İnandığınız dosya Yargıtayda Bozulunca ne yaparsınız?

Sayın meslektaşlarım, varsayalım bir dosyanız var yıllardır emek verdiğiniz, konuya ilişkin Yargıtay içtihatları bulup sunduğunuz, ara kararlarını kimi zaman çabuk olsun diye elden takip ederek yerine getirdiğiniz, bir çok hakim değiştirmiş, belki her hakime kimi zaman yazıyla kimi zaman da sözlü olarak konunun ana hatlarını yeniden özetlemek durumunda kaldığınız bir dosya.Burada davacı veya davalı vekili olmanız, dosyanın ceza veya hukuk davası olması da önemli değil.Önemli olan haklarını savunduğunuz kişinin müvekkilinizin haklılığına inandığınız ve dayanağını bu inançtan alan bir sabır ve inatla mücadele ettiğiniz bir dava olması.İşte bu dosyanızla ilgili olarak Mahkemece lehinize karar verildiği an; üzerinizden kalkan yükle derin bir nefes aldığınız, avukatlık mesleğinden duyduğunuz hazzı iliklerinize kadar hissettiğiniz, adaletin ve hakkaniyetin yerini bulduğuna dair duyduğunuz inanç ve güvenle ve dahi samimiyetle “iyi kibumesleğiyapıyorum” dediğiniz andır .
Sonra karşı tarafın temyiziyle dosyanız Yargıtay incelemesine gittiğinde sabırsızlıkla dosyanın dönüşünü beklemeye başlarsınız.Aslında içinizden eminsinizdir kararın onanacağından, öyle ya mahkeme kararı dosya kapsamına ve yasal dayanaklara uygun verilmiştir, ama Yargıtay’dan gelecek sonucun hiç de beklediğiniz gibi olmayabileceğini daha önce başka dosyalarınızda deneyimlemiş olduğunuzdan bekleyişiniz bir ölçü temkinlidir ve daha önceki olumsuz sonuçlardan dolayı bir parça da heyecanlıdır. Ve ilk hayal kırıklığınızı Yargıtayın web sayfasının dosya sorgulama kısmında dosya numarasını girdiğinizde karşınıza çıkan, dosya sonuçlandı yazısına tıkladığınızda yaşarsınız: Bozma. İlk şoku atlattıktan sonra bu kez dosya mahkemesine gelene kadar yani bozma ilamını gözlerinizle görene dek bozma sebeblerini düşünürsünüz, esastan bir bozma mı yoksa eksik inceleme mi, ara ara da belki basit bir sebebtir bozmaya neden, bir evrak ya da dosya celbedilmemiştir filan diye kendinizi avutmaya da çalışırsınız ama yine de kendinizi en kötü sonuca hazırlamak durumunda olduğunuzu da bilirsiniz öyle de yapmalısınız.Ve ikinci hayal kırıklığını yaşarsınız bozma ilamını okuduğunuzda .Hiç dosyanın okunmadığı, hatta kapağının açılmadığı izlenimi veren, kendi içinde bile çelişkili kararı, tümüyle aleyhinize olan kararı gördüğünüz an kendi ıssızlığınızda yaşadığınız kırılma ve eziklik duygusu bir süre sonra sizi bireysellikten uzaklaştırır ve bu ülkede dağıtılan adaletle, uygulanan hukuk sistemini yüksek sesle sorgulamaya dönüşür.İşte bu anlar sizin avukatlık mesleğiyle, hukukla, hakkaniyetle hesaplaştığınız anlardır, bazen daha ileri gidip “şuişibıraksamdabaşkabirişyapsam” isyanlarını, gel-gitlerini yaşadığınız anlardır.Geçen yıllar mı, verilen onca emeğin boşa gitmesi mi, müvekkilinizin artan mağduriyeti mi yoksa içinizdeki kırılma ve oluşan güvensizlik mi daha çok yaralar sizi bilemezsiniz… Belki zamanla bunların tümü geçip gidecek ama o an o saat veya o hafta ya da ay mutlaka yaşanacak ve yaşandığı sürece de sizi etkileyecek.
Böyle zamanlarda başka meslektaşlarla bunları paylaşmak bir ölçüde insanı rahatlatıyor ya da ailenizle daha çok zaman geçirmek de öyle .Belki diğer işlere daha çok sarılmak da dağılmanızı engelleyebilir.Siz böyle zamanlarınızda ne yaparsınız ?

