Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kıymet Takdir Raporunu Gayrimenkulün Hissedarlarına Tebliğ Edilmek Zorunda mı?

Yanıt
Old 13-05-2011, 13:15   #1
alperyldrm

 
Varsayılan Kıymet Takdir Raporunu Gayrimenkulün Hissedarlarına Tebliğ Edilmek Zorunda mı?

Merhaba,

Taşınmazlara ilişkin kıymet takdirini gayrimenkulün hissedarlarına tebliğ etmek zorunlu mudur?

Madde 128 – "...Kıymet takdirine ilişkin rapor borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak sureti ile tebliğ edilir..."

Madde 127 -“…İlanın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarlarının tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca adres tahkiki yapılmaz, gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer…”

Yukarıda ki madde metninde ( madde 128,) kıymet takdir raporunun kimlere tebliğ edileceği açıkça yazılmış, ancak bugün konuştuğum icra müdürü ve hâkimi kıymet takdir raporunu da hissedarlara tebliğ ettirmek gerekeceği yönünde tarafıma beyanda bulundular. Ancak kendilerine kanunun açık maddesini gösterdiğimde ve bu hususa ilişkin ( kıymet takdir raporunun hissedarlara tebliğ edilmesi gerektiğine veya kıymet takdir raporunun hissedarlara tebliğ edilmemesi ihalenin feshi sonucu doğuracağına) herhangi bir Yargıtay kararı bulunmadığını söylediğimde bir açıklama getiremediler.

Satış ilanının 127 madde gereği hissedarlara tebliğ edilmesi zorunlu ancak kıymet takdir raporunun hissedarlara tebliğ edilip edilmeyeceği konusunda bir açıklık yok. Bu konuda herhangi bir yargıtay kararı bulunmakta mıdır?
Old 13-05-2011, 13:33   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alperyldrm
Taşınmazlara ilişkin kıymet takdirini gayrimenkulün hissedarlarına tebliğ etmek zorunlu mudur?

...........

Satış ilanının 127 madde gereği hissedarlara tebliğ edilmesi zorunlu ancak kıymet takdir raporunun hissedarlara tebliğ edilip edilmeyeceği konusunda bir açıklık yok. Bu konuda herhangi bir yargıtay kararı bulunmakta mıdır?

Taşınmaza ilişkin kıymet takdiri raporunun taşınmazın hissedarlarına tebliği zorunlu değildir. Rapor borçluya, alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebliğ edilir.

Aslında kanun koyucunun düzenlemesinin de bu belirsizliğe sebep olduğunu söyleyebiliriz. Bir taraftan raporun tebliğ edileceği kişileri tahdidi olarak saymış, diğer taraftan rapora itiraz edebilecekleri "ilgililer" diyerek belirsizleştirmiştir (m.128a/f.1, cüm.1).
Old 13-05-2011, 15:30   #3
üye7160

 
Varsayılan

Sayın yldrm,
maalesef ki icra dairelerinin bu konuda ki uygulamaları birbirinden farklı.Biz burda kıymet takdiri raporunu,bir icra dairesinde sadece borçluya ve takyidat alacaklılarına göndebilirken,bir diğer icra dairesinde tüm ilgililerden kastın diğer hissedarlar olduğundan bahisle hepsine göndermek zorunda kalmıştık.Gerekçe ise çok basit şekilde açıklanmıştı.hissedarların da " kıymet takdiri raporuna itiraz hakkı olması" "çünkü gayrimenkulde söz sahibidirler ve yapılacak satışta gayrimenkulün değeri onları ilgilendiriyor" gibi...tartışırsanız işi izale-i şuyu davasına kadar götürüyorlar.en iyisi kabullenmek sanırım
Old 14-05-2011, 03:39   #4
av. tahsin

 
Varsayılan

sayın yıldırım, kanımca gönderilmesi icra takibinizin sıhhati açısından faydalı olur. zira onlar da borçlu-hissedar kadar alakadar sayılır, gönderilmemesi durumunda ihalenin feshi davası söz konusu olabilir.
Old 14-05-2011, 10:36   #5
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhaba;

Satışa konu taşınmazın hisseli olduğunu öğrendiğimde; tapudan diğer hissedarların adreslerini de sorup onlara da kıymet takdiri ve satış ilanı gönderiyorum. Meslektaşların da belirttiği gibi "daha iyi olur".

