Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Neredesin Superman?

Yanıt
Old 03-11-2007, 22:20   #1
Av. Lale Beşe

 
Varsayılan Neredesin Superman?

Ölüm, insan görünümünde kovalıyordu kurbanını trajik oyununa dekor misali zifir bir kaçış güzergahında; önüne kattığı bîçarenin beyhude feryatlarını kimseciklerin duyamayacağından emin, öylesine soğuk, öylesine kifayetsiz, öylesine zalim.

Kurban, yaşamı boyunca alıp vereceği solukların toplamını sığdırmaya çabalarcasına göğüs boşluğuna, koşuyordu ardına bile bakamadan, kısalığı daha ilk panik anından sadır bu e(z/c)elî kaçış periyodunda.

Geçen her saniye artan paniği sarmalarken aklını olası dehşet anlarından koruyup kollarcasına, uhrevi yalnızlığının habercisiydi artık tenhada ayak sesleri avaz avaz karıştığı kesik soluklarında.

Sonra yoruldu kurban, bacakları titredi ve yıkılıverdi artık yadsımadığı o zalim elin omzunu kavramasıyla. Başını çevirip yukarı baktığı anda, gözleri kamaştı uğursuz bıçağın cesur parıltılarında.

Yalvarmaya başladı; "yapma, derhal unuturum seni bu karanlık diyarda"... "Yapma, ölüm bu şekilde çok acımasız ve yabancı bana"...

Tam korkunun en katıksız ve yalnızlığın en dipsiz halini hissettiği anda, "YETİŞTİM ! " dedi kurtarıcı olanca hızıyla çökerken saldırganın saplantılarına...

...

"Azınlık raporu" filminde Spielberg, kâhinler tarafından öngörülebilen suçlara son ana kadar müdahaleyi mümkün kılan teknik bir altyapı kurar.

Bu öykünün kurgusunda, kâhinler tarafından görülen ve foton sütü yardımı ile dijital zemine aktarılan kâbuslarda tespit edilen cinayetlerin işlenmesinden önce, son derece süratli bir şekilde hareket ederek olaya müdahale eden polis birliklerini izleriz.

"Azınlık raporu" aslında, "mistik kanıtlara dayalı ve gerçekleşmeyen eyleme rağmen hüküm" gibi tuhaf konuları irdeler ki bu ana tema yazımın konusu değil.

Burada tamamen, son dakika trajedilerine en hızlı ve en etkili şekilde müdahale edebilme olanağı ile ilgilendiğimi belirtmeliyim.

İnternetle biraz ilgili olup da Google Earth programını ziyaret etmemiş olan birinin kaldığını zannetmiyorum. Şu uydu teknolojisi yardımı ile, oturduğunuz yerden kapınızın önündeki arabanızı ya da Las Vegas otellerinin yüzme havuzlarında güneşlenenleri izleyebildiğiniz program.

Bu programda gezinmeye başladığım ilk seferde, GPS teknolojisinin ürkütücülüğünü farkettim. Ne yalan söyleyeyim, izlenme paranoyasına bulaşık bir halde, günlük yaşamın her alanında kendimi kötü hissetmeye başladım.

İşin gerçeği amatör bir komplo teorisyeni olarak, her yeni teknoloji duyurusunda "daha neler yapacaklar" hayranlığının ötesinde, "bizden gizledikleri daha neler vardır" kaygısını taşırım... İçimde bir ses her zaman, açıklanan teknolojik gelişme düzeyinin esasen varolanla asla örtüşmediğini, uydudan dünyayı bina, giriş kapısı ya da insan bedeni bazında görebilme olanağını biz tüketim süjesi sıradan insanlara serbest bırakanların, uzak üslerdeki monitörlerinden beyinlerimizin içine girebildiklerini ve kımıl kımıl dehlizlerimizde kodlamalara girişerek rüyalarımızı yönlendirdiklerini düşünürüm tuhaf bir ürperti eşliğinde.

Bu şekilde düşününce de, yerküreyi bir kafa şeklinde PET (Pozitron Emission Tomography) cihazına sokarak döndürüp durduklarını gözlediğim bir kâbusa maruz kalıp durduğumu da itiraf etmeliyim.

Komplo teorilerimi bir kenara bırakıp asıl konuma dönecek olursam, "superman" fikrinin, bu ileri teknoloji ürünü görüntüleme tekniklerinin insanlığın hayrına nasıl kullanılabileceğine dair senaryolarda geniş yer tutması gerektiği kanaatinde olduğumu belirtmektir asıl amacım.

Anne baba olanlar daha iyi bilirler; çocuklarının kaybolması, kaçırılması, bir yerlerde kötü muamele görmesi kaygıları, medyada yer alan benzer olay görüntüleri ile de birleşince, yaşamı çekilmez hale getirebilir. Hangi anne baba istemez ki özellikle bebeklik çağındaki çocuklarını her daim izleyebilmeyi, kontrol edebilmeyi? Daha da ötesi, tehlike anında derhal müdahale edebilmeyi/ettirebilmeyi?

Bu amaca hizmet etmek üzere geliştirilmiş mikroçipler, dünyanın özellikle gelişmiş ülkelerinde hayvanlar ve çocuklarla ilgili olarak yoğun toplumsal uygulamaya geçirilmiş durumdadırlar. Hatta fidye ya da terör amaçlı kaçırılma hedefindeki zengin, tanınmış ve riskli konumlardaki ailelerin çocukları, halihazırda bu yöntemle izlenmektedirler. Bu şekilde suçun işlenmesi sırasında olaydan haberdar olunması mümkün bulunmaktadır.

Peki ya müdahale? İşlenmekte olduğu tespit edilen suça zamanında müdahale etmek mümkün olabilecek midir?

Bir kişisel kaygı misali belirtmek isterim ki, beni en fazla çocuklara tecavüz ve öldürme suçları hırpalamaktadır.

Böyle bir eylemin gerçekleştirildiğini duyduğumda, o anda çocuğun yaşadığı paniği, acıyı, yardım çığlıklarını, çaresizliğini, annesini ve babasını çağırışını düşünüp gözyaşlarıma engel olamam. İnsanlığımdan utanır ve acı çekerken, aynı zamanda yüreğimde bir parça daha katılaşıp soğur, ölmeye biraz daha heves ederek, zihnen uzaklaşırım bu hayattan.

Suç olgusu devam ettiği sürece, suçla mücadelede etkili teknikler geliştirilmesi gereği büyük bir ihtiyaçtır. Fakat bu alanda, çocuklara karşı işlenen suçlara sırf o küçük varlıkların savunma eşiklerinin çok düşük olmasından ve yaşamdan erkenden koparılma trajedisini haketmeye fazlaca masum kaldıklarından daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Dünyada sevgi ve barışın egemen olduğu ve tüm çocukların güvenli ortamlarda mutlu edilebildiği güzel günlerin hüküm sürmesi dileği ile...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
piam neredesin........ Staj.Av.Selçuk Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 67 29-07-2007 21:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07219911 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.