Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk ve Felsefe Hukukun felsefi yönüne dair sohbetler. Hak, Hakkaniyet, Adalet, Eşitlik kavramlarına hukuk felsefesi gözüyle bakış

olan ve olması gereken açısından hukuk

Yanıt
Old 11-12-2006, 14:44   #1
Av.Denizhan Erbek

 
Varsayılan olan ve olması gereken açısından hukuk

Sadece Türkiye açısından değil Tüm dünya ülkelerinin hukukları açısından can alıcı bir nokta olan ve tüm ülkelerde olagelen hukuku,oluşumu bakımından irdelersek hukuk sosyoloji açısından olan veya olması gereken hukuk' un neresindeyiz acaba?
Old 24-12-2006, 15:23   #2
Av.Yasar SALDIRAY

 
Kitap Hukuk Olmasi Gerekendir ?

Eger hukuku hukuk sosyolojısı anlamında degerlındırırsek,bence hukuk olan ıle degıl olması gerekenle ugrasmalıdır.hukukun toplumsal bır olgu oldugu, yanı toplumun ıhtıyacları dogrultusunda toplumun ıhtıyaclarını karsılamak amacını tasıdıgı acıktır.

Fakat,toplumun yarattıgı her kural da dogru degıldır,çünkü Toplumun kendıne özgü örf ve adetleri vardır ve zamanla sanki bunlar o toplum tarafından hukukmus gıbı algılanır.Bu olandır ancak olması gereken bu degıldır.



HUKUK OLAN DEGIL OLMASI GEREKENDIR...
Old 26-12-2006, 19:02   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Yaşar Saldıray

'' Olması gereken '' kavramının sözcük anlamı dışında felsefi bir anlamı var mı ?

Eğer yoksa, merak ettiğim 'olması gereken'in ne olduğuna kim karar verecek ? Her görüşe göre farklı bir 'olması gereken' vardır.

Örneğin, kadınların evlenince kocalarının soyadını almaları OLAN'dır. Bence, evlenmeden önceki diplomalarında, tapuda, telefon kayıtlarında yazılı olan kendi soyadını değiştirmek zorunda kalmaması da OLMASI GEREKEN'dir. Bir başkasına göre, kadın her iki soyadını da kullanmalıdır. ( evlenmekle ortaya çıkan 'soyadı enflasyonu' boşanarak tekrar evlenen bir kadın için daha da vahimdir.) Bu düğümü kim çözecek ?

Felsefe sadece sorar; yanıt vermez.. Düğüm çözmek için kimseye yetki verir mi acaba ?

Saygılarımla
Old 26-12-2006, 19:54   #4
dark

 
Varsayılan

Sanırım bu fiilli başlık altından da ‘’olması gereken ‘’ – Akıl yoluyla ‘’hukukun amacı’’ sorusunda yoğunlaşıyor. Kanun koyucunun izleyeceği yol ve dönemsellikle değişen bir düzen.. yukarı da Sayın Konyalı ‘nın olan ve olması gereken konulu örneklemlerinde de görüldüğü gibi ...toplum bütününü kapsayan bir düzen, belirli bir sistematik arayışla olması gereken kavramına ulaşılana kadar olanı görüyoruz. Tarihsel bir akış hukuk ..anın değer yargılarıyla olan ..bence hukuk şu an olandır .. örneğin ;eski tck olan ; yeni tck olması gerekendi ..şu an yeni tck ‘nın da sosyal olaylarla şekilleneceğini varsayarsak her türlü yorum olması gereken olacaktır..(soruya kısaca şöyle yanıt vereyim;olan hukukun üzerinde , olması gereken hukuku düşünme aşamasındayız ‘’tekerrür halindeyiz yani’’ )
Old 27-12-2006, 16:14   #5
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan Olmasi Gereken Hukuk ?

Sayın Armagan Konyalı ;

Hukuk toplumun Bellı ıhtıyaçları dogrultusunda toplum ıcerısınde huzuru saglamak amacıyla olusturulmuş kurallar bütünüdür,buna karar verecek olan gene toplumun kendısidir,Cünkü kurallara toplum ihtiyac duyar...Çünkü Hukuk Toplum için vardır.

Ancak bazen toplum kendi iç dinamiginden Hukuka uygun olmayan örf ve adetleri de ( Töre v.s ) hukukmuş gibi algılar ve bunların da topluma göre müeyyidesi vardır... Kendısi ceza vermeye kalkar,bu olandır... olması gereken ise ; Elbette Devletin organları tarafından ANAYASA'ya ve diger YAZILI KANUNLARA uygun olandır...Yani Örnekteki toplum için uygun olan olması gereken degildir...Kanunumuzda ihkakı hak yasaktır.

Örnegın ;toplumda kapkac ,hırsızlık,v.s suçlar arttıgı zaman toplumsal barısın ve huzurun saglanması amacıyla Yenı kanunlar gerekir,Ve bu kanunlar elbette yasa koyucu tarafından çıkarılır.ancak yasa koyucunun da Toplumun ihtiyacını da nazara alması zorunludur...

Sızin verdiginiz örnek aslında olan ile olması gerekeni
oldukça iyi açıklamakta,Kadının evlendigi zaman eşini soyadını alması olandır ancak; dilerse aynı soyadını kullanabilmesi olması gerekendir,Çünkü Toplum buna ihtiyaç duymaktadır...

saygılarımla...


Başlamaktır önemli olan.Tüm başlangıçlar beyinde başlar,Şöyle geriye çekilip olan biteni kavramak gerekir önce karar verdin mi Enerji ile dolarsın,içindeki solgun çiçege su verilmiş olur.Harekete geçmek için

ÜŞENME - ERTELEME-VAZGEÇME

BİZLER HUKUKÇUYUZ
Old 28-12-2006, 22:42   #6
nefertiti

 
Varsayılan

gerçekten çok güzel ve yerinde bir konu...suçlar,ülkenin ekonomik sosyal durumu,kültürü,coğrafi ve stratejikkonumu,etnik yapısına göre şekillenir.işte yasalarında şekillenen bu ihtiyaç ve suç çeşitlerine göre yapılandırılması gerekir.Yoksulluğun,işsizliğin hakim olduğu ülkelerde hırsızlık, yağma suçları,gelişmiş ülkelerde blişim,çevre ,i le ilgili suçlar yaygındır.Ülkeler tüm bu kriterlerine göre yasaları hazırlamalıdırlar.örneğin Avrupa ülkelerinde önleyici yasalar çok etkin olduğundan şedit cezayı gerektiren suçlar işlenmemekte..İşte hukukta en büyük hata,kriterleri farklı ülkelerin yasalarını model alması.40 numara ayağa 35 numara ayakkabı..kanaatime göre idamın kaldırılmasıda bu hatalardan birisi.Uyum yasaları ile suç oranında son yıl %60 artış..Nacizane düşüncem,bu ayakkabıyı çıkarmak..Sonuç,Ülke gerçeklerine uygun hukuk olmalı..
Old 31-12-2006, 23:02   #7
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Her olan için alternatif olan bir olabilecek olan vardır.Yani keşkelerimiz birer olması gerekendir.Keşke şu anda şu kural olsaydı demek her zaman var olacaktır.Ki insan fiziki kanunlar karşısında bile keşke şu olsaydı demiyor mu? En iyiyi arayış daima olacaktır ki o asla şu an içinde olduğumuz değil onun yerine keşke şimdi o olsaydı dediğimizdir.
Old 31-12-2006, 23:19   #8
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Hukuk kitaplarını okuduğumuzda, "Olması gereken" kavramanın karşılığının değil bizzat kendisinin tam bir özdeşlik içinde kullanılmadığını görmekteyiz.Yukarıda bazı arkadaşların açıklamalırını okuduğumuzda DEVLETİN ŞU ANKİ VAR OLAN HUKUKUNU BİR OLMASI GEREKEN kavramı içinde değerlendiren hocalarımız vardır. Oysa var olan hukuk apaçık bir şekilde OLAN HUKUKTUR demek zorundayız ve OLAN kavramına tahvil(dönüşüm) edilir beyinde. Diğer yandan Bir hukukçu akademisyen dünyada hiç bir hukuku anlatmaya çalışmadan tüm insanlık için geçerli olduğuna inandığı BİR ALTERNATİF HUKUK ÖNGÖRÜSÜ (OLMASI GEREKEN HUKUK) içinde bulunur ve bu ise beyinde OLMASI GEREKEN kavramına tahvil olur. Neticede OLAN, apaçık ortada var olan iken OLMASI GEREKEN ise HAYALLERİMİZdir demek sanırım beyindeki asıl söylenmek istenene umarım TAHVİL olabilir. Sevgilerimle. İDEALİZM:Var olanın dışında düşünmek sanatıdır.
Old 31-12-2006, 23:40   #9
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Diğer yandan OLMASI GEREKEN HUKUK açısından şu tesbitin de yapılmasında yarar vardır. DOĞAL HUKUKÇULAR, akılda doğuştan olarak en mükemmel hukukun kendiliğinden var olduğuna inanırlar.Şimdi bu halde iken en mükemmel olan ta baştan var ve bilinir olarak kabul edilmektedir. Yani en mükemmel olan beyinde hiç bir olay sonucu elde edilmiş olan değildir o kendiliğinden beyinde vardır. Buradan baktığımızda OLMASI GEREKENİN ne olduğunu daha kolay anlamak kolaylaşacaktır. OLMASI GEREKENOĞUŞTAN KENDİLİĞİNDEN BEYNİMİZDE GETİRDİĞİMİZ KURAL. İşte bu kural en mükemmel olarak kabul edilendir ve Şu an var olanın OLAMASI GEREKENE UYMAMASI derken ne denilmek istendiği sanırım daha iyi anlaşılır. TABİ, EN MÜKEMMELİN BEYNİMİZDE DOĞUŞTAN GELMEDİĞİNİ DÜŞÜNEN AMPİRİK(A POSTERİORİ BİLGİ) görüşlü bilim adamlarını saymaz isek....Şimdilik kısaca şunu söylemek de yarar vardır ki OLMASI GEREKEN HUKUK ANLAYIŞININ İÇERİĞİNE, ARİSTOCU MANTIĞIN DOĞAL HUKUK İÇERİĞİ HAKİMİYET KURMUŞ GİBİDİR, en azından bizim akademik kitaplarımızda. Oysa görülmektedir ki BİLİMLER VE İLİMLER DENEME YANILMA YÖNTEMLERİYLE İLERLEME GÖSTERMEKTEDİR. Yani BAZI HUKUKİ KAVRAMLARIMIZIN İÇERİĞİNİ HENÜZ HANGİ AKIMLARLA DOLDURDUĞUMUZ TAM OLARAK BELİRGİN DEĞİLDİR ve belki de ARİSTOTELES" e bu denli bağlılık yerine BİLİMSEL(AMPİRİK) BİLGİYİ de artık EN GENEL KAVRAMLARIMIZ içine yerleştirmemizin gelmiş de geçiyor olduğunu görmemiz gereklidir. Hukuk kitaplarımızda bazı EN GENEL kavramların açıklanmasındaki zorluk da sanırım henüz AMPİRİZMİN kültürümüze tam yerleşmemiş olmasından ileri gelebilir.
Old 11-01-2007, 01:32   #10
cesur_yürek

 
Varsayılan

hukuk olması gerekeni dile getirir.Pozitif hukuk ise yürürlükteki olan hukuktur.Her yürürlükteki hukuk olması gerekeni dile getirmiyor ne yazık ki.
Old 11-01-2007, 23:42   #11
calikusu_kamuran

 
Varsayılan Soru?

Olması gerekeni, biliyor muyuz?
Old 13-01-2007, 00:17   #12
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

ALINTI: Av. Armağan Konyalı: Felsefe sadece sorar; yanıt vermez.. Düğüm çözmek için kimseye yetki verir mi acaba ?

Mesele bu öncelikle beyin soru ile başlar veya bir sorun vardır onu çözmek zorundasınızdır. Beyin düşünür zaten düşünmek için vardır ki var olan durumda bir kusur bir aksaklık görmüş olduğu anda soruyu sorar ve cevabını araştırır. Bulur bulduğu anda ise artık cevap, olandır. Fakat yeni bir olması gerekenin var olması için BİR KUSUR-BİR AKSAKLIK DOĞMAK ZORUNDADIR ki böyle bir sorun yoksa OLMASI GEREKEN ARANMAZ zaten.

Şimdi diyelim ki bir sorun gördünüz subjektif olarak ve cevabını da buldunuz subjektif olarak. İşte burada öncelikle sizin beyniniz FELAHA kavuşmuştur. Önce bunun en güzel sonucunu elde etmiş olursunuz ki BEYİN bir ÇIKMAZDAN kurtulmuştur. BU ÇÖZÜMÜNÜZÜ OBJEKTİVİTEYE KABUL ETTİRMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ. Beyan edersiniz GÜZEL BİR ÇÖZÜM OLARAK GENELCE benimsenirse onların da beyni rahatlar. ZATEN DÜŞÜNMENİN GÜZELLİĞİ BURDA.

SAYGILARIMLA
Old 13-01-2007, 00:20   #13
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

Burayı sevdim inanın. İnsanın beyni epey açıklığa kavuşuyor ya.
Bu imkanları sunanlara teşekkürler.

Saygı ve sevgilerimle
Old 23-02-2007, 12:57   #14
suskun_juliette

 
Varsayılan

pozitif hukuk olması gereken hukuka yakın olan kanunlar bütünüdür.bu sebeple kanunlar değişir durağan değildir.pozitif hukuk,aslında olması gereken hukuka erebilme gayretinden doğmuştur.
Old 24-02-2007, 11:34   #15
Av.Bektaş Salim Topbaş

 
Varsayılan olması gerekenin göreceliği

'adelet öyle bir idedir ki sürekli peşinde gidilmelidir' gibi bir söz hukuk felsefesi eserlerinde mevcuttur.Bu sözün anlattığı adelete erişmek, böylece adaleti yaşamak değil aynen olması gereken kavramında olduğu gibi sürekli varolanın eksiklerini tamamlamak ve devinim halinde olmaktır.olması gereken olduğunda artık eskimiştir ve kusurları vardır yeni olması gereken aranmalıdır.eğer kusurları yoksa olması gereken olan olmuştur ve kavram ömrünü tamamlamıştır.soyut bir olması gereken kavramı yaratarak bu çerçevede tüm insanlığı olması gerekene yöneltmek fikrimce lüzumsuz bir yüktür.eğer olması gereken sürekli ve sonsuza kadar uğraşılacak bir fakat elde edilemeyecek bir kavramsa fazla üstünde durmamak gerekir.bu kavram ayrıca her yeninin eskisinden daha çok olması gerekene yakın olduğunu da varsayıyor.Fakat tarihte geri dönüşler yaşanabiliyor.
İnsanın, doğuştan bir olması gereken fikriyle doğduğu ve beyninde getirdiği bu kuralın mükemmel olduğu düşüncesi ise her insanın doğuştan mükemmel hukukçu olduğu kabulünü gerektirir.Buna paralel bir düşünce islam düşüncesinde her doğanın aslında müslüman olarak doğduğu fikridir.
yaşamda büyük oranda geçerliliği olan gerekircilik (determinizm) fikriyatı konuyu daha iyi açıklıyor kanaatindeyim.Yani şu an mevcut olan bir hukuk varsa (pozitif hukuk) bu büyük ölçüde böyle olması gerektiği içindir.Varolan hukukun işler olabildiği coğrafyada bulunan türlü sosyal siyasi güç dengeleri,kadın-erkek, çocuk-yetişkin,insan-doğa, işçi-işveren, yerli-yabancı gibi türlü çelişkiler ve bunlar arasındaki güç dengesi ve dünya konjenktürü verili hukuku belirlemektedir.Olması gerekenin ne olduğu belirtilen çelişki içindeki unsurlardan her biri için farklı olacaktır.Bu nedenle ortak bir olması gerekenin belirlenmesi meselenin hukuk boyutuyla çözülecek bir durum değildir.Bu noktada devreye siyaset ve idoloji girmektedir.Konumuz dışı olduğu için siyasete değinmeyeceğim.Ancak hukukun ve kökenini oluşturan haklar kavramının tarihsel olduğunu yani 'insanın insan olmasından kaynaklanan' gibi anlamsız cümlelerle ifade edilemeyeceğini tarihsel süreç içinde hakların edinildiğini belirtmeliyim.
Old 24-02-2007, 14:57   #16
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın dark
Sayın çitlenbik
Sayın Av. Bektaş Salim Topbaş

Hukukun gelişim içinde biçimlendiği düşüncenize katılıyoruz. Ancak soru şu ki, olanı beğenmeyip, olması gerekene kim karar veriyor?

Bu ''karar veren'' bence kesinlikle toplum değil: Toplum geleneklerine bağlıdır. Ve ''kuralları yenilemek'' diye bir gelenek yoktur.

İdam cezasının kaldırılması konusunda bir referandum yapılsaydı, kesinlikle kalkmayacaktı. Ama kaldırıldı. Bu ileri adım topluma rağmen atılabildi.

Sorguda zorunlu müdafi kuralı oylansaydı, ''hırsızlara bedava avukat mı tutacağız'' şeklinde düşünenler ezici biçimde çoğunlukta olurdu.

Birileri 'olması gerekeni' biliyor ve bize öğretiyor. Bu birileri kim? Gelişmiş ülkelerin kuralları kopya ediliyor derseniz, gelişmiş ülkelerde de 'birileri' olmalı ki gelişsinler. Gelişmişleri bile geliştiren bu birileri kim?

Keşke ben olsaydım.

Saygılarımla
Old 24-02-2007, 16:13   #17
dark

 
Varsayılan

Toplumdaki belli sosyal yapılar;örf-adet,sosyal ilişkiler v.b olgular temel faktör demiştik..şöyle düşünecek olursak ''olanı beğenmeyip olması gerekene kim karar veriyor? '' işte burada normalde toplumun felsefi görüşü ve dünya görüşüyle doğru orantılı olsa bile çoğunluk olarak sanırım düşünürlerin hukuk felsefeleri etkiliyor..evrensel bir hukuk anlayışı hakim kılınmak isteniyor ancak iç hukumuzun uygulanırlığı diğer ülkelerden alınan kaynaklara ne kadar uyum sağlıyor uygulamada görüyoruz..hukuk (kanunlar) boş kalıplarda ya da başka bir ifadeyle sadece yazıda mı kalıyor..bizim hukuksal alandaki reformlarımız kendi felsefi görüşlerimizle mi oluyor..bence hayır ..sosyo-ekonomik ilişkilerimiz genelde yön vermeli değil mi? zaten öğretilen ve mantığı dayatılan da bu hukukun gerçekleştirmek istediği adil ortam ahlaken de iyidir diyoruz ancak halk oylaması örneğinizde olduğu gibi bir çok reform yapılabiliyor..benim çıkarabileceğim yorum malesef iç hukuktan ziyade evrensel hukukun ön planda olması ve bebeğe doğardoğmaz konuş denmesi gibi bir durum söz konusu oluyor. Beki de olması gereken marksist okul, dayanışmacı okul öğretilerinin öz arayıslarının karması ekonomi ve toplum ahlakının iç hukuku düznlemesiyle ortaya çıkmasıdır..sokratı, platonu , aristoyu,xenephonu v.b düşünürleri tekrar tekrar okuyup çağa göre yorumlayarak ve o şartlara uyarlayarak oluşturuyoruzdur belki de
Old 28-02-2007, 13:23   #18
Av.Gülay

 
Varsayılan

Olması gereken hukuk kurallarını, belli bir kişiye yada belli bir topluma bakarak tesbit edemeyiz. Hukukda olması gerekene,insan doğasına uygun olan hukuk kuralları ile ulaşılabilir.İnsan doğasına uygun olan hukuk toplum tarafından kabul görür. insanların gelenek ve görenekleri, davranış biçimi her ne kadar toplumdan topluma değişiyor olsada insan her yerde insandır.Güneşin batışını izlerken hissettiği duygu her insan için aynıdır. toplumsal yapı insanın doğasında var olan öz duygu ve düşünceler de çok fazla değişim göstermez.
Old 28-02-2007, 19:26   #19
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Hukukda olması gerekene,insan doğasına uygun olan hukuk kuralları ile ulaşılabilir
Bu kez 'insan doğasının ne olduğu' sorunu ortaya çıkıyor.

Bana sorarsanız insan doğası şiddetten, intikamdan henüz kurtulamadı. İnsanlar kişisel çıkarları için diğer insanları öldürüyor. Hukuka insan doğasına göre biçim verilirse, uzun dişli yeşil suratlı bir canavar ortaya çıkar. Bu canavar 'linç' 'linç' diye çığlıklar atar. Gözünü hırs bürümüştür. Elinde terazi olmaz; sadece kılıç vardır.

İnsanlık henüz çok geri; hukuktan bile geri.

Saygılarımla
Old 04-03-2007, 00:26   #20
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

BİR ÇOCUK İÇİN OLAN, ONUN ÇOCUK OLMASIDIR DİYELİM. OLMASI GEREKEN(OLACAK OLAN) İSE YETİŞKİN OLMASIDIR DİYELİM. 50 KG LIK YÜKÜ YUKARI BİR YERE KOYMASI GEREKMESİ GİBİ BİR SORUNU OLSUN ÇOCUĞUMUZUN, PEKİ BUNU YAPMAYA ŞU ANKİ YETİLERİ(ŞU ANKİ HUKUKU) YETMİYORSA, OLMASI GEREKEN OLARAK YETİŞKİNLİĞİ ARAMANIN NERESİ HATADIR, Syn.Konyalı.

Olması gereken daima olacaktır, çünkü insanın ihtiyaç duyduğu şeyler hep var olacaktır. Ki Sorun var ise Cevap şarttır.

SAYGILARIMLA
Old 04-03-2007, 00:39   #21
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Her olan için alternatif olan bir olabilecek olan vardır.

Herkesin alternatif "olabilecek olanı" çeşitlilik göstereceğinden, olan, pozitif hukuk var.


Alıntı:
Yani keşkelerimiz birer olması gerekendir

Bu alıntı için de yukarıdaki cümlem geçerli. Herkes kendi olması gerekenini ideal olan sanır. Her keşke olması gereken olsaydı ve herkes buna inansaydı başlıbaşına adaletsizlik olurdu. Bugün de olan hukuk , ortak daha iyiyi bulmak adına eleştirilmekle yetinilmeyerek, eğer çiğnenebiliyorsa, insanların düşüncelerine , genelin hukuku için konan pozitif hukuku es geçme iradelerinde , keşkelerin olmasına gereken olduğuna inanç tamlığı yatar. (Hukuku çiğnemek pahasına)

Alıntı:
BİR ÇOCUK İÇİN OLAN, ONUN ÇOCUK OLMASIDIR DİYELİM. OLMASI GEREKEN(OLACAK OLAN) İSE YETİŞKİN OLMASIDIR DİYELİM.


Bir çocuk için olması gereken yetişkin olmak değildir. Bir çocuk için olması gereken, öncelikle ve sadece olandır, ne olduğudur, örneğinize dönersek, çocukluğudur. Hazır olmadığımız ve bilmediğimiz bir bilgiyi vaktinden evvel öğrenmek veya öğretmeye çalışmak, bu bilgiye ihtiyacı olmayana hiç bir şey katmaz. Katmayacağı gibi, kavram kargaşaları yaratarak olana da zarar verir.

Olanı olması gereken diye düşündüğümüze göre şekilendirebilmek için, çcouğun biraz büyümesini beklemek gerekir.

Tıpkı sayın Konyalı'nın bir başka forumda, insanlar önce "öldürmemeyi öğrenmeli" dediği örnekteki gibi.

Saygılarımla.
Old 04-03-2007, 00:39   #22
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
YETİŞKİNLİĞİ ARAMANIN NERESİ HATADIR
Sayın çalıkuşu_kamuran
Ben YETİŞKİNLİKTEN yanayım. Yakınmamın konusu zaten insanlığın hala yetişkinliğe ulaşamaması.

Bu nedenle hukuk kuralları şimdiki insan doğasına uygun olmak yerine, insan doğasına aykırı olmalı diye düşünüyorum.

Özetle, ''olması gereken'' kurallar ''insan doğasına uygun kurallar'' değildir.

Saygılarımla
Old 04-03-2007, 01:07   #23
calikusu_kamuran

 
Acil

HUKUK, determinizmle işler. Ortada bir sorun olmadıkça cevap aranmaz, bu nedenle, Syn. Av. Şehper Ferda Demirel, olayda iyi dikkat edilirse bir problem vardır ve o da; çocuğun 50 kg yükü yukarı kaldırmak zorunluğudur ki bu yükü un değirmeni içine aktarıp karnını doyurması gerekiyor diyelim, eğer bu elli kg yükü kaldıracak YETKİ verilmez ise ona ELBET BİR CANIN VARLIĞI korunamaz olacaktır ki her YETKİ BİR VARLIĞI korumak için verilir. Olması gereken, ortada var olan bir soruna cevap olabilendir, şimdi cevap olabilen yok ise ortada aranır ve bulunursa eğer artık olan olarak vardır. Ve artık insanlığın hiç bir sorunu doğmayacaksa da olması da gereken hiç bir zaman aranmaz, yani HUKUKU SOMUT GERÇEKLERİ İLE TANIMLAYALIM İSTİYORUM. HUKUK SOMUT GERÇEKLERİN TA KENDİSİ OLARAK DOĞAR, YANİ VAR OLANI GENELLEŞTİRİRİZ/KURALLAŞTIRIRIZ. Görmediğim, tecrübe etmediğim bir şeyi bir kural/soyut/genel tanımlayıcı olarak beynimde taşıyamam. Sonuç olarak; tanımım gayet güzel bir şekilde tam yerindedir ki başka bir somut tanım var ise onu da öğrenmek isterim.

determinant: sebep(var edici)-sonuç(var edilen) kompozisyonu içinde düşünmek icap eder ki OLMASI GEREKEN SONUÇ İSE BU OLMASI GEREKENİ VAR EDEN SEBEP ORTADAKİ SOMUT PROBLEMDİR. Eğer somut problem olması gerekenin somutlaşması ile yani somutluk içine katılması ile artık BİR OLAN OLARAK başa geçmektedir yani OLANIN SEBEBİ YETKİ, PROBLEMİN ÇÖZÜMÜ İSE SONUÇTUR. Olarak yer değiştirirler. Buraya dikkat edilmesini tavsiye ederim.

daha açık olarak;
somut problem+ olması gereken(ihtiyaç duyulan)

sonra olması gereken olan olunca, şöyle bir hal alınır;
olan yetki(ihtiyaçtı ama artık var) + somut problemin çözümü.

Kısaca determinantın(sebep-sonuç ilişkisinin) nasıl işlediğini neyin ne zaman hangi tarafta yer aldığını görmek gerekir. olması gereken henüz somutun içinde değilken sonuç olarak var olur, yani varılmak istenen, oysa olan durumuna geçtikten sonra artık bir somut durumun var edicisi olarak ortada bulunur.

Bu konuda yani DETERMİNANT TARZLI BİR KOMPOZİSYONUN GEREKLİLİĞİ İÇİN; VE ÖYLE VARLIK YARATMAK İÇİN bir film tavsiye ederim: Richard Gere, İlk Korku. Hep her şeye bir neden gereklidir ki. SOMUT OLAYLARI VAR EDEBİLMEMİZİN NEDENİ(YAPICISI) OLARAK HUKUKTA VAR OLMALARI GÖSTERİLİR. Biz bunu istersek düşüncede var olması olarak telakki edebiliriz. Bir somut olayın var olmasının gerekçesini düşüncede-niyette var olaması olarak görmek zorundayızdır ki BİR SOMUT SUÇ İRADEDE-İSTEKTE-NİYETTE yer almadıkça yani bir neden(yapıcı) olarak beyinde yer almadıkça TAKSİRLİ SUÇLAR HARİÇ ceza verilemez, umarım anlatabiliyorum.

DETERMİNASYONLU KOMPOZİSYONLAR YARATMAK DİLEĞİMLE

saygı ve sevgilerimle
Old 04-03-2007, 01:09   #24
dark

 
Varsayılan

Alıntı:
BİR ÇOCUK İÇİN OLAN, ONUN ÇOCUK OLMASIDIR DİYELİM. OLMASI GEREKEN(OLACAK OLAN) İSE YETİŞKİN OLMASIDIR DİYELİM. 50 KG LIK YÜKÜ YUKARI BİR YERE KOYMASI GEREKMESİ GİBİ BİR SORUNU OLSUN ÇOCUĞUMUZUN, PEKİ BUNU YAPMAYA ŞU ANKİ YETİLERİ(ŞU ANKİ HUKUKU) YETMİYORSA, OLMASI GEREKEN OLARAK YETİŞKİNLİĞİ ARAMANIN NERESİ HATADIR, Syn.Konyalı.


Demişsiniz.. Armağan Bey'e hitaben bir soru ancak ben de fikrimi sunmak istedim;verilen örnekle şöyle bir bağlantı kurabilirim ..yetişkinlik zaman ister yetişkinliği ararken o yükün(50Kg) altında kalabilir..yetişkinliği aramak yanlış olmasa da erişmeden yükü kaldırmaya çalışmak zarar getirebilir..sürekli değişen yasaların altından çıkamaz ..
Old 04-03-2007, 01:26   #25
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın çalıkuşu,

"Umarım anlatabiliyorum" demişsiniz. Anlatabildiğinize eminim, ancak ben anlayamıyorum.

Çok uzun ve soyut yazıyorsunuz. Belki bu nedenle. Bir forumda söylenmişti, kadınların soyut düşünme yetenekleri yoktur diye Ya da bu nedenle.

Söylemlerinizi daha öz ve kısa yazarak, düşüncelerinizin yanına bizim elimizle dokunup, gözümüzle de görebildiğimiz yaşamsal örnekler verirseniz, soyut çıkarımlarınızda haklı olup olmadığınızı anlamak daha kolay olacak. En azından benim açımdan.

Hukuk determinizmle işler, ortada bir sorun yoksa cevap aranmaz demişsiniz. Sorun varsa yanıt aranması yalnız hukuk için değil, yaşamın her yönü için geçerlidir. Sorunla karşılaştıkça çözüm ararız. Sorunla yüzleşmedikçe problemin varlığından bile bihaber yaşayıp gideriz. Dişimiz ağrımadıkça beliren minik çürüğü farketmeyiz. Görmekte sorun yaşamadıkça miyop olduğumuzu anlamayız. Yağmur pencereden sızmadıkça pencerenin su almaya başladığını farketmez, çaresiyle ilgilenmeyiz. Bu doğal örneklerin ise hukukla ilintisi yoktur. Çünkü hukuk doğal olanı düzenlemez. Çünkü hukukta olması gereken, doğaya uygun olan değildir, hele insan doğasına uygun olan hiç değildir.

Yine olması gereken, hukuk sözkonusuysa sürekli değişir. Olması gerekenin öncelikle ne olduğu ve dahası artık gerekli olduğu bilgisine ulaşılmış ama alt yapısı hala hazır değilse, olanı olması gerekene ulaştırma sürecinde de olanı uygulamak yine daha iyi, bu anlamda olması gerekendir. Çok basit bir örnek, uyapa geçmek daha iyidir, olması gerekendir. Olanın eleştirisiyle bu bilgiye artık hazırızdır, ama alt yapımız hazır değilse, olanı olması gerekenin altyapısı da sağlam kılınana dek uygulamak, olması gerekendir, daha iyi olandır. Ta ki bilgiye tümüyle hazır olana dek.


Saygılarımla.
Old 04-03-2007, 01:33   #26
calikusu_kamuran

 
Varsayılan

daha açık bir deyimle; Amaç olarak var olanlar olması gerekenlerdir, Eğer bu amaç var edilmiş ise yani somut olarak ortaya koyulmuş ise artık OLANDIR. Çocukta 15 kg mı kaldıracak bir yetki var iken, o çocuk 50 kg mı kaldıracak yetkiyi amaç edinmektedir. 50 kg lik yetkisi henüz yok ama bir amaç/ideal/yapısal/şekli olarak beyninde var iken işte bu beynindeki BİR OLMASI GEREKENDİR, fakat 15 kg lik yetkisi ise şu an halihazır olan(aktif-somut) yetkisi olarak BİR OLAN YETKİDİR. Fakat çocuğumuz 50 kg lik yetkiyi somut olarak kazandığı anda artık bir amaç/olması gereken olmaktan çıkan bir durum vardır ortada. İşlenecek bir suç için içerdeki niyet BİR OLMASI GEREKENDİR, icra edilince bir OLANDIR. İşte burada determinantın yeri şöyledir: niyet(sebep)+icra(sonuç). Fakat ortadaki bir sorun örneğin 50 kglık yükü kaldırmak gerekliği gibi bir somut sorun var ise işte bu somut sorun ise artık beynimizdeki BANA 50 KG LIK YETKİ GEREK tasavvurunun SEBEBİDİR. Yani yapan ile yapılan yer değiştirir.

Gerçekliği gördüğümüzde, ortadaki somut durum beynimizdeki tasavvurun yapıcısı olabilirken, tersi durumda ise beynimizdeki tasavvur bir icranın sebebini teşkil eder. KAST+İCRA olabilirken İCRA+KAST(beyin tasavvuru) var olabilmektedir ki önde gelen daima sebeptir ve HUKUK NEDENSİZ SONUÇLARA YER VERMEZ.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Old 04-03-2007, 02:16   #27
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın çalıkuşu_kamuran

Sizin yazılarınızın ağırlığı altında bir çocuk gibi eziliyorum. Yazdıklarınıza yanıt vermeye kendimi mezun ve yetkili hissetmiyorum. Saygılarımla
Old 04-03-2007, 02:30   #28
calikusu_kamuran

 
Acil

Syn Av. Şehper Ferda Demirel, ya Siz beni anlamışsınız ama. Yani yazdıklarınız yani bana cevaben yazdıklarınız, beni anladığınızı gösteriyor.

Siz de çok açıklıkla şunu belirtiyorsunuz;

Olması gereken, ihtiyaç duyulandır. Bu kadar basit yani. Elbet olması gereken herkese göre değişir ama bu subjektif olması gerekendir, fakat objektif olması gereken yani ULUSAL BAZDA OLMASI GEREKENİ İNSANLAR BİR ARAYA GELEREK, bizim ihtiyaç duyduğumuz şudur diyebilirler pekala. Ve bu ihtiyaç duyulanı var edince artık bu ULUSAL BİR VAR OLANDIR. Yani ulusal(objektif-genel) olması gereken(ihtiyaç duyulan) olabileceği gibi bu objektif olması gereken bir bireyin ihtiyaç duyduğu olmayabilir tabi ki. Ve böylece subjektif ve objektif olması gerekenler çelişebilir bu ayrı bir konu ve bunu kaldırmak İÇİN HUKUK, BK daki SÖZLEŞMELER KANUNLAR DAİRESİNDE HER KONUDA SÖZLEŞME YAPILABİLİR DEMİŞTİR Kİ bu subjektif olması gerekenin(ihtiyaç duyulanın) da hukuk içinde var olduğunu gösterir. Örneğin, BİR İŞ, HENÜZ SÖZLEŞME HALİNDE İKEN İCRANIN OLMASI GEREKENİDİR, fakat beyinde bile oluşmamış bir şey henüz beyinde var olmadığı için ve eğer birileri çocuğum sen bu konulardan anlamazsın deyince ne demek istiyor, senin henüz beyninde BU KONUDA BİR OLAN YOK, henüz bu varlık beyninde olmadığı için BİR OLMASI GEREKENDİR. Eğer beynin BU TÜMEL KOMPOZİSYONU BİR BİLGİ/KÜLTÜR olarak edindiği anda o beynindeki bir olması gereken olmaktan çıkıp BEYNİNDE VAR OLAN OLUR. Şimdi durum böyle iken bizim karıştırdığımız sanırım OLMASI GEREKEN KAVRAMINI SADECE BEYİNDE VAR OLAN OLARAK MI DÜŞÜNMEKTEYİZ? ...... Fırça resmi beynime gereklidir demek, henüz fırça resminin beynimde var olmadığını ve bir olması gereken olarak istediğimi gösterir. Fırça resmi henüz şu önümdeki tabloda yok demek ise elbette tablo için bir olması gereken olarak telakki edilebilir. Yani bir yer düşünün ne olursa olsun; ORDA BİR ŞEY HENÜZ YOK AMA İHTİYAÇ OLARAK GEREKLİ GÖRÜLÜYOR İSE İŞTE O, O YER İÇİN BİR OLMASI GEREKENDİR Kİ BU YER NERESİ OLURSA OLSUN. Yani bir yerde henüz var olmayan fakat var olması istenen/arzulanan şey bir olması gerekendir. Bilerek ve isteyerek yapmak demek, ne demek? Elbette ki bir olması gereken olarak önce telakki ettim sonra ise var ettim ve olması gereken olmaktan çıktı demektir. Ama biz hukuki okumalarımızda, olması gereken kavramını HENÜZ HUKUK İÇİNDE YAZILI OLMAYAN OLARAK ALGILARIZ. Fakat Orda yani hukuki yazılım içinde olmasını istiyoruz demektir. Yani kısaca OLMASI GEREKEN; BİR YERDE VARLIĞI İSTENEN ANLAMINDADIR, Bu yer neresi olursa olsun. Henüz aklımda var olmayan bir şey yani bilgi yok iken ben beynimde olmasını istiyorum dersem BU VARLIK BEYNİM İÇİN HENÜZ NEDİR? Elbetteki bu bilgi beynimde var olmadığı için bir olması gerekendir. Diğer yandan Evimde, var olmayan bir BUZDOLABI henüz evim için BİR OLMASI GEREKENDİR. İcra edilmemiş ama etmek istediğim bir suç ise şu somut alem için BİR OLMASI GEREKENDİR. Daha açığı nedir ki bu tanımlamanın bilmiyorum. BİR YERDE OLMAYAN AMA OLMASI İSTENEN, O YER İÇİN OLMASI GEREKENDİR, BU YER NERESİ OLURSA OLSUN. YANİ O YERİN İHTİYACI OLARAK TELAKKİ EDİLEN ŞEY O YER İÇİN BİR OLMASI GEREKENDİR. ORTADA İHTİYAÇ DUYMAMA YANİ BİR POROBLEM GÖRMEME İSE O VARLIĞI O YER İÇİN OLMASI GEREKEN OLARAK TELAKKİ ETMEMEKTİR.

KISACA; OLMAYIP DA İSTENEN ŞEY, OLMASI GEREKENDİR. Fakat bu isteğiniz her yer için olabilir, fakat belirttiğiniz yer için olması gerekendir. HUKUÇ İÇİN OLMASI GEREKENDİR, EVİM İÇİN OLMASI GEREKENDİR, KÜÇÜK BİR ÇOCUĞUN BEYNİ İÇİN OLMASI GEREKENDİR....VS. VS. FAKAT O, ORTADA BİR PROBLEMİ ÇÖZMEK İÇİN VAR OLMASI GEREKENDİR, İHTİYAÇ DUYULANDIR, İSTENENDİR.

FAKAT TEKRAR BELİRTEYİM Kİ...SEBEP VE SONUÇ olarak gördüğümüz şeyler yer değiştirebilir. Bir suçun icrası için onu akletmek(kast) SEBEPTİR. Fakat bu akletmeyi oluşturan olarak bir SOMUT durum da vardır ve bu sefer AKLETMENİN(KASTIN) sebebi olarak bir somut durum var olur. Yani ZAMANDA SONRA GELEN, DAİMA SONUÇTUR VE ÖNCE GELEN İSE DAİMA SEBEPTİR. Sırayla, aklettim, yaptım ve sonra bir yaptığımdan yeni bir şey aklettim. Ve sonra aklettiğimden dolayı yaptım. Ve sonra bir yaptığımdan yeni bir şey aklettim. Bunlar böyle gider. Ama şunu söyleyim pozitif hukukta bu süreç böyle devam etmez. Yani örneğin pozitif hukuk HUKUKİ KASTEN ADAM ÖLDÜRME YETKİSİ+ KASTEN ADAM ÖLDÜRME İCRASI diye yapı öngörmez. Ama hayatta vardır bu MADDİ KASTEN ADAM ÖLDÜRME İMKANI+ ADAM ÖLDÜRMENİN İCRASI. AMA hukuk bu süreçte önceye bakmaz. O şöyle bakar yani KESİK KESİK HER OLAYI DEĞERLENDİRİR. KASTEN ADAM ÖLDÜRME İCRASI+CEZA KARARI. Yani hukukta KASTEN ADAM ÖLDÜRME YETKİSİ diye bir şey yoktur ve göremezsiniz de. Çünkü onun için bu yetki yokluktur. Hukukun kurduğu bir dünyada olsaydık şu anda KASTEN ADAM ÖLDÜRME İMKANI DİYE BİR ŞEY GÖREMEZDİK. Hukuk için adeta KASTEN ADAM ÖLDÜRME İCRASI, BİR TESADÜFEN VE ANSIZIN ORTAYA ÇIKAN GİBİDİR. Yani hukuktA KASTEN ADAM ÖLDÜRME YETKİSİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR.

