Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Asile yapılan tebligat ve faize itiraz...

Yanıt
Old 30-04-2007, 15:43   #1
Bilgisiz

 
Varsayılan Asile yapılan tebligat ve faize itiraz...

Merhabalar,
İcra İflas Hukuku ile çok fazla alakadar olmadığım için sizlerden bir hususda yardımınızı istiyorum.

Borçluya karşı yapılan ilamlı takipte, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HUMK' nun 62-68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligat, vekile yapılması gerekirken, Kurumun vekili yerine kuruma yapılmıştır. Bu konuda şikayet yoluna başvuracak olmama rağmen, kafamı kurcalayan sorun ilamda faizin de fahiş şekilde yanlış hesaplanmış olması.
Şikayetle beraber faize de itiraz etmem hukuki yarar yokluğundan dolayı, şikayetimin reddolunmasına neden olabilir mi ???
Alacak miktarı oldukça yüksek ve doğal olarak fahiş istenen faizde...
Yargıtay bazı kararlarında asile yapılan tebligatı geçerli sayıyor.. Mahkeme bir süpriz yapıp şikayetimi reddederse diye düşünüyorum Bu durumda faize itiraz etmemiş isem, miktar kesinleşecek

Şu durumda sizce ne yapmalıyım???
Old 30-04-2007, 16:23   #2
Av.Turan

 
Varsayılan

sayın meslektaşım sen şikayetinde her iki hususu da belirt.mahkeme ona göre inceler
Old 30-04-2007, 16:32   #3
üye14072

 
Varsayılan

asile yapılan tebligatın geçersizliği pek akla uygun gelmiyor,
aancak zaten bir şikayet sebebiniz var
diğerini de yazmaktan bir zararınız olmaz,
saygılar
Old 30-04-2007, 19:27   #4
Bilgisiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan isim bulamadım
asile yapılan tebligatın geçersizliği pek akla uygun gelmiyor,
aancak zaten bir şikayet sebebiniz var
diğerini de yazmaktan bir zararınız olmaz,
saygılar

Yapılan tebligatın geçersizliği akla uygun gelmiyor diyorsunuz sayın meslektaşım ama ben bu sebeple bir çok kez icra emrinin iptalini sağladım İcra vekalet ücretimi de aldım..
İlgilenen ve cevap yazan iki meslektaşıma da teeşkkür ediyorum
Old 30-04-2007, 19:35   #5
advokat34

 
Varsayılan

Ben de asile yapılan tebligatın geçerli olduğu kanaatindeyim. Her ne kadar vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği yasal bir gereklilik ise de, bu durum asile yapılan tebligatın geçersiz olduğu anlamını doğurmaz inancındayım. Ayrıca faizin ilamda fahiş heaplandığını yazmışsınız, bence bu durum şikayet yoluyla Merci'nin çözeceği bir durum değildir. Çünkü mahkeme ilamındaki yanlışlık ancak temyiz konusu edilebilir. Eğer ilamınız kesinleşmiş ise, kesinleşmiş mahkeme kararına karşı şikayet yoluna gitmek diye bir şey olamaz tabiki! (Sanırım doğru anladım??!!!)
Old 30-04-2007, 19:45   #6
Bilgisiz