Saygılarımla...
Old 14-05-2011, 10:50   #6
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Cevap yazdıktan sonra karar taradım. Bulduğum iki kararda da zorunlu görülmüş:
Alıntı:
T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/386
Karar: 2006/3116
Karar Tarihi: 21.02.2006

1- Şikayetçi A. Güven adına çıkartılan satış ilanı tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapıldığı yazılı olmasına rağmen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmüştür. Tüzüğün anılan maddesine göre, adresinde neden bulunmadığı komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorulmalı, tevziat saatinden sonra adrese gelindiğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp ilgilisine imza ettirilerek belgelendirilmesi halinde 21. maddeye göre tebligat yapılabilir. Somut olayda yukarıda yazılı hususlar yerine getirilmediğinden anılan tebligat bu haliyle usulsüzdür. (Hukuk Genel Kurulu'nun 18.4.2001 tarih, 2001/6-386 esas, 2001/389 karar sayılı kararı). Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, taşınmaz hissedarına satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenle şikayetçi A. Güven yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi doğru değildir.


Sonuç: Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü Mahkeme kararının şikayetçi A. Güven yönünden yukarıda 1. ve 2. madde de, şikayetçi Y. Ekşi yönünden ise 2. madde de yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı:
T.C. YARGITAY

12.Hukuk Dairesi
Esas: 2004/23897
Karar: 2005/1492
Karar Tarihi: 01.02.2005

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dairemizin süregelen içtihatlarında da benimsendiği üzere tapuda hissedar olup hissesi satılmayan kişi de İİK.nun 134. maddesinde belirtilen ilgililerden sayılır ve ihalenin feshi davası açabilir. Bu nedenle İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmazın tapu siciline kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine satış ilanı tebliği zorunludur. Ancak anılan madde gereğince adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca adres araştırması yapılmaz. Gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer. Somut olayda tapu kaydında hissesi satılmayan şikayetçilerin tapuda yazılı adreslerinin <Gümüşyazı Köyü> olduğu görülmüştür. Ayrıca bu adrese çıkan kıymet takdiri rapor tebligatlarının her iki şikayetçi yönünde de adresten ayrıldıklarından bahisle 04.12.2002 tarihinde tebliğ edilmeden iade edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca satış ilanının tebliği yönünde icra dosyasında herhangi işleminde yapıldığına dair belgeye de rastlanılmamıştır. Tapuda yazılı adres 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35/4. maddesinde öngörülen resmi adres niteliğinde olduğundan, anılan maddeye göre tebliğ işleminin tamamlanması gerekirken bu yönde bir tebliğ işlemi yapılmadan taşınmazın ihale edilmiş olması başlı başına ihalenin fesih nedenini oluşturur. Yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 01.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 14-05-2011, 11:01   #7
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Özgür KARABULUT
Cevap yazdıktan sonra karar taradım. Bulduğum iki kararda da zorunlu görülmüş:


Üstadım kararlarınız satış ilanı ile ilgili. Soru kıymet takdir raporu
Old 14-05-2011, 11:33   #8
alperyldrm

 
Varsayılan

Kiymet takdir raporunun hissedarlara teblig edilmesinin " icra takibinin sihhati acisindan" veya " daha iyi olur" diye yapilmasi yerine, bu zorunlulugun mutlaka kanuna veya ictihata dayanmasi gerekir diye dusunuyorum.Meslektasimin da belirttigi uzere yukarida belirtilen kararlar ve benim buldugum kararlar hep satis ilani ile ilgili.
Old 14-05-2011, 11:50   #9
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alperyldrm
Kiymet takdir raporunun hissedarlara teblig edilmesinin " icra takibinin sihhati acisindan" veya " daha iyi olur" diye yapilmasi yerine, bu zorunlulugun mutlaka kanuna veya ictihata dayanmasi gerekir diye dusunuyorum.Meslektasimin da belirttigi uzere yukarida belirtilen kararlar ve benim buldugum kararlar hep satis ilani ile ilgili.