Böyle "Bozma"ya bozulurum!!!

Şaka bi tarafa, tam aksi şekilde başıma gelen hadiseyi aktarayım size.
Kambiyo takibi neticesinde süresi içinde yapılan borca itiraz davasında borçlu mahkemeye, alacaklının eli ürünü olduğunu iddia ettiği bir kısım sözleşmeler sunmuştur.
Alacaklının söz konusu yazı ve imzaları inkarı sebebiyle taraflar İcra Hukuk Mahkemesi'nin yazı ve imza incelemesi yaptıracağını düşünmekte ve talep etmektedirler.
Dosyanın anılan yönden bilirkişiye tevdiinin beklendiği 2. celse hüküm kurulur ve dava reddedilir.
Alacaklı vekili olarak bu kararın Yargıtay'ca gerekli imza incelemesinin yaptırılmaması gerekçesi ile bozulacağını düşünürken, dosyanın kısa karara çıkmasının üzerinden 3,5 Yargıtay'a ulaşmasından 1,5 ay sonra ONAMA kararı gelir.
Her ne kadar borçlu tarafça karar düzeltme talebinde bulunulmuşsa da, şimdi ben size soruyorum: Ben bu ONAMA kararına sevineyim mi? Üzüleyim mi?

Alıntı: Av.Öznur Aktürk

Alıntı: bozulacağını düşünürken, dosyanın kısa karara çıkmasının üzerinden 3,5 Yargıtay'a ulaşmasından 1,5 ay sonra ONAMA kararı gelir.

Konuyu başlatan meslektaşımın İnandığınız dosya Yargıtayda Bozulunca ne yaparsınız sorusuna ben kendi adıma şöyle cevap verebilirim;

-Kızarım , öfkelenirim, içim sıkılır ancak asla şaşırmam.


Son dönemde öyle olmayacak onama ya da öyle olmayacak bozma kararları geliyor ki anlatamam.

Aslında her şey bundan aylar önce Yargıtay mahzenlerinde incelenmek üzere sıra bekleyen dosya dağlarının ana haber bültenlerine konu olmasıyla başladı.

Sanırım o dosya dağları şimdi hızla eriyor.Kimler eritiyor nasıl eritiyor bilmiyorum.

Aslında bu haliyle Yargıtay’ı biraz “hızlandırılmış tren”’e benzetiyorum. Biliyorsunuz hızlı tren’in dünyada bir karşılığı, bir standardı var. Ancak hızlandırılmış tren tamamen bize özgü bir kavram.

Bir süre daha bu hızlandırılmış Yargıtay’da yolculuk edeceğimiz anlaşılıyor. İnşallah kafamız gözümüz fazla yarılmaz.

Saygılarımla.

Alıntı: İnandığınız dosya Yargıtayda Bozulunca ne yaparsınız?

Yaşadım, kendime ve hukuk sistemimize olan güvenimi kaybettim. 2 hafta kendime gelemedim, işlerimle asgari düzeyde -zorunluluktan- ilgilendim, hayati fonksiyonlarım hayvansal hatta bitkisel düzeye düştü.

Sonra, bütün bunlara gerek olmadığını anladım... Nasılsa, bir yerde hakkım yenmişse o hak gelir beni bir başka yerde bulur. Eğer "hakkımsa; o bana hak olarak bahşedilmişse," bir şekilde hakkıma kavuşurum. Üstüne üstlük de hakkımı yemeye çalışanlar dahi bunu engelleyemez.

