Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

İdari Para Cezaları

Yanıt
Old 15-09-2004, 12:57   #1
nfb

 
Varsayılan İdari Para Cezaları

Bilindiği üzere özellikle Çalışma Mevzuatında pek çok konuda idari para cezası hükmü taşıyan maddeler mevcutur.
Geçmişte bu idari para cezalarına itirazlar Adli Yargıda çözümlenirken, son değişikliklerle, işlemin idari mahiyeti ağır bastığı düşüncesiyle itirazların idari yargıda görülmesine dair yeni düzenlemeler getirilmiştir.

Yine bilindiği üzere idari yargıda görev alan hakimlerin büyük çoğunluğu Hukuk Fakültesi Mezunu değildir.

Bir zamanlar DGM lerde askeri hakim bulunması dahi AİHM' e şikayet konusu olmuşken, özellikle ceza hükmü taşıyan bir yasa maddesinin uygulamasında temel hukuk eğitimi almamış dolayısıyla hukukçu olarak nitelenemeyecek kişilerin yargıç olarak yer alıp karar vermesi sizce uygun mudur?
Old 15-09-2004, 15:40   #2
ragıp

 
Varsayılan

bana kalırsa, idare mahkemelerinin varlığı bile hukuk dışıdır. İdare, kendi denetimini öze mahkemelere vermiş durumda. İdare mahkemelerinin çalışma yöntemlerine baktığımızda, bu durum daha belirgin. Bırak dosyadan örnek almayı, dosyayı görmek bile başlıbaşına bir sorun oluyor.
Bahsettiğiniz, hukukçu olmayanların, hakim olması zaten buralarda niçin mahkeme dendiğini bile sorgulanmasını gerektirecek bir durum.
Old 08-12-2004, 17:37   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar,

Hukukçu olmayanların idari hakim olmalarının gerekçesini yazacak bir yetkili(!) bekledim. En azından bir ilgilinin açıklamasını bekledim.

Gelmedi.

Ama hala bekliyorum...

Beklemem boşuna da olsa, hala bekliyorum.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 08-12-2004, 17:52   #4
Admin

 
Varsayılan

Sanırım bunun gerekçesi Askeri Mahkemelerde Mahkeme başkanının hukukçu olmayan kıdemli bir subay olması ile aynı: Yani "bizim halimizden biz anlarız, olaya dışardan bakan çok objektif hukukçu yargıç istemiyoruz" mantığı. Tabii bu mantığın savunulabilir bir yanı yok, o da ayrı mesele..
Old 23-01-2005, 12:51   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Üyeler,

İdari yargı hakim adaylığı sınavı için aranan eğitim koşulu aşağıda dikkatinize sunulur :


Alıntı:
Hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilimler, idarî bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmış olmak


Bu ifadede yer alan hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren ibaresinin yeterince açık olmadığı kanısındayım. Hangi 4 yıllık okulda hakimliğin gerektirdiği hukuk bilgisi YETERİNCE veriliyor ?

Hukuk Fakültelerindeki eğitimin yeterliliği bile tartışılırken diğer okulların ''hukuk bilgisine'' programlarında yer vermiş olması mezunlarının hakim olup adalet dağıtmasına yeter mi ?

Başvuru formunu okuyan hukuk fakültesi çıkışlı olmayan adayların kendilerini yeterli görmeyip, bu sınava girmemeleri gerekir. Eğer giriyorlarsa, hukukun ne olduğunu bilmediklerinden giriyorlardır ki bu da başvuru koşulunun yerine gelmediğinin kanıtıdır.

''Hukuku bilmediğini bile bilmeyenlerin'' eline adalet terazisi tutuşturuluyor. Yalnız terazi olsa neyse, bir de kılıç var.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 24-01-2005, 14:18   #6
Av.Levent

 
Varsayılan

Sayın Hukukcular;

Hukuk mantığını ve formasyonunu almayan yani adaleti bilmeyen birisi nekadar adil olabilir?

Usulü dahi anlama ve yorumlama yeteneğine sahip olmayan sadece hesabı ekonomiyi biliyor diye kişileri hakim yaparsanız dağıtılan adalet olmaktan çıkar.

Başıma çok ilginç bir olay geldi. Henüz başıma gelen olayı bende çözebilmiş değilim.

Daha geçen hafta İdare Mahkemesinden açmış olduğum davanın nezaman açıldığını ve taraflarını gösterir bir belge istedim. Vermediler. Gerekçe olarak ise "Efendim davanın akibetini sorarsanız bununla ilgili bir belge veririz fakat davanın açıldığı tarihi ve taraflarını gösterir belge veremeyiz." oldu.
İdare Mahkemesi başkanından da aynı cevabı aldım. Benim anlatmaya çabaladığım fakat sayın hakimlerin anlamadıkları nokta ise çok ilginçti. Davanın akibetini gösterir belgede davanın açıldığı ve taraflarınında yazılı olacağı idi. Ne yazıkki düz mantıkla bile sorun çözülebiliyor iken hukukçu olmayanların hukuk mantığı yürütmesiyle iş çıkmaza bindi.