Üstadım yukarıdaki cevaplarımda da yazdığım üzere yasal olarak zorunlu değilse de kıymet takdirine ilişkin rapora karşı m.128a maddesinde "tebliğ edilen ilgililer"in rapora itiraz haklarının yasaca kabul edildiği görülmektedir. İcra müdürü raporu hissedara tebliğ ettiğinde, hissedarın rapora itiraz hakkı doğmakta mıdır? Yani zorunlu olmayan tebligat işleminin yapılmış olması, rapora karşı şikayet hakkı vermekte midir? Aşağıdaki kararlar da ortaklığın giderilmesi davasının kararı sonucu yapılan taşınmaz ihalesi öncesi tebliğ edilen rapora hissedarların icra mahkemesinide şikayet davası açtıkları görülmektedir. Ancak bu ihaledeki hissedarlar yasal olarak satış dosyasında taraf olduklarından, haciz işlemi neticesi yapılacak satıştaki hacizli taşınmaz hissedarı olarak kabul edilemezler düşüncesindeyim. Dosyanız haciz yolu ile satılacak taşınmaz ise bence bastırın ve raporun tebliğ edilmemesi yönünde müdürden veya icra mahkemesinden karar almaya çalışın. Aksi halde tebligat yaparsanız, şikayet etmeleri için yasal zemin oluşturmuş kabul edilebilirsiniz fikrindeyim


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1996/12-699

K. 1996/818

T. 20.11.1996

• SATIŞ YOLUYLA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan Taşınmaz - İpotek Borçlusu Paydaşın Alması )

• TAŞINMAZ SATIŞI ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan - İpotek Borçlusu Paydaşın Alması )

• PAYLI TAŞINMAZ SATIŞI ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan - İpotek Borçlusu Paydaşın Alması )

• İPOTEKLE YÜKÜMLÜ TAŞINMAZIN SATIŞI ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan - İpotek Borçlusu Paydaşın Alması )

• DEĞER TESBİTİ ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan Taşınmaz - Satış Bedelinin Tek Olması Gereği )

• İHALE ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan Taşınmaz - Satış Bedelinin Tek Olması Gereği )

• SATIŞ BEDELİNİN TEK OLMASI GEREĞİ ( Bir Payı Üzerinde Teminat İpoteği Bulunan Taşınmaz - İpotek Borçlusu Paydaşın Alması )

