zamanaşımına uğrayan bonoda kefile takip yapılması

Bonoya ilişkin süresi içerisinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılıyor, daha sonra takip düşüyor, takip yenilenene kadar üç yıllık zaman aşımı ve bir yıllık sebebsiz zenginleşme süreleri geçiyor.

Soru ise bu süreler geçtikten sonra senedin adi evrağa dönüştüğü idiası ile ilamsız takip yapılabilirmi, yapılabilirse kefil halen müteselsil olarak sorumlumudur, asıl borçluya karşı takip yapılması gerektiği gerekçesi ile ödemezlik definde bulunabilirmi.

Somut olayda zamanaşımı geçen bonoya dayanarak ilamsız takip yaptık, kefil itiraz süresini geçirdikten sonra menfi tespit davası ile takibin iptalini istedi gerekçe olarak da kefil olduğunu, alacaklı şirketle arasında herhangi bir ticari iilişki olmadığını, teminat senedi verdiğini ve zamanaşımı süresinin geçtiğini belirtti..

Cevaplarınızı bekliyorum, saygılar...

kefilin def-i ve itirazlarda bulunabileceği kanaatindeyim. Artık dava açılmış, kararı beklemek gerek diye düşünüyorum. Ancak senet üzerinde ön yüzde kefilin imzası var ise müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarını düşünüyorum. İspat yükü şu an için karşı tarafta ama sizinde alacaklı olduğunuzu ispatlamanız gerektiği kanaatindeyim. herhangi bir ilişkisinin olmadığını ve teminat senedi verdiğini belirtmiş bence bu işiniza yarar ama zaman aşımı konusunda genel hükümlere göre senet tarihini bilmemekle beraber haklı olabilir. (senet kambiyo özelliğini yitirdiyse 3 yıl geçmiştir. Ancak iki yıllık bir süre daha geçmişmidir bileiyorum. BK. m 125, 126, 60, 66. maddelerini incelemenizi tavsiye ederim.)İyi çalışmalar.

kefilden kastınız icra kefili ise, 10 yıllık zamanaşımına tabidir. kefilden kastınız bonodaki cirantalardan biri ise borçlunun defilerini onun da ileri sürebileceğini düşünüorum. kaldı ki cirantada zamanaşımı 6 ay ve 1 sene gibi bir zaman. ttk yı incelemnizi tavsiye ederim.

Sayın meslektaşım,
Bir müvekkilimizde kredi kefili olduğu Pancar Koop. borcu nedeniyle alacaklı Pancar Koop. tarafından yapılan icra takibi düştükten sonra yenilenen dosyada gönderilen ödeme emrine itiraz etmemiz nedeniyle açılan itirazın iptali davasında biz zamanaşımı definde bulunduk. 3 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle dava reddedildi. Haliyle davayı kazanmış bulunduk. Ancak siz ilamsız takip yapmış olduğunuzdan her ne kadar senet 3 yıllık zamanaşımına tabi ise de kambiyo senedine dayalı takibiniz söz konusu olmadığından ve senedin zamanaşımına uğramış olması genel hükümlere göre alacağın zamanaşımına uğramamış olması nedeniyle, genel hükümlere göre görülecek olan menfi tespit davasında senedin yazılı delil başlangıcı olacağını ve alacağın zamanaşımına uğramaması nedeniyle borçlu yönünden davanın reddedileceğini düşünüyorum. Davayı açan davacı kefil olduğunu ve teminat senedi verdiğini senedin de zamanaşımına uğradığını iddia etmiştir. Teminat senedi yazılı belge ile ispat edilmediği sürece geçersizdir. Saygılarımla...

Kefilden kastımız senedin önyüzünde kefil yazılı yerde ismi yazılı olan kişidir, ciranta yahut aval değil. İkinci olarak senedin 3 yıllık zamaaşımı 2008 yılında doldu, menfi tespit davası açan kefil olduğu için sıkıntı yaşıyoruz, asıl borçlu dava açsa idi ticari defterlerimizi sunduğumuz zaman gerçekten alacaklı olduğumuzu ispatlayabilirdik. Kefil ilk başta senedi imzalarken müteselsil borçlu olarak imza etmişti, ancak evrak adi evrağa dönüşünce müteselsil kefillik devam ediyormu, bu konuda sıkıntımız var.

Kanımca,
3 yıllık zaman aşımının dolmasıyla, senet artık kombiyo senedi olma özelliğini yitirir, dolayısıyla bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü takip yapılamaz.
Ancak, yitirilen hak, senedin kambiyo senedi olma vasfıdır. Senet, HMUK anlamınd senet olmaya (yazılı belge) devam eder.
Öte yandan, senedin arkasında duran asıl ilişki (satım,kira,karz vs) için zaman aşımı dolmadıysa, asıl ilişkiye dayalı olarak dava açılabileceği gibi, takipte yapılabilir.
O halde, kefil, neye kefil olmuştur. Borçludan olan alacağınıza. Borçludan olan alacağınız devam etmektemidir. Zaman aşımı dolmadıysa evet. Yani asıl borç ayaktadır, o halde asıl borca bağlı olan feri borcun (kefaletin) de ayakta olması gerekir. Kefaletin niteliği adi kefalete dönüşürmü..Tartışmalı. Eğer senette, müşterek borçlu/müteselsil kefil gibi bir ibare varsa dönüşmez, peki ya yoksa, Kambiyo senedi düzenlemek TTK anlamında ticari bir iş olduğundan üteselsil kefaletin hala geçerli olacağı ve önce borçluya başvur (tartışma defisi) nin ileri sürülemeyeceğini düşünüyorum.Sadece bir görüş,saygılarımla