Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

X Şirketi Çalışanları Kıdem Tazminatına Hak Kazanır mı

Yanıt
Old 06-06-2008, 22:20   #1
Yönetmen

 
Olumlu X Şirketi Çalışanları Kıdem Tazminatına Hak Kazanır mı

Merhaba Değerli Meslektaşlarım...

X Şirketi özelleştiği tarihten itibaren şirkette iş mevzuatına tabii olarak çalışan ve daha sonra şirket tarafından sözleşmesi tek taraflı olarak feshedilen (yada kendi isteğiyle ) başka kamu kurumuna gönderilen personelin X Şirketinde çalıştığı süreler için kıdem tazminatı verilmemektedir.Bu Kıdem tazminatının alınabilmesi için hukuki yollara başvurulmak isteniyor.Şayet Hukuki yollara Başvurulursa Kıdem Tazminatı Alınabilirmi ? Neden?..Anlayışınıza ve ilginize şimdiden Teşekür ederim.Umarım en ksa zamanda Cevap Verirsiniz.

Saygılar...
Old 07-06-2008, 12:19   #2
timo

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
bu konu ile ilgili olarak Yargıtay 9.hukuk dairesinin 24.02.2004 tarih ve 2003/14760E, 2004/3126 K. sayılı ilamının size yardımcı olacağını düşünüyorum
Old 07-06-2008, 12:36   #3
Yönetmen

 
Varsayılan

Bu dediğiniz kararı 2 tane içtihat programında arattım bulamadım .eğer elinizde bu karar varsa eklerseniz sevinirim.Birde diğer meslektaşlarımın yorumlarını duymak isterim
Old 07-06-2008, 13:49   #4
Av.YAMAN

 
Varsayılan kıdem t.

fesih sebebi nedir?
başka kamu kurumuna geçenkerin kıdemi sayılıyor.
sorun sanırım tek taraflı fesihde ve sebebinde
Old 07-06-2008, 13:52   #5
Av.YAMAN

 
Varsayılan

meslektaşım ;
bir de fesihle iş akti sona erdirilenlerin çalıştıkları dönmdeki statüleri nedir?
Old 07-06-2008, 16:21   #6
timo

 
Varsayılan

9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2003/14760
Karar No : 2004/3126
Tarihi : 24.02.2004

Taraflar arasındaki kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı (...) AŞ. avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.2.2004 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat (.....) geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:



Davacı işçi, davalıya ait özelleştirme kapsamında bulunan işyerinde kapsamdışı personel olarak çalıştığını ve 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca bir başka kamu kurumuna nakle dilmesi sebebiyle bu ilişkinin sona erdiğini belirterek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur.

Davalı ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin 22.1.1996 gün ve 1 995/1 E, 1 995/1 K. sayılı ilke kararı uyarınca uyuşmazlığın idari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğini savunmuş, öte yandan kendi isteği ile nakle tabi tutulduğunu buna göre kıdem tazminatına hak kazanamayacağını belirtmiştir.

Mahkemece, davacının işçilikten memurluğa geçirilmesine dair davalı kurum işleminin kıdem tazminatına hak kazandıran bir durum olduğu kabul edilmiş, kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Uyuşmazlık Mahkemesinin anılan ilke kararı tüm yargı yerleri bakımından bağlayıcıdır ve özelleştirme kapsamında bulunan işyerlerinde kapsamdışı statüde çalışan kişilerin işveren aleyhine açacakları davalar idari Yargı yerinde çözümlenmelidir. Ancak, özelleştirme işleminin tamamlanmasından sonra bir süre daha çalışılmış olması ve söz konusu dönemin bir bütün olarak davaya konu edilmesi halinde, son dönem çalışması tamamen özel hukuk hükümlerine tabi olduğundan, bu durumda iş Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.11.1997 gün ve 1997/9-720 E, 1997/974 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Somut olayda davalı şirketin kamuya ait %96.6 oranındaki kamu hisseleri 29.8.2000 tarihinde satılmak suretiyle özelleştirme işlemi tamamlanmıştır. Davacı ise bu tarihten sonra da çalışmaya devam etmiş, bir başka kamu kurumuna nakli işlemi 11.1.2001 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacının açmış olduğu bu davada anılan nakil tarihine kadar işçilikte geçen süre için kıdem tazminatı isteğinde bulunulduğuna göre, davanın iş mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ne var ki, davalı şirketteki kamu hisselerinin satışına dair hisse satış sözleşmesinin 7.a) maddesinde kapsamdışı personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledileceği belirtildikten sonra 7.c) maddesinde nakil olmayıp Şirket’te kalan nakle tabi personelin yasalardan doğan haklarının korunacağı da öngörülmüştür. Bu durumda söz konusu nakil işleminin hangi tarafın isteği üzerine ger çekleştiği önem kazanmaktadır.