2004/m.128,133,134

1086/m.35,571

</IMG>
ÖZET : Bir payı üzerinde teminat ipoteği bulunan müşterek mülkiyet hükümlerine tabi dava konusu taşınmaz satış yoluyla ortaklığın giderilmesi sonucu ipotek borçlusu paydaş tarafından satın alınmıştır. Kuşkusuz bu satış Yasa gereği alıcı paydaşın payı üzerinden ipotekle yükümlü olarak yapılmıştır. Pay üzerindeki teminat ipoteği henüz müecceldir. Satıştan bu yeri edinen ve payı üzerinde teminat ipoteği bulunan paydaş alıcının, bunu karşılama durumunda kalıp kalmayacağı bu aşamada henüz belirgin değildir. Kaldı ki yapılan ihalelerdeki satış bedelinin tek olması gereği de temel bir usul kuralıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 15.11.1994 gün ve 1994/610-1088 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 28.3.1996 gün ve 1996/4036-4292 sayılı ilamıyla; ( .... Davacı ile birlikte G.E.'nin beraberce ihaleye katılmış olmaları olgusu tek başına aralarında adi ortaklık akdinin mevcudiyetini ifade etmez. Kaldı ki, Y.E. ihale konusu taşınmazda paydaş olduğuna göre ihale bedelinin süresinde ve tam olarak yatırılmadığından bahisle şikayette kendine düşecek miktarın etkilenmesi söz konusu olduğundan hukuki yarar vardır. Bu nedenle mahkemenin aksine görüşünde isabet bulunmamıştır.
Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 24.11.1992 tarih ve 1992/7-1605 sayılı ilamı ile 16253 ada 3 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki ayni ve şahsi yükümlülükleri ile birlikte satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Taşınmazın, 12761 pay itibariyle 990 payı Y.E., 2450 payı A.G.E. ve 9321 payı ise G.İnşaat A.Ş. adına tapuda kayıtlıdır. G.İnşaat A.Ş.'nin payı üzerinde 5.000.000.000 TL'lik ipotek bulunmaktadır. Mahkemece bilirkişi tapu fen memurundan alınan 2.7.1992 tarihli raporda taşınmazın 10.116.000.000 TL. değerinde olduğu bildirilmiş, satış memurluğunca taşınmaz bu değer üzerinden ve ipotekle yükümlü olarak satışa çıkarılmıştır. 17.5.1994 tarihinde yapılan birinci açık artırmada, ihale 15.100.000.000 TL. ile açılmış, F.A. 15.500.000.000 TL., M.Ş. 21.510.000.000 TL., S.S. 24.220.000.000 TL., G. İnşaat A.Ş. temsilcisi ise 24.226.000.000 Tl. pey sürmüşler. Taşınmaz en çok pey süren G. İnşaat A.Ş.'ye ihale edilmiştir.
Alıcı verilen sürede icra veznesine 6.530.602.820 TL. ödemiştir. Alıcının payına düşen parayı satış bedeline mahsuba hakkı vardır. Burada çözümlenmesi gereken sorun alıcının diğer paydaşların payına isabet eden parayı tam olarak ödeyip ödemediği noktasında toplanmaktadır.
HUMK'nun 571. maddesinde; açık arttırmanın İcra Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı kabul edilmiştir. Satış memurunun Sulh Hukuk Mahkemesi'nce ve üstelik uzman olmayan bilirkişiden aldığı raporla yetinmemesi uzman bilirkişi aracılığı ile taşınmazın değerini takdir ettirmesi, kıymet takdir raporunu ilgililere tebliğ ettirmesi ve bu rapor kesinleştikten sonra satışı yapması gerekirdi. Bu usulsüzlük İİK'nin 134. maddesi uyarınca başlıbaşına ihalenin feshi nedeni ise de, şikayet konusu yapılmamıştır.
Satışta esas alınan değer taşınmazın gerçek değerini yansıtmamaktadır.
İİK'nin 128/2. maddesi hükmüne göre, satış memuru taşınmazın kıymetinin takdirinde taşınmaz üzerindeki mükellefiyetlerin kıymetine olan etkisini nazara almak zorundadır.
İhaleye katılan kişilerin ipotek bedelinden sorumlu olacaklarını hesaba katarak pey sürecekleri de doğaldır.
Taşınmaz alıcı değilde üçüncü bir şahsa ihale edilmiş olsa idi, satış bedelinin ipotek nazara alınmadan tapudaki payları oranında paydaşlara tevzii halinde ipotek borçlusu olan paydaş hem bu miktar borcundan kurtulacak ve hem de payına düşen satış bedelini alacaktı ki bunun kabul edilmesi olanaksızdır. Taşınmazın ipotek borçlusuna ihale edilmesi halinde de durum aynıdır. Bu itibarla satış bedeline ipotek bedelinin eklenmesi ve bulunacak rakamın payları oranında paylaştırılması ve diğer paydaşların paylarına isabet eden paranın depo edilmesi zorunludur. Şikayetçilerin payına düşen para noksan ödendiğinden İİK'nin 133. maddesi uyarınca ihalenin İcra Müdürlüğü'nce feshedilmesine karar verilmek gerekirken şikayetin yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1- Dava, şikayet yoluyla ihalenin feshi istemine ilişkindir.