Bunun gibi özellikle idari para cezaları konusunda ne yazıkki İdare Mahkemeleri devleti koruyucu tavır almaktadırlar. Özellikle yürütmeyi durdurma istendiği zaman İyuk 27 şartları oluşmadığı gerekçesiyle hemen red etmektedirler. Ama idari para cezası miktarı mesela 1 trilyon Türk Lirası ise bunun bir anda ödenmesi sıkıntı yaratmakta hatta bu miktarın bulunması dahi sorun olmaktadır. Bilindiği gibi bir çok durumda da dava açılması tahsili durdurmamaktadır. Ödenmediği zamanda cebri icra veya 6183 s.k göre işlem yapılmaktadır. Yani haciz safhası başlamaktadır. Bir tacirin itibarı ticari hayatta neredeyse herşeyidir. Ama tacirin ticarethanesine veya ticaretini ilgilendiren sair taşınır taşınmaz eşyasına haciz konulursa malları kaldırılırsa tacirin itibarı yok olur. Açılan davadan da haklı çıksa bile giden itibar hemen kolay kolay geri gelmiyecektir. (Kırması kolaydır ama ya yapması...)
Sayın idari hakimlerimiz bunu anlamadıkları İyuk 27 maddeyi dar yorumladıkları için ellerindeki kılıcı tabiri caizse oradan oraya savurmak suretiyle çok baş koparmaktadırlar.

Saygılarımla
Old 24-01-2005, 16:30   #7
nfb

 
Varsayılan idari para cezalarında karmaşa

Size bir soru?

3713 sayılı Terörle Mücadele K. Ek 1. m. nde, işverenlere terör mağduru çalıştırma yükümlülüğü getirilmiştir.

Yaptırımı ile ilgili Kanun maddesininin ilgili kısmını aynen aktarıyorum ;
" İlgili idarelerce bu fıkra hükmüne aykırı hareket eden işveren hakkında çalıştırmadığı kişi başına ve çalıştırmadığı her ay için o yıl için tespit edilen asgari ücretin 10 katı para cezası verilir."
Görüldüğü üzere bu madde düzenlemesinde idari para cezasını tahakkuk ettirecek İDARE yasada belli edilmemiştir.
4857 sayılı yasanın yürürlüğünden önce Çalışma Bakanlığınca düzenlenen Yönetmelik,
- İ.P.Cezasını verecek makam olarak Bölge Çalışam Müdürlüğününü,
- Cezaya karşı itiraz süresini 7 gün, itiraz merciini SulhCeza Mahkemesi olarak belirlediği gibi üstüne üstlük verilen kararların kesin olacağı şeklinde bir düzenleme getirmişti.
Müvekkillerimden birisi bu cezaya muhatap olunca, Danıştayda Yönetmeliğin ilgili maddesinin iptalini istedik ve yerinde olarak Danıştay;
"Mahkemelerin görev yetkilerinin YÖNETMELİKLE belirlenemeyeceği, Aanayasaya ve normlar hiyerarşisine aykırılık teşkil ettiği nedeniyle Yönetmelikte Sulh Cexa Mahkemesi olarak tayin olunan itiraz mercii hakkındaki düzenlemenin iptaline karar verdi.
Derken 4857 S.K.30. m. düzenlemesinde de terör mağduru çalıştırılması zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu zorunluluğa uymamanın yaptırımı İş K.nda yer almamaktadır.
4857' ye istinaden Çalışma Bakanlığınca çıkartılan yönetmelikte, terör mağduru çalıştırma zorunluluğu ile ilgili düzenlemeler yer almıştır.

"Ayrıca terör mağduru istihdamında mevzuata aykırı davranan işveren ve işveren vekilleri hakkında 13/11/1995 tarihli 4131 sayılı Kanun ile değişik 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek Madde 1’ de belirtilen idari para cezası da işyerinin bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce uygulanır."

Soru 1) TMK Ek1. maddesinde bu İPC nı verecek idare belirlenmediği halde, Yönetmelikle İPC.nı verecek idare belirlenebilir mi?

Soru 2) İş K. 30 maddede sadece terör mağdurunun istihdam usulleri için 3713 Ek1. maddeye atıf varken ve İşk. ceza maddelerinin hiç bir yerinde buna uymamanın yaptırımı, itirazın usul ve esaslarına ilişkin bir hüküm yokken terör mağduru çalıştırmamanın yaptırımı nasıl uygulanacaktır, itiraz mercii neresidir (adli-idari yargı)

Soru 3) Özürlü ve eski hükümlü çalıştırmamanın cezası işçi başına ayda 750 milyon TL iken Terör Mağduru çalıştırmamanın cezasının 5.500 milyon olmasının anlamı nedir? Anayasanın eşitlik ilkesine uygun mudur? Yasama organının takdiri böyledir denebilir mi?
Soru3) Sizce idare mahkemesi bu karmaşanın altından kalkabilecek midir?

