|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-08-2009, 16:47 | #1 |
|
Ödeme def'i-adi havale hükmündeki, vasfını yitirmiş çek- itirazın kaldırılması davası
** Keşideci A hamiline bir çek keşide ediyor. Çekte B'nin cirosu mevcut. Çekin hamili ise C.
** Çek C tarafından yasal süre içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden çek vasfını yitiriyor ve adi havale hükmünde. ** Bu çek dayanak edilerek ilamsız takip başlatılıyor. ** İlamsız takipte alacaklı olan C, A'yı ve B'yi takip borçlusu olarak gösteriyor. ** Takip borçlularından A, "alacaklı C'ye herhangi bir borcum yoktur. Bu belge ile ilgili olarak da ödemelerimin tümünü B'ye yaptım"şeklinde borca itiraz ediyor. Şimdi öncelikle kendi görüşlerimi ekleyerek sizlerin değerli görüşlerinizi paylaşmanızı rica edeceğim. Bu takip İİK M.68/1'deki belgelerden birine dayanmamaktadır dolayısıyla genel kural itibari ile itirazın kaldırılması yoluna gidilebilmesi mümkün değildir. Ancak borçlu-keşideci A, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul ederek ödeme olgusuna dayalı olarak borca itiraz etmiştir. Fakat bunun yanında ödemeye dayalı itirazında borcu takip alacaklısı C'ye değil; ciranta B'ye ödediğini ileri sürmüştür. Yargıtay'ın pek çok kararında (özellikle de 12 HD. kararlarında) atıf yapılan HGK'nın 4.12.1985 tarih 12/27-984 sayılı kararında borçlunun hukuki ilişkiyi kabul ederek borcu ödediğini ileri sürmesi halinde, borç kabul edilerek ödeme olgusuna dayanıldığından; kabul edilen bir hususun ayrıca 68/1'deki maddelerden biri ile ispatına yer olmadığı bu durumda borcun ödendiğinin artık borçlu tarafından İİK 68/1'deki belgelerden biri ile ispat edilmesi gereği vurgulanmıştır. Ancak bunun yanında fazlaca bir kısım kararda ise bu nitelikte bir belgenin ilamsız takibe dahi konu edilemeyeceği yönünde karar verilmiştir. Bu durumda ben itirazın kaldırılması davası açtım ve borçlunun ödeme olgusuna dayandığını; dolayısıyla artık taraflar arasındaki hukuki ilişki ve borcu kabul ettiğini, böylece ödeme olgusunu 68/1'deki belgelerden biri ile ispat etmesi gerektiğini ileri sürdüm diyelim Bu durumda A borcu müvekkil C'ye ödediğini ispat edemeyecek, böyle bir şey ileri sürmüş de değil. Ancak belki ileri sürdüğü gibi ciranta B'ye ödediğini ispat edebilecek(bir ödeme belgesi ile). Burada A'nın borca itirazının metni kafamı karıştırdı sanıyorum. Yetkili hamillikten yola çıkarak, borcu B'ye ödemiş olması beni bağlamaz yetkili hamil benim demem de ne kadar yerinde olur... Zira elimde artık çek vasfı olmayan bir belge var. Sunacağı belge de benim imzamı taşıyan bir belge olmayacak; olsa olsa ciranta B'nin imzasını taşıyor olacak. Sizce; 1) Yerleşik Yargıtay görüşlerine dayanarak itirazın kaldırılması davası açabilir miyim? 2) Bu davayı açarsam, A'nın ödeme def'inde bulunduğu ancak bunu B'ye yönlendirdiği; dolayısıyla borcu müvekkil C'ye ödediğini gösterir bir belge sunamayacağı; bir de bunun yanında çekin çek vasfını yitirmiş olduğu da gözetilirse (dıdının dıdısı) durum hakkındaki değerlendirmeniz ne olur? Kafam o kadar karıştı ki sorduğum sorunun bile sağlığından şüphe ediyorum |
22-08-2009, 23:26 | #2 |
|
Duygu Hanım,
