Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Son yargıtay kararları

Yanıt
Old 04-12-2008, 17:07   #1
av.sally

 
Varsayılan Son yargıtay kararları

Eşya hukuku alanında e-postama zaman zaman düşen en son yargıtay kararşlarını müsadenizle bu alanda paylaşmak istiyorum.

Saygılarımla
Old 04-12-2008, 17:08   #2
av.sally

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY 18. HUKUK DAIRESI

E. 2008/314

K. 2008/4171

T. 10.4.2008



- BAGIMSIZ BOLUME KLIMA TAKILMASI ( Ortak Yere Elatmanin Onlenmesi - Yer Belirlenmemis İse Yonetim Planinda Bu Cihazlarin Konulmasini Yasaklayici Duzenleme Bulunup Bulunmadigina Bakilmasi Gerektigi )

- ORTAK YERE ELATMANIN ONLENMESI ( Binanin Mimari Projesinde Kombi Klima Gibi Cihazlar İcin Yer Belirlenmemis İse Yonetim Planinda Bu Cihazlarin Konulmasini Yasaklayici Duzenleme Bulunup Bulunmadigina Bakilmasi Gerektigi )

- BINANIN MIMARI PROJESI ( Kombi Klima Gibi Cihazlar İcin Yer Belirlenmemis İse Yonetim Planinda Bu Cihazlarin Konulmasini Yasaklayici Duzenleme Bulunup Bulunmadigina Bakilmasi Gerektigi - Ortak Yere Elatmanin Onlenmesi )

- PROJEYE AYKIRILIGIN GIDERILMESI ( Binanin Mimari Projesinde Kombi Klima Gibi Cihazlar İcin Yer Belirlenmemis İse Yonetim Planinda Bu Cihazlarin Konulmasini Yasaklayici Duzenleme Bulunup Bulunmadigina Bakilmasi Gerektigi )

4721/m.683

634/m.18



OZET :

Dava dilekcesinde, ortak yere elatmanin onlenmesi, projeye aykiriliklarin giderilmesi istenilmistir. Binanin mimari projesinde kombi, klima gibi cihazlar icin yer belirlenmemis ise, yonetim planinda bu cihazlarin konulmasini yasaklayici duzenleme bulunup bulunmadigina bakilmalidir. Bir yasaklama bulunmamasi halinde; baska bagimsiz bolumlere ve ortak alanlara zarar verecek ve tahammul sinirlarini asacak boyutta koku, duman veya ses cikarmamak kosuluyla buna izin verilmelidir.



DAVA :

Dava dilekcesinde, ortak yere elatmanin onlenmesi, projeye aykiriliklarin giderilmesi istenilmistir. Mahkemece davanin kismen kabulune karar verilmis, hukum: taraf vekillerince temyiz edilmistir.

Temyiz isteminin suresi icinde oldugu anlasildiktan sonra, dosyadaki butun kagitlar okunup geregi dusunuldu:



KARAR :

Dosyadaki yazilara, kararin dayandigi kanitlarla yasal gerektirici nedenlere ve ozellikle kanitlarin takdirinde bir isabetsizlik gorulmemesine gore sair temyiz itirazlari yerinde degildir.

Ancak;

Davaci dava dilekcesinde, davalinin balkonuna monte ettigi kombi cihazinin bacasinda yogunlasan buhari olusturdugu suyun binanin giris ve cikis yerlerine akmak suretiyle kat maliklerinin islanmalarina neden oldugunu ileri surmektedir. Yerinde yapilan kesif sonucu duzenlenen bilirkisi raporunda sozu edilen su damlamasi ile ilgili olarak ne gibi tedbirlerin alinmasi gerektigi tartisilmamistir.

