Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1 günlük sigortalılığın tespiti, mahkemece yapılan incelemelerde bildirge haricinde resmi bir belge ve geçerli bir tanık bulunamaması

Yanıt
Old 16-11-2011, 16:26   #1
av ebru civelek çetin

 
Varsayılan 1 günlük sigortalılığın tespiti, mahkemece yapılan incelemelerde bildirge haricinde resmi bir belge ve geçerli bir tanık bulunamaması

1 günlük sigortalılığın tespiti davası var. İşe giriş bildirgesi dosyada mevcut. Ancak bildirgedeki imza davacıya ait değil. SGK ya yazılan yazı cevabında dönem bordrosu olmadığı anlaşıldı, emniyete yazılan yazıda komşu işyeri tanıkları bulunamadı, işverene de ulaşılamadığından ilanen tebligat yapıldı.

Bu durumda davacının o işyerinde 1 gün de olsa çalıştığını bilen bodro ya da komşu işyeri tanığı olmayan kişilerin dinlenmesi halinde 1 günlük sigortalılığının tespitine karar verilebilir mi?
Old 17-11-2011, 09:17   #2
avukat ışık

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

21.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/19950
Karar: 2008/15197
Karar Tarihi: 06.10.2008


TESPİT DAVASI - FİİLİ ÇALIŞMANIN İSPATI - İŞYERİ DOSYASININ İMHA EDİLDİĞİ - İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİNDEKİ İMZANIN DAVACIYA AİT OLUP OLMADIĞI - BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNİN EKSİK YAPILDIĞI

ÖZET: Hizmet tespiti davalarında fiili çalışmanın ispatı için öncelikle bordro tanıklarının dinlenmesi, bu tanıklar bulunmadığı ya da ifadelerinin yetersiz görüldüğü hallerde mahkemece resen araştırılarak tespit edilecek komşu işyeri sahibi veya komşu işyeri bordrolarına geçmiş kişilerin tanık sıfatıyla çağrılıp dinlenilmesi, bununla da sonuca gidilemediği takdirde davacının gösterdiği tanık anlatımları değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekir.

(506 S. K. m. 2, 6, 79) (1086 S. K. m. 283, 284) (YHGK. 16.09.1999 T. 1999/21-510 E. 1999/527 K.) (YHGK. 05.02.2003 T. 2003/21-35 E. 2003/64 K.) (YHGK. 15.10.2003 T. 2003/21-634 E. 2003/572 K.) (YHGK. 03.11.2004 T. 2004/21-480 E. 2004/579 K.) (YHGK. 24.11.2004 T. 2004/21-538 E. 2004/621 K.)

Dava: Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.12.1976 tarihli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mehmet Yıldız tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Davacı, Yücel Merak unvanlı iş yerinde 01.12.1976 tarihinde bir gün süre ile çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin 01.12.1976 olduğunun tespitini istemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.

Davacıya ait 01.12.1976 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı kuruma verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Gerçekten; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 24.11.2004 gün 2004/21-538 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

Hizmet tespiti davalarında fiili çalışmanın ispatı için öncelikle bordro tanıklarının dinlenmesi, bu tanıklar bulunmadığı ya da ifadelerinin yetersiz görüldüğü hallerde mahkemece resen araştırılarak tespit edilecek komşu işyeri sahibi veya komşu işyeri bordrolarına geçmiş kişilerin tanık sıfatıyla çağrılıp dinlenilmesi, bununla da sonuca gidilemediği takdirde davacının gösterdiği tanık anlatımları değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekir.

Somut olayda; işyeri dosyasının imha edildiği, işverence ihtilaf konusu dönemle ilgili dönem bordrosunun Kuruma verilmediği ve bu nedenle bordro tanıklarının dinlenemediği, mahkemece yaptırılan zabıta araştırmasında komşu işyeri sahibi olarak tespit edilip bilgisine başvurulan Fikri Eron isimli kişinin olayla ilgili bilgisinin olmadığı anlaşılmıştır. Ancak davacı tarafından dinletilen tanıklar aynı işyerinde davacı ile birlikte üç ay çalıştıklarını, işyerinin kendilerini sigortalı göstermediğini, davacının aynı işyerinde çalıştığını bildirmişlerdir. Her ne kadar işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmışsa da, bilirkişinin grafoloji uzmanı olmadığı dosyadaki belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Davacının işe giriş bildirgesindeki evlenmeden önceki soyadı B. olup, imzası da o şekilde atılmıştır. Oysa bilirkişi incelemesi için alınan tatbik imzasında davacının soyadı Tunç olduğundan imzası da evlenmekle T. soyadına göre alınmıştır. Bu durumda bilirkişi incelemesinin eksik yapıldığı ortadadır. Kaldı ki, imzanın davacıya ait olmaması fiili çalışmanın olmadığına karine değildir. Çünkü, işe giren kişi yerine, muhasebeci, işveren vs. kişilerce işçi yerine imzaların atıldığı da bir gerçektir. Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca varıldığı ortadadır.

Yapılacak iş; öncelikle SGK ilgili Müdürlüğü'nden davalıya ait işyerinin açık adresi ve sigorta numarası açıkça yazılarak komşu işyerleri sorulmalı, komşu işyerlerine ait 1976 yılı 4. döneme ilişkin dönem bordroları getirtilerek komşu işyeri sahipleri veya komşu işyeri bordrolarına geçmiş kişiler tespit edilerek tanık olarak beyanları alınmalı, davacının bildirgenin verildiği tarihte veya yakın tarihte banka, nüfus müdürlüğü, tapu müdürlüğü, okul, evlenme dairesi, seçim müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlarda imzası bulunan belge asılları getirtilerek, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesinde işe giriş bildirgesindeki imza ile mukayesesi yaptırılmalı, soruşturma genişletilerek tüm deliller bir arada değerlendirilip fiili çalışma olup olmadığı konusunda bir sonuca varılmalıdır.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.10.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sigortalılığın Tespiti Davası Av Mehmet Yıldırım Meslektaşların Soruları 2 04-05-2011 15:24
Bir günlük sigortalılığın tespiti AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 4 01-09-2010 11:23
Bağ-Kur - Sigortalılığın Tespiti - Vergi Dairesi ve Oda Kaydı AVUKAT ŞÜKRAN Meslektaşların Soruları 1 14-08-2007 16:03
sigortalılığın başlangıcının tespiti evora Hukuk Soruları Arşivi 2 08-01-2007 11:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03673911 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.