliğinde olup İİK.'nun 44. ve BK.'nun 179. maddelerinin uygulanması gereği karşısında anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda devir, alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davacı da işletmenin borçlarından sorumlu bulunmaktadır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, 3. kişinin takip hukukuna ilişkin istihkak davasıdır.
Borç 6.8.2001 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmaktadır. Davacının, borcun doğumundan sonra 9.7.2002 tarihinde işyerindeki borçluya ait malları satın aldığı açıktır.
Bu durumda borçlunun, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak yaptığı satış işlemi hukukça değer taşımaz ve alacaklının haklarını etkilemez.
Bundan başka borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki işlem işyeri devri niteliğinde olduğundan İİK.'nun 44. ve BK.'nun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda, devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi, devralan davacıda BK.nun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 29.3.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-03-2008, 00:29   #10
Av.Kemal

 
Varsayılan

sn. bozkara,arkadaşımız sn.denipre'nin de belirttiği ve Yrg.kararlarından anlaşıldığı üzere,mevcut icra dosyasından takibe devam ettiğimiz takdirde öncelikle görülen:asıl borçlunun faaliyet gösterdiği adresteki malları haczetmek ve istihkak davasında kozları paylaşmak.tabii yeni şirketin borçlu şirketi devraldığını ispat ederek.
--burada sizin olayda aklıma gelen bir iki husus, borçlunun işyerinde çalışan kişileri ssk dan tesit etmeniz halinde,yeni şirkette de çalışıyorlarsa işyerinin devrini ispatlamış olursunuz.
-- malların kime ait olduğunun tespiti biraz sizi uğraştıracak gibi.yapılan iş nedir? buna göre bu iddianın ne derece doğru olduğunu değerlendirebiliriz belki.
-- bu gibi olayda benim tereddüdüm, usül yönünden. işyerini devralan şirkete veya kişiye ait malları nasıl haczedebiliriz? aynı icra dosyasındanmı? bu durumda icra takibinde taraf değiştirilmeme durumu ne olacak? devralana karşı dava mı açmalı?
-- diğer durumda (borçlunun adresinde haciz) yukarıda sizlerinde belirttiği üzere borçlunun bilinen adresinde bulunan mallara haciz ve itiraz halinde dava sözkonusu ve haklarımızı tespit edecek belgelere ulaşmak.bu konuda ne gibi şanslarımız var tekrar değerlendirebiliriz.
--devralana ait (araç-taşınmaz gibi) mallara ne şekilde gidebiliriz,devralana davamı açmalı,eldeki icra dosyasından direkt haciz yapılabilirmi ,usül yönünden görüşlerinizi bekliyorum.
saygılar
Old 18-03-2008, 00:36   #11
Av.Kemal

 
Varsayılan

sn.asena, sizin takipte belgeleriniz hazır görülüyor.işyerini devralan aktif ve pasifi ile birlikte alır,bunun aksine yapılan sözleşme muteber değildir.3.kişilere karşı hüküm ifade etmez.bu sözleşme ancak kendilerini bağlar ve devralana , devreden firmaya karşı rücu hakkı tanır ancak.siz davanıza (takibinize) belirtilen Yrg.kararlarındaki gibi devam edebilirsiniz.
başarılar
Old 25-03-2008, 17:04   #12
Av.Kemal

 
Varsayılan

konu hakkında arşive dahil olması düşüncesiyle ekliyorum:
Ticari işletmenin devri, alacaklılarına ve iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ancak devrin ticaret siciline tescil ve ilanı ile hüküm ifade eder. Devralan, işletmenin devrinin tescil ve ilanına kadar doğan borç ve yükümlerden de sorumludur. Devreden ise, devrin tescil ve ilanından sonra doğan borç ve yükümlerden sorumlu olmamakla beraber, devirden öncekilerden iki yıl süre ile devralanla birlikte müteselsilen sorumludur. Bu sürenin başlangıcı, muaccel borçlar için devrin tescil ve ilanı veya alacaklıya ihbar tarihi, müeccel borçlar için ise borcun muaccel olduğu tarihtir.
Old 26-03-2008, 10:32   #13
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Merhabalar,
devralan şirketin, borçtan sorumluluğunu sağlayacak en kısa yolun, hacze gidilmesi ve tabi haciz sırasında istihkak iddiası olacağı için akabinde hemen istihkak davası açılması olduğunu düşünüyorum. Açılacak istihkak iddiasında, İİK 44. madde hükümlerine uyulmamış olduğundan (şimdiye kadar uyana rastlamadım) gereği devrin alacaklıya karşı hükümsüz olduğu, muvaazalı devir ve BK 179. maddelere dayandırabilirsiniz.
Genel mahkemelerde açılacak tasarrufun iptali davaları sonuçlanmadan, istihkak davaları sonuçlanıyor ve alacağınızı tahsil ediyosunuz.
iyi çalışmalar.
Old 26-03-2008, 10:58   #14
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Bu arada, hala anlayamadığım bir kararla Mahkeme, devirden sonraki bir borç için, devirden 3 yıl sonra açılan takipte 3. kişinin istihkak iddiasını reddetmişti. Kaldı ki, yargılama sırasında devrin ilanı gazetelerle ve alacaklının devirden haberdar olduğu tanık ifadeleriyle ispatlanmıştı. Dosya halen Yargıtay'da. Yargıtay'dan da onama gelirse artık o kadar şaşırmam.
Saygılar.
Old 11-04-2008, 08:16   #15
Av.Kemal

