Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Yargıtay Kararları

Yanıt
Old 28-07-2016, 12:37   #31
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Ömer Uğur Gençcan
28 dk. ·
Çocukları arasında "AYRIM" yapmak BOŞANMA sebebidir !!
(Y2HD, 21.01.2013 günlü KARARIMIZ)
Ömer Uğur GENÇCAN
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı
Old 12-08-2016, 16:37   #32
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/16407
K. 2016/7878
T. 19.4.2016
• TAMAMEN KUSURLU EŞİN BOŞANMA DAVASI AÇMASI ( Boşanmayı İsteyebilmek İçin Kusursuz veya Daha Az Kusurlu Olmaya Gerek Olmayıp Davalının Az da Olsa Kusurunun Varlığı ve Bunun Belirlenmesinin Zorunlu Olduğu - Az Kusurlu Eşin Boşanmaya Karşı Çıkmasının Tek Başına Boşanmaya Kararı Verilebilmesi İçin Yeterli Olmadığı Az Kusurlu Eşin Boşanmaya Karşı Çıkmasının Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olması Gereği )
• AZ KUSURLU EŞİN BOŞANMAYA KARŞI ÇIKMASI ( Boşanmaya Sebep Olaylarda Tamamen Kusurlu Eşin Boşanma Talep Edebileceğini Kabul Etmek Kişinin Kendi Kusuruna Dayanamayacağı İlkesine Aykırılık Oluşturacağı - Boşanma Davası Açılabilmesi İçin Davalı Eşin Az da Olsa Kusurlu Olması ve Bunun Kanıtlanması Gerektiği )
4721/m. 166
ÖZET : Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, erkeğin davasının kabulü, yararına hükmolunan tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı-karşı davalı erkeğin, eşinin annesine "al kızını evden git, yoksa öldürürüm" demek suretiyle kadını evden kovduğu ve tehdit ettiği, davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ise ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır ( TMK m. 166/2 ).
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacı-karşı davalının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı-karşı davacıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda, açıklanan sebeplerle davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen kadının davasına yönelik temyiz itirazları ile tarafların sair itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatıranlara iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 25-08-2016, 10:57   #33
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ÖLMESİNİN SONUCU
1- Evlilik birliği ölüm anında ÖLÜM SEBEBiYLE sonlanmış olur.
2- Mal rejiminden kaynaklanan dava hakları ölüm anından KENDİLİĞİNDEN doğar.
3- Ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya DEVAM ETMESİ ve diğer eşin KUSURUNUN ispatlanması hâlinde eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
4- Diğer eşin "BOŞANMA KARARI ALINMASINA YETER DERECEDE KUSURU" (TMK 166/2 bile yeter!) yasal mirasçısı olamaması ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybetmesi için yeterlidir.
Ömer Uğur GENÇCAN
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı
Old 08-09-2016, 09:39   #34
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

