Ceza Yargılamasında HUMK uygulanması

En az 20 senelik bir Ceza Genel Kurul Kararına ihtiyacım var.

Belge altında aslında kendisine ait olmayan imzayı kendi imzası olarak kabul eden kişinin sorumluluğu hakkında HUMK hükümlerine göre uygulama yapılacağına ilişkin daha önce kullandığım bir Ceza Genel Kurul kararına acilen ihtiyacım var.

Bu karara göre bir kişi eğer imzanın kendisinin olduğunu, duruşmada veya soruşturmanın her hangi bir aşamasında kabul ederse, HUMK ve ilgili mevzuatın (TTK, MK, BK,) gereği imza incelemesi yapılmayacağı ve o imzanın, imzayı kabul eden kişiye ait olduğunun kabul edilmesi gerektiği yolunda Ceza Genel Kurulu karar vermişti.

Bu durum artık mahkemelerde yerleşik içtihat ve yerleşik uygulama olarak kabul edilmiş olmasına rağmen, bir mahkemede aksine bir karar çıkması söz konusu olduğundan ilgili karara acilen ihtiyacım bulunmakta. Hakim benden o kararı istedi.

Elinde o yönde karar olan arkadaşlardan acele bilgi talebim olmaktadır. Katkılarınız için teşekkürler.ad_client = "pub-4852933053609372"; google_ad_width = 336; google_ad_height = 280; google_ad_format = "336x280_as"; google_ad_type = "text_image"; google_ad_channel =""; //--> window.google_render_ad();

merhaba

Böyle bir karar olup olmadığını bilmiyorum. Ama çok merak ettim ben de arayacağım bulursam eğer paylaşırım ama gerçekten böyle bir karar varsa eğer Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan 'maddi gerçeğin ortaya çıkarılması' yolundaki ilkeye ne olacak

Bu konuda özellikle dikkat edilmesi gereken husus şu;

Bir kişi kendi talimatı ile veya kendi haberi olmadan ama kendi rızasına uygun olarak, başka bir kişinin kendi adına imza atmasından doğacak uyuşmazlıklarda, belge altındaki imzanın kendi elinden çıkmasından ziyade iradesinin o yönde olduğunu açıklamasının, imzayı atanın cezai sorumluluktan kurtarmak ve imzalı belgenin geçerliliğini devam ettirmesini sağlamak üzere verilmiş bir Ceza Genel Kurulu Kararı.

Eğer imzanın ilgili tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen belgenin başkası tarafından imzalanmasının sahte belge düzenleme suçunu oluşturağanı düşündüğümüzde,ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayacağını düşündüğümüzde, böyle bir uygulamanın kötüye kullanılacağını, hukukta yer alan yetkisiz temsilcinin yetkili hale getirilmesi veya vekaletsiz görme hükümlerine göre davranan kişinin eylemlerinin suç oluşturacağı, bu yolda icazet ve yetkinin sonradan verilimesinin suçu ve yapılan sözleşmenin iptalini getireceği, dolayısı ile borçlar kanunun bu yöndeki düzenlemelerinin tamamen geçerliliğini yitireceği gerçeğini de göz ardı etmemiz gerekir.

O nedenle bu ceza genel kurul kararı çok önemli idi. Bu ceza genel kurul kararının çıkmasında en önemli faktör CMUK mehaz kanunu olan Alman Ceza Muhakemesi Kanunundan gelen delillerin serbest değerlendirilme ilkesi ile HUMK mehaz kanunu olan İsviçre Neuchatel Medeni Usul Kanununun çelişmesinden ortaya çıkmakta. Alman CMUK ile Alman HUMK yasalarında hakimin delilleri serbest değerlendirme ilkesi olduğu için bu durum Almanya'da sorun yaratmazken iki ayrı hukuk sistemini kabul etmiş olan bizim ülkemiz hukuk sisteminde en basitinden yukarıda arz ettiğim konularda ciddi sorunlar yaşanmasına sebep olabilmektedir.