Öncelikle anlayamadığım şey, borçlu vekili olarak(anladığım kadarıyla B'nin vekilisiniz) nasıl itirazın kaldırılması davası açabileceğinizdir. Zira itirazın kaldırılması davası alacaklı tarafından açılabilir diye biliyorum. Eğer alacaklı taraf(C), A'ya karşı itirazın kaldırılması davası açarsa, ancak o zaman itirazın kaldırılması davasına feri müdahil olarak katılabilirsiniz. Zira bu durumda dava müvekkilinizi ilgilendirecektir. Ancak alacaklı tarafın itirazın kaldırılması davası açmayacağını düşünüyorum. Zira elinde kambiyo senedi vasfını yitirmiş bir yazılı delil başlangıcı var. Onla da iik md 68 hükmü dolayısıyla itirazın kaldırılmasını sağlayamaz. Alacaklı(C) açarsa itirazın iptali davası açar ve siz de müdahil olursunuz diye düşünüyorum. Zira itirazın iptali davası, icra mahkemesinde görülmeyeceğinden, genel ispat kuralları uygulanacak ve yazılı delil başlangıcı olan ibraz süresi geçirilmiş çek de, ispat aracı olarak kullanılabilecektir. Umarım herşeyi doğru anlamışımdır. |
23-08-2009, 09:23 | #3 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
@ Sayın Fidel Kastro: Soru biraz karışık yazılmış ama alacaklı vekili olarak itirazın kaldırılması davası açmak istediği anlaşılıyor. (Bence olayda 68 normlarına uygun bir belge olmadığından İtirazın iptali davası açılmalıdır. orası ayrı mesele)
@ Sayın Av. Duygu Işık, Sorunuz çok karışık ifade edildiği için anlaşılamayan birkaç yer var. Öncelikle Borçlununsözkonusu borcunu bazı yerlerde B'ye ödediğini, bazı yerlerde C'ye ödediğini esas alarak hareket etmişsiniz ki burası iyice olayı anlaşılmaz yapıyor. Şu noktalar üzerinde yoğunlaşmanızı ve sırasıyla hareket etmenizi öneririm: Olayda; 1. Çek, kambiyo vasfını yitirmiş midir? 2. Kambiyo vasfında olmayan (bu vasfı yitirmiş), bir belgeye dayanarak temel ilişkiyi ispatlamak noktasında, keşideci ile hiçbir temel ilişkisi olmayan hamilin, keşideciye müracaatı ne derece doğru olur? Bu sorulara cevap aramanız kanaatimce cevaba giden yola girmemizi sağlayabilir. |
23-08-2009, 10:32 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Duygu Hanım alacaklı vekiliyse, ibraz süresi geçmiş bir çeke dayanarak itirazın kaldırılması davası açmamalıdır. Yargıtay kararlarına rağmen bunun halen riskli bir durum olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kaldırma talebinizin reddi durumunda %40'lık bir tazminatla karşılaşabilme ihtimaliniz de var. İtirazın iptali davası açarsanız hareket serbestisi sağlarsanız. Kaldırma davasında kullanamadığınız ibraz süresi geçirilmiş çek ve sair delilleri kullanabilirsiniz. Ayrıca Mehmet Saim Bey'in vurguladığı ''Kambiyo vasfında olmayan (bu vasfı yitirmiş), bir belgeye dayanarak temel ilişkiyi ispatlamak noktasında, keşideci ile hiçbir temel ilişkisi olmayan hamilin, keşideciye müracaatı ne derece doğru olur?'' sorusu bana da mantıklı bir soru gibi geliyor. ''Umarım herşeyi doğru anlamışımdır'' demiştim, demek ki anlayamamışım Mehmet Saim Bey, bu arada kullanıcı adım fidel kastro değil, fidel kadastro Saygılar. |
23-08-2009, 15:50 | #5 |
|
Bir kaç soru daha;
Keşideci neden son hamile değil cirantaya ödeme yapmıştır? Gerçekten yaptı ise neden çeki geri istememiştir? Elinde ödeme makbuzu var mıdır? Makbuz var ise tarih var mıdır? Tüm soruların bir cevabı olsa da Saim bey'in dediği gibi aralarında temel ilişki bulunmadığından son hamilin kendi cirantasını atlayıp, keşideciye yönelmesi pek mümkün değildir. |
23-08-2009, 16:46 | #6 |
|
İcra hakimliğinde itirazın kaldırılmasını denemek yerine -şartları versa TK 644'e dayanarak keşideciye yönelik itirazın iptali davası açmak daha doğru olmaz mı?Zira anladığım kadarıyla borçlunun ödeme iddiası ve sizin ona dayanarak varsaydığınız hukuki ilişki borçlu-keşideci ile lehdar ciranta arasında.Sizin müvekkilinizin hangisi olduğu netleşirse cevaplar da daha sağlıklı olacak.
