THS İtiraf.com

Alıntı: Yazan av.metinseker Avukat cübbesini aldığım ilk gün "Duruşmacılık" oynamıştım itiraf ediyorum Oyun şöyle oynanıyor iki sandalyeyi masanın karşısana birbirlerine bakacak şekilde koyuyorsunuz ve önce davacı sonra davalı vekili olarak masaya (yani Hakime ) karşı savunma yapıyorsunuz

Sevgili Avukat Metin Seker,

Sizinde belirttiğiniz gibi "duruşmacılık" da yaşarken oynadığımız oyunlardan bir tanesi.

Bazen evcilik oynarız,bazen öğrencilik.Bazen kızgın rolündeyizdir bazen sevecen.Bazen savaşçılık oynarız bazen kahramancılık.Neticede hayatımız oyun.Ve bir gün yönetmen seslenir.Perde!Perde kapanır.Acaba ondan sonra salonda alkış olur mu?olmaz mı?Oynayıp göreceğiz mecburen.Ama alkışın olup olmadığını hiç birimiz duymayacağız,görmeyeceğiz.Gerçi perde kapandıktan sonra,alkış olmuş yada olmamış farketmez.

Selam ve sevgiyle kal

Alıntı: Yazan duyurucu1 Sizinde belirttiğiniz gibi "duruşmacılık" da yaşarken oynadığımız oyunlardan bir tanesi. Bazen evcilik oynarız,bazen öğrencilik.Bazen kızgın rolündeyizdir bazen sevecen.Bazen savaşçılık oynarız bazen kahramancılık.Neticede hayatımız oyun.Ve bir gün yönetmen seslenir.Perde!Perde kapanır.Acaba ondan sonra salonda alkış olur mu?

Salondaki oyunun kahramanları siz ya da ben değiliz yalnız

O yüzden ne evcilik, ne öğrencilik, ne savaş, ne galibiyet, ne de mağlubiyet. Yalnızca; "İyi temsil".

Saygılarımla...

İtiraf ediyorum; insan her yıl bir yıl daha yaşlandığını hissediyor

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL İtiraf ediyorum; insan her yıl bir yıl daha yaşlandığını hissediyor

Bazen buna bile gerek kalmadığını i.e

Sayın Duyurucu-1; yanlış çıkarımda bulunmuşsunuz,biz sizinle aynı fikirdeyiz,ancak Yaren Hanımın ve benim karşıma çıkan tipler aynı fikirde değiller,meslekte cinsiyet bakışını ve ayrımını onlar yapıyor ve biz buna itiraz ediyoruz,ama siz itirazımıza yanlış anlam yüklemişsiniz.
Daha dikkatli değerlendirirseniz,aynı fikirde olduğumuzu anlayabilirsiniz.

Vefasız insanların beni çok yıprattığını ve üzdüğünü itiraf ediyorum

Dünyanın hemen her yerinde kadın ve erkeklerin ayrı, farklı,eşit olmayan şekilde yaşadıklarını biliyorum.Eşit olmadıkları gibi , bunun mümkün olmadığını da biliyorum.Kadın olmama rağmen, denlik ve denge istediğimi ,eşitlik istemediğimi (zaten eşit değiliz ve olamayız) aslında , geçmişin ve geleceğin gerçekten her iki cins içinde ayrı özellik arzetmesine yürekten inandığımı itiraf ediyorum.

Alıntı: Yazan Nur Deniz Dünyanın hemen her yerinde kadın ve erkeklerin ayrı, farklı,eşit olmayan şekilde yaşadıklarını biliyorum.Eşit olmadıkları gibi , bunun mümkün olmadığını da biliyorum.Kadın olmama rağmen, denlik ve denge istediğimi ,eşitlik istemediğimi (zaten eşit değiliz ve olamayız) aslında , geçmişin ve geleceğin gerçekten her iki cins içinde ayrı özellik arzetmesine yürekten inandığımı itiraf ediyorum.

Nur hanım; Size ait bu itirafı tam 6 kez okuduğumu, "Acaba Habibe hanım ve çalışma arkadaşları da okumuş mudur?" diye içimden geçirdiğimi i.e.

Not : Habibe hanım kim? diye sormazsınız inşallah.