YANİ;
KASTEN ADAM ÖLDÜRME YETKİSİ+ K.A.Ö.İCRASI diye bir yapı yok öyle değil mi? Öyleyse bu kompozisyon-determinant HUKUK DIŞI BİR DETERMİNANTTIR.

AMA şu determinant/kompozisyon vardır.
KASTEN ADAM ÖLDÜRME İCRASI+ CEZA

Demek ki bizim ayrı ayrı KOMPOZİSYONLARA/DETERMİNANTLARA bakmamız icap eder. Eğer bir kompozisyon/determinant hukukta var ise bu HUKUKİ DER ÇIKARIZ. Yani hukuk bir düşünce olarak telakki edilirse BEN HUKUKUN DÜŞÜNCESİNDE VAR OLANI ALIP SOMUT HAYATA AKTARMAKTAN BAŞKA BİR İŞ YAPMIYORUM. Yani bir yerdekini(alem) alıp, başka bir aleme koymaktayım. Buzdolabını mutfaktan alıp salona geçirmek bir şey bu sadece... Yani var olmayanı asla kullanamazsın. Ve hukuktaki varlık ADETA SOMUTUN TA KENDİSİDİR VE FAKAT ASLA TÜKENMEYEN BİR SOMUTTUR. Var olduğu sürece isteyen herkese verilen kompozisyonlardır onlar.

Biraz uzadı ama özür dilerim, bir düşünce sirkülasyonu idi.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE
Old 04-03-2007, 02:49   #29
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yani örneğin pozitif hukuk HUKUKİ KASTEN ADAM ÖLDÜRME YETKİSİ+ KASTEN ADAM ÖLDÜRME İCRASI diye yapı öngörmez. Ama hayatta vardır bu MADDİ KASTEN ADAM ÖLDÜRME İMKANI+ ADAM ÖLDÜRMENİN İCRASI. AMA hukuk bu süreçte önceye bakmaz. O şöyle bakar yani KESİK KESİK HER OLAYI DEĞERLENDİRİR. KASTEN ADAM ÖLDÜRME İCRASI+CEZA KARARI. Yani hukukta KASTEN ADAM ÖLDÜRME YETKİSİ diye bir şey yoktur ve göremezsiniz de

Sayın çalıkuşu,

Yanıtlarınız için teşekkürler.

Şimdi yukarıda alıntı yaptığım yazınız üzerine size bir soru soracağım. Ama bir de ricam olacak. Lütfen en fazla bir ya da iki cümle halinde yanıtlayınız. Kısa, basit ve öz. Bir cümlelik soruya, bir cümlelik bir yanıt. Şimdiden teşekkür ederim.

Sorum şu:


*Hukukun insanı yetkili kılmadığı, yetkilendirmediği, dolayısıyla icrasına mezun görmediği bir eylemi, yetkili imişçesine gerçekleştirmek, yasak mıdır, yasak değil midir?

Saygılarımla...
Old 04-03-2007, 03:02   #30
calikusu_kamuran

 
Acil

Syn. Av. Armağan Konyalı, Abi size Abi diyebilir miyim ya? Valla benim en samimi sözümdür bu. Ama sanırım insanların saygısal anlamaları farklı gibi. Ama şunu söyleyim staj dönemimde bile Üstadlarıma Abi sözü çok çıktı ağzımdan. Elimde değil en çok sevdiğim ve Bey kelimesinden çok daha yüce bir anlam kattığım bir sözdür.

Değerli Üstadım(Ustam-hocam), yaptığım sadece şu DİL İLE DÜŞÜNCE GERÇEKLİĞİNİ yerine oturtmaya çalışmak, sadece bu inanın. Dildeki bir söz, gerçeklikte veya onun kendi dışındaki bir şekli olan KAVRAMDA, hangisine denk düşmektedir, bunu arıyorum ki her meslektaşın ve hatta her Türkçe" nin(Türk vatandaşının) yapması gereken bir iştir.

Ama burda şunu da telakki etmeliyim ki, Syn SNOW, yeni bir Değer(üstad) olarak aramıza katılmıştır. Zaten(şahsen) tanımıyorum fakat yazımlarındaki üslüp çok derli toplu(kurallı) olarak geliyor bana. İnşallah çoğu zaman Yazımlarını okuyacağım, ve umarım bizlere ve önemli olarak bu ANLAŞILMAZLIK durumunda olan BANA yardımcı olabilir. Belki ben bir yerde hata yapıyorumdur, en azından hata yaptığım yeri bilmek istiyorum, bir vesile olmadan bir katkı olmadan inanın BU ANLAŞILMAZLIĞI aşamayacağım gibi. Bir felsefi yan da görmüş olduğumdan Syn.SNOW" dan bu konuda tabi İMDAT çağrıma icap ederlerse, yardım dileğimdir. Sonuçta hepimiz birbirimiz için var değil miyiz? Ki burada bir bütün olarak KAMUYU teşkil etmiyor muyuz? Yani ben kendimi TÜRK HUKUK SİTESİ KAMU üyesi olarak düşünebilir miyim?

SEVGİ VE SAYGILARIMLA DEĞERLİ ÜSTADIM.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yabancıların Yatırması Gereken Teminat Miktarı onuralp Meslektaşların Soruları 1 12-02-2007 15:20
Lehe olan yasada suçun düzenlenmemiş olması halinde... aslı çağdaş Meslektaşların Soruları 3 19-12-2006 16:56
Uzun Ve Kısa Okunmasi Gereken Ünlüler... avien Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 0 26-11-2006 01:33
Hukuk Ve Tıp Etiği Açısından Ötanazi duygu Hukuk Soruları Arşivi 4 01-03-2002 23:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08087611 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.