 
Varsayılan

Yanlış anlaşılma olmuş sayın meslektaşım. İcra emri hazırlanırken avukat arkadaşımız faizi epeyce bir yüksek hesaplamış.. Buradaki faize itiraz edeceğim..
Old 30-04-2007, 20:09   #7
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2003/12-442
K. 2003/445
T. 2.7.2003
• İCRA TAKİBİNİN İPTALİ ( Davanın Takibin Usulsüz Tebligat Nedeniyle İptali İstemine İlişkin Olması )
• TAKİBİN USULSÜZ TEBLİGAT NEDENİYLE İPTALİ ( Davacı/Borçlunun Kendisini Vekille Temsil Ettirdiği Belirginken Vekil Yerine Asile Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )
• İCRA EMRİNİN VEKİLE ÇIKARILMASI ( Davacı/Borçlunun Kendisini Vekille Temsil Ettirdiği Belirginken Vekil Yerine Asile Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )
• USULSÜZ TEBLİĞ ( Davacı/Borçlunun Kendisini Vekille Temsil Ettirdiği Belirginken Vekil Yerine Asile Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )
• VEKİLE TEBLİGAT YAPILMASI ( Davacı/Borçlunun Kendisini Vekille Temsil Ettirdiği Belirginken Vekil Yerine Asile Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )
• İLAMLI İCRA ( Davacı/Borçlunun Kendisini Vekille Temsil Ettirdiği Belirginken Vekil Yerine Asile Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )
1086/m.62
7201/m.11, 32
1136/m.41, 171
ÖZET : İcra emrinin "vekile" çıkarılması gerekir. Bu açık yasal düzenlemeler varken takip dayanağı ilam kapsamında davacı/borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği belirginken, vekil yerine asile yapılan tebligat usulsüzdür. İcra dosyasında borçlu vekilinin vekaletnamesinin bulunup bulunmaması da sonuca etkili görülmemiştir. Bunun yanında, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat bulunmadığına, eş söyleyişle vekile hiç tebligat yapılmadığına göre "usulsüz tebliğ" ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Yasasının 32. maddesinin de somut olayda uygulama yeri yoktur. Şu durumda, sonuç olarak İcra müdürünün icra emrinin asıla çıkarılması suretiyle, anılan yasa hükümlerine aykırı işleminin varlığı açık ve vekil yerine asile yapılan bu tebligat ta usulsüzdür.
DAVA : Taraflar arasındaki "icra takibinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Akşehir İcra Tetkik Merciince istemin reddine dair verilen 27.11.2002 ve 2002/108-124 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.02.2003 gün ve 309-2780 sayılı ilamı ile; ( ...Avukatlık Kanunu ve Yönetmeliği 171. maddesi gereğince avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümleri ve yazılı sözleşme şartlarına göre sonuna kadar takip eder. Takip dayanağı boşanma ilamında borçlu vekille temsil edilmiştir. HUMK'nun 62-68, Avukatlık Kanunu 41, Tebligat Kanunu 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Açıklanan nedenle, takip dosyasındaki icra emrinin vekil yerine asile tebliğ olunması usulsüzdür. Mercice icra emri tebliğ işleminin iptaline karar vermek gerekirken, dayanak ilam göz ardı edilerek, borçlu vekilinin icra dosyasında vekaleti olmadığından bahisle talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, takibin usulsüz tebligat nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle ; her iki tarafın da bozmaya uyulmasını istemeleri karşısında davanın ve uyuşmazlığın niteliğine göre mahkemece resen direnme kararı verilip verilemeyeceği hususunun çözümü gerekmektedir.
Davacı borçlu yanca iptali istenen takip, ilama dayalı olup, nafaka alacağına ilişkindir. Nafakaya ilişkin hükümler aile hukuku kapsamında olup, kamusal niteliklidir. Diğer taraftan, tebligatın usulüne uygunluğu hakimin resen göz önüne alması gereken kamu düzeni yanı ağır basan hususlardandır. Her iki yönüyle de tarafların uyma istemelerine karşın mahkemece resen direnme kararı verilmesi yasal olarak mümkün görülmekle ön sorun aşılarak uyuşmazlığın diğer yönünün incelenmesine geçilmiştir.
Davacı/borçlu vekili 18.10.2002 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine Akşehir 1. İcra Müdürlüğünün 2002/1283 sayılı dosyası ile icra takibine girişilip icra emri çıkarıldığını, ancak takibin nafaka alacağına ilişkin olduğunu, borçlu vekili olarak tarafına çıkarılması gerektiğini, vekil ile takip edilen davalarda icra takibine geçilmesi halinde icra emri tebliğinin vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, ancak icra dosyasında borçlu anılırken takip talebinde ve icra emrinde borçlu vekilinin ismi geçmeyip, tebligatın borçlu asile yapıldığını, bu nedenle takibin iptalini istemiştir.
Davalı /alacaklı asil usulüne uygun tebliğe karşın duruşmaya gelmemiş, delil de bildirmemiştir.