Mümeyyiz davacı vekili, mahkemenin lik direnme kararının yeni gerekçeye dayalı olması itibariyle Hukuk Genel Kurulu'nca yeni hüküm kabul edilerek inceleme yapılmak üzere Dairece gönderme kararı almasını ve Dairece verilen bozma kararını takiben dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesinden sonra, reddi hakim isteğinde bulunmuştur. Gerek reddi hakim dilekçesinde ileri sürülen hususlar, gerekse tüm dosya içeriğine göre hakimin bitaraflığından şüpheye düşürücü ve kanaat verici bir husus bulunmadığı cihetle ret edilen hakimin HUMK. 35. maddesi hükmünü gözeterek reddi hakim isteğini ret etmesi tamamen doğrudur. Bu itibarla reddi hakim isteğinin reddine dair kararın esasla birlikte temyizi nedeniyle bu yöne değinen temyiz itirazı ret edilmeli ve ret isteğinin reddine ilişkin hüküm onanmalıdır.
Reddi hakim isteğinin reddine ilişkin kurulan hükmün Hukuk Genel Kurulu'nda öncelikle ele alınıp oybirliği ile ret kararı onanmak suretiyle çözüme bağlanmasından sonra işin esasına yönelik temyiz itirazlarının tetkikine geçildi.
2- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtları, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, bir payı üzerinde teminat ipoteği bulunan müşterek mülkiyet hükümlerine tabi dava konusu taşınmaz satış yoluyla ortaklığın giderilmesi sonucu ipotek borçlusu paydaş tarafından satın alınmıştır. Kuşkusuz bu satış Yasa gereği alıcı paydaşın payı üzerinden ipotekle yükümlü olarak yapılmıştır. Pay üzerindeki teminat ipoteği henüz müecceldir. Satıştan bu yeri edinen ve payı üzerinde teminat ipoteği bulunan paydaş alıcının, bunu karşılama durumunda kalıp kalmayacağı bu aşamada henüz belirgin değildir. Kaldı ki yapılan ihalelerdeki satış bedelinin tek olması gereği de temel bir usul kuralı bulunmasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : 1- Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacının reddi hakim isteğinin reddine dair mahkemece kararın onanmasına oybirliğiyle,
2- Davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20.11.1996 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava şikayet yoluyla ihalenin iptaline ilişkindir. Satış, ipotekle yükümlü olarak yapıldığından, ipotek tutarının satış bedeline eklenip eklenmeyeceği ve ihale bedelinin nasıl taksim edileceği uyuşmazlık konusu olmuştur. Gerçekten 3 ortaklı müşterek mülkiyet konusu taşınmazda, ortaklardan birisinin hissesi üzerinde müeccel borca ilişkin teminat ipoteği vardır ve taşınmazın bu ipotekle yükümlü olarak satışına karar verilmiştir. İhale sonunda taşınmaz, hissesi ipotekle yükümlü ortak tarafından satın alınmıştır. Taşınmazdaki pay oranları eşit değildir.
Hissesi üzerindeki ipotekli borçtan, esasen bu hissedar sorumludur. Bu sebeple, ipotekten doğan yükümlülüğün, diğer hissedarlara intikal ettirilemeyeceği ve ihale sonucu diğer hissedarlara yapılacak ödemelerde, bu olgunun göz önünde tutulacağı belirgindir.
Bundan ayrı olarak, İcra İflas Kanunu m. 128/2 uyarınca ipoteğin kıymete etkisi nazara alınmalıdır. Zira ipotekli taşınmazın, ipotekli olmayan taşınmaza kıyasen değeri azalacaktır. Müşterisi ve pey süreni azalacaktır. Taşınmaz, bu ipotek nedeniyle bir kıymet kaybına uğrayacaktır. Diyelim ki ipotek olmasaydı kaç liraya satılabilecekti? Bu yön bilirkişiye tespit ettirilmeli, ihale bedelinin bu kıymeti karşılayıp karşılamadığı saptanmalı, iddia edildiği gibi karşılanmamış ise, aradaki fark kadar, hissedarların eline eksik para geçtiği ve bu duruma, hissesi ipotekle yükümlü hissedarın yol açması bakımından, bu eksiklikten ipotekle ilgisi olmayan hissedarların sorumlu tutulamayacakları göz önünde tutulup, bu kıymet düşüşünden hisselerine, isabet eden miktarlar, paylaştırmada, ipoteksiz hissedarların payına eklenmelidir. Bu yapılmadığından, ipotekle ilgisi olmayan hissedarlar için eksik ödeme yapılmamıştır. Bu nedenle İcra İflas Kanunu m: 133-134 çevresinde ihalenin feshi gerekir.
Öte yandan, ipotekli borç henüz muaccel olmadığından ve ipotek alacaklısının ve borçlusunun İcra İflas Kanunu m. 153 çevresinde bir talebi de henüz sebketmediğinden, ipotek kaydı terkin edilemeyeceği gibi, esasen ihale ipotekle yükümlü olarak yapılması nedeniyle, satın alan, ipotekli borç muaccel oldukta, bunu alacaklısına ödeyecektir. Bu itibarla, satış bedeline ipotek tutarı da dahil demektir. Paylaştırmada bu hususun da dikakte alınmaması isabetsizdir.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekirken yazılı şekilde direnme kararının onanmasına karşıyım.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/6221

