Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Insaat sirketi ile daire alim sozlesmesine ragmen muteaahidin sahsina dava acmak

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-05-2019, 22:43   #1
hukukçu306

 
Varsayılan Insaat sirketi ile daire alim sozlesmesine ragmen muteaahidin sahsina dava acmak

Merhabalar.muvekkil bir insaat sirketi ile henuz temeli atilmamis dairenin satisi konusunda adi yazili sozlesme duzenliyor.sozlesmeyj sirket ortagi ve temsilcisi olan sahis sirket adina imzaliyor ve muvekkilden kendi sahsi hesabina 10.000 tl yatrmasini istiyor.muvekkil de sozlesmeyi ilgi tutarak aciklama kisminda belirterek parayi havale ediyor.fakat tasinmazin yapimina aylarca baslanmadgi icin,muvekkil noter araciligi ile sozlesmeden donerek parasini iade istiyor.fakat muteaahit parayi odemiyor.dava acmak istiyoruz.sirket borca batik durumda.sahsin kendisine dava acsak husumetten reddolur mu.dekontlar elimizde mevcut.mesaj yazismalarinda da borcunu kabul ediyor.ve tuketici mahkemesinde mi acilmali
Old 31-05-2019, 22:25   #2
Av.Fatih Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

İyi Günler...
Davada dayanacağınız hukuki sebebe göre dava açacağınız mahkeme değişiklik gösterecektir.

1-)Sözleşmesel sorumluluğa dayanmanız.
2-)Sebepsiz zenginleşme,haksız fiil sorumluluğuna dayanmanız.

1-) Sözleşmeniz,şirket ile aranızda olup nispi nitelik taşıdığından sadece şirkete karşı ileri sürebileceğiniz haklar sunar.
gönderdiğiniz 10 bin TL'sını sözleşmesel sorumluluk kapsamında istemeniz durumunda ;
1-a) Sözleşmeyi taşınmaz satış vaadi veya taşınmaz satışı olarak nitelersek şekil şartlarına uyulmadığından sözleşme kesin hükümsüzdür.
1-b)Eser sözleşmesi olarak nitelersek sözleşmenin feshi ve edimin iadesi yolu izlennebilir.
veya satım sözleşmesinin gerçekleşmediğini, sözleşme öncesi sorumluluk (culpa in contrahendo) kapsamında 10.000 tl sının gönderildiğini ileri sürebilirsiniz.
Yukarıda belirtilen hallerde şahsa karşı dava açmanız durumudna pasif husumet yokluğundan davanız reddedilebilir.
istisna olarak Tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılmasına ilişkin yargıtay kararları var.

Sözleşmesel sorumlulukta görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.

2-)Şahsın sebepsiz zenginleştiğini paranın şirket hesabına değil şahsa yatırıldığını ,şahısla müvekkiliniz arasında geçerli bir sözleşme olmadığı, ayrıca şahsın hileli davranışlarla müvekkilinizen 10.000 tl alarak haksız eylemle müvekkilinizi zarara uğrattığı gerekçesiyle yarışan sebeplere dayanarak haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davası açarsanız Asliye hukuk mahkemeleri görevli olur.
Saygılarımla...

Saygılarımla...
Old 10-06-2019, 10:30   #3
hukukçu306

 
Varsayılan

öncelikle detaylı cevabınız için teşekkür ederim.tüzel kişilik perdesinin kaldırılması çok mantıklı geldi.birinci ihtimale göre tüketici mahkemesinde dava açsak, geçerli bir sözleşme olmadığı için görevsizlik verilir mi acaba.ama sonuçta da müteahhit satıcı,müvekkil de alıcı gibi hareket ettiler.
Old 10-06-2019, 21:29   #4
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, özel kanun hükmü sebebiyle Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağını düşünüyorum. Davayı bir esasa dayandırmak zorunda değilsiniz. Hakim, Türk hukukunu re’sen uygular.

Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması hususunda sözleşmeyi yapan tüzel kişi ile paranın gönderildiği hesabın farklı tüzel kişiliğe ait olması halinde her iki tüzel kişilik bakımından kabul edilen bir tüketici davamız olmuştu.

Araştırmanız halinde içtihat bulabileceğinizi ümit ediyorum.
Old 11-06-2019, 05:59   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukçu306
Merhabalar.muvekkil bir insaat sirketi ile henuz temeli atilmamis dairenin satisi konusunda adi yazili sozlesme duzenliyor.sozlesmeyj sirket ortagi ve temsilcisi olan sahis sirket adina imzaliyor ve muvekkilden kendi sahsi hesabina 10.000 tl yatrmasini istiyor.muvekkil de sozlesmeyi ilgi tutarak aciklama kisminda belirterek parayi havale ediyor.fakat tasinmazin yapimina aylarca baslanmadgi icin,muvekkil noter araciligi ile sozlesmeden donerek parasini iade istiyor.fakat muteaahit parayi odemiyor.dava acmak istiyoruz.sirket borca batik durumda.sahsin kendisine dava acsak husumetten reddolur mu.dekontlar elimizde mevcut.mesaj yazismalarinda da borcunu kabul ediyor.ve tuketici mahkemesinde mi acilmali

Resmi yazılı şekle uyulmadığından taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğu için, imza koyan kişi aldığı parayı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iade etmek zorunda kalır.
Old 11-06-2019, 07:55   #7
hukukçu306

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Resmi yazılı şekle uyulmadığından taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olduğu için, imza koyan kişi aldığı parayı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iade etmek zorunda kalır.