 
Varsayılan

Sn.Rahşan hanım,yargıtay sonucunu bildirirseniz sevinirim,katkılarınıza teşekkürler
esenlikler dilerim..
Old 30-07-2009, 14:58   #16
av.medine

 
Varsayılan Lütfen acil yanıtlayabilirseniz sevinirim.

Sayın meslekdaşlarım benim konum biraz farklı; Borçlu şirket aleyhine çeke dayalı olarak takip yaptık. Adres olarak çekin arkasında basılmış kaşede belirtilen fabrika olarak belirtilen adrese tebligat çıkarttık. Fakat borçlu şirket haricen öğrendiğimize göre tebligatı bila tebliğ yaparak kendilerinin şirket bürosu olarak kullandıkları adrese göndermiş ve tebligat büro adresinde yapılmış. Sonrasında borçlu şirket kaşede bulunan ve şirketin bir nevi fabrikası olan adresi BAŞKA BİR ŞİRKETE DEVİR DEĞİL KİRAYA VERMİŞ GÖSTERİYORMUŞ . FAKAT BORÇLU ŞİRKETİN ADRESİ VE ŞİRKETİN İSMİ AYNI KALMIŞ. şİMDİ TALİMAT HACZİ OLDUĞUNDAN fabrika adresine hacze gittiğimde kira evrakları çıkartılır ise o adreste haciz yapabilirmiyim yokda bu kira sözleşmesi hacze engel midir?Sizce borçlu şirket niçin devir değil de kira sözleşmesi yapmış . Acaba bu açıklamalara karşın şirketin devrinden kaynaklanan hükümler alacakıldan mal kaçırma konsunda işe yaramayacağı için mi ?Eğer tüm bunlara karşın şirketin başka bir şirkete kiraya verildiği adreste tüm sorumluluk tarafıma ait olmak üzere haciz ve muhafaza yapar isem sonuç ne olur ? Lütfen acil mesajlarınızı bekliyorum.
Old 13-02-2019, 14:03   #17
serdarserdar

 
Varsayılan 3.Şahıs işletmeyi devralmadığını, boşken sıfırdan işyeri açtığını iddia ederse?

İyi günler arkadaşlar,

2008 yılında Av.Bozkara isimli arkadaşımız "3.şahıs şirketi devralmadığını, boş olarak aldığını ve yeni bir şirket kurduğunu iddia etmekte" şeklinde bir soru sormuş ancak yanıtlanmamış.
Ancak uygulamada genellikle 3.şahısların iddiaları bu şekilde geliyor. Kimse ben borçludan devir aldım demiyor. Borçlu işyerini kapattı gösteriyor. Akraba olmayan bir kişi ayarlanıyor. Güzel bir çalışma ile muvazaaya ilişkin delil de bırakılmıyor.

Borçlu İİK.44'e göre ticareti terk ederken ilan-mal beyanı yapmamışsa ve işyerini kapatmışsa, 3.şahıs da hemen sonra boş dükkanda işe başlamışsa muvazaaya ilişkin deliller bulunamasa bile İİK.44 sebebiyle yine 3.şahıs aleyhine istihkak davası kazanilabilir mi?

Aşağıda benim bulduğum Yargıtay kararlarını ekliyorum. Ancak çok önemli bir konu olduğu için yine de emin olamadım. Böyle bir konu ile karşılaşan arkadaşımız veya elinde başka Yargıtay Kararları olan arkadaşımız var mı?