Tetkik Mercii ; " icra dosyasının tetkikinde Faruk K. ( davacı ) vekili olarak Av. Nimet Yaşa'nın vekaletnamesinin bulunmadığı görülmüştür. Vekaletname olmadan ( borçlu ) davacı Faruk K. vekili olduğunun icra müdürlüğünce bilinmesi mümkün değildir. Bu nedenle davacı ( borçlu ) talebinin reddine, takibin kaldığı yerden devamına karar vermek gerekmiştir." Gerekçesiyle davacı ( borçlu ) tarafın icra takibinin iptali yolundaki talebin reddine, icra takibinin kaldığı yerden devamına karar vermiştir. Hüküm Özel Dairece başlıkta açıklanan nedenle bozulmuş, Tetkik Merciinin önceki kararda direnmeye ilişkin kararı davacı vekilince temyize getirilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ; İlamda vekil olduğu belli olan ancak ilama dayalı takipte icra dosyasında ayrıca vekaletnamesi bulunmayan borçlu vekili yerine borçlu asile icra emri tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı noktasındadır.
İlkin, konuyla ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 171. maddesinde "Avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümleri ve yazılı sözleşme şartlarına göre sonuna kadar takip eder." Hükmü yer almaktadır. Nitekim takip dayanağı Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.06.2002 gün ve 2002/10-496 sayılı boşanma ve nafaka konulu ilamda da davacı/borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği görülmektedir.
Diğer taraftan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 62. maddesi; "Kanunen salahiyeti mahsusa itasına mütevakkıf hususlar müstesna olmak üzere vekalet, hüküm katiyet kesbedinciye kadar davanın takibi için icap eden bilümum muameleleri ifaya ve hükmün icrasına ve masarifi muhakemenin tahsiliyle bundan dolayı makbuz itasına ve kendisi aleyhinde de işbu muamelatın kaffesinin ifa edilebilmesine mezuniyeti mutazammındır.... İşbu mezuniyeti takyit edecek bütün kayıtlar diğer taraf indinde gayri muteber addolunur." Hükmünü amir olup, aynı Kanunun 68. maddesinde ise; "Müvekkili namına muamele yapmış olan vekil nefsini azlettiğini veya müvekkili tarafından azlolunduğunu dava zaptına kayıt veya tebliğ ettirilmek suretiyle diğer tarafa bildirmedikçe, istifa ve azlin o taraf hakkında hükmü yoktur. " denilmektedir.
Konuyla ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesinde ise; "vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır." Hükmü bulunmakta, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 41. maddesinde de "Avukatın vekaleten çekilmesi" başlığı altında açıkça "Belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder...Şu kadar ki, adli müzaharet bürosu yahut baro başkanı tarafından tayin edilen avukat, kaçınılmaz bir sebep veya haklı bir özürü olmadıkça, görevi yerine getirmekten çekinemez. Kaçınılmaz sebebin veya haklı özürün takdiri avukatı tayin eden makama aittir." ifadesine yer verilmektedir.
Somut olaya gelince; nafaka alacağına ilişkin ilama dayalı takipte icra emri borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği ilam kapsamından açıkça belli olmasına karşın vekil yerine asile gönderilmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm yasa hükümleri karşısında icra emrinin "vekile" çıkarılması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Bu açık yasal düzenlemeler varken takip dayanağı ilam kapsamında davacı/borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği belirginken, vekil yerine asile yapılan tebligat usulsüzdür. İcra dosyasında borçlu vekilinin vekaletnamesinin bulunup bulunmaması da sonuca etkili görülmemiştir.
Bunun yanında, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat ta bulunmadığına, eş söyleyişle vekile hiç tebligat yapılmadığına göre "usulsüz tebliğ" ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Yasasının 32. maddesinin de somut olayda uygulama yeri yoktur.
Şu durumda, sonuç olarak İcra müdürünün icra emrinin asıla çıkarılması suretiyle, anılan yasa hükümlerine aykırı işleminin varlığı açık ve vekil yerine asile yapılan bu tebligat ta usulsüzdür.
Mercice ; Hukuk Genel Kurulunca da usul ve yasaya uygun bulunan bozmaya uyularak usulsüz yapılan icra emrinin tebliğ işleminin iptaline karar vermek gerekirken aksi düşüncelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davacı-borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 02.07.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/3780
K. 2003/6314
T. 25.3.2003
• TEBLİGATIN VEKİLE YAPILMA ZORUNLULUĞU ( Takip Dosyasında Vekil Yerine Borçlulara Ödeme Emri Gönderilip Tebliğ Edilmesinin Yasa Hükümlerine Aykırı Olması )
• ASİLE TEBLİĞ ( Borçlu Vekili Tarafından Süresinde Borca İtirazda Bulunulduğu için Ayrıca Mercie Başvurularak Ödeme Emrinin Borçlu Asillere Tebliğ Edildiğinden Bahisle İptalinin İstenememesi )