Alıntı: Yazan Av.Kaan Yaşadım, kendime ve hukuk sistemimize olan güvenimi kaybettim. 2 hafta kendime gelemedim, işlerimle asgari düzeyde -zorunluluktan- ilgilendim, hayati fonksiyonlarım hayvansal hatta bitkisel düzeye düştü. Sonra, bütün bunlara gerek olmadığını anladım... Nasılsa, bir yerde hakkım yenmişse o hak gelir beni bir başka yerde bulur. Eğer "hakkımsa; o bana hak olarak bahşedilmişse," bir şekilde hakkıma kavuşurum. Üstüne üstlük de hakkımı yemeye çalışanlar dahi bunu engelleyemez.

Müvekkilden, kazanırım çünkü haklıyım diye düşündüğü davasını kaybden kişiden ne haber? Ne diyeceksiniz o kişiye?
'Merak etme Yargıtay'dan büyük Allah var, hakkın kaybolmaz','o hak gelir seni bir başka yerde bulur' mu, yoksa 'Yargıtay bu, bugün diğerine, yarın sana' mı diyeceksiniz?

Saygılarımla

Valla çok üzülürüm ama birşeyi çok merak ettim dava konunuz neydi acaba...

Ben de kendi davamda kısmen yaşadım. Esastan bozulacağına çok inandığım bir ceza davası,"sair sebeplerin reddine, ancak..." şeklinde bir hükümle uyduruk nedenlerden bozuldu. Hukuka olan azalmış inancım iyice yok oldu. Esas gücün hukuk değil başka şeyler olduğuna inanmaya başladım. Dava devam ediyor, umudum iyice azaldığı için "çıkmadık candan umut kesilmez" deyişindeki anlayış ve ruhla mücadeleye devam etmeye çalışıyorum. Kazanırsam elbette sevineceğim ama kaybedersem sanırım çok üzülmeyeceğim. Burası Türkiye deyip kendimi avutacağım.

Ben ağlarım

Alıntı: Yazan Gemici Müvekkilden, kazanırım çünkü haklıyım diye düşündüğü davasını kaybden kişiden ne haber? Ne diyeceksiniz o kişiye? 'Merak etme Yargıtay'dan büyük Allah var, hakkın kaybolmaz','o hak gelir seni bir başka yerde bulur' mu, yoksa 'Yargıtay bu, bugün diğerine, yarın sana' mı diyeceksiniz? Saygılarımla

Olur mu hiç, tabiki davasını kaybetmekle tüm sorumluluğu üstüme alıp kaybı neyse telafi etmeliyim herhalde.(700.000 TL bulduktan sonra)

Ne diyecem, geçmiş olsun, davayı kaybettik diyecem.
Onun hakkı için ben yapacağımı yapmışım, bundan sonra iş benden çıkar.

Bu arada, o hak onu, iki katından fazlasıyla buldu.

Alıntı: Yazan tiryakim Valla çok üzülürüm ama birşeyi çok merak ettim dava konunuz neydi acaba...

Tapu iptal tescil davasıydı Sayın meslektaşım...

Benim böyle zamanlarda hevesim çok kırılıyor, mesleği bile yapmak istemiyorum.

Biraz düşündükten sonra "üzerime düşeni fazlasıyla yaptım" diyebiliyorum. Rahatlıyorum,

Ancak ara ara aklıma geldiğinde, benzer nöbetleri yaşıyorum.

Sizden farklı olarak ben paylaşmayı değil kaçmayı düşünüyorum.

Türkiye dışında bir yerde yaşayım mesela...

Soğuyorum herşeyden, çok abartıyorum biliyorum ama yapım öyle herhalde...

Şuan yaşadığım gibi...

Kolay Gelsin...

Umudumu hiç yitirmiyorum...
Bunun için özel bir çaba da harcamıyorum...
Umudum yitmiyor
Ben elimden geleni yaptıktan sonra gerisi hak kaybına sebep olanları ilgilendirir diye düşünüyorum...

artık hiç şaşırmıyorum.
Yargıtay değil sadece mahkemelerde icra dairelerinde öyle saçma sapan şeyler oluyor ki.
Bu yüzden de işi alırken herşeyin ihtimal dahilinde olduğunu baştan söylüyorum.
Meslekte 10 yılım doldu ama hala alışamadım,böyle bir durum gerçekleştiğinde çok bozuluyorum,üzülüyorum etkisinden kurtulmam zaman alıyor.