evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı acılan boşanma davasının reddi sonrasında izlenecek yol

Sayın meslektaşlarım;yeni aldığım bir davada davacı kadın evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davası açıyor. Taraflar zaten 10 yıldır ayrı yaşıyorlar ve davalı eşe şizofren olduğu için vasi tayin edilmiş.Açılan davada davalının akıl hastası da olduğu ve geçimsizlikle ilgili diğer hususlar belirtiliyor.Hakaret şiddet vs.nin doğruluğu tanık beyanlarıyla destekleniyor..Yargılama sürecinde ilk olarak mahkeme davayı kabul ediyor ancak akıl hastalığı olduğu için tazminat taleplerini reddediyor.
Yargıtaydan davalının akıl hastalığı olup olmadığı ve evliliği çekilmez hale getirip getirmediğine dair bir sağlık raporu alınmadığından bozma kararı geliyor.Tekrar yerel mahkemeye geldiğinde dosya, sağlık raporu isteniyor ancak davalının bulunduğu yerden alınması yeterli oluyor. Hatta ara kararda Ankara adli tıp tan alınması gerekli dendiği halde buradan alınmadan tekrar davalının bulunduğu şehirden alınıyor ve bu raporda da rahatsızlığının sürekli olmadığı eş için çekilmez olmadığı belirtiliyor.
Diğer yandan da akıl hastalığından dolayı kusur atfedilemeyeceği için tazminat taleplerinin reddine karar veriyor.Sonuç olarak boşanma davasının reddine karar veriliyor.Kararın temyiz süresi geçmiş karar kesinleşmiş durumda.

Bundan sonra izlenecek yol nasıl olmalıdır?
Davalı kısıtlı olduğundan vasi de belirtilerek anlaşmalı boşanma yoluna gidilebilir mi?
Davalı bu yolu kabul etmezse hangi sebebe dayalı olarak dava açabiliriz?Boşanmanın bir an önce gerçekleşmesi için ne yapmamız daha çabuk sonuç getirir?
Vesayetin kaldırılmasını talep edebilir miyiz son çıkan rapora göre?
Teşekkür ederim şimdiden.

Somut olayda, bir an önce isteminizin yerine gelmesi zor görünüyor. Kararın kesinleşme tarihinden itibaren üç sene beklemek,aklıma geldi. Kolay gelsin.

Elbette fiili ayrılığa dair 3 yıl süreyi bekleyip buna göre dava açmak en garanti yol ben de düşündüm ancak 3 yıl çok uzun bir süre. Farklı bir yol arıyorum.

Sayın Meslektaşım,
Kanaatimce, TMK'nın 165. maddesine (akıl hastalığına) dayalı yeni bir boşama davası açmanız mümkündür.
Önceki davanın hukuki sebebi farklı olduğundan (temelden sarsılma) kesin hüküm sorunu olmayacaktır.
Bilindiği üzere, akıl hastalığı sebebiyle boşanma kararı için; iyileşmezlik ve çekilmezlik koşullarının gerçekleşmesi aranır.
Şizofreni ve paranoyanın iyileşemez olduğu kabul edilmektedir.Kısıtlama kararının dayanağı olan rapor önemli bir delil olmakla birlikte, iyileşemezlik hususundaki raporun konu ile ilgili uzmanları barındıran resmi sağlık kurulundan alınması zorunludur.
Çekilmezlik bakımından ise akıl hastalığının ortak hayatı diğer eş için çekilmez hâle getirdiğinin kanıtlanması gerekmektedir.
Bu dava her zaman açılabilir.
Kolaylıklar.

Kesinleşmeden sonra 3 yıl beklemek yada anlaşmalı boşanma...

Sayın Özbudak yalnız en son verilen raporda kısıtlının hastalığının psikotik bozukluk olduğu kronik olduğu ancak eş yönünden çekilmezlik unsuru taşımadığı belirtilmiş zaten bu rapora göre boşanmanın reddine karar verilmiş.Yani açacağımız davada yine bu yönde bir rapor gelmesi aynı şekilde davanın reddi sonucunu doğuracaktır.
Sayın tiryakim konu ile ilgili araştırmalarımda anlaşmalı boşanma davası açarsak karşı taraf akıl hastası olduğu ve vesayet altında olduğu için iradi davranışlarının olmadığı ve anlaşmalı boşanma yoluna gidilemeyeceği sonucuna vardım.
Akıl hastalığı dışında bir boşanma sebebine dayanarak açsam mahkeme yine ilk olarak bu sebebe bakıyor çünkü vesayet altında ve yaptığı şeylerin iradi olmadığından bahisle reddine karar veriyor Yargıtay.
Aslında bu özel boşanma sebebi bir çok çelişki yaratıyor bu olay açısından.Zira akıl hastalığına dayandırsam davamı son rapor aleyhimize sonuç doğuracak.Başka bir sebebe dayansam önce akıl hastalığını inceleyecek hakim zira zaten reddedilmiş evliliğin çekilmez hale gelmesi sebebine dayanarak açılmış olan dava.Anlaşmalı boşanma akıl hastası olduğu için yapılamıyor zaten karşı taraf da buna yanaşır mı bilemiyorum.
Başka bir yol öneren meslektaşım var mı?