Dogalgaz veya sivi yakitla calisan sofben ve kombi ile elektrikle calisan klima cihazlari modern yasamin vazgecilmez, faydali ve zorunlu ev aletlerindendir. Anatasinmazin onayli mimari projesinde bu aletler icin yer ayrilmadigi takdirde, bunlarin bagimsiz bolumlerin hangi yerlerine konulacagi sorunu ile karsilasilmaktadir. Bu tur uyusmazliklarin cozumunde, Kat Mulkiyeti Yasasi'nin yasaklayici hukumlerini aynen uygulamak sorunu herkesin kabul edebilecegi bicimde cozmemekte, bazen de isi daha karmasik ve icinden cikilmaz bir hale getirmekte, memnuniyetsizlige neden olmaktadir. Bulunacak cozum yolu; kisilerin can guvenligini tehlikeye dusurmemek, cagin sundugu bu teknolojik olanaklardan tum kat maliklerini yararlandirmak, bunun yaninda da 634 sayili Kat Mulkiyeti Yasasi'nin 18. maddesinde deginildigi gibi bu cihazlari kullananlarin dogruluk kurallarina uymasini saglamak, diger kat maliklerini rahatsiz etmemek. ve onlarin haklarini cignememek, yonetim plani hukumlerine de uymak olmalidir. Bu ana ilkeler cercevesinde; oncelikle apartmanin onayli mimari projesinde kombi, sofben ve klima cihazlari icin belirlenmis bir yer bulunup bulunmadiginin arastirilmasi ve bu aletler icin ozel bir yer ile baca ve gider sistemi ile ilgili herhangi bir duzenleme yapilip yapilmadigina bakilmali, yer ayrilmamis ise bu takdirde anatasinmazin yonetim planinda; kat maliklerinin bagimsiz bolumlerinin balkon veya pencerelerine kombi, sofben ve klima cihazlarinin konulmasinin yasaklanip yasaklanmadigi arastirilip, yonetim planinda boyle bir yasaklayici duzenleme bulundugu takdirde mahkemece balkona veya pencereye konulmus olan cihazlarin sokulup kaldirilmasina karar verilmelidir. Bu aletler icin yonetim planinda bir yasaklama bulunmadigi takdirde balkonun ic kismindaki duvarlara veya bagimsiz bolumun pencerelerine monte edilmek, baska bagimsiz bolumlere ve ortak alanlara su veya herhangi bir sivi akitmamak, zarar verecek ve tahammul sinirlarini asacak boyutta koku, duman veya ses cikarmamak kosuluyla buna izin verilmelidir.

Somut olaya gelince; anatasinmazin yonetim planinda balkonlara kombi cihazi konulamayacagina dair bir yasaklama bulunmamaktadir. O halde mahkemece, olay yerinde bilirkisi araciligiyla onayli mimari proje de uygulanmak suretiyle kesif yapilarak mimari projede kombi icin yer ayrilip ayrilmadiginin, ayrilmis ise sofbenin buraya konulup konulmadiginin tespit edilmesi, projede ozel bir yer gosterilmis ve alet bu yere konulmamis ise halen bulundugu yerden kaldirilarak teknigine uygun sekilde projesindeki yerine yerlestirilmesi, projesinde herhangi bir sekilde kombi Cihazi yeri yok ise bu takdirde kombi cihazinin teknik ozellikleri de irdelenerek davacinin iddia ettigi gibi bacasinda buhar yogunlasmasi olusup olusmayacagi ve bunun sonucu olarak cevreye rahatsizlik verecek miktarda su akitip akitmadiginin, su akitmasi halinde bunun ne sekilde giderilebileceginin, soz konusu suyun bagimsiz bolumun kombi cihazinin yerlestirildigi balkonun zemininde bulunmasi gereken atik su gideri hattina verilip verilemeyeceginin saptanip belirlenmesi, rahatsizligi giderecek hicbir cozum yolu bulunamadigi takdirde kombi cihazinin sokulerek kaldirilmasina karar verilmesi gerektiginin dusunulmemesi dogru gorulmemistir.



SONUC :

Bu itibarla, yukarida aciklanan esaslar gozonunde tutulmaksizin yazili sekilde hukum tesisi isabetsiz, temyiz itirazlari bu nedenlerle yerinde oldugundan kabulu ile hukmun HUMK'nin 428. maddesi geregince ( BOZULMASINA ), temyiz pesin harclarinin istek halinde temyiz edenlere iadesine, 10.04.2008 gununde oybirligiyle karar verildi.
Old 04-11-2009, 09:24   #3
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ

Esas No.
2003/11058
Karar No.
2004/3676
Tarihi
13.04.2004

İLGİLİ MEVZUAT
2675-MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUK VE USUL HUKUKU HAKKINDA KANUN/23

KAVRAMLAR
BİR TAŞINIR EŞYA BİR HUKUK ALANINDAN DİĞER BİR HUKUK ALANINA GEÇERSE YENİ ALANIN EŞYA HUKUKUNA TABİ OLUR
MİLLETLERARASI EŞYA HUKUKU