T.C.
YARGITAY
21.Hukuk Dairesi

Esas:2005/12178
Karar:2005/12345
Karar Tarihi:29,11,2005

ÖZET: Borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Takip dayanağı borç, devredilen işyerinin işletmesine ilişkin olduğundan devralan üçüncü kişi işletmenin borçlarından sorumludur. Belirtilen nedenlerle davanın reddi gerekir.

(2004 S. K. m. 44, 96) (818 S. K. m. 179)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Havva Aydınlı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: Uyuşmazlık İİK'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı olarak açılan 3.kişinin istihkak davasıdır.

Batman İcra Müdürlüğünün 2003-1973 E. ve 2003/1971 sayılı takip dosyalarındaki ödeme ve icra emirleri borçlu şirket temsilcisine bizzat haciz adresinde 23.6.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davacı 3. kişi limited şirket haciz adresini 2003 yılı sonbaharında boş teslim alarak işletmeye başladığını borçludan devralmadığını belirterek istihkak iddiasında bulunmaktadır.

İİK'nun 44. maddesine göre ticareti terk eden tacir 15 gün içinde durumu kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirmeye ve bütün aktif ve pasifleriyle alacaklıların ismi ve adreslerini gözeten bir mal beyanında bulunmaya zorunludur. Keyfiyet ticaret sicil memurluğunca ticaret sicili ilamlarının yayınlandığı gazete ve alacaklıların bulunduğu yerlerde açılmış ve uygun vasılalarla yapılır. Aksi halde borcun doğumundan sonra gerçekleştirilen devir alacaklı haklarını etkilemez. Ticari hak kavramına tacirin işletmesini başkasına devretmesi, ticari işletmeyi kapatması veya dağıtması bir ticari işletmeyi kısmen çalıştırırken terk etmesi işlemleri de girer. Yargıtay uygulamaları bu yöndedir.

Somut olayda borcun doğumundan takipler haftası ödeme emri tebliğinden sonra borçlular haciz adresini tamamen boşaltması ve davacının binayı işletmeye başlaması ticari işletme devri niteliğindedir. Bu durumda İİK'nun 44 ve B.K.'nun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir.

Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur.

Diğer yönden takip dayanağı borç, devredilen işyerinin işletmesine ilişkin olduğundan B.K.'nun 179. maddesi uyarınca devralan 3. kişi işletmenin borçlarından sorumludur. Belirtilen nedenlerle davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)




T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi

Esas: 2015/359
Karar: 2015/4829
Karar Tarihi: 23.02.2015

İSTİHKAK İDDİASININ REDDİ DAVASI - BORÇLU İLE DAVACI ARASINDAKİ İLİŞKİ TİCARİ İŞLETME DEVRİ NİTELİĞİNDE BULUNDUĞU - İŞLETMEYİ DEVRALAN KİŞİNİN DEVRALDIĞI İŞLETMENİN BORÇLARINDAN SORUMLU OLDUĞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Bir an için yapılan devir işlemlerinin danışıklı olmadığı düşünülse dahi, borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan ve takibe dayanak borç işletme devrinden önce doğduğundan, İİK’nun 44. ve 6098 sayılı TBK’nun 202. maddelerinin uygulanması gerekecektir. İşletmeyi devralan kişi, devraldığı işletmenin borçlarından sorumludur. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 44, 97, 99) (6098 S. K. m. 202)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı alacaklı vekili tarafından, davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkin olarak açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.

Alacaklı tarafından Mersin 3. İş Mahkemesi'nin 2012/299 Esas ve 2013/445 Karar sayılı ilamına dayanılarak, işçi alacaklarının tahsili için 18.12.2013 tarihinde Mersin 5. İcra Müdürlüğü'nün 2013/10701 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte, 25.02.2014 tarihinde haczedilen mallara ilişkin olarak davalı üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulmuştur.