K. 2003/9474

T. 28.4.2003

• İHALENİN FESHİ ( Kıymet Takdirine İtirazlar Üzerine Yeniden Keşif Yapılarak Aydınlatıcı Bilirkişi Raporu Alınmadan Eksik İnceleme Yapılması Nedeniyle )

• KIYMET TAKDİRİNİN TEBLİĞİ ( Ayrıca Bildirilmiş Olması Hali Müstesna Olmak Üzere İcra Dosyasındaki Ve Tapudaki Mevcut Adresleri Esas Alınmak Suretiyle Yapılması )

• KESİNLEŞMİŞ KIYMET TAKDİRİ ( Süresinde Şikayet Edildiği Takdirde Kıymet Takdirine İtirazların İhalenin Feshi Davası İçinde İncelenebilmesi )

• DEĞERLER ARASINDA FARK OLMASI ( Taşınmaz Hakkındaki Kıymet Takdiri Farklılığının Giderilmesi İçin Yeniden Keşif Yapılıp Bilirkişi Raporu Alınmasının Gerekmesi )

1086/m.275

2004/m.128,129

ÖZET : Kıymet takdirine itiraz üzerine mercice verilen kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde İcra Tetkik Merciinin kararının ihalenin feshi istemi sırasında incelenmesi mümkündür. Ayrıca kıymet takdirine itiraz edenin payının taşınmazın tamamına oranla az olması hissedar sayısının fazla olması gibi itirazda dikkate alınması yerinde olmayan nedenlerin ret sebebi sayılması doğru değildir.Yargılama sırasında taşınmazın kıymetini 96.423.800.000.000 TL olarak takdir ederken aynı bilirkişinin 2 yıl 2 ay sonra 51.795.628.625.000 TL saptanması yapılan rapora itiraz üzerine incelemenin mutlaka mahallinde ve teknik bilirkişiler aracılığı ile yaptırılıp değerlendirilmesinin zorunluluğunu açıkça ortaya koymaktadır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İİK.nun 128/2. maddesi gereğince ve satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesi taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığı ile tayin ve tespit ettirirken, taşınmaz üzerindeki yükümlülüklerin kıymete olan etkisi de dikkate alınır. Kesinleşen kıymet takdiri, taşınmazın satışı sırasında İİK.nun 129. maddesinde öngörülen ve satışın en az hangi bedelle yapılacağını saptayan önemli bir işlemdir. Kıymet takdirine ilişkin rapor borçluya, haciz koydurmuş alacaklılara ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir ( M. 128/2. cümle 2. )
İlgililer, icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile İcra Tetkik Mercii Hakimliğine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Ancak, kıymet takdirine itiraz üzerine mercice verilen kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı bu gibi hallerde İcra Tetkik Merciinin kararının ihalenin feshi istemi sırasında incelenmesi mümkündür.
İcra Müdürü tarafından satışa hazırlık işlemleri sırasında bilirkişiler aracılığı ile düzenlenen kıymet takdirine şikayet yolu ile İcra Tetkik Mercii Hakimliğine başvurulması halinde, HUMK.nun 275 ve sonraki maddelerine göre çözümü özel ve teknik bir bilgiye dayanan konularda mercice mahallinde yeniden keşif yapılarak ihtisas sahibi bilirkişiler aracılığı ile İcra Müdürlüğünün kıymet takdirine karşı ileri sürülen itiraz nedenleri incelenip denetlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
HUMK.nun 571. maddesi gereğince ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilen hallerde, satış işlemleri İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılacağından az yukarıda açıklanan usul işlemleri Sulh Hakiminin atadığı satış memuru tarafından yerine getirilecektir.
Somut olayda satış memuru tarafından yaptırılan kıymet takdirine şikayet yolu ile itiraz edilmesine rağmen mahkemece bu itiraz nedenleri mahalline gidilerek keşif yapılıp denetlenmeden ve bir başka incelemeye gerek görülmeksizin reddedilmiştir.