ÖZET
KURAL OLARAK MİLLETLERARASI EŞYA HUKUKUNDA EŞYANIN BULUNDUĞU YER HUKUKU HAKİMDİR. TÜRK HUKUKUNDA DA BU KURAL KABUL EDİLMİŞTİR. TAŞINIR VE TAŞINMAZ MALLAR ÜZERİNDEKİ MÜLKİYET HAKKI VE DİĞER AYNİ HAKLAR MALLARIN BULUNDUĞU YER HUKUKUNA TABİDİR. ANCAK TAŞINIR EŞYA BİR HUKUK ALANINDAN DİĞER HUKUK ALANINA GEÇERSE, BU EŞYA KENDİLİĞİNDEN YENİ HUKUK ALANININ EŞYA HUKUKU STATÜSÜNE TABİ OLUR. BU BİR STATÜ DEĞİŞİKLİĞİDİR. ÖNCEKİ HUKUK ALANININ EŞYA HUKUKU HÜKÜMLERİ İLE SONRAKİ HUKUK ALANININ EŞYA HUKUKU HÜKÜMLERİ UYMUYORSA YENİ STATÜ ÖNCEKİ STATÜNÜN YERİNİ ALIR.

Kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı 3. kişilerden D.E.Ö.S.S.C. Bank ile davalı alacaklılar vekillerince istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşma­ya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.2.1998 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı 3. kişilerden D.E.Ö.S.S.C. Bank vekili ile Avukat N. K. ile diğer davacı S.C.Y. Ltd. Şti. vekili Avukat İ. Ü. ve Av. M. H. geldiler. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Karar
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı 3. kişi bankanın tüm, davalı alacaklının aşağıda bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.
Uyuşmazlık, 3. kişilerin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtıkları istihkak davasına ilişkindir.
Davacılardan D.E.Ö.S.S.C. Bank borçlu ile yaptıkları mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi gereğince, borç ödeninceye kadar dava konusu tekneyi kullanmak üzere borçluya teslim ettiklerini borç ödenmediğinden, mülkiyetin henüz borçluya geçmediğini bankaya ait olduğunu iddia etmişlerdir.
Davacı 3. kişi S. C.-Y. S. I. Limited Şirketi ise, tekneyi borçludan 3.12.1992 tarihli ve noter onaylı satış sözleşmesiyle satın aldıklarını bilahare borçluya kiraya verdiklerini ileri sürerek mülkiyetin kendilerine ait olduğunu belirtmiş ve haczin kaldırılmasını istemişlerdir.
Mahkemece; davacı bankanın davasının reddine, diğer davacı şirketin ise, davasının kabulüne karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Davaya konu olayların taraflarının tamamı Avusturya uyruklu olup, olayların Milletlerarası Özel Hukuk Kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekliliği tartışmasızdır.
Ne var ki; ne alınan bilirkişi raporunda ne de mahkemece yapılan hukuki incelemede uyruklar dikkate alınmadan hukuki sorunun çözümlenmeye çalışılması isabetli olmamıştır.
Görülmekte olan davada iki ayrı davacı iki ayrı hukuki sebebe dayalı olarak istihkak iddiasında bulunduklarından bu iki iddiayı ayrı ayrı kendi hukuki statüleri içerisinde değerlendirmek gerekmektedir.
Dava konusu teknenin, gemi siciline kayıtlı olmadığı bu nedenle taşınır niteliği bulunduğu dikkate alınarak buna ilişkin eşya hukuku hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. Somut olayımızda, mülkiyeti tartışmalı olan tekne davalı borçlu elinde Marmaris'te bağlama limanında haczedilmiştir. İİK'nun 97-a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu yararınadır. Anılan bu maddede açıkca "Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır" denilmektedir. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişiler tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekir.
Hacizli teknenin ilk mülkiyet ilişkisinin tesis edildiği taraf olan davacı banka yönünden sorunun çözümü ve mülkiyetin tesbiti hem bu davacı hem de diğer davacı şirketin satış ilişkisinin değerlendirilmesinin ön sorununu oluşturmaktadır.
Prensip olarak Milletlerarası eşya hukukunda "Lex rei sitae" yani eşyanın bulunduğu yer hukuku hakimdir. Türk Hukukunda da bu prensip MÖHUK mad.23/1 de kanuni bir hüküm olarak yer almıştır. Bu maddeye göre, "taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar malların bulunduğu yer hukukuna tabidir." Bu nedenle, davacı banka ile borçlu arasında yapılan mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi Avusturya Hukukuna göre yapılacaktır. Ancak, bir taşınır eşya belirli bir hukuk alanından diğer bir hukuk alanına geçerse, bu eşya kendiliğinden yeni hukuk alanının eşya hukuku statüsüne tabi olur. Bu bir statü değişikliğidir. Önceki hukuk alanında tesis edilmiş ayni hak ve mükellefiyetler eşyanın o hukuk alanını terketmesi halinde de prensip olarak varlığını korur. Bunun aynk durumu önceki hukuk alanının eşya hukuku hükümleri sonraki hukuk alanının (yeni Lex rei sitae) eşya hukuku düzenine uymuyorsa yeni statü önceki statünün yerini alır. (Engin Nomer, Devletler Hususi Hukuku Sh: 166 ve 167.)