Soru 4) 2001 yılında tahakkuk eden bu İPC. için kanunda tayin olunmuş bir yargı mercii olmadığı, ilgili yönetmelik hükmünün de iptal edilmiş olması dolayısıyla suçun işlendiği tarihte itirazı görecek bir yargı mercii bulunmaması karşısında son zamanlarda İmar K. SSK gibi yasalardaki İPC ile ilgili adli yargının yetkisine dair yasa maddelerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi veya Danıştayca bu kabil olaylarda idari yargının yetkili görülmesi
"Uygulamada Anayasa Mahkemesinin, hangi mahkemelerin kanunen tabi olunan olağan mahkemeler, hangisinin Anayasa'nın kurulmasını yasakladığı olağanüstü mahkemeler olacağını belirleyen içtihatları vardır.1 Anayasa Mahkemesi'nin bu içtihadına göre, 'Hukuk devletinde yasal yargıç (kanuni hakim), doğal yargıç (tabii hakim) olarak anlaşılmalıdır. Doğal yargıç kavramı ise dar anlamda, suçun işlenmesinden veya çekişmenin doğmasından önce davayı görecek yargı yerini yasanın belirlemesi diye tanımlanmaktadır. Başka bir anlatımla, doğal yargıç ilkesi yargılama makamlarının suçun işlenmesinden veya çekişmenin meydana gelmesinden sonra kurulmasına veya yargıçların atanmasına engel oluşturur; sanığa veya davanın yanlarına göre yargıç atanmasına olanak vermez.' açıklandığı üzere tabii hakim ilkesine aykırı mıdır?

Soru 5) böyle bir ihtilafta idari yargı tarafından İPC nın onanmasına karar verilmesi halinde, (forumu açarken sorduğum soruyu biraz genişletirsek,) heyette hukuk fakültesi mezunu olmayan yargıçlar yer almış ise, konu AİHM' ne taşınabilir mi?

Değerli hukukçu dostlarım.
1982 Anayasası ile Yürütme erkine yasama ve yargı erkleri aleyhinde kazandırılan yetkilerin bir yansıması olan bu düzenleme, her ne kadar terör mağdurlarının yarasına merhem olma çabası olsa da, hukuk alanında bu karmaşanın yaratılmasına hiç mi hiç gerek yoktu. Eski İş k. 25. maddeye eklenecek BİR CÜMLE ile meselenin halli mümkün iken gerek Yasama organı ve gerekse Yürütme Organları bu meseleyi tam bir karmaşa içine çekebilmişlerdir.
O nedenle lütfen cevaplarınızı esirgemeyiniz.
Saygılarımla
Old 27-01-2005, 14:01   #8
Av.Levent

 
Varsayılan

Sayın nfb;

Sorduğunuz sorulara aynı numara altında cevap vermeye çalışacağım.

C.1- Kanun ile yetki verilmiş ise yönetmelikte ceza verecek idari makam belirlenebilmelidir. Ama 4857 sayılı kanunun 108. maddesinde ceza verecek makam açıkca gösterilmiştir. Bu da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğüdür.

C.2- Gerçekten 4857 sayılı kanunun 30.maddesinde terör mağduru işçi çalıştırma zorunluluğu getirilmiş fakat aynı kanunun ceza hükmünü içerir 101.maddede her ne sebeple ise sakat ve eski hükümlü yazılmış, terör mağduru yazılmamıştır. Bu ilk başta bir boşluk gibi görünsede bana göre 101. madde de eski hükümlü ve sakat işçi tabirleri örnek niteliğinde sayılmıştır. Terör mağduru ibaresinin olmaması kanun koyucunun ceza verilmesini düzenlemek istemediği gibi bir anlam çıkartılamaz. Burada kanun koyucunun maddeye düzenlemedeki amacına bakmak gereklidir.

İtiraz mercii 4857 s.kanunun 108. maddesi gereği İdari Yargıdır.

C.3- Bilindiği gib 4857 sayılı iş kanunu sonradan çıkmıştır. Yani bir nevi 3713 ilgili ceza maddesini yürürlükten kaldırmıştır. Bundan sonra yani 4857 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren terör mağduru çalıştırma yükümlülüğüne aykırı hareket eden işverenlere de 750 milyon Türk Lirası ceza verilecektir. (Bu benim düşüncemdir.) Aksi olurmu? bekliyeceğiz

C.4 Değerli meslektaşlarımın cevaplarını bende bekliyorum.

C.5 AİHM'ne taşınacak olursa hangi insan hakkının ihlal edildiğini gerekçe göstereceksiniz? Adil yargılanma hakkının ihlalini mi?
Belki olabilir.Zira İmralıda ki yargılamada da DGM hakkında buna benzer bir karar çıkmıştı AİHM'nden.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdari Para Cezasına İtiraz ARN Meslektaşların Soruları 12 02-04-2016 09:18
S.S.K. idari para cezaları gogolos Meslektaşların Soruları 14 28-05-2007 16:22
Para Cezaları Felaketzedelere Verilsin ragıp Site Lokali 1 06-01-2005 16:06
Ssk İdari Para Cezası HERITAGE Hukuk Soruları Arşivi 1 03-10-2003 12:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03356194 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.