Belirtmek gerekir ki, nakil işleminin işçinin isteği olmaksızın işverenin tek taraflı tasarrufuyla yapılması durumunda kıdem tazminatına hak kazanılacağı açıktır. Ancak, kapsamdışı statüde çalışan işçinin kendi isteği doğrultusunda diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmesi durumunda kıdem tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır.

Somut olayda davacı işçi, “.... kadro ve ihtiyaç durumu uygun olması halinde atanacağını bilerek yukarıdaki tercihleri yapıyorum” şeklinde metnin yazılı olduğu tercih formunu imzalamış ve bu isteği doğrultusunda nakil işlemi yapılmıştır. Anılan form üzerine kıdem tazminatı hakkının saklı olduğuna dair ihtirazi kayıt konulmuş olmasının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Gerçekten davacı işçi Emekli Sandığı iştirakçisi olup, işçilikte geçen bu süre, emeklilik halinde dikkate alınabilecek bir husustur.

Yapılan bu açıklamalara göre, davacının isteği üzerine, diğer kamu kurumuna atanması işlemi gerçekleşmiş olmakla kıdem tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Mahkemece anılan isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Old 07-06-2008, 23:10   #7
hukukcu1985

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2001/9-72
Karar: 2001/121
Karar Tarihi: 14.02.2001

ÖZET : Dava, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı ile 4046 sayılı Yasanın 21. maddesinden kaynaklanan özelleştirmeye dayalı iş kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Özel Dairece, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Uyuşmazlığın işçi ile işveren arasında ilişkileri düzenleyen İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığına ilişkin kabulün hem 4046 sayılı Yasanın hem de 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası ile 1475 sayılı Yasa amacına uygun olmasına göre, İş Mahkemesinin görevli olduğuna dair direnme kararı doğrudur.

(4046 S.K. m.21) (1475 S.K. m.14)

Dava: Taraflar arasındaki "ihbar-kıdem, kötüniyet ve iş kaybı tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ergani Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 25.2.1999 gün ve 1997/171 E.1999/50 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 19.10.1999 gün ve 1999/13143-15961 sayılı ilamiyla; ( ...1- Davalı Türkiye Çimento Sanayi A.Ş. temyizi yönünden inceleme;

Davacı işçinin, davalıya ait işyerinde sakat statüsünde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı işverence kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle hizmet sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı bu dava ile kötüniyet tazminatı taleb etmişse de işverenin kötüniyetli olduğu ispatlanabilmiş değildir. 4046 sayılı Kanunun 21. maddesinde sakat statüsünde olan işçilerin işten çıkarılamayacağı kuralına yer verilmişse de buna uyulmaması halinde İş ve İşçi Bulma Kurumunca ödenmesi gereken iş kaybı tazminatının iki katı oranında uygulanacağı öngörülmüştür. İşverence salt kanunda yazılı bir hükme uyulmaması kötüniyetli olduğunu göstermez. Davacının ispat edilemeyen kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınması hatalıdır.

