Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tmk 166/son'a göre açılan boşanma davasından sonra 166/1 e göre dava açılabilir mi?

Yanıt
Old 06-02-2012, 16:04   #1
rancho

 
Varsayılan Tmk 166/son'a göre açılan boşanma davasından sonra 166/1 e göre dava açılabilir mi?

Arkadaşlar 3 yıl evlilik birliği tesis edilemediğinden dolayı açtığımız boşanma davası son davanın TR'de tanıma zamanından dolayı reddedildi. Şimdi biz tekrar 166/1 genel evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı dava açsak reddedilir mi sebebi konusu aynı diye? Taraflar 6 yıldır ayrı yaşıyor çünkü.. teşekkürler..
Old 06-02-2012, 17:36   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Arkadaşlar 3 yıl evlilik birliği tesis edilemediğinden dolayı açtığımız boşanma davası son davanın TR'de tanıma zamanından dolayı reddedildi. Şimdi biz tekrar 166/1 genel evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı dava açsak reddedilir mi sebebi konusu aynı diye? Taraflar 6 yıldır ayrı yaşıyor çünkü.. teşekkürler..


Size katılmıyorum. Hukuki sebepleri aynı olmadığı için, TMK 166/1 inci maddeye göre dava ikame edebilirsiniz. Benzer konu aşağıdaki linkte tartışılmıştır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7129
Old 06-02-2012, 20:35   #3
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Size katılmıyorum. Hukuki sebepleri aynı olmadığı için, TMK 166/1 inci maddeye göre dava ikame edebilirsiniz. Benzer konu aşağıdaki linkte tartışılmıştır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7129
sayın ergin, ben de öyle düşünüyorum ama sonuçta maddenin başlığı aynı. ''evlillik birliğinin temelinden sarsılması'' sadece fıkralar farklı.
Bir de önceki davanın reddedilmesi bu davanın açılması konusunda re'sen bir engellemeyle karşılaşmaz değil mi?
Old 07-02-2012, 11:33   #4
yılmazkan

 
Varsayılan

Tarafların ayrı yaşaması tek başına boşanma sebebi değildir. Önceki davanız evlilik birliğinin yeniden kurulamamasına dayandığından açacağınız yeni davaya engel teşkil etmez. Kanunun başlığına takılmayın. Ancak yeni bazı boşanma sebep ve deliller göstermeniz bahsettiğiniz endişeyi aşmanızı kolaylaştıracaktır.Bana sorarsanız evliliğin kader birliği ortak yaşama arzusu olduğu dikkate alındığında 6 yıldır ayrı olan çiftler bu amaçtan sapmış, evlilik temelinden sarsılmış demektir. Bir tarafın boşanmak istemesi halinde boşanma kararı verilebilmelidir.
Old 07-02-2012, 12:23   #5
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yılmazkan
Tarafların ayrı yaşaması tek başına boşanma sebebi değildir. Önceki davanız evlilik birliğinin yeniden kurulamamasına dayandığından açacağınız yeni davaya engel teşkil etmez. Kanunun başlığına takılmayın. Ancak yeni bazı boşanma sebep ve deliller göstermeniz bahsettiğiniz endişeyi aşmanızı kolaylaştıracaktır.Bana sorarsanız evliliğin kader birliği ortak yaşama arzusu olduğu dikkate alındığında 6 yıldır ayrı olan çiftler bu amaçtan sapmış, evlilik temelinden sarsılmış demektir. Bir tarafın boşanmak istemesi halinde boşanma kararı verilebilmelidir.
teşekkürler sayın yılmaz, yeni bir dava açalım o halde. Ancak karşı taraf Almanya'da ve tebligatları bile almıyor. Dolayısıyla genel boşanma sebebiyle açtığımızda bu dava çok uzamaz mı? Çünkü hakim dinlemek isteyecektir. Biz de karı koca hayatı olmadığını evliliğin sadece resmiyette kaldığını filan ileri süreceğiz en fazla. Sizce bu yol işi uzatır mı?
Old 07-02-2012, 12:31   #6
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Arkadaşlar 3 yıl evlilik birliği tesis edilemediğinden dolayı açtığımız boşanma davası son davanın TR'de tanıma zamanından dolayı reddedildi. Şimdi biz tekrar 166/1 genel evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı dava açsak reddedilir mi sebebi konusu aynı diye? Taraflar 6 yıldır ayrı yaşıyor çünkü.. teşekkürler..

Soruyu net anlayamamakla birlikte, 3 yıllık süreye dayanmak ile 166/1.maddeye dayanmak arasında fark olduğunu, bu hususun aynı sebebe dayalı boşanma sebebi olarak görülemeyeceği düşüncesindeyim. Kaldı ki taraflar arasında boşanmanın dayanağı genel anlamda aile birliğinin temelden sarsılması olarak açılacak ise de bu sebepler değişkendir. Küfür, hakaret, aşırı alkol, darp, çalışmama, eve gelmeme gibi durumları ayrı ayrı konu yapma şansınız var.
Old 07-02-2012, 13:56   #7
yılmazkan

 
Varsayılan

Hakimin karşı tarafı dinlemek istemesi diye bir durumla karşılaşmazsınız. Bu hakimin işi değil. Yukarıda söylediklerim genel boşanma sebeplerine ilişkin olmakla son dava boşanma davası ve redle sonuçlanmışsa bu kararın Türkiye'de tanınmasının üzerinde 3 yıl geçmiş ve birlik yeniden kurulamamışsa 166/3'e dayanarak yeniden dava açabilirsiniz, diye düşünüyorum.
Old 07-02-2012, 16:36   #8
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yılmazkan
Hakimin karşı tarafı dinlemek istemesi diye bir durumla karşılaşmazsınız. Bu hakimin işi değil. Yukarıda söylediklerim genel boşanma sebeplerine ilişkin olmakla son dava boşanma davası ve redle sonuçlanmışsa bu kararın Türkiye'de tanınmasının üzerinde 3 yıl geçmiş ve birlik yeniden kurulamamışsa 166/3'e dayanarak yeniden dava açabilirsiniz, diye düşünüyorum.
Redle sonuçlanan karar 2011 de tanındı. Bu yoldan açarsak 2014e kadar beklmememiz gerekecek. Ben daha kısa bir yol arıyorum. Zaten o kararı da temyiz etmeyi düşünüyorum: burda 2011 de tanınsa bile orda 2006 da kesinleşmiş ve kanun sadece kesinleşme diyor. Bu boşanma kararı değil ki tanınmasından sonra hüküm ifade etsin, red kararı..
Old 07-02-2012, 16:56   #9
Av.Hatice Sarıbardak

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Arkadaşlar 3 yıl evlilik birliği tesis edilemediğinden dolayı açtığımız boşanma davası son davanın TR'de tanıma zamanından dolayı reddedildi. Şimdi biz tekrar 166/1 genel evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı dava açsak reddedilir mi sebebi konusu aynı diye? Taraflar 6 yıldır ayrı yaşıyor çünkü.. teşekkürler..

Fiili ayrılık, Yargıtay kararları doğrultusunda tek başına boşanma sebebi sayılmasa da şartları oluşmuşsa M.K 166/1 md.kapsamında davanızı açabilirsiniz.
Old 07-02-2012, 17:54   #10
yılmazkan

 
Varsayılan

Boşanma kararı tanımadan sonra ülkemizde hüküm ifade edeceğinden tanıma kararının da kesinleşmesi gerekir. Bu durumda yeniden 166/1'e ya da bir başka boşanma nedenine dayanarak dava açacaksınız ya da tanımanın üzerinden 3 yıl geçmesini bekleyeceksiniz.
Old 07-02-2012, 18:19   #11
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Alıntı:
Redle sonuçlanan karar 2011 de tanındı. Bu yoldan açarsak 2014e kadar beklmememiz gerekecek. Ben daha kısa bir yol arıyorum. Zaten o kararı da temyiz etmeyi düşünüyorum: burda 2011 de tanınsa bile orda 2006 da kesinleşmiş ve kanun sadece kesinleşme diyor. Bu boşanma kararı değil ki tanınmasından sonra hüküm ifade etsin, red kararı..
166/Son'a göre açtığınız ve ret ile sonuçlanan kararı kesinleştirmeden 166/1'e göre dava açarsanız derdestlik nedeniyle ret kararı alabilirsiniz. Burada ilk davanın reddedilmiş olması nedeniyle 166/1'e göre dava açmanıza engel bir durum olmadığını söyleyen arkadaşlara katılıyorum. Ancak ilk dava derdest iken yeni dava açılamaz. HMK 114'e göre derdestlik dava şartıdır. Bence Almanya'da red ile sonuçlanan boşanma kararını burada tenfiz etmeye hiç gerek yoktu. Asıl zaman kaybı burada olmuş. Şimdi 166/1'e göre yeni dava açacaksanız, önceki kararı kesinleştirseniz iyi olur.
Old 07-02-2012, 19:02   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
166/Son'a göre açtığınız ve ret ile sonuçlanan kararı kesinleştirmeden 166/1'e göre dava açarsanız derdestlik nedeniyle ret kararı alabilirsiniz. r.

Derdestlik olmaz. Çünkü tarafları aynı olsa da konusu/hukuki sebebi aynı değildir.
Old 08-02-2012, 00:41   #13
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Derdestlik olmaz. Çünkü tarafları aynı olsa da konusu/hukuki sebebi aynı değildir.
Sayın Kırmızı, ben o kararı temyiz etmeyi düşünüyordum aslında, çünkü dediğim gibi red kararından süreyi başlatmak için burada tanınması bana çok anlamsız geliyor. Böyle olursa bu kanunun amacına aykırı çünkü. Sırf usuli bir prosedür için siz 6 yıldır ayrı yaşayan,kopmuş insanları hala evli tutamazsınız diye düşünüyorum ancak bununla ilgili lehe bir Yargıtay kararı da bulabilmiş değilim açıkçası. Ayrıca tarafları aynı ama sebebi farklı davalar olacak, en fazla birleştirme olmaz mı?
Old 08-02-2012, 09:19   #14
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın Ergin de "derdestlik olmaz" demiş ama aslında bu başlı başına bir tartışma konusu... Bence taraflar (davacı-davalı sıfatlarıyla birlikte) aynıdır ve davanın konusu da boşanmadır. Hukuki sebepler, hakim için bağlayıcı değildir ve hatta dava dilekçesinde açıkça yazılmamış olmasının bir yaptırımı yoktur, hakim kendiliğinden uygun yasa maddesini bulup uygulamakla yükümlüdür.
Eğer hukuki sebepleri farklı boşanma davaları arasında derdestlik olmaz ise bir kişinin eşi aleyhine terk, zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, evlilik birliğinin kurulamaması vb. nedenlere dayalı birçok davayı aynı anda açabileceğini kabul etmiş oluruz. Bana HUMK ve HMK'nın amacına pek uygun görünmüyor...
Old 08-02-2012, 11:08   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın Ergin de "derdestlik olmaz" demiş ama aslında bu başlı başına bir tartışma konusu... Bence taraflar (davacı-davalı sıfatlarıyla birlikte) aynıdır ve davanın konusu da boşanmadır. Hukuki sebepler, hakim için bağlayıcı değildir ve hatta dava dilekçesinde açıkça yazılmamış olmasının bir yaptırımı yoktur, hakim kendiliğinden uygun yasa maddesini bulup uygulamakla yükümlüdür.
Eğer hukuki sebepleri farklı boşanma davaları arasında derdestlik olmaz ise bir kişinin eşi aleyhine terk, zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, evlilik birliğinin kurulamaması vb. nedenlere dayalı birçok davayı aynı anda açabileceğini kabul etmiş oluruz. Bana HUMK ve HMK'nın amacına pek uygun görünmüyor...

Sayın Kırmızı,

Davacı diyelim ki eşi aleyhine "terk nedeniyle boşanma davası" açtı ve davası red oldu. Dosya Yargıtay'da iken(derdestken), eşinin zina yaptığını öğrendi. "Zina nedeniyle boşanma davası" açamayacak mı? Açarsa derdestlik itirazı kabul görecek mi? Benzer konular THS çok tartışıldı.
Old 08-02-2012, 12:28   #16
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın Ergin, verdiğiniz örnek ilk davanın açılması sonrasında gerçekleşen veya öğrenilen bir olaydır. Aynı dönemde ve davadan önce gerçekleşen olaylar için farklı davalar açılamayacağı görüşümü koruyorum. Örneğin "eşim beni hem dövdü hem aldattı" diyen biri için iki ayrı dava değil tek dava açılır. Fakat iki ayrı sebep gösterilebilir.

Öte yandan soruyu soran arkadaşımız, ilk davadan sonra tarafların uzun süre bir araya gelememiş olmalarının evlilik birliğini temelinden sarstığı sonucuna ulaşmaya çalışıyor.
Yani soruya örnekleme gerekirse: Zinadan açtığı dava derdestken, zinanın aynı zamanda evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesiyle yeni bir dava açılabilir mi?
Old 08-02-2012, 14:45   #17
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın Ergin, verdiğiniz örnek ilk davanın açılması sonrasında gerçekleşen veya öğrenilen bir olaydır. Aynı dönemde ve davadan önce gerçekleşen olaylar için farklı davalar açılamayacağı görüşümü koruyorum. Örneğin "eşim beni hem dövdü hem aldattı" diyen biri için iki ayrı dava değil tek dava açılır. Fakat iki ayrı sebep gösterilebilir.

Öte yandan soruyu soran arkadaşımız, ilk davadan sonra tarafların uzun süre bir araya gelememiş olmalarının evlilik birliğini temelinden sarstığı sonucuna ulaşmaya çalışıyor.
Yani soruya örnekleme gerekirse: Zinadan açtığı dava derdestken, zinanın aynı zamanda evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesiyle yeni bir dava açılabilir mi?
Sayın Kırmızı,
Soru şuydu: Yurtdışından açılan boşanma davası reddediliyor ve 2006 da kesinleşiyor. Ancak TR'de bu red kararı 2011 de tanınıyor. Biz de 166/son a göre 3 yıl çoktan dolmuştur diye dava açtık, ancak tanımanın zamanından dolayı reddedildi. Şimdi temyiz edebilir, etmeyebiliriz. Ben diyorum ki bu davayı kesinleştirsek, temyiz etmesek de yeni bir dava açsak: bu sefer 166/1 genel sarsılma'dan. Amacımız 2014 te dolacak olan 3 yıllık süreyi beklemeden, en kısa sürede boşanmalarını sağlamak. Zira dediğim gibi 6 yıldır ayrılar, farklı ülkelerde yaşıyorlar ve bir araya gelmeleri de mümkün değil.
Şimdi buna göre yeni soru şu: 166.md ye göre açtığımız dava reddedildiğinden tekrar aynı maddenin farklı fıkrasına göre açtığımız dava reddedilir mi? Hepinizin ilgisine çok teşekkür ederim..Saygılar
Old 08-02-2012, 14:52   #18
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Sayın Kırmızı,
Soru şuydu: Yurtdışından açılan boşanma davası reddediliyor ve 2006 da kesinleşiyor. Ancak TR'de bu red kararı 2011 de tanınıyor. Biz de 166/son a göre 3 yıl çoktan dolmuştur diye dava açtık, ancak tanımanın zamanından dolayı reddedildi. Şimdi temyiz edebilir, etmeyebiliriz. Ben diyorum ki bu davayı kesinleştirsek, temyiz etmesek de yeni bir dava açsak: bu sefer 166/1 genel sarsılma'dan. Amacımız 2014 te dolacak olan 3 yıllık süreyi beklemeden, en kısa sürede boşanmalarını sağlamak. Zira dediğim gibi 6 yıldır ayrılar, farklı ülkelerde yaşıyorlar ve bir araya gelmeleri de mümkün değil.
Şimdi buna göre yeni soru şu: 166.md ye göre açtığımız dava reddedildiğinden tekrar aynı maddenin farklı fıkrasına göre açtığımız dava reddedilir mi? Hepinizin ilgisine çok teşekkür ederim..Saygılar


İkinci davayı açabileceğinizi çok rahatlıkla söyledim ve hala aynı fikirdeyim. Ancak taraflar ilk davadan sonra hiç biraraya gelmemişler. Geçimsizliği nasıl kanıtlayacaksınız? İlk davadaki olaylara dayanamazsınız. 3 yıllık zamanın dolmasına fazla yoksa, onu bekleyin. Değilse ve "şansımı denemek istiyorum" derseniz, bu davayı da açın. Ancak bence, en sonunda ilk davanın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçince açacağınız dava ile tarafları boşayabileceksiniz.Çünkü ikinci dava henüz bitmemiş olacak
Old 08-02-2012, 15:12   #19
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
İkinci davayı açabileceğinizi çok rahatlıkla söyledim ve hala aynı fikirdeyim. Ancak taraflar ilk davadan sonra hiç biraraya gelmemişler. Geçimsizliği nasıl kanıtlayacaksınız? İlk davadaki olaylara dayanamazsınız. 3 yıllık zamanın dolmasına fazla yoksa, onu bekleyin. Değilse ve "şansımı denemek istiyorum" derseniz, bu davayı da açın. Ancak bence, en sonunda ilk davanın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçince açacağınız dava ile tarafları boşayabileceksiniz.Çünkü ikinci dava henüz bitmemiş olacak
Haklısınız, çok genel bir boşanma sebebi olacak. İspat çok zor olacak zira karşı taraf yurtdışında ve tebligatları dahi almıyor konsolosluktan, ama boşanmak istemediğine de eminim, işi zorlaştıracak ve biz ancak ayrı yaşadıklarını ispat edebileceğiz, haliyle. En azından denemekte yarar var diye düşünüyorum, belki karşı taraf uğraşmaz ve erken biter..
Old 08-02-2012, 15:29   #20
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Radikal bir cevap vereceğim.

TMK nın 166/4.maddesine dayanmanız mümkün-dü. Red edilen yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süreniz başlayacaktır. Tabi mahkeme bunu tanıma davasından itibaren sürenin başlayacağı yönünde düşünerek, kanaatimce, yanlış karar vermiş. Temyiz etseniz, kararın bozulacağını düşünüyorum.

Tabi zaman kaybı olmasın diyorsanız, temyiz etmeksizin kesinleştirerek, başka sebeplere dayalı boşanma davası açabilirsiniz.
Old 08-02-2012, 15:32   #21
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Radikal bir cevap vereceğim.

TMK nın 166/4.maddesine dayanmanız mümkün-dü. Red edilen yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süreniz başlayacaktır. Tabi mahkeme bunu tanıma davasından itibaren sürenin başlayacağı yönünde düşünerek, kanaatimce, yanlış karar vermiş. Temyiz etseniz, kararın bozulacağını düşünüyorum.

Tabi zaman kaybı olmasın diyorsanız, temyiz etmeksizin kesinleştirerek, başka sebeplere dayalı boşanma davası açabilirsiniz.
Sayın Kadirpolat,
Ben de bu şekilde düşünüyorum ama maalesef lehe bir karar bulamadım şimdiye kadar. Siz bulabilir de paylaşırsanız çok sevinirim. Bir tane kara bile bulsam temyiz edeceğim zaten..
Old 08-02-2012, 15:34   #22
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Sayın Kadirpolat,
Ben de bu şekilde düşünüyorum ama maalesef lehe bir karar bulamadım şimdiye kadar. Siz bulabilir de paylaşırsanız çok sevinirim. Bir tane kara bile bulsam temyiz edeceğim zaten..