Takibe dayanak ilamdaki açıklamalar ve dosya kapsamından; davacı alacaklının, davalı borçlunun işyerinde işçi statüsünde çalıştığı ve 20.07.2009 tarihinde iş aktinin son bulduğu anlaşılmıştır. Haciz mahallinde, davalı borçlunun çelik kapı ticareti kapsamında faaliyette bulunduğu sabittir. Haciz esnasında, haciz mahallinde yapılan aramada borçlu adına elektrik faturası, borçlunun eşinin adına gönderilen Mahkeme çağrı kağıdı ile, elektrik faturası ödemesine ilişkin makbuz bulunmuştur. Davalı üçüncü kişi, işyerini boş olarak takibe dayanak borcun doğumundan sonra,10.12.2013 tarihinde kiraladığını savunmuştur. Bu kapsamda; haczin İİK'nın 97 maddesi kapsamında yapıldığının ve eldeki davada ispat yükünün davalı üçüncü kişide olduğunun kabulü gerekir. Haczin İİK'nın 99. maddesine göre yapılmasının veya davanın alacaklı tarafından açılması bu durumu etkilemez. Bu durumda; eldeki dosya itibariyle mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararınadır.

Davalı borçlu 21.03.2014 tarihli cevap dilekçesi ile işyerini tamamen kapattığını ve değişik iş yerlerinde kapı montaj işinde ücretli olarak çalıştığını açıklamış, başka bir anlatımla işletmesini başka yere taşımadığını yani işletmesini kapattığını bildirmiştir.

Davacı alacaklı vekili, borçlu ile üçüncü kişi arasında ilişki bulunduğunu iddia ederek, bu kapsamda Mersin 4. Aile Mahkemesi'nin 2014/51 Esas sayılı dosyasında davalı- karşı davacı olan borçlunun eşi tarafından verilen dilekçe örneğini sunmuştur.

Davalı üçüncü kişi, öncesinde davalı borçlunun reklam ve basın işleriyle uğraştığını, işyerinde bulunan belgelerin borçlunun boşanma davası devam eden eşinin yanında kalan çocukları tarafından borçluya verilmek üzere kendisine verildiğini, kendisi kabul etmeyince de işyerinde unutularak kaldığını açıklamıştır.

Davacı alacaklı tanığı F. A. 18.06.2014 tarihli yargılama oturumda, davalı borçluyu bir buçuk-iki ay önce haciz yapılan işyerinin önünde gördüğünü açıklamıştır.

Bu kapsamda; borçlunun takibe dayanak ilam borcunun doğum tarihinden sonra işyerini kapattığını açıkladığı, borçlu ile arasında tanışıklık olan davalı üçüncü kişinin davalı borçlunun daha önceden faaliyet gösterdiği adreste borçlunun işletmeyi kapattığını açıkladığı tarihten çok kısa süre sonra faaliyete başlığı ve borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet konularının aynı olduğu, dava dışı olan borçlunun eşi adına haciz adresi dışında başka bir adrese gönderilen Mahkeme çağrı kağıdının haciz mahallinde bulunduğu ve buna ilişkin davalı üçüncü kişinin savunmasının çağrı kağıdına konu olayda borçlunun eşinin müşteki sıfatına haiz olması da gözönüne alındığında hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacı alacaklı tanığı F. A.'ün yeminli beyanında işletmeyi kapattığını açıkladığı tarihten sonraya tekabül eden tarihte borçluyu haciz yapılan işyerinin önünde gördüğünü bildirdiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; üçüncü kişinin işletmeyi borçlunun işletmesinden bağımsız olarak faaliyete geçirdiği iddiasını ispatlayamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Aksine, borçlu ile üçüncü kişinin alacaklıların alacaklarına ulaşmasını engellemek amacıyla danışıklı (muvazaalı) olarak birlikte hareket ettiklerinin kabulü gerekecektir. Yapılan bu işlemlerin alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır. Bir an için yapılan devir işlemlerinin danışıklı olmadığı düşünülse dahi, borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan ve takibe dayanak borç işletme devrinden önce doğduğundan, İİK’nun 44. ve 6098 sayılı TBK’nun 202. maddelerinin uygulanması gerekecektir. İşletmeyi devralan kişi, devraldığı işletmenin borçlarından sorumludur.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. HUMK'nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
çek vade tarihinden sonra icra takibinden önce yapılan devir işlemleri ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 2 01-10-2007 10:33
Takibinden sonra alınan ibranameye rağmen icra dosyasına tahsilatların geri alınması Justinianus Meslektaşların Soruları 3 01-05-2007 12:26
İşçi Alacaklarında Borçlu Şirketin Münfesih olması ayşebetul Meslektaşların Soruları 6 11-03-2007 11:31
borçlu şirketin iflası ismail ünlü Meslektaşların Soruları 1 24-02-2007 10:52
Bono borçlusunun icra takibinden önce ölmesi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 3 29-11-2006 13:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06194997 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.