Dava konusu olayımızda bu aynk durum gerçekleşmiştir. Türk Medeni Kanununun 764. maddesi uyarınca mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin geçerliliği alıcının yerleşim yeri siciline tescil şartına bağlıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden böyle tescilin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Avusturya Hukukuna göre yapılmış mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi Türk Hukuk sistemine göre geçersizdir.
Öte yandan, bir hukuk alanı içerisinde bulunan taşınır eşya, o taşınır eşya üzerinde eşya hukukuna ait bir olayın henüz oluşumu esnasında, diğer bir hukuk alanına geçerse o olaya ilişkin konunun bütünü hakkında yeni hukuk alanının eşya hukuku kuralları geçerli olur. (MÖHUK md. 23/III)
Türk Hukukuna göre, taşınır mülkiyeti zilliyetliğin teslimi ile alıcıya geçer. Dava konusu tekne borçluya teslim edilmiş olduğundan mülkiyet borçluya geçmiştir. Davacı bankanın alacak hakkı kişisel bir hak niteliğinde olduğundan bu hakkını borçlu dışındaki iyi niyetli kişilere somut olayımızda alacaklılara karşı ileri süremez.
İkinci olarak diğer davacı limited şirketin satım ilişkisini değerlendirmeye gelince; MÖHUK 24/1. maddesine göre taraflar aralarında yaptıkları akte uygulanacak hukuku bizzat seçebilirler. Burada tarafların hukuk seçimi açık olması gerekir. Diğer bir anlatımla, tarafların hukuk seçimi hakkında açık bir irade beyanları mevcut değilse, onların örtülü veya varsayılan irade beyanlarına dayanılarak bir hukuk seçimi yaptıkları sonucuna varılamaz. Hukukumuzda taraflar bir hukuk seçimi yapmamışlarsa borcu ifa yeri objektif bir bağlanma noktası olarak tatbik edilecek hukuku tayin eder. (Yargıtay HGK. 3.7.1981 tarih 1979/177 esas-1981/563 karar)
Davacı S.C.Y. Şirketi ile borçlu arasındaki 3.12.1992'de Marmaris'de yapılmış ve Marmaris Noterliğince onaylanmış satım sözleşmesinde; tarafların uygulanacak hukuk sistemine ilişkin bir seçim yapmadıkları anlaşılmıştır. Bu durumda sözleşmenin ifa yeri olan Türk Hukuku uygulanmalı ve Türk Hukuku prensiplerine göre değerlendirme yapılmalıdır. Taşınır niteliğindeki teknenin satıcı borçlu tarafından alıcıya teslimi ile mülkiyet alıcıya geçmiştir. Ancak inceleme konusu olayımızda alıcı ve satıcının satım aktinden önce birbirlerini tanıdıkları ve yakın ilişki içerisinde oldukları dosyadaki bilgi ve belgelerle sabittir. Bu ilişki içerisinde bulunan davacı 3. kişi şirketin borçlunun borçlarından haberdar olup, alıcılardan mal kaçırma amacıyla danışıklı olarak yapılan bu satış geçersizdir. Diğer yandan satım sözleşmesinin hemen ertesinde teknenin tekrar borçluya kiraya verilmesi hayat deneyimlerine aykırı olup, yapılan satış sözleşmesinin danışıklı olduğunun başka bir kanıtıdır.
Tüm bu maddi ve hukuki olgular karşısında davacı 3. kişi şirketin de davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O halde, davalı alacaklıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Kararın yukarıda açınlanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı alacaklıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 13.4.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kısıtlama Yargıtay Kararları Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 21-11-2008 11:34
Yargıtay Kararları... Av.Duygu Keleş Meslektaşların Soruları 5 18-03-2008 12:06
Yargıtay Kararları adıge Hukuk Sohbetleri 5 28-07-2007 15:24
yargıtay kararları sedaoner Hukuk Soruları Arşivi 0 17-03-2006 23:30
Yargıtay Kararları onur Hukuk Soruları Arşivi 6 27-02-2002 03:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04113793 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.