Sevgili Atasagun;
Konu madem eşitliğe döndü ise, bu konuda sık sık düşünen biri olarak ,yazmadan geçemeyeceğim.Sadece kendi kişisel düşüncemi belirttiğimi beyan ederek , başlamak istiyorum.
1-Habibe Hanımı burdan tanıyor ve varlığı için teşekkür ediyorum.
2-Eşitlik istemiyorum.
3-Eşitliğin olabileceğine ,olursa mantıklı olacağına ,herkese yararı olacağına,zararı olmayacağına da inancım yok (çünkü daha önce hiç eşit olmadığımız için teyidi de imkansız).
4-Canı gönülden bunu düşünenlerin de aslında eğitimli , maddi durumu iyi , meslek sahibi, entellektüel ,vicdanlı kadınların olduğunu gördüğümü,
5-Bu kavramın en basit anlamını bile anlamayacak (ne yazık ki) kadınların olduğunu,
6-Bazen kadınların hak aramak yerine,haklarını bilmeden ve aramadan da mutlu olduğunu,
7- Malesef anca başlarına kötü bir şey geldiğinde (acaba bu yaşadıklarımı ben hak ediyor muyum?? gibi) düşündüklerini,
8-Hak ve eşitlik ararken her iki tarafında mağdur olduğunu,
9-Bir İNSANIN istedikten ve çalıştıktan sonra başaramayacağı hiç bir şey olmadığını,

10-Bazen insanların mağdurum demekten öteye hiç bir şey yapmadan yardım istediğine şahit olduğumu,
11-Her iki cins olmadan da hayatın anlamsız olduğunu,
12-Yardım etmenin acımak değil öğretmek olduğunu,
13-Mağdurelerinde eğitimsiz kadınların elinde yetiştiğini,
14Çeşitliliği;huy,karakter,tarz,tavır,düşünce,inan ç,renk,gelenek,bilgi,görgü,yaşam tarzı,düşünce gibi her açıdan çok sevdiğimi,
15-Bilmeyen değil ,öğretmeyenin kusurlu olduğunu
16-Karakterler ve insani düşünceler oluşurken ailenin yarı değil de %80 etkili olduğunu düşündüğümü
17-Mağdurum demeden önce , hayatta her an her şeyin olabileceğini insanlar bilmeliler diye düşündüğümü,
18-Büyük çoğunlukla ilişkilerde hatalarda tek mağdur değil,zalim olsalar bile bir yönden onların da mağdur olduklarını bildiğimi ve gördüğümü
19-Yardım etmek isterken , bazen sonuçların daha da kötü olduğunu gördüğümü

20-2 Sandalye ve masa ile duruşma yapan arkadaşa çok güldüğümü,
21-Burda olmam mecburiyetten, devam etmek ise keyiften demekte olduğumu,
22-Acemiyim ama düşüncelerimi anlattığım zaman çok mutlu olacağıma inandığımı,
23-2 teşekkür almama çocuklardan daha çok sevindiğimi, tekrar tekrar okuduğumu,
24-Kocaman dünyanın sadece benim için bir sahne olabileceğini düşünecek kadar kendimi sevdiğimi söylemekten utandığımı ,
25-Çoğunlukla yinede kadınları koruyanların erkekler olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamadığımı,
27-Hukuk oku diyenlere sinir olduğumu,ama çok sevdiğimi de söylediğim için çelişkide olduğumu ,
28-Çok yazdım galiba ,umarım yayınlanır ve de beni atmazlar diye düşündüğümü
29-Yazacak çok şeyimin olduğunu itiraf ediyorum.

"Acil" (ve hatta "ACİİİLLLL") başlıklı mesajlardan nefret ettiğimi, içimden bu mesajlardaki soruya yanıt vermek gelmediğini itiraf ediyorum.

Eski yıllarda 40 yaşını geçmiş insanlardan bahsederken "koskoca insan"diyordum.Şimdi çıtayı yükseltmek zorunda kaldım.Bir baktım,nüfus kaydım bunu gerektiriyor.

İtiraf ediyorum,
Bu yükü artık daha fazla sırtımda taşıyamayacagım , geceleri kabuslar görüyor kan ter içinde uyanıyorum, o an aklıma her geldiginde ben bu utancla nasıl yaşayacagım diyorum.
Av. Cengiz Aladagın Avukatlıgı bırakıyorum başlıklı yazısını okurken vay bee adama bak ammada üçkagıtçıymış milleti avukatım diye kandırmış dedim içimden evet cengiz bey itiraf ediyorum oh bee

bazı üyeler acaba bugün ne yazmışlar diye merak edip, arama kutucuğuna isimlerini yazıp, profil bilgilerinden"...... isimli üyenin tüm mesajları arayın" sekmesinden yazdıklarını araştırdığımı ve bunu neden yaptığımı anlayamadığımı itiraf etmek istiyorum.

Alıntı: Yazan caner87 bazı üyeler acaba bugün ne yazmışlar diye merak edip

Ne mutlu o üyelere... Onlar da "acaba yazdıklarımızı okuyan var mı?" diye merak ediyordur.

Ben de yazdıklarımın okunma sayısına baktığımı ve sayı ne kadar yüksekse o kadar mutlu olduğumu itiraf ediyorum.

Saygılarımla

Armagan bey bende özellikle sizin neler yazdığınızı merak ettiğim için bütün yazdıklarınızı okuduğumu itiraf ediyorum
THS yi daha yakından tanımak için yazılarınızı takip ediyorum.

Bu şanslı üyelerden birinin de Armağan Konyalı olduğunu itiraf ediyorum. Hatta Barolar Birliği avukat arama kutucuğuna dahi yazdığımı anımsıyorum. Yanılmıyorsam isim kayıtlı değildi gibi birşeyler anımsadığımı ve gittikçe daha da meraklandığımı itiraf ediyorum.
Üyelerden bir kaçı daha var ki , onları da şimdilik söylemeye cesaret edemediğimi de itiraflarıma ekliyorum.

Alıntı: Yazan Av.Ergün Vardar Eski yıllarda 40 yaşını geçmiş insanlardan bahsederken "koskoca insan"diyordum.Şimdi çıtayı yükseltmek zorunda kaldım.Bir baktım,nüfus kaydım bunu gerektiriyor.

Yaşamımın en umutlu dönemi olan 17 yaş döneminde otuzlu yaşlardaki insanları düşününce "yazık en güzel çağını nasıl da geride bırakmış" dediğimi otuzlu yaşlara gelince de ben ,ellili yaşlardaki insanları düşünüp "onyedi yaşına ne kadar da uzak" diye kendimi teselli etmeye çalıştığımı itiraf edeyim.
Yaşımı ve artık büyüyünce ne olmak istediğim yolundaki sorunun benim için geçersizliğini unutup halen "büyüyünce gazeteci olacağım" diyebiliyorum bazen.

Hatta geçenlerde yeğenime bir sır verircesine " ben büyüyünce ne olacağım biliyor musun" diye sordum.Cevap aynen şu:daha ne kadar büyümeyi bekliyorsun ki.Olsan olsan deli bir yazar olursun,kitapların da sen öldükten sonra (kör ölür badem gözlü olur misali) değere biner.

"İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar" demiş şair.Yaşın önemi yok diyelim,her yaşta çıtayı yükseltmenin bir somut gerekçesi vardır.

Sitede bazı üyelerin ne yazdığını takip edenlerden olduğum için bir dönem kendime kızdığımı,
işin gücün yok insanların hafiyeliğini yapıyorsun diye kendimi fırçaladığımı ,
takip ettiklerim arasında sayın Konyalı'nın sayın Suat Ergin'in ,Sayın Cengiz Aladağ'ın sayın Ömer Kavili'nin ve sevgili Jeanne Darc'ın baş sıralarda yeraldığını,
hatta çoğu vakit siteye girer girmez Jenne D'arc yazmaya başlamış mı diye öncelikle ona baktığımı,
hafiyeliğini yaptığım üyelerden yönetici sıfatını taşıyanların, bu takip olayını bilmelerinin mümkün olup olmadığını çoğu vakit tedirginlikle düşündüğümü
ve çoğu vakit siteye girerken "benim yazdıklarımla neden o kadar ilgileniyorsun"şeklindeki bir mesajı alacağım korkusunu yaşadığımı ,
ama bu son itiraflardan sonra bu takip olayında yalnız olmadığımı anladığımı ve bu nedenle rahatladığımı i.e.

Alıntı: Yazan yaren Sitede bazı üyelerin ne yazdığını takip edenlerden olduğum için bir dönem kendime kızdığımı, işin gücün yok insanların hafiyeliğini yapıyorsun diye kendimi fırçaladığımı , takip ettiklerim arasında sayın Konyalı'nın sayın Suat Ergin'in ,Sayın Cengiz Aladağ'ın sayın Ömer Kavili'nin ve sevgili Jeanne Darc'ın baş sıralarda yeraldığını, hatta çoğu vakit siteye girer girmez Jenne D'arc yazmaya başlamış mı diye öncelikle ona baktığımı, hafiyeliğini yaptığım üyelerden yönetici sıfatını taşıyanların, bu takip olayını bilmelerinin mümkün olup olmadığını çoğu vakit tedirginlikle düşündüğümü ve çoğu vakit siteye girerken "benim yazdıklarımla neden o kadar ilgileniyorsun"şeklindeki bir mesajı alacağım korkusunu yaşadığımı , ama bu son itiraflardan sonra bu takip olayında yalnız olmadığımı anladığımı ve bu nedenle rahatladığımı i.e.

Üyelerin yazdıklarımı takip etmesi bana gurur verir. Kimin beni takip ettiğini bilmenin bir yolu varsa, öğrenmek isterim.

Ama aynı hastalığın bende de olduğunu, kimi üyelerin yazdıklarını mutlaka okuduğumu, bunların içinde sizin de olduğunuzu itiraf ediyorum.

Ben de,siteye giren üyelerin nereleri ve kimleri takip ettiğini büyük bir dikkat ve titizlikle takip edenlerin varlığını bildiğim için,nereleri ve kimleri takip ettiğimi anlamalarına yardımcı olmak için gerekli yardımı yaptığımı itiraf ediyorum. Hatta,yalnız siteye değil,insanların internetten girdikleri diğer adresleri bile takip edenlerin varlığından emin olabilecek kadar yansımalar alabiliyoruz. Bu kadar ilgili ve bilgili ,paylaşımcı bir siteye dahil olmak çok güzel.

Benim çok çok sevdiğim bir söz var,bunu kendime ve başkalarına sık sık hatırlatırım :

" Dünyanın en aptal insanı karşısındakini aptal sanandır"
diye. Siz birilerini takip ettiğinizde,takip edildiğinizi de bilirsiniz,herkes o kadar akıllıdır da,herkes karşısındakinin kendisi kadar akıllı olduğunu bazen unutmaktadır.

Can Doğanel"in çok değerli bir insan ve hukukçu olduğunu,tarafımca takip edilenler arasında ilk sıralarda yeraldığını,ciddiyeti,beyefendiliği ve hiçkimseye hiçbir zaman sataşmaması,kişiliğinin mükemmelliğini yansıtan birkaç özellikle birlikte,mesleğini meslek kurallarına bağlılık ve dürüstlük içinde ifa etmekle ilgili ilkelerine bağlılığı da dikkatimi çektiği için ve onun yaşına yakın 30-40 civarında yeğenim olduğu için hep onlardan biri gibi görerek,bu olumlu özelliklerinin sanki bir yakınıma aitmiş gibi bana mutluluk ve gurur vermesinden ötürü,( sık sık insanca duygularla hediye alma ve etme alışkanlığım da olduğu için),bu nedenlerle Can Doğanel"e de doğum gününde bir hediye almak içimden geldi,hatta adresini baro adres levhasından aldım da,yakında gecikmiş bir sürpriz yaparak doğum günü hediyesini gönderebilirim,ama umarım o da takip edildiğini düşünmez,itiraf edeyim de,yanlış anlamasın. Çünkü onun hakkındaki bu güzel ve insani,mesleki düşüncelerimden bu kadar açıkça haberi olmamıştı.

Yazdığı okunanlar arasında adımın geçmesi bana gurur verdi. Şımarmaktan korktuğumu itiraf ediyorum.

o zaman şunu da itiraf edeyim. site yöneticileri ya da korktuğum kişiler- yani bunlar takip ettiklerim oluyor- onları takip ettiğimi anlamasınlar diye üye girişimi yapmadan -yani nasıl denir çevrimdışı iken- hafiyelik yaptığımı da itiraf edeyim de daha rahat uyuyum.. oh be dünya varmış ama aslında bir kaç konu daha var onları zamana bırakacağım..

ve içimizde biri var eğer o şiirler ona ait ise... itiraf edemiyorum... başka zamana...

ve bir itiraf daha :
yazılarını okuduğum üyelerin, özellikle aşina olduklarımın yazılarından ses tonlarını çıkarıyorum.
anlaşılmadı sanırım.
şimdi şöyle,
yazılanları okurken kişilerin ses tonlarını hayal ederek okuyorum. Elbette her üye için mümkün değil ama en az on adet mesajını okuduğum üyelerin ses tonları ve hatta giyim kuşamları hakkında bile bir şekil var kafamda. Çok mu gerekli?
tabiki hayır..