2- Diğer davalı İş ve İşçi Bulma Kurumu vekilinin temyizine gelince;

Davacı işçi, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesine dayanarak davalı İş ve İşçi Bulma Kurumu aleyhinde iş kaybı tazminatı isteği ile dava açmış ve mahkemece istek gibi hüküm kurulmuştur.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde "İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle ... işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi..." görevinin iş mahkemesine ait olduğu öngörülmüştür. Bu açık kural işçi ile işveren arasında doğan bir uyuşmazlığı ön koşul olarak getirmiştir. Somut olayda ise uyuşmazlık işçi ile hizmet akti ilişkisi bulunmayan ve işveren veya işveren vekili sıfatı taşımayan İş ve İşçi Bulma Kurumu arasında doğmuştur. Böyle bir uyuşmazlığın çözümlenmesi iş mahkemelerinin değil, idari yargı yerinin görev alanına girmektedir. Böyle olunca dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı ile 4046 sayılı Yasanın 21. maddesinden kaynaklanan özelleştirmeye dayalı iş kaybı tazminatı istemine ilişkindir.

Yerel mahkemenin davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararı, Özel Dairece, 4046 sayılı Yasanın 21. maddesinden kaynaklanan iş kaybı tazminatının idari yargıda görülmesi gerektiğine çoğunlukla karar verilmiş, bunun yanında kötüniyet tazminatının ispat edilemediği de vurgulanmak suretiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

1- Uyuşmazlığın işçi ile işveren arasında ilişkileri düzenleyen İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığına ilişkin kabulün hem 4046 sayılı Yasanın hem de 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası ile 1475 sayılı Yasa amacına uygun olmasına göre, İş Mahkemesinin görevli olduğuna dair direnme kararı doğrudur. Açıklanan nedenle yerel mahkemenin direnme kararı usule ve yasaya uygun bulunmuş, onanması gerekmiştir.

2- Davanın istem kalemlerinden biri de kötüniyet tazminatına ilişkindir. Yerel mahkeme kötüniyet tazminatına hükmetmiştir. Hüküm ispatlanamadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Özel Dairenin iş kaybı tazminatına ilişkin az yukarıda açıklanan görevle ilgili bozma kararı karşısında bu defa kötüniyet tazminatının ispat edilemediğini belirlemesinin kabul biçimi bakımından bir bozma olduğunun kabulü gerekir.

Şu durum karşısında, kabul biçimi bakımından yapılan bozmanın niteliği de gözönünde tutulduğunda kötüniyet tazminatının dosya içerisindeki somut delillere göre dairesince yeniden değerlendirilmesi gerekir.

O nedenle kötüniyet tazminatının esastan değerlendirilmesi için bu yönle sınırlı olarak dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

Sonuç: 1- Davalı İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile göreve ilişkin direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA,

2- Kötüniyet tazminatına ilişkin hükmün temyiz incelemesi içinde dava dosyasının 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.2.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/5936
Karar: 2005/453
Karar Tarihi: 11.01.2005

ÖZET : Davacı işçi dava dilekçesinde, davalı kurumun özelleştirilmesi sonrasında isteği dışında memuriyete atandığını belirterek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş, aynı dilekçede nakil işleminin, davacının 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca işçiye sağlanan hakkın kullanılması sonucu gerçekleştiğini açıklamıştır. Dava dilekçesindeki davacı beyanı çelişkili olup bu yöndeki belgelerin celbi uyuşmazlığın çözümü bakımından gereklidir. Davacının kendi isteği ile memuriyete geçmesi durumunda kıdem tazminatı hakkının bulunmayacağı açıktır. Ancak işçinin talebi olmaksızın işverenin tek taraflı işlemi sonucu nakil gerçekleşmişse kıdem tazminatı isteğinin şimdiki gibi kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

(4046 S. K. m. 22) (1475 S. K. m. 14)

Dava: Taraflar arasındaki kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi ve davalı ... İşletmesi A... Avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.01.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler.Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1-Mahkemece 4046 sayılı yasanın 22. maddesinden söz ederek her iki davalının da kıdem tazminatından birlikte sorumlu tutulması gerektiği yönünde karar verilmişse de, davalılardan Özelleştirme İdaresi, özelleştirme işlemlerine aracılık eden bir kurum olup işveren sıfatı bulunmamaktadır. Bu yönden adı geçen davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir.