• ÖDEME EMRİNİN İPTALİ ( Borçlu Vekili Tarafından Süresinde Borca İtirazda Bulunulduğu için Ayrıca Mercie Başvurularak Ödeme Emrinin Borçlu Asillere Tebliğ Edildiğinden Bahisle İptalinin İstenememesi )
1086/m.62,68
1136/m.41
2004/m.66
7201/m.11
ÖZET : Takip dosyasında vekil yerine borçlulara ödeme emri gönderilip tebliğ edilmesi yasa hükümlerine aykırıdır. Ancak, borçluların yasa/ süresi içinde vekilleri aracılığı ile icra dairesine başvurarak borcun esası ile ilgili itirazlarını da bildirdikleri görülmektedir. Borçlu vekili tarafından süresinde borca itirazda bulunulduğu için, ayrıca mercie başvurularak ödeme emrinin borçlu asillere tebliğ edildiğinden bahisle iptalinin istenmesinde adı geçenlerin hukuki yararları bulunmamaktadır. O halde, şikayetin reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HUMK' nun 62-68. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Bu nedenle, takip dosyasında vekil yerine borçlulara ödeme emri gönderilip tebliğ edilmesi anılan yasa hükümlerine aykırıdır. Mercii Hakimliği'nin yukarıdaki ilkeyi esas alan gerekçesi doğrudur. Ancak, borçluların yasal süresi içinde vekilleri aracılığı ile icra dairesine başvurarak borcun esası ile ilgili itirazlarını da bildirdikleri görülmektedir. Bu nedenle, İİK' nun 66. maddesi gereğince takip durmuştur. Borçlu vekili tarafından süresinde borca itirazda bulunulduğu için, ayrıca mercie başvurularak ödeme emrinin borçlu asillere tebliğ edildiğinden bahisle iptalinin istenmesinde adı geçenlerin hukuki yararları bulunmamaktadır. O halde, şikayetin reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 25.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/13014
K. 2006/15797
T. 14.7.2006
• USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebligatın Asile Gönderildiğinden Bahisle İcra Emrinin İptali İstemi Yanında Borcun Esası İle İlgili İtirazlarını da İleri Sürmüş Olduğundan Tebligatın Usulsüzlüğü Nedeniyle İcra Emrinin İptali Talebinde Hukuki Yararın Kalmadığı )
• VEKİLE TEBLİGAT ZORUNLULUĞU ( Avukatlık Kanunu ve HUMK'a Göre Vekille İzlenen İşlerde Tebligatın Vekile Yapılması Zorunlu Olduğu )
• İCRA EMRİNİN İPTALİ ( Borcun Esası İle İlgili İtirazlarını da İleri Sürmüş Olduğundan Tebligatın Usulsüzlüğü Nedeniyle İcra Emrinin İptali Talebinde Hukuki Yararın Kalmadığı )
• İCRA EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ YANINDA BORCA İTİRAZ ( Tebligatın Usulsüzlüğü Nedeniyle İcra Emrinin İptali Talebinde Hukuki Yararın Kalmadığı )
1086/m.62,68
1136/m.41
7201/m.11
ÖZET : Tebligat Kanunu, Avukatlık Kanunu ve HUMK'a göre vekille izlenen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.
Olayda, takip dayanağı ilamda borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra emrinin de vekile yapılması gerekirken borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra borçlu vekil yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, borcun esası ile ilgili itirazlarını da ileri sürmüş olduğundan tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği düşünüldü:
KARAR : 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HUMK'nın 62-68. maddeleri gereğince vekili ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, takip dayanağı ilamda borçlu nebi N.K.'in vekili ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde de tebliğ işlemlerinin adı geçen vekile yapılması gerekmektedir. Mahkemenin yukarıda kuralı açıklayan gerekçesi yasaya uygundur.
Ancak, icra emrinin borçlu asıla tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, borcun esası ile ilgili itirazlarını da ileri sürdüğü görülmektedir. Bu durumda, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır. Yerleşik Yargıtay uygulamaları bu yöndedir. O halde, Mahkemece, borçlu vekilinin esasla ilgili itirazları incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 14.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Öncelikle şunu izah edeyim, asıl borçluya sadece mal beyanı yönünden tebliğat çıkarılması zorunludur. ve bu yönden tebliğat geçerlidir. Vekille takip edilen dosyalarda ise vekile tebliğat zorunludur.
Faizin yüksek hesaplanmasıda şikayet konusudur. Zira İlamda hükmedilen orandan ve miktardan tarafların fazla talepte bulunmaması gerekir. Bunu icra müdürüde ilama aykırı icra emri dolduramaz. Ancak işlerin yoğunluğu nedeniyle alacaklılar tüm belgeleri hazırlayıp icra müdürünün önüne imzaya getirildiği ve bu uygulama teammül halini aldığından dolayı icra müdürünün yeteri kadar inceleme zamanı olmadığından evraklar imzalanıp gönderilmektedir. Bunun çözümü icra emrinin iptalidir.
Old 30-04-2007, 20:10   #8
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