Sayın Dikici, çok doğru söylüyorsunuz fakat sözleşmeyi imzalayan taraf şirket.yani müteahhit,şirket adına imzaladı.ancak parayı kendisi aldı.biz şahsa dava açmak istiyoruz.şirkete karşı değil.husumet yönünden sıkıntı yaşar mıyız diye tereddütteyiz.
Old 11-06-2019, 08:22   #8
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Meslektaşım, hem tüzel kişiliği hem de gerçek kişiyi hasım gösterebileceğiniz düşünüyorum. Taraflar arasındaki ilişkiyi anlatıp 10.000-TL’yi talep etmenizin yeterli olacağını düşünüyorum.

Hakimin davayı hangi esasa dayandırdığınızı sorması halinde sebepsiz zenginleşmeyi gösterebilirsiniz. Çünkü tüzel kişilik bakımından geçerli bir sözleşme olmadığı için, gerçek kişi yönünde de gerçek bir sebepsiz zenginleşme hukuki ilişkisi söz konusu olduğu için TBK 77-82 hükümlerinin uygulanacağını düşünüyorum.
Old 11-06-2019, 08:56   #9
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukçu306
Sayın Dikici, çok doğru söylüyorsunuz fakat sözleşmeyi imzalayan taraf şirket.yani müteahhit,şirket adına imzaladı.ancak parayı kendisi aldı.biz şahsa dava açmak istiyoruz.şirkete karşı değil.husumet yönünden sıkıntı yaşar mıyız diye tereddütteyiz.

Sayın hukukçu306,
Koyulaştırdığım kısımları anlamadan cevap yazdığımı sanmanıza açıkçası çok şaşırdım. Yazdığınızı anladım meslektaşım! Sizin de benim yazdığımı anlamanızı bekliyorum. Şirket temsilcisi müvekkillinizden aldığı parayı şirkete aktardığını ispatlamadıkça para uhdesinde kabul edilir.

Buna yardımcı olması için şu alıntıyı da okumanız uygun olur kanaatindeyim:



"
Yargıtay- 3. HD., E. 2014/9369 K. 2014/9605 T. 16.06.2014

(...) BK'nın konuya ilişkin 61 (TBK.71.m.) ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.

Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.

Sebepsiz zenginleşen ister iyiniyetli ister kötüniyetli olsun, kural olarak, bu geri alma hak ve borcunun doğum anı, sebepsiz yoksullaşma ve zenginleşme olgularının gerçekleştikleri andır. O halde geri isteme hakkının kapsamı da kural olarak, anılan hak ve borcun doğdukları tarihten daha önce belirlenemez. Zira, geri alma, bu yoksullaşma ve zenginleşmenin sonucudur ve bu olgular gerçekleşmeksizin geri alma söz konusu değildir.

Şu durumda; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir.(Yargıtay 11. H.D'nin 17.11.1997 tarih ve 7469/8241; 08.10.2001 tarih ve 4464/7553; 17.06.2002 tarih ve 2756/6224; 23.07.2007 tarih ve 960/3318; Dairemizin 18.06.2012 tarih ve 2873/4261; YHGK'nın 13.11.1991 tarih ve 11-303/567; 17.12.2003 tarih ve 13-787/774; 06.02.2008 tarih ve 340/102 sayılı kararları bu yöndedir.)"
Old 11-06-2019, 12:53   #10
hukukçu306

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın hukukçu306,
Koyulaştırdığım kısımları anlamadan cevap yazdığımı sanmanıza açıkçası çok şaşırdım. Yazdığınızı anladım meslektaşım! Sizin de benim yazdığımı anlamanızı bekliyorum. Şirket temsilcisi müvekkillinizden aldığı parayı şirkete aktardığını ispatlamadıkça para uhdesinde kabul edilir.

Buna yardımcı olması için şu alıntıyı da okumanız uygun olur kanaatindeyim:



"
Yargıtay- 3. HD., E. 2014/9369 K. 2014/9605 T. 16.06.2014

(...) BK'nın konuya ilişkin 61 (TBK.71.m.) ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.

Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.

Sebepsiz zenginleşen ister iyiniyetli ister kötüniyetli olsun, kural olarak, bu geri alma hak ve borcunun doğum anı, sebepsiz yoksullaşma ve zenginleşme olgularının gerçekleştikleri andır. O halde geri isteme hakkının kapsamı da kural olarak, anılan hak ve borcun doğdukları tarihten daha önce belirlenemez. Zira, geri alma, bu yoksullaşma ve zenginleşmenin sonucudur ve bu olgular gerçekleşmeksizin geri alma söz konusu değildir.

Şu durumda; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir.(Yargıtay 11. H.D'nin 17.11.1997 tarih ve 7469/8241; 08.10.2001 tarih ve 4464/7553; 17.06.2002 tarih ve 2756/6224; 23.07.2007 tarih ve 960/3318; Dairemizin 18.06.2012 tarih ve 2873/4261; YHGK'nın 13.11.1991 tarih ve 11-303/567; 17.12.2003 tarih ve 13-787/774; 06.02.2008 tarih ve 340/102 sayılı kararları bu yöndedir.)"

teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
KAnunun öngördüğü süreden önce dava açmak dava şartımıdır? tangela Meslektaşların Soruları 0 27-11-2013 10:29
şahıs sirketi vekaletname Av.DM Meslektaşların Soruları 3 13-10-2011 22:42
Kısmi Dava/Görevsizlik/İdari Yargıda Yeniden Dava Açmak Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 10 07-03-2011 20:29
Garip bir limited Sirketi!!! umutlaw Meslektaşların Soruları 2 25-03-2010 23:53
Batik Sirketi Devralma SEZIN Meslektaşların Soruları 0 18-12-2003 13:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05138707 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.