|
23-08-2009, 22:14 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Sorumu şu anda tekrar okuyunca çok güldüm. Sorunun sağlığından şüphe ettiğimi söylemişim ve gerçekten de harflerin hepsini birbirine karıştırmışım. Ancak sorunun sorulduğu gün ve saate baktığımda Cuma günü mesai bitimine az bir vakit kala yazdığımı gördüm. Bir daha bu vakitlerde soru sormama kararı aldım
Katılımda bulunan herkese teşekkür ediyor ve karmakarışık sorduğum bu soruyu biraz daha netleştiriyorum(sorumdaki harf karışıklıklarını da düzelterek...) Öncelikle belirtmeliyim ki ben de sizler gibi itirazın kaldırılması davası açılmasını doğru görmemekle birlikte yapmış olduğumuz müzakerelerde işverenim tarafından ısrarla itirazın kaldırılması davası açmam istendiği için bu soruyu sormuş bulunuyorum. - Müvekkil alacaklı C'dir. -
- Çek süresinde bankaya ibraz edilmemiş olduğundan adi havale hükmündedir; kambiyo senedi vasfını yitirmiştir. Şimdi oldu mu acaba? Kırk yılın başı bir soru sorayım dedim onu da elime yüzüme bulaştırdım, kusuruma bakmayın. |
18-05-2010, 14:48 | #8 |
|
Şu benim kafamı karıştıran dosya neticeye bağlandı. Genelde karışık işlerimin sonucunu da bildiriyorum.
Bir kaç ay önce Yerel Mahkeme itirazın kaldırılması istemimizi kabul etti ve karşı yanı %40 tazminata mahkum etti. Karşı yan muhtemelen temyiz edecektir. Bakalım Yargıtay ne diyecek... |
18-05-2010, 15:28 | #9 |
|
Kararı okumamakla ve somut olayı tüm ayrıntıları ile bilmemekle beraber. İcra mahkemesinin yetkisini aştığını düşünüyorum. Dediğiniz gibi bakalım Yargıtay ne diyecek?
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Posta Havale Dekontları ve Takibin Kaldırılması.. | erdal düzgün | Meslektaşların Soruları | 3 | 04-05-2009 15:28 |
itirazın kaldırılması | prag | Meslektaşların Soruları | 7 | 21-04-2009 17:02 |
itirazın kaldırılması davası | avukat152 | Meslektaşların Soruları | 15 | 09-04-2009 10:45 |
İtirazın İptali mi itirazın kaldırılması davası mı açılmalı | av.banu | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-02-2009 15:27 |
kambiyo vasfını yitirmiş çeke uygulanacak faiz hangisidir? | SINIRSIZ | Meslektaşların Soruları | 8 | 27-08-2007 20:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |