Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Sınav Sorusunun ve Soru Nedeniyle Verilen Tepkilerin Değerlendirilmesi

Yanıt
Old 22-12-2012, 15:39   #1
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan Sınav Sorusunun ve Soru Nedeniyle Verilen Tepkilerin Değerlendirilmesi

Basında yer alan ve aşağıda bağlantısını sunduğum bir habere göre;

1-Ceza Hukuk Özel Hükümler dersine ait sınavdaki sorunun tarzını isabetli buluyor musunuz?

2-Öğretim üyesi hakkında soruşturma başlatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

3-Bir kısım öğrencilerin ve velilerinin soru nedeniyle verdikleri tepki hakkında ne düşünüyorsunuz?

4-Sınav sorusundaki somut duruma göre şikayet olunan şahıs açısından suç oluşmuş mudur?

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22213134.asp

Saygılarımla..
Old 22-12-2012, 16:58   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Haberde "...bu sorusu üzerine öğrenci ve öğrenci velilerinden şikayetler aldıklarını belirten Rektör Yardımcısı ve Hukuk Fakültesi Dekanı...soruşturma açılmasına bu soruda kullanılan isimler, olayın anlatım biçimi ve kullanılan ifadelerin neden olduğunu..."denmiş...

Olayda kullanılan isimler: Azgine, Safsalake, Eyvahe, Garibane. Bu isimler konusunda Sayın öğretim görevlisinin "Aynı isimli öğrenci varsa rahatsız olmasın diye gerçek isimler seçilmez."şeklindeki yaklaşımı içerik ve mantık olarak düşünceli ve hoş olsa da somut soruda kullanılan isimlerin çok da hoş olmadığını düşünüyorum; isimler konusunda, savunulan mantık muvacehesinde "A,B,C,D" şeklinde harflendirme ile sorunun sorulması daha uygun olurdu sanki. Gerçi diğer taraftan; velilerin veya öğrencilerin hiçbirinin somut sorudaki eşcinsel eğilimi olan birinin "azgın, salak" ve ebeveyninin "gariban" çağrışımı yapacak şekilde isimlendirilmelerinden rahatsızlık duyduğunu belirterek şikayette bulunduğunu da sanmıyorum . Bu şekilde isimler kullanılmasının, soruşturma açılmasını gerektirecek düzeyde olup olmadığı bir yana;
aslında anlaşıldığı kadarıyla olayın anlatım biçimi ve kullanılan ifadelere takılınmış... Sorunun sorulduğu yer: hukuk fakültesi; soran: hukuk fakültesi öğretim görevlisi; sorunun sorulduğu kişiler: avukat, hâkim, savcı, hukukçu adayları; herşey bir yana -üniversite öğrencileri-... Bundan rahatsız olan hukuk fakültesi öğrencileri bir zahmet hukuk fakültesinden kayıtlarını alıp başka bir meslek yapacak şekilde eğitim alsınlar lütfen... Nitekim ileride hakim, savcı olması muhtemel bu kişilerin sorudaki anlatım biçiminden ve ifadelerden rahatsız olmaları da beni rahatsız etti...

Buyrun gerçek bir vakıa ve anlatım:

Yargıtay CGK, 21.03.1983 T., E: 1983/5-39, K: 1983/132: "14.10.1971 doğumlu H____ C____'nın müteselsil şekilde ve livata suretiyle ırzına geçmekten sanık A____ M____'nin, TCK.'nun 414/1, 80. maddeleri uyarınca hükümlülüğüne ilişkin karar sanığın temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince incelenerek onanmıştır.

Onama kararına karşı itiraz yoluna başvuran Cumhuriyet Başsavcılığı, ( Suç tarihinde 11 yaşında bulunan mağdur aşamalardaki iddialarında, 45 yaşında bulunan sanığın değişik günlerde dört-beş defa livata suretiyle ırzına geçtiğini, ilk ırzına geçilmesinde acı duymadığını, sonraki ırzına geçilme hallerinde acı duyduğunu, ancak anüsüne sanığın penisinin duhul edip etmediğinin farkına varmadığını belirtmiştir.

Mağdurun bu iddialarını doğrulayacak tanık beyanı bulunmamaktadır. Ancak 10.4.1982 günü saat 17.00 sularında bir alım satım işini sanıkla görüşmek için sanığın evine gelen tanık M____ D____ tarafından oda içerisinde sanık ile mağdurun pantalonları inik olduğu halde ve yatakta sanığın mağduru kucaklamış vaziyette bulundukları sırada görülmüşlerdir. Bu şekilde yakalanan mağdurun, yaklaşık on saat sonra A____ Hükümet Tabipliğince 11.4.1982 gecesi saat 03.00 de yapılan muayenesinde düzenlenen 333 sayılı raporda "kesin fiili livata bulgusunun tesbit edilmediği bildirilmiştir. Esasen, biraz evvel belirtildiği gibi tanık M____ D____ tarafından sanık ile mağdur o pozisyonda görülmüş olup, zaten o sırada ırza geçme olayının vuku bulmadığı adı geçen tanığın beyanı ile anlaşılmaktadır.

Dosya içerisinde mağdurun dört-beş defa sanık tarafından livata suretiyle ırzına geçildiği iddiasını doğrulayacak tanık beyanı bulunmadığı gibi, ayrıca bu hususta doktor raporu da mevcut değildir. Aksine, sanık tarafından mağdurun dört-beş defa livata suretiye ırzına geçilmiş olsa idi, mağdurun 11 ve sanığın 45 yaşında olmaları ve dolayısıyla aralarındaki bünye farkı nedeniyle hiç olmazsa mağdurda kronik livata bulgularının yapılan doktor muayenesi ile saptanması gerekirdi. Kaldı ki, A____ Hükümet Tabipliğinin bahis konusu 11.4.1982 gün ve 333 sayılı raporu içeriğinden, bu şekilde kronik livata bulgusunun da tesbit edilmediği anlaşılmaktadır.

Sanık bütün aşamalarda, mağdurun ırzına geçmediğini belinden ameliyat olduğu için dokuz seneden beri cinsi münasebette bulunmadığını ısrarla savunmuştur. Sanığın belinden ameliyat geçirdiği B____ Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu'nun 2.9.1982 gün ve 3583 sayılı raporu ile doğrulanmış, ancak bu raporda cinsi münasebette bulunup bulunamayacağı hususunun bir Üniversite Kliniğinde tetkik edilmesinin uygun olacağı belirtildiği halde, Mahkemece sanık B____ Devlet Hastanesi bevliye mütehassısına muayene ettirilmiş ve Bevliye Müteahsısı tarafından düzenlenen 6.10.1982 gün ve 566 sayılı raporda ereksiyon refleksinde azalma olabileceği kanaati belirtilmiştir.

Bu açıklamalar karşısında, mağdurun aşamalardaki beyanları ve tanık M____ D____ tarafından sanık ile mağdurun yukarıda açıklandığı şekilde yakalanmaları karşısında, en lehe bir kabulle sanığın tamamlanan eylemlerinin TCK.'nun 415/1 ve 80. maddelerine uygun müteselsil şekilde ırza tasaddi olarak kabulü gerekmektedir.. ) biçimindeki gerekçesiyle Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi istenmiştir.

KARAR : Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre;
Ekmek ve simit fırıncılığı yapan ve çevrede eşcinsel olarak bilinen sanığın, akrabaları halkından 14.10.1971 doğumlu olup suç tarihinde ( 11 ) yaşı içerisinde bulunan mağdur H____ Ç____'yı yeni bir ırza geçmeye teşebbüs hazırlığı içerisinde bulunduğu 10 Nisan 1982 gününden önceye ait aylar içerisinde, fırınına ekmek ve simit almak için gelip gitmelerde, simit ve para vermek ve "sana mobilet alacağım" diye söylemek suretiyle kandırıp, fırınının ikametgah olarak kullanılan bölümüne götürüp burada livata suretiyle ırzına geçtiği, bu eylemini aynı yöntemlerle birkaç kez tekrar ettiği ve her defasında mağdura 100 lira verdiği, 10 Nisan 1982 gününde de her zamanki gibi evleri için ekmek satın almak üzere fırınına gelen mağdura "ekmekleri eve ver gel, yırtık paraları beraber yapıştıralım, gelmezsen babana fırındaki işi söylerim" diyerek baskı yapması üzerine mağdurun aldığı ekmekleri evine bıraktıktan sonra fırına döndüğü, sanığın gene para vermek altın bulmak, mobilet almak vaadleriyle kandırıp fırının ikametgah bölümüne götürdüğü; pantolon ve kilotunu çıkarıp yatakta kucağına alarak gene ırzına geçmek üzere öpüp okşamaya başladığı sırada, bir otomobil alım satımını konuşmak üzere fırına gelen ve kendisini fırın kısmında bulumayınca oda bölümüne giren tanık M____ D____ tarafından suçüstü halinde yakalandığı bu suretle üzerine atılan suçu işlediği, mağdurun aşamalardaki çok samimi anlatımı, sanığın "mağdurla odada yırtık paraları bantla yapıştırıyorduk, bu sırada M____ D____ geldi, taksi meselesini konuştuk ayrılıp gitti, iddia edildiği gibi mağdurun ırzına geçmiş değilim.." biçimindeki kaçamaklı ikrarı, tanık M____ D_____'in iddiayı doğrulayan anlatımı ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmıştır.

İtiraznamede belirtildiği gibi sanık, 10.4.1982 gününde, mağdurun ırzına geçmek üzere soyup yatağına alıp öpüp okşadığı sırada tanık M____'in odaya girmesi üzerine ırza geçmeye yönelik icrai hareketlere başlayamamıştır. Bu nedenle A____ Hükümet Tabipliğinin 1.4.1982 gün ve 333 sayılı ve 11.4.1982 gün saat 03.00 de yapılan muayenesinde, Kesin fiili livata bulgusu tesbit edilemedi. Aradan geçen 15 saat süresinde bu fiil ile ilgili bulgular silinebilir.." biçimindeki raporda, tıbba aykırı bir yön görülememiştir. Zira sanık suçüstü yakalandığı gün mağdurun ırzına geçmiş değildir. Bu nedenle livata bulgularının tesbit edilmemesi tabiidir.

Yargıtayın kararlılık gösteren içtihadına göre de, fail erkeğin penisini, mağdur erkeğin dışkı çukuruna menisini boşaltacak biçimde kısmen veya tamamen sokmasıyla suç tamamlanmış olur. ( Y.C.G.K.'nun 20.6.1961 gün ve 51/40 sayılı kararı )

Yargıtay'ın bu içtihadına ve mağdurun aşamalardaki ifadelerinde, sanığın kamışını çıkarıp tükürükledikten ve kendi anüsüne de tükürük sürdükten sonra penisini anüsüne soktuğunu, bu sokma sonunda sanığın kamışından sümüğe benzer bir sıvının geldiğini ve sanığın su getirerek anüsüne boşaltılan bu sıvıyı yıkadığını bildirmek suretiyle bu tarife uygun biçimde ırza geçilme eyleminin tamamlandığını ortaya koymuştur.

Öte yandan adli Tıp meclisinin yerleşmiş mütalaalarına göre de, muayene tarihinden birkaç ay önce, birkaç kez ırzına geçilen mağdurda kronik livata bulgularının "anüs sfenkterlerinin gevşemesi ve kronik durumun hasıl olması" saptanması tıbben mümkün değildir. Zira, birkaç kez ırza geçilme ile bu bulgular meydana gelmez. Bu bulgular, ancak bu işi iptila haline getiren hastalarda görülür ve tıbben tesbit edilebilir.

Diğer taraftan sanığın ( Ereksiyon refleksinde azalma olabileceği ) biçimindeki raporun, cinsi kudretin olmadığını göstermez. Pek tabii bir delikanlının ereksiyon refleksi ile 45 yaşında bulunan sanığın ereksiyon refleksi arasında farklılık olması normaldir. Kaldı ki, sanığın ereksiyon haline gelip ırza geçmeyi tamamladığı ve inzal da husule geldiği, mağdurun açık beyanı ile sabit bulunmaktadır.

Bu itibarla yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmelidir.

Çoğunluk oyuna karşı olan üyeler itiraz nedenlerini benimseyerek kabulü yolunda oy kullanmışlardır..."

Saygılar...
Old 22-12-2012, 19:53   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Basında yer alan ve aşağıda bağlantısını sunduğum bir habere göre;

1-Ceza Hukuk Özel Hükümler dersine ait sınavdaki sorunun tarzını isabetli buluyor musunuz?

2-Öğretim üyesi hakkında soruşturma başlatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

3-Bir kısım öğrencilerin ve velilerinin soru nedeniyle verdikleri tepki hakkında ne düşünüyorsunuz?

4-Sınav sorusundaki somut duruma göre şikayet olunan şahıs açısından suç oluşmuş mudur?

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22213134.asp

Saygılarımla..
Cehalet...

Yazık, öğrenci ve veli şikayetiyle soruşturma açan Üniversite Yönetimi..

Hayatın içinden, olabileceklerle çelişen hiçbir yanı bulunmayan sınav sorusunun edebe aykırı bulunup porno muamelesi görmesi..Öğretim üyesinin neden böyle bir kurgu soru sorduğu noktasında savunmasının alınması..

Olayı kaygı verici buluyorum.

Bir yandan da şunu düşündüm: Hukuk Fakültelerini pıtırak gibi açtıranlar, saçılanları toplamayı düşünmeyecek elbette..

Neresinden bakarsanız bakın; Orta Çağ zihniyetinin bu derece rağbet görmesini anlamak mümkün değil.

Tanrılar çıldırmış olmalı..
Old 22-12-2012, 21:52   #4
suskun_juliette

 
Varsayılan

İleride mesleğe atıldıklarında,bu öğrencilerin karşısına bu tür olaylarla ilgili davalar gelince, kimi kime şikayet edebilecekler acaba bu veliler?Günümüzde ne yazık ki böyle durumlar yaşanıyor, bu durumda hukuki tavrı sorgulayan öğretim görevlisine haksızlık edilmiş. İsimlerin sıfat,niteleme olarak verilmesindense A,B gibi klasik belirlemelere gidilebileceğini ve bunun daha hoş olacağını düşünmedim değil.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sınav sonuçlarının iptali nedeniyle sürücü ehliyetinin iptali zerrin kaya Meslektaşların Soruları 0 14-07-2009 11:58
SMMM Sınav Sorusunun Cevabı Yanlış mı Açıklanmıştır M. Emre Bulut Meslektaşların Soruları 1 13-03-2009 16:39
Evlenme ve Ölüm nedeniyle işçilere verilen 3 günlük izinler Veysel Hukuk Soruları 2 27-06-2007 20:32
Noterde verilen taahhüdün iptali hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 9 29-03-2007 16:04


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04604912 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.