2-Davacı işçi dava dilekçesinde davalı kurumun özelleştirilmesi sonrasında isteği dışında memuriyete atandığını belirterek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş; aynı dilekçede nakil işleminin, davacının 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca işçiye sağlanan hakkın kullanılması sonucu gerçekleştiğini açıklamıştır. Mahkemece, davacının kendi isteği ile memuriyete geçip geçmediği araştırılmamış ve bu yöndeki nakil evrakı ve dayanağı olan belgeler getirtilmemiştir. Gerçekten dava dilekçesindeki davacı beyanı çelişkili olup bu yöndeki belgelerin celbi uyuşmazlığın çözümü bakımından gereklidir. Davacının kendi isteği ile memuriyete geçmesi durumunda kıdem tazminatı hakkının bulunmayacağı açıktır. Ancak işçinin talebi olmaksızın işverenin tek taraflı işlemi sonucu nakil gerçekleşmişse kıdem tazminatı isteğinin şimdiki gibi kabulüne karar verilmelidir.

Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,davalı yararına takdir edilen 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.01.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 08-06-2008, 14:27   #8
Yönetmen

 
Varsayılan

kıdem tazminatı dışında ihbar kötüniyetli iş akdinin feshi tatil alacakları,dini ve milli bayramlarda çalışma ile ilgili tazminatlar istenir mi?yoksa sadece kıdem tazminatı mı istenmelidir?

Saygılar...
Old 08-06-2008, 21:03   #9
hukukcu1985

 
Varsayılan

Söz konusu olaya ilişkin açılmış olan benzer davalarda her tür alacak istenmiştir.Ancak mahkemelerin takıldığı husus söz konusu kanun hükmüne istinaden işyerinden ayrılan işçilerin kendi rızaları ile mi ayrıldığı hususu.Bu konuda delillerinizi sunar ve mahkeme aşamalarından sayfayı bilgilendiriseniz iyi olur.iYİ ÇALIŞMALAR
Old 08-06-2008, 21:48   #10
Yönetmen

 
Varsayılan

Mahkeme aşamasında geçildiği zaman bu konudaki tüm bilgileri gönderirim.yalnız u şekilde bir dava alan meslektaşımızın , bu dava ile ilgili dilekçe örneklerini edinebilmem mümkün mü acaba ?
Saygılar...
Old 09-06-2008, 13:47   #11
Yönetmen

 
Varsayılan

Özelleştirilen kurumda kapsam dışı personel olarak çalışan davacının başka bir kuruma atanması sonucunda önceki hizmet sözleşmesinin feshedilmiş sayılacağı iddiasına dayalı kıdem tazminatı istemine ilişkin dava hangi mahkemede görülür.yani yukarıda anlattığım olay neticesinde açılacak dava idari yargıdamı yoksa iş mahkemesinde mi görülmektedir ?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adalet isteyen adliye çalışanları için... kahin270 Konumuz : Hukukçular 8 30-12-2009 00:10
talep olmaması halinde icra inkar tazminatına hükmedilir mi? parézer Meslektaşların Soruları 7 09-02-2008 10:44
Dernek,Vakıf, Limited Şirketi, Kollektif Şirketi, ve Anonim Şirketleri Noter44 Meslektaşların Soruları 2 06-12-2006 18:45
Yargı Çalışanları Adalet İstiyor PINAR YILMAZ Hukuk Haberleri 0 05-09-2006 19:09
Yargı çalışanları Ankara yürüyüşüne başladı obaykan Hukuk Haberleri 0 05-09-2006 14:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06317210 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.