Mahkemece ret kararında bilirkişi raporunun ( detaylı olduğu ve emsal rayice uygun bulunduğu belirtilmiş, ihalenin feshi ile ilgili gerekçeli kararda ise ( .... her işgalcinin, hissedarın durumları, yaptığı yapının vasfı açık ve net şekilde değerlendirilmiştir. Kıymet takdirine 120 kadar itiraz olmuş, bu itirazlar, raporun içerdiği unsurlar ve arazinin orman ve kısmen çalılık vasfı gözönüne alınarak yapılmış olması, Ömerli baraj havzasının koruma alanının, kaçak yapıların yıkılma kararlarının durumları net bir şekilde açıklanarak değerlendirme yapıldığı için yeniden kıymet takdiri yapılması gerekli görülmemiştir ) denilerek kıymet takdirine itirazın neden inceleme yapılmaksızın reddedildiğine açıklık getirilmiştir.
Yukarıda değinildiği üzere kıymet takdiri, taşınmazın satışa hazırlık işlemleri sırasında ve satış memuru tarafından, Sulh Hukuk Mahkemesinde ortaklığın satış suretiyle giderilmesinin gerekli olup olmadığının araştırılması amacına yönelik olarak yapılan keşifte tespit edilenden ayrı bir işlem olup, mutlaka yeniden yapılmalıdır. Buna yönelik itiraz da ( satış memurunun işlemine karşı şikayet ) HUMK.nun 275. maddesi gereğince özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkemece seçilecek bilirkişiler aracılığı ile denetlenip sonuçlandırılmalıdır.
Kıymet takdirine itiraz edenin payının taşınmazın tamamına oranla az olması hissedar sayısının fazla olması gibi itirazda dikkate alınması yerinde olmayan nedenlerin ret sebebi sayılması doğru değildir. Ayrıca, bilirkişilerin konunun uzmanı oldukları ve bir kitapçığa ulaşan raporun ayrıntılı ve gerekçeli bulunduğu... vs. de itiraz üzerine yeniden inceleme yapılmasını engellemez. Zira itirazın değerlendirilmesi Hakimin bilgisi dışında, özel ve teknik bir bilgiyi gerektirmektedir. ( HUMK.nun 275 md. ).
Dairemizin öteden beri sapma göstermeden uygulanan yerleşik içtihatlarına göre, mahkemece kıymet takdirine itirazın somut olaydaki gibi inceleme yapılmaksızın reddedilmesi bozma nedeni sayılmaktadır.
( 12. H.D. 6.10.1994 tarih, 9861/11789 ) ( 12. H.D. 27.10.1995 tarih, 13451/14631 ) ( 12. H.D. 6.2.1996 tarih, 633/1581 ) ( 12.H.D. 10.6.998 tarih, 6625/7089 ) ( Talih Uyar İcra Hukukunda İhale ve İhalenin Bozulması, 2002 baskı-1. cilt sayfa : 1064, 1258, 1023 )
Dairemizin yukarıda özetlenen uygulaması Hukuk Genel Kurulu'nun oybirliği ile verdiği 17.3.1995 tarih, 1999/12-161 E. 1999/148 K. Sayılı kararı ile de benimsenmiş ve uygulamanın sürekliliği yönünde oluşan içtihatlar böylece devam ede gelmiştir.
Ayrıca, inşaat mühendisi bilirkişi Zafer N. tarafından Sulh Hukuk Mahkemesinde sürdürülen yargılama sırasında düzenlenen 14.10.1999 tarihli raporda taşınmazın üzerindeki muktesatla birlikte toplam değeri ( 96.423.800.000.000 TL ) olarak belirlendiği halde, satış sırasında esas alınması mümkün olmamakla beraber, bu raporun düzenlenmesinden yaklaşık 2 yıl 2 ay geçmesine rağmen bu defa aynı bilirkişinin de bulunduğu kurulca satış memurluğuna hitaben düzenlenen raporda değerin ( 51.795.628.625.000 TL. ) olarak saptanması da rapora itiraz üzerine incelemenin mutlaka mahallinde ve teknik bilirkişiler aracılığı ile yaptırılıp değerlendirilmesinin zorunluluğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Mahkemece gerekçeli kararda anılan farklılığa açıklama getirmek amacıyla yer verilen ( satış memurluğuna sunulan raporun denetime açık ve gerçeğe uygun bir rapor olması, kaçak yapılaşmadan oluşması ve arazinin orman, kısmen çalılık ve Ömerli baraj havzasında bulunması... vs ) hususlar mahallinde yeniden yapılacak keşifte bilirkişiler tarafından tartışılması gerekli ve özel uzmanlık alanına giren konular olup inceleme yapılmadan itirazın reddine gerekçe olamaz.
O halde, taşınmazın kıymet takdirine yönelik itirazlar incelemesiz reddedildiğinden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Davacı Deniz Yıldızı Denizcilik A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.04.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 14-05-2011, 12:10   #10
av.metinmso

 
Varsayılan

Kıymet takdirinin sonucu ön alım hakkı gibi durumlarda ilgilisini ilgilendirebilir diye düşündüm bir an ben de..
Old 14-05-2011, 22:35   #11
wellan