Caner 87 den daha iyi durumdayım,ben yazılarını, mesajlarını beğenerek takip ettiğim kişilere bunu özel mesajla özellikle bildiriyorum. Tüm mesajlarını beğenerek okuduğumu,mutlaka okuduğumu açıkça söylüyorum. Hafiyelik yapmaya ne gerek var Caner 87,burada herkes istediği mesajları okur,okumaz,bu kadar röntgen alanı yaratmaya,kimin nereyi okuduğunu,okumadığını teknik takibe almaya ne gerek var. Bazı şiirler aranızdaki birine aitse,bu bilmece gibi olmuş,öyle ise ceza mı vereceksiniz,hafiyelik yapmak ta gerekecek galiba.

Av.Hatun Olguner, tabiki işin içine biraz espri katmak istedim. Yoksa yaptığımız ayıp, utanılacak ya da illa ki açıklanması gereken bir durum değil elbette.
Hele hele "hafiyelik" ya da karşımızdakinden daha "akıllı" olma ile ilgisi zaten yok.
Netice itibari ile bu forum sitelerinin hemen hemen hepsinde olabilen bir durum. Yoksa kimsenin ne özel hayatını didiklemekle uğraşacak vaktimiz var, ne de bundan gizli bir zevk duyduğumuz var.Avukat kişilerin bazı konularda nasıl düşündüğüne ve bunu nasıl ifade ettiğine dair meraktan başka farklı bir merakımız ve ilgimiz elbette yok ve olmaz da zaten.En azından benim için bu şekilde olduğunu itiraf ediyorum

Meslektaşlarımızın sorduğu birçok sorunun cevabını bildiğim halde, cevap yazarsam eleştirileceğimi düşündüğüm için, cevap vermekten vazgeçtiğimi itiraf ediyorum

Alıntı: Yazan Av. Hatun Olguner Can Doğanel"in çok değerli bir insan ve hukukçu olduğunu,tarafımca takip edilenler arasında ilk sıralarda yeraldığını,ciddiyeti,beyefendiliği ve hiçkimseye hiçbir zaman sataşmaması,kişiliğinin mükemmelliğini yansıtan birkaç özellikle birlikte,mesleğini meslek kurallarına bağlılık ve dürüstlük içinde ifa etmekle ilgili ilkelerine bağlılığı da dikkatimi çektiği için ve onun yaşına yakın 30-40 civarında yeğenim olduğu için hep onlardan biri gibi görerek,bu olumlu özelliklerinin sanki bir yakınıma aitmiş gibi bana mutluluk ve gurur vermesinden ötürü,( sık sık insanca duygularla hediye alma ve etme alışkanlığım da olduğu için),bu nedenlerle Can Doğanel"e de doğum gününde bir hediye almak içimden geldi,hatta adresini baro adres levhasından aldım da,yakında gecikmiş bir sürpriz yaparak doğum günü hediyesini gönderebilirim,ama umarım o da takip edildiğini düşünmez,itiraf edeyim de,yanlış anlamasın. Çünkü onun hakkındaki bu güzel ve insani,mesleki düşüncelerimden bu kadar açıkça haberi olmamıştı.

Böyle durumlarda doğru tepkiyi vermekte zorlandığımı ve abartıldığımı düşündüğümü itiraf ediyorum. Yine de teşekkür ediyorum. Ayrıca gözler önünde olmasa da birkaç kişiyle takışmışlığım vardır.

Abartıldığını düşünmen bir tevazudur inşallah. Çünkü doğru örneklere ve insanlara duyulan ihtiyaç karşısında,görüntünün yarattığı bu izlenimin umudu ile ben gerçek olduğuna inanmak istiyorum. Bir miktar eksiğin varsa da,ikmal edersin,önemli olan doğru yolda olmak. Sevgiler.
Bir de,böyle iyi ve güzel sözler duyunca şımarmaman çok ağırbaşlı bir hareket,ben de şımarıklığı sevmem. Bir ara,takipçi,kinayeli ve rahatsız edici teşekkür notları ile teşekkür eden bir meslektaşımıza,rahatsızlığımı dile getirmek için " beni mahcup ediyorsunuz,şımaracağım" diye kibarca yazmıştım,ne yazık ki,bu ifadem anlaşılmadı. Gerçekten şımarıklık hoş bir davranış değil.

Senin hediyeni bir ara,evime misafir gelen Gönen"li bir teyze ile göndermeyi düşündüm,ama Almanya"ya dönecekmiş,biraz da uzakmışsınız. Öyle olunca hala beklemede,bir ara gönderirim.