Yargıtay iyi incelerse, karar bozulur. Bu konuda elimdeki meteryal bunun böyle olacağını söylüyor. Yargıtay kararına gerek yok.
Old 08-02-2012, 15:56   #23
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Sayın Kadirpolat,
Ben de bu şekilde düşünüyorum ama maalesef lehe bir karar bulamadım şimdiye kadar. Siz bulabilir de paylaşırsanız çok sevinirim. Bir tane kara bile bulsam temyiz edeceğim zaten..

Aksi yönde karar var.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/20515
K. 2010/594
T. 14.1.2010
• BOŞANMA ( Maddi ve Manevi Tazminat - Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Kararı Kesinleştikten Sonra Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılabileceği/Tanıma Kararı Kesinleşmeden Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılamayacağı )
• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Kararı Kesinleştikten Sonra Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılabileceği - Tanıma Kararı Kesinleşmeden Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılamayacağı )
• TANIMA ( Boşanma - Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Kararı Kesinleştikten Sonra Boşanmaya İlişkin Haklar Kullanılabileceği )
• ZAMANAŞIMI ( Davacı Tanıma Kararı Kesinleştikten Sonra Bir Yıllık Süre Dolmadan Dava Açtığı - Dava Süresinde Açılmasına Rağmen Zamanaşımı Nedeniyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )
4721/m.178
5718/m.59
ÖZET : Davacı kadın; boşanma sebebiyle maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamından, tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra Türkiye'de açılan tanıma ve tenfiz davalarında verilmiş kararların da kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme ilamının tanınması kararı kesinleştikten sonra boşanmaya ilişkin haklar kullanılabilir. Tanıma kararı kesinleşmeden boşanmaya ilişkin haklar kullanılamaz. Davacı, tanıma kararı kesinleştikten sonra bir yıllık süre dolmadan dava açmıştır. Dava süresinde açılmasına rağmen zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece

verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.

2- Davacı kadın, 29.11.2006 tarihinde açmış olduğu dava ile boşanma sebebiyle maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur.

Tarafların boşanmalarına dair yabancı mahkeme kararı 17.03.2004 tarihinde kesinleşmiş, Türkiye'deki tanıma ve tenfiz davası 17.04.2006 tarihinde açılmış, tanıma yönünde 29.02.2006 tarihinde verilen karar ise 13.11.2006 tarihinde kesinleşmiştir.

2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca yabancı mahkemelerin kararlarının kesin hüküm veya kesin delil olarak kabulü için yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarının taşıdığının mahkemece tespiti gereklidir. Taraflar arasındaki yabancı mahkemece verilen hüküm ilgili ülkenin kanunları uyarınca kesinleşmiş olsa dahi Türkiye'de kesinleşmiş tanıma veya tenfiz davasına henüz konu edilmediği dönem için kesin hüküm etkisinden bahsedilemez ve boşanmaya bağlı haklar ancak yabancı ilamın tanınmış olması halinde kullanılabilir. Davacı 29.11.2006 tarihli dava dilekçesiyle talepte bulunmuş olmakla davanın süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu yön gözetilmeden davacının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin zamanaşımı nedeniyle ( TMK. md. 178 ) reddi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışındaki yönlerinin ise 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Old 08-02-2012, 16:33   #24
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Aksi yönde karar var.

Sayın Ergin, O kararın aksine 1 yargıtay kararı 1 de kanun maddesi var. Meslektaşlarımın ilgisine sunuyorum.

Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
2010/1855
2010/3896
"TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “....Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği...” hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur."

MÖHUK 59.MADDE : Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.

Old 08-02-2012, 16:44   #25
rancho

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın Ergin, O kararın aksine 1 yargıtay kararı 1 de kanun maddesi var. Meslektaşlarımın ilgisine sunuyorum.

Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
2010/1855
2010/3896
"TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “....Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği...” hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur."