 
Varsayılan

Hissedarlara sadece satış ilanının tebliği zorunludur.Ancak ilerde yaşanabilecek olumsuzluklar için tebliğ etmenizi ve sorunsuz şekilde satışın gerçekleştirlmesi daha sağlıklı olur.İhalenin feshi kararı vb durumlarla uğraşmak size zaman kaybı yaşatır.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Old 22-08-2011, 11:05   #12
avsakgun

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No : 1980/12-3074
Karar No : 1981/770
Tarih : 27.11.1981


ihalenin feshi ( Satış İlanı ve kıymet takdir Raporlarının Tebligat Kanununa Uygun Şekilde tebliğ Edilmemiş Olması )
SATIŞ İLANI ( Tebligat Kanununa Uygun Şekilde tebliğ Edilmemiş Olmasının ihalenin feshi Nedeni Sayılması )
kıymet takdir raporu ( Tebligat Kanununa Uygun Şekilde tebliğ Edilmemiş Olmasının ihalenin feshi Nedeni Sayılması )
İLANEN TEBLİGAT ( Evrakın Bir Örneğinin tebliği Yaptıran Kazai Merciin Divanhanesine Asılmasının Gerekmesi )

ÖZET :
Satış ilanı ve kıymet takdir raporlarının tebligat kanunlarına uygun şekilde tebliğ edilmemiş olmaları ihalenin feshi sebebidir. Tebligat kanununun 35. Maddesine göre yapılacak tebligatlarda, evrakın bir örneğinin de tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine asılması gerekir. Bunun yerine getirilmemiş olması tebligatı geçersiz kılar.

DAVA :
Taraflar arasınhdaki " ihalenin feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ÇUBUK İcraTetkikMerciince davanın kabulüne dair verilen 7.5.1980 gün ve 7/3 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafındanistenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 10.7.1980 gün ve 4376-6063 sayılı ilamı: ( ..Borçlularşikayetlerinde satış ilanı ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini, borcu ödeme imkanları olupderhalödeyeceklerini bildirmişlerdir. İİK.nun 21. maddesi gereğince yapılan tebligatlar usulsüz olmadığı gibi usulsüzolsabile taşınmaz muhammen bedelin üstünde bir fiyatla satıldığından, müştekiler usulsüz tebligat sebebiyle nesuretlezarara uğradıklarını bildirip bu zararı isbat zorundadırlar. Bu hususta bir iddia ileri sürülmemiştir. Merciice ihalenin feshi duruşmasında keşif yapılıp yeniden kıymet takdirine gidilerek zarar unsurunun gerçekleştiğinden bahisle ihalenin fesih olunması isabetsizdir.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerin geri çevrilmekle, yeniden yapılanyargılamasonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadakikağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR :
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosyadaki belgelere, yerel mahkeme kararının dayandığıdelillerleyasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, satış ilanı ile kıymet takdir raporlarının Tebligat Kanunuhükümlerineuygun şekilde tebliğ edilmediklerinin anlaşılmasına, sözü edilen yasanın 35. maddesine göre yapılacaktebligatlardaevrakın bir nüshasının da tebliği yaptıran kazai merciin divanhanesine asılması gerektiği halde bu hususun dayerinegetirilmemiş bulunmasına ve İ.i.K.nun 134/5. maddesinde yazılı zarar unsurunun gerçekleştiğinin kabulügerekmesine göre, usul ve yasaya uygun olan direnme kararının ONANMASI gerekir.

SONUÇ :
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle direnme kararının yukarıda açıklanan nedenle27.11.1981tarihinde ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
Old 22-08-2011, 11:15   #13
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avsakgun


..........( .. Borçlular şikayetlerinde satış ilanı ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini,

Üstad karara dayanak şikayet borçlular tarafından yapılmıştır. Soruda kıymet takdir raporunun 3. kişilere tebliğinin zorunluluğu sorgulanmaktadır.

Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kıymet takdir raporunun ilgililere tebliği hakkında Av.Esin Güvenç Meslektaşların Soruları 2 23-05-2012 13:39
kıymet takdir raporu mdelen82 Meslektaşların Soruları 8 21-10-2011 08:09
Araç satışlarında kıymet takdir raporunun tebliği yelken Meslektaşların Soruları 10 01-09-2010 11:23
Tebliğat zarfında hem ödeme emri hem kıymet takdir raporu icra20 Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 11-08-2010 15:02
Kıymet takdir raporunun hissedarlara tebliği avalaattin61 Meslektaşların Soruları 11 14-02-2007 15:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06786203 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.