ANLAŞMALI BOŞANMA KARARINI UZUN SÜRE TEBLİĞE ÇIKARMAMA HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2009/4466
KARAR NO. 2009/7493
KARAR TARİHİ. 20.4.2009
>ANLAŞMALI BOŞANMA--BOŞANMA KARARINDAN SONRA BİRLİKTELİĞİN SÜRDÜRÜLMESİ--KARAR TEBLİĞİNİN UZUN SÜRE SONRA GERÇEKLEŞTİRİLMESİ
4721/m. 2
ÖZET : Boşanma kararından uzunca bir süre bekledikten sonra kararın tebliğ ettirilmesi iyi niyetli bir davranışolarak kabul edilemez. Zira taraflar boşanma kararından sonra iki yıl birlikteliği sürdürmüşlerdir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Mahalli Mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tarafların anlaşarak boşanma taleplerine ve bu yönde hüküm almalarına rağmen, hüküm tebliğ ettirilmeyip, iki yıldan fazla birlikteliğin sürdürülmesi, açıklanan iradelerinin samimi olmadığını gösterir. 2 yıl 6 ay sonra hükmün tebliğ ettirilmesi Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi ile bağdaşmaz. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2009/16037
KARAR NO. 2010/17586
KARAR TARİHİ. 25.10.2010
>ANLAŞMALI BOŞANMA--BOŞANMA İLAMININ UZUN SÜRE SONRA TEBLİĞE ÇIKARILMASI--DÜRÜSTLÜK KURALINA AYKIRILIK
4721/m. 2, 166
ÖZET : Tarafların anlaşmalı boşanma taleplerine ve bu yönde hüküm almalarına rağmen, davacının hukuki ve fiili bir engeli olmadığı halde; iki yıl sekiz ay evliliği sürdürdükten sonra davalıya kararın tebliğini istemesi davacı için bir “hak” olmakla birlikte; dürüstlük kuralına aykırı ve “hakkın kötüye kullanılması” niteliğindedir. Boşanma iradelerinin samimi olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda; mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tarafların anlaşmalı boşanma taleplerine ve bu yönde hüküm almalarına rağmen, davacının hukuki ve fiili bir engeli olmadığı halde; iki yıl sekiz ay evliliği sürdürdükten sonra davalıya kararın tebliğini istemesi davacı için bir “hak” olmakla birlikte; Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve “hakkın kötüye kullanılması” niteliğindedir. Türk Medeni Kanunu’nun 2/2. maddesinde belirtildiği gibi bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanma iradelerinin samimi olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-01-2017, 14:00   #35
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

EŞİNİ "ÖZEL GÜNLERDE VE SOSYAL ORTAMLARDA" SÜREKLİ YALNIZ BIRAKMAK BOŞANMA SEBEBİDİR !!!
"Davalı-karşı davacı kadının mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı ERKEĞİN DE eşine karşı ilgisiz olduğu, "EŞİNİ SÜREKLİ ÖZEL GÜNLERDE VE SOSYAL ORTAMLARDA YALNIZ BIRAKTIĞI" ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, KUSURLU OLDUĞU anlaşılmaktadır.
Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında, davalı-karşı davacı KADIN DA DAVA AÇMAKTA HAKLI OLUP, Türk Medeni Kanununun 166.maddesi koşulları kadının davası yönünden gerçekleşmiştir.
O halde, davalı-karşı davacı KADININ BOŞANMA DAVASININ DA KABULÜNE KARAR VERİLMESİ GEREKİRKEN, yazılı şekilde reddi doğru görülmemiştir."
(Dairemizin 4 Ekim 2016 günlü kararı)
NOT:
1- Özel Günler: Evlilik yıldönümü, doğum günü, yılbaşı, bayram vb.
2- Sosyal Ortamlar: Düğünler, yurt içi ve dışı geziler, konserler, açılışlar, kermesler vb.
Old 20-01-2017, 11:46   #36
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Erkek eşin maaş kartının dahi babasında olması ekonomik şiddet olmakla boşanma sebebidir. (Y2HD, 31.10.2016, K. 2016/14206)
Old 19-03-2024, 13:03   #37
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Kadının barışma teklifinin kabul edilmemesi nedeniyle bu girişim af olarak kabul edilemez. Bu nedenle kadının açtığı boşanma davasının kocasını affetmis olduğu gerekcesiyle reddine karar verilmesi hatalidir.HGK 2020/244-881
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kararları... Av.Duygu Keleş Meslektaşların Soruları 5 18-03-2008 12:06
Resmi evlilik olmasa da fiili birliktelikler aile oluşturur-AİHM kararları ve ilgili üye19576 Aile Hukuku Çalışma Grubu 0 07-09-2007 16:27
evlilik birliğinin kullanımına tesis edilen kişisel mal Almıla Aile Hukuku Çalışma Grubu 1 25-08-2007 12:31
Yargıtay Kararları adıge Hukuk Sohbetleri 5 28-07-2007 15:24
yargıtay kararları sedaoner Hukuk Soruları Arşivi 0 17-03-2006 23:30


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05294895 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.