MÖHUK 59.MADDE : Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.

Sayın kadirpolat, çok teşekkür ederim. Tam da aradığım tarzda bir karar. Aksi kararlar da var ama en iyisi temyiz edip sonucunu beklemek gibi görünüyor bu karardan sonra..
Old 08-02-2012, 16:56   #26
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
Sayın Ergin, O kararın aksine 1 yargıtay kararı 1 de kanun maddesi var. Meslektaşlarımın ilgisine sunuyorum.

Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
2010/1855
2010/3896
"TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “....Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği...” hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur."

MÖHUK 59.MADDE : Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.


Alıntısını yaptığınız karar aşağıdadır. Bence yanlış yorumluyorsunuz.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/1855
K. 2010/3896
T. 13.7.2010
• KATKI PAYI ALACAĞI ( Taşınmazın Edinme Tarihinde Eşler Arasında Mal Ayrılığı Rejimi Geçerli Olduğu - 4721 SK. Md. 178'deki Zamanaşımı Süresinin Uygulanamayacağı/Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun Genel Hükümlerine Göre Çözülmesi Gerektiği )
• ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BAŞLANGICI ( Yabancı Mahkeme Boşanma Kararının Kesinleşme Tarihinin Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )
• MAL AYRILIĞI REJİMİ ( Taşınmazın Edinme Tarihinde Eşler Arasında Geçerli Olduğu - Katkı Payı Alacağı Davası/Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun Genel Hükümlerine Göre Çözülmesi Gerektiği )
• YABANCI MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN BOŞANMA KARARININ KESİNLEŞME TARİHİ ( Zamanaşımı Süresinin Başlangıcı Olarak Esas Alınması Gerektiği - Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu Dönemde Edinilen Mala Yapılan Katkı Payı Alacağı Davası )
4721/m. 178, 202, 225/2
743/m. 170
818/m. 125
5718/m. 59
ÖZET : Dava, 743 sayılı TMK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacının katkı yaptığını ileri sürdüğü taşınmazın edinme tarihinde eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan; 4721 sayılı Yasanın 178. maddesindeki zamanaşımı süresi eldeki davaya uygulanmayıp, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözülmesi gerekir.

DAVA : S. ile R. aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 2. Aile Mahkemesinden verilen 17.12.2009 gün ve 388/1028 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, evlilik birliği içinde kooperatif üyeliği yoluyla davalı koca adına tescil olan 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölümün edinilmesine katkıda bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 27.000 TL. katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, dava konusu taşınmazın edinildiği tarihten dava tarihine kadar Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, yurtdışında verilen boşanma kararının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar TMK.nun 178. maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, 743 sayılı TMK.nun 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir.

Taraflar 31.07.1980 tarihinde evlenmişler, Russelsham Sulh Hukuk ( Aile ) Mahkemesine açılan ve 10.01.2006 tarihinde kesinleşen boşanma davasının kabulü yönündeki hükmün tenfizine ilişkin Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/354 Esas, 2007/262 Karar sayılı hükmünün 14.04.2008 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.

TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki; taraflar başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, ( 743 sayılı TKM. M.170 ) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler.

Dava konusu İzmir Buca 7046 ada 54 parseldeki 4 numaralı bağımsız bölüm 21.05.1986 tarihinde davalı adına tescil edilmiş ise de, taşınmazın daha önceki bir tarihte SS.TCDD İşçileri 4 No.lu Sosyal Sigortalılar Yapı Kooperatifine üyelik ile edinildiği bildirilmektedir.

Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca "mal ayrılığı" rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu'nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde TMK.nun 5. maddesi yoluyla her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde tüm taraf delillerinin toplanması ve uyuşmazlığın esası bakımından karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın edinildiğinin ve katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü tarih itibariyle uyuşmazlığın 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olduğu gözden kaçırılarak yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 17,15 TL. peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.07.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Old 08-02-2012, 17:11   #27
rancho

 
Varsayılan

Sayın Ergin,
Bu karar zamanaşımıyla ilgili yani boşanmanın sonuçlarının ne zaman doğacağıyla ilgili. Birebir karşılamadığı doğru, bizim davamız reddedilmişti zaten. Ancak burada yabancı mahkeme kararının kesinleşmesine geçmişe yönelik bir değer yüklenmesi ve esas alınması bizim davamızdaki kesinleşmeden itibaren sürenin işletilebilmesi için emsal teşkil edebilir diye düşünüyorum. Çünkü 'tanıma' yı inşai bir karar değil açıklayıcı bir karar olduğunu ve sadece geçmişe yönelik olarak yabancı mahkeme kararının geçerliliğinin tespit edilişi ve Türk hukuku'na entegre edilişi olarak düşünüyorum. Aleyhe bir Yargıtay kararında da bu düşünceme ilişkin bir muhalefet şerhi de okumuştum.
Old 08-02-2012, 17:15   #28
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan rancho
Sayın Ergin,
Bu karar zamanaşımıyla ilgili yani boşanmanın sonuçlarının ne zaman doğacağıyla ilgili. Birebir karşılamadığı doğru, bizim davamız reddedilmişti zaten. Ancak burada yabancı mahkeme kararının kesinleşmesine geçmişe yönelik bir değer yüklenmesi ve esas alınması bizim davamızdaki kesinleşmeden itibaren sürenin işletilebilmesi için emsal teşkil edebilir diye düşünüyorum. Çünkü 'tanıma' yı inşai bir karar değil açıklayıcı bir karar olduğunu ve sadece geçmişe yönelik olarak yabancı mahkeme kararının geçerliliğinin tespit edilişi ve Türk hukuku'na entegre edilişi olarak düşünüyorum. Aleyhe bir Yargıtay kararında da bu düşünceme ilişkin bir muhalefet şerhi de okumuştum.

Aktardığım kararda "Evlilik birliği son bulmuştur" diyor. Ne zaman son bulmuştur? Tanıma kararını veren Marmaris mahkemesinin kararının kesinleşmesiyle...Bence çok açık.
Old 08-02-2012, 17:27   #29
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Alıntısını yaptığınız karar aşağıdadır. Bence yanlış yorumluyorsunuz.

TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.
denmiş. Önemli nokta bu gibi. Ama bu karardan benim anladığım bu. Başka bişey var ise, şuan için göremiyorum. kaldı ki, Möhuk 59 da açık.
Old 08-02-2012, 17:33   #30
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.kadirpolat
TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur.
denmiş. Önemli nokta bu gibi. Ama bu karardan benim anladığım bu. Başka bişey var ise, şuan için göremiyorum. kaldı ki, Möhuk 59 da açık.
MÖHUK 59 uncu madde şöyle demiyor " Yabancı mahkeme kararı, kararın verildiği yabancı mahkemede kesinleştiği tarihten itibaren..."

Ne diyor:" yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren" bu cümleyi hızlı okumak gerekiyor sanırım. Ne zaman kesinleşir? Türk Mahkemeleri tarafından tanınması ile kesinleşir. Aksi takdirde kamu düzenine aykırı(velayet gibi) yabancı mahkeme kararları da geçerli olur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
fikri sınai haklara göre dava açılabilir mi sebepsiz zenginleşme Meslektaşların Soruları 0 27-11-2011 09:26
6100 S. Kanuna göre X Bakanlığına izafeten kısmi dava açılabilir mi? Av. Fatma B Meslektaşların Soruları 4 11-10-2011 16:15
MK 724' e göre Maliye Hazinesine karşı dava açılabilir mi? Pelweşin Meslektaşların Soruları 8 30-07-2011 21:40
reddedilen boşanması davasından sonra açılan boşanma davası garani Meslektaşların Soruları 14 13-04-2011 10:47
İİK.76.Md.ne Göre Açılan dava Ve Vekalet Ücreti MALİ Meslektaşların Soruları 1 01-12-2008 18:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10471296 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.