Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Yarın kendinizi engelleyin.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-10-2008, 16:34   #1
Atahun

 
Varsayılan Yarın kendinizi engelleyin.

Şimdi den söylüyorum, bu günü doya doya yaşayın.

Sabah kalktığınızda güne güzel başlayın. Gözleriniz ışıl ışıl olsun. Gülümsemeyi de unutmayın. Çıkmadan, saçınız – sakalınız, makyajınız giyeceklerinizle uyumlu olsun. Sonra dolabınızdan beğendiğiniz bir kıyafet seçin kendinize. Pantolon – Gömlek – Ceket … Bunlara kravat veya fular ilave edebilirsiniz. Ayakkabınız da kıyafetinizle uyumlu olmalı. Kahve pantolon altına siyah ayakkabı düşünmezsiniz herhalde. Unutmadan, çıkmadan pencerenizden dışarıya uzun uzun bakın. Neler görüyorsunuz? Gökyüzüne bakın. Olabildiğince çevreye… Eğer varsa evinizin yanında/yakınında bir park, yarı yeşil yarı sarı yapraklı ağaçlara, yollarda koşuşturan insanlara ve birbiriyle yarış halindeki arabalara… Bakın, ne görebiliyorsanız bakın. Son kez..

Sonra günlük işlerinize koyulun. Alın-satın, okuyun- yazın mümkünse yarına bir şey bırakmayın. Çünkü yarın sizin için başka bir gün olabilir.

Sabah kalktınız. Gözlerinizde koca bir siyah bant. Onu akşamdan siz taktınız. Görüyorsunuz da görmüyorsunuz. Hemen panik yapmayın canıım. Size yardımcı bir eşiniz, kardeşiniz, anneniz veya babanız var. Ya da çocuklarınız… Ne de olsa hayat devam ediyor. Kalkıp, işe gitmeniz gerekli. El yordamıyla kalktınız. Eyvah! banyo hangi taraftaydı? Panik yok. Yine el yordamıyla banyonun kapısını buldunuz. Yüzünüzü yıkamanız, dişlerinizi fırçalamanız gerekli. Fırça ve macun her zaman ki yerinde mi? Neyse ki bu sefer kimse değiştirmemiş, her zaman ki yerlerinde. Her ne kadar görmüyorsanız da, önceden bir aşinalığınız var. Bir şeyler kırıp dökmeden banyodan çıktınız. Hemen gardırop’ un kapısını açıp kendinize kıyafet seçeceksiniz. Peki ne giyeceksiniz? Önce kendinize bir pantolon seçtiniz. Üstüne gömlek veya bluz. Onun üstüne de ceket. Peki birbirine uydumu? Hiç sanmam. Kahve pantolon üstüne siyah gömlek, onun üstüne de lacivert ceket seçmiş olabilirsiniz. Yoksa, “hiç önemi yok” mu diyorsunuz?

Hani dün çıkmadan pencerenizden dışarı bakmıştınız ya, son kez. Şu an ne görüyorsunuz? Sadece sesleri mi? Bence de… Madem bir şey görmüyorsunuz… Ayakkabılarınızı giyip kendinizi dışarı attınız. Aman dikkat! Apartmanınızda asansör yoksa merdivenlerden düşebilirsiniz. Tabi asansör boşluğuna düşmek de ihtimal dahilinde. Korkuluklara tutunarak inmeye çalışın. Sokağa/caddeye çıkarken de dikkat! Direksiyondaki sizin “görme engelli” olduğunuzu bilmeyebilir. Elinizden tutacak birilerini bulabilirseniz ne alâ… durağa kadar gidebilirsiniz. Yoksa işiniz bir hayli zor. Hadi gideceğiniz yere vardınız. Ya sonrası? Rahatça yürümek için 2 değil, 4 göz gereken bir ortamda siz nasıl…? Siz en iyisi tekrar evinize dönün. Geldiğiniz şekilde…

Pencereden bakmıştınız ya. Evinizin karşısındaki şu futbol sahasından bahsediyorum canıım. Arkadaşlarınız ne güzel de top oynuyor. Aldınız hemen koltuk değneklerinizi, doğruca oraya… Bir tümsek bulup oturdunuz. Zaten çoğu tanıdık sima. Keşke onların içinde siz de olsaydınız. Ah siz olacaktınız ki… Neler yapmazdınız neler? Ne figürler… Şöyle adam akıllı bir depar atıp topu adamın solundan, kendiniz sağından geçseydiniz. Sonra kaleciyle karşı karşıya kalıp topu sol köşeye plaseleseydiniz. Ne güzel “gol” olurdu değil mi? Ah Eren ah! O top öyle mi alınır? Gelen pası ayağının içiyle hafif yumuşatıp, bir bilek hareketiyle bacak arası yaptın mı, seyirciden ne alkış alırsınız ama… Adam eşekten düşmüşe döner. Veya kornerden gelen topu bir vole ile 90’ dan filelere takıyorsunuz. Düşünsenize…

Bacaklarınız yoruldu değil mi? Haklısınız. Aslında siz ayaklarınızla değil yüreğinizle oynadınız da ondan. Yere basan ayaklarınız değil, yüreğinizdi. Biraz dinlenin o zaman.

Koltuk değneklerinizi oraya bırakın. Tamam, kolunuz yok ama bacaklarınız sağlam. Olsun, kapıları ayaklarınızla açarsınız, zararı yok. Keşke her şey o kadar kolay olsa. Yemek işi de biraz zor. Ah bir de doğru dürüst makyaj yapabilseniz? Saçınız, sakalınız… ve kimseden yardım istemeden. O adamı görmediniz mi yoksa? Hani şu ayaklarıyla sakal tıraşı olan adamı? Televizyonda çıkmıştı. Sizi anlıyorum. Haklısınız. Biliyorum, diyorsunuz ki; ellerin hissettiğini ayak parmakları hissedemez ki… Ah! bir dokunabilseniz? Bence de…
Ben o kadarını yapamam mı diyorsunuz? Olsun, zaten kimse sizden fazla bir şey beklemiyor ki. Bir kendinize yetebilseniz…

Hadi akşam oldu. Gözlerinizdeki siyah bandı çıkarıp, halâ koltuk değneklerinizi atmadınız mı?



Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kendinizi nasıl tanımlarsınız? av.sally Site Lokali 47 17-08-2010 22:26
köy senedi resmi evrak mıdır, yoksa özel evrak mıdır akarsu Meslektaşların Soruları 10 27-09-2007 01:20
Aşağıdaki Adrese Tıklayın,Kendinizi İyi Hissedin... Av. Galip DAĞTEKİN Site Lokali 14 24-09-2007 19:14
Mali tatil yarın başlıyor Seyda Mali Hukuk Çalışma Grubu 1 02-07-2007 21:39
Seçmen listeleri yarın askıda Seyda Hukuk Haberleri 0 24-12-2006 12:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04439306 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.