vekil yerine asile yapılan tebligat usulsüz isede borçlu vekilinin süresi içinde itirazda bulunması halinde tebligatta ususüzlügün sonuca etkili olmayacagı...
Y.12.HD.16.03.1992-9481/3097...

Sayın isim bulamadım meslektasımında anlatmak istedigide buydu kanımca...
ikisi aynı dilekcede kabul görmüyor anladıgım...
saygılarımla...iyi calısmalar....
Old 30-04-2007, 20:49   #9
recepbarlas

 
Varsayılan

İlamda faiz yanlışsa temyiz nedeni, icra takibinde ise şikayet nedenidir ayrıca. Ayrıma dikkat edilmeli
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
89/1'e Yapılan Itiraza Karşı Itiraz Davası Açılabilir mi? FTKY Meslektaşların Soruları 13 06-09-2011 10:45
İlamsız Takipte Faize İtiraz Av.Gamze Korkmaz Meslektaşların Soruları 12 11-05-2011 12:18
Asile Yapılan Tebligat-icra Emrinin İptali secretmask Meslektaşların Soruları 13 30-06-2010 13:30
Kira ilişkisinde mecur dışındaki bir adrese Yapılan Tebligat geçerli midir? ades Meslektaşların Soruları 11 04-10-2006 13:31
Tapuda Ölmüş Kimse Adına Sahte Kimlikle Yapılan Satışlar Ve Sahtekarlıkla Yapılan Kaz terazinin kefesi Meslektaşların Soruları 2 26-08-2006 18:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05703306 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.